"Gorbaçov'un gündeme getirdiği reformlardan sonra, üzerinde epeyce tartışmaların yapıldığı ve hala da yapılmakta olan konu, SSCB'nin durumudur. Yapılan çeşitli spekülasyonlarla, Gorbaçov'un Stalin ve Stalin dönemiyle ’hesaplaşacağı' açıklanmaya çalışılmıştır. Bu, aslında Gorbaçov'un kendisinin de temsilciliğini yaptığı resmi ideolojiyle 'hesaplaşması' anlamına gelirdi. Gorbaçov, Ekim devriminin 70. yılı için yapılan kutlama törenlerindeki konuşmasıyla, resmi ideolojinin savunuculuğunu açıkça yapmış ve bu konudaki spekülasyonlara da böylece yanıt vermiştir. 2 Kasımda SBKP'nin Merkez Komitesi adına yapılan konuşma, egemen bürokrasinin resmi ideolojisinin Stalinizm olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur." (Gorbaçov ve Resmi Tarih, Sayı:37, Kasım-Aralık 87)
Bu parçadaki gizli imaların açık muhatabı, Sosyalist İşçi'nin liberal kardeşi Yeni Öncü'dür. "Stalinizm"i burjuva revizyonist diktatörlüklerin "resmi ideolojisi" olarak göstermede dünya gericiliği ve troçkistler başından beri eleleler. Fakat örtülemez, yokedilemez tarihsel gerçek şudur ki, Kruşçev'le başlayan yeni tarihsel dönem ve süreç, Stalin'in düşünce ve eserine saldırı zeminine oturmuş, öyle gelişebilmiştir. Fakat Stalin'in düşünce ve eserine cepheden saldırı, Marksizm-Leninizme, sosyalizmin teori ve pratiğine cepheden saldırı anlamına geldiği için, işe hep Stalin'in kişiliği ve "kanunsuz eylemleri" ile başlanmış, bu karalama kampanyasının sağladığı olanaklarla ilerlenebilmiştir.
Gorbaçov'un 70. yıl konuşmasında yaptığı da budur. Troçkist lafazanlıklarla süslenmiş reformist teorilerin yeni Türkiye temsilcisi Sosyalist İşçi, isteseydi bizzat bu konuşmanın içindeki açık kanıtlarla bunu görebilirdi. Birazcık(88)sabretseydi, şimdi Sovyetler Birliği'nde Gorbaçov'un önderliğinde süren sınırsız Stalin düşmanı kampanyayla bunu pratik olarak da görmüş olacaktı.
Gorbaçov'un 70. yıl konuşmasında Stalin'i savunduğunu iddia edenler ya kendilerini aldatıyorlar, ya da kendileri aldanmasalar bile böyle gösterip başkalarını aldatmadan yarar umuyorlar.
70. yıl konuşmasında Stalin savunuldu, ama Gorbaçov tarafından değil; tarih tarafından, Stalin'in tarihe malolmuş düşünce ve eseri tarafından. Tarihin sustuğu yerde ise, Gorbaçov Stalin'e saldırılarında Kruşçev'den geri kalmadı; dahası, Kruşçev'in başlattığı karalama kampanyasını bütün sonuçlarına götüreceğini bütün dünyaya açıkça ilan etti ve daha şimdiden bu alanda hayli de mesafe katetmiş bulunuyor.
Tarihe malolmuş, tarih tarafından doğrulanmış her kişi, düşünce ve eylemin hakkı her zaman gericiler ve revizyonistler tarafından verilmez. Tersine tarih çarpıtılır, tarihi gerçekler tersyüz edilir ya da yok sayılır. Bu gerçeği hatırlatar