Mormon kitabi isa mesih hakkinda başka bir taniklik



Yüklə 4,31 Mb.
səhifə27/57
tarix26.07.2018
ölçüsü4,31 Mb.
#58363
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   57
22 Evet ve Rab'bin sesi, meleklerinin ağzından bunu bütün uluslara bildiriyor; evet, bunu büyük sevincin müjdesini almaları için bildiriyor; evet ve Rab, bu sevindirici haberin sesini bütün halkı arasında duyuruyor, evet, hatta yeryüzünde yabancı ülkelere dağıtılmış olanlara duyuruyor; bundan dolayı bu haberler bize de ulaşmıştır.
23 Ve biz anlayıp yanılmayalım diye, bunlar bize sade sözlerle bildirilmiştir ve bu, yabancı bir ülkede yurtsuz olduğumuz içindir; dolayısıyla bu şekilde çok iyilik gördük; çünkü bu sevindirici haberler bizlere bağımızın her köşesinde bildirildi.
24 Çünkü işte, melekler bunu şu an ülkemizde birçok kişiye bildiriyorlar; ve bunun amacı insançocuklarının yüreklerini O'nun görkemiyle geleceği zamanda sözünü kabul etmeye hazırlamaktır.
25 Ve şimdi, biz yalnızca meleklerin ağzından O'nun geleceği hakkında bize bildirilmiş olan sevindirici haberi duymayı bekliyoruz; çünkü zamanı geliyor, ne kadar çabuk olacağını bilmiyoruz. Tanrı'dan dilerim ki ben ölmeden önce olur; yine de yakın bir zamanda veya sonra olsun, ben buna seviniyorum.
26 Ve O geldiği zaman, bu, meleklerin ağzından doğru ve kutsal insanlara bildirilecektir; öyle ki atalarımızın sözleri, kendilerinde bulunan peygamberlik ruhuna göre O'nun hakkında söyledikleri sözlere uygun olarak yerine gelmiş olsun.
27 Ve şimdi kardeşlerim, kalbimin derinliklerinden, evet, hatta bana ağrılar veren büyük bir endişeyle, sizlerin sözlerime kulak vermenizi ve günahlarınızı terk etmenizi ve tövbe gününüzü ertelememenizi dilerim;
28 Dilerim ki Rab'bin önünde kendinizi alçaltırsınız ve O'nun kutsal adını çağırırsınız ve gücünüzü aşan biçimde denenmemek için uyanık durup devamlı dua edersiniz; ve böylece Kutsal Ruh tarafından size yol gösterilir ve siz de alçakgönüllü, yumuşak huylu, uysal, sabırlı, sevgi dolu olursunuz ve her şeye tahammül edersiniz;
29 Rab'be inanıp sonsuz yaşama kavuşacağınızı ümit ederek, Tanrı sevgisi daima yüreklerinizde bulunsun ki son günde yukarı kaldırılarak O'nun rahatına kavuşabilirsiniz.
30 Ve dilerim ki Rab size tövbe etmeyi bağışlar; böylece onun öfkesini üzerinize çekmez ve cehennem zincirleriyle bağlanmayarak ikinci ölümün acısını çekmezsiniz.
31 Ve Alma, halka bu kitapta yazılmamış olan daha çok sözler söyledi.

14. BÖLÜM


Alma ile Amulek hapse atılıp dövülür---Tanrı'ya inananlar ve onların kutsal yazıları ateşe atılırBu şehitler, Rab tarafından O'nun görkemine alınırlarHapishanenin duvarları parçalanıp yıkılırAlma ile Amulek kurtarılır ve onlara zulmedenler öldürülür. m.ö. tahminen 82B81 yılları.
Ve öyle oldu ki Alma, halka yaptığı konuşmasını bitirdikten sonra, onların çoğu onun sözlerine inanıp tövbe etmeye ve kutsal yazıları incelemeye başladılar.
2 Fakat halkın çoğunluğu Alma'yla Amulek'i öldürmek istiyordu; çünkü onlar, Alma'nın Zeezrom'a söylediği sözlerinin açıklığı yüzünden ona öfkelenmişlerdi; ve bunun yanı sıra Amulek'in kendilerine yalan söylediğini ve onların yasalarına karşı ve aynı zamanda avukatlarına ve hakimlerine karşı hakaret ettiğini söylüyorlardı.
3 Ve onlar Alma ve Amulek'e de kızmışlardı; ve işledikleri kötülüklere karşı bu kadar açık bir şekilde tanıklık ettikleri için onları gizlice ortadan kaldırmaya çalıştılar.
4 Fakat öyle oldu ki bunu yapmadılar; fakat onları tutup kalın iplerle bağladılar ve ülkenin başhakiminin huzuruna getirdiler.
5 Ve halk gidip onlara karşı tanıklık etti; onların yasalara ve ülkedeki avukatlarına ve hakimlerine ve ayrıca ülkede bulunan bütün halka karşı hakaret ettiklerine tanıklık ettiler; ve aynı zamanda sadece bir Tanrı'nın var olduğuna ve O'nun kendi Oğlu'nu insanların arasına göndereceğine, ama onları kurtarmayacağına tanıklık ettiler; ve halk, Alma ile Amulek aleyhine böyle birçok konuda tanıklıkta bulundu. Şimdi bu, ülkenin başhakimi önünde oldu.
6 Ve öyle oldu ki Zeezrom konuşulan bu sözlere şaşırıp kaldı ve halkın arasındaki bu zihin körlüğüne kendi söylediği yalanların neden olduğunu da biliyordu; ve onun ruhu işlediği suçun bilinci altında acı çekmeye başladı; evet, cehennem azabı onu her yandan sarmaya başlamıştı.
7 Ve öyle oldu ki Zeezrom halka şöyle diyerek haykırmaya başladı: İşte, suçlu benim ve bu adamlar Tanrı'nın önünde lekesizdir. Ve Zeezrom, o andan itibaren onları savunmaya başladı; fakat halk ona şöyle diyerek hakaret etti: Seni de mi şeytan tuttu? Ve onun üzerine tükürüp Zeezrom'u ve aynı zamanda Alma ve Amulek'in konuştuğu sözlere inanan herkesi aralarından kovdular; ve onları kapı dışarı edip arkalarından onları taşlamaları için adamlar gönderdiler.
8 Ve onların eşlerini, çocuklarını ve Tanrı'nın sözüne inanan veya inanmaları öğretilen herkesi bir araya topladılar ve onların ateşe atılmalarını emrettiler; ve ayrıca onların kutsal yazılarını içeren kayıtlarını da getirip onları da ateşte yanıp kül olmaları için ateşe attılar.
9 Ve öyle oldu ki onlar Alma ve Amulek'i alıp ateşte yananların ölümünü görmeleri için onları şehitlerin öldüğü yere götürdüler.
10 Ve Amulek ateşte yanan kadın ve çocukların acılarını görünce o da acılar içinde kıvrandı ve Alma'ya şöyle dedi: Biz bu korkunç görüntüye nasıl tanık olabiliriz? Bu yüzden ellerimizi uzatalım ve bizde bulunan Tanrı'nın gücünü kullanarak onları alevlerden kurtaralım.
11 Fakat Alma ona şöyle dedi: Ruh, elimi tutmam için beni zorluyor; çünkü işte, Rab onları görkemle kendi yanına alıyor; ve Rab öfkesiyle bu halkın üzerine göndereceği yargılar adil olsun diye onların bunu yapmasına ya da halkın kendi yüreklerinin sertliğine göre onlara bu kötülüğü yapmalarına izin veriyor; ve bu masum insanların kanı onlara karşı tanıklık edecek, evet ve son günde onlara karşı büyük bir güçle haykıracaktır.
12 Şimdi Amulek Alma'ya: Aİşte, belki bizi de yakacaklar!@ dedi.
13 Ve Alma: "Rab'bin istediği olsun. Fakat işte, bizim görevimiz bitmedi; bu yüzden bizi yakmazlar!" dedi.
14 Şimdi öyle oldu ki ateşe atılanların bedenleri ve aynı zamanda onlarla beraber ateşe atılan kayıtlar yanıp kül olduktan sonra, ülkenin başhakimi gelip bağlı olan Alma ve Amulek'in önünde durdu; ve onların yanaklarına eliyle vurup onlara: ABu gördüklerinizden sonra bu halka onların ateş ve kükürt gölüne atılacaklarını bir daha vaaz edecek misiniz?@ dedi.
15 İşte, görüyorsunuz ki ateşe atılanları kurtaracak gücünüz yoktu; ne de Tanrı onları sizin inancınızdan diye kurtardı. Ve hakim onların yanaklarına bir daha vurup: ASiz kendiniz için ne diyorsunuz?@ diye sordu.
16 Şimdi bu hakim, Gideyon'u öldüren Nehor inancından ve tarikatındandı.
17 Ve öyle oldu ki Alma ve Amulek ona hiç cevap vermedi; ve hakim onlara tekrar vurup, hapse atılmaları için onları görevlilere teslim etti.
18 Ve onlar hapishanede üç gün kaldıktan sonra Nehor inancından bir sürü avukatlar ve hakimler ve rahipler ve öğretmenler geldi; ve onlar hapishaneye onları görmek için gelmişlerdi ve onlara birçok söz hakkında sorular sordular; ama onlar hiçbir cevap vermedi.
19 Ve öyle oldu ki hakim onların karşısında dikilip şöyle dedi: Neden bu insanların sözlerine cevap vermiyorsunuz? Benim sizleri alevlere teslim etmeye gücüm olduğunu bilmez misiniz? Ve onlara konuşmalarını emretti; fakat hiçbir cevap vermediler.
20 Ve öyle oldu ki oradan ayrılıp kendi yollarına gittiler, fakat ertesi gün yine geldiler; ve hakim yine onların yanaklarına vurdu. Ve birçok kişi öne çıkıp onlara şöyle diyerek vurdular: Bir daha dikilecek ve bu halkı yargılayıp yasalarımızı eleştirecek misiniz? Eğer o kadar büyük gücünüz varsa niçin kendinizi kurtaramıyorsunuz?
21 Ve onlara buna benzer birçok şey söylediler ve onlara dişlerini gıcırdattılar ve üzerlerine tükürüp şöyle dediler: Cehenneme gittiğimizde nasıl görüneceğiz?
22 Ve onlara buna benzer çok şeyler, evet, buna benzer her türlü şeyler söylediler; ve onlarla günlerce böyle alay ettiler. Ve aç kalsınlar diye onlara yemek ve susuz kalmaları için onlara su vermediler; ve aynı zamanda onların elbiselerini de alıp onları çıplak bıraktılar; ve bu şekilde kalın iplerle bağlanarak hapishaneye kapatılmışlardı.
23 Ve öyle oldu ki onlar günlerce böyle acı çektikten sonra, (ve Nefi halkı üzerindeki hakimler yönetiminin onuncu yılının onuncu ayının on ikinci gününde) Ammoniha ülkesinin başhakimi ile onların öğretmenlerinden ve avukatlarından çoğu Alma ve Amulek'in iplerle bağlı oldukları hapishaneden içeri girdiler.
24 Ve başhakim önlerinde durup tekrar onlara vurdu ve onlara: "Eğer Tanrı'nın gücüne sahipseniz, kendinizi bu bağlardan kurtarın! O zaman sizin söylediğiniz gibi Rab'bin bu halkı yok edeceğine inanacağız" dedi.
25 Ve öyle oldu ki onların hepsi sonuncusuna kadar öne çıkıp onlara vurarak aynı sözleri söylediler; ve sonuncu adam onlara konuştuktan sonra, Tanrı'nın gücü Alma ve Amulek'in üzerine geldi ve onlar kalkıp ayakları üzerinde durdular.
26 Ve Alma şöyle diyerek haykırdı: Ya Rab daha ne kadar bu büyük acıları çekeceğiz? Ya Rab, Mesih'e duyduğumuz inancımıza göre bize kurtulmamız için güç ver! Ve onlar bağlı bulundukları ipleri kopardılar ve oradaki insanlar bunu görünce kaçmaya başladılar; çünkü onların üzerine ölüm korkusu gelmişti.
27 Ve öyle oldu ki onlar o kadar çok korkmuştu ki yere yıkılıp hapishanenin dış kapısına ulaşamadılar; ve yer kuvvetli bir şekilde sarsıldı ve hapishanenin duvarları ikiye yarıldı; öyle ki duvarlar çöktü; ve Alma ile Amulek'e vuran başhakim ve avukatlar ve rahipler ve öğretmenler yıkılan duvarların altında kalarak öldüler.
28 Ve Alma ile Amulek hapishaneden çıktılar ve onlara hiçbir şey olmamıştı; çünkü Rab onlara Mesih'e olan inançlarına göre güç vermişti. Ve onlar derhal hapishaneden dışarı çıktılar; ve onların ipleri çözülmüştü; ve hapishane yıkılmıştı; ve Alma ile Amulek'in dışında, hapishane duvarları içinde kalan herkes ölmüştü; ve onlar hemen şehre geldiler.
29 Şimdi büyük bir gürültü duyan halk, bunun nedenini öğrenmek için kalabalık halde koşarak geldi; ve onlar Alma ile Amulek'in hapishaneden çıktığını ve hapishanenin duvarlarının yıkılmış olduğunu görünce çok korktular ve Alma ile Amulek'in huzurundan tıpkı bir keçinin yavrularıyla beraber iki aslandan kaçtığı gibi kaçtılar; ve onlar Alma ile Amulek'in huzurundan böyle kaçtılar.
15. BÖLÜM
Alma ve Amulek, Sidom'a gidip orada bir Kilise kurarlarAlma, Kilise'ye katılan Zeezrom'u iyileştirirBirçok kişi vaftiz olur ve Kilise ilerlerAlma ile Amulek, Zarahemla'ya giderler. m.ö. tahminen 81 yılı.
Ve öyle oldu ki Alma ile Amulek'e o şehirden ayrılmaları emredildi; ve onlar da oradan ayrılıp Sidom ülkesine kadar geldiler; ve işte orada, Alma'nın sözlerine inandıkları için taşlanıp kovulan ve Ammoniha ülkesini terk eden herkesi buldular.
2 Ve onlara eşlerinin ve çocuklarının başına gelen her şeyi ve ayrıca kendi başlarına gelenleri ve kurtuluşlarının kuvvetini anlattılar.
3 Ve Zeezrom ise Sidom'da işlediği kötülükler yüzünden kafasındaki büyük sıkıntıların verdiği ağır bir ateşle hasta yatıyordu; çünkü Alma ve Amulek'in artık hayatta olmadıklarını zannediyordu; ve kendi kötülükleri yüzünden onların öldürülmüş olduğunu sanıyordu. Ve bu büyük günah ve işlediği diğer büyük günahlar, ona hiçbir kurtuluş yolu bırakmadan ruhen çok acı çektiriyor ve onu çok endişelendiriyordu; bu yüzden, çok şiddetli bir ateşle yanmaya başladı.
4 Şimdi, Alma'yla Amulek'in Sidom ülkesinde olduklarını duyunca, yüreği cesaretlenmeye başladı; ve onların yanına gelmelerini arzu ederek acele onlara bir haber gönderdi.
5 Ve öyle oldu ki onlar Zeezrom'un yolladığı habere uyarak derhal yola çıktılar; ve Zeezrom'un bulunduğu eve girdiler; ve onu hasta yatağında ateşten yanarken çok halsiz bir şekilde buldular; ve Zeezrom'un kafası işlediği kötülüklerden dolayı çok sıkılmıştı; ve onları görünce elini uzatıp onlardan kendisini iyileştirmelerini rica etti.
6 Ve öyle oldu ki Alma onun elini tutup ona: AMesih'in kurtarma gücüne inanıyor musun?@ dedi.
7 Ve Zeezrom cevap verip: "Evet, öğrettiğiniz sözlerin hepsine inanıyorum" dedi.
8 Ve Alma şöyle dedi: Eğer sen, Mesih'in fidye ile kurtarışına inanıyorsan, iyileşebilirsin.
9 Ve Zeezrom: "Evet, söylediğiniz sözlere göre inanıyorum" dedi.
10 Ve o zaman Alma şöyle diyerek Tanrı'ya yakardı: Ey Tanrımız Rab, bu adama merhamet et ve onu Mesih'e olan inancına göre iyileştir.
11 Ve Alma bu sözleri söyler söylemez, Zeezrom sıçrayıp ayağa kalktı ve yürümeye başladı; ve bu herkesi büyük bir şaşkınlığa uğrattı; ve bunun haberi Sidom ülkesinin her tarafına yayıldı.
12 Ve Alma Zeezrom'u Rab'be vaftiz etti; ve Zeezrom, o andan itibaren halka vaaz etmeye başladı.
13 Ve Alma, Sidom ülkesinde bir Kilise kurdu ve vaftiz olmayı arzu eden herkesi Rab'be vaftiz etmek üzere ülkede rahipler ve öğretmenler atadı.
14 Ve öyle oldu ki onların sayısı çoktu; çünkü onlar Sidom çevresindeki bütün bölgelerden topluca geldiler ve vaftiz oldular.
15 Fakat Ammoniha ülkesindeki halka gelince, onlar yine katı yürekli ve dik kafalı bir halk olarak kaldılar ve günahlarından tövbe etmeyip Alma ve Amulek'in gücünü şeytana yüklediler; çünkü onlar Nehor tarikatının üyesiydiler ve kendi günahlarından tövbe etmeye inanmıyorlardı.
16 Ve öyle oldu ki Alma ve Amulek; Amulek, Tanrı'nın sözü uğruna Ammoniha ülkesindeki bütün altın ve gümüşünü ve değerli eşyalarını terk etmişti; bir zamanlar arkadaşları olan kişiler tarafından ve ayrıca babası ve akrabaları tarafından reddedilmişti.
17 Bu yüzden Alma, Sidom'da Kilise'yi kurduktan sonra büyük bir duraklama gördü; evet, halkın yüreğindeki gurur durmuş ve onlar Tanrı'nın önünde kendilerini alçaltmaya başlamışlardı; ve onlar Tanrı'ya ibadet etmek için kutsal sığınaklarında, sunağın önünde bir araya toplanmaya başladılar; şeytandan, ölümden ve yıkımdan kurtulabilmek için daima uyanık durup dua ediyorlardı.
18 Şimdi söylediğim gibi, Alma bütün bunları gördükten sonra, bundan dolayı Amulek'i yanına alıp Zarahemla ülkesine geldi ve onu kendi evine götürdü; ve ona bu sıkıntılı günlerinde yardım ederek onu Rab'de kuvvetlendirdi.
19 Ve böylece Nefi halkı üzerindeki hakimler yönetiminin onuncu yılı sona ermiş oldu.

16. BÖLÜM


Lamanlılar, Ammoniha halkını yok ederZoram, Nefililer'i Lamanlılar'a karşı zafere götürürAlma'yla Amulek ve başka birçok kişi sözü vaaz ederlerDirildikten sonra Mesih'in Nefililer'e görüneceğini öğretirler. m.ö. tahminen 81--77 yılları.
Ve öyle oldu ki Nefi halkı üzerindeki hakimler yönetiminin on birinci yılında, ikinci ayın beşinci gününde, Zarahemla ülkesinde çok huzur dolu günler yaşanmış, on birinci yılın ikinci ayının beşinci gününe kadar olan belli sayıdaki yıllarda ne bir savaş ne de bir çekişme olmuştu; ülkenin her yanında bir savaş çığlığı duyuldu.
2 Çünkü işte, Lamanlılar'ın orduları çöl tarafından ülke sınırlarına, hatta Ammoniha şehrine girip halkı öldürmeye ve şehri yakıp yıkmaya başladılar.
3 Ve şimdi öyle oldu ki Nefililer onları ülkeden kovmak için yeterince büyük bir ordu çıkaramadan, onlar Ammoniha şehrinde olan halkı ve ayrıca Nuh sınırı yakınlarındaki bazı kişilerini öldürmüşler ve diğerlerini de tutsak alıp çöle götürmüşlerdi.
4 Şimdi öyle oldu ki Nefililer tutsak alınıp çöle kaçırılanları kurtarmak istiyordu.
5 Bu yüzden, Nefili ordularının başına başkomutan seçilen kişi (ve onun adı Zoram'dı ve onun Lehi ve Aha adında iki oğlu vardı)---şimdi Zoram ve onun iki oğlu, Alma'nın Kilise'nin yüksek rahibi olduğunu biliyorlardı ve onda peygamberlik ruhu olduğunu duymuşlardı; bu yüzden ona gittiler ve Lamanlılar tarafından tutsak alınan kardeşlerini aramak için Rab'bin çölde nereye gitmelerini istediğini ondan öğrenmek istediler.
6 Ve öyle oldu ki Alma bu konuyu Rab'be sordu. Ve Alma geri dönüp onlara şöyle dedi: İşte, Lamanlılar güney çölündeki Manti ülkesinin sınırlarının ilerisinde olan Sidon ırmağından geçeceklerdir. Ve işte orada Sidon ırmağının doğusunda onlarla karşılaşacaksınız; ve Rab, Lamanlılar tarafından tutsak alınan kardeşlerinizi orada size teslim edecektir.
7 Ve öyle oldu ki Zoram ve onun oğulları ordularıyla Sidon ırmağını geçerek Manti sınırlarından ileriye, Sidon ırmağının doğu yakasındaki güney çölüne doğru hareket ettiler.
8 Ve onlar Lamanlı ordularının üzerine saldırdılar ve Lamanlılar dağıtılıp çöle doğru sürüldü; ve Lamanlılar tarafından tutsak alınan kardeşlerini aldılar ve tutsak alınanların arasında kayıp bir kişi bile yoktu. Ve onlar kardeşlerinin yardımıyla tekrar kendi topraklarının sahibi oldular.
9 Ve böylece hakimlerin on birinci yılı sona erdi; Lamanlılar ülkeden kovulmuş ve Ammoniha halkı yok olmuştu; evet, Ammonihalılar'ın arasında yaşayan herkes öldürülmüştü; ve aynı zamanda büyüklüğünden dolayı Tanrı bile yıkamaz dedikleri koca şehirleri de yerle bir olmuştu.
10 Fakat işte, bir gün içinde şehirleri ıssız bırakıldı ve onların cesetleri köpekler ve çöldeki vahşî hayvanlar tarafından parçalandı.
11 Yine de onların ölü bedenleri toprağın üzerinde günlerce üst üste yığılı kaldı ve üzerleri ince bir toprak örtüsü ile örtüldü. Ve şimdi onların kokusu o kadar kötüydü ki halk, Ammoniha ülkesini mülk edinmek için oraya uzun yıllar girmedi. Ve buraya Nehorlar'ın Enkazı adı verildi; çünkü onlar yaşamına son verilen Nehor'un tarikatındandılar; ve onların ülkeleri ıssız kaldı.
12 Ve Lamanlılar, Nefi halkı üzerindeki hakimler yönetiminin on dördüncü yılına dek Nefililer’e karşı bir daha savaşmaya gelmediler. Ve böylece Nefi halkı bütün ülkede üç yıl boyunca sürekli huzur içinde yaşadı.
13 Ve Alma'yla Amulek gidip halka, Yahudi adetlerine göre inşa edilmiş olan tapınaklarında, kutsal sığınaklarında ve ayrıca sinagoglarında tövbe vaaz ettiler.
14 Ve sözlerini duymak isteyen herkese hiçbir ayrım yapmadan Tanrı'nın sözünü sürekli açıkladılar.
15 Ve böylece Alma ile Amulek ve ayrıca bu iş için seçilmiş daha niceleri ülkenin her yanında sözü vaaz etmek için ilerlediler. Ve Kilise'nin ülkenin her yanında, çevredeki bütün bölgelerde, bütün Nefi halkı arasında kurulması yaygın bir hale geldi.
16 Ve onların arasında hiçbir eşitsizlik yoktu; Rab, insançocuklarının zihinlerini hazırlamak için ya da onların yüreklerini, kendisinin geleceği zamanda onların arasında öğretilecek olan sözleri kabul etmeye hazırlamak için Ruhu'nu bütün ülkenin üzerine döktü---
17 Öyle ki onlar söze karşı yüreklerini katılaştırmasınlar ve inanmayarak yıkıma gitmeye devam etmesinler, ama sözü sevinçle ve gerçek asmaya aşılanmış olan bir dal gibi kabul etsinler diye; böylece Tanrıları Rab'bin rahatına kavuşabilirler.
18 Şimdi halkın arasına giden bu rahipler, her türlü yalanlara ve hilelere ve kıskançlıklara ve kavgalara ve düşmanlıklara ve küfürlere ve hırsızlığa, soygunculuğa, yağmalamaya, öldürmeye, zina işlemeye ve her türlü şehvete karşı vaaz ederek, bu tür şeylerin bulunmaması gerektiğini duyurdular---
19 Yakında olacak olan olayları açıkladılar; evet, Tanrı'nın Oğlu'nun gelişi, O'nun acıları ve ölümü ve aynı zamanda ölülerin dirilişi hakkında konuştular.
20 Ve halkın çoğu Tanrı'nın Oğlu'nun geleceği yer hakkında sorular sordu; ve onlara, dirildikten sonra O'nun kendilerine görüneceği öğretildi; ve halk bunu büyük bir sevinç ve memnuniyetle dinledi.
21 Ve şimdi Kilise ülkenin her yanında kurulduktan sonra---Kilise, şeytana karşı zafer kazanmıştı ve Tanrı'nın sözü bütün ülkede kendi saflığında vaaz ediliyor ve Rab bereketlerini halkın üzerine yağdırıyordu---Nefi halkı üzerindeki hakimler yönetiminin on dördüncü yılı böylece sona erdi.

--27
Tanrı sözü uğruna krallık haklarını reddeden ve Nefi ülkesine Lamanlılar'a sözü vaaz etmek için çıkan Mosiya'nın oğullarının başından geçenler; onların çektikleri acılar ve kurtuluşları---Alma'nın kayıtlarına göre.



17. Bölüm'ün başından 27. Bölüm'ün sonuna kadar.

17. BÖLÜM


Mosiya'nın oğulları peygamberlik ve vahiy ruhuna sahiptirLamanlılar'a sözü bildirmek için ayrı ayrı kendi yollarına giderlerAmmon, İsmail ülkesine gider ve Kral Lamoni'nin hizmetkârı olurAmmon kralın sürülerini kurtarır ve Sebus sularında onun düşmanlarını öldürür. 1--3 ayetler m.ö. tahminen 77 yılı, 4.ayet m.ö. tahminen 91--77 yılları ve 5--39 ayetler m.ö. tahminen 91 yılı.
Ve şimdi öyle oldu ki Alma, Gideyon ülkesinden güneye, Manti ülkesine doğru yolculuk ederken, işte, Zarahemla ülkesine doğru yolculuk etmekte olan Mosiya'nın oğullarıyla karşılaşınca çok şaşırdı.
2 Şimdi bu Mosiya'nın oğulları meleğin Alma'ya ilk göründüğü zaman onunla beraberdi; bu yüzden Alma, kardeşlerini gördüğü için çok sevindi; ve onun sevincini daha da arttıran onların hâlâ Rab'de kardeşleri olmasıydı; evet ve onlar gerçeğin bilgisiyle güçlenmişlerdi; çünkü sağlam anlayışlı insanlardı ve Tanrı'nın sözünü bilebilmek için kutsal yazıları gayretle incelemişlerdi.
3 Fakat yaptıkları bu kadarla kalmıyordu; onlar kendilerini çok duaya ve oruca adamışlardı; bu yüzden peygamberlik ruhuna ve vahiy ruhuna sahiptiler; ve öğrettikleri zaman Tanrı'nın kuvveti ve yetkisi ile öğrettiler.
4 Ve onlar on dört yıldır Tanrı'nın sözünü Lamanlılar'ın arasında öğretmişlerdi ve birçok kişiyi gerçeğin bilgisine getirerek çok başarılı olmuşlardı; evet, onların sözlerinin gücü sayesinde pek çok kişi Tanrı'nın sunağı önüne O'nun adını çağırmaya ve O'nun önünde günahlarını itiraf etmeye getirilmişti.
5 Şimdi yolculukları esnasında onların başlarına gelenler şunlardır; çünkü çok sıkıntı çekmişlerdi; hem bedenen hem de zihinsel yönden açlık, susuzluk ve yorgunluk gibi birçok şeye katlanıp ruhen çok çabalamışlardı.
6 Şimdi onların çıktığı yolculuklar şunlardı: Hakimler'in ilk yılında, babaları Mosiya'ya veda ettiler ve babalarının onların üzerine bağışlamak istediği krallığı (ve halkın isteği de buydu) reddettiler.
7 Buna rağmen Zarahemla ülkesinden ayrıldılar ve kılıçlarını ve mızraklarını ve yaylarını ve oklarını ve sapanlarını yanlarında götürdüler; ve bunu çölde kendilerine yiyecek temin edebilmek için yaptılar.
8 Ve böylece Nefi ülkesine gidip Lamanlılar'a Tanrı'nın sözünü vaaz etmek için seçmiş oldukları kişilerle çöle doğru yola çıktılar.
9 Ve öyle oldu ki çölde günlerce yolculuk ettiler ve Rab'bin, Ruhu'nun bir parçasının kendileri ile gitmesine ve onlarla kalmasına izin vermesi için çok oruç tutup dua ettiler; böylece imkân olursa, kardeşleri Lamanlılar'ı gerçeğin bilgisine ve atalarının doğru olmayan geleneklerinin ne kadar kötü olduğunun bilgisine getirebilmek için Tanrı'nın elinde bir araç olabilirlerdi.
10 Ve öyle oldu ki Rab, onları Ruhu ile ziyaret etti ve onlara: ATeselli olun!@ dedi. Ve onlar da teselli oldular.
11 Ve Rab ayrıca onlara şöyle dedi: Kardeşleriniz Lamanlılar'ın arasına gidip sözümü tanıtın; ama onlara Ben'de iyi örnek olabilmeniz için çektiğiniz sıkıntılara katlanıp sabırlı olacaksınız ve Ben, sizi birçok canın kurtulması için elimde bir araç yapacağım.
12 Ve öyle oldu ki Mosiya'nın oğullarının ve ayrıca onlarla birlikte olanların yürekleri Tanrı'nın sözünü Lamanlılar'a gidip bildirmek için cesarete geldi.
13 Ve öyle oldu ki Lamanlılar'ın ülkesinin sınırlarına vardıklarında, hasatlarının sonunda tekrar buluşmak üzere Rab'be emanet olup birbirlerinden ayrıldılar ve herkes kendi yolunu tuttu; çünkü üstlendikleri görevin büyük olduğuna inanıyorlardı.
14 Ve şüphesiz bu büyük bir görevdi; çünkü onlar Tanrı'nın sözünü vahşî, katı ve zalim bir halka, Nefililer'i öldürmekten ve onları soyup yağmalamaktan zevk alan bir halka vaaz etmeyi üstlenmişlerdi; ve onların yürekleri zenginliklerde, yani altında, gümüşte ve değerli taşlardaydı; ama onlar bu şeyleri cinayet işleyerek ve yağmalayarak elde etmek istiyorlardı; yani bu şeyleri kazanmak için kendi elleriyle çalışmak istemiyorlardı.
15 Böylece onlar çok tembel bir ulus olmuşlardı; çoğu putlara tapıyordu ve atalarının gelenekleri yüzünden Tanrı'nın laneti üzerlerine düşmüştü; yine de tövbe şartıyla Rab'bin vaadleri onlara sunuldu.
16 Bu yüzden, Mosiya'nın oğullarının üstlenmiş olduğu görevin nedeni buydu; belki onları tövbeye getirebilirlerdi; belki de onlara fidye ile kurtuluş planını öğretebilirlerdi.
17 Bu yüzden birbirlerinden ayrılıp onların arasına gittiler; herkes kendisine verilen Tanrı'nın sözüne ve gücüne göre yalnız başına gitti.

Yüklə 4,31 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   57




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin