12 Ve öyle oldu ki bütün gün var gücüyle Rab'be yakardı ve işte, Rab'bin sesi ona gelerek şöyle dedi:
13 Başını kaldır ve sevin; çünkü işte zaman geldi, işaret bu gece verilecek ve Ben, yarın onlara kutsal peygamberlerimin ağzıyla bildirdiğim her şeyi yerine getireceğimi dünyaya göstermek üzere dünyaya geleceğim.
14 İşte Ben, insançocuklarına dünyanın kuruluşundan beri bildirdiğim her şeyi ve hem Baba'nın hem de Oğul'un isteğini---Baba'nın isteğini kendimden dolayı, Oğul'un isteğini ise kendi bedenimden dolayı---yerine getirmek için kendiminkilere geliyorum. Ve işte zaman geldi ve işaret bu gece verilecek.
15 Ve öyle oldu ki Nefi'ye gelen bu sözler bildirildiği şekilde gerçekleşti; çünkü işte, güneş battığında karanlık olmadı; ve gece geldiğinde de karanlık olmadığından halk şaşırmaya başladı.
16 Ve peygamberlerin sözlerine inanmamış olan pek çokları ölü gibi yere serildiler; çünkü peygamberlerin sözlerine inananlar için düzenlemiş oldukları büyük yıkım planının bozguna uğradığını gördüler; çünkü önceden verilmiş olan işaret artık gelmişti.
17 Ve Tanrı'nın Oğlu'nun yakında görüneceğini anlamaya başladılar; evet, kısacası batıdan doğuya, hem kuzey ülkesinde, hem de güney ülkesinde olan yeryüzündeki bütün insanlar o kadar hayrete düştüler ki yere kapandılar.
18 Çünkü onlar peygamberlerin bunlara uzun yıllar tanıklık ettiklerini ve verilen işaretin artık gerçekleşmiş olduğunu biliyorlardı; ve kötülüklerinden ve inançsızlıklarından dolayı korkmaya başladılar.
19 Ve öyle oldu ki bütün o gece hiç karanlık olmadı; tersine ortalık sanki öğle vakti gibi aydınlıktı. Ve öyle oldu ki güneş sabahleyin yine kendine özgü düzenine göre doğdu ve onlar önceden verilmiş olan işarete göre bu günün Rab'bin doğacağı gün olduğunu bildiler.
20 Ve öyle olmuştu ki, evet, her şey en küçük ayrıntısına kadar peygamberlerin dediği gibi olmuştu.
21 Ve ayrıca öyle oldu ki bildirildiği şekilde yeni bir yıldız göründü.
22 Ve öyle oldu ki şeytan, halkın görmüş olduğu bu işaretlere ve mucizelere inanmamaları ve yüreklerini katılaştırmaları için bundan böyle onların aralarına yalanlar göndermeye başladı; fakat bu yalanlara ve aldatmacalara rağmen halkın büyük bir bölümü iman edip Rab'be döndü.
23 Ve öyle oldu ki Nefi ve daha birçokları halkın arasına girerek tövbe için vaftiz ettiler; bunun sayesinde çok günahlar bağışlandı. Ve böylece halk ülkede tekrar huzur bulmaya başladı.
24 Ve artık çekişme kalmamıştı, ancak bazı kimseler Musa yasasına uymanın bundan böyle gerekli olmadığını kutsal yazılarla kanıtlamaya çalışarak vaaz vermeye başladılar. Şimdi onlar kutsal yazıları anlamadıklarından bu konuda yanılıyorlardı.
25 Fakat öyle oldu ki onlar kısa zamanda doğru inanca dönerek hatalarını kabul ettiler; çünkü yasanın henüz tamamlanmadığı, ama her zerresinin tamamlanacağı kendilerine bildirildi; evet, Musa yasasının tamamlanması gerekeceğine dair onlara söz geldi; evet, her şey tamamlanıncaya kadar hiçbir harf ya da nokta eksilmeyecekti; bu yüzden bu aynı yılda onlara hataları gösterildi; onlar da hatalarını kabul ettiler.
26 Ve böylece doksan ikinci yıl bütün kutsal peygamberlerin peygamberlik sözlerine göre yerine gelmiş olan işaretlerden dolayı halka müjdeler getirerek geçti.
27 Ve öyle oldu ki dağlarda yaşayan ve ülkeye zarar veren Gadiyanton eşkıyalarının dışında doksan üçüncü yıl da huzur içinde geçti; sığındıkları ve gizlendikleri yerler çok kuvvetli olduğundan halk onlarla baş edemiyordu; bu yüzden onlar halkın arasında birçok cinayet işleyip birçok insanı acımasızca öldürdüler.
28 Ve öyle oldu ki doksan dördüncü yılda bu eşkıyalar büyük ölçüde çoğalmaya başladı; çünkü Nefililer'in arasından birçok bölücü onların yanına kaçmıştı; bu durum ülkede kalan Nefililer'e büyük üzüntü veriyordu.
29 Ve Lamanlılar'ın arasında da büyük bir üzüntü kaynağı vardı; çünkü işte, onların yıllar geçip de büyüyüp kuvvetlenmeye başlayan çocukları kendi başlarını alıp, bazı Zoramlılar'ın yalanlarına ve pohpohlayıcı sözlerine kanarak bu Gadiyanton eşkıyalarına katılmışlardı.
30 Ve böylece Lamanlılar da sıkıntı içindeydiler ve yükselen yeni neslin işlediği kötülükler yüzünden inançları ve doğrulukları azalmaya başlamıştı.
2. BÖLÜM
Halkın arasındaki kötülük ve iğrençlikler artarNefililer ve Lamanlılar, Gadiyanton eşkıyalarına karşı kendilerini korumak amacıyla birleşirlerİnanca dönen Lamanlılar'ın tenleri beyazlaşır ve Nefili adını alırlar. m.s. tahminen 5--16 yılları.
Ve öyle oldu ki doksan beşinci yıl da böyle geçip gitti ve halk duyduğu işaret ve mucizeleri unutmaya, gökten gelen bir işaret ya da mucize karşısında daha az şaşırmaya başladı; öyle ki yürekleri katılaşmaya ve zihinleri körleşmeye başladı; ve görüp duymuş oldukları hiçbir şeye inanmamaya başladılar.
2 Yüreklerinden birtakım boş şeyleri hayal ederek bütün bunların insanlar tarafından ve şeytanın gücüyle insanların yüreklerini kandırıp doğru yoldan saptırmak için gerçekleştirildiğini düşünüyorlardı; ve böylece şeytan, halkın yüreğini yeniden ele geçirmişti; öyle ki halkın gözlerini kör edip onları Mesih öğretisinin boş ve aptalca olduğuna inanmaya sürükledi.
3 Ve öyle oldu ki halkın yaptığı kötülük ve iğrençlikler giderek artmaya başladı; ve daha başka bir işaretin ya da mucizenin olacağına inanmıyorlardı; ve şeytan gittiği her yerde yürekleri saptırıyor, halkı ayartarak ülkede büyük kötülükler yapmalarına neden oluyordu.
4 Ve doksan altıncı yıl ve ayrıca doksan yedinci yıl ve ayrıca doksan sekizinci yıl ve ayrıca doksan dokuzuncu yıl böyle geçti.
5 Ve aynı zamanda Mosiya'nın Nefi halkının kralı olduğu zamandan bu yana yüz yıl geçmişti.
6 Ve Lehi, Yeruşalem'den ayrıldıktan sonra altı yüz dokuz yıl geçmişti.
7 Ve Mesih'in dünyaya geleceğine dair peygamberler tarafından konuşulan işaretin verilmesinin üzerinden dokuz yıl geçmişti.
8 Şimdi Nefililer zamanlarını işaretin verildiği bu andan, yani Mesih'in gelişinden itibaren hesaplamaya başladılar; dolayısıyla dokuz yıl geçmişti.
9 Ve kayıtların sorumluluğunu alan Nefi'nin babası Nefi, Zarahemla ülkesine geri dönmedi ve ülkenin hiçbir yerinde de izine rastlanılmadı.
10 Ve öyle oldu ki onların arasına gönderilen onca vaaz ve peygamberliğe rağmen halk yine de kötülüklerinden vazgeçmiyordu; ve onuncu yıl da böylece geçti; ve on birinci yıl da kötülük içinde geçti.
11 Ve öyle oldu ki on üçüncü yılda ülkenin her tarafında savaşlar ve çekişmeler çıkmaya başladı; çünkü Gadiyanton eşkıyalarının sayıları o kadar çok artmıştı ki ve onlar o kadar çok insanı öldürmüşler, o kadar çok şehri yakıp yıkmışlar ve ülkenin her yanında o kadar çok ölüm ve katliam saçmışlardı ki bütün halkın, hem Nefililer'in hem de Lamanlılar'ın onlara karşı silaha sarılmaları gerekmişti.
12 Bu yüzden Rab'be dönmüş olan bütün Lamanlılar, kardeşleri Nefililer'le birleşip kendi canlarının, eşlerinin ve çocuklarının güvenliği için, evet ve ayrıca kendi haklarını, kendi kilise ve ibadet etme ayrıcalıklarını ve kendi özgürlüklerini ve hürriyetlerini korumak için bu Gadiyanton eşkıyalarına karşı silaha sarılmak zorunda kaldılar.
13 Ve öyle oldu ki büyük bir vahşete dönüşen bu savaş yüzünden Nefililer, bu on üçüncü yıl bitmeden önce tamamıyla yok olma tehlikesi geçirdiler.
14 Ve öyle oldu ki Nefililer ile birleşen bu Lamanlılar Nefililer'in arasında sayıldı.
15 Ve üzerlerindeki lanet kaldırıldı ve tenleri Nefililer'inki gibi beyazlaştı.
16 Ve onların delikanlıları son derece yakışıklı, kızları da son derece güzel oldular ve Nefililer'in arasında sayılıp Nefili adını aldılar. Ve on üçüncü yıl böylece sona erdi.
17 Ve öyle oldu ki on dördüncü yılın başlangıcında Nefi halkıyla eşkıyalar arasında çıkan savaş devam ederek oldukça şiddetlendi; ancak Nefi halkı eşkıyalara karşı bazı üstünlükler sağladı; öyle ki onları topraklarından dağlara ve gizli yerlerine sürdüler.
18 Ve on dördüncü yıl böylece sona erdi. Ve eşkıyalar on beşinci yılda Nefi halkına karşı saldırıya geçtiler; ve Nefi halkının kötülükleri ve aralarında sürüp giden anlaşmazlık ve çekişmeler nedeniyle Gadiyanton eşkıyaları onlara karşı büyük üstünlük sağladı.
19 Ve on beşinci yıl böylece sona erdi; ve halkın durumu böyle derin acılar içindeydi; ve yıkım kılıcı üzerlerinde asılı duruyordu ki her an bu kılıçla vurulma tehlikesi içindeydiler ve bu olursa, kötülükleri yüzünden olacaktı.
3. BÖLÜM
Gadiyanton reisi Gidiyanhi, Lakoneyus'un ve Nefililer'in teslim olmalarını ve topraklarını teslim etmelerini isterLakoneyus Gidgidoni'yi orduların başkomutanı olarak atarNefililer kendilerini savunmak amacıyla Zarahemla ve Bolluk şehirlerinde toplanırlar. m.s. tahminen 16--18 yılları.
Ve şimdi öyle oldu ki Mesih'in gelişinin on altıncı yılında ülkenin valisi Lakoneyus, bu eşkıya çetesinin reisi ve valisinden bir mektup aldı; ve şu sözler yazılıydı ve şöyle diyordu:
2 Ey ülkenin baş valisi soylu Lakoneyus! İşte sana yazdığım bu mektupla özgürlüğünüz ve hakkınız saydığınız değerleri korumak için gösterdiğin ve halkının da gösterdiği kararlılıktan dolayı seni gerçekten çok övmek isterim; evet, özgürlüğünüzü, malınızı mülkünüzü ve vatanınızı ya da böyle adlandırdığınız şeyleri savunurken sanki bir tanrının eli sizleri destekliyormuş gibi şimdilik iyi dayanıyorsunuz.
3 Ve ey soylu Lakoneyus, emrim altındaki onca kahraman askerlerimle baş edebileceğini sanıyorsan, bu boş düşüncen ve akılsızlığından dolayı sana acıyorum. Onlar şimdi şu an silahları elinde gidin Nefililer'e saldırıp onları yok edin sözünü büyük bir merakla bekliyorlar.
4 Ve savaş meydanında denenmiş adamlarımın ne yenilmez bir ruha sahip olduklarını biliyorum; ve onlara ettiğiniz onca haksızlıklar nedeniyle size karşı sonsuz nefretleri olduğunu da biliyorum; bu nedenle size saldıracak olurlarsa, sizi tam bir yıkıma uğratacaklardır.
5 Bu yüzden savaş meydanında gösterdiğiniz soylu davranış ve doğruluğuna inandığınız konuda kararlı oluşunuz nedeniyle iyiliğinizi düşünerek size bu mektubu yazıp kendi elimle mühürlüyorum.
6 Bu yüzden kılıçla üzerinize gelip hepinizi yok etmeden şehirlerinizi, topraklarınızı ve malınızı mülkünüzü bu halkıma teslim etmeniz arzusuyla size yazıyorum.
7 Ya da başka bir deyişle, bize teslim olun, bizimle birleşip gizli işlerimizi öğrenin ve kardeşimiz olun; öyle ki kölemiz değil, bizim gibi olup kardeşimiz olun ve bütün servetimizin ortakları olun.
8 Ve işte, eğer bunu yaparsanız size yemin ederek söz veriyorum ki yok edilmeyeceksiniz; fakat bunu yapmazsanız, size yemin ederek söz veriyorum ki gelecek ay ordularıma size saldırmalarını emredeceğim; ve elleri hiç durmayacak, kimseyi sağ bırakmayacaklar; ama sizi öldürecekler ve soyunuz tükeninceye dek kılıcı üzerinize indirecekler.
9 Ve işte, ben Gidiyanhi'yim ve bu gizli Gadiyanton cemiyetinin yöneticisiyim; bu cemiyetin ve yaptığı işlerin iyi olduğunu biliyorum; ve bunlar eski tarihten beri vardır ve bize devredilmiştir.
10 Ey Lakoneyus, bu mektubu sana topraklarınızı, malınızı mülkünüzü kan dökülmeksizin teslim edeceğiniz ümidiyle yazıyorum; böylece yönetici olma haklarını elinden almakla kendilerine ettiğiniz kötülük yüzünden sizlerden ayrılmış olan bu halkım yeniden haklarına ve yönetime kavuşabilecek; ve bunu yapmazsanız, onlara yapılan haksızlıkların öcünü alacağım. Ben Gidiyanhi'yim.
11 Ve şimdi öyle oldu ki Lakoneyus bu mektubu aldığında, Gidiyanhi'nin Nefililer'in ülkesine sahip olmayı istemekle gösterdiği yüzsüzlüğe ve kendilerine hiçbir haksızlık yapılmamış olmasına rağmen haksızlıkların öcünü alacağına dair halka gözdağı vermesine çok şaşırdı; oysa ayrılıp bu kötü ve iğrenç eşkıyalarla birleşmekle kendi kendilerine haksızlık etmişlerdi.
12 Şimdi işte, ülkenin valisi bu Lakoneyus doğru bir kişiydi ve eşkıya birisinin istek ve tehditleri onu korkutamazdı; bu nedenle eşkıyaların yöneticisi Gidiyanhi'nin mektubuna aldırmadı, ama halkına, eşkıyalar dağdan inip saldıracakları zaman kendilerine güç vermesi için Rab'be yakarmalarını emretti.
13 Evet, bütün halkın arasına bir duyuru göndererek eşlerini ve çocuklarını, sığırlarını ve davarlarını, toprakları dışında bütün mülklerini bir yerde toplamalarını istedi.
14 Ve onların etrafını surlarla çevirtti ve son derece güçlü surlar yaptırdı. Ve gece gündüz kendilerini eşkıyalara karşı korumaları ve nöbet beklemeleri için her yana hem Nefililer'in hem de Lamanlılar'ın ordularından, yani Nefili sayılan herkesin arasından muhafız birlikleri yerleştirdi.
15 Evet, onlara: ARab'bin yaşadığı gibi, bütün kötülüklerinizden tövbe edip Rab'be yakarmazsanız, bu Gadiyanton eşkıyalarının elinden asla kurtulamayacaksınız@ dedi.
16 Ve Lakoneyus'un sözleri ve peygamberlikleri o kadar büyük ve olağanüstüydü ki bütün halk korkuya kapıldı ve Lakoneyus'un sözlerini yerine getirmek için büyük gayret gösterdi.
17 Ve öyle oldu ki Lakoneyus bütün Nefi ordularının başına, eşkıyalar çölden saldırıp üzerlerine geleceği zaman orduları kumanda edecek başkomutanlar atadı.
18 Şimdi bütün Nefili ordularının büyük kumandanı ve bütün başkomutanların başkanı seçildi ve onun adı Gidgidoni'ydi.
19 Şimdi bütün Nefililer'in arasında vahiy ruhuna ve ayrıca peygamberlik ruhuna sahip kişileri başkomutanları seçmek (günaha düştükleri dönemler dışında) gelenek olmuştu; dolayısıyla bu Gidgidoni başhakim olduğu gibi, ayrıca onların arasında büyük bir peygamberdi.
20 Şimdi halk Gidgidoni'ye: ARab'be dua et de dağlara çıkalım, çöle gidelim ve eşkıyaların üzerine saldırıp onları kendi topraklarında yok edelim!@ dedi.
21 Fakat Gidgidoni onlara şöyle dedi: Rab göstermesin; çünkü gidip onlara saldırırsak Rab bizi ellerine teslim eder; bu nedenle ülkemizin merkezinde hazırlanıp bütün ordularımızı bir araya toparlayacağız ve onlara saldırmayacağız; ancak onların bize saldırmasını bekleyeceğiz; bu yüzden Rab'bin yaşadığı gibi, eğer biz bunu yaparsak, Rab onları elimize düşürecek.
22 Ve öyle oldu ki on yedinci yılda, yılın sonlarına doğru, Lakoneyus'un duyurusu bütün ülkenin her yanına ulaşmıştı; ve binlerce, on binlerce insan atlarını ve arabalarını ve sığırlarını ve bütün sürülerini ve büyükbaş hayvanlarını ve tahılını ve bütün eşyalarını yanına alarak düşmanlarına karşı kendilerini savunmak için belirlenen toplanma yerine gelinceye kadar toplu halde yürüdüler.
23 Ve belirlenen yer Zarahemla ülkesiydi ve Zarahemla ülkesi ile Bolluk ülkesi arasındaki ülkeydi, evet, Bolluk ülkesi ile Harabe ülkesi arasındaki sınıra kadar uzanıyordu.
24 Ve Nefililer denen binlerce insan bu ülkede toplandı. Şimdi kuzey ülkesinin üzerinde bulunan büyük lânetten dolayı, Lakoneyus onlara güney ülkesinde toplanmalarını emretti.
25 Ve düşmanlarına karşı kendilerini hazırlayıp aynı yerde bir arada yaşadılar ve Lakoneyus'un söylediği sözlerden öyle korkuyorlardı ki bütün günahlarından tövbe ettiler; ve düşmanları onlarla savaşmak üzere dağlardan indiklerinde kendilerini kurtarması için Tanrıları Rab'be dua ettiler.
26 Ve düşmanları yüzünden büyük üzüntü içerisindeydiler. Ve Gidgidoni onlara her çeşit savaş silahları yaptırıp, küçük ve büyük kalkanlar ve zırhla kuvvetlenmeleri için talim yaptırdı.
4. BÖLÜM
Nefi orduları Gadiyanton eşkıyalarını yenerGidiyanhi öldürülür ve onun yerine geçen Zemnariha asılırNefililer kazandıkları zaferler için Rab'be şükrederler. m.s. tahminen 19--22 yılları.
Ve öyle oldu ki on sekizinci yılın sonuna doğru, bu eşkıya orduları savaşa hazırlandıktan sonra dağlardan ve tepelerden aşağı inip çölden, kalelerinden ve gizlendikleri yerlerden çıkmaya başladılar ve hem güney ülkesindeki hem de kuzey ülkesindeki toprakları ele geçirmeye başladılar ve Nefililer'in boşalttığı bütün toprakları ve ıssız bırakılan şehirleri ele geçirmeye başladılar.
2 Fakat işte, Nefililer'in boşalttığı bu topraklarda ne yabani hayvan ne de av hayvanı vardı; ve eşkıyalar için kırsaldan başka bir yerde av yoktu.
3 Ve yiyecek bir şey bulamayan eşkıyaların kırsaldan başka bir yerde yaşamlarını sürdürmeleri mümkün değildi; çünkü Nefililer sürülerini, büyükbaş hayvanlarını ve bütün varlıklarını toplayıp arkalarında boş bir ülke bırakarak tek bir beden halinde bütünleşmişlerdi.
4 Bu yüzden yiyecek bulmak ve yağmalamak için eşkıyaların gidip Nefililer'le açıktan savaşa tutuşmaktan başka çareleri kalmamıştı; oysa Nefililer tek bir beden olarak toplanmışlardı ve sayıları çok fazlaydı ve kendilerine yedi yıl yetecek kadar yiyecek biriktirmişlerdi ve atları, sığırları ve her çeşit sürüleri vardı; bu süre içinde de eşkıyaları ülkenin her yanından silip atmayı umuyorlardı; ve on sekizinci yıl böyle geçti.
5 Ve öyle oldu ki on dokuzuncu yıl Gidiyanhi, Nefililer'le savaşmanın tek çıkar yol olduğunu gördü; çünkü ayakta durabilmek için yağmalamaktan, çalmaktan ve öldürmekten başka çareleri yoktu.
6 Ve ülkenin etrafına yayılıp tahıl ekmeye çekiniyorlardı. Çünkü Nefililer'in üzerlerine saldırıp kendilerini öldürmelerinden korkuyorlardı; bu yüzden Gidiyanhi ordularına o yıl Nefililer'e karşı savaşma emri verdi.
7 Ve öyle oldu ki savaşmaya geldiler ve bu altıncı ayda oluyordu; ve işte, savaşmaya geldikleri gün büyük ve korkunç bir gündü; ve eşkıyalar gibi kuşanmışlardı; ve bellerinde kuzu derisi sarılıydı ve kendilerini kanla boyamışlardı ve kafaları kazılıydı ve miğfer takmışlardı; silahları ve kanla boyalı olmaları Gidiyanhi'nin ordularına heybetli ve korkunç bir görünüm vermişti.
8 Ve öyle oldu ki Gidiyanhi ordusunun bu görünümü karşısında Nefili ordularının hepsi yere kapanıp canlarını bağışlaması ve kendilerini düşmanlarının elinden kurtarması için Tanrıları Rab'be yakardılar.
9 Ve öyle oldu ki Gidiyanhi'nin orduları bunu görünce bağıra bağıra sevinç çığlıkları atmaya başladılar; çünkü Nefililer'in, ordularının dehşetinden korkuya kapılıp yere kapandıklarını sanmışlardı.
10 Ne var ki bunda aldandılar; çünkü Nefililer onlardan değil, Tanrı'larından korkuyorlardı ve kendilerini koruması için O'ndan yardım diliyorlardı; bu yüzden Gidiyanhi'nin orduları onların üzerlerine atıldığında, Nefililer onlara karşı durmaya hazırdılar; evet, Rab'bin gücüyle onları karşıladılar.
11 Ve savaş bu altıncı ayda başladı; ve büyük ve korkunç bir savaştı, evet, o kadar büyük ve korkunç bir katliam oldu ki Lehi, Yeruşalem'den ayrılalı beri bütün Lehi halkının arasında böylesine büyük bir katliam olmamıştı.
12 Ve Gidiyanhi'nin tehditlerine ve ettiği yeminlere rağmen, işte, Nefililer onları öyle bir yenilgiye uğrattılar ki eşkıyalar Nefililer'in önünden geri çekildiler.
13 Ve öyle oldu ki Gidgidoni, ordularına eşkıyaların peşinden çöl sınırına kadar gitmelerini ve yolda ellerine düşecek hiç kimseyi sağ bırakmamalarını emretti; bunun üzerine ordu onların peşine düşüp çöl sınırına varıncaya kadar, hatta Gidgidoni'nin verdiği emri yerine getirinceye kadar yakaladıklarını öldürdüler.
14 Ve öyle oldu ki cesaretle karşı koyup savaşan Gidiyanhi'nin kaçarken peşine düşüldü; ve uzun süren savaşta yorgun düştüğünden yakalanıp öldürüldü. Ve eşkıya Gidiyanhi'nin böylece sonu gelmişti.
15 Ve öyle oldu ki Nefili orduları tekrar güvenlik alanlarına geri döndüler. Ve öyle oldu ki bu on dokuzuncu yıl sona erdi ve eşkıyalar bir daha savaşmaya gelmedi; yirminci yılda da gelmediler.
16 Ve yirmi birinci yıl savaşmaya değil de Nefi halkını her yandan sarmak üzere geldiler; zira Nefi halkının topraklarına gitmelerini önleyip her yandan etraflarını kuşatır ve dışarıyla olan tüm ilişkilerini keserlerse, istekleri doğrultusunda onları teslim olmaya zorlayabileceklerini düşünüyorlardı.
17 Şimdi başlarına Zemnariha adında başka birini reis olarak getirmişlerdi; dolayısıyla bu kuşatma emrini veren Zemnariha'ydı.
18 Fakat işte, bu Nefililer'in işine yaramıştı; çünkü Nefililer büyük miktarda erzak depoladıkları için eşkıyaların bu kuşatmayı onları etkileyecek kadar uzun bir süre sürdürmeleri mümkün değildi.
19 Ve eşkıyaların erzakları ise yeterli değildi; çünkü işte, yaşayabilmek için kırsalda vurdukları hayvanların etinden başka yiyecek bir şeyleri yoktu.
20 Ve öyle oldu ki kırsaldaki yabani av hayvanlarının sayısı o kadar azalmıştı ki eşkıyalar açlıktan ölmek üzereydiler.
21 Ve Nefililer gece gündüz durmadan harekete geçerek onların ordularının üzerine saldırarak onlardan binlercesini, on binlercesini kılıçtan geçirdiler.
22 Ve böylece gece gündüz üzerlerine gelen bu büyük yıkım yüzünden Zemnariha halkı bu niyetlerinden caymak arzusundaydı.
23 Ve öyle oldu ki Zemnariha, halkına kuşatmayı kaldırıp kuzey ülkesinin en uzak bölgelerine çekilmek üzere yola çıkmaları emrini verdi.
24 Ve şimdi, onların planlarından haberdar olan Gidgidoni, yiyecek yokluğu ve içlerinden pek çoğunun öldürülmüş olması nedeniyle zayıf düştüklerini biliyordu; bu yüzden geceleyin ordularını gönderip geri çekilecekleri yolu kesti ve geri çekilecekleri yolu ordularıyla kapattı.
25 Ve bunu geceleyin eşkıyaların önüne geçip yaptılar; öyle ki ertesi gün eşkıyalar yürüyüşe geçtikleri zaman karşılarında Nefili ordularını buldular; hem önden hem de arkadan kuşatılmışlardı.
26 Ve güney yönünde giden eşkıyaların geri çekildikleri yol da kesilmişti. Ve her şey Gidgidoni'nin emriyle yapılmıştı.
27 Ve içlerinden binlercesi Nefililer'e teslim olup tutuklandılar ve teslim olmayanlar ise öldürüldü.
28 Ve liderleri Zemnariha da yakalanıp bir ağaca asıldı, evet, hatta bir ağacın tepesinde ölünceye dek asılı kaldı. Ve onu ölünceye kadar ağaçta asılı bıraktıktan sonra ağacı kestiler ve yüksek sesle haykırarak şöyle dediler:
29 Rab, halkını doğru ve kutsal yürekli oldukları sürece korusun; bu adam nasıl yere düşürülmüşse, Rab'bin halkını güç kazanmak ve gizli örgütler kurmak için öldürmeye çalışacak olanların hepsi de böyle yere düşürülsün.
30 Ve sevinçle dolup hep bir ağızdan: AKorunmak için Tanrı'larının adını andıkları sürece, İbrahim'in Tanrısı ve İshak'ın Tanrısı ve Yakup'un Tanrısı bu halkı doğruluktan ayırmasın!@ diyerek yeniden haykırdılar.
31 Ve öyle oldu ki Tanrı'nın kendilerini düşmanlarının eline düşmekten korumakla göstermiş olduğu büyük iyilikten dolayı hep birden şarkılar söyleyip Tanrı'larını övmeye başladılar.
32 Evet, şöyle haykırdılar: En Yüce Tanrı'ya Hozana! Ve şöyle haykırdılar: En Yüce Tanrı'nın, her şeye gücü yeten Rab Tanrı'nın adı mübarek olsun!
33 Ve Tanrı'nın onları düşmanlarının elinden kurtararak gösterdiği büyük iyilikten dolayı, yürekleri sevinçle dolup çok gözyaşı döktüler; ve tövbe ettikleri ve alçakgönüllü oldukları için sonsuz bir yıkımdan kurtarılmış olduklarını biliyorlardı.
5. BÖLÜM
Nefililer tövbe ederek günahlarından vazgeçerlerMormon, halkının tarihini yazar ve onlara ölümsüz sözü bildirirİsrail uzun ayrılığından sonra bir araya getirilecektir. m.s. tahminen 22--26 yılları.
Ve şimdi işte, bütün Nefi halkı arasında, bütün kutsal peygamberlerin söylemiş olduğu sözler hakkında en ufak şüphesi olan diri bir can yoktu; çünkü peygamberlerin sözlerinin yerine gelmesi gerektiğini biliyorlardı.
2 Ve peygamberlerin söyledikleri şekilde verilmiş olan birçok işaret nedeniyle Mesih'in gelmiş olması gerektiğini biliyorlardı; ve geçmişte olanlardan biliyorlardı ki bütün her şey söylendiği şekilde yerine gelecekti.
3 Bu yüzden bütün günahlarını, iğrençliklerini ve cinsel ahlâksızlıklarını terk edip gece gündüz canla başla Tanrı'ya hizmet ettiler.
4 Ve şimdi öyle oldu ki eşkıyaların hepsini tutukladıktan sonra, öyle ki öldürülmeyenlerden bir teki bile kaçıp kurtulamamıştı, tutukluları hapishaneye atıp onlara Tanrı sözünün vaaz edilmesini sağladılar; ve günahlarından tövbe edip bir daha adam öldürmeyeceklerine dair antlaşmaya girenler özgür bırakıldı.
5 Fakat antlaşmaya girmeyip yüreklerinde bu gizli cinayetlerin özlemini taşımaya devam eden herkes, evet, kardeşlerine karşı tehdit soluduğu görülen herkes suçlu bulunup yasalara göre cezalandırıldı.
6 Ve sayısız cinayet işleyip bir o kadar da kötülükte bulunan bu gizli, kötü ve iğrenç çetelerin hepsini böylece ortadan kaldırdılar.
7 Ve yirmi ikinci ve ayrıca yirmi üçüncü ve yirmi dördüncü ve yirmi beşinci yıl böylece geçti; ve yirmi beş yıl bu şekilde geçti.
8 Ve kimilerinin gözünde büyük ve olağanüstü sayılacak pek çok şey olmuştu; ancak bunların hepsi bu kitaba yazılamaz; evet, bu kitaba yirmi beş yıl boyunca bunca insan arasında olup bitenlerin yüzde biri bile sığmaz.
Dostları ilə paylaş: |