Mormon kitabi isa mesih hakkinda başka bir taniklik



Yüklə 4,31 Mb.
səhifə18/57
tarix26.07.2018
ölçüsü4,31 Mb.
#58363
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   57
18 Ve öyle oldu ki onlar bir araya toplandıklarında, onlara şu şekilde konuştu ve dedi: Ey siz halkım! Başınızı kaldırıp teselli olun; çünkü işte, her ne kadar onca çabalarımız boşa gitmiş olsa bile, bundan böyle düşmanlarımıza boyun eğmeyeceğimiz zaman gelmiştir ya da çok uzakta değildir; ancak verilmesi gereken son bir savaşın daha kaldığına inanıyorum.
19 Bu yüzden, başınızı dik tutup sevinin ve Tanrı'ya güvenin; O Tanrı, İbrahim'in, İshak'ın ve Yakup'un Tanrısı ve ayrıca İsrail çocuklarını Mısır ülkesinden çıkarıp onların Kızıldeniz'i kuru zemin üzerinde geçmelerini sağlayan ve çölde yok olmamaları için onları man ile besleyen Tanrı'dır; ve onlar için daha birçok şey yapmıştır.
20 Ve yine, o aynı Tanrı, atalarımızı Yeruşalem ülkesinden çıkarmış ve şimdiye kadar halkını kollayıp gözetmiştir; ve işte, yaptığımız kötülükler ve iğrençlikler yüzünden bizi tutsaklığa getirmiştir.
21 Ve bugün hepiniz şahitsiniz ki bu halkın başına kral seçilen Zenif, atalarının topraklarını miras almak isteyen çok atılgan biriydi; bu yüzden Kral Zenif'le bir antlaşma yaparak ülkenin bir kısmını ya da LehiNefi şehri ile Şilom şehrini ve çevredeki toprakları onun eline bırakan Kral Laman'ın kurnazlığı ve çevirdiği dolaplarla kandırıldı.
22 Ve bütün bunları tek bir amaç için, bu halkı hükmü altına alıp köle yapmak için yaptı. Ve işte, şu an Lamanlılar'ın kralına mısırımızın ve arpamızın ve hatta her türlü bütün tahılımızın yarısını ve yeni doğan hayvanlarımızın yarısını haraç olarak ödüyoruz; ve Lamanlılar'ın kralı, sahip olduğumuz veya malımız mülkümüz olan her şeyin yarısını bizden zorla alıyor, yoksa canımızı istiyor.
23 Ve şimdi, bu şeylere katlanmak zor değil midir? Ve çektiğimiz bu dertler büyük değil midir? Şimdi işte, yas tutmamızın nedeni büyüktür.
24 Evet, size söylüyorum, yas tutmamız gereken birçok neden var; çünkü işte kardeşlerimizden kaçı öldürülüp kanları boş yere akıtılmıştır; ve bütün bunlar işlediğimiz kötülükler yüzünden olmuştur.
25 Çünkü bu halk yasaları çiğnemeseydi, Rab, onların üzerine çöken bu büyük felâkete asla izin vermezdi. Fakat işte, Rab'bin sözlerine kulak vermediler; ama aralarında o kadar çok çekişme çıkmıştı ki birbirlerinin kanını döktüler.
26 Ve Rab'bin bir peygamberini, evet, onların işledikleri kötülükleri ve iğrençlikleri yüzlerine vuran ve gelecekte olacak birçok şeye peygamberlik eden, evet, hatta Mesih'in geleceğine dair peygamberlik eden Tanrı'nın seçilmiş bir adamını öldürdüler.
27 Ve Mesih'in Tanrı olduğunu, her şeyin Babası olduğunu ve insan suretini alacağını ve bunun insanın başlangıçta yaratıldığı surette olacağını söylediği için ya da başka bir deyişle, insanın Tanrı'nın suretinde yaratıldığını ve Tanrı'nın tene ve kana bürünüp insançocuklarının arasına ineceğini ve yeryüzünde ilerleyeceğini söylediği için
28 Ve şimdi, bunu söylediği için onu öldürdüler; ve onların yaptıkları pek çok şey Tanrı'nın gazabını üzerlerine getirdi. Bu yüzden tutsaklık altında olmalarına ve korkunç acılarla cezalandırılmalarına kim şaşar?
29 Çünkü işte, Rab şöyle dedi: Yasaları çiğnedikleri gün halkıma yardım eli uzatmayacağım; tersine onlara bolluk ve bereketin yollarını kapalı tutacağım; ve işledikleri günahlar önlerinde tökezleme taşı gibi duracaktır.
30 Ve yine Rab şöyle diyor: Halkım pislik ekerse, samanını kasırgada toplar ve bunun sonucu zehirdir.
31 Ve yine Rab şöyle diyor: Halkım pislik ekerse, derhal yıkım getiren doğu rüzgârını biçecektir.
32 Ve şimdi, işte, Rab'bin sözü yerine geliyor ve siz vuruluyor, acılar çekiyorsunuz.
33 Fakat yürekten Rab'be döner ve O'na güvenirseniz ve aklınızı kullanarak tüm gayretinizle O'na hizmet ederseniz, eğer bunu yaparsanız, o zaman Rab, kendi isteği ve keyfine göre sizi tutsaklıktan kurtaracaktır.

8. BÖLÜM
Ammon, Limhi halkına öğretmenlik yaparYirmi dört tane Yared Levhaları olduğunu öğrenirEski kayıtlar Görenler tarafından tercüme edilirGörenlik armağanı bütün armağanlardan üstündür. m.ö. tahminen 121 yılı.


Ve öyle oldu ki Kral Limhi halkına yaptığı konuşmasını bitirdikten sonra---çünkü onlara pek çok şey söylemişti ve ben bunlardan yalnızca birkaçını bu kitaba yazdım---halkına Zarahemla ülkesindeki kardeşleri hakkında bildiği her şeyi anlattı.
2 Ve Ammon'u toplanan kalabalığın önüne çıkardı ve ondan Zenif'in ülkeden çıktığı andan başlayıp Ammon'un ülkeden ayrıldığı zamana kadar kardeşlerinin başından geçen her şeyi halka anlatmasını istedi.
3 Ve Ammon, Kral Benyamin'in öğrettiği son sözleri de onlara anlattı ve söylediği sözlerin hepsini anlamaları için Kral Limhi'nin halkına bunları açıkladı.
4 Ve öyle oldu ki Ammon bütün bunları yaptıktan sonra Kral Limhi, kalabalığın dağılmasına müsaade ederek herkesi evine gönderdi.
5 Ve öyle oldu ki Zarahemla ülkesinden ayrıldıkları zamandan beri halkın kayıtlarını içeren levhaları okuması için onların Ammon'un önüne getirilmesini emretti.
6 Şimdi, Ammon levhaları okur okumaz, kral ona dil çevirip çeviremediğini sordu; ve Ammon da ona bilmediğini söyledi.
7 Ve kral ona şöyle dedi: Halkımın çektiği sıkıntılara üzülerek, adamlarımdan kırk üçünü Zarahemla ülkesini bulmaları için çöle yolladım; öyle ki oradaki kardeşlerimize bizi tutsaklıktan kurtarmaları için yalvaracaktık.
8 Ve onlar günlerce çölde kayboldular; tüm çabalarına rağmen Zarahemla ülkesini bulamadılar; fakat çok sulak bir ülkeden geçip her yanı insan ve hayvan kemikleriyle ve her türlü yıkılmış binalarla dolu bir ülkeyi keşfettiler; ve İsrail topluluğu kadar kalabalık bir halkın yaşadığı bir ülkeyi bulup bu ülkeye geri döndüler.
9 Ve söylediklerinin doğruluğunu kanıtlamak için üzerleri oyma yazılarla dolu yirmi dört levha getirdiler ve bu levhalar saf altından yapılmıştı.
10 Ve işte, ayrıca büyük göğüs zırhları getirdiler; ve bunlar pirinç ve bakırdan yapılmıştı; ve hepsi mükemmel bir şekilde sağlamdı.
11 Ve ayrıca birçok kılıç getirdiler; bunların kabzaları yoktu, ağızları da pastan çürümüştü; ve ülkede bu levhaların üzerindeki yazıları veya dili çevirebilecek hiç kimse yoktur. Bu yüzden sana söylüyorum: Bunları tercüme edebilir misin?
12 Ve yine sana söylüyorum: Bunları tercüme edebilecek birini tanıyor musun? Çünkü bu kayıtların bizim dilimize tercüme edilmesini istiyorum; çünkü, belki de bu kayıtlar bize yok edilen bu halktan geri kalan bir kimse olup olmadığını, bu kayıtların nereden geldiğini gösterecektir; veya muhtemelen bize yok olan bu halkın hakkında bir şeyler öğretecektir; ve ben onların yıkımına neyin sebep olduğunu bilmek istiyorum.
13 Şimdi Ammon ona şöyle dedi: Ey kral, bu kayıtları tercüme edebilecek birini kesinlikle tanıdığımı söyleyebilirim; çünkü onun elinde bakabileceği ve eski zamandan kalma tüm kayıtları okuyup tercüme edebileceği bir araç var; ve bu, Tanrı'nın verdiği bir armağandır. Ve bunlara çeviriciler denir; ve kendisine emir verilmedikçe hiç kimse bunlardan bakamaz; yoksa bakmaması gereken bir şeye bakar ve yok olup gider. Ve bunlardan bakması emredilen herkese Görenler denir.
14 Ve işte, Zarahemla ülkesindeki halkın kralı, bu şeyleri yapması emredilen ve Tanrı'dan bu yüce armağana sahip olan adamdır.
15 Ve kral, bir Gören'in bir peygamberden daha üstün olduğunu söyledi.
16 Ve Ammon, bir Gören'in vahiy bildiren bir kişi ve ayrıca bir peygamber olduğunu söyledi; ve Tanrı'nın gücüne sahip olacak bir insanın dışında---ki bu güce hiç kimse sahip olamaz---bundan daha büyük bir armağana hiç kimse sahip olamaz; ama yine de insana Tanrı'dan büyük bir güç verilebilir.
17 Fakat Gören geçmişte olanları ve gelecekte olacakları bilebilir; ve Görenler'in aracılığıyla her şey açıklanacak veya daha doğrusu, gizli şeyler açıkça gösterilecek ve saklı şeyler gün ışığına çıkarılacaktır; ve onların sayesinde bilinmeyen şeyler bildirilecek ve ayrıca başka türlü bilinmesi mümkün olmayan şeyler de onlar tarafından bildirilecektir.
18 Böylece Tanrı, iman yoluyla güçlü mucizeler yapması için insana bir yol hazırlamıştır; onun bu için insanın kardeşlerine büyük faydası olabilir.
19 Ve şimdi, Ammon bu sözlerini bitirdiği zaman, kral çok sevindi ve Tanrı'ya şükrederek şöyle dedi: Hiç kuşkum yok ki bu levhalarda büyük bir sır var ve bu çeviriciler de kuşkusuz böyle sırların insançocuklarına açıklanabilmesi için hazırlandı.
20 Ah, Rab'bin işleri ne harikadır! Ve Rab, halkına uzun bir süre nasıl da katlanır; evet ve insançocuklarının anlayışı nasıl da kördür ve sımsıkı kapalıdır; çünkü onlar hikmet aramazlar ve bu hikmetin kendilerini yönetmesini istemezler!
21 Evet, onlar çobanlarından kaçan çılgın bir sürü gibi oraya buraya dağılırlar, kovalanırlar ve ormandaki hayvanlara yem olurlar.

Zenİf'İn KayıtlarıZarahemla ülkesinden ayrıldıkları zamandan Lamanlılar'ın elinden kurtuldukları zamana kadar halkının başından geçenler.

9. Bölüm'ün başından 22. Bölüm'ün sonuna kadar.

9. BÖLÜM
Zenif, LehiNefi ülkesini ele geçirmek için Zarahemla'dan bir gruba önderlik ederLamanlılar'ın kralı ülkeyi miras olarak almalarına izin verirLamanlılar'la Zenif'in halkı arasında savaş çıkar. m.ö. tahminen 200--187 yılları.


Ben Zenif, Nefililer'in her dilinde eğitim gördüm ve atalarımızın mirası olan ilk ülke hakkında veya bu Nefi ülkesi hakkında bilgim vardı; ve Lamanlılar'ın güçleri hakkında bilgi toplamak için Lamanlılar'ın arasına bir casus olarak gönderildim; böylece ordumuz üzerlerine saldırıp onları yok edeceklerdi; fakat onların iyi yanını gördüğüm için bu insanların yok edilmesine gönlüm razı olmadı.
2 Bu yüzden, kardeşlerimle çölde tartıştım; çünkü başımızdaki yöneticinin onlarla bir antlaşma yapmasından yanaydım; ama yöneticimiz sert ve kana susamış birisi olduğu için benim öldürülmemi emretti; ancak çok kan döküldükten sonra kurtarıldım; çünkü ordumuzun büyük bir kısmı çölde yok oluncaya kadar kardeş kardeşe ve baba babaya karşı savaştı; ve biz, sağ kalanlar, bu olanları ölenlerin eşlerine ve çocuklarına anlatmak için Zarahemla ülkesine döndük.
3 Ve hâlâ, atalarımızın ülkesini miras almak için aşırı hevesli olan ben, ülkeyi ele geçirmek için gelmek isteyenleri topladım ve ülkeye gitmek üzere yeniden çöle doğru yolculuğumuza başladık; fakat açlıkla ve büyük acılarla cezalandırıldık; çünkü Tanrımız Rab'bi hatırlamakta yavaştık.
4 Bununla beraber, günlerce çölde dönüp dolaştıktan sonra, çadırlarımızı kardeşlerimizin öldüğü, atalarımızın ülkesine yakın bir yere kurduk.
5 Ve öyle oldu ki yanıma adamlarımdan dördünü alarak bir kez daha şehre girdim ve kralın huzuruna çıktım; kralın tutumunun ne olduğunu bilmek istiyordum ve halkımla beraber ülkeye barış içinde girip giremeyeceğimizi ve orayı alıp alamayacağımızı bilmek istiyordum.
6 Ve kralın huzuruna çıktım; ve kral, benimle LehiNefi ülkesini ve Şilom ülkesini alabileceğime dair bir antlaşma yaptı.
7 Ve halkına ülkeyi terk etmeleri için emir verdi; ve ben halkımla beraber burasını yurt edinmek için ülkeye girdik.
8 Ve binalar inşa etmeye ve şehrin surlarını onarmaya başladık; evet, hatta LehiNefi ve Şilom şehirlerinin surlarını onardık.
9 Ve toprağı ekmeye başladık, evet, hatta her çeşit tohum, mısır tohumu ve buğday ve arpa ve neyas ve şeyum ve her çeşit meyve tohumu ektik; ve ülkede çoğalıp bolluk içinde yaşamaya başladık.
10 Şimdi bu, halkımı köle yapmak için Kral Laman'ın düşündüğü bir kurnazlıktı ve çevirdiği bir dolaptı; öyle ki yurt edinelim diye ülkeyi elimize teslim etmişti.
11 Bu yüzden öyle oldu ki ülkeye yerleşmemizden on iki yıl sonra, Kral Laman huysuzlanmaya başladı; halkımın herhangi bir şekilde ülkede güçlenmesinden, bize boyun eğdiremeyeceğinden ve bizi köle yapamayacağından korkuyordu.
12 Şimdi, Lamanlılar tembel ve putperest bir halktı; bu yüzden, bizim elimizin emeğiyle karınlarını tıka basa doyurmak, evet, tarlalarımızdaki sürülerle kendilerine ziyafet çekmek için bizi köle yapmak istiyorlardı.
13 Bu yüzden öyle oldu ki Kral Laman, halkını benim halkıma sataşması için kışkırtmaya başladı; bu nedenle ülkede savaşlar, kavgalar çıktı.
14 Çünkü Nefi ülkesindeki krallığımın on üçüncü yılında, uzakta Şilom ülkesinin güneyinde, halkım sürülerini otlatıp onlara su verdikleri ve tarlalarında çalıştıkları bir sırada, kalabalık bir Lamanlı ordusu üstlerine gelip onları öldürmeye ve sürülerini ve tarlalarındaki mısırları alıp götürmeye başladı.
15 Evet ve öyle oldu ki yakalanmayanların hepsi Nefi şehrine kaçtı ve benden korunmak için yardım istediler.
16 Ve öyle oldu ki onları yaylar ve oklar, kılıçlar ve palalar ve gürzler ve sapanlar ve icat edebildiğimiz her çeşit silahlarla donattım; ve halkımla birlikte Lamanlılar'a karşı savaşmak üzere ilerledik.
17 Evet, Rab'bin gücüyle Lamanlılar'a karşı savaşmaya gittik; çünkü ben ve halkım, bizi düşmanlarımızın elinden kurtarması için Rab'be tüm gücümüzle yalvardık; çünkü atalarımızın nasıl kurtulduğunu hatırlamak için uyandırılmıştık.
18 Ve Tanrı feryadımızı duyup bizim dualarımızı cevaplandırdı; ve O'nun gücüyle ilerledik; evet, Lamanlılar'a karşı yürüdük ve bir gün ve bir gecede tam üç bin kırk üç kişiyi öldürdük; onları ülkemizden kovup atıncaya kadar öldürmeye devam ettik.
19 Ve ben, şahsen kendi ellerimle ölülerini gömmeye yardımcı oldum. Ve işte, büyük bir üzüntü ve kederle iki yüz yetmiş dokuz kardeşimizin öldürülmüş olduğunu gördük.

10. BÖLÜM


Kral Laman ölürHalkı vahşî ve gaddar bir halktır ve yanlış geleneklere inanırlarZenif ve halkı onları yenilgiye uğratır. m.ö. tahminen 187--160 yılları.

Ve öyle oldu ki krallığı yeniden kurmaya başladık ve ülkeye tekrar huzur içinde sahip olmaya başladık. Ve Lamanlılar tekrar halkımla savaşmaya geldiklerinde, elimde halkım için silah olsun diye her çeşit savaş silahları yaptırdım.
2 Ve Lamanlılar'ın beklenmedik bir anda üzerimize saldırıp bizi yok etmemeleri için ülkenin her yanına nöbetçiler diktim; ve böylece halkımı ve sürülerimi korudum; ve onların düşmanlarımızın eline düşmesini engelledim.
3 Ve öyle oldu ki yıllarca, evet, yirmi iki yıl boyunca atalarımızın ülkesi bize miras kaldı.
4 Ve erkeklerin toprağı işleyip her türlü tahıl ve her türden çeşitli meyve yetiştirmelerini sağladım.
5 Ve kadınların eğirmelerini ve emek verip çalışmalarını ve çıplaklığımızı örtmek için her çeşit ince keten, evet ve her türlü bez dokumalarını sağladım; ve böylece ülkede refaha kavuştuk---böylece yirmi iki yıl boyunca sürekli huzur içinde yaşadık.
6 Ve öyle oldu ki Kral Laman öldü ve onun yerine oğlu hüküm sürmeye başladı. Ve Laman'ın oğlu, halkıma karşı ayaklanmaları için halkını kışkırtmaya başladı; bu yüzden halkıma saldırmak için savaş hazırlığı yapmaya başladılar.
7 Fakat halkımın üzerine saldırıp onları yok etmemeleri ve nasıl hazırlandıklarını öğrenip onlara karşı önlem alabilmek için Şemlon ülkesinin her yanına casuslarımı göndermiştim.
8 Ve öyle oldu ki onlar, yaylarla ve oklarla ve kılıçlarla ve palalarla ve taşlarla ve sapanlarla donanmış adamlarından oluşan kalabalık ordularıyla Şilom ülkesinin kuzeyine geldiler; ve saçlarını kazıtmışlardı; öyle ki kafaları çıplaktı; ve bellerine deri bir kuşak bağlamışlardı.
9 Ve öyle oldu ki halkımın kadınlarını ve çocuklarını çölde sakladım; ve aynı zamanda eli silah tutan bütün yaşlı adamlarımı ve ayrıca eli silah tutabilen bütün genç adamlarımı Lamanlılar'a karşı savaşmaları için bir araya topladım; ve herkesi yaşına göre savaş düzenine soktum.
10 Ve öyle oldu ki Lamanlılar'a karşı savaşmaya gittik; ve ben, hatta ben bile bu yaşlı halimle Lamanlılar'la savaşmaya gittim. Ve öyle oldu ki Rab'bin gücüyle savaşa gittik.
11 Şimdi, Lamanlılar ne Rab'bi, ne de Rab'bin gücünü biliyorlardı; bu yüzden kendi güçlerine

güveniyorlardı. Yine de insan gücü göz önüne alındığında güçlü bir halktılar.


12 Onlar vahşi, gaddar ve kana susamış bir halktı; atalarının geleneklerine inanıyorlardı---atalarının işlediği kötülükler yüzünden Yeruşalem ülkesinden kovulduklarını ve çöldeyken kardeşleri tarafından kendilerine haksızlık edildiğini ve denizi geçerken de kardeşleri tarafından kendilerine haksızlık edildiğine inanıyorlardı;
13 Ve yine, denizi geçtikten sonra ilk mirasları olan topraklarda onlara haksızlık edilmişti ve bütün bunların nedeni Nefi'nin, Rab'bin emirlerine onlardan daha sadık olmasıydı---bu yüzden Rab, ona lütuf göstermişti; çünkü Rab, onun dualarını işitip cevaplamıştı; ve çöldeki yolculuklarında önderliği o almıştı.
14 Ve kardeşleri ise ona öfkelenmişlerdi, çünkü Rab'bin işlerini hiç anlamıyorlardı; ona suların üzerindeyken de öfkelenmişlerdi, çünkü Rab'be karşı yüreklerini katılaştırmışlardı.
15 Ve vaadedilen diyara vardıklarında, halkın yönetimini ellerinden aldığını söyleyerek ona yine öfkelenmişler ve onu öldürmeye çalışmışlardı.
16 Ve yine, Rab'bin ona emrettiği gibi çöle doğru yola çıktığı için ona öfkelenmişlerdi; ve pirinç levhalara işlenen kayıtları alıp gittiği için, onun levhaları çaldığını söylüyorlardı.
17 Ve böylece onlar çocuklarına onlardan nefret etmelerini ve onları öldürmelerini ve onların mallarını çalmalarını ve zorla almalarını ve onları ortadan kaldırmak için ne gerekirse yapmalarını öğrettiler; bu yüzden Nefi'nin çocuklarına karşı sonsuz bir nefret duyuyorlardı.
18 Bu gerçek sebepten dolayı Laman kralı, kurnazlığıyla, yalan söylemedeki ustalığıyla ve tatlı vaadleriyle beni kandırdı; sonuçta ben de bu halkımı bu ülkeye getirdim; öyle ki onları yok edebilmeleri için; evet ve yıllarca ülkede bunun acısını çektik.
19 Ve şimdi ben Zenif, Lamanlılar'la ilgili bütün bu şeyleri halkıma anlattıktan sonra halkımı Rab'be güvenerek tüm güçleriyle savaşa gitmeleri için yüreklendirdim; bu yüzden onlarla yüz yüze savaştık.
20 Ve öyle oldu ki onları ülkemizden bir daha sürüp çıkardık ve onları ağır bir yenilgiye uğratıp öldürdük; öldürdüklerimizin sayısı o kadar çoktu ki saymadık.
21 Ve öyle oldu ki yeniden kendi ülkemize döndük ve halkım yeniden sürülerini beslemeye ve toprağı işlemeye başladı.
22 Ve şimdi, ben yaşlandığım için krallığı oğullarımdan birine bıraktım; onun için daha başka bir şey söylemeyeceğim. Ve Rab halkımı kutsasın. Amin.

11. BÖLÜM


Kral Nuh ülkeyi kötülükle yönetirKarıları ve cariyeleriyle eğlenip çılgın bir yaşam sürerAbinadi, halkın tutsak alınacağına dair peygamberlik ederKral Nuh, Abinadi'yi öldürmek ister. m.ö. tahminen 160--150 yılları.
Ve şimdi, öyle oldu ki Zenİf, krallığı oğullarından biri olan Nuh'a verdi; bu yüzden Nuh, onun yerine hüküm sürmeye başladı; ve Nuh, babasının yolundan yürümedi.
2 Çünkü işte, Tanrı'nın emirlerini yerine getirmedi, tersine kendi gönlünün arzuları peşinde koştu. Ve çok sayıda karısı ve cariyesi vardı. Ve halkına günah işletip Rab'bin gözünde iğrenç olan şeyleri yaptırdı. Evet ve onlar cinsel ahlaksızlıklarda bulunup her türlü kötülüğü yaptılar.
3 Ve Nuh, onların sahip oldukları bütün malların, altınlarının ve gümüşlerinin beşte bir bölümünü, ziflerinin ve bakırlarının ve pirinçlerinin ve demirlerinin beşte bir bölümünü ve besili hayvanlarının beşte bir bölümünü ve ayrıca bütün tahıllarının beşte bir bölümünü zorla alan bir vergi koydu.
4 Ve bütün bunları kendisini ve karılarını ve cariyelerini ve ayrıca rahiplerini ve onların karılarını ve onların cariyelerini beslemek için yaptı; böylece krallığın durumunu değiştirmiş oldu.
5 Çünkü babası tarafından atanan rahiplerin hepsini görevden uzaklaştırdı ve yerlerine yenilerini, yüreklerindeki gururla böbürlenenleri atadı.
6 Evet ve böylece onlar tembelliklerinde ve puta taparlıklarında ve fuhuşlarında, Kral Nuh'un halka yüklediği vergilerle beslendiler; böylece halk kötülüğü beslemek için canla başla çalıştı.
7 Evet ve kralın ve rahiplerin boş, gönül alıcı sözlerine kanan halk da putperest olmuştu; çünkü halka pohpohlayıcı sözler söylüyorlardı.
8 Ve öyle oldu ki Kral Nuh birçok güzel, geniş binalar yaptırdı ve bunları ağaçtan yapılan ince işlemelerle ve altın ve gümüş ve demir ve pirinç ve zif ve bakır gibi her çeşit değerli eşyalarla süsledi.
9 Ve kendine geniş bir saray ve sarayın ortasına da bir taht yaptırdı, her şeyi iyi cins ağaçtan yaptırarak altın, gümüş gibi değerli eşyalarla süsledi.
10 Ve işçilerine tapınağın duvarları içinde iyi cins ağaçtan, bakırdan ve pirinçten her türlü güzel el işleri yaptırdı.
11 Ve bütün diğer koltuklardan daha yüksekte duran yüksek rahipler için ayrılan koltukların süslemelerini ise saf altından yaptırdı; ve yüksek rahipler, halkına yalan dolu boş sözler söylerken, bedenlerini ve kollarını yaslayıp rahat etsinler diye önlerine bir göğüs siperi yaptırdı.
12 Ve öyle oldu ki tapınağın yanına bir kule yaptırdı; evet, çok yüksek bir kule yaptırdı; kule öyle yüksekti ki tepesine çıkınca Şilom ülkesini ve ayrıca Lamanlılar'ın elinde bulunan Şemlon ülkesini görebiliyordu; ve buradan çevredeki ülkenin tamamını gözetleyebiliyordu.
13 Ve öyle oldu ki Şilom ülkesinde de birçok binalar yaptırdı ve Şilom ülkesinin kuzeyindeki tepenin üzerine de büyük bir kule diktirdi; bu tepe Nefi çocuklarının ülkeden kaçtıkları zaman sığındıkları yerdi; ve Kral Nuh halkından topladığı vergilerle elde ettiği zenginlikleri böyle kullandı.
14 Ve öyle oldu ki gönlünü servetine kaptırarak zamanını karıları ve cariyeleriyle yiyip içerek geçirdi; ve ayrıca rahipleri de zamanlarını fahişelerle geçirdiler.
15 Ve öyle oldu ki ülkenin çevresine üzüm bağları diktirdi, üzüm cendereleri yaptırdı ve bol bol şarap üretti; ve bu yüzden kendisi de, halkı da ayyaş oldu.
16 Ve öyle oldu ki onlar bir gün sürülerini otlatırken, Lamanlılar onun halkının üzerine, küçük gruplar halinde olanların üzerine saldırdılar ve onları tarlalarında öldürmeye başladılar.
17 Ve Kral Nuh onları kovmak için bölgeye muhafızlar gönderdi; fakat yeterli sayıda göndermemişti; ve Lamanlılar onların üzerine saldırarak onları öldürdüler ve sürülerinin çoğunu alıp ülkeden götürdüler; böylece Lamanlılar onları yok edip onlara karşı duydukları nefreti göstermeye başladılar.
18 Ve öyle oldu ki Kral Nuh onların üzerine ordularını gönderdi; ve onlar geri püskürtüldü; daha doğrusu bir süre için onları geri sürdüler; bu yüzden, yağmaladıkları malların sevinci içinde geri döndüler.
19 Ve şimdi, kazandıkları bu büyük zaferden dolayı yüreklerinde gururlandılar; kendilerinin elli tanesi Lamanlılar'ın binlercesine bedel gibi sözler ederek güçleriyle övünmeye başladılar; ve böyle övünüp duruyor, kandan ve kardeşlerinin kanını dökmekten büyük zevk alıyorlardı; ve bütün bunlar krallarının ve rahiplerinin kötülükleri yüzündendi.
20 Ve öyle oldu ki aralarında Abinadi adında bir adam vardı; ve Abinadi onların arasına çıkıp peygamberlik etmeye başladı ve şöyle dedi: İşte, Rab şöyle diyor ve bana şöyle diyerek emretti: Git, Rab bu halka şöyle diyor diye konuş: Bu halkın vay haline! Çünkü onların iğrençliklerini, kötülüklerini ve cinsel ahlaksızlıklarını gördüm; ve eğer tövbe etmezlerse, onları öfkemle ziyaret edeceğim.
21 Ve tövbe edip Tanrıları Rab'be dönmezlerse, işte, onları düşmanlarının eline teslim edeceğim; evet ve onlar tutsak edilecekler ve düşmanlarının elinde acı çekecekler.
22 Ve öyle olacak ki benim Tanrıları Rab olduğumu ve halkımın işlediği kötülükleri yoklamaya gelen kıskanç bir Tanrı olduğumu bilecekler.
23 Ve öyle olacak ki tövbe edip Tanrıları Rab'be dönmezlerse, bu halk tutsaklığa getirilecek ve her şeye gücü yeten Rab Tanrı'dan başka hiç kimse onları kurtaramayacak.
24 Evet ve öyle olacak ki bana seslendiklerinde ağlayışlarını duymakta ağır davranacağım; evet ve düşmanları tarafından vurulmalarına göz yumacağım.
25 Ve Tanrıları Rab'be bütün güçleriyle seslenip çul ve kül içinde tövbe etmedikçe, onların dualarını işitmeyeceğim; ve onları sıkıntılarından kurtarmayacağım; ve Rab böyle diyor ve bana böyle emretti.
26 Şimdi öyle oldu ki Abinadi bu sözleri söyleyince, halk ona karşı öfkelendi ve onun canına kıymak istedi; ancak Rab, onu halkın elinden kurtardı.
27 Şimdi Kral Nuh, Abinadi'nin halka söylediği sözleri duyunca öfkelenerek şöyle dedi: Abinadi de kim oluyor! Ben ve halkım onun tarafından mı yargılanacak? Yahut halkımın başına böyle büyük bir belâ getirecek olan Rab de kim oluyor?

Yüklə 4,31 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   57




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin