40 Ey yaşlı adamlar, ayrıca delikanlılar ve sözlerimi anlayabilen siz küçük çocuklar, anlayabilmeniz için hepinize açık bir şekilde konuştum; yalvarıyorum ki yasayı çiğneyenlerin düştüğü dehşet verici durumu hatırlamak için uyanırsınız.
41 Ve bununla birlikte Tanrı'nın emirlerini yerine getirenlerin kutsal ve sevinçli durumlarını düşünmenizi istiyorum. Çünkü işte, onlar gerek dünyasal, gerekse ruhsal her şeyde kutsanmışlardır; ve sonuna kadar da dayanırlarsa cennete kabul edilecekler, böylece Tanrı'yla sonsuz bir mutluluk durumunda yaşayacaklardır. Ah hatırlayın, hatırlayın ki bu şeyler doğrudur; çünkü bunları Rab Tanrı söylemiştir.
3. BÖLÜM
Kral Benyamin konuşmasını sürdürürHer şeye gücü yeten Rab çamurdan bir bedende insanların arasında hizmet edecektirDünyanın günahlarına kefaret ederken bütün gözeneklerinden kan gelecektirKurtuluşu sağlayacak tek isim, O'nun ismidirİnsanlar doğal insanlığı bırakıp kefaret yoluyla Aziz olabilirlerKötülerin azabı ateş ve kükürt gölü gibi olacaktır. m.ö. tahminen 124 yılı.
Ve kardeşlerim, tekrar dikkatinizi çekmek isterim; çünkü size söyleyeceğim birkaç şey daha var; çünkü işte, size ileride olacaklarla ilgili söyleyeceğim bazı şeyler var.
2 Ve size söyleyeceklerim bana Tanrı'nın bir meleği tarafından bildirildi. Ve bana: AUyan!@ dedi; ve ben de uyandım; ve işte melek önümde duruyordu.
3 Ve bana şöyle dedi: Uyan ve sana söyleyeceğim sözleri dinle; çünkü işte, sana büyük bir sevincin müjdesini bildirmeye geldim.
4 Çünkü Rab dualarını duydu ve senin doğruluğunu takdir etti; ve sevinmen için ve bu haberleri halkına bildirip onlar da sevinçle dolsun diye sana bu müjdeyi bildirmek üzere beni gönderdi.
5 Çünkü işte, her şeye gücü yeten, tüm sonsuzluktan tüm sonsuzluğa kadar gücüyle hüküm süren, var olmuş ve var olan Rab'bin, hastaları iyileştirmek, ölüleri diriltmek, topalları yürütmek, körleri gördürmek, sağırları işittirmek ve her türlü hastalıkları iyileştirmek gibi güçlü mucizeler yapmak üzere gökten insançocuklarının arasına inip çamurdan bir bedende yaşayacağı ve insanların arasında yürüyeceği zaman geliyor ve çok uzakta değildir.
6 Ve O, cinleri yani insançocuklarının yüreğinde barınan kötü ruhları söküp atacaktır.
7 Ve işte, ayartmalara ve vücut acısına, açlığa, susuzluğa ve yorgunluğa, hatta insanın ölüm dışında katlanamayacağı acılara katlanacaktır; çünkü işte, vücudunun her gözeneğinden kan gelecektir; halkının kötülükleri ve iğrençlikleri için çekeceği ıstırap o kadar büyük olacaktır.
8 Ve O, İsa Mesih, Tanrı'nın Oğlu, göğün ve yerin Babası, başlangıçtan beri her şeyin Yaratıcısı olarak çağrılacak ve annesinin adı Meryem olacaktır.
9 Ve işte kurtuluşun adına iman edilerek insançocuklarına gelebilmesi için kendininkilere gelir; ve bütün bunlardan sonra bile, O'nu bir insan olarak görüp O'nda cin olduğunu söyleyecekler ve O'nu kamçılayıp çarmıha gereceklerdir.
10 Ve üçüncü gün O, ölülerin arasından dirilecek; ve işte, dünyayı yargılamak üzere duracaktır; ve işte, bütün bunlar insançocuklarının üzerine adil bir yargının gelmesi için yapılmıştır.
11 Çünkü işte ve aynı zamanda O'nun kanı, Adem'in suçuyla düşenlerin, Tanrı'nın kendileriyle ilgili isteğini bilmeden ölenlerin ya da bilmeden günah işleyenlerin günahlarına da kefaret edecektir.
12 Fakat Tanrı'ya baş kaldırdığını bilenin vay haline, vay haline! Çünkü kurtuluş, tövbe ve Rab İsa Mesih'e iman olmadan böyle bir kişiye gelmeyecektir.
13 Ve Rab Tanrı, bu şeyleri her sülaleye, ulusa ve dile bildirmek için kutsal peygamberlerini bütün insançocuklarının arasına gönderdi; böylece Mesih'in geleceğine inanan herkes günahlarının bağışlanmasını elde edebilir ve Mesih daha şimdiden aralarına gelmiş gibi çok büyük bir sevinçle sevinebilirler.
14 Yine de Rab Tanrı, halkının dik kafalı bir halk olduğunu gördü ve onlara bir yasa, hatta Musa yasasını verdi.
15 Ve O'nun gelişiyle ilgili birçok işaretler ve mucizeler ve simgeler ve gölgeler gösterdi; ve kutsal peygamberler de Mesih'in gelişinden onlara söz ettiler; ve yine de onlar yüreklerini katılaştırarak Musa yasasının O'nun kanının kefareti aracılığıyla olmadan hiçbir işe yaramayacağını anlayamadılar.
16 Ve hatta, eğer küçük çocuklar günah işleyebilselerdi, kurtarılamayacaklardı; fakat size derim ki onlar kutsanmışlardır; çünkü işte, Adem'de ya da tabiatları gereği düşerler, ama Mesih'in kanı onların günahlarına da kefaret eder.
17 Ve ayrıca size derim ki insançocuklarına kurtuluşun geleceği başka hiçbir ad, başka hiçbir yol veya imkân verilmeyecektir; kurtuluş yalnızca her şeye gücü yeten Rab Mesih'in adı ve aracılığıyla gelecektir.
18 Çünkü işte, O yargılar ve O'nun yargılaması adildir; ve çocukluk çağında ölen küçük çocuklar mahvolmazlar; ancak insanlar kendilerini alçaltıp küçük bir çocuk gibi olmadıkça ve kurtuluşun her şeye gücü yeten Rab Mesih'in kefaret edici kanı sayesinde ve aracılığıyla geldiğine, geliyor olduğuna ve geleceğine inanmadıkça, kendi ruhlarına lanet içerler.
19 Çünkü doğal insan, Tanrı'ya düşmandır ve Adem'in düşüşünden beri bu böyle olmuştur; ve Kutsal Ruh'un uyarılarına uyup doğal insanlığı üzerinden atmadıkça ve Rab Mesih'in kefaretinin sayesinde bir aziz olmadıkça ve bir çocuk gibi uysal, yumuşak huylu, alçakgönüllü, sabırlı, sevgi dolu, Rab'bin kendisine uygun gördüğü her şeye uymaya istekli, aynı babasına itaat eden bir çocuk gibi olmadıkça sonsuza dek her zaman böyle kalacaktır.
20 Ve ayrıca size derim ki Kurtarıcı'nın bilgisinin bütün ulusların, sülalelerin, dillerin ve halkların arasında yayılacağı zaman gelecektir.
21 Ve işte o zaman gelince, küçük çocukların dışında, tövbe etmeyen ve her şeye gücü yeten Rab Tanrı'nın adına iman etmeyen hiçbir kimse Tanrı'nın önünde suçsuz bulunmayacaktır.
22 Ve hatta şu an, halkına Tanrın Rab'bin sana emretmiş olduğu sözleri öğrettiğinde, o zaman bile sana söylediğim sözlere uymadan Tanrı'nın gözünde daha suçsuz bulunamazlar.
23 Ve şimdi ben, Rab Tanrı'nın bana emretmiş olduğu sözleri söyledim.
24 Ve Rab şöyle diyor: Onlar yargı gününde bu halka karşı parlayan bir tanık olarak duracaklardır; bu nedenle her insan, yaptığı işlerin iyi oluşuna ya da kötü oluşuna göre yargılanacaktır.
25 Ve yaptıkları işler kötüyse, işledikleri suçların ve iğrençliklerinin korkunç görünümünü izlemeye gönderileceklerdir; bu da onların Rab'bin huzurundan çekilerek bir daha dönemeyecekleri bir sefalet ve sonsuz işkence durumuna sürüklenmelerine neden olacaktır; bu yüzden onlar kendi ruhlarına lanet içmişlerdir.
26 Bu yüzden, onlar Tanrı'nın gazabının kâsesinden içmişlerdir; bu adalet, Adem yasak meyveden yediği için onun düşmesini reddetmeyen adalet gibi onlar için daha fazla reddedilemez; bu yüzden, merhametin onlar üzerinde sonsuza kadar hiçbir hakkı olamaz.
27 Ve onların azabı, alevleri sönmeyen ve dumanı sonsuza dek daima yükselen bir ateş ve kükürt gölü gibi olacaktır. Rab bana böyle emretti. Amin.
4. BÖLÜM
Kral Benyamin konuşmasını sürdürürKurtuluş kefaretten dolayı gelirKurtulmak için Tanrı'ya inanın---Sadık kalarak günahlarınızdan bağışlanınVarlığınızı yoksullarla paylaşınHer şeyi akıllı ve düzenli bir şekilde yapın. m.ö. tahminen 124 yılı.
Ve şimdi, öyle oldu ki Kral Benyamin, Rab'bin bir meleği tarafından kendisine bildirilen sözleri söylemeyi bitirdiği zaman kalabalığa göz gezdirdi ve işte onlar, üzerlerine gelen Rab'bin korkusundan dolayı yere kapanmışlardı.
2 Ve kendilerini bedensel durumlarında, yerin tozundan bile daha az değerde görmüşlerdi. Ve hep bir ağızdan haykırarak şöyle dediler: Ah bize merhamet eyle ve Mesih'in kefaret kanını bize uygula ki günahlarımız bağışlansın ve yüreklerimiz paklansın; çünkü biz göğü, yeri ve her şeyi yaratan, insançocuklarının arasına gelecek olan Tanrı'nın Oğlu İsa Mesih'e inanıyoruz.
3 Ve öyle oldu ki onlar bu sözleri söyledikten sonra Rab'bin Ruhu onların üzerine geldi ve onlar sevinçle doldular; çünkü Kral Benyamin'in kendilerine söylediği sözlere göre, gelecek olan İsa Mesih'e duydukları büyük inançtan dolayı günahlarından bağışlanarak vicdanları huzur buldu.
4 Ve Kral Benyamin tekrar ağzını açtı ve şöyle diyerek onlara konuşmaya başladı: Dostlarım ve kardeşlerim, akrabalarım ve halkım, tekrar dikkatinizi çekmek istiyorum ki, sizlere konuşacağım sözlerimin geri kalan bölümünü de duyup anlayasınız.
5 Çünkü işte, eğer Tanrı'nın iyiliğinin bilgisi şu anda sizi hiçliğinizin, değersizliğinizin ve düşmüş olma durumunuzun duygusuna uyandırmışsa
6 Size söylerim, Tanrı'nın insançocuklarına olan iyiliğinin ve O'nun eşsiz gücünün ve hikmetinin ve sabrının ve tahammülünün ve aynı zamanda Rab'be güvenene ve O'nun emirlerini yerine getirmek için canla başla çalışana ve hayatının sonuna kadar, ölümlü bedenin hayatını kastediyorum, inanmaya devam edene kurtuluşun gelebileceği dünyanın kuruluşundan beri hazırlanmış olan kefaretin bilgisine eriştiyseniz
7 Şöyle derim ki Adem'in düşüşünden beri yaşamış olan ya da yaşamakta olan ya da dünyanın sonuna kadar yaşayacak bütün insanlık için dünyanın kuruluşundan beri hazırlanmış olan kefaret aracılığıyla kurtuluşa kavuşan insan budur.
8 Ve kurtuluş bu yolla gelir. Ve sözü edilen bu kurtuluştan başka bir kurtuluş yoktur; size söylediğim koşulların dışında da insanın kurtulacağı başka hiçbir koşul yoktur.
9 Tanrı'ya inanın; O'nun varlığına ve hem gökteki, hem de yerdeki her şeyi yarattığına inanın; O'nun hem gökte, hem de yerde bütün hikmete ve kudrete sahip olduğuna inanın; Rab'bin anlayabildiği her şeyi insanın anlamadığına inanın.
10 Ve yine günahlarınızdan vazgeçerek tövbe etmeniz ve Tanrı'nın önünde kendinizi alçaltmanız gerektiğine inanın; ve yüreğinizden içtenlikle sizi bağışlamasını dileyin; ve şimdi bütün bunlara inanıyorsanız, bunları yapmaya dikkat edin.
11 Ve daha önce söylediğim gibi size yine diyorum ki ruhlarınızın büyük bir sevinçle coşmasına neden olan Tanrı'nın yüceliğinin bilgisine erişmişseniz ya da O'nun iyiliğini bilip sevgisini tatmışsanız ve hatta günahlarınızdan bağışlanmışsanız, o halde sizlerden Tanrı'nın büyüklüğünü ve kendi hiçliğinizi ve O'nun siz değersiz yaratılışa olan iyiliğini ve sabrını hatırlamanızı ve bunu her zaman aklınızda tutarak her gün Rab'bin adını anmanızı ve meleğin ağzından geleceği bildirileni inançla bekleyerek kendinizi alçakgönüllülüğün derinliklerine kadar alçaltmanızı dilerim.
12 Ve işte, size derim ki eğer böyle hareket edecek olursanız, her zaman sevineceksiniz ve Tanrı'nın sevgisiyle dolarak her zaman günahlarınızın bağışlanmasını elde edeceksiniz; ve sizi yaratanın yüceliğinin bilgisinde ya da adil ve gerçek olanın bilgisinde büyüyeceksiniz.
13 Ve böylece birbirinizi incitmek düşüncesinde olmayıp huzur içinde her insana hakkını vererek yaşayacaksınız.
14 Ve çocuklarınızı aç ya da çıplak bırakmayacaksınız; onların Tanrı'nın yasalarını çiğnemesine ve birbirleriyle dövüşüp atışmalarına ve atalarımızın sözünü ettiği, günahın efendisi, bütün doğruluğun düşmanı olan şeytana ya da kötü ruha hizmet etmelerine izin vermeyeceksiniz.
15 Fakat onlara doğruluk ve ağırbaşlılık yollarında yürümelerini öğreteceksiniz; birbirlerini sevmelerini ve birbirlerine hizmet etmelerini öğreteceksiniz.
16 Ve aynı zamanda siz kendiniz, yardımınıza muhtaç olanlara yardım edeceksiniz; malınızdan muhtaç olana vereceksiniz; ve size el açan dilenciyi eli boş gönderip onun mahvolmasına izin vermeyeceksiniz.
17 Belki şöyle diyeceksiniz: Bu adamı sefalete düşüren kendisidir; onun için elimi saklayıp ona yiyeceğimden vermeyeceğim ve sıkıntısını gidermek için malımdan da vermeyeceğim; çünkü o cezasını hak etmiştir.
18 Fakat size derim ki: Ey insan, her kim böyle davranırsa, o kişinin tövbe etmesi için büyük bir neden ortaya çıkmıştır; ve kendisi yaptıklarından tövbe etmezse, sonsuza dek mahvolacaktır; ve o kişinin Tanrı'nın Krallığı ile hiçbir ilgisi yoktur.
19 Çünkü işte, hepimiz dilenci değil miyiz? Hepimiz elimizdeki mallar için, hem yiyeceğimiz hem giyeceğimiz ve altınımız ve gümüşümüz ve her türden çeşitli zenginliklerimiz için aynı Varlığa, yani Tanrı'ya bağlı değil miyiz?
20 Ve işte, şu an bile, Tanrı'nın adını anıyor ve günahlarınızın bağışlanması için O'na dileniyorsunuz. Ve O sizi boşuna yalvarttı mı? Hayır! Ruhunu üzerinize döktü ve yüreklerinizi sevinçle doldurdu; ve sevincinizin büyüklüğünden diliniz tutuldu ki söyleyecek söz bulamadınız.
21 Ve şimdi, sizi yaratan; hayatınız, sahip olduğunuz her şey ve kendiniz için muhtaç olduğunuz Tanrı, alacağınıza inanarak, imanla istediğiniz doğru olan her şeyi size lütfedip veriyorsa, o zaman elinizdeki malları birbirinize ne kadar çok vermeniz gerekir.
22 Ve eğer siz, ölmemek için malınızdan isteyip sizden ricada bulunan kimseyi yargılar ve onu suçlarsanız, size ait olmayan, ama Tanrı'ya ait olan malınızı esirgediğiniz için sizin suçlu bulunmanız ne kadar daha âdil olacaktır; yaşamınız da Tanrı'ya aittir; ve buna rağmen ne dua ediyorsunuz ne de yaptıklarınızdan tövbe ediyorsunuz.
23 Size söylüyorum, vay o insanın haline! Çünkü onun malı da kendisiyle birlikte yok olacaktır ve şimdi, bunları dünya malına göre zengin olanlara söylüyorum.
24 Ve yine, elinde olmayan ve buna rağmen günden güne yaşayan siz fakirlere söylüyorum; elinde olmadığı için dilenciyi geri çeviren sizleri kastediyorum. Yüreğinizden: AVeremiyorum, çünkü elimde yok, ama olsaydı verirdim!@ demenizi diliyorum.
25 Ve şimdi, eğer yüreğinizden böyle söylerseniz, suçsuz kalırsınız; yoksa suçlanırsınız ve suçlanmanız âdil olur. Çünkü size verilmeyene göz dikiyorsunuz.
26 Ve şimdi, size söylediğim bu sözlerin hatırı için---yani Tanrı'nın önünde kusursuz yürüyebilmeniz ve her gün günahlarınızdan bağışlanabilmeniz için---malınızdan fakirlere vererek, herkesin kendi imkânlarına göre açı doyurmak, çıplağı giydirmek, hastayı ziyaret etmek gibi hem manevi, hem de maddi olarak, ihtiyaçlarına göre onların yardımlarına koşmasını diliyorum.
27 Ve bütün bunların akıllı ve düzenli bir şekilde yapılmasına dikkat edin; çünkü insanın gücü yettiğinden daha hızlı koşması gerekli değildir. Ama yine de onun gayretli olması gerekir ki ödülü kazanabilsin; onun için her şeyin düzenli bir şekilde yapılması gerekir.
28 Ve şunu hatırlamanızı dilerim ki aranızdan kim komşusundan ödünç bir şey alırsa, aldığını anlaştığı biçimde geri versin; aksi takdirde günah işlersiniz; ve belki komşunuzu da günaha sokarsınız.
29 Ve son olarak, size günah işleyebileceğiniz yolların hepsini söyleyemiyorum; çünkü o kadar çok çeşitli yollar ve yöntemler vardır ki hepsini sayamam.
30 Fakat şu kadarını söyleyebilirim ki ömrünüzün sonuna kadar kendinize ve düşüncelerinize ve sözlerinize ve hareketlerinize dikkat etmezseniz ve Tanrı'nın emirlerine uymazsanız Rabbimizin gelişiyle ilgili olarak duyduklarınıza inanmaya devam etmezseniz mahvolursunuz. Ve şimdi, ey insan bunları hatırla ki yok olma!
5. BÖLÜM
Azizler iman yoluyla Mesih'in oğulları ve kızları olurlarO zaman Mesih'in adıyla anılırlarKral Benyamin onları iyi işler yapmakta kararlı olmaya ve sarsılmamaya teşvik eder. m.ö. tahminen 124 yılı.
Ve şimdi, öyle oldu ki Kral Benyamin halkına böyle konuştuktan sonra, söylediği sözlere halkının inanıp inanmadığını halkından öğrenmek isteyerek aralarına haber saldı.
2 Ve hepsi bir ağızdan haykırarak şöyle dediler: Evet, bize söylediğin bütün sözlere inanıyoruz; ve ayrıca onların kesinlikle doğru olduğunu biliyoruz; çünkü her şeye gücü yeten Rab'bin Ruhu bizim içimizde ya da yüreklerimizde öylesine büyük bir değişiklik yaptı ki artık içimizde kötülük yapmak için hiçbir istek kalmadı, ancak sürekli olarak iyilik yapmak istiyoruz.
3 Ve biz, kendimiz de Tanrı'nın sonsuz iyiliği ve Ruhu'nun belirtileri sayesinde ileride olacakların harika görüntülerini gördük; ve eğer uygun olsaydı, her konuda peygamberlik ederdik.
4 Ve kralımızın bize söylediği şeylere olan inancımız, bu yüce bilgiyi bize getirdi; bu yüzden çok büyük bir sevinçle seviniyoruz.
5 Ve biz O'nun isteğini yerine getirmek için Tanrımızla seve seve bir antlaşma yapmak ve ömrümüzün geri kalan günlerinde O'nun bize emredeceği her konuda emirlerine itaat etmek istiyoruz; öyle ki melek tarafından sözü edilen hiç bitmeyen işkenceyi üzerimize getirmeyelim ve Tanrı'nın gazabının bardağından içmeyelim.
6 Ve şimdi, bunlar Kral Benyamin'in onlardan duymak istediği sözlerdi; ve bu yüzden onlara şöyle dedi: Siz benim duymak istediğim sözleri söylediniz ve yaptığınız bu antlaşma doğru bir antlaşmadır.
7 Ve şimdi, yaptığınız bu antlaşmadan dolayı, sizler Mesih'in çocukları, O'nun oğulları ve kızları olarak çağrılacaksınız; çünkü işte, bugün O sizin manevi babanız oldu; çünkü siz O'nun adına inanmakla yüreklerinizin değiştiğini söylüyorsunuz; bu yüzden O'ndan doğarak, O'nun oğulları ve kızları oldunuz.
8 Ve bu başın altında özgürlüğünüze kavuştunuz ve size özgürlüğünüzü verecek başka hiçbir baş yoktur. Kurtuluşu getirecek başka hiçbir ad verilmemiştir; bu nedenle Tanrı'yla antlaşma yapan herkesin Mesih'in adını üzerinize almasını ve sizlerin hayatınızın sonuna kadar itaatkâr olmanızı dilerim.
9 Ve öyle olacak ki bunu kim yaparsa, Tanrı'nın sağında bulunacaktır; çünkü o kişi hangi adla çağrıldığını bilecektir; çünkü Mesih'in adıyla çağrılacaktır.
10 Ve şimdi, öyle olacak ki Mesih'in adını kim üzerine almazsa, başka bir adla çağrılması gerekir; bu yüzden o kişi, kendisini Tanrı'nın solunda bulacaktır.
11 Ve şunu da hatırlamanızı diliyorum ki size vereceğimi söylediğim bu ad yasalara karşı gelmediğiniz sürece hiç silinmeyecek bir addır; bu yüzden yasaları çiğnemekten sakının ki bu ad yüreklerinizden silinmesin.
12 Size söylüyorum, bu adı her zaman yüreklerinizde yazılı tutup hatırlamanızı dilerim; böylece Tanrı'nın solunda bulunmazsınız, ama çağrılacağınız sesi ve aynı zamanda O'nun sizi çağıracağı adı duyup tanırsınız.
13 Çünkü bir insan hizmet etmediği ve kendisine yabancı olan ve kalbinin düşüncelerinden ve amaçlarından uzak olan efendisini nasıl tanıyabilir?
14 Ve yine, insan komşusuna ait bir eşeği alır da, onu yanında tutar mı? Size derim: Hayır, eşeğin sürüsünün arasında otlamasına bile izin vermez; tersine onu oradan uzaklaştırıp dışarı atar. Size derim ki çağrıldığınız adı bilmezseniz, sizin aranızda da öyle olacaktır.
15 Bu yüzden kararlı ve sarsılmaz olmanızı ve her zaman bol bol iyi işler yapmanızı dilerim; böylece Mesih, her şeye gücü yeten Rab Tanrı, sizi kendisinin olarak mühürler; böylece cennete getirilerek sonsuz kurtuluşa ve ebedi yaşama, gökteki ve yerdeki her şeyi yaratan, her şeyin üzerindeki Tanrı'nın hikmeti ve kuvveti ve adaleti ve merhameti sayesinde sahip olursunuz. Amin.
6. BÖLÜM
Kral Benyamin halkın adlarını kaydeder ve onlara öğretmek üzere rahipler atarMosiya adil bir kral olarak hüküm sürer. m.ö. tahminen 124--121 yılları.
Ve şimdi, Kral Benyamin halka yaptığı konuşmasını bitirdikten sonra, Tanrı'nın emirlerini tutmak üzere O'nunla antlaşmaya giren herkesin adını kaydetmeyi uygun gördü.
2 Ve öyle oldu ki küçük çocukların dışında antlaşmaya girmeyen ve Mesih'in adını üzerine almayan hiç kimse yoktu.
3 Ve yine, öyle oldu ki Kral Benyamin bütün bu şeyleri bitirdikten ve oğlu Mosiya'yı halkının üzerine bir yönetici ve kral olarak kutsadıktan ve krallığın tüm sorumluluğunu ona verdikten ve ayrıca halka öğretmen olacak ve ettikleri yemini onlara hatırlatmaya teşvik edecek rahipler atadıktan sonra, böylece halk Tanrı'nın emirlerini duyup öğrenebilecekti, toplanan kalabalığı uğurladı; ve herkes ailesiyle birlikte kendi evine döndü.
4 Ve Mosiya, babasının yerine ülkeyi yönetmeye başladı. Ve otuz yaşındayken kral oldu; Lehi'nin Yeruşalem'den ayrılışından sonra yaklaşık olarak tam dört yüz yetmiş altı yıl geçmişti.
5 Ve Kral Benyamin üç yıl daha yaşadı ve öldü.
6 Ve öyle oldu ki Kral Mosiya, Rab'bin yolunda yürüdü ve O'nun yasalarına ve kurallarına uyup her konuda Rab'bin kendisine verdiği emirleri yerine getirdi.
7 Ve Kral Mosiya halkına toprağı ekip biçtirdi. Ve aynı zamanda kendisi de toprağı işledi; böylece halkına yük olmak istemiyor, her konuda babasının izinden yürümek istiyordu. Ve üç yıl boyunca bütün halkı arasında hiçbir çekişme olmadı.
7. BÖLÜM
Ammon, Limhi'nin kral olduğu LehiNefi ülkesini bulurLimhi'nin halkı Lamanlılar'a tutsak olmuşturLimhi, halkının geçmişini anlatırBir peygamber (Abinadi), Mesih'in her şeyin Tanrısı ve Babası olduğuna dair tanıklık etmiştirPislik ekenler kasırga biçecek, Rab'be güvenenler ise kurtulacaktır. m.ö. tahminen 121 yılı.
Ve şimdi, öyle oldu ki Kral Mosiya ardı ardına barış içinde geçen üç yıllık bir süreden sonra, LehiNefi ülkesine ya da Lehi-Nefi şehrine yaşamak üzere göç eden halka ne olduğunu bilmek istiyordu; çünkü Kral Mosiya'nın halkı, Zarahemla ülkesini terk etmelerinden bu yana onlardan hiçbir haber alamamışlardı; bu yüzden halk, kralı bu konuda rahat bırakmıyordu.
2 Ve öyle oldu ki Kral Mosiya en güçlü adamlarından on altısının LehiNefi ülkesine çıkıp kardeşlerinin durumunu araştırmalarına izin verdi.
3 Ve öyle oldu ki ertesi sabah yanlarına Ammon adında birini alarak yukarı çıkmaya başladılar; Ammon, Zarahemla'nın soyundan geliyordu ve güçlü kuvvetli bir adamdı; ve ayrıca onların lideriydi.
4 Ve şimdi, LehiNefi ülkesine gitmek için çölde hangi yolu izlemeleri gerektiğini bilmiyorlardı; bu yüzden, günlerce çölde dolaşıp durdular; hatta kırk gün dolaşıp durdular.
5 Ve kırk gün dönüp dolaştıktan sonra Şilom ülkesinin kuzeyindeki bir tepeye vardılar ve orada çadırlarını kurdular.
6 Ve Ammon yanına kardeşlerinden üçünü aldı; ve onların isimleri Amaleki, Helem ve Hem idi; ve onlar Nefi ülkesine indiler.
7 Ve işte, orada Nefi ülkesindeki ve Şilom ülkesindeki halkın kralıyla karşılaştılar; ve kralın muhafızları tarafından çevreleri sarılıp yakalandılar ve bağlanıp hapse atıldılar.
8 Ve öyle oldu ki iki gün hapiste kaldıktan sonra yeniden kralın huzuruna getirildiler ve ipleri çözüldü; ve kralın önünde durdular ve kralın kendilerine soracağı sorulara cevap vermelerine izin verildi, daha doğrusu emredildi.
9 Ve kral onlara şöyle dedi: İşte, ben Zarahemla ülkesinden çıkıp atalarının toprağı olan bu ülkeyi miras almaya gelen halkın oyuyla kral seçilen Zenif'in oğlu olan Nuh'un oğlu Limhi'yim.
10 Ve şimdi, ben kendim muhafızlarımla kapının dışında dururken şehrin surlarına kadar sokulmaya neden cesaret ettiğinizi bilmek istiyorum.
11 Ve şimdi, bundan dolayı sizi sorguya çekebilmek için canınızı bağışladım; yoksa muhafızlarıma sizleri öldürmelerini emredecektim. Konuşmanıza izin verilmiştir.
12 Ve şimdi, Ammon konuşmasına izin verildiğini görünce, ileri çıkıp kralın önünde eğildi ve doğrulurken şöyle dedi: Ey kral, Tanrı'nın önünde çok minnettarım ki bugün hâlâ sağım ve konuşmama izin verildi; ve ben cesaretle konuşmaya çalışacağım.
13 Çünkü, beni tanımış olsaydınız eminim ki bu iplerle bağlanmama izin vermezdiniz. Çünkü ben Ammon'um ve Zarahemla soyundan geliyorum; ve Zarahemla ülkesinden buraya Zenif'in ülkemizden alıp götürdüğü kardeşlerimize ne olduğunu araştırmak için geldim.
14 Ve şimdi, öyle oldu ki Limhi, Ammon'un sözlerini duyduktan sonra çok sevinerek şöyle dedi: Şimdi, kesinlikle biliyorum ki Zarahemla ülkesinde olan kardeşlerimiz hâlâ yaşıyor. Ve şimdi bunu kutlayacağım ve yarın da halkıma bunu kutlamalarını emredeceğim.
15 Çünkü işte, biz Lamanlılar'ın tutsağıyız ve katlanılması güç vergiler ödüyoruz. Ve şimdi işte, kardeşlerimiz bizi tutsaklıktan, yani Lamanlılar'ın elinden kurtaracak ve biz onların kölesi olacağız; çünkü Lamanlılar'ın kralına haraç ödemektense, Nefililer'in kölesi olmak daha iyidir.
16 Ve şimdi, Kral Limhi muhafızlarına bir daha Ammon'u ve kardeşlerini hiç bağlamamalarını emretti ve onların Şilom'un kuzeyindeki tepeye gidip diğer kardeşlerini de şehre getirmelerini sağladı; böylece yiyip bir şeyler içtikten sonra yol yorgunluklarını atıp dinlenebilirlerdi; çünkü birçok zorluklara katlanmışlardı; açlık, susuzluk çekmişler ve çok yorulmuşlardı.
17 Ve şimdi, öyle oldu ki ertesi gün Kral Limhi, bütün halkının arasına, kendisinin onlara konuşacağı sözleri dinlemeleri için tapınakta toplanmalarını söyleyen bir bildiri gönderdi.
Dostları ilə paylaş: |