1. Osman Gazi Han



Yüklə 0,71 Mb.
səhifə12/28
tarix28.10.2017
ölçüsü0,71 Mb.
#18947
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   28

3. Murad Han


Padişahlık Sırası 12

Saltanatı 20 Yıl


İslâm Halifelik Sırası 77
Cülûsu 22 Aralık 1574
Babası Sultan II. Selim Hân
Annesi Nûr Bânû Sultan
Doğumu 4 Temmuz 1546
Vefâtı 16 Ocak 1595
Kabri İstanbul Ayasofya Camiî yanında Sultan Selim Türbesindedir

Osmanlı sultanlarının on ikincisi ve İslâm halifelerinin yetmiş yedincisi. Babası on birinci osmanlı sultanı İkinci Selim han, annesi Nûr Bânû sultandır. 4 Temmuz 1546'da Manisa'nın Bozdağ Yaylağında doğdu. 1558 târihine kadar Saruhan (Manisa)da kaldı.

Babasının Saruhan Sancakbeyliğinden Karaman Berlerbeyliğine tâyiniyle, Şehzâde Murâd'a da Alaşehir Sancakbeyliği verildi. 1526'da Manisa sancakbeyliğine tâyin edildi. 22 Aralık 1574 târihinde tahta çıkıncaya kadar bu vazifede kaldı. Sancağa çıkarılan en son Osmanlı hükümdarıdır.Osmanlı Devletinin zirvede olduğu bir devirde sultan olan Üçüncü Murâd Han, dünyâ siyâsetinde faal bir rol oynadı. Osmanlı hâkimiyeti en geniş sâhasına ulaştırıldı. Akdeniz'de denizci bir kavim olan Venedikliler ve kara Avrupa'sında Avusturya ile antlaşmalar yenilendi. Lehistan (Polonya) ile Osmanlı Devletinin kuzey siyâsetini belirleyen antlaşma, 30 Temmuz 1577'de imzâlandı. Rus Çarlığının yayılma siyâsetine karşı, Lehistan ile Kırım Hanlığının münâsebetleri tanzim edildi. Şii ideolojisinin temsilcisi İran Safevi Devletinin Osmanlı ülkesindeki yıkıcı ve bölücü faaliyetlerine karşı 1578'den itibâren her türlü tedbire başvuruldu. Ahâlisi sünni olan Şirvan ve Dağıstanlıları Safevi taarruzlarına karşı korumak ve hudûdu emniyet altına almak için 5 Nisan 1578'de başlatılan harekât 21 Mart 1590 târihinde imzâlanan İstanbul Antlaşması ile tamamlandı. Antlaşmaya göre;

1-Tebriz şehri ile Âzerbaycan'ın Tebriz mıntıkası, Karabağ, Gence, Kars, Tiflis, Şehrizûr, Nihâvend, Lûristan tarafları Osmanlılara kalacaktı. 2- Şiiler hazret-i Ebû Bekir, Ömer ve Osman (radıyallahü anhüm) ile hazret-i Âişe'ye iftirâ ve küfür etmeyeceklerdi. İran'daki Ehl-i sünnet Müslümanlara kötü muâmele yapılması Şah tarafından yasaklanacaktı. Üçüncü Murâd Han devrinde on iki yıl süren Şark seferleri sonunda Kafkasya ve Âzerbaycan Osmanlı Devletine bağlandı. Hazar Denizine hâkim olan Osmanlı Donanması, Safevilere karşı sünni Özbek Hanlarınca topçu ve yeniçeri askeri yardımı götürdü. Avrupa kıtasında Osmanlı Devletine tâbi Erdel (Transilvanya) Beyi İstefan Batori, 1577'de Lehistan (Polonya) kralı seçtirildi. Böylece Baltık'taki bu ülke de Osmanlı himâyesine alınarak, yıllık haraca bağlandı. İşgal ve tecâvüzlerden muhâfaza altına alınıp, Rus yayılmasının önüne geçildi. Avusturya ile münâsebetler hudut tecâvüzleri sebebiyle, 1592'de bozuldu. Yıllık otuz bin düka altın haracın gönderilmemesi üzerine, Veziriâzam Koca Sinan Paşa, Avusturya seferi için vazifelendirildi. 1592'de başlayan Avusturya harbi, 1606 yılına kadar devâm etti.

Fas'taki Sâdi şerifleri, Osmanlı sultanından İspanyollara karşı yardım istediler. Fas şeriflerine yardım etmek için Cezâyir Beylerbeyi Ramazan Paşa vazifelendirildi. Osmanlı kuvvetleriyle Fas şerifleri İspanyollarla Portekizlileri bölgeden attılar. Fas'tan Hıristiyanların atılması, başta papalık olmak üzere Güney ve Batı Avrupa devletlerini harekete geçirdi. Osmanlı taraftarı Fas şerifi Abdülmelik aleyhine tertiplenen Akdeniz Hıristiyanlığının son Haçlı seferine papalık, Fransa, Portekiz ve İspanya katıldılar. 4 Ağustos 1578'de Tanca yakınlarındaki Vâdi-yüs-Seyl (el-Kasr-ul Kebir, Alkazar) de yapılan muhârebede Haçlılar büyük bir hezimete uğradı. Portekiz kralı öldürülüp, ordusu imhâ edildi. Fas, Osmanlı hâkimiyetini tanıyarak, şerif Ahmed Mansur, emir tâyin edildi. Sultan Üçüncü Murâd Han devrinde Kuzey Afrika ülkesi olan Bornu da Osmanlı sultanına itâatini arz etti. Bu devirde bütün Kuzey Afrika'nın ve Bornu'nun tâbiiyete girmesiyle, Osmanlı Devleti en geniş ve tabii hudutlarına kavuştu. Sultan Üçüncü Murâd Han devrinde, ordunun seferde olmasından istifâde eden Dürziler Lübnan'da, Zeydiler Yemen'de, Hâriciler Trablusgarp'ta, Şah İsmâil Safevi tarafdan âsiler Kığı'da isyân etmişlerse de, hepsi de itaate getirilmişlerdir.

Sultan Üçüncü Murâd Han devrinde Osmanlı ülkesinde pekçok ilim, kültür ve sanat eserleri inşâ edilmiştir. Bu hususta ilk icrâat, Kâbe-i şerif duvarlarının mermerden yaptırılıp, Harem-i şerifin su yollarının temizletilmesi oldu. Medine'de bir medrese, mektep, zâviye ve büyük bir imâret yaptırıldı. Üçüncü Murâd Han bununla da kalmayarak, Harem-i şerifi tâmir ettirip, kubbelerini kargir yaptırdı. Manisa'da daha şehzâdelik devrinde câmi, medrese, imâret, tabhâneden meydana gelen Murâdiye külliyesini, İstanbul'da Toptaşı, Tımârhanesini yaptırdı. İyi bir tahsil gördüğünden ilme meraklı olan, İkinci Murâd; âlimleri çok severdi. Nakşibendi meşâyihinden Hâce Ahmed Sadık Kâbili'den feyz alarak kemâle geldi. Tasavvufa âit Fütûhât-ı Sıyâm adlı kitabı yazdı. ''Murâdi'' mahlasıyla tasavvufa âit kıymetli şiirleri vardır. Divânında Türkçe gazellerinin yanında Arapça ve Farsça gazelleri de vardır. Türkçe divanını Şemseddin Sivâsi açıklamıştır. Ayrıca Gelibolulu Âli, hoş görünmek maksadıyla, bâzı gazellerini şerh etmiştir. Ocak 1595'te İstanbul'da vefât eden Sultan Üçüncü Murâd Han, babası İkinci Selim Hanın Ayasofya Câmii yanındaki türbesine defnedildi.



3. Mehmed Han


Padişahlık Sırası 13

Saltanatı 9 Yıl


İslâm Halifelik Sırası 78
Cülûsu 27 Ocak 1595
Babası Sultan III. Mûrâd Hân
Annesi Safiye Vâlide Sultân
Doğumu 26 Mayıs 1566
Vefâtı 21 Aralık 1603
Kabri İstanbul Ayasofya Camiî Bahçesindedir

Osmanlı sultanlarının on üçüncüsü, İslâm halifelerinin yetmiş sekizincisi. 1566 târihinde Manisa’da doğdu. Babası Üçüncü Murad Han, annesi Sâfiye Vâlide Sultandır. Şehzâdeliğinde; yüksek din, fen, idarî ve askerî ilimleri, kıymetli âlimlerden öğrenerek yetiştirildi. İlk hocası İbrahim Cafer Efendidir. Haydar Efendi, Pir Mehmed Azmi Efendi, Sultan Selim Medresesi Müderrisi Nasûh Nevâli Efendiden ders aldı. Târihe geçen muhteşem bir merasimle sünnet edildi. 1583’te Manisa sancağı Vâliliğine tâyin edildi. Kumandanlık ve devlet idâresi siyâsetini iyice öğrenmek için Manisa’ya gönderildiğinde yanına müderrisi Nasûh Nevâli Efendi, lalası Sipahi Bey ile Defterdar Baş ruznâmecisi Hasan Beyzâde, Nişancı Lala Mehmed Paşa, Reisülküttâb olarak da Abdurrahman Çelebi ve diğer vazifeliler verildi. 1595’in Ocak ayına kadar Manisa’da vâlilik yaptı.

Babası Üçüncü Murâd Hanın vefatından on bir gün sonra 17 Ocak 1595 târihinde Manisa’dan İstanbul’a gelip, sultan îlân edildi. İlk icrââtı, devlet ve saltanatın emniyetini kuvvetlendirip, tâyinlerde bulunmak oldu. Ulemâdan Sadeddin Efendiyi hocalığına, Ferhad Paşayı Sadrâzamlığa, Halil Paşayı da Kaptan-ı deryalığa tâyin etti. 1593’ten beri devam eden Avusturya harpleri esnasında, papa Sekizinci Clément’in teşvik ve propagandalarıyla, ahâlisi Hıristiyan olan Osmanlı Devletine tâbi Erdel, Eflâk ve Boğdan Voyvodalıkları Türklere karşı isyân ettiler. Sadrâzam Ferhâd Paşa, Eflak Seferi için Serdâr-ı ekrem tâyin edildi. 14 Mayıs 1595’te Eflak ve Boğdan’ın imtiyazlı prenslik statüsü kaldırılıp vilâyet hâline getirilerek, vâliler tâyin edildi. Papa’nın çağrısıyla Almanya, Avusturya, Belçika, Bohemya, İtalya, Macaristan’dan toplanan elli bin piyâde ve yirmi bin süvâriden meydana gelen Hıristiyan ordusu, Avusturyalı Prens Mansfeld emrinde yardıma geldiğini haber alan Eflak Voyvodası Mihail, binlerce Müslümanı kılıçtan geçirip, her yeri harâb etti. Prens Mansfeld, 1 Temmuz 1595’te Osmanlı idâresindeki Macaristan’ın Estergon Kalesini kuşattı. Serdâr-ı ekrem Ferhâd Paşanın ve eski Vezir-i âzam Koca Sinan Paşanın taraftarları seferde bozgunculuk yaptılar. Ferhâd Paşa vazifesinden alınarak, Koca Sinan Paşa tekrar Vezir-i âzam ve serdarlığa getirildi. birbiri ardına gelen felaketler ve ölümler sebebiyle düşman karşısında kesin zafere gidilemedi. Sadrazamlardan Ferhâd Paşanın îdâmı, Lala Mehmed ve Koca Sinan Paşaların vefatları ve 27 Ekim 1595 Köprü Faciasıyla Akıncı Ocağının çok zarar görmesi neticesinde, Estergon, Vişegrad, Tegovişte, Yergöğü düşman eline geçti. Hıristiyanlar yerli ahaliye ve esir kumandanlara insanlık dışı fiillerde bulundular. Önemli devlet adamları ile 3500 asker, Voyvoda Mihail tarafından kazığa vuruldu.

Eflâk ve Macaristan cephelerinde, Osmanlı şehirlerinin düşman ordularınca yıkılıp, yakılması, ahâlinin kılıçtan geçirilmesine son vermek için Üçüncü Mehmed Han, Vezir-i âzam Dâmâd İbrahim Paşanın da tavsiyesiyle 20 Haziran 1596 târihinde Eğri Seferine çıktı. Üçüncü Mehmed Hanın, ordusunun başında bizzât sefere çıkması askerleri coşturdu. Müslümanları zulümden kurtarmak için cihâd aşkı ve şevkiyle Edirne, Filibe, Niş, Belgrad yolundan Sirem’e gelindi. 26 Ağustos 1596 târihinde Sirem’deki Salankamen Kalesindeki harp meclisinde, isyân hâlindeki Erdel üzerine mi yoksa Avusturya işgalindeki Macaristan topraklarına mı sefer edilmesi müzakeresi yapıldı. Eğri’nin askerî strateji bakımından daha fazla kıymet arz etmesinden, Avusturya Cephesi hedef tâyin edildi. 21 Eylül 1596 târihinde Macaristan topraklarındaki Eğri Ovasına gelen Sultan Mehmed Han, Otağ-ı Hümâyuna yerleşti. 24 Eylül 1596 târihinde başlatılan Eğri Kalesi kuşatmasında, 4 Ekim’de dış kalenin fethinden sonra iç kale de 12 Ekimde vire ile teslim oldu. Eğri’deki Avusturya askeri cezalandırıldı. Şehrin en büyük kilisesi câmiye çevrilerek, 18 Ekim Cumâ günü Türk-İslâm an’anesince Sultan Mehmed Han, Cumâ namazını burada kıldı.

Eğri fâtihi Sultan Üçüncü Mehmed Han, 23 Ekim 1596 târihi Harp meclisi kararınca ileri harekâta devam etti. 24 Ekim 1596 târihinde, Haçova’da Alman, Avusturya, Çek, Fransız, İspanya, İtalyan, Leh, Macar, Papalık askerlerinden meydana gelen 300.000 mevcutlu Hıristiyan ordusuyla karşılaşıldı. 100-110.000 mevcutlu Osmanlı ordusu, 25 Ekim günü başlayan Haçova Meydan Muhârebesinde 26 Ekimde düşman ordusunu mağlub etti. Haçova’da büyük bir zafer kazanılmasının ardından, 22 Aralık 1596 târihinde İstanbul’a dönüldü. İstanbul’da Eğri ve Haçova zaferleri sevinciyle, üç gün üç gece merâsim ve şenlikler yapıldı. Şâir Bâkî dâhil birçok divan şâirleri Sultan’a kasideler, manzum târihler ve zafernâmeler sundular. Avusturya cephesine Satırcı Mehmed Paşa Serdar-ı ekremliğe tâyin edildi.

Osmanlı Devletinin Avrupa cephesinde harplerle uğraşmasını fırsat bilen İran Safevî Devleti Anadolu’da, önce propaganda faaliyetlerini başlatıp, isyanlar çıkarttı. Celâlî isyanları denilen bölücü ve yıkıcı faaliyetlerin ardından, Safevîler, Osmanlı Devleti hududuna saldırdılar. Avusturya ve İran cephelerini hall etmek çârelerini araştıran Üçüncü Mehmed Han, 1603 yılında 21/22 Aralık gecesi vefât etti. Ayasofya Câmii bahçesindeki türbesine defnedildi.

Sultan Üçüncü Mehmed Han çok nâzik, halîm selîm, vakûr, kerîm bir şahsiyete sâhipti. Sancakbeyliğinden saltanata gelen son Osmanlı pâdişahıdır. Bütün Osmanlı pâdişahları gibi iyi bir şâir olup şiirlerinde Adlî mahlasını kullanırdı. Beş vakit namazını dâimâ cemâatle kılardı. Devrin kaynakları dindârlığını, hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem), Dört Halife, Eshâb-ı kirâm ve âlimlere hürmetini yazar. Bunların adı bahsedildiği an hürmeten ayağa kalkardı. İçkiyi sıkı yasak edip, bütün meyhâneleri kapattı.


Yüklə 0,71 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   28




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin