Somut koşulları hesaba katarak hareket edildi ve 22 Temmuz 1944'de cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra kurulan ilk hükümetin başbakanı burjuva sosyalisti Moravvski'ydi. Aynı kişinin yönettiği ve 28 Haziran 1945'te kurulan ikinci hükümetin 21 bakanlığından sadece 7'sinde komünistler vardı. Fakat komünist partisinin öneri, insiyatif ve baskıları sonucu, bu karma hükümetler yönetiminde dahi toplumun çehresini değiştiren radikal tedbirler alındı, sosyalist kazanımlar birbirini izledi. Yaşamın dayattığı objektif ikilem karşısında -kapitalizm mi, sosyalizm mi?- sosyalist partisi çareyi komünist partisine iltihak etmekte buldu ve Aralık 1948'de Polonya Birleşik İşçi Partisi oluşturuldu. Kısa sürede ülke ekonomisinin kilit noktaları burjuvazinin elinden alındı. Topraklar, sanayi, ticaret kamulaştırıldı. Ülke sosyalizmi inşa yörüngesine girdi. Kendine sosyalizmi inşa perspektifini rehber edinen bir ülkenin ne işi var Batı kapitalizminin saflarında? Böyle bir dünya görüşünü kabullenmiş ve gerçekleştirme sürecine girmiş bir ülkenin sosyalist cephede yer alması Yalta Konferansı ile açıklanabilir mi?