26 Çünkü işte, ben yasanıza karşı mı tanıklık ettim? Siz anlamıyorsunuz! Yasanıza karşı konuştuğumu söylüyorsunuz, fakat ben yasanıza karşı konuşmadım; fakat sizin yasanızdan yana, cezalandırılmanız için konuştum.
27 Ve şimdi işte, size derim ki bu halkın yıkımının temeli, sizin adaletsiz avukatlarınız ve hakimleriniz tarafından atılmaya başlanmıştır.
28 Ve şimdi, öyle oldu ki Amulek bunları söylediğinde, halk ona bağırıp şöyle dedi: Şimdi biz biliyoruz ki bu adam şeytanın çocuğudur! Çünkü bize yalan söyledi; çünkü yasamıza karşı konuştu. Ve şimdi ise yasamıza karşı konuşmadığını söylüyor.
29 Ve avukatlarımıza ve hakimlerimize karşı yine hakaret etti.
30 Ve öyle oldu ki avukatlar bu söylenenleri ona karşı hatırlamak üzere yüreklerine koydular.
31 Ve onların arasında Zeezrom adında biri vardı. Şimdi Amulek ve Alma'yı suçlayanların en başta geleni oydu; onların arasındaki en iyi usta avukatlardan biriydi; halkın arasında çok iş yapıyordu.
32 Şimdi bu avukatların amacı para kazanmaktı; ve onlar yaptıkları işe göre para kazanıyorlardı.
11. BÖLÜM
Nefililer'in para sistemleri açıklanırAmulek, Zeezrom ile tartışırMesih insanları günahlarında kurtarmayacaktırSadece Göklerin Krallığı'nı miras alanlar kurtulacaktırBütün insanlar dirilip ölümsüzleşecektir-Dirilişten sonra bir daha ölüm yoktur. m.ö. tahminen 82 yılı. Şİmdİ Mosiya yasasına göre her yasa hakiminin ya da hakim olarak atananların, önlerine yargılanmak üzere getirilenleri yargılamak için çalıştıkları zaman oranında ücret almaları gerekiyordu.
2 Şimdi, eğer bir kimse başkasına borçlu olup borcunu ödemek istemezse, hakime şikayet edilirdi; ve hakim de yetkisini kullanarak o kimsenin huzuruna çıkarılması için memurlar gönderir ve o adamı yasalara ve kendisine karşı getirilen kanıtlara göre yargılardı; ve böylece adam borcunu ödemek ya da malı mülkü elinden alınmak veya hırsız ve soyguncu olarak halkın arasından atılmak zorunda kalırdı.
3 Ve hakim çalıştığı zamana göre ücret alırdı---bir gün için bir altın senine ya da bir altın senineye eş değerde olan bir gümüş senum alırdı; ve bu verilen yasaya göredir.
4 Şimdi bunlar onların farklı değerlerdeki altın ve gümüş paralarının adlarıydı. Ve onlara bu isimleri Nefililer verdi; çünkü onlar Yeruşalem'deki Yahudiler gibi paralarını hesaplamıyorlardı; ölçüleri de Yahudiler'inki gibi değildi; ne var ki onlar para değerlerini ve ölçülerini hakimler yönetimine kadar her nesilde halkın isteğine ve durumuna göre değiştirdiler; bunlar Kral Mosiya tarafından resmileştirildi.
5 Şimdi para değerleri şöyledir: Bir altın senine, bir altın seon, bir altın şum ve bir altın limna.
6 Bir gümüş senum, bir gümüş amnor, bir gümüş ezrom ve bir gümüş onti.
7 Bir gümüş senum, bir altın senineye eşitti ve bunların her biri bir ölçek arpaya ve aynı zamanda bir ölçek her çeşit tahıla eşitti.
8 Şimdi bir altın seon, bir seninenin iki katı değerindeydi.
9 Ve bir altın şum, bir seonun iki katı değerindeydi.
10 Ve bir limna altın, bunların hepsinin değerine eşitti.
11 Ve bir gümüş amnor, iki senum kadar büyüktü.
12 Ve bir gümüş ezrom, dört senum kadar büyüktü.
13 Ve bir onti, bunların hepsi kadar büyüktü.
14 Şimdi hesaplarında kullandıkları küçük rakamların değeri şudur:
15 Bir şiblon, bir senumun yarısıdır; dolayısıyla bir şiblon yarım ölçek arpa değerindedir.
16 Ve bir şiblum, bir şiblonun yarısıdır.
17 Ve bir lea, bir şiblumun yarısıdır.
18 Şimdi hesaplarına göre bunların sayıları şöyledir:
19 Şimdi bir altın antiyon, üç şiblona eşittir.
20 Şimdi onlar işlerine göre ücret alıyorlardı; bu yüzden sadece para kazanabilmek için halkı isyana ve her çeşit karışıklığa ve kötülüğe kışkırttılar; bunu daha fazla iş alabilmek ve önlerine getirilen davalara göre para kazanabilmek için yaptılar; bu nedenle halkı Alma'ya ve Amulek'e karşı kışkırttılar.
21 Ve bu Zeezrom, Amulek'i sorguya çekmeye başlayarak şöyle dedi: Sana soracağım birkaç soruya cevap verir misin? Şimdi Zeezrom, iyi olanı yok edebilmek için şeytanın hilelerinde usta olan biriydi; bu yüzden Amulek'e: ASana soracağım sorulara cevap verir misin?@ dedi.
22 Ve Amulek de ona: "Evet, eğer soruların bendeki Rab'bin Ruhu'na uygunsa cevap veririm; çünkü Rab'bin Ruhu'na ters düşen hiçbir şey söylemeyeceğim" dedi. Ve Zeezrom ona: "İşte, burada altı gümüş onti var ve eğer sen Yüce bir Varlığın var olduğunu inkâr edersen, bunların hepsini sana vereceğim" dedi.
23 Şimdi Amulek şöyle dedi: Ey cehennem çocuğu, sen beni neden denersin? Doğruların böyle oyunlara kanmayacağını bilmez misin?
24 Tanrı'nın olmadığına mı inanıyorsun? Sana derim ki: Hayır, sen Tanrı'nın var olduğunu biliyorsun; fakat bu parayı O'ndan daha çok seviyorsun.
25 Ve şimdi, sen Tanrı'nın önünde bana yalan söyledin. Sen bana: "İşte çok değerli olan bu altı ontiyi sana vereceğim" dedin. Halbuki yüreğinde sen onları bana vermek istemiyordun; ve senin tek arzun benim gerçek ve yaşayan Tanrı'yı inkâr etmemdi; böylece beni öldürtmek için eline bir sebep geçecekti. Ve şimdi işte, sen bu büyük kötülüğünün karşılığını alacaksın.
26 Ve Zeezrom ona şöyle dedi: Sen gerçek ve yaşayan bir Tanrı olduğunu mu söylüyorsun?
27 Ve Amulek de: "Evet, gerçek ve yaşayan bir Tanrı vardır" dedi.
28 Şimdi Zeezrom: ABirden çok Tanrı var mı?@ dedi.
29 Ve o cevap verdi: Hayır!
30 Şimdi Zeezrom ona tekrar şöyle dedi: Bu şeyleri nasıl biliyorsun?
31 Ve Amulek: "Bunları bana bir melek bildirdi" dedi.
32 Ve Zeezrom yine: AGelecek olan kimdir? Tanrı'nın Oğlu mu?@ dedi.
33 Ve o da ona: AEvet@ dedi.
34 Ve Zeezrom yine: AO, halkını günahlarında mı kurtaracak?@ dedi. Ve Amulek de cevap vererek ona şöyle dedi: Sana derim ki kurtarmayacaktır; çünkü O'nun kendi sözünü inkâr etmesi mümkün değildir.
35 Şimdi Zeezrom halka şöyle dedi: Bunları hatırlamaya dikkat edin; çünkü o tek bir Tanrı'nın olduğunu söyledi; yine de sanki Tanrı'ya emretme yetkisi varmış gibi Tanrı'nın Oğlu'nun geleceğini, ama kendi halkını kurtarmayacağını söyledi.
36 Şimdi Amulek ona tekrar şöyle dedi: İşte sen yalan söyledin; çünkü ben, Tanrı'nın kendi halkını günahlarında kurtarmayacağını söylediğim için benim sanki Tanrı'ya emretme yetkim varmış gibi konuştuğumu söylüyorsun.
37 Ve size tekrar derim ki O, onları günahlarında kurtaramaz; çünkü ben onun sözünü inkâr edemem; ve O, kirli hiçbir şeyin Göklerin Krallığı'nı miras alamayacağını söyledi; bu yüzden, siz Göklerin Krallığı'nı miras almadan nasıl kurtulabilirsiniz? Bu nedenle günahlarınızın içindeyken kurtulamazsınız.
38 Şimdi Zeezrom tekrar ona: ATanrı'nın Oğlu, gerçek Sonsuz Baba mıdır?@ dedi.
39 Ve Amulek de ona şöyle dedi: Evet, O göğün ve yerin ve oralarda bulunan her şeyin gerçek Sonsuz Babası'dır. O başlangıç ve sondur; birinci ve sonuncudur.
40 Ve O kendi halkını fidye ile kurtarmak için dünyaya gelecektir ve adına inananların suçlarını üzerine alacaktır; ve sonsuz yaşama kavuşacak olanlar bunlardır ve kurtuluş başka hiç kimseye gelmeyecektir.
41 Bu yüzden kötüler ölümün bağlarının çözülmesinden başka hiçbir fidye ile kurtuluş yokmuş gibi kalırlar; çünkü işte, herkesin ölümden dirilip Tanrı'nın önünde duracağı ve işlerine göre yargılanacağı gün gelecektir.
42 Şimdi geçici ölüm denilen bir ölüm vardır; ve Mesih'in ölümü bu geçici ölümün bağlarını çözecektir; böylece herkes bu geçici ölümden dirilecektir.
43 Ruh ve beden kusursuz bir şekilde yeniden birleşecektir; hem kol, bacak hem de eklemler, şu an bizim olduğumuz gibi yeniden uygun yapısına döndürülecektir; ve bizler Tanrı'nın önüne getirilerek orada duracağız ve tıpkı şimdi bildiğimiz gibi bilip bütün suçlarımızı açıkça hatırlayacağız.
44 Şimdi, bu yenileştirme herkese, hem yaşlılara hem gençlere, hem tutsaklara hem özgürlere, hem erkeklere hem kadınlara, hem kötülere hem iyilere gelecektir ve onların başından bir saç teli bile kaybolmayacaktır; fakat her şey şimdi olduğu gibi ya da bedende olduğu gibi tekrar kusursuz şekline dönüştürülecektir; ve tek Sonsuz Tanrı olan Oğul Mesih'in ve Tanrı Baba'nın ve Kutsal Ruh'un yargı kürsüsünün önüne hesap vermek için işlerinin iyiliğine ya da kötülüğüne göre yargılanmak üzere getirileceklerdir.
45 Şimdi işte, size ölümlü bedenin ölümünden ve aynı zamanda bu ölümlü bedenin yeniden dirilişinden söz ettim. Size derim ki bu ölümlü beden, ölümsüz bir beden şeklinde dirilecek, yani ölümden, hatta ilk ölümden bir daha hiç ölemeyecek şekilde dirilerek yaşayacaktır; onların ruhları ve bedenleri bir daha ayrılmamak üzere tekrar birleşecektir; böylece bu bütünlük ruhsal ve ölümsüz olacaktır; öyle ki onlar artık hiçbir çürüme görmeyeceklerdir.
46 Şimdi, Amulek bu sözleri bitirdiğinde halk tekrar şaşırmaya başladı ve Zeezrom da titremeye başladı. Ve Amulek'in sözleri böylece sona erdi, daha doğrusu benim yazdıklarım bu kadardır.
12. BÖLÜM
Alma, Zeezrom ile tartışırTanrı'nın sırları yalnızca sadık olanlara verilirİnsanlar düşünceleri, inançları, sözleri ve işlerine göre yargılanacaklardırKötüler ruhsal bir ölümün acısını çekeceklerdirBu ölümlü yaşam bir sınanma durumudurFidye ile kurtuluş planı, ölümden dirilişi ve iman sayesinde günahlardan bağışlanmayı sağlar---Tövbe edenlerin Biricik Oğul'un aracılığı ile merhamet istemeye hakları vardır. m.ö. tahminen 82 yılı. Şİmdİ Alma, Amulek'in sözlerinin Zeezrom'u susturduğunu gördü; çünkü Amulek'in, kendisini mahvetmek isteyen Zeezrom'u yalan söyleyip hile yaparken yakaladığını görmüştü; ve Alma onun işlediği suçun bilinci altında titremeye başladığını görünce ağzını açtı ve onunla konuşmaya ve Amulek'in sözlerini onaylayarak, konuyu daha ayrıntılı bir şekilde açıklamaya ya da kutsal yazıları Amulek'ten daha derin bir şekilde anlatmaya başladı.
2 Şimdi Alma'nın Zeezrom'a söylediği sözler çevredeki halk tarafından duyulmuştu; çünkü kalabalık büyüktü ve Alma şöyle konuştu:
3 Şimdi Zeezrom, görüyorsun ki kurnazlık edip yalan söylemeye çalışırken yakalandın; çünkü sen yalnızca insanlara değil, aynı zamanda Tanrı'ya da yalan söyledin; çünkü işte, O senin bütün düşüncelerini bilir ve görüyorsun ki O'nun Ruhu sayesinde düşüncelerin bize bildiriliyor.
4 Ve gördüğün gibi, biz senin planının şeytanın kurnazlığına göre çok kurnaz bir plan olduğunu biliyoruz; çünkü sen bu halkı bize karşı döndürebilmek için yalan söyleyerek onları aldatmaya çalıştın, bize hakaret edip bizi aralarından kovmaları için.
5 Şimdi bu, senin düşmanının bir planıydı ve düşman gücünü senin üzerinde kullandı. Şimdi sana söyleyeceklerimi herkese söylediğimi hatırlamanızı isterim.
6 Ve işte hepinize söylüyorum ki bu, düşmanın kendisindeki tutsaklık gücüne göre sizi kendine köle yapmak, sizi zincirleriyle sarmak ve sizi sonsuz yıkıma indirmek için, bu halkı yakalamak üzere kurduğu bir tuzaktı.
7 Şimdi Alma bu sözleri söyledikten sonra, Zeezrom daha çok titremeye başladı; çünkü Tanrı'nın gücüne giderek daha çok inanmaya başlamıştı ve aynı zamanda Alma ile Amulek'in kendisini tanıdıklarına ikna olmuştu; çünkü yüreğindeki düşünceleri ve amaçları bildiklerini anladı; çünkü peygamberlik ruhuna göre bunları bilebilmeleri için onlara güç verilmişti.
8 Ve Zeezrom, Tanrı'nın Krallığı konusunda daha çok bilgi alabilmek için onlara gayretle sorular sormaya başladı. Ve Alma'ya şöyle dedi: Amulek'in ölülerin dirilişi, yani doğru ve doğru olmayan herkesin ölümden dirilerek yaptıkları işlere göre yargılanmak üzere Tanrı'nın önüne çıkarılacakları ile ilgili söylediği sözlerin anlamı nedir?
9 Ve şimdi, Alma bu şeyleri ona şöyle diyerek açıklamaya başladı: Tanrı'nın sırlarını bilebilmek çok kimselere verilmiştir; ancak bunlar sıkı bir emir altında verilir; öyle ki onlar bu sırları yalnızca Tanrı'nın insançocuklarına sözünden verdiği paya ve insançocuklarının Tanrı'ya gösterdikleri dikkat ve gayrete göre başkalarına bildirebilirler.
10 Ve bu yüzden, yüreğini sertleştiren kimse, sözün daha az kısmını alır ve yüreğini sertleştirmeyen kimseye ise Tanrı'nın sırlarını tam olarak bilinceye kadar sözün daha büyük kısmı verilir.
11 Ve yüreğini sertleştirenlere, O'nun sırlarından hiçbir şey bilmeyinceye kadar sözün daha az kısmı verilir; ve o zaman onlar şeytan tarafından tutsak alınarak onun isteğine göre yıkıma götürülürler. Şimdi cehennem zincirleri ile demek istenilen budur.
12 Ve Amulek açıkça ölümden, bu ölümlülükten dirilerek ölümsüzlük durumuna geçmekten ve yaptığımız işlere göre yargılanmak üzere Tanrı'nın yargı kürsüsünün önüne getirilmekten söz etti.
13 O zaman, eğer yüreklerimiz sertleşmişse, evet, yüreğimizi söze karşı onun bizde bulunmayacağı kadar sertleştirmişsek, o zaman bizim durumumuz korkunç olacaktır; çünkü o zaman suçlu olduğumuza dair hüküm verilecektir.
14 Çünkü sözlerimiz bizi suçlayacaktır, evet, bütün işlerimiz bizi suçlayacaktır; bizler lekesiz bulunmayacağız; ve düşüncelerimiz de aynı şekilde bizi suçlayacaktır; ve bu korkunç durumda gözlerimizi kaldırıp Tanrımıza bakmaya cesaret edemeyeceğiz ve kayaların ve dağların bizi O'nun huzurundan saklaması için üzerimize düşmelerini emredebilirsek çok memnun olacağız.
15 Fakat bu öyle olmamalıdır; biz dirilerek, O'nun yüceliği ve gücü ve kudreti ve büyüklüğü ve egemenliği ile O'nun önünde durmalı ve sonsuz utancımızla O'nun bütün yargılarının âdil olduğunu, yaptığı bütün işlerde âdil olduğunu ve insançocuklarına karşı merhametli olduğunu ve adına inanarak tövbeye yaraşır meyve veren herkesi kurtaracak tüm güce sahip olduğunu kabul etmeliyiz.
16 Ve şimdi işte, size derim ki o zaman bir ölüm, hatta ruhsal bir ölüm olan ikinci ölüm gelir; o zaman, günahlarında ölen herkesin geçici ölüm bakımından ruhsal ölümle de öleceği zamandır; evet, kişi doğrulukla ilgili değerlere göre ölecektir.
17 O zaman onların azabı, alevi sonsuza dek daima yükselen bir ateş ve kükürt gölü gibi olacağı zamandır; ve o zaman, kendi istediği şekilde onları yönetimi altına almış olan şeytanın gücü ve tutsaklığına göre onların sonsuz yıkıma zincirlerle bağlanacağı bir zamandır.
18 O zaman, size derim ki, onlar hiçbir kurtuluş hazırlanmamış gibi kalacaklardır; çünkü onlar Tanrı'nın adaletine göre fidye ile kurtarılamazlar; ve onlar artık daha fazla çürüme olmayacağı için ölemezler.
19 Şimdi öyle oldu ki Alma bu sözleri söylemeyi bitirdiği zaman, halk daha çok şaşırmaya başladı.
20 Fakat aralarında başyönetici olan Antiyona adında biri vardı, öne çıkıp ona şöyle dedi: Senin bu, insan ölümden dirilecek ve bu ölümlü durumdan ölümsüz duruma geçecek, ondan sonra da can bir daha hiç ölmeyecek dediğin nedir?
21 İlk anne ve babamız girip yaşam ağacının meyvesinden yemesin ve sonsuza dek yaşamasın diye Tanrı'nın, Aden bahçesinin doğusuna kerubiler ve alevli bir kılıç yerleştirdiğini söyleyen kutsal yazının anlamı nedir? Ve biz böylece onların sonsuza dek hiçbir yaşama şansları olmadığını görüyoruz.
22 Şimdi Alma ona şöyle dedi: Ben de bunu açıklamak üzereydim. Şimdi biz Adem'in, Tanrı'nın sözüne göre yasak meyveden yediği için düştüğünü görüyoruz; ve böylece onun düşmesiyle bütün insanlığın kaybolmuş ve düşmüş insanlar olduğunu görüyoruz.
23 Ve şimdi işte, size derim ki o zaman Adem'in yaşam ağacının meyvesinden yemesi mümkün olsaydı, ölüm olmayacaktı ve söz boşuna olup Tanrı'yı yalancı çıkaracaktı. Çünkü O: "Eğer bundan yersen mutlaka öleceksin" demişti.
24 Ve biz ölümün, evet, Amulek tarafından sözü edilen geçici ölümün bütün insanlığın üzerine geldiğini görüyoruz; buna rağmen insana tövbe edebilmesi için bir süre tanınmıştır; bu nedenle bu yaşam bir deneme durumu; insanın Tanrı'yla karşılaşmaya hazırlanacağı bir zaman, ölülerin dirilişinden sonra sözünü ettiğimiz o sonu olmayan duruma hazırlanma zamanı olmuştur.
25 Şimdi, eğer dünyanın kuruluşundan beri kararlaştırılan fidye ile kurtuluş planı olmasaydı, ölülerin dirilişi olamazdı; fakat hakkında söylenilen ölülerin dirilişini gerçekleştirecek olan bir fidye ile kurtarış planı kararlaştırılmıştır.
26 Ve şimdi işte, ilk anne babamızın gidip yaşam ağacından yemeleri mümkün olsaydı, hiçbir hazırlık durumu görmeden sonsuza dek sefil olacaklardı; ve böylece fidye ile kurtuluş planının gerçekleşmesi engellenmiş olacaktı ve Tanrı'nın sözü de boşa çıkıp etkisiz olacaktı.
27 Fakat işte, bu böyle olmadı; ne var ki insanların ölmeleri kararlaştırıldı ve ölümden sonra onların yargılanmaları, hatta sözünü ettiğimiz son olan bu aynı yargılanmaya gelmeleri gerekecektir.
28 Ve Tanrı, bunların insanın başına gelmesini kararlaştırdıktan sonra, işte o zaman insanın kendileri için kararlaştırdığı şeyleri bilmelerini uygun gördü.
29 Bu yüzden, onlarla konuşmaları için melekler gönderdi; onlar da insanlara O'nun görkemini gösterdiler.
30 Ve onlar o zamandan beri O'nun ismini çağırmaya başladılar; bunun üzerine Tanrı insanlarla konuşarak, onlara dünyanın kuruluşundan beri hazırlanmış olan fidye ile kurtuluş planını bildirdi; ve bunu onlara inançlarına, tövbelerine ve kutsal işlerine göre bildirdi.
31 Bu nedenle Tanrı insanlara emirler verdi; onlar ilkönce geçici şeylere göre ilk emirleri çiğnedikleri için Tanrılar gibi oldular; iyiyi kötüden ayırarak kendilerini, kendi isteklerine ve zevklerine göre iyilik yapmak ya da kötülük yapmak üzere hareket edecek bir duruma koydular veya hareket edecek bir duruma konuldular.
32 Bu yüzden Tanrı onlara fidye ile kurtuluş planını bildirdikten sonra onlara kötülük yapmamaları için emirler verdi; doğruluğa ait olan değerlere göre kötülük yapmanın cezası, sonsuz bir ölüm olan ikinci ölümdü; çünkü böyle insanlar üzerinde fidye ile kurtuluş planının hiçbir gücü olamazdı; çünkü Tanrı'nın yüce iyiliğine göre adaletin işleri yok edilemezdi.
33 Fakat Tanrı, insanlara Oğlu'nun adıyla çağrıda bulunup (hazırlanmış olan fidye ile kurtuluş planı budur) şöyle dedi: Eğer tövbe ederseniz ve yüreklerinizi sertleştirmezseniz, o zaman Biricik Oğlum'un aracılığıyla sizlere merhamet edeceğim.
34 Dolayısıyla her kim tövbe eder ve yüreğini sertleştirmezse, o kimsenin Biricik Oğlum'un aracılığıyla günahlarından bağışlanmak üzere merhametten hakkı olacaktır; ve bunlar benim rahatıma kavuşacaklardır.
35 Ve kim yüreğini sertleştirecek ve kötülük işleyecek olursa, işte, öfkemle yemin ediyorum ki o kişi benim rahatıma kavuşmayacaktır.
36 Ve şimdi kardeşlerim, işte size derim ki eğer yüreklerinizi sertleştirirseniz, Rab'bin rahatına kavuşamazsınız; bu nedenle, kötülükleriniz O'nu öfkelendirir; öyle ki O da ilk kışkırtmada olduğu gibi, evet, hem ilk, hem de son kışkırtmadaki sözüne göre, ruhlarınızın sonsuz yıkımı için öfkesini üzerinize gönderecektir; dolayısıyla O'nun sözüne göre ilk ölüm gibi son ölümü de göreceksiniz.
37 Ve şimdi kardeşlerim, bu şeyleri bildiğimize ve onların da gerçek olduğuna göre, gelin tövbe edelim ve yüreklerimizi sertleştirmeyelim ki Tanrımız Rab'bi kışkırtarak O'nun bize verdiği bu ikinci emirlerde öfkesini üzerimize çekmeyelim; tersine O'nun sözüne göre hazırlanan Tanrı'nın rahatına kavuşalım.
13. BÖLÜM
Erkekler büyük inançları ve iyi işlerine göre yüksek rahip olarak göreve çağrılırlarOnlar emirleri öğretmelidirlerDoğrulukları sayesinde günahlarından arınırlar ve Rab'bin rahatına kavuşurlarMelkisedek bunlardan biriydiMelekler ülkenin her yanında Sevindirici Haber'i bildirirlerOnlar Mesih'in gerçekten geleceğini bildireceklerdir. m.ö. tahminen 82 yılı. Ve yine, kardeşlerim, düşüncelerinizi Rab Tanrı'nın bu emirleri çocuklarına verdiği zamana doğru yöneltmek istiyorum; ve Rab Tanrı'nın, Oğlu'nun düzenine göre olan kendi kutsal düzenine göre, bu şeyleri halka öğretmeleri için rahipler atadığını hatırlamanızı isterim.
2 Ve rahipler O'nun Oğlu'nun düzenine göre bu şekilde atandılar; böylece insanlar fidye ile kurtuluş için onun Oğlu'nu nasıl bekleyeceklerini bilebilsin diye.
3 Ve onların atanış tarzı şudur: Onlar, Tanrı'nın önbilgisine göre, büyük inançlarından ve iyi işlerinden dolayı dünyanın kuruluşundan çağrıldılar ve hazırlandılar; başlangıçta iyiyi ya da kötüyü seçmeye bırakılmışlardı; bunun üzerine onlar iyiyi seçip çok büyük inanç gösterdikleri için kutsal bir çağrıyla çağrıldılar, evet, böyleleri için olan hazırlık kurtuluşu ile beraber ve buna uygun olarak hazırlanmış olan o kutsal çağrıyla çağrıldılar.
4 Ve böylece onlar bu kutsal çağrıya, inançlarından dolayı çağrıldılar; başkaları ise yüreklerinin sertliği ve zihinlerinin körlüğü yüzünden Tanrı'nın Ruhu'nu reddettiler; halbuki bunu yapmamış olsalardı, onlar da kardeşlerininki kadar bu büyük ayrıcalığa sahip olabileceklerdi.
5 Ya da kısacası, onlar başlangıçta kardeşlerinle aynı durumdaydılar; böylece bu kutsal çağrı dünyanın kuruluşundan beri yüreklerini katılaştırmayanlar için hazırlanmıştır; hazırlanan Biricik Oğul'un kefaretinin bir parçasıdır ve onun kefaretinin aracılığıyla gelir---
6 Ve böylece onlar bu kutsal çağrıyla çağrılıp Tanrı'nın kutsal düzeninin yüksek rahipliğine O'nun emirlerini insançocuklarına öğretebilmek için atandılar; böylece onlar da Tanrı'nın rahatına kavuşabilsin diye---
7 Bu yüksek rahiplik, O'nun Oğlu'nun düzenine göre olup dünyanın kurulduğundan beri olan düzendir ya da başka bir deyişle, günlerin başlangıcı ya da yılların sonu olmadan, O'nun her konudaki önbilgisine göre sonsuzluktan tüm sonsuzluğa kadar hazırlanmıştır---
8 Şimdi onlar şu şekilde atandılar: Kutsal bir çağrıyla çağrıldılar ve kutsal bir törenle atandılar ve kutsal düzenin yüksek rahipliğini üzerlerine aldılar; bu çağrının, kutsal törenin ve yüksek rahipliğin başlangıcı veya sonu yoktur.
9 Böylece onlar lütuf, adalet ve gerçekle dolu olan, günlerinin başlangıcı ya da yıllarının sonu olmayan Baba'nın Biricik Oğlu'nun düzenine göre sonsuza dek yüksek rahip olurlar. Ve böyledir. Amin.
10 Şimdi, bu kutsal düzen ya da bu yüksek rahiplik konusunda söylediğim gibi atanıp Tanrı'nın yüksek rahipleri olan çok insan vardı; ve bunun sebebi onların büyük inançları, tövbeleri ve Tanrı'nın önündeki doğruluklarıydı; onlar mahvolmaktansa tövbe edip doğru işler yapmayı seçtiler.
11 Bu yüzden onlar bu kutsal düzene göre çağrıldılar ve kutsallaştılar; ve onların giysileri Kuzu'nun kanı sayesinde yıkanıp beyazlaştı.
12 Şimdi onlar, Kutsal Ruh tarafından kutsallaştırılıp giysilerini beyazlaştırdıktan ve Tanrı'nın önünde pak ve lekesiz olduktan sonra günah üzerine ancak nefret ile bakabilirler; ve paklanıp Tanrıları Rab'bin rahatına kavuşan birçok insan, oldukça çok sayıda insan vardı.
13 Ve şimdi, kardeşlerim, sizlerin Tanrı'nın önünde kendinizi alçaltmanızı ve tövbeye yakışır meyve vermenizi dilerim; böylece siz de o rahata kavuşabilirsiniz.
14 Evet, sözünü ettiğim bu aynı düzene göre hem yüksek rahip olan, hem de yüksek rahipliği sonsuza dek üzerine alan Melkisedek'in günlerinde olan halk gibi kendinizi alçaltın.
15 Ve İbrahim'in ondalık ödediği kişi bu aynı Melkisedek'ti; evet, atamız İbrahim bile sahip olduğu her şeyin onda birini ondalık olarak ödemiştir.
16 Şimdi bu törenler halkın Tanrı'nın Oğlu'nu ümitle beklemesi için şu şekilde verilmiştir; bu O'nun düzeninin bir simgesidir ya da O'nun düzenidir; ve bu, günahlarından bağışlanmak için O'nu ümitle beklemeleri için verilmiştir; böylece Rab'bin rahatına kavuşabilsinler diye.
17 Şimdi bu Melkisedek, Salem ülkesinin kralıydı; ve onun halkı kötülük ve iğrençlik yapmakta güçlenmişti; evet, onların hepsi doğru yoldan sapmıştı; onlar her türlü kötülüklerle doluydu.
18 Fakat Melkisedek çok büyük inanç gösterdiği ve Tanrı'nın kutsal düzenine göre yüksek rahiplik görevini aldığı için halkına tövbeyi vaaz etti. Ve işte, onlar tövbe ettiler; ve Melkisedek yaşadığı sürece ülkede barışı sağladı; bu yüzden barış prensi olarak çağrıldı; çünkü Salem'in kralıydı; ve babasının emri altında hüküm sürdü.
19 Şimdi ondan önce birçok kişi gelmişti ve ondan sonra da birçok kişi gelip geçti, ancak daha büyüğü yoktu; bu nedenle, ondan özellikle daha çok söz ettiler.
20 Şimdi konuyu uzun uzun anlatmam gerekmiyor; söylediklerim yeterlidir. İşte, kutsal yazılar önünüzdedir; eğer onları çarpıtırsanız, sizin yıkımınıza sebep olacaktır.
21 Ve öyle oldu ki Alma, bu sözleri onlara söyledikten sonra elini onlara doğru uzattı ve güçlü bir sesle haykırarak: "Şimdi tövbe etmenin zamanı geldi, çünkü kurtuluş günü yaklaşıyor" dedi.