Mormon kitabi isa mesih hakkinda başka bir taniklik



Yüklə 4,31 Mb.
səhifə39/57
tarix26.07.2018
ölçüsü4,31 Mb.
#58363
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   57
14 Ve öyle oldu ki içip neşelendiler ve çok geçmeden hepsi zil zurna sarhoş oldu.
15 Ve şimdi Laman ile adamları onların hepsinin sarhoş olup derin bir uykuya daldıklarını görünce, Moroni'nin yanına dönüp olan biten her şeyi ona anlattılar.
16 Ve şimdi her şey Moroni'nin planladığı gibi olmuştu. Ve Moroni adamlarını savaş silahlarıyla hazırladı ve Lamanlılar sarhoş olup derin derin uyurken Gid şehrine geldi; ve içeri esirlere savaş silahları attılar, öyle ki esirlerin hepsi silahlandı.
17 Evet, Moroni esirlerin hepsini silahlandırırken, onların hanımlarına ve eli silah tutan çocuklarına da silah verildi; ve bütün her şey büyük bir sessizlik içinde olup bitti.
18 Ancak Lamanlılar'ı uyandırmış olsalardı, işte onlar sarhoştu ve Nefililer onları öldürebilirdi.
19 Fakat işte, Moroni’nin isteği bu değildi; adam öldürmekten veya kan dökmekten hoşlanmazdı; onu sevindiren şey halkını yıkımdan kurtarmaktı; ve bu yüzden haksızlık olur düşüncesiyle Lamanlılar'a saldırıp onları sarhoşken öldürmek istemedi.
20 Nasıl olsa amacına ulaşmıştı; çünkü şehrin surları içinde bulunan Nefili esirleri silahlandırmıştı ve surların içinde bulunan bu bölümleri ele geçirebilmeleri için onlara gereken gücü sağlamıştı.
21 Ve Moroni ondan sonra yanındaki adamları biraz geri çekerek Lamanlı ordularının etrafını sarmalarını emretti.
22 Şimdi işte bunların hepsi gece vakti yapıldı; öyle ki Lamanlılar sabahleyin uyandıklarında dışarıda Nefililer tarafından sarılmış olduklarını ve içeride de esirlerinin silahlandırılmış olduğunu gördüler.
23 Ve böylece Nefililer'in kendilerinden daha güçlü olduğunu gördüler; ve bu koşullarda Nefililer'le savaşmanın pek akıllıca bir iş olmayacağını düşündüler; bu nedenle başkomutanları askerlerinin savaş silahlarını bırakmalarını istedi ve topladıkları silahları getirip Nefililer'in ayakları önüne attılar ve merhamet dilediler.
24 Şimdi işte, Moroni'nin isteği de buydu. Onları esir alıp şehri ele geçirdi ve Nefili olan esirlerin hepsinin serbest bırakılmasını emretti; ve onlar Moroni'nin ordusuna katıldılar ve onun ordusunu çok güçlendirdiler.
25 Ve öyle oldu ki Moroni esir aldığı Lamanlılar'ı Gid şehrinin çevresinde bulunan istihkâmları sağlamlaştırmak için çalıştırmaya başladı.
26 Ve öyle oldu ki Gid şehrini istediği gibi kuvvetlendirdikten sonra, esirlerini Bolluk şehrine aldırdı; ve bu şehri de çok güçlü bir kuvvetle korudu.
27 Ve öyle oldu ki Lamanlılar'ın çevirdiği tüm dolaplara rağmen, Nefililer aldıkları esirlerin hepsini korumayı bilip hiç kimseyi ellerinden kaçırmadılar; ve aynı zamanda geri aldıkları toprakları ve üstünlüklerini korudular.
28 Ve öyle oldu ki Nefililer yeniden galip gelmeye ve hak ve ayrıcalıklarını geri almaya başladılar.
29 Lamanlılar geceleyin birçok kez onların etrafını sarmaya çalıştılarsa da bu girişimleri sonunda pek çoğu esir düştü.
30 Ve zehirleyerek ya da sarhoş edip öldürmek için Nefililer'e kendi şaraplarından içirmeyi pek çok kez denediler.
31 Fakat işte, Nefililer bu zor günlerinde Tanrıları Rab'bi hatırlamakta ağır davranmadılar. Onların tuzaklarına düşmediler; evet, ilk önce Lamanlı esirlerden bir kaçına vermeden, onların şarabından içmediler.
32 Ve aralarında kimseye zehir verilmemesi için böyle tedbirli hareket ediyorlardı; çünkü onların şarapları Lamanlı birini zehirlerse, Nefili birini de zehirleyecekti; ve bütün içkilerini böyle denediler.
33 Ve şimdi öyle oldu ki Moroni'nin Moriyanton şehrine saldırıya geçmek üzere hazırlık yapması gerekiyordu; çünkü işte, Lamanlılar kendi emekleriyle Moriyanton şehrini öyle istihkâm etmişlerdi ki burası güçlü bir kale olmuştu.
34 Ve bu şehre durmadan yeni kuvvetler ve ayrıca yeni malzemeler getiriyorlardı.
35 Ve Nefi halkı üzerindeki hakimler yönetiminin yirmi dokuzuncu yılı böylece sona erdi.

56. BÖLÜM


Helaman, Moroni'ye bir mektup göndererek Lamanlılar'la yaptıkları savaşın durumunu anlatırAntipus ve Helaman Lamanlılar'a karşı büyük bir zafer kazanırlarHelaman'ın iki bin delikanlı oğlu mucizevi bir güçle savaşır ve hiçbiri ölmez. 1. ayet m.ö. tahminen 62 yılı, 2--19 ayetler m.ö. tahminen 66 yılı ve 20--57 ayetler m.ö. tahminen 65--64 yılları.

Ve şimdi öyle oldu ki hakimler yönetiminin otuzuncu yılının başlarında, birinci ayın ikinci gününde Moroni Helaman'dan ülkenin o bölgesinde bulunan halkın durumunu anlatan bir mektup aldı.
2 Ve onun yazıp söylediği sözler şunlardır: Benim hem Rab'de, hem de savaş sıkıntılarımızda yürekten sevdiğim kardeşim Moroni; işte, sevgili kardeşim, ülkenin bu bölgesindeki savaşımızla ilgili sana söyleyeceklerim var.
3 İşte Ammon'un Nefi ülkesinden getirdiği bu insanların oğullarından iki bin tanesi---şimdi onların atamız Lehi'nin büyük oğlu Laman'ın soyundan geldiğini biliyorsun.
4 Şimdi onların gelenekleri ya da inançsızlıkları konusunda uzun uzun anlatmama gerek yok; zira bütün bunları biliyorsun---
5 Bu yüzden sana şu kadarını söyleyeyim ki bu gençlerden iki bini savaş silahlarını alıp benim liderleri olmamı istediler; ve biz vatanımızı savunmak için ilerledik.
6 Ve şimdi sen onların babalarının kan dökmek amacıyla kardeşlerimize karşı savaş silahı kaldırmayacağız diye yaptıkları antlaşmayı da biliyorsun.
7 Fakat yirmi altıncı yılda, onlar kendileri için katlandığımız acı ve sıkıntıları gördüklerinde yaptıkları antlaşmayı bozup bizi savunmak için savaş silahlarına sarılmaya hazırdılar.
8 Fakat yapmış oldukları bu antlaşmayı bozmalarına izin vermedim; zira ettikleri yemini tutmaları nedeniyle Tanrı'nın bizi kuvvetlendireceğine, öyle ki daha fazla acı çekmeyeceğimize inanıyordum.
9 Fakat işte, çok sevineceğimiz bir şey oldu. Çünkü işte, yirmi altıncı yıl içinde, ben Helaman bu iki bin genç adamın başında ülkenin bu bölgesindeki halkın üzerine lider olarak atamış olduğun Antipus'a yardım etmek için Yahudiye şehrine yürüdüm.
10 Ve iki bin oğlumu (zira onlar oğullar denmeye layıktır) Antipus'un ordusuyla birleştirdim; Antipus gelen bu yardıma çok sevindi; çünkü işte, Lamanlılar'ın kuvvetleri adamlarımızdan pek çoğunu öldürmüş olduklarından Antipus'un ordusu Lamanlılar tarafından azaltılmıştı; bu yüzden yas tutmamız gerekir.
11 Ancak bize teselli veren nokta şudur ki onlar vatanları ve Tanrı’ları uğruna ölmüşlerdir; evet ve onlar mutludur.
12 Ve Lamanlılar'ın elinde çok sayıda esir bulunuyordu; bu esirlerin hepsi komutandır; çünkü onların dışında hiç kimseyi sağ bırakmadılar. Ve eğer öldürülmemişlerse, onların şu an Nefi ülkesinde olduklarını sanıyoruz.
13 Ve şimdi Lamanlılar'ın onca cesur adamımızın kanını akıtarak ele geçirmiş oldukları şehirler şunlardır:
14 Manti ülkesi veya Manti şehri ve Zeezrom şehri ve Kumeni şehri ve Antipara şehri.
15 Ve Yahudiye şehrine vardığımda ellerindeki şehirler bunlardı; ve ben, Antipus'la adamlarını şehrin savunmasını arttırmak için var güçleriyle çalışırken buldum.
16 Evet ve onlar hem ruhen hem de bedenen çökmüşlerdi; çünkü şehirlerini korumak için gündüzleri kahramanca savaşıp geceleri ise çalışmışlardı; ve böylece her türlü büyük sıkıntılara katlanmışlardı.
17 Ve şimdi onlar burada ya galip gelmeye ya da ölmeye karar vermişlerdi; bu yüzden yanımda getirdiğim bu küçük kuvvetin, evet, bu benim oğullarımın onlara ne denli büyük ümit verip onları sevindirdiğini tahmin edebilirsin.
18 Ve öyle oldu ki Lamanlılar, Antipus'un ordusunun takviye güç aldığını görünce, Ammoron'un emriyle Yahudiye şehrine yani bize karşı savaş açmaları engellendi.
19 Ve böylece biz Rab'bin lütfuna erdik; çünkü bu zayıf halimizde bize saldıracak olsalardı, belki de ufacık ordumuzu yok edeceklerdi; ancak böylece kurtulmuş olduk.
20 Ammoron, almış oldukları bu şehirleri korumaları emrini verdi. Ve yirmi altıncı yıl böylece sona erdi. Ve yirmi yedinci yılın başında kendimizi ve şehrimizi savunmaya hazırdık.
21 Şimdi, Lamanlılar'ın bize saldırmalarını arzu ediyorduk; çünkü kendi kalelerindeyken onlara saldırmak istemiyorduk.
22 Ve öyle oldu ki gece veya gündüz Lamanlılar bizi atlatıp kuzeydeki diğer şehirlerimize saldırıya geçmesin diye onların hareketlerini izlemek üzere çevreye casuslar yerleştirdik.
23 Çünkü bu şehirlerde oturanların onlara karşı direnecek yeterli gücü olmadığını biliyorduk; bu nedenle, bizi geçecek olurlarsa onlara arkalarından saldırmak istiyorduk ve böylece önden saldırıya uğradıkları aynı anda biz de onları arkadan durduracaktık. Onları yenebileceğimizi hesap ediyorduk; fakat işte, umduğumuzu bulamadık.
24 Yeteri kadar kuvvetli olamamaktan ve yenik düşmekten korktukları için ne ordularının tamamıyla ne de ordularının bir bölümüyle yanımızdan geçmeye cesaret edemediler.
25 Zarahemla şehrine yürümeye cesaret edemedikleri gibi Sidon kaynağından geçip Nefiha şehrine gitmeye de cesaret edemediler.
26 Ve böylece, almış oldukları bu şehirleri kendi kuvvetleriyle korumaya kararlıydılar.
27 Ve şimdi öyle oldu ki bu yılın ikinci ayında, bu iki bin oğlumun babaları bize büyük miktarda erzak getirdiler.
28 Ve bunun yanı sıra Zarahemla ülkesinden bize iki bin adam gönderildi. Ve böylece biz on bin adamla ve onlar için ve onların eşleri ve çocukları için gönderilmiş erzaklarımızla hazır bekliyorduk.
29 Ve kuvvetimizin her gün böyle arttığını ve destek olarak erzak aldığımızı gören Lamanlılar korkmaya başladılar ve erzak ve kuvvet alışımızı belki durdururuz düşüncesiyle ani saldırılara başladılar.
30 Şimdi Lamanlılar'ın bu durumdan rahatsızlık duymaya başladıklarını görünce onları etkilemek için bir hile düzenlemek istedik; bu yüzden Antipus küçük oğullarımla çıkıp güya yakındaki bir şehre erzak götürüyormuşuz gibi komşu şehre yürüyüşe geçmemizi emretti.
31 Ve Antipara şehrinin yakınından geçerek güya ileride deniz kenarındaki şehre gidiyormuşuz gibi hareket edecektik.
32 Ve öyle oldu ki yanımızda erzak taşıyormuş gibi bu şehre gitmek üzere yürüyüşe geçtik.
33 Ve öyle oldu ki Antipus ordusunun bir bölümünü şehri savunmak üzere bırakıp öbür bölümüyle yürüyüşe geçti. Fakat ben küçük ordumla ilerleyip Antipara şehrine yaklaşıncaya kadar yola çıkmadı.
34 Ve şimdi, Lamanlılar'ın en kuvvetli, evet, en büyük ordusu Antipara şehrine yerleştirilmişti.
35 Ve öyle oldu ki casuslarından haber alır almaz ordularıyla çıkıp üzerimize geldiler.
36 Ve öyle oldu ki onların önünden kuzeye doğru kaçtık. Ve böylece Lamanlılar'ın en kuvvetli ordusunu arkamızdan çekmiş olduk.
37 Evet, onları oldukça uzaklaştırmıştık, öyle ki Antipus'un ordusunun tüm güçleriyle peşlerinden geldiğini görünce ne sağa ne de sola döndüler; fakat dümdüz arkamızdan gelmeye devam ettiler ve biz onların amacının Antipus onlara yetişmeden bizi yakalayıp öldürmek olduğunu sanıyoruz; ve bunu halkımız tarafından sarılmamak için yapıyorlardı.
38 Ve şimdi tehlikede olduğumuzu gören Antipus ordusunun yürüyüşünü hızlandırdı.

Fakat işte gece olmuştu; bu nedenle bizi yakalayamadılar, Antipus da onlara yetişemedi; onun için geceyi geçirmek üzere kamp kurduk.


39 Ve öyle oldu ki şafak sökmeden önce, işte, Lamanlılar peşimize düşmüştü. Şimdi onlarla savaşacak kadar güçlü değildik; evet, küçük oğullarımın onların eline düşmesine izin veremezdim; bu nedenle çöle doğru yürüyüp yolumuza devam ettik.
40 Şimdi çevreleri sarılır korkusuyla ne sağa ne de sola dönmeye cesaret edemiyorlardı; ben de sağa ya da sola dönmek istemiyordum; beni yakaladıklarında onlara karşı koyamayacağımız için bizi öldürüp kaçacaklar diye korkuyordum; ve böylece bütün gün karanlık çökene dek çölün derinliklerine kaçtık.
41 Ve öyle oldu ki tekrar gün ağardığında Lamanlılar'ın üzerimize geldiğini görüp önlerinden kaçtık.
42 Fakat öyle oldu ki çok geçmeden peşimizi bırakıp durdular; ve bu yedinci ayın üçüncü gününün sabahında oldu.
43 Ve şimdi Antipus'un onlara yetişip yetişmediğini bilmiyorduk. Ancak adamlarıma: "İşte, geri dönüp tuzaklarına düşelim diye mi durdular bunu bilmiyoruz!
44 "Bunun için siz ne dersiniz oğullarım, onlara karşı savaşmaya gider misiniz?" dedim.
45 Ve şimdi sevgili kardeşim Moroni sana derim ki ben böyle büyük bir cesareti asla görmedim, hayır, bütün Nefililer'in arasında bile böyle cesarete rastlamadım.
46 Çünkü ben onları her zaman oğullarım diye çağırdığım gibi (çünkü hepsi de çok gençti) onlar da bana: "Baba, işte Tanrımız bizimledir ve bizim öldürülmemize izin vermeyecektir; o halde kalk gidelim; eğer kardeşlerimiz bizi rahat bıraksalardı onları katletmek istemezdik; bu yüzden Antipus'un ordusu onlara yenik düşmeden haydi gidelim" dediler.
47 Şimdi onlar o zamana dek hiç savaşmamışlardı; yine de ölümden korkmuyorlardı; ve kendi canlarından daha çok atalarının özgürlüğünü düşünüyorlardı; evet, anneleri onlara şüphe etmezlerse Tanrı'nın kendilerini kurtaracağını öğretmişti.
48 Ve onlar annelerinin sözlerini bana uzun uzun anlatarak: "Annelerimizin bunu bildiğine şüphemiz yoktur" dediler.
49 Ve öyle oldu ki ben, iki binimle peşimizden gelen Lamanlılar'la savaşmak üzere geri döndüm. Ve şimdi işte, Antipus'un orduları onlara yetişmiş ve korkunç bir savaş başlamıştı.
50 Kısa bir sürede çok uzun mesafe yürüdükleri için yorgun düşen Antipus'un ordusu neredeyse Lamanlılar'ın eline düşmek üzereydi; ve eğer ben iki binimle geri dönmemiş olsaydım amaçlarına ulaşacaklardı.
51 Çünkü Antipus ve onun komutanlarının pek çoğu hızlı yürüyüş sonunda yorgun düştükleri için kılıçtan geçirilerek öldürülmüşlerdi. Dolayısıyla komutanları öldüğü için şaşkına dönen Antipus'un adamları Lamanılar'ın önünden kaçmaya başlamıştı.
52 Ve öyle oldu ki Lamanlılar cesaretlenip onları kovalamaya başladılar; ve böylece Lamanlılar büyük bir kuvvetle onların peşinden kovalarken, Helaman iki biniyle onlara arkalarından saldırdı ve onları büyük bir kırımla öldürmeye başladı; öyle ki Lamanlılar'ın bütün ordusu durup Helaman'a döndü.
53 Şimdi Lamanlılar'ın geri döndüğünü gören Antipus halkı adamlarını toplayıp tekrar Lamanlılar'ın arkasından saldırdılar.
54 Ve şimdi öyle oldu ki biz Nefi halkı, yani Antipus'un halkı ve ben iki binimle Lamanlılar'ın etrafını sarıp onları öldürmeye başladık; evet, öyle ki savaş silahlarını bırakıp savaş esiri olarak teslim olmak zorunda kaldılar.
55 Ve şimdi öyle oldu ki onlar bize teslim olduktan sonra, işte, benimle beraber savaşan gençlerin çoğunun öldürülmüş olduğundan korkarak onları saydım.
56 Fakat işte, onlardan hiçbirinin ölmediğini görünce nasıl sevindim anlatamam; evet ve onlar sanki Tanrı'nın gücüyle savaşmışlardı; evet, böyle mucizevi bir güçle savaşan insanlar hiç görülmemiştir; ve öyle büyük bir güçle Lamanlılar'a saldırmışlardı ki onları dehşete düşürmüşlerdi; ve bu yüzden Lamanlılar savaş esiri olarak teslim oldular.
57 Ve esirlerimiz için yerimiz olmadığından, onları Lamanlılar'ın ordularından uzak tutup nezaret altında bulundurmak için Zarahemla ülkesine gönderdik ve onlarla birlikte Antipus'un sağ kalan adamlarından bir kısmını da gönderdik; ve geri kalanları ise alıp benim Ammonlu gençlerimle birleştirdim ve geri Yahudiye şehrine doğru yürüyüşe geçtik.

57. BÖLÜM


Helaman, Antipara'yı nasıl aldıklarını, Kumeni şehrinin teslim oluşunu ve daha sonra da bu şehri nasıl savunduklarını anlatırAmmonlu gençler yiğitçe savaşırlar; hepsi yaralanmıştır, ama hiçbiri ölmemiştir-Gid, Lamanlı esirlerin öldürülüşünü ve kaçışlarını bildirir. m.ö. tahminen 63 yılı.
Ve şimdi öyle oldu ki Kral Ammoron'dan bir mektup aldım; mektubunda eğer aldığımız savaş esirlerini teslim edersem, karşılığında Antipara şehrini bize bırakacağını yazıyordu.
2 Fakat krala bir mektup göndererek Antipara şehrini alacak kadar yeterli gücümüz olduğundan eminiz dedim; ve bu şehir karşılığında esirleri serbest bırakırsak akılsızca davranmış olacağımızı ve aldığımız esirleri sadece değiş tokuş şartıyla serbest bırakacağımızı yazdım.
3 Ve Ammoron önerimi reddetti; çünkü esirlerin değiştirilmesinden yana değildi; bu nedenle Antipara şehrine yürümek için hazırlıklara başladık.
4 Ancak Antipara halkı şehri terk edip istihkâm etmek üzere kendilerine ait başka şehirlere kaçtılar; ve böylece Antipara şehri elimize düştü.
5 Ve hakimler yönetiminin yirmi sekizinci yılı böylece sona erdi.
6 Ve öyle oldu ki yirmi dokuzuncu yılın başında, Zarahemla ülkesinden ve çevre ülkelerden erzak yardımı ve ordumuz için altı bin kişilik ek yardım aldık; buna ilâveten Ammonlular'ın oğullarından altmış tanesi ağabeylerine, benim iki bin kişilik küçük birliğime katılmak için geldi. Ve işte şimdi güçlüydük, evet ve bize bol miktarda erzak da getirilmişti.
7 Ve öyle oldu ki Kumeni şehrini korumak üzere yerleştirilen orduyla savaşmak istiyorduk.
8 Ve şimdi işte, çok geçmeden arzumuzu nasıl gerçekleştirdiğimizi sana göstereceğim; evet, güçlü kuvvetlerimizle, daha doğrusu güçlü kuvvetlerimizin bir bölümüyle geceleyin Kumeni şehrinin etrafını erzak yardımı almalarına az bir zaman kala sardık.
9 Ve öyle oldu ki şehrin çevresinde ordugâh kurup birçok gece bekledik; ancak kılıcımız üzerinde uyuduk ve Lamanlılar'ın çok defa denedikleri gibi geceleyin üzerimize gelip bizi öldürmelerini engellemek için nöbetçiler diktik; ancak bunu denedikleri her sefer onların kanı döküldü.
10 En sonunda erzakları geldi; ve gece vakti şehre girmek üzereydiler. Ve biz Lamanlılar değil Nefililer'dik; bu yüzden onları yakalayıp erzaklarını aldık.
11 Ve Lamanlılar bekledikleri yardımdan bu şekilde yoksun kalmalarına rağmen, yine de şehri korumaya kararlıydılar; dolayısıyla bu erzakları alıp Yahudiye'ye, esirlerimizi ise Zarahemla ülkesine göndermek zorunda kaldık.
12 Ve öyle oldu ki çok geçmeden Lamanlılar yardım geleceği konusunda bütün umutlarını yitirmeye başladılar; bunun üzerine şehri elimize teslim ettiler; ve böylece Kumeni şehrini ele geçirme planımız başarıya ulaşmıştı.
13 Fakat öyle oldu ki sayıca çok olmamıza rağmen esirlerimiz çok fazla olduğundan onları muhafaza etmek için ya bütün gücümüzü kullanmak zorunda kalacak ya da onları öldürecektik.
14 Çünkü işte, onlar topluca kaçmaya çalışıyorlardı; ve taşla ve sopayla veya ellerine ne geçirirlerse onunla kavga ediyorlardı; öyle ki savaş esiri olarak teslim olanların iki binden fazlasını öldürdük.
15 Bu nedenle onların hayatına ya son vermemiz ya da elimizde kılıç onları Zarahemla ülkesine dek kontrol altında tutmamız gerekiyordu; ve ayrıca elimizdeki erzak Lamanlılar'dan aldığımız erzaklara rağmen ancak kendi halkımıza yetecek kadardı.
16 Ve şimdi bu kritik durumda, bu savaş esirleri konusunda bir karara varabilmek çok ciddi bir mesele olmuştu; neyse ki onları Zarahemla ülkesine göndermeye karar verdik; bunun için adamlarımızdan bir bölümünü ayırarak esirleri Zarahemla ülkesine götürmekle görevlendirdik.
17 Fakat öyle oldu ki onlar ertesi gün döndü. Ve şimdi işte, onlara esirlere ne olduğunu sormadık; çünkü işte Lamanlılar üzerimize saldırmıştı; ve onlar bizi Lamanlılar'ın elinden kurtarmak için tam zamanında dönmüşlerdi. Çünkü işte, Ammoron onlara yeniden erzak yardımı ve aynı zamanda kalabalık bir ordu göndermişti.
18 Ve öyle oldu ki esirlerle gönderdiğimiz bu adamlar Lamanlılar'ı durdurmak için tam vaktinde yetiştiler; Lamanlılar neredeyse bizi yeniyorlardı.
19 Fakat işte, benim iki bin altmış kişilik küçük birliğim her şeyi göze alarak dövüştü; evet, Lamanlılar'a karşı boyun eğmediler ve kendilerine karşı koyan herkesi kılıçtan geçirdiler.
20 Ve ordumuzun geri kalan bölümü Lamanlılar'ın önünden geri çekilmek üzereyken, işte bu iki bin altmış kişi boyun eğmeden ve yılmadan savaştılar.
21 Evet ve onlar verilen her emre itaat edip harfi harfine yerine getirmeye dikkat ettiler; evet ve onlara inançlarına göre verildi; ve annelerinin onlara öğrettiğini söylemiş oldukları sözler aklıma geldi.
22 Ve şimdi işte, bu büyük zaferi bu oğullarıma ve esirleri götürmek üzere seçilmiş olan bu insanlara borçluyuz; çünkü Lamanlılar'ı yenenler onlardı; bu yüzden Lamanlılar, Manti şehrine geri sürüldüler.
23 Ve şehrimiz Kumeni bizde kaldı; ve hepimiz kılıçtan geçirilmemiştik, ama çok kayıp vermiştik.
24 Ve öyle oldu ki Lamanlılar kaçıp gittikten sonra, yaralı adamlarımın derhal ölülerin arasından alınmasını emrettim ve yaralarını sardırdım.
25 Ve öyle oldu ki benim iki bin altmış oğlumdan iki yüz tanesi kan kaybından baygın yatıyordu; ancak Tanrı'nın iyiliği sayesinde onlardan bir kişinin bile can vermemesi bizi çok şaşırttı, bütün ordumuzu da sevince boğdu; evet ve aralarında çok yara almayan bir kişi bile yoktu.
26 Ve şimdi onların kurtulması, evet, kardeşlerimizden bin kişi ölürken onların sağ kalması bütün ordumuzu hayretler içinde bıraktı. Ve biz bunu haklı olarak Tanrı'nın mucizevi gücüne bağlıyoruz. Çünkü onlar inanmaları öğretilen her şeye canı gönülden inanmışlardı---öyle ki adil bir Tanrı vardı ve şüphe etmeyen herkes O'nun olağanüstü gücüyle korunacaktı.
27 Şimdi sözünü ettiğim kişilerin imanı buydu; onlar gençtir ve kararlı insanlardır; ve onlar sürekli Tanrı'ya güvenmektedirler.
28 Ve şimdi öyle oldu ki böylece yaralılarımızın yaralarını sarıp çok sayıda olan ölülerimizi ve ayrıca Lamanlılar'ın ölülerini gömdükten sonra, işte, Gid'e Zarahemla ülkesine gitmek üzere yola çıkardıkları esirlere ne olduğunu sorduk.
29 Şimdi Gid, esirleri koruma altında ülkemize götürmek üzere seçilmiş olan bölüğün başkumandanıydı.
30 Ve şimdi, Gid'in bana söylediği sözler şunlardır: İşte biz esirlerimizle birlikte Zarahemla ülkesine doğru yürümeye başladık. Ve öyle oldu ki Lamanlılar'ın ordugâhını gözetlemek üzere gönderilen ordumuzun casuslarına rastladık.
31 Ve onlar bize bağırıp: "İşte, Lamanlılar'ın orduları Kumeni şehrine doğru yürüyorlar; ve işte, onların üzerine saldıracaklar, evet ve halkımızı öldürecekler" dediler.
32 Ve öyle oldu ki esirlerimiz onların bağırışlarını işittiler; bu da onları cesaretlendirdi; ve bize karşı ayaklandılar.
33 Ve öyle oldu ki isyan çıkardıkları için kılıçlarımızı üzerlerine indirdik. Ve öyle oldu ki hep birden kılıçlarımızın önüne atıldılar; sonuçta onların çoğu öldü ve geride kalanlar ise çemberi yarıp kaçtılar.
34 Ve işte, firar etmelerinin ardından onları yakalayamadığımız için hızlı bir şekilde Kumeni şehrine doğru yürüyüşe geçtik; ve işte, şehri savunmak için kardeşlerimizin yardımına tam zamanında yetişmiştik.
35 Ve işte, yine düşmanlarımızın elinden kurtulduk. Ve Tanrımızın adı mübarek olsun! Çünkü işte, bizi kurtaran, evet, bizim için bu büyük işi yapan O'dur.
36 Şimdi öyle oldu ki ben Helaman, Gid'in bu sözlerini duyunca hepimiz yok olmayalım diye Tanrı'nın bizi korumakta göstermiş olduğu iyiliğinden dolayı içim büyük bir sevinçle doldu; evet ve ölenlerin ruhlarının Tanrı'larının rahatına kavuşmuş olduklarına inanıyorum.

58. BÖLÜM


Helaman, Gid ve Teyomner bir savaş hilesiyle Manti şehrini ele geçirirLamanlılar geri çekilirAmmon halkının oğulları özgürlük ve inançlarını kararlılıkla savundukları için korunurlar. m.ö. tahminen 63--62 yılları.
Ve işte, şimdi öyle oldu ki bundan sonra amacımız Manti şehrini almaktı; fakat işte, küçük bölüklerimizle onları şehirden çıkarmak olası değildi. Çünkü işte, daha önce ne yaptığımızı hatırlıyorlardı; bu yüzden onları kalelerinden hile ile çekmeyi başaramadık.
2 Ve sayıca bizim ordumuzdan epeyce fazla olduklarından gidip kalelerindeyken onlara saldırmaya cesaret edemiyorduk.
3 Evet ve kendi topraklarımızdan geri alabildiğimiz ülkenin bu bölgelerini savunmak için adamlarımızı kullanmamız gerekiyordu; bu yüzden Zarahemla ülkesinden ek kuvvet ve yeni erzak yardımı alıncaya kadar beklememiz gerekiyordu.
4 Ve öyle oldu ki böylece ülkemizin valisine bir elçi göndererek halkımın yaptıkları hakkında kendisine bilgi verdim. Ve öyle oldu ki Zarahemla ülkesinden gelecek erzak ve kuvvet yardımını beklemeye koyulduk.
5 Fakat işte, bu bizim pek işimize yaramadı; çünkü Lamanlılar'a her gün çok miktarda yiyecek ve asker yardımı geliyordu; ve bu vakitte halimiz böyleydi.
6 Ve Lamanlılar zaman zaman bize karşı anî saldırılar düzenliyorlardı; bizi hileyle yok etmeyi kafalarına koymuşlardı; ancak geri çekilme yerleri ve kaleleri yüzünden onlarla savaşa giremiyorduk.
7 Ve öyle oldu ki içinde bulunduğumuz bu zor durumda aylarca, yiyecek yokluğundan ölümle göz göze gelinceye kadar bekledik.

Yüklə 4,31 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   57




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin