Ve öyle oldu ki bütün bunlar hakimler yönetiminin altmış ikinci yılı sona erdiğinde olmuştu ve Lamanlılar çoğunlukla doğru bir halk olmuşlardı; öyle ki doğrulukları, inançlarındaki sağlamlılık ve kararlılıktan dolayı Nefililer'inkini geçmişti.
2 Çünkü işte Nefililer'in çoğu katı yürekli, pişmanlık duymayan, oldukça kötü insanlar olmuşlardı; öyle ki Tanrı sözünü ve aralarına gelen bütün vaazları ve peygamberlikleri reddediyorlardı.
3 Buna rağmen kilise halkı, Lamanlılar'ın inanca dönmelerinden, evet, aralarında kurulan Tanrı'nın Kilisesi'nden dolayı büyük bir sevinç içindeydiler. Ve birbirleriyle dostluklar kurup birlikte sevindiler; ve büyük bir sevinç yaşıyorlardı.
4 Ve öyle oldu ki Lamanlılar'ın çoğu Zarahemla ülkesine inerek Nefi halkına doğru inancı nasıl bulduklarını açıkladılar ve onları inanca ve tövbeye teşvik ettiler.
5 Evet ve çoğu çok büyük bir güç ve yetkiyle vaaz ettiler; öyle ki Nefililer'in çoğunu alçakgönüllülüğün derinliklerine götürüp Tanrı'nın ve Kuzu'nun alçakgönüllü yandaşları olmalarını sağladılar.
6 Ve öyle oldu ki Lamanlılar'ın birçoğu kuzey ülkesine gitti; ve Nefi ile Lehi de halka vaaz vermek için kuzeydeki ülkeye gittiler. Ve böylece altmış üçüncü yıl sona erdi.
7 Ve işte, bütün ülkede öylesine bir barış hüküm sürdü ki Nefililer gerek Nefililer'in arasında olsun, gerekse Lamanlılar'ın arasında olsun ülkede istedikleri yere gidebiliyorlardı.
8 Ve öyle oldu ki Lamanlılar da gerek Lamanlılar'ın arasında olsun, gerekse Nefililer'in arasında olsun istedikleri yere gidebiliyorlardı; ve böylece birbirleri ile serbestçe görüşebildiler, alıp sattılar ve istedikleri şekilde kazanç sağladılar.
9 Ve öyle oldu ki onlar, hem Lamanlılar hem de Nefililer, oldukça zenginleştiler; ve ülkenin hem güneyinde hem de kuzeyinde oldukça bol altın, gümüş ve her türlü değerli metalleri oldu.
10 Şimdi ülkenin güneyine Lehi ve kuzeyine de Tsedekiya'nın oğlunun adı Mulek verildi; çünkü Rab, Mulek'i ülkenin kuzeyine ve Lehi'yi ülkenin güneyine getirmişti.
11 Ve işte, bu iki ülkede her türlü altın, gümüş ve her türden değerli maden vardı; ve aynı zamanda her çeşit madeni arıtıp işleyen becerikli işçiler vardı; ve bu şekilde zenginleştiler.
12 Hem kuzeyde hem de güneyde bol tahıl yetiştirdiler ve hem kuzeyde hem de güneyde işleri son derece iyi gitti. Ve ülkede çoğalarak son derece güçlendiler. Ve birçok sürüler ve büyükbaş hayvanlar, evet, besili hayvanlar yetiştirdiler.
13 İşte kadınları çok çalıştı, eğirdi ve çıplaklıklarını örtmek için ince dokunmuş ketenden ve her çeşit kumaştan türlü türlü giysiler diktiler. Ve böylece altmış dördüncü yıl huzur içinde geçti.
14 Ve altmış beşinci yılda da büyük sevinç ve barış içinde yaşadılar, evet, gelecekte olacak şeyler hakkında kendilerine birçok şey vaaz edilmiş ve peygamberlikte bulunulmuştu. Ve böylece altmış beşinci yıl geçti.
15 Ve öyle oldu ki hakimler yönetiminin altmış altıncı yılında, işte, Sezoram yargı kürsüsünde otururken bilinmeyen bir el tarafından öldürüldü. Ve öyle oldu ki aynı yıl, halk tarafından onun yerine seçilen oğlu da öldürüldü. Ve altmış altıncı yıl böylece sona erdi.
16 Ve altmış yedinci yılın başında halk tekrar aşırı derecede kötüleşmeye başladı.
17 Çünkü, işte Rab onları dünyanın zenginlikleriyle o kadar uzun bir zaman kutsamıştı ki onları öfkelendirecek, savaşıp kan döktürecek bir sorun çıkmamıştı; bu yüzden yüreklerini zenginliklerine bağlamaya başladılar; evet, birbirlerinden üstün olabilmek için kazanç sağlamanın yollarını aramaya başladılar; bu yüzden, kazanç sağlayabilmek için gizli cinayetler işlemeye, hırsızlık yapmaya ve yağmacılığa başladılar.
18 Ve şimdi işte, bu katiller ve yağmacılar Kişkumen ve Gadiyanton tarafından kurulmuş bir çeteydi. Ve şimdi öyle olmuştu ki Nefililer'in arasında bile Gadiyanton'un çetesine ait birçok kişi bulunuyordu. Fakat işte, Lamanlılar'ın kötüleri arasında sayıları daha çoktu. Ve onlara Gadiyanton eşkıyaları ve katilleri denildi.
19 Ve başhakim Sezoram'ı ve oğlunu yargı kürsüsünde öldürenler onlardı; ve işte, ele geçirilememişlerdi.
20 Ve şimdi öyle oldu ki Lamanlılar aralarında eşkıyalar olduğunu öğrendikleri zaman çok üzüldüler; ve onların kökünü kazımak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar.
21 Fakat işte, şeytan Nefililer'in çoğunun yüreklerini öyle kışkırttı ki onlar bu eşkıya çeteleriyle birleştiler ve bulunabilecekleri her türlü güç durumda birbirlerini koruyup kollayacaklarına ve ceza çekmeden cinayet işleyip, yağmacılık ve hırsızlık yapacaklarına dair yemin ederek bu eşkıyalarla antlaşma yaptılar.
22 Ve öyle oldu ki onların işaretleri, evet, gizli işaretleri ve gizli sözleri vardı; ve bunu antlaşmaya girmiş bir kardeşi ayırt edebilmek için yapıyorlardı; bu şekilde kardeşlerden biri ne kötülük yaparsa yapsın, ona kardeşleri ve antlaşmaya girmiş olan çete üyeleri tarafından bir zarar gelmeyecekti.
23 Ve böylece cinayet işleyebildiler ve yağma edebildiler ve çalabildiler ve fuhuş yapabildiler ve ülkelerinin ve ayrıca Tanrı'larının yasalarına karşı her türlü kötülüğü yapabildiler.
24 Ve çetelerine bağlı olanlardan kim olursa olsun onların kötülüklerini ve iğrençliklerini başkalarına açıklayacak olursa, yargılanacaktı; fakat bu yargılama ülkelerinin yasalarına göre değil, Gadiyanton ve Kişkumen tarafından verilen kendi kötülüklerinin yasalarına göre olacaktı.
25 Şimdi işte Alma'nın, halkın yıkımına yol açacağından korktuğu için oğluna ortaya çıkarılmamalarını emrettiği gizli yeminler ve antlaşmalar bunlardır.
26 Şimdi işte, bu gizli yeminler ve antlaşmalar Gadiyanton'a, Helaman'a teslim edilen kayıtlardan gelmedi; fakat işte, bunlar ilk anne ve babamızı yasak meyveyi yemeleri için kandıran o aynı varlık tarafından Gadiyanton'un kalbine konuldu.
27 Evet, Kain'e, eğer kardeşi Habil'i öldürürse bundan kimsenin haberi olmayacağını söyleyip onunla gizli plan kuran bu aynı varlıktı. Ve bu varlık, o zamandan beri Kain'le ve onun takipçileriyle birlikte planlarına devam etmektedir.
28 Ve aynı şekilde cennete ulaşabilecekleri kadar yüksek bir kule yapmayı insanların kalplerine koyan yine bu aynı varlıktır. Ve o kuleden bu ülkeye gelen halkı aldatan, karanlık işleri ve iğrençlikleri ülkenin her tarafına yayarak halkı tam bir yıkıma ve sonsuz bir cehenneme sürükleyen aynı varlıktır.
29 Evet, Gadiyanton'un kalbine bu karanlık işleri ve gizli cinayetleri sürdürmeyi koyan o aynı varlıktır; ve o, bunları insanlığın başlangıcından bu güne kadar yapmıştır.
30 Ve işte bütün günahların yaratıcısı odur. Ve işte, bu varlık insançocuklarının kalplerini etkileyebildiği sürece karanlık işlerini ve gizli cinayetlerini sürdürüp onların gizli planlarını ve yeminlerini ve antlaşmalarını ve korkunç kötülük planlarını nesilden nesle devreder.
31 Ve şimdi işte, Nefililer'in yüreklerini de kötü bir şekilde etkilemişti, evet, öyle etkilemişti ki Nefililer son derece kötü oldular; evet, çoğu doğruluk yolunu terk ederek, Tanrı'nın emirlerini ayakları altında çiğnediler ve kendi yollarına dönüp kendi altın ve gümüşlerinden kendileri için putlar yaptılar.
32 Ve öyle oldu ki bütün bu kötülüklerin onlara gelmesi yalnızca birkaç yıl sürdü; öyle ki bu kötülüklerin çoğu onlara Nefi halkı üzerindeki hakimler yönetiminin altmış yedinci yılında geldi.
33 Ve Nefililer'in kötülükleri altmış sekizinci yılda da artmaya devam etti; bu kötülükler yüzünden doğrular büyük acı ve üzüntü çektiler.
34 Ve böylece Nefililer'in yavaş yavaş inançlarını kaybetmeye başladıklarını ve kötülük ve iğrençlikte ilerlediklerini, diğer yandan Lamanlılar'ın Tanrı'larının bilgisinde giderek büyüdüklerini görüyoruz; evet, O'nun yasalarını ve emirlerini tutmaya başladılar ve O'nun önünde doğru ve dürüst bir şekilde yürümeye başladılar.
35 Ve böylece Rab'bin Ruhu'nun kötülüklerinden ve yüreklerinin katılığından dolayı Nefililer'den geri çekilmeye başladığını görüyoruz.
36 Ve böylece Rab'bin kolaylık gösterdikleri sözlerine inanmak istedikleri için Ruhu'nu Lamanlılar'ın üzerine dökmeye başladığını görüyoruz.
37 Ve öyle oldu ki Lamanlılar, Gadiyanton eşkıyalarının çetesinin peşini bırakmadılar; ve Tanrı'nın sözünü eşkıyaların en kötü olanlarının arasında vaaz ettiler; sonuçta bu eşkıya çetesi Lamanlılar'ın arasında tamamen yok edildi.
38 Ve öyle oldu ki diğer yandan Nefililer, eşkıyaların en kötülerinden başlayarak onları Nefili ülkesinin her tarafına yayılana kadar yüreklendirip desteklediler ve doğruların çoğunluğunu kandırıp onları karanlık işlerine inandırdılar ve ganimetlerini onlarla paylaşıp onları gizli cinayetlerine ve çetelerine ortak ettiler.
39 Ve böylece hükümetin bütün yönetimini ellerine geçirdiler; öyle ki yoksulları, yumuşak huylu insanları ve Tanrı'nın alçakgönüllü yandaşlarını ayakları altında ezdiler, vurup kırarak onlara sırt çevirdiler.
40 Ve böylece onların korkunç bir durumda olduklarını ve sonsuz bir yıkıma hazırlandıklarını görüyoruz.
41 Ve öyle oldu ki Nefi halkı üzerindeki hakimler yönetiminin altmış sekizinci yılı böylece sona erdi.
Helaman'in Oğlu Nefİ'nİn Peygamberlİğİ---Tanrı, Nefi halkını öfkesiyle yoklayacağını ve eğer kötülüklerinden tövbe etmezlerse onları tamamen yok edeceği tehdidinde bulunur. Tanrı, Nefi halkını salgın hastalıklarla vurur; halk tövbe ederek O'na döner. Lamanlı Samuel, Nefililer'e peygamberlikte bulunur.
7. Bölüm'ün başından 16. Bölüm'ün sonuna kadar.
7. BÖLÜM
Nefi kuzeyde kabul edilmez ve Zarahemla'ya geri döner---Bahçesindeki kulede dua eder ve daha sonra halkı tövbe etmeye ya da mahvolmaya çağırır. m.ö. tahminen 23--21 yılları.
İşte şimdi, öyle oldu ki Nefi halkı üzerindeki hakimler yönetiminin altmış dokuzuncu yılında, Helaman'ın oğlu Nefi kuzeydeki ülkeden Zarahemla ülkesine döndü.
2 Çünkü kuzey ülkesindeki halkın arasına gidip Tanrı'nın sözünü onlara vaaz etmiş ve onlara birçok peygamberlikte bulunmuştu.
3 Ve onun bütün sözlerini öyle reddetmişlerdi ki onların arasında kalması mümkün değildi; tekrar doğduğu ülkeye geri döndü.
4 Ve halkın işlediği kötülükler yüzünden durumlarının çok kötü olduğunu ve Gadiyanton eşkıyalarının yargı kürsülerini ele geçirdiğı gördü---yurdun gücünü ve yetkisini zorla ellerine geçirmişlerdi; Tanrı'nın emirlerini bir yana atıp O'nun önünde doğru hiçbir şey yapmıyorlardı; insançocuklarına haklarını vermiyorlardı.
5 Doğruları doğruluklarından dolayı mahkum ediyorlar, suçluları ve kötüleri ise paraları olduğu için cezasız bırakıyorlardı; ve üstelik bu kişilere hükümetin baş makamlarında görev verip kendi isteklerine göre hüküm sürmelerine ve hareket etmelerine izin veriyorlardı; bu yoldan kazanç sağlayıp dünyanın övgüsünü kazanmak, üstelik daha kolay bir şekilde zina işlemek, çalıp öldürmek ve kendi istedikleri şekilde hareket etmek istiyorlardı.
6 Şimdi bu büyük kötülük Nefililer'e birkaç yıl içinde gelmişti; ve Nefi bunu gördüğü zaman, göğsünün altında yatan kalbi üzüntüyle doldu ve ruhunun acısı içinde şöyle haykırdı:
7 Ah, keşke atam Nefi'nin Yeruşalem ülkesinden çıktığı günlerde yaşasaydım, o zaman onunla birlikte bu vaadedilen diyarda sevinirdim; o zamanlar, onun halkı bir şey rica edildiğinde hemen yapar, Tanrı'nın emirlerini sıkı bir şekilde tutarlardı; ve kötülüğe kolay kolay sarılmaz ve Rab'bin sözlerine çabuk kulak verirlerdi.
8 Evet, eğer o günlerde yaşayabilseydim, o zaman kardeşlerimin doğruluğundan dolayı ruhum sevinç duyardı.
9 Fakat işte, bu günlerde yaşamak için gönderildim ve ruhum, kardeşlerimin bu kötülükleri yüzünden acıyla dolacak.
10 Ve işte, şimdi öyle oldu ki bu, Nefi'nin bahçesindeki kulenin üzerinde geçiyordu. Bu kule, Zarahemla şehrindeki büyük pazara giden anayolun yakınındaydı; bu yüzden Nefi, bahçesindeki kulenin üzerinde diz çökmüştü; bu kule anayola açılan bahçe kapısının yanındaydı.
11 Ve öyle oldu ki yoldan geçen bazı kimseler kulenin üzerinde Tanrı'ya içini döken Nefi'yi gördüler ve koşup halka gördüklerini anlattılar; ve halk da kendi kötülükleri yüzünden bu kadar büyük yas tutmanın nedenini öğrenmek için kalabalık halde toplanıp geldi.
12 Ve şimdi, Nefi ayağa kalktığında büyük bir kalabalığın toplanmış olduğunu gördü.
13 Ve öyle oldu ki ağzını açıp onlara şöyle dedi: İşte, buraya niçin toplandınız? Size kötülüklerinizi anlatayım diye mi?
14 Evet, kötülüklerinizden dolayı yüreğim kan ağladığından, Tanrıma içimi dökmek üzere kuleme çıktım diye mi buraya toplandınız!
15 Ve ağlayıp feryat ettiğim için buraya toplanmış hayret ediyorsunuz; evet ve hayret etmekte çok haklısınız; evet, hayret etmeniz de gerekir, zira şeytanın yüreklerinize sımsıkı yapışmasına izin vermişsiniz.
16 Evet, ruhlarınızı sonsuz sefalete ve sonsuz dertlere savurmaya çalışanın sizi kandırmasına nasıl izin verdiniz?
17 Ah, tövbe edin, tövbe edin! Neden ölmek istiyorsunuz? Dönün! Tanrınız Rab'be dönün! O sizi neden terk etti?
18 Çünkü yüreklerinizi sertleştirdiniz; evet, iyi çobanın sesine kulak vermek istemiyorsunuz; evet, O'nu size karşı öfkelenmesi için tahrik ettiniz.
19 Ve işte, eğer tövbe etmezseniz, sizi toplamak yerine, işte sizi darmadağın edecektir; öyle ki köpeklere ve vahşi hayvanlara yem olacaksınız.
20 Ah, nasıl olur da Tanrınızı, sizi kurtardığı aynı günde unutabiliyorsunuz?
21 Fakat, işte bunu kazanç sağlamak için, insanlar tarafından övülmek için, evet, ve altın ve gümüş sağlamak için yaptınız. Ve sizler yüreklerinizi zenginliklere ve bu dünyanın boş şeylerine vermişsiniz; bunlar için cinayet işliyorsunuz ve yağmalıyorsunuz ve hırsızlık yapıyorsunuz ve komşunuza karşı yalan tanıklık ediyorsunuz ve her türlü kötülükleri yapıyorsunuz.
22 Ve bu nedenle, eğer tövbe etmezseniz başınıza felaketler gelecek. Çünkü tövbe etmezseniz, işte bu büyük şehir ve ülkemizde bulunan çevredeki büyük şehirlerin hepsi elinizden alınacaktır; öyle ki yeriniz yurdunuz kalmayacaktır; çünkü işte Rab size bugüne kadar olduğu gibi düşmanlarınıza karşı koyacak gücü vermeyecektir.
23 Çünkü, işte Rab şöyle diyor: Kötülere gücümü göstermeyeceğim, ne birine ne de ötekine!
Sadece günahlarından tövbe edip sözlerime kulak verenlere gücümü göstereceğim. Şimdi bu yüzden anlamanızı diliyorum ki kardeşlerim, tövbe etmezseniz Lamanlılar sizden daha iyi durumda olacaklar.
24 Çünkü işte, onlar sizden daha doğru insanlar, çünkü onlar sizin almış olduğunuz büyük bilgiye karşı günah işlemediler; bunun için Rab onlara karşı merhametli olacak; evet, onların ömürlerini uzatıp soyunu çoğaltacak; sizler ise tövbe etmezseniz, tamamen yok olacaksınız.
25 Evet, aranıza gelen bu büyük iğrençlikten dolayı vay halinize! Ve Gadiyanton tarafından kurulan çeteyle, evet, o gizli çeteyle birleşmişsiniz!
26 Evet, çok aşırı zenginlikleriniz yüzünden sizi gereğinden fazla yükselten, yüreklerinize girmesine izin verdiğiniz gururdan dolayı başınıza felaketler gelecek.
27 Evet, kötülükleriniz ve iğrençliklerinizden dolayı vay halinize!
28 Ve tövbe etmezseniz, mahvolacaksınız; evet, topraklarınız bile elinizden alınacak ve yeryüzünden silinip atılacaksınız.
29 İşte şimdi, bunların olacağını ben kendimden söylemiyorum; çünkü bunları ben kendimden bilmiyorum; fakat işte, bunların doğru olduğunu biliyorum, çünkü Rab Tanrı bana bu şeylerin doğru olduğunu bildirdi; bu yüzden bunların olacağına tanıklık ederim.
8. BÖLÜM
Rüşvetçi hakimler, halkı Nefi'ye karşı kışkırtmaya çalışır---İbrahim, Musa, Zenos, Zenok, Eziyas, İşaya, Yeremya, Lehi ve Nefi, onların hepsi Mesih'e tanıklık ettiler---Nefi, Tanrı'dan esinlenerek başhakimin öldürüldüğünü bildirir. m.ö. tahminen 23--21 yılları.
Ve öyle oldu ki Nefi, bu sözleri söylediğinde, işte orada hem hakim olan hem de Gadiyanton'un gizli çetesine üye olan kimseler vardı; ve onlar öfkelenerek Nefi'ye bağırdılar ve halka şöyle dediler: Niçin bu adamı yakalayıp işlediği suça göre cezalandırılması için onu buraya getirmiyorsunuz?
2 Niçin bu adamın suratına bakıp onun bu halka ve yasalarımıza karşı hakaret etmesine izin veriyorsunuz?
3 Çünkü işte, Nefi onlara yasalarının ne kadar yozlaştığını söylemişti; evet, Nefi yazılamayan birçok şey söyledi; ama Tanrı'nın emirlerine karşı hiçbir şey söylemedi.
4 Ve bu hakimler ona kızmıştı, çünkü Nefi onların karanlık dolu gizli işlerini açıkça yüzlerine vurmuştu; ancak ona el sürmeye cesaret edemediler; çünkü halkın kendilerine karşı ses çıkarmasından korkuyorlardı.
5 Bu yüzden halka seslenerek: ANiçin bu adamın bize karşı hakaret etmesine izin veriyorsunuz? Çünkü işte, bu adam bütün bu halkı yok olmaya mahkum ediyor; evet ve ayrıca bu büyük şehirlerimizin elimizden alınacağını ve gidecek bir yerimizin kalmayacağını söylüyor!@ dediler.
6 Ve şimdi, biz bunun mümkün olmadığını biliyoruz; çünkü işte, biz güçlüyüz ve şehirlerimiz de büyüktür; bu yüzden düşmanlarımızın üzerimizde hiçbir güçleri olamaz.
7 Ve öyle oldu ki onlar halkı bu şekilde kışkırtarak Nefi'ye karşı öfkelendirdiler ve aralarında karışıklıklar çıkarttılar. Çünkü bazıları: ABu adamı rahat bırakın, çünkü o iyi bir adamdır; ve eğer tövbe etmezsek, onun söylediği bu şeyler kesinlikle olacaktır!@ diye bağırıyordu;
8 Evet işte, onun bize karşı tanıklık ettiği bütün yargılar başımıza gelecektir; çünkü onun kötülüklerimizle ilgili olarak doğru tanıklık ettiğini biliyoruz. Ve işte, bizim kötülüklerimiz çoktur! Ve bu adam kötülüklerimizi bildiği gibi başımıza nelerin geleceğini de biliyor;
9 Evet ve işte, o bir peygamber olmasaydı, bu şeyler hakkında tanıklık edemezdi.
10 Ve öyle oldu ki Nefi'yi öldürmeye çalışanlar korkularından mecbur kalarak, Nefi'ye el uzatamadılar; bu yüzden Nefi, bazılarının gözüne girdiğini görünce tekrar onlara konuşmaya başladı; geri kalanlar ise korkuyordu.
11 Bu yüzden onlarla biraz daha konuşmaya zorlanarak şöyle dedi: İşte kardeşlerim, Tanrı'nın bir insana, hatta Musa'ya Kızıldeniz'in sularına vurması için güç verdiğini ve suların o yana ve bu yana ayrıldığını, sonuçta atalarımız İsrailliler'in kuru zemin üzerinden karşıya geçtiklerini ve suların Mısır ordularını örterek onları yuttuğunu okumadınız mı?
12 Ve şimdi işte, Tanrı bu adama bu kadar güç vermişse, o zaman aranızda niçin tartışıyor ve O'nun tövbe etmediğiniz zaman başınıza gelecek olan yargıları bilebilme gücünü bana vermediğini söylüyorsunuz?
13 Fakat, işte sizler yalnızca benim sözlerimi inkâr etmekle kalmıyorsunuz, ama aynı zamanda atalarımız tarafından söylenmiş olan sözlerin hepsini de ve ayrıca kendisine büyük güç verilmiş olan bu adam tarafından, Musa tarafından söylenilen sözleri de, evet, Mesih'in gelişi hakkında onun söylediği sözleri de inkâr ediyorsunuz.
14 Evet, Musa, Tanrı'nın Oğlu'nun geleceğine dair tanıklık etmedi mi? Ve Musa'nın çölde pirinçten yılanı kaldırdığı gibi, gelecek olan da böyle kaldırılacaktır.
15 Ve o yılana bakanların yaşayacakları gibi, aynı şekilde Tanrı'nın Oğlu'na imanla bakarak tövbekâr ruhlu olanlar da yaşayacaklar, hatta sonsuz yaşama kavuşacaklardır.
16 Ve şimdi işte, bu şeyleri yalnız Musa değil, aynı zamanda onun zamanından İbrahim'in zamanına kadar olan bütün kutsal peygamberler de tanıklık etmişlerdir.
17 Evet ve işte, İbrahim O'nun gelişini gördü ve mutlulukla dolarak sevindi.
18 Evet ve işte size derim ki bunları bilen yalnızca İbrahim değildi; fakat İbrahim'in zamanından önce de Tanrı'nın düzenine göre, evet, hatta Tanrı'nın Oğlu'nun düzenine göre çağrılan birçokları vardı; ve bu, fidye ile kurtuluşun kendilerine geleceğini, O'nun gelişinden binlerce yıl önce halk görsün diye oldu.
19 Ve şimdi İbrahim'in zamanından beri bu şeylere tanıklık eden birçok peygamberin geldiğini bilmenizi isterim; evet işte, Zenos peygamber cesur bir şekilde bunlara tanıklık etti; bu yüzden de öldürüldü.
20 Ve işte, Zenok ve Eziyas ve İşaya ve Yeremya da (Yeremya, Yeruşalem'in yıkılacağına tanıklık eden aynı peygamberdir) tanıklık ettiler ve şimdi biliyoruz ki Yeruşalem, Yeremya'nın söylediği gibi yıkıldı. O halde niçin Tanrı'nın Oğlu, onun peygamberlik ettiği gibi gelmesin?
21 Ve şimdi Yeruşalem'in yıkıldığı konusunda tartışacak mısınız? Mulek dışında, Tsedekiya'nın oğullarının öldürülmediğini mi söyleyeceksiniz? Evet ve Tsedekiya'nın soyunun bizimle birlikte olduğunu ve onların Yeruşalem ülkesinden sürüldüğünü görmüyor musunuz? Fakat işte, hepsi bu kadar değil;
22 Atamız Lehi bu şeylere tanıklık ettiği için Yeruşalem'den sürüldü. Nefi ile birlikte atalarımızın hemen hemen hepsi bugüne kadar bu şeylere tanıklık ettiler; evet, onlar Mesih'in gelişini dört gözle beklediler ve buna tanıklık ettiler ve O'nun geleceği günde sevinç buldular.
23 Ve işte O, Tanrı'dır ve onlarla birliktedir ve kendisini onlara göstermiştir; öyle ki onlar O'nun tarafından fidye ile kurtarılmıştır; ve gelecek olandan dolayı, onlar O'nu yüceltmişlerdir.
24 Ve şimdi, sizler bunları bildiğinize göre ve yalan söylemeksizin bunları inkâr edemeyeceğinize göre, bu yüzden bu konuda günah işlediniz; çünkü size verilen onca kanıtlara rağmen, bütün bunları reddettiniz; evet, sizler bunların doğru olduğuna dair her şeyi, hem gökteki hem de yerdeki her şeyi kanıt olarak gördünüz.
25 Fakat işte, sizler gerçekleri inkâr ederek kutsal Tanrınıza karşı isyan ettiniz; ve bu gün bile kendinize cennette hazineler biriktirmek yerine, ki orada hiçbir şey çürümez ve kirli hiçbir şey oraya giremez, kendinize yargı günü için öfke biriktiriyorsunuz.
26 Evet hatta, bu gün bile cinayetleriniz, cinsel ahlâksızlıklarınız ve kötülükleriniz yüzünden sonsuz yıkıma hazırlanıyorsunuz; evet ve tövbe etmezseniz, bu yıkım yakında size gelecektir.
27 Evet, işte şimdiden kapınıza kadar gelip dayanmıştır; evet, yargı kürsüsüne gidip bakın! Ve işte, hakiminiz öldürülmüş, kanlar içinde yatıyor; ve onu yargı kürsüsüne geçmek isteyen kardeşi öldürmüştür.
28 Ve işte, her ikisi de sizin gizli çetenizin üyeleridir, kurucuları ise Gadiyanton ile insanların ruhlarını yok etmeye çalışan o uğursuzdur.
9. BÖLÜM
Haberciler başhakimi yargı kürsüsünde ölü bulurlar---Hapse atılıp daha sonra serbest bırakılırlar---Nefi, Tanrı'dan esinlenerek Seantum'un katil olduğunu kanıtlar--- Bazıları Nefi'yi peygamber olarak kabul eder. m.ö. tahminen 23--21 yılları.
İşte şimdi, öyle oldu ki Nefi bu sözleri söylediğinde, aralarından bazıları yargı kürsüsüne doğru koştu; evet, gidenler hatta beş kişiydi ve yolda giderken kendi aralarında şöyle dediler:
2 İşte, şimdi bu adamın peygamber olup olmadığını ve Tanrı'nın böylesine şaşılacak şeyleri bize peygamberlik etmesi için ona emir verip vermediğini kesinlikle göreceğiz. İşte, Tanrı'nın böyle bir şey yaptığına inanmıyoruz; evet, onun peygamber olduğuna inanmıyoruz; ancak onun başhakim hakkında söyledikleri doğruysa, yani başhakim ölüyse, o zaman söylediği diğer sözlerin de doğru olduğuna inanacağız.
3 Ve öyle oldu ki var güçleriyle koşup yargı kürsüsüne geldiler; ve işte başhakim yere düşmüş kanlar içinde yatıyordu.
4 Ve şimdi işte, bunu gördüklerinde öyle afalladılar ki yere düştüler; çünkü Nefi'nin başhakimle ilgili söylediği sözlere inanmamışlardı.
5 Fakat şimdi, kendi gözleriyle gördükten sonra inandılar ve Nefi'nin halkın üzerine geleceğini söylediği bütün yargıları düşünerek korktular; bu yüzden korkudan titreyerek yere düştüler.
6 Şimdi hakim öldürüldükten hemen sonra, hakimi kılık değiştiren kardeşi gizlice bıçaklayıp kaçmıştı; ve hizmetkârlar koşup cinayet haberini halkın arasında çığlıklar atarak onlara bildirdiler.
7 Ve işte halk yargı kürsüsünün olduğu yerde toplandı; ve işte şaşkın şaşkın bakarlarken yere yığılmış olan beş adamı gördüler.
8 Ve şimdi işte, buradaki halkın Nefi'nin bahçesinde toplanan kalabalıktan haberleri yoktu; bu yüzden kendi aralarında şöyle dediler: Hakimi bu adamlar öldürmüş olmalı ve Tanrı da elimizden kaçmasınlar diye onları çarpmış!
9 Ve öyle oldu ki onları tutup bağladılar ve hapse attılar. Ve hakimin öldürüldüğüne ve katillerinin yakalanıp hapse atıldığına dair her yere bir duyuru gönderildi.
10 Ve öyle oldu ki ertesi gün, halk öldürülen büyük başhakimin cenaze töreninde yas tutup oruç tutmak için bir araya toplandı.
11 Ve böylece Nefi'nin bahçesinde bulunan ve onun sözlerini dinleyen hakimler de cenaze töreninde bir araya gelmişlerdi.
Dostları ilə paylaş: |