Mormon kitabi isa mesih hakkinda başka bir taniklik



Yüklə 4,31 Mb.
səhifə15/57
tarix26.07.2018
ölçüsü4,31 Mb.
#58363
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   57
66 Çünkü bağımdaki ağaçları kaybetmek beni üzüyor; bu nedenle, iyiler büyüdükçe kötüleri ayıklayacaksınız; öyle ki kökle tepe eşit güce sahip olsun. Ta ki, iyi kötüyü bastırıncaya ve kötü kesilip ateşe atılıncaya dek; böylece bağımın toprağını kaplayamazlar; ben de bu şekilde bağımdan kötüyü söküp atmış olurum.
67 Ve doğal ağacın dallarını yeniden doğal ağaca aşılayacağım.
68 Ve doğal ağacın dallarını, ağacın doğal dallarına aşılayacağım ve böylece onları yeniden bir araya getireceğim; öyle ki onlar doğal meyve verecekler ve tek olacaklar.
69 Ve kötüler atılacak, evet, hem de bütün bağımın her toprağından; çünkü işte, artık bağımı budamayacağım.
70 Ve öyle oldu ki bağ sahibi hizmetkârını yolladı; ve hizmetkâr gidip efendisi ne emrettiyse yaptı ve başka hizmetkârlar getirdi; ama gelenler azdı.
71 Ve bağ sahibi onlara şöyle dedi: Gidip var gücünüzle bağda çalışın. Çünkü işte, bağımın bakımını son kez yapıyorum; çünkü son yakındır ve mevsim de hızla yaklaşıyor; ve benimle birlikte var gücünüzle çalışırsanız, yakında gelecek zaman için kendime ayıracağım meyve sizi de sevindirecektir.
72 Ve öyle oldu ki hizmetkârlar gidip var güçleriyle çalıştılar ve bağ sahibi de onlarla birlikte çalıştı; ve onlar bağ sahibinin verdiği her emri yerine getirdiler.
73 Ve bağda yeniden doğal meyve çıkmaya başladı; ve doğal dallar büyüdü, son derece serpilip gürleşti; ve yabani dalların kesilip atılmasına başlandı; ve ağaçların kökleriyle tepelerini güçlerine göre eşit ölçüde tuttular.
74 Ve böylece hizmetkârlar bağ sahibinin emirlerine göre, kötü dallar bağdan atılıncaya ve bağ sahibi doğal ağaçları kendine ayırıp doğal ağaçlar yeniden doğal meyve verinceye dek canla başla çalıştılar; ve hepsi tek bir beden gibi oldu; ve meyveleri de aynıydı; ve bağ sahibi başlangıçtan beri çok değer verdiği doğal meyveyi ayırıp kendine sakladı.
75 Ve öyle oldu ki bağ sahibi bağının artık bozulmadığını ve meyvesinin iyi olduğunu görünce, hizmetkârlarını yanına çağırıp onlara şöyle dedi: İşte, bağımın son bakımını yaptık; ve gördüğünüz gibi kendi isteğime göre davranarak doğal meyveyi korudum; öyle ki ilk başta olduğu kadar iyi. Ve ne mutlu sizlere! Çünkü benimle birlikte bağımda canla başla çalıştınız, emirlerimi yerine getirdiniz ve bana yine doğal meyve getirdiniz; öyle ki bağım artık düzeldi ve kötü sökülüp atıldı; işte sizler de benimle birlikte bağımın meyvesinden dolayı sevineceksiniz.
76 Çünkü işte, hızla yaklaşan mevsim için uzun bir süre bağımdan kendime meyve toplayacağım; bağımın bakımını son kez yaptım ve ağaçları budadım ve diplerini belledim ve onları gübreledim; bu nedenle, söylediğim gibi uzun bir süre kendime meyve toplayacağım.
77 Ve kötü meyve yeniden bağımı sardığında, işte o zaman iyiyle kötüyü birlikte toplatacağım ve iyiyi kendime ayırıp kötüyü ait olduğu yere atacağım. Ve o zaman mevsimle birlikte son da gelecek; ve ben bağımı ateşe vereceğim.

6. BÖLÜM
Rab son günlerde İsrail'e şifa verecek Dünya ateşle yakılacakİnsanlar ateş ve kükürt gölünden kurtulmak için Mesih'i izlemelidir. m.ö. tahminen 544--421 yılları.



Ve şimdi işte, kardeşlerim, size peygamberlikte bulunacağımı söylemiştim; işte, edeceğim peygamberlik budur---öyle ki peygamber Zenos'un İsrail Evi'ni evcil bir zeytin ağacına benzeterek söyledikleri kesinlikle gerçekleşecektir.
2 Ve Rab'bin, halkına şifa dağıtmak üzere elini ikinci kez yeniden uzatacağı gün, evet, Rab'bin hizmetkârlarının gidip O'nun gücüyle bağını son kez budayıp bakımını yapacakları gün olacaktır; ve bundan sonra son çok geçmeden gelecektir.
3 Ve O'nun bağında canla başla çalışanlara ne mutlu! Ve ait oldukları yere atılanlarsa ne kadar lanetlidir! Ve dünya ateşle yakılacaktır.
4 Ve Tanrımız bize ne kadar merhametlidir; çünkü O, İsrail Evi'ni, hem kökleri hem de dalları hatırlar ve elini gün boyunca onlara uzatır; ve onlar dik kafalı ve asi bir halktır; ama yüreklerini katılaştırmayanlar Tanrı'nın Krallığı'nda kurtulacaklardır.
5 Bu nedenle, sevgili kardeşlerim, size ciddi sözlerle yalvarıyorum ki tövbe edin ve gelin kalbinizin tüm amacıyla Tanrı'nın size bağlı olduğu gibi, siz de O'na bağlanın. Ve O'nun merhamet eli gün ışığında size uzatılmışken, yüreklerinizi katılaştırmayın.
6 Evet, bugün O'nun sesini işitirseniz, yüreklerinizi katılaştırmayın; çünkü neden ölmek istiyorsunuz?
7 Çünkü işte, gün boyu Tanrı'nın iyi sözüyle beslendikten sonra, kesilip ateşe atılmak için mi kötü meyve vereceksiniz?
8 İşte, bu sözleri reddedecek misiniz? Peygamberlerin sözlerini reddedecek misiniz? Ve bu kadar insan O'nun hakkında konuştuktan sonra Mesih hakkında söylenilen bütün sözleri reddedecek misiniz? Ve Mesih'in iyi sözünü ve Tanrı'nın gücünü ve Kutsal Ruh armağanını inkâr mı edecek misiniz ve Kutsal Ruh'u söndürerek sizin için hazırlanmış olan yüce fidye ile kurtuluş planını alaya mı alacaksınız?
9 Bilmez misiniz ki bunları yaparsanız, Mesih'teki fidye ile kurtarış ve diriliş gücü sizi Tanrı'nın yargı kürsüsü önünde utançla ve korkunç bir suçluluk duygusuyla durmak zorunda bırakacaktır.
10 Ve adaletin gücü adına ki adalet reddedilemez---alevi hiç söndürülemeyen ve dumanı sonsuza dek daima tüten ateş ve kükürt gölüne atılmanız gerekiyor; o ateş ve kükürt gölü ki sonsuz işkencedir.
11 O halde, sevgili kardeşlerim, tövbe edip dar kapıdan girin ve sonsuz yaşama kavuşuncaya kadar bu ince yoldan ayrılmayın.
12 Akıllı olun! Daha başka ne diyeyim?
13 Son olarak, Tanrı'nın hoş mahkemesinde yeniden karşılaşıncaya kadar sizlere veda ediyorum; bu mahkeme kötüleri korkunç bir korkuyla ve dehşetle vurur. Amin.

7. BÖLÜM


Şerem, Mesih'i inkâr eder, Yakup'la tartışarak bir işaret ister ve Tanrı tarafından cezalandırılırBütün peygamberler Mesih'ten ve O'nun kefaretinden söz etmişlerdirNefililer göçebe hayatı yaşarlar, sıkıntılar içinde dünyaya gelirler ve Lamanlılar tarafından nefret edilirler. m.ö. tahminen 544--421 yılları.
Ve şimdi, öyle oldu ki bİrkaç yıl geçtikten sonra Nefi halkı arasına Şerem adında biri geldi.
2 Ve öyle oldu ki halkın arasında vaaz vermeye ve onlara Mesih'in gelmeyeceğini bildirmeye başladı. Ve halkı pohpohlayarak onların hoşuna giden birçok şeyi vaaz etti; ve bunu Mesih'in öğretisini yıkmak amacıyla yapıyordu.
3 Ve halkın yüreğini doğru yoldan saptırmak için canla başla çalışıyordu; sonunda birçok yüreği kandırdı; ve ben Yakup'un gelecek olan Mesih'e inandığımı bildiğinden, bana ulaşmak için her yolu denedi.
4 Ve eğitim görmüş bir kişiydi; öyle ki halkın konuştuğu dili çok iyi biliyordu; bu nedenle, şeytanın gücü doğrultusunda pohpohlayıcı sözler kullanarak çok iyi konuşuyordu.
5 Ve bu konularla ilgili gördüğüm bunca şeye ve aldığım sayısız vahiylere rağmen, inancımı sarsmayı umuyordu; çünkü ben gerçekten melekler görmüştüm ve onlar bana hizmet etmişlerdi. Ve zaman zaman kendi sesiyle bana konuşan Rab'bin sesini de duymuştum; bu nedenle inancımı kimse sarsamazdı.
6 Ve öyle oldu ki Şerem bana geldi ve bana şöyle diyerek konuştu: Yakup kardeş, seninle konuşabilme fırsatını çok aradım; çünkü duydum ve ayrıca biliyorum ki adına Sevindirici Haber ya da Mesih'in öğretisi dediğin bir şeyi gittiğin yerlerde vaaz ediyorsun.
7 Ve bu halkın çoğunu yanılttın; öyle ki halk, Rab'bin doğru yolunu saptırıp doğru yol olan Musa Yasası'nı dinlemez oldu; ve Musa Yasası'nı yüzlerce yıl sonra geleceğini söylediğin bir varlığa tapınmaya dönüştürdün. Ve şimdi işte, ben Şerem, sana bildiriyorum ki bu Tanrı'ya sövmektir; çünkü hiç kimse böyle şeyleri bilmez; çünkü kimse olacakları bildiremez. Ve Şerem bana karşı böyle şeyler iddia etti.
8 Fakat işte, Rab Tanrı, Ruhu'nu içime öylesine döktü ki söylediği her sözde onu şaşırttım.
9 Ve ona: AGelecek olan Mesih'i inkâr mı ediyorsun?@ dedim. Ve o şöyle dedi: Mesih diye biri olsaydı, O'nu inkâr etmezdim; ama biliyorum ki Mesih yok, hiç olmadı, olmayacak da.
10 Ve ona: AKutsal yazılara inanıyor musun?@ dedim. Ve o: AEvet!@ dedi.
11 Ve ona şöyle dedim: Öyleyse onları anlamamışsın; çünkü onlar gerçekten Mesih'e tanıklık ediyor. İşte, sana söylüyorum ki peygamberlerin hiçbiri bu Mesih'in hakkında söz etmeden ne yazmışlardır ne de peygamberlik etmişlerdir.
12 Ve bununla da bitmiyor; bu bana açıkça gösterildi, çünkü görüp işittim; ve aynı zamanda bana Kutsal Ruh'un gücüyle de açıklandı; bu yüzden biliyorum ki kefaret olmazsa, bütün insanlık yok olur.
13 Ve öyle oldu ki Şerem bana: ASayesinde o kadar çok şey bildiğin bu Kutsal Ruh'un gücüyle bana bir işaret göster!@ dedi.
14 Ve ben ona şöyle dedim: Doğru olduğunu bildiğin bir şey için sana işaret göstereceğim diye Tanrı'yı denemeye mi kalkışayım? Nasıl olsa inkâr edeceksin, çünkü sen şeytana aitsin. Yine de benim isteğim olmasın; fakat Tanrı seni cezalandıracaksa, bu gökte de yerde de gücün O'nda olduğunun ve ayrıca Mesih'in geleceğinin işareti olsun sana. Ve ya Rab, benim değil, senin isteğin olsun!
15 Ve öyle oldu ki ben Yakup, bu sözleri söyler söylemez Rab'bin gücü Şerem'in üzerine öyle bir geldi ki Şerem yere düştü. Ve öyle oldu ki günlerce başkalarının eliyle beslenmek zorunda kaldı.
16 Ve öyle oldu ki Şerem halka: AYarın toplanın; çünkü öleceğim; bu nedenle, ölmeden önce halka konuşmak istiyorum!@ dedi.
17 Ve öyle oldu ki ertesi gün epeyce insan toplandı; ve Şerem onlara çok açık konuştu ve onlara öğretmiş olduğu sözlerin yalan olduğunu söyledi ve Mesih'i, Kutsal Ruh'un gücünü ve meleklerin görevini açıkça kabul etti.
18 Ve şeytanın gücüyle kandırıldığını onlara açıkça söyledi. Ve cehennemden, sonsuzluktan ve sonsuz cezadan söz etti.
19 Ve şöyle dedi: Korkarım bağışlanmaz bir günah işledim, çünkü Tanrı'ya yalan söyledim; çünkü Mesih'i inkâr ederek kutsal yazılara inandığımı söyledim; ama yazılanlar gerçekten Mesih'e tanıklık ediyor. Ve Tanrı'ya böyle yalan söylediğim için durumumun korkunç olacağından çok korkuyorum; ama Tanrı'ya itiraf ediyorum.
20 Ve öyle oldu ki bu sözleri söyledikten sonra artık konuşamaz oldu ve ruhunu teslim etti.
21 Ve ruhunu teslim etmek üzereyken bunları söylediğine tanık olan kalabalık büyük bir şaşkınlık içerisindeydi; o denli ki Tanrı'nın gücü onların üzerine indi ve herkes kendinden geçip yere serildi.
22 Şimdi, bu olay ben Yakup'u çok sevindirdi; çünkü bunu Cennetteki Babam'dan rica etmiştim; çünkü O yakarışımı duymuş ve duama cevap vermişti.
23 Ve öyle oldu ki Tanrı'nın huzuru ve sevgisi halkın arasında yeniden sağlandı; ve onlar kutsal yazıları araştırarak, bu kötü adamın sözlerini bir daha dinlemediler.
24 Ve öyle oldu ki Lamanlılar'ı gerçeğin bilgisine geri getirip yanlış davranışlarını düzeltmek için birçok çare düşünüldü; ama hepsi boşa çıktı; çünkü savaştan ve kan dökmekten zevk alıyorlar ve biz kardeşlerine karşı sonsuz bir nefret besliyorlardı. Ve devamlı olarak silahlarının gücüyle bizi yok etmenin yollarını arayıp duruyorlardı.
25 Bu nedenle, Nefi halkı bütün gücüyle Tanrı'ya ve kurtuluşlarının kayasına güvenerek ve onlara karşı silaha sarılarak kuvvetlendi; bundan dolayı, şimdiye dek düşmanlarını yenmeyi başardılar.
26 Ve öyle oldu ki ben Yakup yaşlanmaya başladım; ve bu halka ait kayıtlar diğer Nefi Levhaları'nda yazılı olduğu için bu kayıtları burada bitiriyorum ve bildiklerimi en iyi şekilde yazdığımı beyan ederim. Son olarak şunu da söyleyeyim: Zaman bizlerle beraber geçip gitti ve üstelik hayatlarımız da bir rüya gibi bizim için geldi geçti; yalnız başına kalmış, ağır başlı göçebe bir halktık; Yeruşalem'den atılmış, çölde sıkıntılar içinde doğmuştuk ve kardeşlerimiz tarafından nefret edilmiştik; bu da savaşlara ve çekişmelere neden olmuştu; bu yüzden, hayatımız yas tutarak geçti.
27 Ve ben Yakup, yakında mezarıma ineceğimi gördüğümden, oğlum Enos'a: ABu levhaları al@ dedim. Ve kardeşim Nefi'nin bana emrettiği şeyleri ona anlattım ve oğlum bu emirlere uyacağına söz verdi. Ve bu levhalara yazdığım birkaç şeyi burada bitiriyorum; ve yazdıklarımı kardeşlerimin çoğunun okuyacağını umarak, okurlarıma veda ediyorum. Elveda kardeşlerim.

Enos Kİtabi
Enos var gücüyle dua eder ve günahlarının bağışlanmasını elde eder---Gelecekte bir gün Lamanlılar'a kurtuluş sözünü veren Rab'bin sesi Enos'un zihnine gelir---Nefililer, Lamanlılar'ı Kilise'ye geri getirmeye çalışırlarEnos, Kurtarıcısında sevinir. m.ö. tahminen 420 yılı.
İŞTE, öyle oldu ki ben Enos, babamın doğru bir insan olduğunu biliyorum---çünkü bana kendi dilini öğretti; ve aynı zamanda beni Rab'bin terbiyesinde ve öğüdünde yetiştirdi---ve bunun için Tanrımın adı kutsal olsun!
2 Ve günahlarımın bağışlanmasına varmadan önce Tanrı'nın önünde yaptığım güreşi sizlere anlatmak istiyorum.
3 İşte ormanlara avlanmaya gitmiştim; ve babamdan sık sık duyduğum sonsuz yaşam ve azizlerin sevinci hakkında konuştuğu sözler yüreğimin derinliklerine saplandı.
4 Ve ruhum acıktı ve Yaratıcımın önünde diz çökerek ruhum için O'na var gücümle dua edip yakardım; ve bütün gün O'na haykırdım; evet ve gece olduğunda sesimi hâlâ yükseltiyordum ki sesim göklere ulaştı.
5 Ve bir ses gelip bana şöyle dedi: Enos, günahların bağışlandı ve sen kutsanacaksın.
6 Ve ben Enos, Tanrı'nın yalan söyleyemeyeceğini biliyordum; bu nedenle suçum silinip gitmişti.
7 Ve ben: ARab, bu nasıl oldu?@ dedim.
8 Ve Rab bana şöyle dedi: Daha önce hiç sesini duymadığın ve görmediğin Mesih'e olan inancın sayesinde oldu. Ve O kendisini bedende göstermeden önce uzun yıllar geçecek; bu nedenle, git, imanın seni iyileştirdi.
9 Şimdi, öyle oldu ki bu sözleri duyunca, kardeşlerim Nefililer'in huzuru için istek duymaya başladım; bu nedenle bütün yüreğimi onlar için Tanrı'ya döktüm.
10 Ve Ruh'ta böyle mücadele verirken, işte Rab'bin sesi zihnime yeniden gelip şöyle dedi: Emirlerimi tutmak için gösterdikleri çaba ölçüsünde kardeşlerine geleceğim. Onlara bu ülkeyi verdim ve burası kutsal bir ülkedir; ve kötülükleri nedeniyle olmadıkça burasını lanetlemeyeceğim; bu nedenle söylediğim gibi kardeşlerini ziyaret edeceğim ve onların suçlarını acı bir şekilde kendi başlarına indireceğim.
11 Ve ben Enos, bu sözleri duyduktan sonra Rab'be olan imanım sarsılmaz olmaya başladı; ve kardeşlerim Lamanlılar için Rab'be uzun uzun çok çaba sarf ederek dua ettim.
12 Ve öyle oldu ki canla başla dua ettikten ve çalıştıktan sonra Rab bana şöyle dedi: İnandığın için isteklerini yerine getireceğim.
13 Ve şimdi işte, O'ndan istediğim istek şuydu: Eğer olur da, halkım olan Nefililer yasayı çiğner ve herhangi bir şekilde yok olur ve Lamanlılar yok olmazlarsa, Rab Tanrı halkım olan Nefililer'in kayıtlarından birini saklasın; hatta O'nun kutsal kolunun gücüyle bile olsa bu kayıtlar gelecekte bir gün Lamanlılar'a getirilsin ki belki böylelikle kurtuluşa getirilebilirler.
14 Çünkü şu an onları gerçek inanca geri getirebilmek için harcadığımız çabalar boşunaydı. Ve onlar öfkelenerek, ellerinde olsa bütün kayıtlarımızı, bizi ve ayrıca atalarımızdan kalan bütün gelenekleri yok edeceklerine dair yemin ettiler.
15 Bu nedenle, Rab Tanrı'nın kayıtlarımızı saklamaya gücünün yettiğini bilerek, O'na sürekli yakardım; çünkü Rab bana şöyle dedi: Mesih'in adıyla alacağına inanarak, inançla her ne istersen elde edeceksin.
16 Ve benim inancım vardı ve Tanrı'ya kayıtları koruması için yakardım; ve O, uygun gördüğü zamanda onları Lamanlılar'a ulaştıracağına dair benimle bir antlaşma yaptı.
17 Ve ben Enos, bunun O'nun yaptığı antlaşma uyarınca olacağını biliyordum; bu nedenle içim rahatladı.
18 Ve Rab bana şöyle dedi: Ataların da benden bunu istediler; ve bu onların inançlarına göre olacaktır; çünkü onların inancı da senin inancın gibiydi.
19 Ve şimdi, öyle oldu ki ben Enos, Nefi halkı arasında dolaşarak gelecekte olacaklar hakkında peygamberlikte bulundum ve görüp duyduklarım hakkında tanıklık ettim.
20 Ve Nefi halkının, Lamanlılar'ı Tanrı'daki gerçek inanca döndürmek için ellerinden geleni yaptıklarına tanıklık ederim. Ama çabalarımız boşunaydı; onların nefreti çok derinlere kök salmıştı ve kendi kötü huylarının ardınca sürükleniyorlardı; öyle ki yabani, yırtıcı, putataparlık ve pislik dolu, kana susamış bir halk oldular; vahşi hayvanlarla besleniyor, çadırlarda oturuyor ve bellerine sardıkları kısa deriden bir kuşakla ve saçlarını kazıtarak çölde göçebe hayatı yaşıyorlardı; ve onlar yay, pala ve balta kullanmada çok ustaydılar. Ve çoğu çiğ etten başka bir şey yemezdi; ve sürekli olarak bizi yok etmeye çalışıyorlardı.
21 Ve öyle oldu ki Nefi halkı ise toprağı işliyor ve her türlü tahıl ve meyve ve büyükbaş hayvan sürüleri ve her cinsten çeşitli sığırlar ve keçiler ve yaban keçileri ve ayrıca birçok at yetiştiriyordu.
22 Ve aramızda çok sayıda peygamber vardı. Ve halk dik kafalı, anlayışı kıt bir halktı.
23 Ve aşırı sertliğin, vaazların ve savaşlar, çekişmeler ve yıkımlarla ilgili yapılan peygamberliklerin ve sürekli olarak onlara ölümü ve sonsuzluğun uzunluğunu ve Tanrı'nın yargılarını ve gücünü hatırlatmanın dışında başka bir şey yoktu ve bütün bunlar onları devamlı olarak Rab korkusu içinde tutmaya yarıyordu. Onları hızlı bir şekilde yıkıma düşmekten kurtarmak için bunlardan ve çok açık seçik konuşmaktan başka bir yol olmadığını söyleyeyim. Ve onlar hakkında ancak bu sözleri yazabiliyorum.
24 Ve ömrüm boyunca Nefililer ile Lamanlılar arasında savaşlar gördüm.
25 Ve öyle oldu ki yaşlanmaya başladım ve atamız Lehi'nin Yeruşalem'den ayrılmasının üzerinden yüz yetmiş dokuz yıl geçmişti.
26 Ve yakında mezarıma ineceğimi gördüm; Tanrı'nın gücü üzerime geldi; öyle ki bu halka vaaz edip peygamberlikte bulunmalı ve sözü Mesih'teki gerçeğe göre bildirmeliydim. Ve ben bütün hayatım boyunca sözü bildirdim ve dünyadaki her şeyden daha çok bundan sevinç duydum.
27 Ve ben yakında Kurtarıcımın yanına, dinleneceğim yere gideceğim; çünkü O'nda huzura kavuşacağımı biliyorum. Ve ölümlü bedenimin ölümsüzlüğü giyeceği ve O'nun önünde duracağım günü sevinçle bekliyorum; o zaman sevinçle O'nun yüzüne bakacağım ve O da bana: ABana gel, ey mübarek, Babam'ın konakları arasında senin için hazırlanmış bir yer var@ diyecek. Amin.

Yarom Kİtabi
Nefililer, Musa Yasası'nı tutarlar, Mesih'in gelişini sabırsızlıkla beklerler ve ülkede refah içinde yaşarlarBirçok peygamber halkı doğruluk yolunda tutmaya çalışır. m.ö. tahminen 399--361 yılları.
ŞİMDİ işte, ben Yarom, babam Enos'un emri uyarınca, soyağacımızın korunup saklanması için birkaç kelime yazacağım.
2 Ve bu levhalar küçük olduğundan ve bunlar kardeşlerimiz Lamanlılar'ın yararı için yazıldığından, bu yüzden az yazmak zorundayım; fakat ne peygamberlikte bulunduğum konuları, ne de aldığım vahiyleri yazacağım. Çünkü atalarımın yazdıklarından daha fazla ne yazabilirim ki? Çünkü onlar kurtuluş planını açıklamadılar mı? Size söylüyorum: Evet! Ve bu da bana yeter.
3 İşte, bu halkın yürekleri sert ve kulakları sağır ve akılları kör ve boyunları kaskatı olduğu için onların arasında çok şey yapmak gerekiyor; buna rağmen, Tanrı onlara fazlasıyla merhamet göstererek onları şimdiye dek ülkeden silip atmadı.
4 Ve aramızda çok vahiy alan birçok kişi var, çünkü herkes dik kafalı değildir. Ve dik kafalılık etmeyip inananlar, inançlarına göre insançocuklarına açıkça gösteren Kutsal Ruh'la ilişki içindedirler.
5 Ve şimdi, işte, iki yüz yıl gelip geçti ve Nefi halkı ülkede güçlendi. Musa Yasası'nı ve Sebt gününü Rab için kutsal tutmaya dikkat ediyorlardı. Ve saygısızlık etmediler ve küfretmediler. Ve ülkedeki yasalar çok sıkıydı.
6 Ve Nefi halkı ülkenin büyük bir bölümüne dağılmıştı; ve Lamanlılar da öyle. Ve onlar Nefililer'den daha kalabalıktılar; ve adam öldürmekten zevk duyuyor ve hayvanların kanını içiyorlardı.
7 Ve öyle oldu ki biz Nefililer'e karşı birçok kez savaş açtılar. Fakat krallarımız ve liderlerimiz Rab'be inanan güçlü adamlardı; ve halka Rab'bin yollarını öğrettiler; bu sayede Lamanlılar'a karşı koyduk ve onları ülkemizden silip attık ve şehirlerimizin, yani mirasımız olan her yerin savunmasını güçlendirmeye başladık.
8 Ve giderek çoğaldık ve ülkenin her yerine yayıldık ve son derece zengin olduk; altın ve gümüş ve değerli madenler ve makineler ve ayrıca demir ve bakır ve pirinç ve çeliğimiz oldu. İnce ahşap ve inşaat işleri yaptık. Toprağı işlemek için her çeşit aletler yaptık. Ve savaş silahları yaptık---evet, sivri uçlu ok ve ok kılıfı ve kargı ve mızrak ve her türlü savaş hazırlığı yaptık.
9 Ve böylece Lamanlılar'la karşılaşmaya hazırlıklı olduğumuzdan, bize karşı başarılı olamadılar. Ancak Rab'bin atalarımıza söylemiş olduğu şu sözü doğrulanmış oldu, şöyle diyordu: Emirlerimi yerine getirdiğiniz ölçüde, ülkede refaha kavuşacaksınız.
10 Ve öyle oldu ki Rab'bin peygamberleri Nefi halkını Tanrı sözüne göre tehdit ettiler; eğer emirleri hiçe sayıp yasayı çiğnerlerse, ülkeden silinip atılacaklardı.
11 Bu nedenle peygamberler, rahipler ve öğretmenler canla başla çalışarak ve çok sabrederek halkı gayret göstermeye teşvik ettiler; Musa yasasını ve bunun ne amaçla verildiğini öğrettiler; onları Mesih'i beklemeye ve daha şimdiden gelmiş gibi O'nun geleceğine inanmaya ikna ettiler. Ve bu şekilde onlara öğrettiler.
12 Ve öyle oldu ki bunları yapmakla, ülkedeki halkı yok olmaktan kurtardılar; çünkü halkın yüreklerini sözle delip, onları sürekli tövbe etmeye çağırdılar.
13 Ve öyle oldu ki iki yüz otuz sekiz yıl geçip gitti; büyük bir bölümü savaşlar, çekişmeler ve anlaşmazlıklarla geçti.
14 Ve ben Yarom, levhalar küçük olduğu için daha fazla yazamıyorum. Fakat işte, kardeşlerim, Nefi'nin diğer levhalarına başvurabilirsiniz; çünkü işte, kralların yazdıklarına ya da yazdırdıklarına göre, o levhalarda yaptığımız savaşların kayıtları tutulmuştur.
15 Ve atalarımın emirlerine göre korunup saklanması için bu levhaları oğlum Omni'nin eline teslim ediyorum.

Omnİ Kİtabi
Sırasıyla Omni, Amaron, Kemiş, Abinadom ve Amaleki kayıtları tutarlarMosiya, Tsedekiya zamanında Yeruşalem'den gelen Zarahemla halkını keşfederMosiya onların kralı olur---Mulek'in soyundan gelen Zarahemla'daki halk, Yaredliler'in sonuncusu olan Koriyantumur'u bulmuştur-Mosiya'nın ardından Benyamin kral olurİnsanlar canlarını bir adak gibi Mesih'e sunmalıdır. m.ö. tahminen 323--130 yılları.
İŞTE, öyle oldu ki ben Omni, babam Yarom'dan aldığım emir üzerine, soyağacımızı korumak için bu levhalara biraz yazıyorum.
2 Bu nedenle şunu bilmenizi isterim ki, yaşamım boyunca halkım Nefililer'i korumak ve düşmanları olan Lamanlılar'ın eline düşmemeleri için kılıçla çok savaştım. Fakat işte, ben kendim kötü bir insanım ve Rab'bin yasalarına ve emirlerine gerektiği gibi uymadım.
3 Ve öyle oldu ki iki yüz yetmiş altı yıl geçti ve çoğu zaman barış içinde yaşadık; ve çoğu zaman da ciddi savaşlar ve cinayetler gördük. Evet ve sonunda iki yüz seksen iki yıl geçti ve ben, atalarımın emirlerine göre bu levhaları korudum; ve levhaları oğlum Amaron'a verdim. Ve sözlerime burada son veriyorum.
4 Ve şimdi ben Amaron, ne yazarsam yazayım, babamın kitabına yazacaklarım çok değil.
5 İşte, öyle oldu ki üç yüz yirmi yıl geçti ve Nefililer'in arasındaki kötülerin çoğu yok edildi.
6 Çünkü Rab izin vermeyecektir, onları Yeruşalem ülkesinden çıkardıktan ve düşmanlarının eline düşmemeleri için koruyup kurtardıktan sonra, evet, atalarımıza konuşup söylediği şu sözlerin doğrulanmamasına izin vermeyecektir: Emirlerimi yerine getirmediğiniz ölçüde, ülkede refaha kavuşmayacaksınız.
7 Bu nedenle, Rab onları yüce yargısıyla ziyaret etti; ama doğruları esirgedi; ölmesinler diye onları düşmanlarının elinden kurtardı.
8 Ve öyle oldu ki levhaları kardeşim Kemiş'e teslim ettim.
9 Şimdi, ben Kemiş, yazacağım birkaç şeyi kardeşim gibi aynı kitaba yazıyorum; çünkü işte, kardeşimin yazdıklarını, kendi eliyle yazdığı son sözleri gördüm; ve bunları levhaları bana teslim ettiği gün yazdı. Ve kayıtları atalarımızın emirlerine göre bu şekilde tutuyoruz. Ve ben sözlerime burada son veriyorum.
10 İşte ben, Kemiş'in oğlu Abinadom'um. İşte, öyle oldu ki halkım Nefililer'le Lamanlılar'ın arasında pek çok savaş ve çekişme gördüm; ve ben, kardeşlerimi savunmak için kendi kılıcımla birçok Lamanlı'nın canını aldım.

Yüklə 4,31 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   57




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin