Veşimdi işte, öyle oldu ki ülkedeki bütün herkes bu sözleri duyup tanık oldu. Ve bu sözlerden sonra ülkede saatlerce sessizlik oldu.
2 Çünkü halkın şaşkınlığı o kadar büyüktü ki ölen akrabaların kaybından dolayı ağlayıp sızlanmayı bıraktılar; bu yüzden bütün ülkede saatlerce süren bir sessizlik oldu.
3 Ve öyle oldu ki halk yeniden bir ses duydu; ve herkes sesi işitti ve şunların söylendiğine tanık oldu:
4 Ey Yakup'un soyundan gelen, evet, İsrail Evi'nden olan harap edilmiş bu büyük şehirlerin halkı, bir tavuğun civcivlerini kanatları altına topladığı gibi, seni kaç kez toplayıp besledim.
5 Ve yine, civcivlerini kanatları altına toplayan bir tavuk gibi sizleri kaç kez toplamak istedim, evet, ey düşen İsrail Evi'nin halkı; evet, ey Yeruşalem'de oturan İsrail Evi'nin halkı, siz de düşüp gittiniz; evet, civcivlerini toplayan bir tavuk gibi sizleri toplamak istedim, ama siz istemediniz.
6 Ey esirgediğim İsrail Evi! Yürekten tövbe eder ve bana dönersen, civcivlerini kanatları altına toplayan bir tavuk gibi seni her seferinde toplayacağım.
7 Fakat yürekten tövbe edip bana dönmezsen, ey İsrail Evi, atalarınla yaptığım antlaşma yerine geleceği zamana kadar, oturduğun yerler ıssız kalacak.
8 Ve şimdi öyle oldu ki halk bu sözleri duyduktan sonra, işte akrabalarını ve dostlarını yitirdiği için yeniden ağlayıp sızlanmaya başladı.
9 Ve öyle oldu ki üç gün böyle geçti. Ve sabah oldu ve ülkenin üzerinden karanlık çekildi ve yerin sarsılması durdu ve kayaların yarılması durdu ve korkunç inilti sesleri kesildi ve gürültülü sesler yok oldu.
10 Ve yer yeniden birleşti ve durdu; ve canları esirgenmiş olanların yası, ağlayıp dövünmeleri son buldu; ve yasları sevince ve yaktıkları ağıtlar Fidye ile Kurtaracıları, Rab İsa Mesih'e şükür ve övgüye dönüştü.
11 Ve peygamberlerin şimdiye kadar söylemiş oldukları Kutsal Yazılar yerine gelmişti.
12 Ve kurtarılanlar halkın arasındaki daha doğru olanlardı; ve peygamberleri taşlamayıp kabul edenler bunlardı; ve azizlerin kanını dökmeyip esirgenmiş olanlar bunlardı.
13 Ve onlar esirgendi ve yerin dibine batırılıp gömülmediler; ve denizin derinliklerinde boğulmadılar; ve ateşle yakılmadılar; ne üzerlerine bir şey düştü ne de ezilerek öldüler; ve hortuma yakalanıp götürülmediler; ne karanlıktan ne de buharlı dumandan etkilendiler.
14 Ve şimdi okuyan anlasın; elinde Kutsal Yazılar bulunan onları araştırsın ve ateşle ve dumanla ve kasırgalarla ve hortumlarla ve yerde açılan yarıkların onları çekip yutmasıyla gelen bütün bu ölüm ve yıkımın ve bütün bu olanların birçok kutsal peygamberin ettiği peygamberlikleri yerine getirip getirmediğini bakıp görsün.
15 İşte, size söylüyorum: Evet, niceleri Mesih'in gelişinde bunların olacağına dair tanıklık etti ve bunlara tanıklık ettikleri için öldürüldüler.
16 Evet, peygamber Zenos bu şeyler hakkında tanıklık etti ve Zenok da bunlardan söz etti; çünkü onların soyundan geriye biz kaldığımız için onlar özellikle bizim hakkımızda tanıklıkta bulundular.
17 İşte, atamız Yakup da, Yusuf'un soyundan geriye kalanların bir bölümü hakkında tanıklıkta bulundu. Ve işte, bizler de Yusuf'un soyundan geri kalanlardan değil miyiz? Ve bizim hakkımızda tanıklık eden bu şeyler atamız Lehi'nin Yeruşalem'den getirmiş olduğu pirinç levhalarda yazılı değil mi?
18 Ve öyle oldu ki otuz dördüncü yılın sonlarında, işte, size göstereceğim ki esirgenmiş olan Nefi halkına ve geçmişte Lamanlı olarak anılıp esirgenmiş olanlara çok büyük lütuf gösterildi ve başlarına o kadar büyük bereketler döküldü ki Mesih, göğe yükseldikten az bir zaman sonra gerçekten kendini onlara gösterdi---
19 Onlara bedenini gösterdi ve onlara hizmet etti; ve onun hizmeti burada anlatılacaktır. Bu yüzden sözlerime şimdilik son veriyorum.
Kalabalık Bolluk ülkesinde bir araya toplandığı sırada, İsa Mesih, Nefi halkına görünüp onlara öğretti ve bu şekilde onlara kendisini gösterdi.
11. Bölüm'ün başından 26. Bölüm'ün sonuna kadar.
11. BÖLÜM
Baba, Sevgili Oğlu için tanıklıkta bulunurMesih görünerek kefaretini açıklarHalk O'nun ellerindeki, ayaklarındaki ve böğründeki yara izlerine dokunur---Hozana diye haykırırlar---Mesih onlara vaftiz şeklini ve usulünü açıklarÇekişme ruhu şeytandandırMesih'in öğretisi şudur: İnsanlar inanmalı ve vaftiz olup Kutsal Ruh'u almalıdır. m.s. tahminen 34 yılı. Ve şimdi öyle oldu ki Nefi halkından büyük bir kalabalık Bolluk ülkesindeki tapınağın etrafında bir araya geldi; ve herkes meydana gelmiş olan bu büyük ve olağanüstü değişikliği hayret ve şaşkınlıkla birbirlerine gösteriyordu.
2 Ve aynı zamanda, aralarında ölümü ile ilgili olarak işaret verilmiş olan bu İsa Mesih'ten konuşuyorlardı.
3 Ve öyle oldu ki aralarında bu şekilde konuşuyorlarken sanki gökten geliyormuş gibi bir ses duydular ve etraflarına bakındılar, çünkü duydukları sesi anlamadılar; ve bu sert veya yüksek bir ses değildi; buna rağmen, ince bir ses olsa da duyanların yüreklerinin derinliklerine kadar o şekilde delerek girdi ki vücutlarında titremeyen bir yer bırakmadı; evet, ruhlarının derinliklerine girerek yüreklerini yaktı.
4 Ve öyle oldu ki sesi yine duydular, ama anlamadılar.
5 Ve sesi üçüncü kez yine işittiklerinde, dinlemek için kulak verdiler ve gözlerini sesin geldiği yöne çevirdiler; ve kımıldamadan sesin geldiği göğe doğru baktılar.
6 Ve işte, üçüncü kez duydukları sesi anladılar; ve onlara şöyle diyordu:
7 İşte, Sevgili Oğlum, O'ndan hoşnudum, adımı O'nda yücelttim---O'nu dinleyin!
8 Ve öyle oldu ki bu sözleri anladıklarında gözlerini tekrar göğe diktiler ve işte, gökten bir İnsan'ın indiğini gördüler; ve beyaz bir kaftan giyinmişti; ve inip onların ortasında durdu; ve bütün kalabalığın gözleri O'nun üzerindeydi ve birbirleriyle konuşmak için ağızlarını bile açmaya cesaret edemediler; ve bunun ne anlama geldiğini bilemediler, çünkü kendilerine bir meleğin göründüğünü sandılar.
9 Ve öyle oldu ki O elini uzattı ve halka şöyle diyerek konuştu:
10 İşte, ben peygamberlerin dünyaya geleceğine dair tanıklık ettikleri İsa Mesih'im.
11 Ve işte, ben dünyanın ışığı ve hayatıyım; ve Baba'nın bana verdiği o acı kâseden içtim ve dünyanın günahlarını üzerime alarak Baba'yı yücelttim; bunu yaparken başlangıçtan beri Baba'nın her isteğine katlandım.
12 Ve öyle oldu ki İsa bu sözleri söylediğinde, bütün topluluk yere kapandı; çünkü onlar, Mesih'in göğe yükselişinden sonra kendisini onlara göstereceğinin aralarında peygamberlik edilmiş olduğunu hatırladılar.
13 Ve öyle oldu ki Rab onlara şöyle diyerek konuştu:
14 Kalkın, yanıma gelin ve ellerinizi böğrüme koyun; ve ellerimdeki ve ayaklarımdaki çivi izlerini de yoklayın; böylece Benim İsrail'in Tanrısı ve bütün dünyanın Tanrısı olduğumu ve dünyanın günahları için öldürülmüş olduğumu bilin.
15 Ve öyle oldu ki topluluk gidip ellerini O'nun böğrüne koydu ve ellerindeki ve ayaklarındaki çivi izlerine dokundu; ve herkes birer birer ilerleyerek bunu yaptı; ve kendi gözleriyle görüp kendi elleriyle hissederek, O'nun peygamberler tarafından yazılan ve geleceği bildirilen Kişi olduğuna kesinlikle inanıp tanıklık ettiler.
16 Ve herkes gidip de kendi gözleriyle tanık olduktan sonra, hepsi bir ağızdan şöyle diyerek haykırdı:
17 Hozana! Yücelerden yüce Tanrı'nın adı kutlu olsun! Ve İsa'nın ayaklarına kapanarak O'na secde ettiler.
18 Ve öyle oldu ki O, Nefi'ye seslenerek (çünkü Nefi kalabalığın içindeydi) öne doğru gelmesini emretti.
19 Ve Nefi kalkıp öne doğru yürüdü ve Rab'bin önünde eğilerek O'nun ayaklarını öptü.
20 Ve Rab, ayağa kalkmasını emretti. Ve Nefi ayağa kalkarak O'nun önünde durdu.
21 Ve Rab ona şöyle dedi: Ben tekrar göğe yükseleceğim zaman bu halkı vaftiz etmen için sana yetki veriyorum.
22 Ve Rab, diğerlerini de çağırarak onlara da aynı şeyleri söyledi ve onlara da vaftiz etme yetkisini verdi. Ve onlara şöyle dedi: Şu şekilde vaftiz edeceksiniz ve aranızda hiçbir tartışma olmayacak.
23 Doğrusu size derim ki sözleriniz sayesinde günahlarından tövbe edip benim adımla vaftiz olmak isteyen herkesi şu şekilde vaftiz edeceksiniz: İşte, suya inip ayakta duracaksınız ve benim adımla onları vaftiz edeceksiniz.
24 Ve şimdi işte, söyleyeceğiniz sözler şunlardır, onların adını söyleyip şöyle diyeceksiniz:
25 İsa Mesih'ten yetki almış olarak, seni, Baba'nın ve Oğul'un ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz ediyorum. Amin.
26 Ve ondan sonra da onları tamamen suya batıracaksınız ve tekrar sudan dışarı çıkaracaksınız.
27 Ve bu şekilde benim adımla vaftiz edeceksiniz; çünkü işte, doğrusu size derim ki Baba ve Oğul ve Kutsal Ruh birdir; ve ben Baba'dayım ve Baba bendedir ve Baba ile ben biriz.
28 Ve size emrettiğim şekilde vaftiz edeceksiniz. Ve bundan önce olduğu gibi artık aranızda hiçbir tartışma olmayacaktır; daha önce olduğu gibi öğretilerim üzerinde aranızda hiçbir tartışma olmayacaktır.
29 Çünkü doğrusu, doğrusu size derim ki içinde çekişme ruhu olan kişi benden değildir, ancak çekişmenin babası olan şeytandandır; ve şeytan insanların yüreklerini birbirlerine karşı öfkeyle çekişmeleri için kışkırtır.
30 İşte insanların yüreklerini birbirlerine karşı öfkelenmeleri için kışkırtmak benim öğretim değildir; benim öğretim bunların bırakılmasıdır.
31 İşte doğrusu, doğrusu, size derim ki ben size öğretimi bildireceğim.
32 Ve bu benim öğretim olup, Baba'nın bana verdiği öğretidir; ve ben Baba'ya tanıklık ederim, Baba da bana tanıklık eder ve Kutsal Ruh da Baba'ya ve bana tanıklık eder; ve ben, Baba'nın her yerde bütün insanlara, tövbe ederek bana inanmalarını emrettiğine tanıklık ederim.
33 Ve bana inanarak vaftiz olan kimse kurtulacaktır; ve Tanrı'nın Krallığı'nı miras alacak olanlar onlardır.
34 Ve bana inanmayıp vaftiz olmayan ise hüküm giyecektir.
35 Doğrusu, doğrusu size derim ki bu benim öğretimdir ve onun Baba'dan olduğuna tanıklık ederim; ve bana inanan, Baba'ya da inanır; ve Baba da ona benim hakkımda tanıklık eder, çünkü Baba onu ateş ve Kutsal Ruh'la ziyaret edecektir.
36 Ve Baba bu şekilde benim hakkımda tanıklık edecektir ve Kutsal Ruh da ona Baba ve benim hakkımda tanıklık edecektir; çünkü Baba ve Ben ve Kutsal Ruh biriz.
37 Ve yine size derim ki tövbe edip küçük bir çocuk gibi olmalı ve benim adımla vaftiz olmalısınız, yoksa hiçbir şekilde bu şeyleri elde edemezsiniz.
38 Ve yine size derim ki tövbe edip benim adımla vaftiz olmalı ve küçük bir çocuk gibi olmalısınız, yoksa hiçbir şekilde Tanrı'nın Krallığı'nı miras alamazsınız.
39 Doğrusu, doğrusu, size derim ki benim öğretim budur ve evini bunun üzerine kuran, benim kayamın üzerine kurmuş olur ve cehennemin kapıları onlara karşı zafer kazanamayacaktır.
40 Ve bundan daha fazlasını ya da daha eksiğini bildiren ve onu benim öğretim diye kuran kişi kötüden gelir ve evini benim kayamın üzerine değil de kumlu bir temele kurmuştur; ve seller gelip rüzgarlar onlara vurduğunda, böylelerini karşılamak için cehennemin kapıları açık duracaktır.
41 Onun için bu halka gidin ve söylediğim sözleri yeryüzünün uçlarına bildirin.
12. BÖLÜM
İsa Onikiler'i çağırarak onlara yetki verirNefililer'e Dağdaki Vaaz'a benzer bir konuşma yapar---Gerçek mutluluktan söz ederÖğretileri Musa yasasını aşar ve onlardan daha büyük bir öncelik taşır---İnsanlara, O'nun ve Babası'nın mükemmel olduğu gibi mükemmel olmaları emredilirMatta 5 ile karşılaştırın. m.s. tahminen 34 yılı. Ve öyle oldu ki İsa bu sözleri Nefi'ye ve çağrılmış olanlara söylediğinde, (şimdi çağrılmış olanların ve vaftiz etmek için güç ve yetki almış olanların sayısı on ikiydi) ve işte, elini topluluğa doğru uzattı ve onlara şöyle diyerek seslendi: Aranızdan size hizmet etmek üzere ve hizmetkârınız olmaları için seçtiğim bu Onikiler'in sözlerine kulak verecek olursanız kutsanacaksınız; ve ben onlara sizi suyla vaftiz etmeleri için yetki verdim; ve siz suyla vaftiz olduktan sonra, işte, ben de sizi ateş ve Kutsal Ruh'la vaftiz edeceğim; bu yüzden, beni görüp tanıdıktan sonra bana inanıp vaftiz olursanız kutsanacaksınız!
2 Ve yine, beni gördüğünüze ve beni tanıdığınıza tanıklık edeceğiniz zaman sizin sözlerinize inanacak olanlar ise daha fazla kutsanacaklardır. Evet, sizin sözlerinize inanıp alçakgönüllülüğün derinliklerine inerek vaftiz olacak olanlara ne mutlu! Çünkü onlar ateşle ve Kutsal Ruh'la ziyaret edilecekler ve günahlarından bağışlanacaklardır.
3 Evet, ne mutlu ruhta fakir olup bana gelenlere, çünkü Göklerin Krallığı onlarındır.
4 Ve yine, ne mutlu yas tutan herkese, çünkü onlar teselli edilecekler.
5 Ve ne mutlu yumuşak huylu olanlara, çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar.
6 Ve ne mutlu doğruluğa acıkıp susayan herkese, çünkü onlar Kutsal Ruh'la doyurulacaklar.
7 Ve ne mutlu merhametli olanlara, çünkü onlar merhamet bulacaklar.
8 Ve ne mutlu yüreği temiz olan herkese, çünkü onlar Tanrı'yı görecekler.
9 Ve ne mutlu barıştırıcı herkese, çünkü onlara Tanrı'nın çocukları denilecek.
10 Ve ne mutlu benim adım uğruna zulüm gören herkese, çünkü Göklerin Krallığı onlarındır.
11 Ve benim uğruma insanlar size sövüp zulmettikleri ve yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size!
12 Çünkü sizin sevinciniz büyük olacak ve son derece mutlu olacaksınız, çünkü cennetteki ödülünüz büyük olacaktır; çünkü sizden önceki peygamberlere de böyle zulmettiler.
13 Doğrusu, doğrusu, size derim ki size yeryüzünün tuzu olmanızı emrediyorum; ama tuz tadını yitirirse, yeryüzü ne ile tuzlanacak? Bu tuz artık dışarı atılıp insanların ayakları altında ezilmekten başka hiçbir işe yaramaz.
14 Doğrusu, doğrusu, size derim ki size bu halkın ışığı olmanızı emrediyorum. Bir tepe üzerine kurulan şehir gizlenemez.
15 İşte, insanlar bir mum yakıp onu tahıl ölçeğinin altına koyarlar mı? Hayır, tersine onu şamdana koyarlar ki, evdeki herkese ışık verir.
16 Bu yüzden ışığınız bu halkın önünde öyle parlasın ki, onlar da iyi işlerinizi görerek göklerde olan Babanızı yüceltsinler.
17 Benim yasayı ya da peygamberleri yıkmaya geldiğimi sanmayın. Ben yıkmaya değil, ancak tamamlamaya geldim;
18 Çünkü doğrusu size derim ki yasadan bir harf ya da bir nokta bile çıkarılmamıştır; ancak bütün yasa bende tamamlanmıştır.
19 Ve işte, size Babamın yasasını ve emirlerini bana inanasınız ve günahlarınızdan tövbe ederek kırık bir yürek ve pişmanlık duyan bir ruhla bana gelesiniz diye verdim. İşte, emirler önünüzde duruyor ve yasa da tamamlandı.
20 Onun için bana gelin ve kurtulun; çünkü doğrusu size derim ki size bu zamanda vermiş olduğum emirlerimi tutmazsanız, hiçbir şekilde Göklerin Krallığı'na giremeyeceksiniz.
21 Eskilerin söylediklerini duydunuz ve önünüzde de yazılı duruyor ki: Öldürmeyeceksin! Ve öldüren herkes Tanrı yargısının tehlikesine uğrayacaktır.
22 Fakat size derim ki kardeşine kızan herkes O'nun yargısının tehlikesine uğrayacaktır. Ve kim kardeşine ARaka@ derse, Meclis yargısının tehlikesine uğrayacaktır. Ve kim: ASen aptalsın!@ derse, cehennem ateşinin tehlikesiyle karşı karşıya gelecektir.
23 Bu yüzden, eğer bana geleceksen ya da bana gelmeyi istiyorsan ve kardeşinin sana karşı bir şeyi olduğunu hatırlarsan---
24 Kardeşinin yanına git ve önce kardeşinle barış, ondan sonra da tüm kalbinle bana gel ki Ben de seni kabul edeyim.
25 Düşmanınla yolda beraberken çabuk anlaş ki herhangi bir zamanda seni yakalamasın ve sen de hapse atılmayasın.
26 Doğrusu, doğrusu, sana derim ki son senineyi ödemeden oradan asla çıkamazsın. Ve sen hapisteyken, bir senine bile ödeyebilir misin? Doğrusu, doğrusu, sana derim ki: Hayır!
27 İşte, eskiden yaşayanlar tarafından: AZina etmeyeceksin!@ diye yazılmıştır.
28 Fakat ben size derim ki bir kadına şehvetle bakan herkes, zaten yüreğinde zina etmiştir.
29 İşte size bir emir veriyorum ki bunlardan hiçbirinin yüreklerinize girmesine izin vermeyin;
30 Çünkü bu şeylerden uzak durup kendinizi inkâr etmeniz ve çarmıhınızı yüklenmeniz, cehenneme atılmanızdan daha iyidir.
31 AKim karısını boşarsa ona boş kağıdı versin@ diye yazılmıştır.
32 Doğrusu, doğrusu, size derim ki karısını zinadan başka bir nedenle boşayan her adam, onu zinaya itmiş olur; ve boşanmış bu kadınla evlenen de zina işlemiş olur.
33 Ve yine: AYalan yere yemin etmeyeceksin, ama Rab'be ettiğin yeminleri tutacaksın@ diye yazılıdır;
34 Fakat doğrusu, doğrusu, size derim ki hiçbir şekilde yemin etmeyin; ne gök üzerine yemin edin, çünkü orası Tanrı'nın tahtıdır;
35 Ne yer üzerine, çünkü orası O'nun ayaklarının basamağıdır;
36 Ne de başınızın üzerine, çünkü bir tek saç telini siyah ya da beyaz yapamazsın.
37 Ancak sözünüz: AEvet, evet; hayır hayır@ olsun; çünkü bundan fazlası kötüdür.
38 Ve işte: AGöze göz ve dişe diş@ diye yazılmıştır.
39 Fakat size derim ki kötüye karşı direnmeyin; sağ yanağına kim vurursa, ona öteki yanağını da çevir.
40 Ve eğer birisi seni mahkemeye verip gömleğini almak isterse, ona abanı da bırak.
41 Ve kim seni bir mil gitmeye zorlarsa, onunla iki mil git.
42 Senden isteyene ver ve senden ödünç isteyeni geri çevirme.
43 Ve işte: AKomşunu seveceksin ve düşmanından nefret edeceksin@ diye de yazılmıştır;
44 Fakat işte, ben size derim ki: Düşmanlarınızı sevin, size lanet edenleri kutsayın, sizden nefret edenlere iyilik yapın ve sizi hor görüp kullananlar ve size zulmedenler için dua edin;
45 Öyle ki Cennette olan Babanızın çocukları olasınız; çünkü O, güneşini kötülerin ve iyilerin üzerine doğdurur.
46 Bu yüzden yasa altında olan, eskiden kalan her şey bende tamamlandı.
47 Eski şeyler geçti ve her şey yenilendi.
48 Bu yüzden, sizin benim gibi ya da Cennetteki Babanız gibi mükemmel olmanızı istiyorum.
13. BÖLÜM
İsa, Nefililer'e Rab'bin Duasını öğretirOnlar cennette hazine biriktirmelidirOnikiler'e, hizmette bulunurken maddi konuları düşünmemeleri emredilirMatta 6 ile karşılaştırın. m.s. tahminen 34 yılı. Dorusu, doğrusu, size derim ki yoksullara sadaka vermenizi dilerim; ama sadakalarınızı insanlar tarafından görülmek için onların gözü önünde vermemeye dikkat edin, yoksa Cennetteki Babanız'dan hiçbir ödül alamazsınız.
2 Bu nedenle sadaka vereceğiniz zaman ikiyüzlülerin, insanların övgüsünü kazanabilmek için sinagoglarda ve sokaklarda yaptıkları gibi önünüzde borazan çaldırmayın. Doğrusu size derim ki onlar ödüllerini aldılar.
3 Fakat sen sadaka verdiğin zaman, sol elin sağ elinin ne yaptığını bilmesin.
4 Öyle ki verdiğin sadaka gizli kalsın; ve gizlilikte gören Baban seni açıkça ödüllendirecektir.
5 Ve dua ettiğin zaman ikiyüzlüler gibi yapma; çünkü onlar insanlar tarafından görülmek için sinagoglarda ve sokak köşelerinde durup dua etmesini severler. Doğrusu size derim ki onlar ödüllerini aldılar.
6 Fakat sen dua ettiğinde, kendi odana çekil ve kapını kapattıktan sonra gizlide olan Babana dua et; ve gizlide olanı gören Baban seni açıkça ödüllendirecektir.
7 Fakat sen dua ettiğinde puta tapanlar gibi boş sözler tekrarlayıp durma; çünkü onlar çok konuşarak duyulacaklarını sanırlar.
8 Bu yüzden onlar gibi olmayın, çünkü Babanız nelere ihtiyacınız olduğunu siz O'ndan dilemeden önce bilir.
9 Onun için siz şöyle dua edin: Cennetteki Babamız, adın kutsansın.
10 Cennette olduğu gibi, dünyada da senin isteğin olsun.
11 Ve bize borçlu olanları bağışladığımız gibi, sen de bizim borçlarımızı bağışla.
12 Ve bizim ayartılmamıza izin verme, bizi kötüden kurtar.
13 Çünkü krallık, güç ve yücelik sonsuza dek senindir. Amin.
14 Çünkü, eğer siz insanların suçlarını bağışlarsanız, Cennetteki Babanız da sizi bağışlayacaktır.
15 Fakat siz insanların suçlarını bağışlamazsanız, Babanız sizin suçlarınızı bağışlamayacaktır.
16 Ayrıca oruç tuttuğunuz zaman, iki yüzlüler gibi surat asmayın; çünkü onlar insanlara oruçlu görünmek için suratlarını asarlar. Doğrusu size derim ki onlar ödüllerini almışlardır.
17 Fakat sen oruç tuttuğun zaman başına yağ sürüp yüzünü yıka.
18 Öyle ki insanlara değil, gizlide olan Babana oruçlu görünesin; ve gizlide olanı gören Baban da seni açıkça ödüllendirecektir.
19 Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin, burada güve ve pas yiyip bozar; ve hırsızlar girip çalar.
20 Fakat kendinize cennette hazineler biriktirin; orada ne güve ne de pas onları yiyip bozar; ve hırsız girip çalamaz.
21 Çünkü hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır.
22 Bedenin ışığı gözdür; bu yüzden, gözün sağlamsa, bütün bedenin ışıkla dolu olacaktır.
23 Ama gözün kötüyse, bütün bedenin karanlıkla dolu olacaktır. O halde, senin içindeki ışık karanlık ise, ne korkunçtur o karanlık!
24 Hiç kimse iki efendiye hizmet edemez; çünkü ya birinden nefret edip diğerini sevecek ya da birine bağlanarak diğerini hor görecektir. Siz Tanrı'ya ve Mammon'a hizmet edemezsiniz.
25 Ve şimdi, öyle oldu ki İsa bu sözleri söyledikten sonra seçmiş olduğu Onikiler'e bakıp onlara şöyle dedi: Söylediğim bu sözleri hatırlayın. Çünkü işte, sizler benim bu halka hizmet etmek üzere seçtiğim kişilersiniz. Bu nedenle size diyorum: Hayatınız için ne yiyeceğiz ya da ne içeceğiz diye, bedeniniz için de ne giyeceğiz diye kaygılanmayın. Hayat yiyecekten ve beden giyecekten daha önemli değil mi?
26 Gökteki kuşlara bakın; çünkü onlar ne eker, ne biçer, ne de ambarlara biriktirirler; Cennetteki Babanız yine de onları doyurur. Siz onlardan çok daha değerli değil misiniz?
27 İçinizden hanginiz kaygılanmakla boyuna bir arşın ekleyebilir?
28 Ve giyecek konusunda neden kaygılanıyorsunuz? Kır zambaklarının nasıl büyüdüğüne bakın; ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler.
29 Ve yine size derim ki tüm görkemine rağmen Süleyman bile bunlardan biri gibi giyinip kuşanmamıştı.
30 Bu yüzden, bugün var olup yarın fırına atılacak olan kır otunu böyle giydirip kuşatan Tanrı, imanınız az değilse, sizi de aynı şekilde giydirip kuşatacaktır.
31 Öyleyse, ne yiyeceğiz, ne içeceğiz ya da ne giyeceğiz diyerek kaygılanmayın.
32 Çünkü Cennetteki Babanız bütün bunlara ihtiyacınız olduğunu bilir.
33 Fakat siz ilkönce Tanrı'nın Krallığı'nı ve O'nun doğruluğunu arayın ve bütün bu şeyler size verilecektir.
34 Dolayısıyla yarın için kaygılanmayın; çünkü yarınki gün kendisi için kaygılanacaktır. Her günün derdi kendine yeter.
14. BÖLÜM
İsa şöyle emreder: Yargılamayın, Tanrı'dan isteyin, sahte peygamberlerden sakınınBaba'nın isteğini yerine getirenlere kurtuluşu vaad ederMatta 7 ile karşılaştırın. m.s. tahminen 34 yılı. Ve şimdi öyle oldu ki İsa bu sözleri söyledikten sonra yine kalabalığa döndü ve tekrar ağzını açıp onlara şöyle dedi: Doğrusu, doğrusu, size derim, yargılamayın ki yargılanmayasınız.
2 Çünkü hangi yargı ile yargılarsanız onunla yargılanacaksınız; ve hangi ölçüyle ölçerseniz, aynı ölçüyle ölçüleceksiniz.
3 Ve sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği görmezlikten gelirsin?
4 Ya da nasıl olur da kardeşine: ABırak, gözündeki çöpü çıkarayım@ dersin? Ve işte, mertek kendi gözünde!
5 Seni ikiyüzlü, önce kendi gözündeki merteği çıkar; ve o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün.
6 Kutsal olanı köpeklere vermeyin ve incilerinizi domuzların önüne atmayın, yoksa onları ayaklarının altında çiğnerler ve geri dönüp sizi parçalarlar.
7 Dileyin ve size verilecektir; arayın ve bulacaksınız; kapıyı çalın ve size açılacaktır.
8 Çünkü her dileyen alır ve arayan bulur; ve kapıyı çalana, kapı açılır.
9 Ya da içinizden hangi adam oğlu ekmek ister de, ona taş verir?
10 Ya da balık ister de, ona yılan verir?
11 O halde sizler kötü olduğunuz halde çocuklarınıza iyi armağanlar vermeyi biliyorsanız, Cennetteki Babanız kendisinden dileyenlere çok daha iyi şeyler vermez mi?
12 Bu nedenle insanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın; çünkü yasa ve peygamberler bunu söyler.
13 Dar kapıdan girin; çünkü yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir; ve oradan girenler çoktur.
14 Çünkü hayata götüren kapı dar ve yol incedir; ve onu bulanlar azdır.