Bölünmüşlüğün nesnel esaslara dayalı bir değerlendirilmesi demek, bu nesnel siyasal olgunun, iç ve uluslararası tarihsel ve toplumsal koşullarını, sınıfsal ortamını, iç ve uluslararası düşünsel kaynaklarını, ve bu temeller üzerinde, nedenlerini ve anlamını, ideolojik içeriğini ve sınıf mantığını kavramak demektir. Bu hala devrimci hareketin en acil ihtiyacı olan, geçmişin değerlendirilmesinden başka birşey değildir aslında. Bu yapılabildiği ölçüde, sol hareketteki bugünkü bölünmüşlüğün kötü niyetten, 'birlik güdüsü'nün zayıflığından, grupçuluktan vb. doğmadığı, bu tür özel(269) etmenlerin olsa olsa bölünmüşlüğü pekiştiren, aşırı noktalara vardıran sonuçlar olarak tali ve kısmi bir rol oynadığı görülecektir. Daha da önemlisi, bu yapılabildiği ölçüde, gündemde olanın ayrışma, saflaşma, netleşme olduğu; birliğin, ancak bu temelde ve bu sürecin bir uzantısı olarak ele alınabileceği görülecektir.