Mormon kitabi isa mesih hakkinda başka bir taniklik



Yüklə 4,31 Mb.
səhifə42/57
tarix26.07.2018
ölçüsü4,31 Mb.
#58363
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   ...   57
Birçok Nefili kuzeydeki ülkeye göç eder---Evlerini çimentodan yaparlar ve pek çok kayıt tutarlar---On binlerce insan doğru inancı bulur ve vaftiz olur---Tanrı'nın sözü insanları kurtuluşa götürür---Helaman'ın oğlu Nefi yargı kürsüsüne geçer. m.ö. tahminen 49--39 yılları.
Ve şimdi, öyle oldu ki hakimler yönetiminin kırk üçüncü yılında, kilisedeki biraz gurur dışında Nefi halkının arasında hiç çekişme olmadı; bu da halkın arasında ufak tefek bazı anlaşmazlıkların çıkmasına neden oldu; kırk üçüncü yılın sonunda bu sorunlar çözüldü.
2 Ve kırk dördüncü yılda halkın arasında hiçbir çekişme olmadı; kırk beşinci yılda pek çekişme olmadı.
3 Ve öyle oldu ki kırk altıncı yılda, evet, birçok çekişmeler ve anlaşmazlıklar oldu; bu arada oldukça çok sayıda insan Zarahemla ülkesini terk ederek kuzey ülkesini miras almaya gitti.
4 Ve onlar çok uzun bir mesafe yolculuk edip büyük su kitlelerinin ve birçok nehirlerin bulunduğu bir yere geldiler.
5 Evet ve ülkenin her yanına dağıldılar, kendilerinden önce ülkeyi pek çok insanın yurt edinmiş olması nedeniyle, ülkenin ıssız hale getirilmemiş ve ağaçsız kalmamış bölgelerine dağıldılar.
6 Ve şimdi, bu ülkenin hiçbir kısmı ağaç yokluğu dışında ıssız değildi; fakat daha önce ülkeye yerleşen halkın büyük bir yıkıma uğraması nedeniyle buraya Harabe adı verildi.
7 Ve ülkede çok az ağaç olması nedeniyle buraya yerleşen halk çimento kullanmada çok ustalaştı; bu yüzden oturdukları evleri çimentodan yaptılar.
8 Ve öyle oldu ki onlar çoğalıp yayıldılar ve ülkenin güneyinden kuzeyine gittiler ve güneydeki denizden kuzeydeki denize, batıdaki denizden doğudaki denize kadar öyle yayıldılar ki bütün yeryüzünü kaplamaya başladılar.
9 Ve ülkenin kuzeyindeki halk çadırlarda ve çimentodan yapılmış evlerde oturuyorlar ve toprağın üzerinde yeşeren ağaçları büyümeleri için kesmiyorlardı; böylece zamanı gelince, evlerini, evet, şehirlerini ve tapınaklarını ve sinagoglarını ve kutsal sığınaklarını ve her türlü binalarını inşa edebilecekleri keresteye sahip olacaklardı.
10 Ve öyle oldu ki ülkenin kuzeyinde çok az kereste olduğu için gemi ile oraya çok kereste gönderdiler.
11 Ve böylece kuzey ülkesindeki halka hem ahşaptan hem de çimentodan birçok şehir kurma olanağını sağladılar.
12 Ve öyle oldu ki doğuştan Lamanlı olan Ammon halkından birçok kişi de bu ülkeye gitti.
13 Ve şimdi, bu halkın yaptığı işleri anlatan birçok kayıt, bu halkın arasındaki birçok kişi tarafından kendileri hakkında ayrıntılı ve geniş bir şekilde tutuldu.
14 Fakat işte, bu halkın yaptığı işlerin yüzde biri, evet, Lamanlılar'ın ve Nefililer'in başından geçenler ve aralarındaki savaşları ve çekişmeleri ve anlaşmazlıkları ve vaazları ve peygamberlikleri ve gemicilikleri ve gemi inşa etmeleri ve tapınaklar, sinagoglar ve kutsal sığınaklar inşa etmeleri ve doğrulukları ve kötülükleri ve cinayetleri ve hırsızlıkları ve yağmacılıkları ve her türlü iğrençlikleri ve cinsel ahlaksızlıkları bu esere sığamaz.
15 Fakat işte her türden birçok kitap ve kayıt bulunuyor ve bunlar özellikle Nefililer tarafından tutulmuştur.
16 Ve bu kayıtlar Nefililer tarafından bir kuşaktan diğerine yasaları çiğneyip öldürülünceye, yağmalanıncaya ve avlanılıncaya ve sürülünceye ve katledilinceye ve yeryüzünün her tarafına dağıtılıncaya ve Lamanlılar'la karışıncaya ve artık Nefililer diye anılmayıp kötü, vahşi ve insafsız oluncaya, evet, hatta tıpkı Lamanlılar gibi oluncaya kadar aktarılmıştır.
17 Ve şimdi tekrar kendi anlattıklarıma dönüyorum; bu yüzden söylediklerim, Nefi halkı arasında büyük çekişmeler ve karışıklıklar ve savaşlar ve anlaşmazlıklar olduktan sonra olmuştur.
18 Ve hakimler yönetiminin kırk altıncı yılı sona erdi.
19 Ve öyle oldu ki ülkede hâlâ büyük bir çekişme devam ediyordu, evet, hatta kırk yedinci yılda ve aynı zamanda kırk sekizinci yılda da.
20 Buna rağmen Helaman yargı kürsüsünü adaletle ve eşitlikle yönetti; evet, Tanrı'nın yasalarını, yargılarını ve emirlerini yerine getirmeye dikkat etti; ve sürekli olarak Tanrı'nın gözünde doğru olanı yaptı; ve babasının yolunda yürüyerek ülkede başarıya ulaştı.
21 Ve öyle oldu ki onun iki oğlu oldu. Büyüğüne Nefi ve küçüğüne ise Lehi adını verdi. Ve onlar Rab için yetişmeye başladılar.
22 Ve öyle oldu ki Nefi halkı üzerindeki hakimler yönetiminin kırk sekizinci yılının sonuna doğru Nefili halkının arasındaki savaşlar ve çekişmeler biraz da olsa azalmaya başladı.
23 Ve öyle oldu ki hakimler yönetiminin kırk dokuzuncu yılında, Gadiyanton eşkıyasının ülkenin büyük yerleşim alanlarında kurduğu gizli çeteler dışında, ülkenin her yanında sürekli olarak barış sağlandı; bu çeteler o zamanlar hükümetin başında olanlar tarafından bilinmiyordu; bu yüzden ülkede yok edilemediler.
24 Ve öyle oldu ki bu aynı yılda kilisede öylesine büyük bir gelişme oldu ki binlerce insan kiliseye katıldı ve tövbe ederek vaftiz oldular.
25 Ve kilisenin başarısı öyle büyük ve halkın üzerine dökülen nimetler o kadar çoktu ki yüksek rahipler ve öğretmenler bile hayretler içinde kalmışlardı.
26 Ve öyle oldu ki Rab'bin işi, birçok canın, hatta on binlerce canın vaftiz olması ve Tanrı'nın Kilisesi ile birleşmesi sayesinde ilerledi.
27 Böylece Rab'bin, yüreklerinin tüm içtenliği ile O'nun kutsal adını anan herkese karşı merhametli olduğunu görebiliriz.
28 Evet, böylece cennetin kapısının herkese açık olduğunu, hatta Tanrı'nın Oğlu olan İsa Mesih'in adına inananlara açık olduğunu görüyoruz.
29 Evet, dileyen herkesin şeytanın bütün kurnazlığını, tuzaklarını ve hilelerini paramparça edecek ve Mesih'in öğrencisini kötüleri yutmak üzere hazırlanmış olan sonsuz sefalet çukurunun karşısındaki dar ve ince yoldan geçirecek diri ve güçlü olan Tanrı’nın sözüne sarılabileceğini görüyoruz.
30 Ve Tanrı'nın sözü onların canlarını, evet, onların ölümsüz canlarını İbrahim'le ve İshak'la ve Yakup'la ve bütün kutsal atalarımızla beraber oturmaları için Göklerin Krallığı'ndaki Tanrı'nın sağ eline getirecektir, oradan bir daha ayrılmayacaklardır.
31 Ve bu yıl Zarahemla ülkesinde ve çevredeki bölgelerde, hatta Nefililer'in elindeki bütün ülkede sürekli olarak sevinç yaşandı.
32 Ve öyle oldu ki kırk dokuzuncu yılın geriye kalan kısmı barış ve çok büyük sevinç içinde geçti; evet ve hakimler yönetiminin ellinci yılı da sürekli olarak barış ve büyük sevinç içinde geçti.
33 Ve hakimler yönetimin elli birinci yılı da barış içinde geçti, ancak kiliseye---Tanrı'nın Kilisesi'ne değil, ama Tanrı'nın Kilisesi'ne üye olduklarını iddia edenlerin yüreklerine---gurur girmeye başladı.
34 Ve onlar gururla kendilerini yükselterek kardeşlerinin çoğuna baskı yaptılar. Şimdi bu büyük bir kötülüktü; halkın alçakgönüllü olan kısmının çok eziyet çekip birçok sıkıntılara katlanmasına neden oldu.
35 Buna rağmen onlar, ruhları sevinç ve teselli ile doluncaya kadar, evet, yürekleri paklanıp kutsallaşıncaya kadar sık sık oruç tutup dua ettiler ve alçakgönüllülükte giderek kuvvetlendiler ve Mesih'e olan inançları giderek sağlamlaştı; bu kutsallık yüreklerini Tanrı'ya verdikleri için olur.
36 Ve öyle oldu ki elli ikinci yıl da, halkın yüreğine giren aşırı büyük gurur dışında barış içinde geçti; ve bunun nedeni ülkedeki çok büyük zenginlikleri ve kazandıkları başarıydı; ve onların gururu her geçen gün daha çok arttı.
37 Ve öyle oldu ki hakimler yönetiminin elli üçüncü yılında Helaman öldü ve büyük oğlu Nefi onun yerine hüküm sürmeye başladı. Ve öyle oldu ki Nefi yargı kürsüsünü adaletle ve eşitlikle yürüttü; evet, Tanrı'nın emirlerini yerine getirdi ve babasının yolundan yürüdü.

4. BÖLÜM
Nefili bölücüler ve Lamanlılar güçlerini birleştirerek Zarahemla ülkesini ele geçirirler---Nefililer işledikleri kötülükler yüzünden yenilirler---Kilise yavaş yavaş küçülür ve halk Lamanlılar gibi güçsüzleşir. m.ö. tahminen 38--30 yılları.


Ve öyle oldu ki elli dördüncü yılda kilisede birçok anlaşmazlık çıktı ve ayrıca halkın arasında o kadar çok çekişme oldu ki sonuçta çok kan döküldü.
2 Ve halkın isyan çıkaran kesimi öldürüldü ve ülkeden atıldı; ve onlar da Lamanlılar'ın kralına gittiler.
3 Ve öyle oldu ki bunlar Lamanlılar'ı Nefililer'e karşı savaşa kışkırtmaya çalıştılar; fakat işte, Lamanlılar o kadar çok korkuyorlardı ki bu bölücülerin sözlerine kulak vermediler.
4 Fakat öyle oldu ki hakimler yönetiminin elli altıncı yılında, Nefililer'den Lamanlılar'a katılan bölücüler oldu; ve bunlar ötekilerle birlikte Lamanlılar'ı kışkırtıp onları Nefililer'e karşı öfkelendirmeyi başardılar; ve bütün bir yıl boyunca savaşa hazırlandılar.
5 Ve elli yedinci yılda Nefililer'le savaşmak için aşağıya geldiler ve öldürme işine başladılar; evet, öyle ki hakimler yönetiminin elli sekizinci yılında Zarahemla ülkesini ele geçirmeyi başardılar; evet ve hatta Bolluk ülkesinin yanındaki ülkeye kadar olan bütün toprakları ele geçirdiler.
6 Ve Nefililer ile Moroniha'nın orduları Bolluk ülkesine kadar sürüldüler.
7 Ve orada batı denizinden, doğu denizine kadar olan yerde Lamanlılar'a karşı kuvvetlendiler; ülkelerinin kuzeyini savunmak için ordularını yerleştirip kuvvetlendirdikleri bu hattın uzunluğu bir Nefili için bir günlük yoldu.
8 Ve böylece bölücü Nefililer, Lamanlılar'ın büyük ordusunun yardımıyla ülkenin güneyinde bulunan Nefililer'in sahip olduğu her şeyi ele geçirmişlerdi. Ve bütün bunlar hakimler yönetiminin elli sekizinci ve elli dokuzuncu yıllarında oldu.
9 Ve öyle oldu ki hakimler yönetiminin altmışıncı yılında, Moroniha ordularıyla ülkenin birçok kısmını ele geçirmeyi başardı; evet, Lamanlılar'ın eline düşmüş olan birçok şehri tekrar geri aldılar.
10 Ve öyle oldu ki hakimler yönetiminin altmış birinci yılında bütün topraklarının yarısını tekrar ele geçirmeyi başardılar.
11 Şimdi kendi aralarında işledikleri kötülükler ve iğrençlikler olmasaydı, Nefililer bu büyük kayba ve katliama uğramayacaklardı; evet ve bu kötülük ve iğrençlikler Tanrı'nın Kilisesi'ne üye olduklarını iddia edenlerin arasında da oluyordu.
12 Ve bunun nedeni yüreklerindeki gururdu, büyük zenginlikleriydi, evet, yoksulları ezmeleri, açlardan yiyecek, çıplaklardan giyecek esirgemeleri ve alçakgönüllü kardeşlerinin yanağına tokadı atmaları, kutsal olan şeylerle alay etmeleri, peygamberlik ve vahiy ruhunu inkâr etmeleri, cinayet işlemeleri, yağmacılıkları, yalancılıkları, hırsızlıkları, zina işlemeleri, büyük kavgalar çıkarmaları ve Nefi ülkesine kaçıp Lamanlılar'ın arasına katılmaları idi.
13 Ve bu büyük kötülükleri yüzünden ve kendi güçleriyle övündükleri için, kendi başlarına bırakıldılar; bu yüzden başarılı olamadılar, fakat hemen hemen ellerindeki bütün topraklar gidinceye kadar Lamanlılar'ın belâsına uğradılar, vuruldular ve sürüldüler.
14 Fakat işte, Moroniha, halka kötülüklerinden dolayı birçok şey vaaz etti ve Helaman'ın oğulları olan Nefi ile Lehi de halka birçok şey vaaz ettiler; evet ve onlara kötülükleri hakkında ve günahlarından tövbe etmezlerse başlarına gelecekler hakkında birçok peygamberlikte bulundular.
15 Ve öyle oldu ki onlar tövbe ettiler ve tövbe ettikleri ölçüde refaha kavuşmaya başladılar.
16 Çünkü Moroniha onların tövbe ettiklerini gördüğü zaman, mallarının ve topraklarının yarısını geri alıncaya kadar onları bir yerden başka yere, bir şehirden başka şehre götürmeyi göze aldı.
17 Ve böylece hakimler yönetiminin altmış birinci yılı sona erdi.
18 Ve öyle oldu ki hakimler yönetiminin altmış ikinci yılında Moroniha, Lamanlılar'dan başka hiçbir şey geri alamadı.
19 Bu yüzden topraklarının geriye kalan kısmını ele geçirmek için yaptıkları planlardan vazgeçtiler; çünkü Lamanlılar'ın sayıları o kadar artmıştı ki Nefililer'in onlardan daha güçlü olması mümkün değildi; bu yüzden Moroniha ele geçirdiği toprakları koruyabilmek için bütün ordularını kullandı.
20 Ve öyle oldu ki Lamanlılar'ın sayılarının büyüklüğünden dolayı, Nefililer yenilmekten, ayak altında ezilmekten ve öldürülüp yok edilmekten çok korkuyorlardı.
21 Evet, Alma'nın peygamberliklerini ve ayrıca Mosiya'nın sözlerini hatırlamaya başladılar; ve kendilerinin dik kafalı bir halk olduklarını ve Tanrı'nın emirlerini hiçe saydıklarını gördüler.
22 Ve Mosiya'nın yasalarını ya da Rab'bin ona halka vermesi için buyurduğu yasaları değiştirerek ayakları altında çiğnediklerini gördüler; ve yasalarının bozulduğunu ve kötü bir halk olduklarını, öyle ki aynı Lamanlılar gibi kötü olduklarını gördüler.
23 Ve kötülüklerinden dolayı kilise yavaş yavaş küçülmeye başladı; ve peygamberlik ruhuna ve vahiy ruhuna artık inanmamaya başladılar; ve Tanrı'nın yargıları onların yüzüne dik dik bakıyordu.
24 Ve kardeşleri Lamanlılar gibi zayıf düştüklerini gördüler ve Rab'bin Ruhu artık onları korumuyordu; evet, Rab'bin Ruhu kutsal olmayan tapınaklarda barınmadığı için artık onlardan uzaklaşmıştı.
25 Bu yüzden Rab kendi mucizevi ve eşsiz gücüyle onları korumaktan vazgeçti; çünkü onlar bir inançsızlık ve korkunç kötülük durumuna düşmüşlerdi; ve Lamanlılar'ın kendilerinden çok daha fazla sayıda olduklarını ve Tanrıları Rab'be bağlanmadıkça mahvolmalarının kaçınılmaz olduğunu gördüler.
26 Çünkü işte, adam adama kıyaslandığında Lamanlılar'ın kendileri kadar güçlü olduklarını gördüler. Ve böylece bu büyük suçu işlemiş oldular; evet, böylece suçları yüzünden birkaç yıl içinde güçlerini yitirdiler.

5. BÖLÜM
Nefi ve Lehi kendilerini vaaz etmeye adarlar---Onların adları atalarının hayatlarını örnek almaları gerektiğini hatırlatır---Mesih tövbe edenleri fidye ile kurtarır---Nefi ve Lehi birçok kimseyi inanca döndürür, hapse atılırlar ve etrafları ateşle sarılır---Üç yüz kişinin üzerini kara bir bulut kaplar---Yer sarsılır ve bir ses insanlara tövbe etmelerini emreder---Nefi ile Lehi meleklerle konuşurlar ve kalabalığın etrafı ateşle çevrilir. m.ö. tahminen 30 yılı.


Ve öyle oldu ki bu aynı yıl içinde, işte, Nefi, yargı kürsüsünü Sezoram adında birisine teslim etti.
2 Çünkü onların yasaları ve hükümetleri halkın oyu ile belirlendiği ve kötülüğü seçenler iyiliği seçenlerden daha fazla olduğu için, bu yüzden yok olmalarının zamanı gelmişti; çünkü yasaları bozulmuştu.
3 Evet ve hepsi bu kadar değildi; onlar dik kafalı bir halktı, öyle ki ne yasa ile ne de adaletle idare edilebildiler; yoksa bu onların yıkımını getirirdi.
4 Ve öyle oldu ki Nefi onların kötülükleri yüzünden yorgun düşmüştü; ve yargı kürsüsünü bıraktı ve ömrünün geri kalan günlerini Tanrı'nın sözünü vaaz etmeye adadı; ve kardeşi Lehi de ömrünün geri kalan günlerini Tanrı'nın sözünü vaaz etmeye adadı.
5 Çünkü babaları Helaman'ın kendilerine söylediği sözleri hatırladılar. Ve onun söylediği sözler şunlardır:
6 İşte oğullarım, diliyorum ki Tanrı'nın emirlerini yerine getirmeyi hatırlarsınız; ve isterim ki bu sözlerimi halka bildirirsiniz. İşte, size Yeruşalem ülkesinden çıkıp gelen ilk atalarımızın adlarını verdim; ve bunu, adlarınızı hatırladığınız zaman onları hatırlayasınız diye yaptım; ve onları hatırladığınız zaman onların yaptığı işleri hatırlayabilir ve onların yaptığı işleri hatırladığınız zaman da onların yaptığı işlerin iyi olduğunun hem söylendiğini hem de yazılı olduğunu bilebilirsiniz.
7 Bu yüzden oğullarım, sizin iyi olanı yapmanızı diliyorum; öyle ki onlar hakkında iyi şeyler söylenip yazıldığı gibi sizin için de iyi şeyler söylenip yazılsın.
8 Ve şimdi oğullarım, işte sizden istediğim daha başka şeyler var; ancak bunları övünmeniz için değil, ama cennette kendinize bir hazine, evet, ölümsüz ve solmayan bir hazine biriktirebilmeniz için yapmanızı istiyorum; evet, böylece sonsuz yaşamın değerli armağanına sahip olabilirsiniz; bu armağanın atalarımıza verildiğine inanmaya hakkımız var.
9 Ah oğullarım hatırlayın, Kral Benyamin'in halkına konuştuğu sözleri hatırlayın! Evet, gelecek olan İsa Mesih'in kefaret kanının aracılığı dışında, insanın kurtulabileceği başka bir yol veya çare yoktur; evet O'nun dünyayı fidye ile kurtarmaya geleceğini hatırlayın.
10 Ve Amulek'in Ammoniha şehrinde Zeezrom'a söylediği sözleri de hatırlayın; çünkü ona Rab'bin kesinlikle halkını fidye ile kurtarmaya geleceğini, ancak onları günahları içinde değil, günahlarından fidye ile kurtaracağını söyledi.
11 Ve O'na Baba tarafından halkını günahlarından tövbe şartıyla kurtarması için yetki verildi; bu yüzden tövbe koşullarının müjdesini açıklamak için meleklerini gönderdi; bu tövbe onları Fidye ile Kurtaran'ın gücüne ve ruhlarının kurtuluşuna getirir.
12 Ve şimdi oğullarım hatırlayın, hatırlayın ki temelinizi Tanrı'nın Oğlu olan Fidye ile Kurtarıcımız Mesih'in kayası üzerine kurmalısınız; öyle ki şeytan kendi güçlü rüzgarlarını gönderdiğinde, evet, kasırga çıktığı sırada oklarını attığında, evet, yağdırdığı dolu ve güçlü fırtınası size çarptığında, üzerinizde hiçbir gücü olmayacak, sizi sefalet uçurumuna ve sonsuz felakete sürükleyemeyecek; bu kaya üzerine evinizi kurduğunuzdan dolayı, ki bu sağlam bir temeldir, eğer insanlar bu temel üzerine evlerini kurarlarsa yıkılamazlar.
13 Ve öyle oldu ki Helaman'ın, oğullarına öğrettiği sözler bunlardı; evet, Helaman onlara yazılmayan birçok şeyler ve aynı zamanda yazılı olan birçok şeyler öğretti.
14 Ve onlar babalarının sözlerini hatırladılar; ve bu yüzden Tanrı'nın emirlerini yerine getirip Bolluk şehrinden başlamak üzere Nefi halkının arasına Tanrı'nın sözünü öğretmeye gittiler.
15 Ve oradan Gid şehrine ve Gid şehrinden de Mulek şehrine gittiler.
16 Ve böylece ülkenin güneyinde oturan bütün Nefi halkının arasında dolaşıncaya kadar bir şehirden diğerine gittiler; ve oradan Zarahemla ülkesine, Lamanlılar'ın arasına gittiler.
17 Ve öyle oldu ki öylesine büyük bir güçle vaaz ettiler ki Nefililer'den ayrılıp diğer tarafa geçen bölücülerin çoğunu şaşkına çevirdiler; öyle ki onlar da gelip günahlarını itiraf ettiler ve tövbe ederek vaftiz oldular ve yaptıkları haksızlıkları düzeltmeye çalışmak için derhal Nefililer'in yanına döndüler.
18 Ve öyle oldu ki Nefi ve Lehi, Lamanlılar'a büyük bir güç ve yetki ile vaaz ettiler; çünkü bu güç ve yetki onlara konuşabilmeleri için verilmişti ve söyleyecekleri sözler de onlara verilmişti.
19 Bu yüzden Lamanlılar'ı büyük şaşkınlığa uğratarak onları öylesine ikna edecek şekilde konuştular ki Zarahemla ülkesinde ve çevresinde sekiz bin Lamanlı tövbe ederek vaftiz oldu ve atalarının geleneklerinin kötü olduğuna ikna oldular.
20 Ve öyle oldu ki Nefi ve Lehi, oradan ilerleyerek Nefi ülkesine vardılar.
21 Ve öyle oldu ki Lamanlılar'ın bir ordusu tarafından yakalanıp hapse atıldılar; evet, hatta Ammon ve kardeşlerinin, Limhi'nin hizmetkârları tarafından atıldıkları aynı hapishaneye atıldılar.
22 Ve hapishaneye atılıp günlerce yiyeceksiz kaldıktan sonra, işte Lamanlılar onları götürüp öldürmek için hapishaneye girdiler.
23 Ve öyle oldu ki Nefi ile Lehi'nin etrafı sanki ateşle kuşatılmıştı; bu yüzden onlar yanma korkusuyla onlara el sürmeye cesaret edemediler. Yine de Nefi ile Lehi'ye bir şey olmadı; ve onlar sanki ateşin ortasında duruyorlardı, ama yanmıyorlardı.
24 Ve onlar etraflarının bir ateş sütunuyla kuşatıldıklarını ve ateşin onlara zarar vermediğini gördüklerinde yüreklendiler.
25 Çünkü Lamanlılar'ın ellerini onlara sürmeye ve yaklaşmaya cesaret edemediklerini ve hayretten dilleri tutulmuş gibi orada durduklarını gördüler.
26 Ve öyle oldu ki Nefi ve Lehi onların önünde durup onlarla konuşmaya başladılar ve onlara şöyle dediler: Korkmayın! Çünkü işte, bu harika olayı size gösteren Tanrı'dır; bu olayla bize el sürüp bizi öldüremeyeceğiniz size gösterilmiştir.
27 Ve işte, onlar bu sözleri söyler söylemez, yer korkunç bir şekilde sarsıldı ve hapishanenin duvarları sanki yıkılacakmış gibi sarsıldı; fakat işte, yıkılmadı. Ve işte hapishanede olanlar bölücü Lamanlılar ve Nefililer idi.

28 Ve öyle oldu ki kara bir bulut onları gölgeledi ve müthiş ağır bir korku üzerlerine geldi.


29 Ve öyle oldu ki sanki kara bulutun üzerinden bir ses geldi ve şöyle dedi: Tövbe edin, tövbe edin ve size iyi haberleri müjdelemeleri için gönderdiğim hizmetkârlarımı bir daha öldürmeye çalışmayın.
30 Ve öyle oldu ki bu sesi duyduklarında, bunun gök gürültüsü ya da çok şiddetli bir ses olmadığını, fakat işte tamamıyla yumuşak, sanki fısıltıyı andıran sakin bir ses olduğunu anladılar; ve bu ses onların içini deldi.
31 Ve sesin yumuşaklığına rağmen, işte yer korkunç bir şekilde sarsıldı ve hapishanenin duvarları sanki yere yıkılacakmış gibi tekrar sallandı; ve işte onları gölgeleyen kara bulut dağılmadı.
32 Ve işte ses yeniden gelip şöyle dedi: Tövbe edin, tövbe edin! Çünkü Göklerin Krallığı yaklaşmıştır; ve artık hizmetkârlarımı öldürmeye çalışmayın. Ve öyle oldu ki yer tekrar sarsıldı ve duvarlar sallandı.
33 Ve ses üçüncü kez yine geldi ve onlara insan dilinin söyleyemeyeceği harika sözler söyledi; ve duvarlar tekrar sallandı ve yer sanki yarılacakmış gibi sarsıldı.
34 Ve öyle oldu ki Lamanlılar kendilerini gölgeleyen kara bulut yüzünden kaçamıyorlardı; evet ve aynı zamanda üzerlerine gelen korkudan dolayı kımıldayamıyorlardı.
35 Şimdi onların arasında doğuştan Nefili olan biri vardı; bir zamanlar Tanrı'nın Kilisesi'nin üyesi olup daha sonra onlardan ayrılmıştı.
36 Ve öyle oldu ki adam döndü ve işte, kara bulutların arasından Nefi ile Lehi'nin yüzlerini gördü; ve işte onların yüzleri sanki meleklerin yüzleri gibi pırıl pırıl parlıyordu. Ve onların gözlerini göğe dikmiş olduklarını gördü; ve onlar sanki gördükleri bir varlıkla konuşup ona sesleniyormuş gibi davranıyorlardı.
37 Ve öyle oldu ki bu adam kalabalığa seslenerek onlara dönüp bakmalarını söyledi. Ve işte onlara dönmeleri ve bakmaları için güç verildi; ve Nefi ile Lehi'nin yüzlerini gördüler.
38 Ve onlar bu adama: Aİşte, bütün bunların anlamı nedir ve bu adamlar kimle konuşuyor?@ dediler.
39 Şimdi bu adamın adı Aminadab'dı. Ve Aminadab onlara: ATanrı'nın melekleri ile konuşuyorlar!@ dedi.
40 Ve öyle oldu ki Lamanlılar ona: ABizi gölgeleyen bu kara bulutun üzerimizden kaldırılması için ne yapmalıyız?@ dediler.
41 Ve Abinadab onlara şöyle dedi: Tövbe edip Alma, Amulek ve Zeezrom tarafından size öğretilen Mesih'e inanıncaya kadar bu sese yakarın; ve bunu yaptığınız zaman sizi gölgeleyen bu kara bulut üzerinizden kaldırılacaktır!
42 Ve öyle oldu ki hepsi yeri sarsan sese doğru yakarmaya başladılar; evet, hatta kara bulut dağılıncaya kadar yakardılar.
43 Ve öyle oldu ki etraflarına bakınıp kendilerini gölgeleyen kara bulutun dağıldığını gördükleri zaman, işte, kendilerinin, evet, oradaki herkesin bir ateş sütunu ile sarılmış olduklarını gördüler.
44 Ve Nefi ile Lehi onların ortasındaydı; evet, onların çevresi kuşatılmıştı; evet, sanki alevli bir ateşin ortasında duruyorlardı; ancak ateş ne onlara zarar veriyordu, ne de hapishanenin duvarlarını yakıyordu; ve onlar ifade edilemeyecek yüce bir sevinçle dolmuşlardı.
45 Ve işte Tanrı'nın Kutsal Ruhu gökten inerek yüreklerine girdi; ve sanki ateşle dolmuşlardı ve harikulade sözler söyleyebiliyorlardı.
46 Ve öyle oldu ki onlara bir ses geldi, evet, fısıltıya benzeyen hoş bir ses şöyle diyordu:
47 Esenlik, esenlik olsun sizlere, çünkü dünyanın kuruluşundan beri var olan Çok Sevdiğime inandınız.
48 Ve şimdi, bunu duydukları zaman, sesin nereden geldiğini görmek için gözlerini yukarıya çevirdiler; ve işte, göklerin açıldığını gördüler ve melekler gökten inip onlara hizmet ettiler.
49 Ve bunları görüp duyanlar yaklaşık üç yüz kişiydi; ve onlara ilerleyip şaşırmamaları ve kuşkuya düşmemeleri söylendi.
50 Ve öyle oldu ki onlar gidip duydukları ve gördükleri her şeyi çevredeki bütün bölgelerde duyurarak halka öğrettiler; sonuçta Lamanlılar'ın büyük bir kısmı gördükleri kanıtların büyüklüğünden dolayı onlara inandılar.
51 Ve inananların hepsi savaş silahlarını yere bıraktı ve aynı zamanda atalarının nefretlerini ve geleneklerini bıraktılar.
52 Ve öyle oldu ki Nefililer'e topraklarını geri verdiler.

6. BÖLÜM
Doğru Lamanlılar kötü Nefililer'e sözü vaaz ederler---Her iki halk da huzur ve bolluk dolu bir dönemde refah içinde yaşarlar---Günahın yaratıcısı olan Lusifer, kötülerin ve Gadiyanton eşkıyalarının yüreklerini cinayet işlemeye ve kötülük yapmaya kışkırtır---Eşkıyalar, Nefi hükümetini ele geçirirler. m.ö. tahminen 29--23 yılları.


Yüklə 4,31 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   ...   57




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin