Gorbaçov Stalin'i kesinlikle savunmadı. Yalnızca kritik, keskin yol ayrımlarıyla belirlenen bir dönemi değerlendirmek zorunda kalınca, tarihsel gerçeğe boyun eğdi. Başka biri değil ama, Sovyet revizyonizminin başı bunu böyle yapmak zorundaydı. Sovyet halkları ve dünya önünde, 70. yılında Ekim Devrimini değerlendiren biri, Sosyalist Sovyetler Birliği'nin, hiçbiri Stalin'i ideolojik ve tarihsel kişiliğinden ayrı düşünülemeyecek muazzam başarılarını es geçseydi eğer, bu 70 yıldan geriye Kruşçevci bozulma ve Brejnevci çürüme döneminden başka bir şey kalır mıydı acaba?
Revizyonist yöneticiler, Sovyet emekçilerini ya da sıradan, dürüst parti üyelerini, hedefledikleri gerici planlar doğrultusunda şevkle harekete geçirmek amacıyla tarihe her başvurduklarında, ancak ikiyüzlü bir tarzda Lenin-Stalin dönemlerinin başarılarıyla övünebiliyorlar. Aşağıdaki sözler Gorbaçov'un 27. Kongre'de Merkez Komitesi adına sunduğu raporun son bölümünden:(90)