Mormon kitabi isa mesih hakkinda başka bir taniklik



Yüklə 4,31 Mb.
səhifə35/57
tarix26.07.2018
ölçüsü4,31 Mb.
#58363
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   57
23 Fakat Tanrı, Tanrı olmaktan vazgeçmez ve merhamet tövbekârın üzerinde hak iddia eder; merhamet de kefaretten dolayı gelir ve kefaret ölülerin dirilişini gerçekleştirir; ve ölülerin dirilişi de insanları Tanrı'nın huzuruna geri getirir; ve böylece onlar yasa ve adalet gereğince, yaptıkları işlere göre yargılanmak üzere Tanrı'nın huzuruna geri getirilirler.
24 Çünkü işte, adalet bütün gereklerini yerine getirir ve merhamet kendisinin olan her şey üzerinde hak iddia eder; ve böylece gerçekten tövbe etmiş olanların dışında hiç kimse kurtarılmaz.
25 Ne, sen merhametin adaleti soyabileceğini mi sanıyorsun? Sana derim ki: Hayır, zerre kadar bile değil. Eğer öyle olsaydı, Tanrı artık Tanrı olmazdı.
26 Ve Tanrı, bu şekilde dünyanın kuruluşundan beri hazırlanmış olan büyük ve sonsuz amaçlarını gerçekleştirir. Ve böylece kurtuluş ve insanların fidye ile kurtuluşu ve aynı zamanda onların yıkımı ve sefaleti meydana gelir.
27 Bu yüzden, ey oğlum, gelmek isteyen gelsin ve hayat sularından serbestçe içsin; ve gelmek istemeyen kimse ise gelmeye zorlanmaz; yalnız son günde işlerine göre kendisine geri verilecektir.
28 Eğer kişi, ömrü boyunca kötülük yapmayı arzulayıp tövbe etmemişse, işte, Tanrı’nın iade edişine göre kötülük kendisine geri verilecektir.
29 Ve şimdi oğlum, bu konularda daha fazla rahatsız olmamanı arzu ediyorum; ve seni yalnızca günahların rahatsız etsin ve o sıkıntı da seni tövbeye götürsün.
30 Ey oğlum, Tanrı'nın adaletini bir daha inkâr etmeni istemem. Tanrı'nın adaletini inkâr ederek, günahlarından dolayı en ufak bir noktada bile kendini mazur görmeye çalışma; fakat Tanrı'nın adaletinin, merhametinin ve sabrının yüreğinde tam hüküm sürmesini sağla ve bu seni alçakgönüllülükle yerin tozuna kadar alçaltsın.
31 Ve şimdi ey oğlum, sen Tanrı tarafından sözü bu halka vaaz etmek için çağrıldın. Ve şimdi oğlum, yoluna git, sözü doğrulukla ve ağırbaşlılıkla duyur ki canları tövbeye getirebilesin ve büyük merhamet planının onların üzerinde hükmü olabilsin. Ve Tanrı da her şeyi sana sözlerime göre versin. Amin.

43. BÖLÜM


Alma'yla oğulları sözü vaaz ederlerZoramlılar ve diğer Nefili ayrılıkçılar Lamanlı olurLamanlılar Nefililer'e karşı savaş açarMoroni, Nefililer'e koruyucu zırh giydirirRab, Alma'ya Lamanlılar'ın savaş stratejisini bildirirNefililer evlerini, özgürlüklerini, ailelerini ve dinlerini savunurlar---Moroni'nin ve Lehi'nin orduları Lamanlılar'ın etrafını çevirir. m.ö. tahminen 74 yılı.
Ve şimdi, öyle oldu ki Alma'nın oğulları sözü bildirmek üzere halkın arasına çıktı. Ve Alma’nın kendisi de oturup dinlenemezdi; ve o da gitti.
2 Şimdi onların vaazları hakkında daha fazla söylemeyeceğiz, ancak şu kadarını söyleyeyim ki peygamberlik ve vahiy ruhuna göre sözü ve gerçeği vaaz ettiler ve çağrılmış oldukları Tanrı'nın kutsal düzenine göre vaaz ettiler.

3 Ve şimdi hakimler yönetiminin on sekizinci yılında Nefililer ile Lamanlılar'ın arasında geçen savaşların öyküsüne dönüyorum.


4 Çünkü işte, öyle oldu ki Zoramlılar Lamanlı oldular; bu yüzden Nefi halkı on sekizinci yılın başlarında Lamanlılar'ın kendilerine saldıracağını anladı; bunun üzerine savaş hazırlığı yaptılar; evet, kendi ordularını Yerşon ülkesinde bir araya topladılar.
5 Ve öyle oldu ki Lamanlılar binlerce askerleriyle gelip Zoramlılar'ın ülkesi olan Antiyonum ülkesine girdiler; ve onların lideri Zerahemna adında bir adamdı.
6 Ve şimdi Amalekililer aslen ve tabiatça Lamanlılar'dan daha kötü ve cani ruhlu olduğundan, bu yüzden Zerahemna Lamanlılar'ın üzerine başkomutanlar atadı ve onların hepsi Amalekililer ve Zoramlılar’dı.
7 Şimdi Zerahemna bunu onları kendi emellerine alet etmek ve Nefililer'e karşı duydukları kini canlı tutmak için yapıyordu.
8 Çünkü işte, onun planı Lamanlılar'ı Nefililer'e karşı kışkırtıp öfkelendirmekti; bunu onların üzerinde büyük yetki sahibi olabilmek ve ayrıca Nefililer’i köleliğe sokarak onların üzerinde güç kazanmak için yapıyordu.
9 Ve şimdi Nefililer'in amacı ise kendi vatanlarını ve evlerini ve eşlerini ve çocuklarıni savunup onları düşmanlarının elinden koruyabilmekti; ve ayrıca kendi hak ve ayrıcalıklarını, evet ve aynı zamanda özgürlüklerini koruyup Tanrı'ya diledikleri şekilde ibadet edebilmekti.
10 Çünkü onlar Lamanlılar'ın eline düşecek olurlarsa, onların Tanrı'ya, gerçek ve yaşayan Tanrı'ya ruh ve doğrulukla ibadet eden herkesi öldüreceklerini biliyorlardı.
11 Evet ve ayrıca Lamanlılar'ın Ammon halkı adını alan kendi kardeşleri AntiNefiLehi halkına duydukları aşırı nefreti de biliyorlardı---ve onlar silaha dokunmak istemiyorlardı, evet, bir antlaşma yapmışlardı ve onu bozmak istemiyorlardı---bu nedenle Lamanlılar'ın eline düşecek olurlarsa, bu onların sonu olacaktı.
12 Ve Nefililer onların yok edilmesine izin veremezlerdi; bu nedenle onlara mirasları olarak toprak verdiler.
13 Ve Ammon halkı da Nefililer’in ordularının gereksinimlerini karşılamak için mallarının büyük bir kısmını onlara verdiler; ve böylece Nefililer Laman, Lemuel ve İsmail oğullarından oluşan Lamanlılar’a ve Nefililer'den ayrılmış olan Amalekililer'e, Zoramlılar'a ve Nuh'un rahiplerinin soyundan gelenlere karşı tek başlarına karşı koymak zorundaydılar.
14 Şimdi, bu soylardan gelenlerin sayısı hemen hemen Nefililer kadar vardı; ve böylece Nefililer kardeşleriyle kan dökmek derecesine kadar çarpışmak zorunda kaldılar.
15 Ve öyle oldu ki Lamanlılar'ın orduları Antiyonum ülkesinde toplandıklarında, işte Nefililer'in orduları onları karşılamak üzere Yerşon ülkesinde hazır bekliyorlardı.
16 Şimdi Nefililer'in başkanı, başka bir deyişle, Nefililer'in başına başkomutan olarak seçilen adamın---şimdi bütün Nefili ordularının komutası başkomutanın elindeydi---ve onun adı Moroni'ydi;
17 Ve Moroni bütün orduların komutasını ve savaşlarının yönetimini üzerine aldı. Ve Nefili ordularının başına başkomutan olarak atandığında henüz yirmi beş yaşındaydı.
18 Ve öyle oldu ki Moroni, Yerşon ülkesi sınırında Lamanlılar'ı karşıladı ve halkı kılıç, pala ve her türlü savaş silahlarıyla donanmıştı.
19 Ve Lamanlı orduları Nefi halkını görünce, daha doğrusu Moroni'nin, halkını göğüs zırhlarıyla ve kol-kalkanlarıyla, evet ve ayrıca başlarını korumak üzere kalkanlarla hazırladığını ve ayrıca onların kalın giysiler giymiş olduklarını görünce---
20 Şimdi Zerahemna'nın ordusu böyle hazırlıklı değildi; onların sadece kılıçları ve palaları, yayları ve okları, taşları ve sapanları vardı; ve bellerine kuşandıkları bir deri parçasının dışında çıplaktılar; evet, Zoramlılar ve Amalekililer'in dışında hepsi çıplaktı.
21 Fakat onların ne göğüs zırhları ne de kalkanları vardı---bu nedenle sayıları Nefililer'den kat kat üstün olmasına rağmen, silahlarından dolayı Nefili ordularından çok korktular.
22 İşte, şimdi öyle oldu ki onlar Yerşon sınırındaki Nefililer’e saldırmaya cesaret edemediler; bu nedenle Antiyonum ülkesinden çöle çıktılar; ve Manti ülkesine gelip bu ülkeyi ele geçirebilmek için ileride bulunan Sidon ırmağının kaynağından geçerek dolambaçlı bir şekilde çölde yol aldılar; çünkü Moroni'nin orduları nereye gittiğimizi bilemez diye düşünüyorlardı.
23 Fakat öyle oldu ki onlar çöle çıkar çıkmaz, Moroni, onların ordugâhını gözetlemek üzere çöle casuslar gönderdi; ve Moroni ayrıca Alma’nın peygamberlikleri hakkında bildiği için ona birkaç adamını gönderdi ve ondan Lamanlı ordularına karşı kendilerini savunmak için Nefili ordularının nereye gitmeleri gerektiği konusunda Rab'be danışmasını istedi.
24 Ve öyle oldu ki Rab'bin sözü Alma'ya geldi ve Alma, Moroni'nin habercilerine Lamanlı ordularının çölde dolaşmakta olduğunu, sonra Manti ülkesine geçip halkın zayıf kısmı üzerine saldırı başlatacaklarını bildirdi. Ve bu haberciler gidip bu haberi Moroni'ye teslim etti.
25 Şimdi Moroni, Lamanlılar'ın bir bölümü ülkeye geri dönüp herhangi bir şekilde şehri ele geçirir endişesiyle ordusunun bir kısmını Yerşon ülkesinde bıraktı; ordusunun geri kalan kısmını da alıp Manti ülkesine doğru yürüyüşe geçti.
26 Ve ülkenin bu bölgesinde yaşayan herkesi, Lamanlılar'a karşı topraklarını ve vatanlarını, haklarını ve özgürlüklerini korumak üzere savaşmaları için topladı; dolayısıyla Lamanlılar'ı karşılamaya hazırdılar.
27 Ve öyle oldu ki Moroni, ordusuna çölde Sidon ırmağının batı tarafında bulunan Sidon ırmağının kenarındaki vadide gizlenmelerini emretti.
28 Ve Moroni, Lamanlı ordugâhının geleceği zamanı bilmek için etrafa casuslar yerleştirdi.
29 Ve şimdi Moroni, Lamanlılar'ın niyetini biliyordu; biliyordu ki onların niyeti kendi kardeşlerini öldürmek ya da onları egemenlik altına alıp tutsaklığa düşürmekti, böylece kendileri için bütün ülkede bir krallık kurabileceklerdi.
30 Ve Moroni Nefililer'in tek arzusunun ise vatanlarını, özgürlüklerini ve kiliselerini korumak olduğunu biliyordu; bunu bildiği için de onları hileye başvurarak savunmanın günah sayılmayacağını düşündü; bu nedenle casuslarının sayesinde Lamanlılar'ın geçeceği yolu öğrendi.
31 Bunun üzerine ordusunu ikiye bölüp askerlerinin bir bölümünü vadiye getirerek onları vadinin doğu tarafına ve Ripla tepesinin güney sırtına gizledi.
32 Ve geri kalanları da Sidon ırmağının batı yakasındaki batı vadisine ve Manti ülkesinin sınırlarına dek gizledi.
33 Ve böylece ordusunu istediği gibi yerleştirdikten sonra onları karşılamaya hazırdı.
34 Ve öyle oldu ki Lamanlılar tepenin kuzeyinde Moroni'nin ordusunun bir kısmının saklanmış olduğu yere geldiler.
35 Ve Lamanlılar Ripla tepesini aşıp vadiye geldiklerinde ve Sidon ırmağını geçmeğe başladıklarında, tepenin güney tarafında saklanmakta olan ordu, Lehi adındaki bir adam tarafından yönetiliyordu ve o birden ordusunu ileri sürdü ve Lamanlılar'ı doğu yönünde arkadan kuşattı.
36 Ve öyle oldu ki Nefililer'in arkadan saldırıya geçtiğini gören Lamanlılar dönüp Lehi'nin ordusuyla çarpışmaya başladılar.
37 Ve her iki tarafta da ölüm işi başlamıştı; ancak ölüm Lamanlılar tarafında daha dehşetliydi; çünkü onların çıplak bedenleri hemen hemen her vuruşta ölüm getiren Nefililer'in kılıç ve palalarının güçlü darbelerine karşı korunmasızdı.
38 Oysa öbür tarafta, Nefililer’in arasında ancak arada bir Lamanlılar'ın kılıcıyla yaralanıp kan kaybından düşen oluyordu; Nefililer'in vücutlarının önemli kısımları korunmuş olduğundan, daha doğrusu vücudun hayatî noktaları göğüs zırhları, kalkanları ve miğferleri ile korunmuş olduğundan Lamanlılar'ın darbelerinden kurtuldular; ve böylece Nefililer Lamanlılar'ın arasındaki ölüm işini sürdürdüler.
39 Ve öyle oldu ki içlerinden çoğunun öldürüldüğünü gören Lamanlılar o kadar çok korktular ki sonunda Sidon ırmağına doğru kaçmaya başladılar.
40 Ve onlar Lehi ve adamları tarafından kovalandılar ve Lehi tarafından Sidon sularına kadar sürüldüler; ve Sidon sularını geçtiler. Ve Lehi, ırmağı geçmesinler diye ordusunu Sidon ırmağının kenarında durdurdu.
41 Ve öyle oldu ki Moroni ve ordusu Lamanlılar'ı Sidon ırmağının öbür tarafındaki vadide karşıladı ve üzerlerine saldırıp onları öldürmeye başladı.
42 Ve Lamanlılar onların önünden tekrar Manti ülkesine doğru kaçtılar ve tekrar Moroni'nin ordusuyla karşılaştılar.
43 Şimdi bu durumda Lamanlılar büyük bir hırsla savaştılar; evet, şimdiye kadar, hatta başından beri Lamanlılar’ın böyle olağanüstü büyük bir kuvvet ve cesaretle savaşmaları asla görülmemiştir.
44 Ve onlar başkomutanları ve liderleri olan Zoramlılar ve Amalekililer tarafından, ayrıca başkomutanları ya da büyük liderleri ve yarbayları olan Zerahemna tarafından gayrete getirildiler; evet, onlar ejderhalar gibi savaştılar ve Nefililer’in çoğu onların eliyle öldürüldü; evet, çünkü Nefililer’in çoğunun miğferlerini yardılar, göğüs zırhlarını deldiler ve kollarını kestiler; ve Nefililer’i bu şekilde kızgın öfkeleriyle vurdular.
45 Ancak Nefililer’e ilham veren daha geçerli bir neden vardı; çünkü onlar monarşi ve kuvvet için savaşmıyorlardı, ama yuvaları ve özgürlükleri, eşleri ve çocukları ve sahip oldukları her şey için, evet, ibadet törenleri ve kiliseleri uğruna savaşıyorlardı.
46 Ve onlar Tanrı’larına borçlu hissettikleri görevi yerine getiriyorlardı; çünkü Rab onlara ve ayrıca atalarına şöyle demişti: Birinci ve ikinci saldırı sizin suçunuz olmadığı sürece, düşmanlarınızın sizi öldürmesine izin vermeyeceksiniz.
47 Ve Rab ayrıca: AAilelerinizi kan dökülmesi pahasına koruyacaksınız@ demişti. Dolayısıyla Nefililer bundan dolayı, kendilerini ve ailelerini ve topraklarını, vatanlarını ve haklarını ve dinlerini savunmak için Lamanlılar'la savaşıyorlardı.
48 Ve öyle oldu ki Moroni'nin adamları Lamanlılar'ın şiddet ve öfkesini gördüklerinde geri çekilip onlardan kaçmak üzereydiler. Ve onların niyetini anlayan Moroni, haberciler salarak onları şu düşüncelerle, evet, vatanlarının, özgürlüklerinin, evet, tutsaklıktan kurtulmalarının düşüncesiyle yüreklendirdi.
49 Ve öyle oldu ki dönüp Lamanlılar'ın üzerine saldırdılar ve hep bir ağızdan Tanrıları Rab'be özgürlükleri için ve kölelikten kurtulmak için yakardılar.
50 Ve kuvvetle Lamanlılar'a karşı durmaya başladılar; ve kendilerini kurtarması için Rab'be yakarmaya başladıkları saatte Lamanlılar önlerinden kaçmaya başladı ve Sidon sularına doğru kaçtılar.
51 Şimdi Lamanlılar sayıca daha fazlaydı, evet, Nefililer'in iki katından daha fazla olmalarına rağmen Sidon nehrinin kenarındaki vadide tek bir vücut halinde toplanıncaya kadar sürüldüler.
52 Bu yüzden Moroni'nin orduları onların etrafını kuşattı; evet, hem de ırmağın her iki tarafından onların etrafını sardı; çünkü işte, doğuda Lehi'nin adamları bekliyordu.
53 Bu nedenle Sidon ırmağının doğusunda Lehi'nin adamlarını ve Sidon ırmağının batısında Moroni'nin ordularını gören Zerahemna dört bir yandan Nefililerce sarılmış olduğunu anlayınca, hepsi korkuya kapıldılar.
54 Şimdi Moroni onların dehşete düştüklerini görünce, adamlarına artık kan dökmemelerini emretti.

44. BÖLÜM


Moroni, Lamanlılar'a barış antlaşması yapmalarını emreder, aksi takdirde hepsi öldürülecektirZerahemna öneriyi reddeder ve savaş yeniden başlarMoroni'nin orduları Lamanlılar'ı yener. m.ö. tahminen 74--73 yılları.

Ve öyle oldu ki onlar durup birkaç adım geriye çekildiler. Ve Moroni Zerahemna'ya şöyle dedi: İşte Zerahemna, biz kan döken insanlar olmak istemiyoruz. Elimize düştüğünü biliyorsun, yine de sizi öldürmek istemiyoruz.
2 İşte, güç kazanmak için kanınızı dökmek üzere sizlerle savaşmaya gelmedik; hiç kimseyi tutsaklık boyunduruğuna koymayı da arzu etmiyoruz. Oysa sizin bize saldırmanızın asıl nedeni budur; evet ve dinimiz yüzünden bize kızıyorsunuz.
3 Ama şimdi, görüyorsunuz ki Rab bizimledir; ve görüyorsunuz ki sizi elimize teslim etti. Ve şimdi bunun dinimiz ve Mesih'e olan inancımızdan dolayı olduğunu anlamanızı isterim. Ve şimdi bizim bu inancımızı yıkamayacağınızı görüyorsunuz.
4 Şimdi görüyorsunuz ki bu, Tanrı'ya olan gerçek inançtır; evet, görüyorsunuz ki Tanrı, O’na, inancımıza ve dinimize bağlı kaldığımız sürece bizi destekleyecek ve bizi gözetip koruyacaktır; ve biz günaha düşmedikçe ve inancımızı inkâr etmedikçe, Rab bizim yok edilmemize asla izin vermeyecektir.
5 Ve şimdi ey Zerahemna, kollarımıza güç verip sizleri yenmemizi sağlayan, her şeye gücü yeten Tanrı adına, imanımız, dinimiz ve ibadet törenlerimiz ve Kilisemiz ve eşlerimizi ve çocuklarımızı korumakla yükümlü olduğumuz kutsal görev, bizi toprağımıza ve vatanımıza bağlayan özgürlük, evet, ayrıca tüm mutluluğumuzu borçlu olduğumuz Tanrı'nın kutsal sözünün korunması ve bizim için en değerli olan her şey adına sana emrediyorum.
6 Evet ve hepsi bu kadar değil; yaşamak uğruna sahip olduğunuz her arzu adına, savaş silahlarınızı bize teslim etmenizi size emrediyorum ki biz sizin kanınızı dökmek istemiyoruz; eğer yolunuza gidip bir daha bize karşı savaşmaya gelmezseniz, hayatınızı bağışlayacağız.
7 Ve şimdi, eğer bunu yapmazsanız, işte elimizdesiniz ve ben adamlarıma üzerinize saldırmalarını emredeceğim ve onlar vücudunuzda ölüm yaraları açacaklardır; böylece yok olup gideceksiniz; ve o zaman bu halkın üzerinde kimin gücü olacak göreceğiz; evet, kim tutsaklığa getirilecek göreceğiz.
8 Ve şimdi öyle oldu ki Zerahemna bu sözleri işittikten sonra ileriye doğru çıkıp kılıcını, palasını ve yayını Moroni'nin eline teslim etti ve ona şöyle dedi: işte savaş silahlarımız burada; onları sana teslim ediyoruz; ancak bizim ve çocuklarımızın bozacağını bildiğimiz bir yemini etmeye razı olmayız; savaş silahlarımızı alın ve bizi bırakın çöle gidelim; yoksa kılıçlarımızı bırakmayız; ya ölürüz ya da galip geliriz.
9 İşte, biz sizin imanınızdan değiliz; bizi sizin elinize teslim edenin Tanrı olduğuna inanmıyoruz; kurnazlığınız sayesinde kılıçlarımızdan kurtulduğunuza inanıyoruz. İşte sizi kurtaran göğüs zırhlarınız ve kalkanlarınızdır.
10 Ve şimdi Zerahemna bu sözleri bitirdiğinde, Moroni almış olduğu kılıcı ve savaş silahlarını Zerahemna'ya geri vererek: Aİşte, bu tartışmaya burada son vereceğiz."
11 AŞimdi söylemiş olduğum sözleri geri alamam; bu nedenle Rab'bin yaşadığı nasıl gerçekse, bir daha bizimle savaşmaya gelmeyeceğinize dair yemin edip gitmezseniz, burayı terk edemezsiniz. Şimdi nasıl olsa elimizdesiniz, ya önerdiğim koşullara uyacaksınız ya da kanınızı yere dökeceğiz@ dedi.
12 Ve şimdi Moroni bu sözleri söylediğinde, Zerahemna kılıcını bırakmadı ve Moroni'ye öfkelenerek onu öldürmek üzere ileri atıldı; ama kılıcını kaldırdığında, işte, Moroni'nin askerlerinden biri kılıcına vurup onu yere düşürdü ve kılıcın kabzası kırıldı; ve asker ayrıca Zerahemna'ya da vurup onun kafa derisini yüzdü ve bu deri yere düştü. Ve Zerahemna önlerinden çekilip askerlerinin arasına gitti.
13 Ve öyle oldu ki orada durup Zerahemna'nın kafa derisini yüzen asker, bu kafa derisini saç tarafından tutup yerden kaldırdı ve onu kılıcının ucuna koydu ve kılıcını Lamanlılar'a doğru uzatarak onlara yüksek sesle şöyle dedi:
14 Savaş silahlarınızı teslim etmezseniz ve barış antlaşması yaparak buradan çekip gitmezseniz, şefinizin kafa derisi olan bu kafa derisi yere düştüğü gibi, siz de aynı şekilde yere serileceksiniz.
15 Şimdi birçok kişi bu sözleri işitip kılıcın ucunda olan kafa derisini görünce korkudan dona kaldı; ve pek çoğu gelip savaş silahlarını Moroni'nin ayaklarının önüne attı ve barış antlaşması yaptılar. Ve antlaşma yapan herkesin çöle gitmesine izin verdiler.
16 Şimdi öyle oldu ki Zerahemna öfkeden kudurmuştu ve askerlerinin geri kalanını Nefililer'e karşı daha büyük bir güçle savaşmaları için kışkırtıp öfkelendirdi.
17 Ve şimdi Lamanlılar'ın inat etmesi Moroni’yi kızdırmıştı; bu nedenle halkına üzerlerine atılıp onları öldürmeleri emrini verdi. Ve öyle oldu ki onları öldürmeye başladılar; evet ve Lamanlılar ellerinde kılıçları bütün güçleriyle savaştılar.
18 Fakat işte, onların çıplak tenleri ve açık başları Nefililer'in keskin kılıçları karşısında korunmasızdı; evet, işte onlar kılıç darbeleriyle delik deşik edilip vuruldular; evet ve Nefililer'in kılıçları önünde hızlı bir şekilde yere serildiler ve Moroni'nin askerinin kehanet ettiği gibi silinip süpürülmeye başladılar.
19 Şimdi tümüyle öldürülüp yok edileceklerini anlayan Zerahemna, Moroni'ye bütün gücüyle seslenerek, geri kalanların hayatı bağışlanırsa, kendisinin ve ayrıca halkının onlarla antlaşma yapacağına ve bir daha onlara karşı savaşmaya gelmeyeceklerine dair söz verdi.
20 Ve öyle oldu ki Moroni, halkın arasında devam eden bu ölüm işini yeniden durdurdu. Ve Lamanlılar'dan savaş silahlarını aldı; ve Moroni’yle barış antlaşması yaptıktan sonra çöle gitmelerine izin verildi.
21 Şimdi onların ölülerinin sayısı çok olduğundan sayılmadı; evet, hem Lamanlılar'dan hem de Nefililer'den ölenlerin sayısı çok büyüktü.
22 Ve öyle oldu ki Lamanlılar kendi ölülerini Sidon sularına attılar ve onların cesetleri açıklara sürüklenip denizin derinliklerine gömüldü.
23 Ve Nefililer'in yani Moroni'nin orduları geri çekilerek kendi evlerine ve topraklarına döndüler.
24 Ve böylece Nefi halkı üzerindeki hakimler yönetiminin on sekizinci yılı sona ermiş oldu. Ve böylece Nefi Levhaları'na yazılmış olan Alma'nın kayıtları sona erdi.

Helaman'ın hayattayken tutmuş olduğu kayıtlara göre onun zamanında yaşayan Nefi halkının öyküsü, onların yaptığı savaşlar ve aralarında çıkan anlaşmazlıklar.



45. Bölüm’ün başından 62. Bölüm’ün sonuna kadar.

45. BÖLÜM


Helaman, Alma'nın sözlerine inanırAlma, Nefililer'in yok olacağına dair peygamberlik ederBÜlkeyi hem kutsar hem de lanetlerAlma, Musa gibi Ruh tarafından göğe alınmış olabilirKilise'de anlaşmazlıklar çoğalır. m.ö. tahminen 73 yılı.
İşte, şimdi öyle oldu ki Nefi halkı, Rab bir kez daha kendilerini düşmanlarının ellerinden kurtardığı için son derece sevindi; bu nedenle Tanrıları Rab'be şükranlarını sundular; evet ve çok oruç tutup dua ettiler ve büyük bir sevinçle Tanrı'ya ibadet ettiler.
2 Ve öyle oldu ki Nefi halkı üzerindeki hakimler yönetiminin on dokuzuncu yılında Alma kendi oğlu Helaman'a gelip ona: ABugüne kadar tutulan kayıtlarla ilgili sana söylediğim sözlerime inanıyor musun?@ dedi.
3 Ve Helaman ona: AEvet, inanıyorum@ dedi.
4 Ve Alma yeniden: AGelecek olan İsa Mesih'e inanıyor musun?@ dedi.
5 Ve o: AEvet, söylediğin her söze inanıyorum@ dedi.
6 Ve Alma yeniden ona: AEmirlerimi yerine getirecek misin?@ dedi.
7 Ve Helaman: AEvet, emirlerini tüm kalbimle yerine getireceğim@ dedi.
8 O zaman Alma ona şöyle dedi: Ne mutlu sana! Ve Rab seni bu ülkede refaha kavuşturacak.
9 Fakat işte, sana peygamberlikte bulunacağım bazı şeyler var; ama sana peygamberlik edeceğim şeyleri kimseye bildirmeyeceksin; evet, sana peygamberlik edeceğim şeyler ancak yerine geldikten sonra bildirilecektir; bu yüzden söyleyeceğim sözleri yaz.
10 Ve söyleyeceklerim şudur: İşte, bendeki vahiy ruhuna göre şunu algılıyorum ki bu aynı halk, yani Nefililer, İsa Mesih onlara göründükten dört yüz yıl sonra inançlarını kaybedecektir.
11 Evet ve o zaman, Nefi halkının sonu gelinceye kadar savaşlar ve salgın hastalıklar, evet, kıtlıklar ve cinayetler göreceklerdir.
12 Evet ve bunlar olacak; çünkü inançlarını yavaş yavaş kaybedecekler ve karanlık işlerin, şehvetin ve her türlü kötülüğün içine düşecekler; evet, sana derim ki onlar o kadar büyük nur ve bilgiye karşı günah işleyecekleri için, evet, sana söylüyorum, o günden başlayarak dördüncü kuşak tümüyle yok olmadan bu büyük kötülük gelecektir.
13 Ve o büyük gün geldiğinde, işte, şimdi hayatta olanların ya da şu anda Nefi halkı arasında sayılanların soyunun bir daha Nefi halkının arasında sayılmayacağı zaman çok hızlı bir şekilde gelecektir.
14 Fakat bu büyük ve korkunç günde yok olmayıp sağ kalan herkes Lamanlılar'ın arasında sayılacak ve Rab'bin öğrencileri adıyla anılacak birkaç kişi dışında herkes onlar gibi olacaktır; ve Lamanlılar Rab’bin öğrencileri yok oluncaya kadar onların peşinden koşturacaktır. Ve şimdi, bu peygamberlik kötülük yüzünden yerine gelecektir.
15 Ve şimdi öyle oldu ki Alma bu şeyleri Helaman'a söyledikten sonra onu ve diğer oğullarını da kutsadı; ve doğrular için dünyayı da kutsadı.
16 Ve Alma şöyle dedi: Rab Tanrı şöyle diyor. Ülke, evet, bu ülke zamanı geldiğinde, kötülük işleyen her ulusun, sülalenin, dilin ve halkın yok olup gitmesi için lanetlensin; ve dediğim gibi de olacaktır; çünkü ülkemiz üzerinde olan Tanrı'nın laneti ve bereketi budur; çünkü Rab günaha hiçbir şekilde müsaade gözüyle bakamaz.
17 Ve şimdi Alma bu sözleri söyledikten sonra, Kilise’yi, evet, bundan böyle imanda sıkı duracak olan herkesi kutsadı.
18 Ve Alma bunu yaptıktan sonra Melek ülkesine gidiyormuş gibi Zarahemla ülkesinden ayrıldı. Ve öyle oldu ki ondan bir daha haber alınamadı; onun nasıl öldüğü veya nereye gömüldüğü konusunda hiçbir şey bilmiyoruz.
19 İşte şunu biliyoruz ki o doğru bir insandı; ve Kilise’de onun aynı Musa gibi Ruh tarafından göğe alındığı ya da Rab’bin eliyle gömüldüğü sözü yayıldı. Fakat işte, kutsal yazılar Rab'bin Musa'yı kendi yanına aldığını söyler; ve biz Alma'yı da ruhta kendi yanına aldığını sanıyoruz; dolayısıyla bu yüzden onun ölümü ve gömülmesi hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
20 Ve öyle oldu ki Nefi halkı üzerindeki hakimler yönetiminin on dokuzuncu yılının başında, Helaman sözü vaaz etmek üzere halkın arasına çıktı.

Yüklə 4,31 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   57




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin