2 Ve öyle oldu ki Nefili orduları tekrar Harabe ülkesine geri sürüldü. Ve onlar daha yorgun iken Lamanlılar'ın dinç bir ordusu onların üzerine geldi; ve korkunç bir savaşa tutuştular; öyle ki Lamanlılar Harabe şehrini ele geçirdiler ve birçok Nefili'yi öldürerek pek çoğunu da esir aldılar.
3 Ve geriye kalanlar ise kaçıp Teankum şehrindeki halka katıldılar. Şimdi bu Teankum şehri sınırda, deniz kenarındaydı; ve aynı zamanda Harabe şehrine de yakındı.
4 Ve Nefililer'in orduları Lamanlılar'a gidip saldırdıkları için vurulmaya başladılar; çünkü böyle yapmamış olsalardı, Lamanlılar onlara karşı bir üstünlük sağlayamayacaktı.
5 Fakat işte, Tanrı'nın yargıları kötüleri yakalar; ve kötüler de kötüler tarafından cezalandırılır; çünkü insançocuklarının yüreklerini kan dökmeye kışkırtanlar kötülerdir.
6 Ve öyle oldu ki Lamanlılar Teankum şehrine saldırmak üzere hazırlık yaptılar.
7 Ve öyle oldu ki üç yüz altmış dördüncü yılda Lamanlılar Teankum şehrini de ele geçirmek için Teankum şehrine saldırdılar.
8 Ve öyle oldu ki onlar Nefililer tarafından püskürtülerek geri sürüldüler. Ve Lamanlılar'ı kaçırdıklarını gören Nefililer tekrar kendi güçleriyle övünerek kendi kuvvetleri ile gittiler ve Harabe şehrini tekrar ele geçirdiler.
9 Ve şimdi bütün bunlar olurken, her iki taraftan, gerek Nefililer'den gerekse Lamanlılar'dan binlerce kişi ölmüştü.
10 Ve öyle oldu ki üç yüz altmış altıncı yıl geçti ve Lamanlılar savaşmak için yine Nefililer'in üzerine yürüdüler; ve Nefililer işledikleri kötülüklerden tövbe etmek bir yana, kötülüklerini ısrarla sürdürmeye devam ettiler.
11 Ve halkın arasında yaşanan, hem Nefililer'in hem de Lamanlılar'ın arasında geçen bu korkunç kan ve katliam sahnesini dille ifade etmek veya yazıyla tam olarak anlatmak mümkün değildir; ve bütün yürekler sertleşmişti, öyle ki sürekli olarak kan dökmekten zevk aldılar.
12 Ve Rab'bin sözüne göre, bu halkın arasında olduğu gibi, bütün Lehi çocukları ve hatta bütün İsrail Evi'nin arasında bu kadar büyük bir kötülük asla olmamıştı.
13 Ve öyle oldu ki Lamanlılar Harabe şehrini ele geçirdiler ve bunu, sayıları Nefililer'in sayısından daha fazla olduğu için yaptılar.
14 Ve Teankum şehrine de yürüyüp oradaki halkı sürdüler; ve hem kadın hem çocuk birçok esir alarak onları puttan tanrılarına kurban olarak sundular.
15 Ve öyle oldu ki üç yüz altmış yedinci yılda, Lamanlılar'ın kadınlarını ve çocuklarını kurban etmelerine öfkelenen Nefililer öyle büyük bir hırsla Lamanlılar'ın üzerine yürüdüler ki Lamanlılar'ı yeniden yenerek onları ülkelerinden sürüp attılar.
16 Ve Lamanlılar üç yüz yetmiş beşinci yıla kadar bir daha Nefililer'e saldırmadılar.
17 Ve bu yıl bütün güçleriyle Nefililer'e karşı savaşmaya geldiler; ve çok kalabalık oldukları için onları saymak mümkün değildi.
18 Ve o zamandan sonra Nefililer, Lamanlılar üzerinde bir daha üstünlük sağlayamadılar; ancak çiğin güneş karşısında eridiği gibi onların önünde silinip yok oldular.
19 Ve öyle oldu ki Lamanlılar Harabe şehrine saldırdılar; ve Harabe ülkesinde çok korkunç bir savaş oldu ve onlar bu savaşta Nefililer'i yendiler.
20 Ve Nefililer onların önünden tekrar kaçıp Boaz şehrine geldiler; ve orada büyük bir cesaretle Lamanlılar'a karşı durdular, öyle ki Lamanlılar ikinci kez saldırıncaya kadar onları yenemediler.
21 Ve Lamanlılar ikinci kez geldiklerinde, Nefililer'i sürüp onları çok büyük bir katliamdan geçirerek topluca öldürdüler; onların kadınları ve çocukları yine putlara kurban edildi.
22 Ve öyle oldu ki Nefililer yine Lamanlılar'ın önlerinden kaçtılar ve beraberlerinde kasabalardaki ve köylerdeki halkı da alıp götürdüler.
23 Ve şimdi ben Mormon, Lamanlılar'ın ülkeyi yıkmak üzere olduklarını görünce, Şim tepesine gittim ve Ammaron'un Rab'be saklamış olduğu bütün kayıtları aldım.
5. BÖLÜM
Mormon tekrar Nefili ordularını kan ve katliam dolu savaşlarda yönetir---Mormon Kitabı, bütün İsrail'i İsa'nın Mesih olduğuna inandırmak için gün ışığına çıkacaktır---Lamanlılar inançsızlıkları yüzünden darmadağın olacaklar ve Ruh onlarla uğraşmaktan vazgeçecektir---Lamanlılar Sevindirici Haber'i son günlerde Yahudi olmayan uluslardan alacaklardır. m.s. tahminen 375--384 yılları.
Ve öyle oldu ki Nefililer'e bir daha yardım etmeyeceğime dair ettiğim yeminden pişmanlık duyup aralarına gittim; ve kendilerini sıkıntılarından kurtarabileceğimi düşünerek beni yeniden ordularının başına getirdiler.
2 Fakat işte, Rab'bin yargılarının üzerlerine geleceğini bildiğim için ümitsizdim; çünkü kötülüklerinden tövbe etmiyorlar, yine de canlarını kurtarmak için kendilerini yaratan Varlığın adını anmadan mücadele veriyorlardı.
3 Ve öyle oldu ki Erden şehrine kaçtığımız sırada Lamanlılar üzerimize saldırdı; fakat işte, geri püskürtüldüler ve şehri bu kez almayı başaramadılar.
4 Ve öyle oldu ki tekrar üzerimize saldırmalarına rağmen biz şehri savunduk. Ve Nefililer'in savunduğu başka şehirler de vardı, bu güçlü kaleler Lamanlılar'ın önümüzde uzanan bölgeye geçmelerini engellediği için onlar buradan geçemiyorlar ve ülkemiz insanlarını yok edemiyorlardı.
5 Fakat öyle oldu ki Lamanlılar geçtiğimiz her yeri ve bu yerlerde toplu olarak bulunmayan halkı yerle bir ederek halkın köylerini, kasabalarını ve şehirleri ateşe verdiler; ve üç yüz yetmiş dokuz yıl böyle geçti.
6 Ve öyle oldu ki üç yüz sekseninci yılda Lamanlılar yine bizimle savaşmaya geldiler ve cesurca onlara karşı koyduk; ancak bütün çabalarımız boşa çıktı; zira o kadar kalabalıktılar ki Nefililer'i ayakları altında çiğnediler.
7 Ve öyle oldu ki yeniden kaçmaya başladık ve Lamanlılar gelmeden kaçanlar kurtuldu, ama Lamanlılar'dan daha çabuk davranamayanlar ise silinip süpürüldü ve yok edildi.
8 Ve şimdi işte, ben Mormon gözlerimin önünde yaşanan böylesine korkunç bir kan ve katliam sahnesini anlatıp insanların yüreğini parçalamak istemem; ne var ki bunların kesinlikle bildirilmesi ve gizli olan her şeyin damların üzerinden açıklanması gerekir.
9 Ve ayrıca bu bilgilerin, bu halktan geride kalacak olanlara ve ayrıca Rab'bin dediğine göre bu halkı dağıtacak olan Yahudi olmayan uluslara ulaşması gerekir ki bu halk onların arasında bir hiç sayılacaktır---Bu yüzden bunların kısa bir özetini yazıyorum, aldığım emir nedeniyle ve bu halkın kötülüklerinden dolayı çok büyük üzüntü duymamanız için gördüklerimi tam olarak anlatmaya cesaret edemiyorum.
10 Ve şimdi işte, nimetlerinin kendilerine nereden geldiğini bilip anlamaları için bunu hem onların soyuna hem de İsrail Evi'ne ilgi duyan Yahudi olmayan uluslara söylüyorum.
11 Çünkü böylelerinin İsrail Evi'nin başına gelecek felakete üzüleceklerini biliyorum; evet, bu halk yıkıma uğradığı için üzüntü duyacaklar; bu halk tövbe etmediği için üzüntü duyacaklar; eğer tövbe etmiş olsalardı, İsa'nın kolları onları sıkıca sarabilirdi.
12 Şimdi bu şeyler Yakup Evi'nden geride kalanlara yazılmıştır; ve kötülüğün bunları onlara ulaştırmayacağını Tanrı bildiği için bu şekilde yazılmışlardır; ve bunlar zamanı geldiğinde gün ışığına çıkarılmak üzere Rab'be saklanmalıdırlar.
13 Ve aldığım buyruk şudur; ve işte, bu yazılanlar Rab'bin emrine göre, hikmetiyle uygun gördüğü bir zamanda ortaya çıkacaktır.
14 Ve işte, yazılanlar Yahudiler'in arasındaki inançsızlara ulaşacak; ve şu amaçla onlara ulaşacak---İsa'nın Mesih olduğuna, yaşayan Tanrı'nın Oğlu olduğuna inansınlar diye; Baba, En Çok Sevdiği'nin aracılığıyla Yahudiler'i yani bütün İsrail Evi'ni, Tanrıları Rab'bin onlara vermiş olduğu mirasları olan ülkeye geri getirip yaptığı antlaşmayı yerine getirebilsin ve büyük ve sonsuz amacını gerçekleştirebilsin diye.
15 Ve aynı zamanda bu halkın soyu, kendilerine Yahudi olmayan uluslardan gelecek olan O'nun Sevindirici Haberi'ne daha sıkı bir şekilde inansınlar diye ulaşacak; çünkü bu halk dağıtılıp şimdiye dek aramızda hiç görülmemiş, evet, hatta Lamanlılar'ın arasında da görülmemiş, tarifi imkansız derecede kara, pis ve tiksindirici bir halk olacak; ve bu onların başına inançsızlıkları ve putperestlikleri yüzünden gelecek.
16 Çünkü işte, Rab'bin Ruhu artık onların atalarıyla uğraşmayı bırakmıştır; ve onlar bu dünyada Mesihsiz ve Tanrısız'dırlar; ve rüzgarın süpürüp götürdüğü saman çöpüne benzerler.
17 Geçmişte sevimli bir halktılar ve çobanları Mesih'ti; evet, hatta onlara Tanrı Baba yol gösterirdi.
18 Fakat şimdi işte, onlar rüzgara kapılmış bir saman çöpü gibi ya da yelkensiz veya demirsiz kendini yönlendirecek bir şeyi olmayıp dalgalar üzerinde sallanan bir gemi misali şeytana kapılmış gidiyorlar ve tıpkı onun gibiler.
19 Ve işte Rab, onların ülkede alabilecekleri nimetleri bu ülkenin sahibi olacak Yahudi olmayan uluslara ayırdı.
20 Fakat işte, öyle olacak ki onlar Yahudi olmayan uluslar tarafından sürülüp dağıtılacaklar; ve Yahudi olmayan uluslar tarafından sürülüp dağıtıldıktan sonra, işte o zaman Rab, İbrahim'le ve bütün İsrail Evi'yle yapmış olduğu antlaşmayı hatırlayacak.
21 Ve Rab ayrıca doğruların onlar için etmiş olduğu duaları da hatırlayacak.
22 Ve o zaman ey Yahudi olmayan uluslar, kötü yollarınızdan dönüp tövbe etmezseniz, Tanrı'nın gücü önünde nasıl durabilirsiniz?
23 Tanrı'nın elinde olduğunuzu bilmez misiniz? O'nun tüm güce sahip olduğunu ve yüce emriyle dünyanın bir tomar gibi dürüleceğini bilmez misiniz?
24 Bu yüzden, tövbe edip O'nun önünde kendinizi alçaltın ki gelip adaletini size göstermesin---Yoksa Yakup'un soyundan kalanlar aranızda aslan gibi ilerleyip sizi paramparça edecekler ve kurtaran olmayacaktır.
6. BÖLÜM
Nefililer son çatışmalar için Kumora ülkesinde toplanırlar---Mormon kutsal kayıtları Kumora tepesine saklar---Lamanlılar zafer kazanır ve Nefi ulusu yok edilir---Yüz binlerce insan kılıçtan geçirilir. m.s. tahminen 385 yılı.
Ve şimdi, halkım Nefililer'in yıkılışını anlatan kayıtlarımı bitiriyorum. Ve öyle oldu ki Lamanlılar'ın önünde yürüyüşe geçtik.
2 Ve ben Mormon, Lamanlılar'ın kralına bir mektup yazarak kendisinden halkımızı Kumora denilen bir tepenin yakınındaki Kumora ülkesine toplamamıza müsaade etmesini istedim; ve onlarla orada savaşabilirdik.
3 Ve öyle oldu ki Lamanlılar'ın kralı bu isteğimi kabul etti.
4 Ve öyle oldu ki Kumora ülkesine giderek çadırlarımızı Kumora tepesinin etrafına kurduk; ve burası çok sulak, ırmaklar ve pınarlar olan bir ülkeydi ve burada Lamanlılar'a karşı üstünlük sağlamayı umuyorduk.
5 Ve üç yüz seksen dört yıl geçtiğinde, halkımızdan geriye kalan herkesi Kumora ülkesine toplamıştık.
6 Ve öyle oldu ki bütün halkımızı tek bir vücut olarak Kumora ülkesine topladıktan sonra, işte ben Mormon, artık yaşlanmaya başlamıştım; ve bunun halkımın son savaşı olacağını biliyordum ve Rab'den atalarımızın bize bıraktığı kutsal kayıtların Lamanlılar'ın eline düşmemesi için emir almıştım (çünkü Lamanlılar onları yok ederlerdi); onun için bu kayıtları Nefi Levhaları'nı esas alarak yazdım ve Rab'bin eliyle bana emanet edilmiş olan ve oğlum Moroni'ye verdiğim bu birkaç levhanın dışındaki bütün kayıtları Kumora tepesine sakladım.
7 Ve öyle oldu ki halkım, eşleri ve çocuklarıyla birlikte Lamanlı ordularının şimdi kendilerine doğru yürüdüğünü gördü; ve bütün kötülerin yüreklerini dolduran o korkunç ölüm korkusu ile onların gelmelerini beklediler.
8 Ve öyle oldu ki bizimle savaşmaya geldiler ve sayılarının çokluğundan dolayı herkes korkuyla doldu.
9 Ve öyle oldu ki onlar halkımın üzerine kılıçla ve yayla ve okla ve baltayla ve her türlü savaş silahlarıyla saldırdılar.
10 Ve öyle oldu ki adamlarım, evet, yani yanımda olan on bin kişi yere serildi ve ben de aralarında yaralı düştüm; ve onlar yanımdan geçip giderek hayatıma son vermediler.
11 Ve Lamanlılar aramızdan geçip biz yirmi dört kişi dışında bütün halkımı öldürdükten sonra (sağ kalanların arasında oğlum Moroni de vardı) halkımın ölüleri arasında biz sağ kalanlar ertesi gün, Lamanlılar kamplarına döndüklerinde, Kumora tepesinden, benimle ilk saflarda vuruşan ve benim yönettiğim halkımdan on bin kişinin yere serilmiş olduğunu gördük.
12 Ve halkımdan oğlum Moroni'nin komutasındaki on bin kişinin de yere serilmiş olduğunu gördük.
13 Ve işte, Gidgidona'nın on bini de ölmüştü ve kendisi de ölülerin arasındaydı.
14 Ve Lama kendi on bini ile ölmüştü; ve Gilgal da kendi on bini ile ölmüştü; ve Limha da kendi on bini ile ölmüştü; ve Yeneyum da kendi on bini ile ölmüştü; ve Kumeniha ve Moroniha ve Antiyonum ve Şiblom ve Şem ve Yeş'in her biri kendi on binleri ile düşüp ölmüşlerdi.
15 Ve öyle oldu ki her biri kendi on binleri ile kılıçtan geçirilen on kişi daha vardı; evet, benimle birlikte olan yirmi dört kişinin, güney ülkelerine kaçmış olan birkaç kişinin ve kaçıp Lamanlılar'a sığınmış olan birkaç kişinin dışında bütün halkım ölmüştü; ve onların etleri ve kemikleri ve kanları yerde yatıyordu ve onları öldüren eller tarafından çürüyüp parçalanmak ve toprak anaya dönmek üzere oraya bırakılmışlardı.
16 Ve öldürülmüş olan halkımdan dolayı yüreğim parçalanarak şöyle haykırdım:
17 Ey güzel insanlar Rab'bin yollarını nasıl bıraktınız! Ey güzel insanlar, kollarını açarak sizi bekleyen İsa'yı nasıl reddedebildiniz!
18 İşte bunu yapmasaydınız, düşmeyecektiniz. Ama işte düştünüz ve ben sizin ölümünüze ağlıyorum.
19 Ey siz güzel oğullar ve kızlar, siz babalar ve analar, siz kocalar ve kadınlar, ey siz güzeller, nasıl oldu da düştünüz!
20 Fakat işte, geçip gittiniz ve benim kederim sizi geri getiremez.
21 Ve yakında sizin ölümlülüğünüzün ölümsüzlüğü giyineceği ve şimdi bozulup çürümekte olan bu bedenlerin çok geçmeden çürümez bedenler olacağı gün gelecektir; ve o zaman sizler işlerinize göre yargılanmak üzere Mesih'in yargı kürsüsünün önünde duracaksınız; ve eğer öyle olur da doğru bulunursanız, o zaman sizden önce gitmiş olan atalarınızla birlikte kutsanacaksınız.
22 Ah keşke üzerinize bu büyük yıkım gelmeden önce tövbe etseydiniz. Fakat işte, siz gittiniz ve Baba, evet, Cennetin Sonsuz Babası sizin durumunuzu biliyor ve size adaletine ve merhametine göre davranacak.
7. BÖLÜM
Mormon, son günlerde yaşayacak Lamanlılar'ı Mesih'e inanmaya, O'nun Sevindirici Haber'ini kabul etmeye ve kurtulmaya çağırır---Kutsal Kitap'a inananların hepsi aynı zamanda Mormon Kitabı'na da inanacaktır. m.s. tahminen 385 yılı.
Ve şimdi işte, eğer öyle olur da Tanrı sözlerimi onlara verirse, esirgenmiş olan bu halktan geride kalanlara atalarının yaptıklarını bilmeleri için birkaç şey söylemek istiyorum; evet, size sesleniyorum, ey İsrail Evi'nden geride kalanlar; ve size söyleyeceğim sözler şunlardır:
2 Bilin ki siz İsrail Evi'ndensiniz.
3 Bilin ki tövbeye gelmelisiniz, yoksa kurtulamazsınız.
4 Bilin ki savaş silahlarınızı bırakmalı, artık kan dökmekten zevk almamalısınız ve Tanrı size emretmedikçe silahlarınızı elinize bir daha almamalısınız.
5 Bilin ki atalarınızın bilgisine gelip bütün günah ve kötülüklerinizden tövbe etmelisiniz ve İsa Mesih'e, O'nun Tanrı'nın Oğlu olduğuna ve Yahudiler tarafından öldürüldüğüne ve Baba'nın gücüyle ölümden dirildiğine ve bu şekilde mezarı yenip ölümün dikeninin de kendisinde yutulduğuna inanmalısınız.
6 Ve O ölülerin dirilişini gerçekleştirir, buna göre insan O'nun yargı kürsüsü önünde durmak üzere dirilecektir.
7 Ve O dünyanın fidye ile kurtuluşunu gerçekleştirdi; buna göre yargı gününde, önünde suçsuz bulunana, O'nun Krallığı'nda Tanrı huzurunda yaşamak bağışlanmıştır. Orada sonsuz bir mutluluk durumunda, yukarıdaki korolarla birlikte o, tek bir Tanrı olan Baba'ya ve Oğul'a ve Kutsal Ruh'a sürekli övgüler sunacaktır.
8 Bu yüzden tövbe edip İsa'nın adıyla vaftiz olun ve sizin önünüze konacak olan, yalnızca bu kayıttaki değil, aynı zamanda Yahudi olmayan uluslara Yahudiler'den gelecek olan, Yahudi olmayanlar uluslardan da size gelecek olan kayıttaki Mesih'in Sevindirici Haber'ine sarılın.
9 Çünkü işte, bu kayıt o kayıtlara inanabilmeniz için yazılmıştır; ve eğer ona inanırsanız, buna da inanacaksınız; ve buna inanırsanız, atalarınızı ve Tanrı'nın gücüyle onların aralarında yapılmış olan olağanüstü işleri de bileceksiniz.
10 Ve Yakup'un soyunun bir kalıntısı olduğunuzu da bileceksiniz; bundan dolayı, siz ilk antlaşmanın halkı arasında sayılıyorsunuz; ve eğer öyle olur da Mesih'e inanıp önce suyla, sonra da ateş ve Kutsal Ruh'la, Kurtarıcımızı örnek alarak O'nun bize emrettiği şekilde vaftiz olursanız, yargı gününde sizin için iyi olacaktır. Amin.
8. BÖLÜM
Lamanlılar, Nefililer'i arayıp buldukları yerde öldürürler---Mormon Kitabı, Tanrı'nın gücü ile gün ışığına çıkacaktır---Rab'bin işine öfkelenenlerin ve O'nun işine karşı mücadele edenlerin üzerine lanet okunur---Nefili kayıtlar kötülüğün, yozlaşmanın ve inançtan sapmanın olduğu bir gün ortaya çıkacaktır. m.s. tahminen 400--421 yılları.
İşte, ben Moroni, babam Mormon'un kayıtlarını bitiriyorum. İşte, babamın yazmamı emrettiği bir iki şey daha var.
2 Ve şimdi öyle oldu ki Kumora'daki o büyük müthiş savaştan sonra, işte güneydeki ülkeye kaçan Nefililer'in hepsi Lamanlılar tarafından yakalanarak öldürüldü.
3 Ve onlar babamı da öldürdüler ve halkımın yıkıma uğratılışının üzgün öyküsünü yazmak için yalnız ben kaldım. Fakat işte, onlar yitip gittiler ve ben babamın emrini yerine getiriyorum. Ve beni de öldürürler mi bilmiyorum.
4 Bu yüzden bu kayıtları yazıp toprağa saklayacağım ve benim nereye gideceğim önemli değildir.
5 İşte, babam bu kayıtları tutmuş ve onlara amacını yazmıştır. Ve işte, levhaların üzerinde yer olsaydı, onu da yazardım, ama yer yok; ve madenim de yok, çünkü tek başımayım. Babam ve bütün akrabalarımın hepsi savaşta öldü. Ne arkadaşım ne de gidecek bir yerim var; ve Rab'bin bana daha ne kadar yaşamam için izin vereceğini de bilmiyorum.
6 İşte, Rabbimiz ve Kurtarıcımızın gelişinden bu yana dört yüz yıl geçti.
7 Ve işte, Lamanlılar halkım Nefililer'i yok edinceye kadar, onları şehirden şehre ve oradan oraya kovaladılar; ve onların yıkılışı büyük oldu; evet, halkım Nefililer büyük ve olağanüstü bir yıkıma uğradılar.
8 Ve işte, bunu yapan Rab'bin elidir. Ve işte, Lamanlılar birbirleriyle de savaşıyorlar ve bu ülkenin her tarafında sürekli olarak cinayet işlenip kan dökülüyor; ve hiç kimse savaşın ne zaman sona ereceğini bilmiyor.
9 Ve şimdi işte, onlardan bir daha söz etmeyeceğim, çünkü ülkede artık Lamanlılar'dan ve eşkıyalardan başka kimse kalmadı.
10 Ve İsa'nın öğrencileri dışında gerçek Tanrı'yı bilen hiç kimse kalmadı; halkın işlediği kötülükler o kadar büyüktü ki Rab o zamana dek ülkede kalmış olan öğrencilerin halkın arasında bulunmalarına izin vermedi; ve onların ülkede olup olmadıklarını hiç kimse bilmez.
11 Fakat işte, babamla ben onları gördük ve onlar bize yardım etti.
12 Ve bu kayıtları alan ve onları içindeki eksikliklerden dolayı kınamayan kimse, bunlardan daha büyük şeyleri bilecektir. İşte, ben Moroni'yim; ve eğer mümkün olsaydı, size her şeyi bildirirdim.
13 İşte, ben bu halktan söz etmeyi bitiriyorum. Ben Mormon'un oğluyum ve babam Nefi'nin soyundandır.
14 Ve bu kayıtları Rab'be saklayan benim; levhaların Rab'bin emrinden dolayı hiçbir değeri yoktur. Çünkü O gerçekten hiç kimsenin onları kazanç elde etmek için alamayacağını söylemiştir; ancak onların içindeki kayıtların çok büyük değeri vardır; ve onları kim gün ışığına çıkarırsa, Rab onu kutsayacaktır.
15 Çünkü hiç kimsenin Tanrı tarafından kendisine verilmedikçe bu kayıtları gün ışığına çıkarmaya gücü yetmez; çünkü Tanrı bunun sadece O'nun yüceliğini düşünerek yapılmasını ya da uzun zamandır dağılmış bulunan Rab'bin antlaşma yaptığı eski halkının iyiliği için yapılmasını ister.
16 Ve bunları ışığa çıkaracak olana ne mutlu! Çünkü onlar Tanrı'nın sözüne göre karanlıktan aydınlığa çıkarılacaklardır; evet, onlar topraktan çıkarılacak ve karanlığın içinden parlayarak halkın bilgisine ulaşacaktır; ve bu, Tanrı'nın gücüyle yapılacaktır.
17 Ve eğer bu yazılarda hatalar varsa, bunlar insan hatalarıdır. Fakat işte, bizim bildiğimiz bir hata yok; ancak Tanrı her şeyi bilir; bu yüzden bu yazıları kınayan dikkat etsin ki cehennem ateşinin tehlikesi ile karşı karşıyadır.
18 "Bana bu kayıtları gösterin, yoksa cezalandırılacaksınız!" diyen kimse Rab'bin yasakladığını emretmekten sakınsın.
19 Çünkü işte, aceleyle yargılayan aynı şekilde aceleyle yargılanacaktır; çünkü yaptığı işlerin karşılığını alacaktır; bu yüzden kim vurursa, ona da Rab tarafından vurulacaktır.
20 İşte kutsal yazı: Aİnsan ne vuracak, ne de yargılayacaktır@ der. Çünkü yargı bana aittir, diyor Rab; ve intikam da benimdir ve karşılığını Ben vereceğim.
21 Ve öfke soluyan, Rab'bin işine karşı çekişen ve Rab'bin İsrail Evi'nden olan antlaşmalı halkına karşı savaşarak: ABiz Rab'bin işini yok edeceğiz ve Rab de İsrail Evi ile yapmış olduğu antlaşmayı hatırlamayacak@ diyen kişi, kesilip ateşe atılmak tehlikesi ile karşı karşıyadır.
22 Çünkü Rab'bin sonsuz amaçları, O'nun verdiği bütün sözler yerine gelinceye kadar devam edecektir.
23 İşaya'nın peygamberliklerini araştırın. İşte, ben onları yazamam. Evet, işte size derim ki benden önce gitmiş olan ve bu ülkenin sahibi olan azizler haykıracaklar, evet, hatta tozun içinden Rab'be haykıracaklar; ve Rab nasıl yaşıyorsa, onlarla yapmış olduğu antlaşmayı hatırlayacaktır.
24 Ve Rab onların kardeşleri için olan dualarını bilir. Ve onların inançlarını da bilir; çünkü O'nun adıyla dağları yerinden kaldırabilmişlerdi; ve O'nun adıyla dünyayı sarsabilmişlerdi; ve O'nun sözünün gücüyle hapishanelerin yıkılmasına neden olmuşlardı; evet, hatta kızgın fırınlar bile onlara zarar verememişti; ne vahşi hayvanlar ne de zehirli yılanlar O'nun sözünün gücüyle onlara dokunabilmişlerdi.
25 Ve işte Rab'bin yardımıyla bunları gün ışığına çıkaracak olan kişi için de dualar ettiler.
26 Ve hiç kimsenin bunların olmayacağını söylemesine gerek yoktur; çünkü bunlar mutlaka olacaktır; çünkü bu sözleri Rab söyledi; çünkü bunlar Rab'bin eliyle topraktan çıkacak ve hiç kimse bunun önüne geçemeyecektir; ve bunlar, mucizelerin bittiği söylendiği bir günde olacak ve sanki ölülerden konuşan biri gibi gelecektir.
27 Ve bu, azizlerin kanının gizli çetelerden ve karanlık işlerden dolayı Rab'be haykıracağı günde olacaktır.
28 Evet, bu Tanrı'nın gücünün inkâr edildiği, kiliselerin kirlendiği ve yüreklerinin gururuyla böbürlendikleri bir günde, evet, hatta kilise liderlerinin ve öğretmenlerin gururuyla böbürlenip kendi kiliselerine bağlı olanları kıskanacakları bir günde olacaktır.
29 Evet, bu, yabancı ülkelerde yangınlardan, kasırgalardan ve buhar dumanlarından söz edildiği günde olacaktır.
30 Ve ayrıca savaşlar, savaş söylentileri ve çeşitli yerlerde depremlerin olduğu duyulacaktır.
31 Evet, bunlar yeryüzünde büyük bir kirliliğin olacağı bir günde olacaktır; o gün cinayetler ve soygunlar ve yalanlar ve aldatmacalar ve cinsel ahlaksızlıklar ve her türlü iğrençlikler olacaktır. O zaman birçokları: ABunu yapın ya da şunu yapın önemi yok; çünkü Rab böyle yapanlara son günde arka çıkacak@ diyeceklerdir. Fakat böylelerinin vay haline! Çünkü onlar öd acılığı içindedirler ve kötülüğün bağlarına sarılmışlardır.
32 Evet, bu: ABize gelin ve paranızla günahlarınızdan bağışlanın@ diyen kiliselerin kurulacağı bir günde olacaktır.
33 Ey kötü, sapık ve dik kafalı halk! Neden kendinize kazanç sağlamak için kiliseler kurdunuz? Neden Tanrı'nın kutsal sözlerini değiştirerek canlarınızın üzerine lanet çektiniz? İşte, Tanrı'nın vahiylerine bakın; çünkü işte, bütün bunların yerine geleceği o günün vakti geliyor.
34 İşte Rab bana yakında bunların aranızda gerçekleşeceği günde olacaklarla ilgili büyük ve harikulade şeyler gösterdi.
35 İşte, ben size sanki benim yanımdaymışsınız gibi söylüyorum, ama siz yanımda değilsiniz. Fakat işte, İsa Mesih sizi bana gösterdi ve ben sizin yaptıklarınızı biliyorum.
36 Ve yüreklerinizin gururuyla yürümekte olduğunuzu biliyorum ve aranızdaki birkaç kişinin dışında yüreklerinin gururuyla kendilerini göklere çıkarmayan hiç kimse yoktur; herkes gösterişli elbiseler giyiyor ve kendisini kıskançlığa ve kavgaya ve nefrete ve baskıya ve her türlü kötülüğe teslim etmiş; ve kiliseleriniz, evet, hatta kiliselerinizin her biri yüreklerinizin gururundan dolayı kirlenmiş.
Dostları ilə paylaş: |