1- İsar (Fedakarlık)



Yüklə 1,89 Mb.
səhifə74/76
tarix17.01.2019
ölçüsü1,89 Mb.
#98598
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   76

3810. Bölüm

Cercis





  1. İbn-i Abbas şöyle diyor: “Allah-u Teala Cercis’i (a.s) adına Dazane dedikleri ve puta tapan Şam bölgesinde yaşayan bir padişaha gönderdi. Cercis ona şöyle dedi: “Ey Padişah! Nasihatımı kabul et, yaratıklar için Allah-u Teala’ya tapmaktan ve ondan başkasına rağbet etmemekten başka bir şey yakışmaz.” Padişah ona şöyle dedi: “Sen hangi topraklardansın?” O şöyle buyurdu: “Filistin’de oturan Rumlardan.” Padişah Cercis’in zindana atılmasını emretti. Sonra da bedenini demir taraklarla etleri dökülünceye kadar taradılar.”1





502. Konu
En-Nübüvvet(2)

Nübüvvet(2)

Özel Nübüvvet

30-Halid b. Sinan (a.s)


  • Bihar, 14/448, 30. Bölüm; Kısset-u Halid b. Sinan e’bsi




3811. Bölüm

Halid b. Sinan





  1. İmam Bakır ve İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Halid b. Sinan Absi’nin kızı Allah Resulü’nün (s.a.a) yanına geldi. Peygamber ona şöyle buyurdu: “Ey kardeşimin kızı! Hoş geldin.” Ona elini verdi, onu kendine yakın kıldı, elbisesini üzerine serdi, onu kendi yanına oturttu ve şöyle buyurdu: “Bu kavminin yok ettiği bir Peygamberin kızıdır.” Halid b. Sinan Absi’nin kızıdır. O kızın adı ise Mehyat binti Halid b. Sinan idi.”1



Açıklama


Şöyle diyorum: Bazı rivayetlerde yer aldığına göre ise o Peygamber değildi. Meclisi (r.a) şöyle diyor: “Onun nübuvvetine delalet eden rivayetler daha güçlü ve daha çoktur.”

3812. Bölüm

İki İsimli Peygamberler





  1. İmam Ali (a.s), iki ismi olan altı Peygamber hakkında sorulunca şöyle buyurmuştur: “Yuşa’ b. Nun (a.s) ki diğer adı Zülkifl idi, Yakub b. İshak (a.s) ki diğer adı da İsrail idi, Hızır (a.s) ki diğer adı da Helkiya idi, Yunus (a.s) ki adı Zünnun idi, İsa (a.s) ki diğer adı da Mesih idi ve Muhammed (a.s) ki diğer adı da Ahmet idi. Allah’ın selamı hepsinin üzerine olsun.”2



3813. Bölüm

Atsız Peygamberler



Kur’an:

Nice peygamberlerin yanında pek çok rabbani kimse savaşmıştır. Allah yolunda başlarına gelenlerden ötürü gevşememişler, yılmamışlar ve boyun eğmemişlerdi. Allah, sabredenleri sever.”3



En’am suresi, 10,34,42,112; A’raf suresi, 4-6; Yunus suresi, 47; Hud suresi, 100,102,116,117; Ra’d suresi, 32; İsra suresi, 17; Meryem suresi, 98. Ayet; Ta-Ha suresi, 128. Ayet; Neml sursi, 69. Ayet; Kasas suresi, 58-59. Ayetler; Secde suresi, 26. Ayet; Sebe suresi, 34-35. Ayetler; Sad suresi, 3. Ayet; Mu’min suresi, 21,22. Ayetler; Zuhruf suresi; 7-7,23-25. Ayetler; Kaf suresi, 36. Ayet; zariyat suresi, 52. Ayet; Teğabun suresi, 5,6. Ayetler

  1. İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Adem ve Nuh arasında bir takım Peygamberler vardı. Onların bazısı gizli ve tanınmamış, bazısı ise aşikar ve açık idi. Bu yüzden Kur’an’da onlardan zikredilmemiş ve onlardan aşikar olan Peygamberler gibi söz edilmemiştir. Allah-u Teala’nın “ve bazı Resullerin kıssalarını senin için söylemedik” ayetinin anlamı da şudur: “Aşikar Peygamberlerin adını andığım gibi tanınmamış Peygamberlerin adını anmadım.”1

  2. İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Adem ve Nuh’un arasında zahiri olmayan (peygamber olarak bilinmeyen) bir takım Peygamberler vardı. Bu yüzden Kur’an onları zikretmemiştir. Açık Peygamberlerden (a.s) söz ettiği gibi bu peygamberlerden söz etmemiştir. Aziz ve celil olan Allah’ın şu sözü de buna işaret etmektedir. Peygamberlerden bir kısmını daha önce sana anlatmış, bir kısmını da anlatmamıştık. (Yani açık Peygamberlerin adını andığım gibi, açık olmayan Peygamberlerin adını anmadım.)23

  3. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ey Abdulhamid! Allah’ın açık ve gizli bir takım Peygamberleri vardır. O halde, ona açık olan Peygamberlerin adı için yemin ettiğinde ve ondan bir şey dilediğinde açık olmayan Peygamberlerin hakkı için de dile.”4

  4. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah-u Teala peygamberlerinden birine şöyle buyurdu: “Yarın sabah gördüğün ilk şeyi ye, ikincisini sakla, üçüncüsünü kabul et, dördüncüsünü yapma, beşincisinden kaç.”

Ertesi gün sabah yola düştü. Yolda siyah ve büyük bir dağa rastladı. Kendi kendine şöyle dedi: “Rabb'im bana bunu yememi emretti.” (Bu emir karşısında) şaşkınlığa düştü. Sonra, “Rabb'im bana gücümün yettiği şeyi emreder” dedi ve o dağa doğru onu yemek için hareket etti. Gittikçe yaklaşıyor ve dağ küçülüyordu. Yanına varınca onu bir lokma gibi gördü. Onu yedi ve onu en lezzetli şey olarak buldu. Daha sonra hareket etti, leğen dolusu altın gördü. “Rabbim bana bunu saklamamı emretti” diyerek bir çukur kazdı ve o leğeni defnetti. Üzerini toprakla örttü ve yoluna devam etti. Arkasına bakınca leğenin gözüktüğünü gördü. Kendi kendine, “Ben Rabbimin dediğini yaptım” dedi. Sonra yine yoluna devam etti. Aniden arkasında bir kartal olan bir kuş gördü. Kuş o peygamberin etrafında dönüp duruyordu, peygamber, “Rabbim bana bunu kabul etmemi emretti” dedi. Kollarını açtı, kuş elbisesinin kolundan içeri girdi. kartal, “Kaç gündür peşinde olduğum avımı aldın” dedi. Peygamber, “Rabbim bana bunu ümitsiz kılmamamı emretti” dedi. Sonra bacağından bir parça koparıp ona doğru attı ve yoluna devam etti. Yolda kurtlanmış kötü kokulu bir leşe rastladı. Kendi kendine, “Rabbim bana bundan kaçmamı emretti” dedi ve ondan kaçtı. Geri döndü. Rüyasında kendisine şöyle söylendi: “Sen emredildiğin şeyleri yaptın, onların ne olduğunu biliyor musun?” O, “Hayır” dedi. Kendisine şöyle denildi: “O dağ gazap semboluydü, insan gazaplanınca kendini görmüyor, aşırı gazaptan dolayı kendi değerini unutuyor. Ama kendini koruyup, değerini tanıyıp gazabına hakim olunca akibeti yiyeceği tatlı bir lokma gibi olur. O altın leğen ise salih amelin sembolüdür. İnsan onu gizleyince Allah onu açığa vurur. Böylece Allah'ın kendisine hazırladığı sevabın yanında o amelle de bunu süsler. O kuş ise sana nasihat eden kimsenin sembolüdür. Onu ve nasihatini kabul et. O kartal ise yanına gelen muhtaç biridir. Asla böyle birini ümitsiz etme. O kötü kokulu leş ise gıybetin sembolüdür. Ondan sürekli kaç.”1

  1. İmam Sadık (a.s), kendisine, “Mecusilerin de Peygamberi var mıydı?” diye sorulunca şöyle buyurmuştur: “Evet! Allah Resulü’nün Mekke ehline yazdığı mektuptan haberin yok mu?” Peygamber (s.a.a) onlara şöyle yazdı: “Mecusilerin de bir Peygamberi vardı. Onu öldürdüler ve bir de kitabı vardı ki onu yaktılar.” Peygamberleri, onlar için on ikibin inek postuna yazılmış bir kitap getirdi.”2

Bak. En-Nubuvvet (1), 3773. Bölüm; el-Bihar, 14/451, 31. Bölüm


Yüklə 1,89 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   76




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin