Muhabbetname



Yüklə 1,6 Mb.
səhifə21/83
tarix12.08.2018
ölçüsü1,6 Mb.
#69835
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   83

EYYÛB (A.S.) SABRI


Eyyûb peygamber, Yusuf (A.S.)’ dan sonra gelen, çok zengin, gece ve gündüz ibâdetinde dâim bir peygamberdir. Şeytan, Eyyûb’un bu kadar çok ibâdetini kıskandı. Bir gün Cenâb-ı Hakk’a yalvararak “Kulun Eyyûb çok zengin, hiçbir ihtiyacı olmadığından bu kadar çok ibâdet yapıyor. Ya Rabbi bana müsaade et, malını mülkünü elinden alalım gör halini” dedi. Cenâb-ı Hakk da “Bu müsaadeyi verdim” dedi. Eyyûb'un elinden bir felaketle ne kadar malı mülkü varsa hepsini aldı. Eyyûb (A.S.) “Veren Allah, alan Allah” dedi. Hiç kederlenmedi. İkinci defasında, çocuklarını da bir felaketle elinden aldı. Yine “Veren Allah, alan Allah” dedi.

Çünkü Eyyûb'un yedi kız ve yedi oğlan evladı vardı. İblis bunda da muvaffak olamayınca “Ya Rabbi, vücûduna ibtilâ vereyim de bak yine ibâdetini yapabilecek mi !” dedi. Cenâb-ı Hakk da “Diline, aklına ve gönlüne dokunma. Bunlardan gayrisinin ibtilâsına müsaade ettim.” dedi. Eyyûb hastalandı ve 42 derece sıtma ateşiyle yatağa düştü. Buna rağmen zikrinde ve ibâdetinde eksiklik yapmıyordu. İblis, üç defa Eyyûb'a musallatından bir sonuç alamayınca, çıldırmağa başladı. Bir gün ailesi, ekmek almak için fırına gitmişti. Daha önceden İblis’in “Bu kadın hastalıklı Eyyûb'un eşidir. Ona saçından bir miktar kesmeden ekmek vermeyin” telkînâtına binaen ekmek vermediler. Çünkü Eyyûb (A.S.) çok hasta olduğu için, saçı uzun olan eşinin saçlarına tutunarak kalkıyordu. Eşi de fırından ekmek alamayınca, aç kalma korkusu ile saçından kestirdi ve ekmeği eve götürdü. İblis ise boş durmamış, eşi eve gelmeden haberi Eyyûb (A.S.)’a getirmişti. Saçının kesilmesini gören Eyyûb (A.S.) “İyi olursam sana yüz sopa vuracağım” dedi. Eyyûb (A.S.) bu ibtilâlara o kadar sabrediyordu ki, melekler dahi hayrette kaldılar. Bir ara Cenâb-ı Hakk’tan nidâ geldi.”Ya Eyyûb ! Sen benim sabreden kullarımdansın. Artık ayaklarını yere vur.” Eyyûb ayaklarını yere vurunca, yerden bir sıcak ve bir de soğuk su çıktı.”Soğuk suyu iç, sıcak su ile de yıkan” denildi. O da aynen öyle yaptı. Sıhhate kavuştu. Ayrıca Sad Sûresi 43. âyette de buyrulduğu gibi “Eyyûb’a bütün ehlini ve beraberinde daha bir mislini bağışladık” emriyle eşi ve çocukları da, eski güzel günlere döndüler.

Eyyûb (A.S.)’un aklına eşine yüz sopa vuracağım diye verdiği söz geldi. Buna binaen de, Cenâb-ı Hakk, 43. âyetin devamında nidâ ederek “Eline yüz başaklı bir demet al ve onu bir defa eşine vur ki, sözünde durasın. Çünkü biz seni sabırlı bulduk” buyruldu.

İşte Sad Sûresi 41 ilâ 45. âyetlerde Eyyûb (A.S.)’ dan bahseden kıssa bizlere, zâhir olarak böylece anlatılmışsa da, bu gün bizler bir Eyyûb gibi aynı ibtilâları zâhir ve bâtında geçirmekteyiz. Fakat kendimizden haberdar olmadığımızdan bu âyetlerin bu gün bizlere hitap ettiğini bilemiyoruz. Günümüzdeki İblislerin musallat olmalarından nasıl korunmamız gerektiğini, sabırla muvaffak olma metodlarını, ehlinden öğrenmediğimiz için de, ne dünyada ne de âhirette mutluluğa geçemiyoruz. Eyyûb kul anlamındadır. Bizim gibi Cenâb-ı Hakk’a yüzünü dönmüş, emir ve yasaklarıyla âmil olmak için gayret gösteren kullara İblis musallat olur. Onun görevi Hakk yolundaki kişilerin doğru yolunun üzerine oturarak, bu Hakk yolcularını saptırmak ve kendisi gibi bunların da huzurdan kovulmalarını sağlamaktır. Bu işi de Cenâb-ı Hakk’tan müsaade alarak yapması, dikkate şâyândır. Demek ki şeytan bile Hakk’tan müsaade almadan bir iş yapamıyor. İşte Sad Sûresi 41. âyetteki Eyyûb’un “Şeytan beni zorluk ve eleme uğrattı” sözü, kişinin gaflet zamanlarında vesvese ve vehim gibi, Hakk’tan uzaklık hâli ile, ahlâksızlık ve gadap hallerini nefis yönüyle yaşamasıdır. Şeytan üç defa Eyyûb (A.S.)’ a musallat olmuştur. Birincisinde malını mülkünü almış, yani fiillerin fâili Allah iken onu engellemiş, ikincisi çocuklarını yani sıfatlarının mevsûfunu örtmüş ve rûh tecellîlerini engelleyerek nefsine nisbet ettirmiş, üçüncüsünde de vücûduna hastalık vererek eleme uğratmıştır. Yalnız kalbi, aklı ve dili hariç

İşte bir sâlik de, Mürşîd-i Kâmile giderek, nefsinin kendisine ait gibi gösterdiği bu varlıkları Allah’a nisbet etmeyi öğrendiğinde, enfüsünde nefs-i emmâre olan, şeytanın vehim ve vesveselerinden kurtularak, kuvve-i rûhun selametine mazhar olacaktır. Eyyûb’un eşi sıfatlarıdır. Rûhun nurundan mahrum olan sıfat, elbette nefsin emrinde olacağı için, mahlûku mahlûk görecektir. Tahsilindeki her türlü ibtilâ ve tecellîlere sıdkıyetle sabredenler, Tevhîd yolu olan ayağını yere vurmasıyla sıcak ve soğuk su çıkacaktır. Soğuk su bedenin, sıcak suda sîretin mutluluğu için kişiyi huzura kavuşturur. Sıcak su hakîkat, soğuk su şeriattır. Bir kişi Fenâfillâh olarak şeytanın bütün ibtilâlarına sabreder, Hakk’ın varlığı ile var olursa, şirklerinden ve en büyük günah olan vücûd varlığı hastalığından kurtulmuş ve hakîkat sıcaklığı ile de yıkanmış olur. Feraiz olan Makâm-ı Cem’den, hakikî şeriat olan Hazretü’l Cem mertebesine iner. Şeriat elbisesini giyerse, soğuk suyu da içmiş olacaktır. Vahdet zevki hakîkat, kesretteki cemalullah zevki de şeriattır.

Bu tenzih ve teşbih zevkine sahip olanlar, kendilerinde ve bütün tecellîlerde Tevhîd yaparak imtihanı kazanmıştır. Evvelde kendisine ait diye bildiği malı, mülkü olan ef’alini, çocukları olan sıfatlarını ve vücûdu diye bildiği Vücûdullahı, Cenâb-ı Hakk ona ihsân etmiş ve eski zenginliğine kavuşmuştur. Çünkü Hakk’ın zenginliği ile zenginleştiğinden, dâimî mutluluğa ermiştir. Nefsin tahakkümünden kurtulan, kul olan Eyyûblar, Cenâb-ı Hakk’ın en üstün diye vasıflandırdığı bu insandaki bütün nimetlerini, kemâlâtıyla o mazhardan açığa çıkarır. Eyyûb’un yedi kız ve yedi oğlan evladı vardı. Onlar da ehliyle birlikte rahmete kavuştular. Bunlar kişinin yedi sıfat-ı subûtiyesinin, Vahdet ve kesret tecellîleridir. Bütün vücûddaki, şubeler rûhun emrine girdiği için refah ve mutluluğa ermiş oldular. Eyyûb’un ailesine yüz sapı bir araya getirerek bir defa vurması da 99 esmâ-ül hüsnanın yüzüncüsü olan Allah isminden cem’iyle tecellî etmesidir. Çünkü rûhun, vücûd ülkesinde tasarrufu, kalbin bütün sıfatlarından onu sergilemesinden başka bir şey olamaz.

Bu yolda, çok sabretmek ve sadakatla teslimiyet şarttır. Cenâb-ı Hakk bizleri, İnsan-ı Kâmile giderek ilka edilen üç nisbîyetten kurtulan ve selâmete çıkan kullarından eylesin. Gayriyet ve cehâlet hastalığından kurtularak mutluluğa erenlerden eylesin. Âmin.


Yüklə 1,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   83




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin