2 Ve onlara karşı duydukları nefret o kadar çok artmıştı ki krallarına karşı ayaklanmaya başladılar; öyle ki onun kralları olmasını istemediler; bu yüzden Anti-NefiLehi halkına karşı silahlandılar.
3 Şimdi kral, krallığı oğluna bırakarak ona Anti-NefiLehi adını verdi.
4 Ve kral, Lamanlılar'ın Tanrı'nın halkına karşı savaş hazırlıklarına başladıkları aynı yıl öldü.
5 Şimdi Ammon ve kardeşleri ve onunla beraber gelen herkes Lamanlılar'ın kendi kardeşlerini yok etmek amacıyla yaptıkları hazırlıkları görünce, Midyan ülkesine çıktılar ve Ammon orada bütün kardeşleriyle buluştu; ve onlar oradan İsmail ülkesine, Lamanlılar'a karşı kendilerini savunmak için ne yapmaları gerektiğini Lamoni ve onun kardeşi Anti-NefiLehi ile görüşmek üzere meclis toplantısı yapmaya geldiler.
6 Şimdi Rab'be dönmüş olan bütün halkın arasında kardeşlerine karşı eline silah almak isteyen bir tek kişi yoktu; hayır, savaş hazırlığı bile yapmak istemiyorlardı; evet ve kralları da onlara hazırlık yapmamalarını emretti.
7 Şimdi, onun bu konuda halka söylediği sözler şunlardır: Sevgili halkım, Tanrıma şükrederim ki yüce Tanrımız lütfuyla bu kardeşlerimiz Nefililer'i bize vaaz etmeleri ve kötü atalarımızın gelenekleri hakkında bizi ikna edebilmeleri için gönderdi.
8 Ve işte ben, yüce Tanrıma şükrederim ki bizlere Ruhundan bir parça ihsan ederek yüreklerimizi yumuşatmıştır; böylece bu Nefili kardeşlerimizle ilişki kurmaya başladık.
9 Ve işte, ben yine yüce Tanrıma şükrederim ki başlattığımız bu ilişki sayesinde günahlarımız ve işlediğimiz nice cinayetler hakkında ikna olduk.
10 Ve yine Tanrıma, evet, yüce Tanrıma şükrederim ki O bize bu şeylerden tövbe edebilmemizi bağışlamıştır ve O ayrıca işlediğimiz onca günahları ve cinayetleri affetmiştir ve Oğlu'nun erdemleri sayesinde suçumuzu yüreklerimizden söküp atmıştır.
11 Ve şimdi, işte sevgili kardeşlerim, mademki işlediğimiz bütün günahlardan ve cinayetlerden tövbe edip Tanrı'ya onları yüreklerimizden çekip çıkartmak bizim yapabileceğimiz her şeydi (zira biz bütün insanlığın yüz karasıydık), çünkü Tanrı'nın lekemizi çıkarıp atması için O'nun önünde yapabileceğimiz her şey yeterli bir şekilde tövbe etmekti.
12 Şimdi, çok sevgili kardeşlerim, mademki Tanrı lekelerimizi arıtmış ve kılıçlarımız pırıl pırıl olmuştur, o zaman kılıçlarımızı bir daha kardeşlerimizin kanıyla lekelemeyelim.
13 İşte, size derim: Hayır, kılıçlarımızın kardeşlerimizin kanıyla lekelenmemesi için haydi onları saklayalım; çünkü olur da kılıçlarımızı yine lekelendirirsek, onlar günahlarımızın kefareti için dökülecek yüce Tanrımızın Oğlu'nun kanıyla bir daha yıkanıp parlatılamaz.
14 Ve yüce Tanrı bize merhamet edip, mahvolmayalım diye bu şeyleri bize bildirmiştir; evet ve çocuklarımızı sevdiği kadar bizim canlarımızı da sevdiği için bu şeyleri bize önceden bildirdi; bu yüzden, kurtuluş planının gelecek kuşaklara bildirileceği gibi bize de bildirilmesi için merhamet göstererek bizi meleklerinin aracılığıyla ziyaret etmektedir.
15 Ah, Tanrımız ne merhametlidir! Ve şimdi işte, lekelerimizden arınmak için yapabileceğimiz her şeyi yaptığımız için ve kılıçlarımız parlatıldığı için haydi onları saklayalım ki onlar son günde ya da O'nun önünde yargılanmaya getirileceğimiz günde Tanrı'mıza kanıt olarak parlak kalsınlar; öyle ki O sözünü bize verdikten ve bizleri sözünün vasıtasıyla temiz kıldıktan sonra, bir daha kılıçlarımızı kardeşlerimizin kanıyla lekelemedik.
16 Ve şimdi kardeşlerim, eğer kardeşlerimiz bizi öldürmek isterlerse, işte, kılıçlarımızı saklayacağız, evet, hatta onları toprağın derinliklerine gömeceğiz; böylece kılıçlarımız son günde onları bir daha kullanmamış olduğumuzun kanıtı olarak parlaklıklarını koruyacaklardır; ve eğer kardeşlerimiz bizleri öldürürlerse, işte, biz Tanrı'mıza gideceğiz ve kurtulacağız.
17 Ve öyle oldu ki kral bu sözlerini bitirdiğinde, ve bütün halk bir araya toplanmıştı, kılıçlarını ve insan kanı dökmek için kullanılan bütün silahları topladılar ve onları toprağın derinliklerine gömdüler.
18 Ve onlar bunu kendi görüşlerinde, Tanrı'ya ve aynı zamanda insanlığa bir kanıt olarak, bir daha silah kullanmayıp insan kanı dökmeyeceklerini göstermek için yaptılar; ve bunu, tanıklıkta bulunarak ve Tanrı ile antlaşma yaparak yaptılar; kardeşlerinin kanını dökmektense kendi yaşamlarından vazgeçeceklerdi ve bir kardeşten sahip olduğunu almaktansa, aksine ona vermeyi istiyorlardı; ve günlerini tembellik içinde geçirmektense kendi elleriyle gayretle çalışmak istiyorlardı.
19 Ve böylece bu Lamanlılar gerçeği öğrenip imana getirildiklerinde, onların kararlı olduklarını ve günah işlemektense ölüme bile katlanacaklarını görüyoruz; ve böylece onların barış silahlarını gömdüklerini ya da barış adına savaş silahlarını gömdüklerini görüyoruz.
20 Ve öyle oldu ki kardeşleri Lamanlılar ise savaş hazırlıklarını yapıp Nefi ülkesine geldiler; niyetleri kralı öldürüp onun yerine başkasını yerleştirmek ve aynı zamanda Anti-NefiLehi halkının ülkedeki varlığına son vermekti.
21 Şimdi Lamanlılar'ın üzerlerine geldiğini gören halk, onları karşılamak üzere dışarı çıktı ve onların önünde yere kapanarak Rab'bin adını çağırmaya başladı; ve onlar bu şekilde yere kapanmışken Lamanlılar onların üzerine saldırıp onları kılıçla öldürmeye başladılar.
22 Ve böylece hiçbir direnişle karşılaşmadan, onlardan bin beşini öldürdüler; ve biz biliyoruz ki ölenler kutsanmışlardır; çünkü onlar Tanrı’ları ile beraber yaşamaya gittiler.
23 Şimdi Lamanlılar, kardeşlerinin kılıçtan kaçmadıklarını ve sağa veya sola dönmediklerini, ama yere kapanıp öldüklerini ve hatta kılıcın altında ölürken bile Tanrı'ya şükrettiklerini görünce
24 Şimdi Lamanlılar bunu görünce onları öldürmekten vazgeçtiler; ve içlerinden pek çoğunun kılıç altında can veren kardeşleri için yüreği sızlıyordu; çünkü yaptıklarına pişman olup tövbe ettiler.
25 Ve öyle oldu ki onlar savaş silahlarını yere atıp bir daha ellerine almak istemediler; çünkü işledikleri cinayetlerden dolayı içleri yanıp tutuşuyordu; ve onlar da kendi kardeşleri gibi, onları öldürmek üzere kalkan ellerin insafına dayanarak yere kapandılar.
26 Ve öyle oldu ki o gün Tanrı'nın halkına öldürülmüş olanların sayısından daha fazla kişi katıldı; ve öldürülenler doğru insanlardı; o nedenle kurtulmuş olmalarından asla şüphemiz yoktur.
27 Ve öldürülenlerin arasında bir tane kötü insan yoktu; ama gerçeğin bilgisine getirilenlerin sayısı bini geçiyordu; böylece Rab'bin, halkını kurtuluşa erdirmek için bir çok yoldan çalıştığını görüyoruz.
28 Şimdi Lamanlılar'ın arasında kardeşlerinin çoğunu öldürenlerin büyük bir bölümü Amalekililer ve Amulonlular'dan oluşuyordu; onların çoğu Nehorlar tarikatındandı.
29 Şimdi, Rab'bin halkına katılanların arasında Amalekili ya da Amulonlu veya Nehor tarikatından olan biri yoktu; ama onlar Laman ve Lemuel'in asıl soyundan gelmeydiler.
30 Ve böylece açık bir şekilde görebiliyoruz ki bir halk, Tanrı'nın Ruhu'yla bir kez aydınlatıldıktan ve doğrulukla ilgili şeyler hakkında büyük bir bilgiye sahip olduktan sonra ve arkasından doğru yoldan çıkıp günah ve suça düşerse, daha katılaşırlar ve böylece onların durumu bu şeyleri hiç bilmemiş olmaktan daha da kötü olur.
25. BÖLÜM
Lamanlılar'ın saldırganlıkları yayılırNuh'un rahiplerinin soyu Abinadi'nin peygamberlikte bulunduğu gibi yok olurBirçok Lamanlı inanca döndürülür ve Anti-NefiLehi halkına katılırMesih'e inanarak Musa yasasına uyarlar. m.ö. tahminen 90--77 yılları.
Ve işte, şİmdİ öyle oldu ki bu Lamanlılar kendi kardeşlerini öldürdükleri için daha da öfkelendiler; bu yüzden Nefililer'den intikam alacaklarına dair yemin ettiler; ve o zamanda Anti-NefiLehi halkını bir daha öldürmeye kalkışmadılar.
2 Fakat ordularını toparlayıp Zarahemla ülkesinin sınırlarına kadar geldiler ve Ammoniha topraklarında bulunan halkın üzerine saldırıp onları yok ettiler.
3 Ve daha sonra Nefililer'le yaptıkları birçok savaşta geri sürülüp öldürüldüler.
4 Ve Nuh'un rahipleri olan Amulon ve kardeşlerinin hemen hemen bütün soyu öldürülen Lamanlılar'ın arasındaydı ve Nefililer'in elleriyle öldürülmüşlerdi.
5 Ve geri kalanlar doğu çölüne doğru kaçtılar ve orada Lamanlılar'ın üzerindeki güç ve yetkiye el koyarak, inançları yüzünden birçok Lamanlı'yı ateşe atıp öldürdüler.
6 Çünkü onların pek çoğu büyük kayıplar verdikten ve büyük acılar çektikten sonra, Harun ile kardeşlerinin ülkelerinde kendilerine vaaz etmiş oldukları sözleri hatırlamaya tahrik edildiler; bu yüzden atalarının geleneklerine inanmamaya ve Rab'be ve O'nun Nefililer'e büyük güç verdiğine inanmaya başladılar; ve böylece onların çoğu çöldeyken doğru yola döndü.
7 Ve öyle oldu ki Amulon'un çocuklarından geride kalanlardan olan bu yöneticiler, onların, evet, bu şeylere inananların hepsini idam ettirdiler.
8 Şimdi bu şehitlerin ölmesi onların kardeşlerinin çoğunu öfkelendirdi ve çölde çekişmeler çıkmaya başladı; ve Lamanlılar, Amulon ve kardeşlerinin soyunu avlamaya ve onları öldürmeye başladılar; ve onlar doğu çölüne kaçtılar.
9 Ve işte onlar bugün bile Lamanlılar tarafından avlanılmaktadır. Abinadi'nin, kendisini yakarak öldüren rahiplerin soyu hakkında söylediği sözler böylece gerçekleşmiş oldu.
10 Çünkü o onlara: "Bana ne yaparsanız, gelecekte olacakların bir örneği olacaktır" demişti.
11 Ve şimdi Abinadi, Tanrı'ya olan inancı yüzünden yanarak ölenlerin ilkiydi; şimdi onun söylemek istediği şey şuydu: Kendisi nasıl acı çekmişse, birçok insan da aynı şekilde yanarak can verecekti.
12 Ve o, Nuh'un rahiplerine onların soyunun, kendisine çektirdikleri gibi birçok kişinin öldürülmesine sebep olacağını ve onların tıpkı çobansız bir koyunun yırtıcı hayvanlar tarafından sürülüp öldürüldüğü gibi yaban ellere dağıtılıp öldürüleceğini söyledi; ve şimdi işte, bu sözler doğrulanmış oldu; çünkü onlar Lamanlılar tarafından sürülüp avlanıldılar ve vuruldular.
13 Ve öyle oldu ki Lamanlılar, Nefililer'i yenemeyeceklerini anlayınca tekrar kendi ülkelerine geri döndüler; ve onların çoğu yaşamak için İsmail ülkesine ve Nefi ülkesine gidip Anti-NefiLehi halkı olan Tanrı'nın halkına katıldılar.
14 Ve onlar da kardeşleri gibi savaş silahlarını yere gömdüler ve doğru bir halk olmaya başladılar; ve Rab'bin yollarında yürüyüp O'nun emirlerine ve kanunlarına uydular.
15 Evet ve onlar Musa yasasını yerine getirdiler; çünkü Musa yasasını hâlâ tutmaları gerekiyordu; çünkü yasa tam olarak yerine gelmemişti. Musa yasasına uymakla birlikte, Mesih'in gelişini dört gözle beklediler. Musa yasasının O'nun gelişinin bir simgesi olduğunu anladılar ve Mesih'in kendilerine görüneceği zamana dek bu harici işlerin yapılması gerektiğine inandılar.
16 Şimdi onlar kurtuluşun Musa yasasıyla geldiğine inanmıyorlardı; fakat Musa yasası onların Mesih'e olan imanlarını kuvvetlendirmeye yardımcı oluyordu; ve böylece inançları sayesinde sonsuz kurtuluş için olan umutlarını yitirmediler; gelecek olan şeyler hakkında söyleyen peygamberlik ruhuna güvendiler.
17 Ve şimdi işte, Ammon ve Harun ve Omner ve Himni ve kardeşleri, Lamanlılar arasında elde ettikleri bu başarıdan dolayı çok seviniyorlardı; çünkü Rab'bin onlara dualarına göre ihsan etmiş olduğunu ve aynı zamanda sözünü en ince ayrıntısına kadar yerine getirdiğini gördüler.
26. BÖLÜM
Ammon, Rab ile övünürSadık olanlar, Rab tarafından güçlendirilir ve onlara bilgi verilirİman sayesinde insan binlerce kişiyi tövbeye getirebilirTanrı'nın her şeye gücü yeter ve her şeyi bilir. m.ö. tahminen 90--77 yılları.
Ve şİmdİ, Ammon'un kardeşlerine söylediği sözler şunlardır: Kardeşlerim ve biraderlerim, işte size söylüyorum, sevinmemiz için çok önemli nedenler var; çünkü Zarahemla ülkesinden çıktığımızda, Tanrı'nın bize bu kadar büyük nimetler verebileceğini tahmin edebilir miydik?
2 Ve şimdi sorarım: Bize vermiş olduğu büyük nimetler nelerdir? Söyleyebilir misiniz?
3 İşte, sizin yerinize ben cevap vereyim; çünkü kardeşlerimiz Lamanlılar karanlıkta, evet, hem de en karanlık çukurdaydılar; fakat işte, onların çoğu Tanrı'nın harikulâde olan ışığını görmeye getirildi! Ve bize verilen nimet budur ki bu büyük görevi başarmak üzere Tanrı'nın elinde araçlar olduk.
4 İşte onlardan binlercesi seviniyorlar ve onlar Tanrı'nın ağılına getirilmişlerdir.
5 İşte tarla biçilmeye hazırdı ve ne mutlu sizlere, çünkü orağınızı salladınız ve kuvvetinizle biçtiniz, evet, bütün gün çalıştınız; ve işte demetlerinizin sayısına bakınız! Ve onlar ziyan olmasın diye ambarlara toplanacaktır.
6 Evet, onlar son günde kopan fırtınayla yere serilmeyeceklerdir; evet ve onlar kasırgalarla savrulmayacaklardır; fakat fırtına geldiğinde, fırtına onlara işlemesin diye kendi yerlerine toplanacaklardır; evet, onlar şiddetli rüzgârlarla düşmanın onları götürmek istediği yerlere sürüklenmeyeceklerdir.
7 Ama işte, onlar hasat sahibi olan Rab'bin elindedirler ve onlar onundurlar; ve O, onları son günde yukarı kaldıracaktır.
8 Tanrımızın adı mübarek olsun! Haydi O'nu övmek için ilahiler söyleyelim; evet, O'nun kutsal adına şükredelim; çünkü O daima doğruluk işler.
9 Çünkü biz Zarahemla ülkesinden çıkmamış olsaydık, bizi yürekten seven bu sevgili kardeşlerimiz bize karşı duydukları kinle hâlâ işkence çekiyor olacaklardı; evet ve aynı zamanda Tanrı onlara yabancı gelecekti.
10 Ve öyle oldu ki Ammon bu sözleri söylediğinde, kardeşi Harun onu azarlayarak şöyle dedi: Ammon, korkarım ki sevincin senin övünmene neden oluyor!
11 Fakat Ammon ona: "Ben ne kendi gücümle övünürüm, ne de kendi bilgeliğimle övünürüm; ama işte, benim sevincim tamdır, evet, yüreğim sevinçten dolup taşar; ve ben Tanrımda sevineceğim" dedi.
12 Evet, ben bir hiç olduğumu biliyorum; gücüme gelince zayıfım; bu yüzden kendimle değil, Tanrım ile övünürüm; çünkü O'nun gücüyle her şeyi yapabilirim; evet, işte, bu ülkede birçok büyük mucize gerçekleştirdik; bunun için O'nun adını sonsuza dek öveceğiz.
13 İşte O, kardeşlerimizden kaç binlercesini cehennem azabından kurtardı; ve onlar kurtuluş sevgisinin ezgisini söylemeye getirildiler ve bunun sebebi ise O'nun bizde bulunan sözünün gücüdür; bu yüzden sevinmemiz için büyük bir sebep yok mudur?
14 Evet, O'nu sonsuza dek övmek için sebebimiz var, çünkü O, en yüce Tanrı'dır ve kardeşlerimizi cehennem zincirlerinden kurtarmıştır.
15 Evet, onlar sonsuz karanlık ve yıkımla çepeçevre sarılmışlardı; fakat işte, O, onları kendisinin sonsuz ışığına, evet, sonsuz kurtuluşa getirdi; ve onlar, O'nun sevgisinin eşsiz cömertliğiyle çepeçevre sarıldılar; evet ve bizler bu büyük ve olağanüstü eseri ortaya koymak için O'nun elinde araç olduk.
16 Bu yüzden övünelim; evet, Rab ile övüneceğiz; evet, sevineceğiz; çünkü sevincimiz tamdır; evet, biz Tanrımızı sonsuza dek öveceğiz. İşte, Rab ile kim gereğinden fazla övünebilir? Evet, kim O'nun yüce kudretinden ve merhametinden ve insançocuklarına gösterdiği sabrından fazlasıyla söz edebilir? İşte, size derim, ifade ettiklerim hissettiklerimin yanında hiç kalır.
17 Tanrımızın o kadar merhametli davranıp bizi korkunç, günahkâr ve kirli halimizden tutup çıkaracağı kimin aklına gelirdi?
18 İşte, biz öfkeyle büyük tehditler savurarak O'nun Kilisesini yıkmak için yola çıkmıştık.
19 Ah neden bizi o zaman korkunç bir yıkıma uğratmadı, evet, neden adalet kılıcını üzerimize düşürüp bizi sonsuz çaresizliğe mahkûm etmedi?
20 Ah, bunları düşünmek bile ruhumu ürkütüyor. İşte O, adaletini üzerimizde uygulamadı, ama yüce merhametiyle bizleri sonsuz sefalet ve ölüm çukurundan geçirip canımızın kurtuluşuna getirdi.
21 Ve şimdi işte, kardeşlerim, bu şeyleri bilen sıradan insan kimdir? Size derim ki: Tövbe etmiş olandan başka hiç kimse bu şeyleri bilemez.
22 Evet, tövbe edip inanç gösteren ve hayırlı işler yapan ve devamlı hiç durmadan dua eden kişiye---böyle kişilere Tanrı'nın sırlarını bilmek verilmiştir; evet, böyle kişilere asla vahiy olunmamış şeyleri açıklamak verilecektir; evet ve bu kardeşlerimizi tövbeye getirmek bize verildiği gibi, binlerce canı da tövbeye getirebilmek böyle kişilere verilecektir.
23 Şimdi kardeşlerim, Zarahemla ülkesinde olan kardeşlerimize; biz Lamanlı kardeşlerimize vaaz etmek üzere Nefi ülkesine gidiyoruz dediğimizde, bize gülüp bizimle alay ettiklerini hatırlıyor musunuz?
24 Çünkü onlar bize şöyle demişti: Lamanlılar'ı gerçeğin bilgisine getirebileceğinize mi sanıyorsunuz? Yürekleri kan dökmekten hoşlanan, günlerini en iğrenç kötülükleri işlemekle geçiren, yolları başlangıçtan beri bir günahkârın yolları olan Lamanlılar'ı, onlar kadar dik kafalı bir halkı atalarının geleneklerinin yanlış olduğuna ikna edebileceğinizi mi sanıyorsunuz? Şimdi kardeşlerim, hatırlarsanız onların lisanı buydu.
25 Ve üstelik: "Haydi onlara karşı silahlanalım, onları günahlarıyla birlikte ülkeden silip atalım ki bizi ezip geçmesinler ve yok etmesinler" diyorlardı.
26 Fakat işte, sevgili kardeşlerim, biz kardeşlerimizi öldürmek için değil, belki onların canlarından birkaçını kurtarırız niyetiyle çöle geldik.
27 Şimdi yüreklerimiz bunalıp geri dönmek üzereyken, işte Rab bizi teselli edip şöyle dedi: Kardeşleriniz Lamanlılar'ın arasına gidip sıkıntılarınızı sabırla göğüsleyin ve ben sizi başarılı kılacağım.
28 Ve şimdi işte, biz gelip onların arasına çıktık ve acılarımıza sabırla katlanıp, her türlü yokluğu çektik; evet, dünya merhametine güvenip ev ev dolaştık---sadece dünya merhametine değil, Tanrı'nın merhametine de güvendik.
29 Ve evlerine girip onlara öğrettik ve onlara sokaklarında öğrettik; evet ve onlara tepe başlarında öğrettik ve ayrıca tapınaklarına ve sinagoglarına girip onlara öğrettik; ve dışarı atıldık ve alay edildik ve üzerimize tükürüldü ve yanaklarımıza vuruldu; ve taşlandık ve alınıp sağlam iplerle bağlandık ve hapishaneye atıldık; ve Tanrı'nın kudreti ve hikmeti sayesinde yine kurtarıldık.
30 Ve her türlü sıkıntılara katlandık ve bütün bunlara belki bir kaç canı kurtarmaya vasıta olabiliriz diye katlandık; ve eğer olur da birkaç canın kurtulmasını sağlayabilirsek, sevincimizin tam olacağını düşünüyorduk.
31 Şimdi işte, ilerisini düşünürsek verdiğimiz emeklerin ürününü görebiliriz ve onlar az mıdır? Size derim: Hayır, onlar çoktur; evet ve onların kendi kardeşlerine ve ayrıca bize gösterdikleri sevgilerinden dolayı, samimi olduklarına tanıklık edebiliriz.
32 Çünkü işte, onlar düşmanlarının canını almaktansa, kendi canlarını kurban etmeyi yeğlediler; ve kardeşlerine karşı olan sevgilerinden dolayı savaş silahlarını toprağın derinliklerine gömdüler.
33 Ve şimdi işte size söylüyorum: Böylesine büyük bir sevgi ülkenin neresinde görülmüştür? İşte size derim: Hayır, görülmemiştir; hatta Nefililer'in arasında bile görülmemiştir.
34 Çünkü işte, onlar kardeşlerine karşı silahlanıp kendilerinin öldürülmesine izin vermeyebilirlerdi. Fakat işte, onların çoğu canını teslim etti; ve biz sevgilerinden ve günaha karşı duydukları nefretlerinden dolayı, onların Tanrı'larının yanına gittiğini biliyoruz.
35 Şimdi sevinmemize neden yok mudur? Evet, size derim: Dünya başladığından beri hiçbir zaman bizim gibi bu kadar çok sevinmeye nedeni olan insanlar olmamıştır; evet ve sevincim beni Tanrımla övünmeye götürüyor; çünkü O, bütün kudrete, hikmete ve anlayışa sahiptir; O her şeyi anlar ve tövbe edip adına iman eden herkese kurtuluşa kadar merhametli olan bir Varlık'tır.
36 Şimdi eğer bu övünmekse, o zaman ben övüneceğim; çünkü benim hayatım ve ışığım, sevincim ve kurtuluşum ve sonsuz elemden fidye ile kurtuluşum budur. Evet, İsrail ağacının bir dalı olan ve gövdesinden kopup yabancı bir ülkede kaybolup gitmiş bu halkı düşünen Tanrımın adı mübarek olsun; evet, bu gurbet ellerde yurtsuz olan bizleri hatırlayan Tanrımın adı mübarek olsun derim.
37 Şimdi kardeşlerim, hangi ülkede olursa olsun, Tanrı'nın hiçbir insanı unutmadığını görüyoruz; evet, O halkının sayısını bilir ve O'nun merhametli yüreği bütün yeryüzünü kaplar. Şimdi benim sevindiğim ve çok minnettar olduğum şey budur; evet ve ben, Tanrıma sonsuza dek şükredeceğim. Amin.
27.BÖLÜM
Rab, Ammon'a Anti-NefiLehi halkını güvenli bir yere götürmesini emrederAlma ile buluşmalarında, Ammon'un sevinci gücünü tüketip bitirirNefililer, Anti-Nefi-Lehililer'e Yerşon topraklarını verirOnlara Ammon halkı adı verilir. m.ö. tahminen 90--77 yılları.
Şİmdİ öyle oldu ki Nefİlİler'e karşı savaşa giden bu Lamanlılar, onları yıkıma uğratmak için birçok mücadele verdikten sonra onları yok etmeye çalışmanın boşuna olduğunu anlayıp tekrar Nefi ülkesine geri döndüler.
2 Ve öyle oldu ki Amalekililer verdikleri kayıplar yüzünden hayli öfkelenmişlerdi. Ve onlar Nefililer'den öç alamayacaklarını görünce, halkı kardeşleri Anti-NefiLehi halkına karşı kışkırttılar; bu yüzden tekrar onları öldürmeye başladılar.
3 Şimdi bu halk yine silahlarına dokunmayı reddedip düşmanlarının arzusuna göre öldürülmeye razı oldular.
4 Şimdi Ammon ve kardeşleri yürekten sevdikleri ve kendilerini yürekten seven bu halkın arasında yapılan bu yıkım işini gördükleri zamançünkü onlar, Tanrı tarafından onları sonsuz yıkımdan kurtarmak için gönderilmiş melekler gibi muamele görüyorlardıbu yüzden, Ammon ve kardeşleri, bu büyük yıkım işini gördükleri zaman, içleri acıyla burkuldu ve krala şöyle dediler:
5 Haydi, Rab'bin bu halkını toplayıp Zarahemla ülkesine, kardeşlerimiz Nefililer'in yanına gidelim ve düşmanlarımızın elinden kaçıp yok olmayalım.
6 Fakat kral onlara: "İşte, Nefililer, onlara karşı işlediğimiz onca cinayet ve günahlar yüzünden bizi öldüreceklerdir" dedi.
7 Ve Ammon: ABen gidip Rab'be soracağım ve eğer O bize kardeşlerimizin yanına gidin derse, gidecek misiniz?@ dedi.
8 Ve kral ona: "Evet, eğer Rab bize gidin derse, kardeşlerimizin yanına gidip onlara karşı işlediğimiz onca cinayetlerin ve günahların karşılığını ödeyinceye kadar onların köleleri olacağız" dedi.
9 Fakat Ammon ona: "Onların arasında kölelerin olması, babam tarafından çıkarılmış olan kardeşlerimizin yasalarına aykırıdır; o nedenle haydi gidelim ve kardeşlerimizin merhametine sığınalım" dedi.
10 Fakat kral ona: "Rab'be sor ve eğer O bize gidin derse, gideceğiz; yoksa bu topraklarda öleceğiz" dedi.
11 Ve öyle oldu ki Ammon gidip Rab'be sordu ve Rab ona şöyle dedi:
12 Bu halkı bu ülkeden al götür, yok olup gitmesinler; zira şeytan, Amalekililer'in yüreğine sımsıkı yapışmıştır; onlar, Lamanlılar'ı kendi kardeşlerine karşı öfkelenip onları öldürmeleri için tahrik ediyorlar; o nedenle bu ülkeden çıkın; ve ne mutlu bu nesildeki halka, çünkü onları koruyacağım.
13 Ve öyle oldu ki Ammon gidip krala Rab'bin kendisine söylediği sözlerin hepsini bildirdi.
14 Ve onlar bütün halkı, evet, Rab'bin bütün halkını toplayıp bütün sürülerini ve sığırlarını bir araya getirdiler ve ülkeden ayrıldılar ve Nefi ülkesini Zarahemla ülkesinden ayıran çöle geldiler ve oradan karşıya geçerek ülke sınırına ulaştılar.
15 Ve öyle oldu ki Ammon onlara: "İşte, ben ve kardeşlerim Zarahemla ülkesine gidelim ve biz dönünceye kadar siz burada kalın; ve sizi ülkelerine kabul edip etmeyeceklerine dair kardeşlerimizin yüreklerini bir deneyelim" dedi.
16 Ve öyle oldu ki Ammon ülkeye doğru giderken, kendisi ve kardeşleri sözü edilen yerde Alma'yla karşılaştılar; ve işte, bu mutlu bir rastlantıydı.
17 Şimdi Ammon'un sevinci o kadar büyüktü ki içi içine sığmıyordu; evet, Tanrısının sevinciyle kendinden geçti; hatta hiç kuvveti kalmamıştı; ve tekrar yere düştü.
18 Şimdi böyle büyük bir sevinç görülmüş müdür? İşte bu, gerçekten pişman olup mütevazı bir şekilde mutluluğu arayanlardan başka hiç kimseye verilmeyen bir sevinçtir.
19 Şimdi kardeşleriyle karşılaşması Alma'yı gerçekten çok sevindirdi ve aynı şekilde Harun, Omner ve Himni de çok sevindiler; ama işte, onların sevinci güçlerini aşacak kadar büyük değildi.
20 Ve öyle oldu ki Alma, kardeşlerini geri Zarahemla ülkesine, hatta kendi evine götürdü. Ve onlar gidip başhakime, Nefi ülkesinde kardeşleri Lamanlılar'ın arasındayken başlarına gelenleri anlattılar.
21 Ve öyle oldu ki başhakim ülkenin her tarafına bir duyuru gönderip kendi kardeşleri olan Anti-NefiLehi halkını aralarına kabul edip etmeyeceklerine dair halkın oy kullanmasını istedi.
22 Ve öyle oldu ki halkın sesi çıktı, şöyle diyordu: İşte, biz Bolluk ülkesinin güneyinde, Bolluk ülkesiyle birleşen, doğuda deniz kenarında bulunan Yerşon ülkesini onlara bırakacağız; ve bu Yerşon ülkesi kardeşlerimize miras olarak vereceğimiz ülkedir.
Dostları ilə paylaş: |