1. T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI



Yüklə 14,92 Mb.
səhifə221/230
tarix30.04.2018
ölçüsü14,92 Mb.
#49575
1   ...   217   218   219   220   221   222   223   224   ...   230

53- Şüpheli Ercüment OVALI

a-Savunmaları,

Emniyet beyanında;

İç Hastalıkları doktoru iken 1992 sonunda Karadeniz Teknik Üniversitesinde Yardımcı Doçent olarak göreve başladığını, 1995 yılında Doçent olduğunu, aynı yıl Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesinde Hematoloji bilim dalında ihtisasa başladığını, 1998 yılında ihtisasını tamamlayıp Karadeniz Teknik Üniversitesine döndüğünü, 2000 yılında Profesör olduğunu, 2004 yılında ATİ Teknoloji A.Ş.’yi kurduğunu ve 2007 Kasım ayından beri üniversitenin görevlendirmesiyle Genel Müdür olarak bu şirkette çalıştığını,

533 494 89 82 numaralı ATİ şirketi adına kayıtlı telefon hattını kullandığını, ayrıca kendi adına kayıtlı 532 572 91 74 numaralı hattı yaklaşık 7-8 yıldır kullandığını mesleki açıdan bir çok derneklere üyeliği olduğunu, Bunların haricinde sivil toplum kuruluşu olarak Karadeniz Sanayici İlim Adamları, Yöneticiler Derneğinde de üyeliği olduğunu, Hatta bu derneğin kurucuları arasında olduğunu, Şimdi de sadece üyeliğinin olduğunu, Başkaca mesleki olmayan herhangi bir kuruluşa üyeliğinin olmadığını,

Durmuş Ali ÖZOĞLU’nu tanıdığını, kendisiyle yüzyüze ve telefonla görüştüğünü bu şahısla kendisini Kemal AYDIN’ın tanıştırdığını, Kemal AYDIN’la Ankara’daki bir görüşmelerinde yanında D. Ali ÖZOĞLU’nun da olduğunu, hatta orada Hatice BAHTİYAR isimli bir bayanında olduğunu, daha sonra çeşitli sebeplerle telefonla görüştüğünü,

Kemal Aydın ve Neriman Aydın kardeşleri çok uzun zamandır tanığını, aile dostları olduğunu,

Sevgi ERENEROL ile Ankara’daki Mevlüt AYDIN’ın ofisinde 2006 yılı başlarında tanıştığını, bu sırada ofiste Mevlüt AYDIN, Kemal AYDIN, Sevgi ERENEROL ve Mevlüt Aydın’ın bir bayan arkadaşı olduğunu, Sevgi Erenerol’u 2006 yılı Eylül ayında düzenlemiş olduğu Kök Hücre ve Dinler isimli panele davet ettiğini ancak panele katılmadığını,

Emin GÜRSES’i basından tanıdığını, kendisi ile görüşmek istediğini, CIA ajanı olduğuna dair asılsız bazı duyumlar aldığı için randevu vermesine rağmen kendisi ile görüşmediğini,

Soruşturma kapsamında ele geçen ERGENEKON ve LOBİ isimli dokümanlar hakkında bilgisinin bulunmadığını, örgütün faaliyetlerine katılmadığını,



24.02.2008 günü saat 22.42’de Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede; bir süre Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey IRAK’ta düzenlemiş olduğu herakat hakkında görüştüğü, Kemal’in “Siz ne iş yapacaksınız” diye sorduğu, kendisinin ise “Bize ne iş verilirse onu yapıcaz abi” dediği ve bir süre siyasi partiler ve liderleri hakkında görüştüğü, daha sonra Irak’taki savaş hakkında görüşmeye başladığı, Kemal’in “…bu telefon konuşması ama konuşacağız bunun başka yolu yok seninle yan yana gelemiyoruz çünkü sen yanlışları yapmaya devam ediyorsun…” dediği ve bir süre Irak’taki savaş hakkında görüşmeler yaptığı, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde Kemal’in “sen bana hiç bir gün zaman ayırmadın 6 senedir bir gün bana zaman ayırmadın bir gün iki saat ayırmadın hiç ayırmadığın içinde bunlar böyle oluyor anladınmı şimdi ne söyleyeceksen söyle” “…sen bunu ondan sonra söyliyorsun abi ya sen söyleme bunu senden kimse duymasın sen bir asker çocuğusun sen bu ülkenin özellikli insanısın senin bu ülkedeki konumun farlı düşünçe yapın farklı benim kızdığım taraf bu bak kızdırdın beni şimdi sen böyle düşünemesin buna hakkın yok yok yok…” dediği, kendisinin “En önemli bilgi kaynağına dönüp soruyorum ne diyorsun abi diye soruyorum sende bana bağırıyorsun” “Bişey demedik abi biz dedik canımız sıkıldı bişey paylaşalım dedik fırça yedik dedik iki söz duyalım dolalım yarın sabah gidelim bizde insanlara saldıralım dedik” dediği, Kemal’in “Ee tabi gittin bir yanlış yaptın Emperyelist güçlerin ellerindeki kuruma gittin hiç söylememen gereken şeyleride söyledin hiç söylememen gereken şeyleri söyledin” “Onlarla ilişkiye girdin herşeyi söyledin ya yazdıkların felaket” “…gidip herşeyi söyledin herşeyi ve senin korumanı onlar mı yaptı şimdi onlar mı seni korudular şimdiye kadar onlar şimdiye kadar seni öldürme planları yapan onlar seni öldürme planları yapan bir kurumun düşman güçlerin emrindeki yerdir oraya aittirler ben sana giderken dedim ki hoca ne söylemeyeceğini biliyormusun dedim ne söyleyeceğini bil bir gittin altı saat geldiler beş saat kaldılar bir gittin altı saat oniki saat adamlarla yani bir Emperyelist güçlerin emrindeki bir ihanet teşkilatında herşeyide söyledin maşallah herşeyi herşeyi söyledin” “Onlar birilerinin emrinde olarak benim peşimde gezdiler taki benim devletim benim esas devletim bizi sahipleninceye kadar onlar aracılığıyla onlar vasıtasıyla bize ölüm planları yaptılar…” “Anladın mı sana diyecektim ki Trabzona gelecem ama dedim şeyin geçsin yani biraz işler geçsin dedim devlet bizden evel evelleşmiş şimdi dedinki bölge komutanı gelecek devlet için senin yaptığın hatayı düzeltmek için şimdi senin üzerine gelecek herşeyi düzeltmek için bölge komutanı senin yanına gelir onun için gelecek senin yaptığın hatalar için gelecek anladınmı yaptığın hatadan dolayı bölge komutanından özür dile deki biz bu kurumu devletin bir milli müessesi olarak gördüm benle temaslarında onlarla bu manada ilişki kurdum ama öyle değilmiş de benim abiyim bana onların öyle olmadığını söyledi anladın mı” “Şimdi onlar bizi öldürme planı yapıyorlar bizim esas devlet Türk Silahlı Kuvvetleri bizi korumasaydı ne senin parçanı bulabilirlerdi bu ülkede nede Kemal AYDIN”ın parçasını bulabilirlerdi…” “…bize dost görünme gösterisi yapıyorlar Oruspu çocukları bu kadar net söyliyorum benim telefonumun dinlendiğini seninde telefonunun dinlendiğini biliyorum” “…BENİ DÖRT TANE GÜNDE ARABA TAKİP EDİYORDU DÖRT SENE NE ZAMAN Kİ YAŞAR BÜYÜKANIT PAŞA GENELKURMAY BAŞKANI OLDU TALİMAT VERDİ ONDAN SONRA UZAĞIMIZA GİTMEK MECBURİYETİNDE KALDILAR BİLİYORMUSUN” “Tabi üzülüyoruz tabi savaş demek zaten bir milletin evlatlarının bu mükaddes yolda şehit olması demek biz onu birilerine biz birilerine anlatacaz BİZ PSİKOLOJİK SAVAŞIN TÜRKİYENİN ÜZERİNE OYNAN PSİKOLOJİK SAVAŞIN YÖNETLERİ OLACAZ SEN BİR TRABZONA YETER FAZLA GELİRSİN bu kadar fazla şey konuşmak istememin sebebi senin tabi bir yığın çevren var sana bir yığın insan müracat etmektedir bir yığın insan sana endişelerini dile getirmektedir … onlarında senin benden senden benden başka fazla moral değerlerine ihtiyacı vardır onlara moral değerlerinin yükseltmesini ancak senle ben sağlayabiliriz…” dediği hatırlatılarak sorulduğunda;

Kemal AYDIN’ın aile dostu olduğunu ifade etmiş konuşma içeriğine ilişkin net bir cevap verememiştir.

Görüşme içeriğinde geçen; Kemal AYDIN’ın “emperyalist güçlerin elindeki kurum” diye ifade ettiği kurumun MİT olduğunu, başından geçen olaylarla ilgili olarak yardım umuduyla ve kendi çalışmalarıyla ilgili bilgi vermek için MİT’e gittiğini, Trabzon bölge müdürlüğüne 5-6 kez gittiğini, raporlar sunduğunu, Kemal AYDIN bu kurumda çalışanları sevmediği için kendisine iletişim tespit tutanağında geçen sözleri söylediğini,

TAPE NO: 6783; 17.03.2008 günü saat 14.41’de M.A ile yaptığı görüşme okunup sorulduğunda;

Gözaltına alınana kadar ERGENEKON isimli operasyonun uydurma olduğunu düşündüğünü, görüşmede geçen Ömer KURNAZ’ın Teknokent’in genel müdürü, M.A’ın da teknokentin inşaatını yapan kişi olduğunu,



17.03.2008 günü saat 19.19’da Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede; bir süre Ergenekon soruşturması hakkında Aydınlık Dergisinde çıkan haberlerle ilgili görüştüğü, soruşturmanın Tuncay GÜNEY isimli şahısların beyanları doğrultusuna çıktığından bahsettiği,, Kemal’in “…şimdi Veli paşayı Sami HOŞTAN denen uyuşturucu kaçakçısıyla aynı yere koyuyor” “Sevgi ERENEROL u Sami HOŞTAN la aynı yere koyuyorsun şimdi Emin GÜRSES i Sami HOŞTAN la aynı yere” “E şimdi yarın da seni o gibi olanlarla aynı yere koyarlar” “Yani şimdi Ercüment OVALI yla bilmem ne TEKELİOĞLU aynı yere gelir mi” dediği, kendisinin “Ama koyuyorlar” “Evet hatta benden bir kalem üstte tutuyorlar” dediği, bir süre sohbet ettikten sonra Kemal’in “Şimdi bunlar böyle olmazdı ama esas devlet nasıl davrandı nasıl daranıyor bize karşı biz birşey yapmıyoruz biz bu devlet için bu varlığı yaşatmak için bir eylem içindeyiz sende sende bu devleti yüceltmek için Türk milletini yüceltmek için müthiş çaba sarfediyorsun…” dediği, kendisinin “Evet ben dedim benim en büyük ispatım telefon konuşmalarım dinleyin dedim hepsini dinleyin” dediği, Kemal’in “Şimdi bu Türkiye Cumhuriyeti devletİni alçaltıcı Türkiye Cumhuriyeti devletini küçültücü bu hareketlerin herkes herkes şeyini ödeyecek bedelini ödeyecek” “İşler rayına oturacak bir başka yol başlayacak devlet işin esas devleti bu işe el koyacak sahip çıkacak üstlenecek o zaman karşıma geleceksiniz dimi” görüşmesi sorulduğunda;

Kemal AYDIN’ın sinirlendiği için kendisiyle bu şekilde konuştuğunu, Yavuz TEKELİOĞLU’nun bir dönem yanında çalışan kişi olduğunu, Kemal AYDIN’ın esas devlet olarak Türk Silahlı Kuvvetlerini kast ettiğini, bu inancıda taşıdığını,

21.03.2008 günü saat 10.22’de Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede; bir ajansla ilgili yardım talebinde bulunduktan sonra Doğu PERİNÇEK’in tutuklandığından bahsettiğiniz, daha sonra Kemal’in “Şimdi eceli gelen eceli gelen köpek derler cami duvarına işer BÖYLE HEPİMİZİ TOPLASINLAR…” dediği sorulduğunda;

Kemal AYDIN ülkedeki birçok kurumun Emperyalist güçler tarafından yönetildiğini düşündüğü için bu şekilde beyanlarda bulunduğunu,



Süpheliye Ergenekon Terör örgütüne yönelik yapılan operasyonlar neticesinde Kemal AYDIN, Durmuş Ali ÖZOĞLU, Neriman AYDIN isimli şahısların bir kısım Harp Okulu öğrencilerini, subayları, emniyet mensuplarını ve bir kısım kamu görevlilerini illegal olarak örgütlemeye çalıştığı, bir kısım evlerde bu şahısları yönlendirdiği ve gizli toplantılar tertip ettiği anlaşılmıştır. Bu örgütlenme hakkında bilginiz var mıdır? Bu örgütlenmenin sizde içerisinde yer alıyor musunuz? Bu şahıslar ne amaçla böyle bir illegal örgütlenmeye gitmektedirler sorusu sorulduğunda;

Kemal AYDIN’ın yanına gittiği zaman bu öğrencileri orada birkaç defa gördüğünü, Kemal’in yanına (2) genç teğmenin gelip gittiğini, ancak isimlerini bilmediğini,



Tape NO: 6773 ; 15.02.2008 18:57 Kemal AYDIN’la yapmış olduğu görüşme sorulduğunda;

Kemal Aydın ile birçok konuyu paylaştığını, Bu nedenle MİT’e giderkende bu konuyla ilgili haber verdiğini, Kemal AYDIN’ın MİT’i yabancıların yönettiğini düşündüğünden görüşme içeriğindeki ifadeleri kullandığını, Mehmet Ali Komutanın ise Kemal AYDIN’ın yanına gelen yeni karacı pilot teğmen olduğunu, soyismini hatırlamadığını,



Tape NO: 6774 ; 19.02.2008 10:41 de Kemal AYDIN ile yapmış olduğu görüşme sorulunca; Görüşmede bahsi geçen kişinin avukatı olan Hakan ERDEM olduğunu, Kemal AYDIN’ın MİT’in emperyalist güçlerin elinde bulunduğunu düşündüğü için MİT’ le yaptığı görüşme hakkında kendisinden bilgi istediğini,

19.02.2008 günü saat 14.48’de Volkan…? ile yaptığı görüşmede; “Volkan paşam nasılsınız ....” “…Bakanlık toplantıyı iptal edince kaldı ama bu cuma günü gelebilirim yine de bir ortalığa bakıyorum bakanlıkta bir ziyaret yapmam gerekecek” “Biraz müdahale edeyim diye yeni kanun yazılıyor çünkü onun için biraz müdahale edeyim diye uğrayacam oraya bu cuma veya önümüzdeki hafta gelicem paşam gelince de sizi arayacam” “Ben bilgi vereyim dedim çünkü” dediği, Volkan’ın “Sağol bende seni arayacaktım bu genel kurul ne zaman hocam genel kurula şimdi yönetim kurulu kararı çıkarıcaz da biz” dediği hatırlatılıp sorulduğunda;

Görüştüğü kişinin emekli general Volkan KAPLAMA olduğunu, ATİ Şirketinin ortağı olan Türk Tıpsan şirketinin genel müdürüdür ve bir dönemde ATİ’nin genel müdürlüğünü yaptığını, görüşmede geçen konunun şirket genel kurul toplantısı olduğunu,


Savcılık beyanında;

Karadeniz Teknik Üniversitesi Hematoloji Bilim Dalında profesör olarak görev yaptığını, Mesleği gereği yurtdışına çok sık giriş çıkış yaptığını, Avrupa ülkelerine, İtalya İspanya, Almanya ve Hollanda ile yılda bir defa da ABD'ye San Francisco’ya bilimsel toplantılar için gidip geldiğini,

Karadeniz Teknik Üniversitesinin ATİ (gelecek) isimli kök hücre proje koordinatörü ve ATİ şirketinin genel müdürü olduğunu,

Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan şüphelilerden sadece Sevgi Erenerol, Durmuş Ali Özoğlu, Kemal Aydın ve Neriman Aydın'ı tanıdığını,

Şüphelilerden Sevgi Erenerol'u, 2006 yılı Eylül ayındaki Dinler ve Kök Hücre isimli bir kongreye davet etmek için Kemal Aydın'ın kardeşi Mevlüt Aydın'ın Ankara Beşevler tarafındaki bürosunda Kemal Aydın'ın yanında gördüğünü, burada kendisi ile tanıştığını, kendisini kongreye davet ettiğini, Sevgi Erenerol’un geleceğini söyledi, ancak kongre tarihine 10 gün kala gelmekten vazgeçtiğini, Kemal Aydın'a Sevgi Erenerol’un niçin programı iptal etiğini sorduğunda kendisinin emperyalist güçlerin, Amerikan’ın adamı olduğunu düşündüğü için gelemeyeceğini söylediğini, bunun dışında herhangi bir irtibatı ve görüşmesi olmadığını,

Şüphelilerden Durmuş Ali Özoğlu ile yaklaşık son 3-6 ay arasında Seğmen otelde kaldığı sırada Kemal Aydın ile yanına geldiklerinde tanıdığını, kendisini yayın evi sahibi Ali Özoğul olarak tanıttığını, yanında Hatice Bahtiyar isimli bir bayanın olduğunu, bu bayanın ne iş yaptığını bilmediğini, sekreteri olabileceğini, o gün Kemal Aydın ile buluşmalarının sebebinin kendisinin avukatı olan Hakan Erdem'in Kemal Aydın ile arasının bozuk olması nedeniyle kendilerini barıştırmak olduğunu, ancak Hakan’ın buluşmaya gelmediği için bu barışmanın gerçekleşmediğini, Kemal Aydın'ın tanıdığı, çok sevdiği dostu olarak Ali Özoğul'u tanıdığını, Karadeniz Teknik Üniversitesinin ATİ (gelecek) isimli kök hücre proje koordinatörü ve şirketin genel müdürü olduğunu, Ali Özoğlu, kendisini yayın evi sahibi olarak tanıttığı için şirketin antetli kağıtlarını ve matbu evraklarını bastırmak için kendisinden fiyat aldığını, ancak anlaşma sağlayamadıklarını, ülke meseleleri üzerine konuştuklarını, ülkenin kötüye gidişi ile ilgili konular görüşüldüğünü, Kemal Aydın’ın 1980 yılından beri sürekli emperyalizmin Türkiye'de bütün kurumlara hakim olduğu ve bu hakimiyetin insanları bilinçlendirmekle kurtulabileceklerini söylediğini, orada da ülke meseleleri üzerine konuşulduğunu, bunun dışında herhangi bir irtibatı ve görüşmeleri olmadığını,

Şüphelilerden Kemal Aydın ile 1980 yılından beri tanıdığını, her geçen yıl biraz daha sık, özellikle okulunu bitirdikten sonra daha sık görüşmeye başladığı, Ayda en az bir kez görüştüğünü, baba dostu olduğunu, babasının eski MHP'nin kuruluşunda yer alan ve etkin faaliyetlerde bulunmuş bir tıp doktoru olduğunu, dolayısıyla Kemal Aydın’ın da onun yanında yetişen gençlerden olduğunu, kendisinin bir dönem Baki Tuğ'un danışmanlığını yaptığını, daha sonra onunla da anlaşamadığını, Kızılay emekli müfettişi olduğunu, bütün Türkiye'yi dolaştığını, insanların bilinçlendirilmesi gerektiğini, aksi takdirde emperyalizmin oyuncağı olacağını herkese anlattığını, baba dostu olduğu için kendisini kıramadığını, çok sevdiği bir büyüğü olduğunu,

Şüphelilerden Neriman Aydın’ın ise Kemal Aydın'ın kardeşi olduğunu, Ziraat Bankasında memur olarak çalıştığını, Kemal Aydın ile birlikte aynı görüşleri paylaştığını, toplumsalhaber.com isimli sitede yazılar yazdığını, Ankara’ya her gittiğinde kendisiyle görüştüğünü,

Soruşturma kapsamında şüphelilerden ele geçirilen Ergenekon, Lobi, Devletin Yeniden Yapılanması üzerine Öneriler, Mafya, Panzehir, 21.Yüzyılda Casusluk, NBC Silahları Üretim Analizi, Ulusal Medya 2001, Kanal 6 Analiz, Televizyon Analiz, Dergi, Security AŞ, Protokol AŞ, Birleşik Komin, Özel Güvenlik Şirketi, Gladyo Sanatçılar, MİT, Medya Ajan Gazeteciler, Kemalist Hareket, Dinamik Ulusal Güç Birliği, Dinamik Anti/tez isimli dokümanlar ve içerikleri okunup kendisine sorulduğunda;

Gözaltına alınıncaya kadar Ergenekon operasyonunun bir tertipten ibaret olduğunu düşünen kişilerden olduğunu, örgütün dokümanları ve eylemleri ile ilgili bilgi aldıktan sonra ciddi bir örgütlenme olduğunu anladığını, kendisinin bir bilim adamı olduğunu, kendi dalında dünyada bir yer edinmeye çalıştığını, araştırmaları nedeniyle dünyada 2. olan Paul Erlich ödülüne aday gösterildiğini, kök hücre üzerine ciddi çalışmalar yaptığını, herhangi bir örgütle veya başka bir oluşumla uğraşacak kadar vakti olmadığını, bu davanın içinde yer almasının nedeninin Kemal Aydın ile yapmış olduğu telefon görüşmeleri olduğunu, ancak bundan 5-10 yıl önce de Kemal Aydın’ın aynı şeyleri kendisine telefonda söylediğini, terörle hiçbir ilgisinin olmadığını, anılan dokümanları ilk defa Emniyette duyduğunu,



TAPE NO: 6681, 24.02.2008 günü saat 22.42’de Kemal AYDIN ile yaptığı görüşme okunarak sorulduğunda;

Kemal AYDIN'ı baba dostu olması nedeniyle uzun yıllardır tanıdığını, sürekli kendisine emperyalist güçlerin güdümünden kurtulmak gerektiğini anlattığını, bu konuşmanın da onun üzerine olduğunu, emperyalist güçlerin elinde olarak belirttiği kurumunda Devletin tüm kurumları olduğunu, Kemal AYDIN’ın sürekli izlendiğini düşündüğünü, çünkü önemli işler yapan insanların sıkıntı çekeceğinden bahsettiğini, Büyükanıt Paşa geldikten sonra kendisinin takip edilmekten kurtulduğunu düşündüğünü, Türk Silahlı Kuvvetlerine inancının yüksek olduğunu, kendisinin fiziksel olarak sakat olduğu için askerlik bile yapmadığını, daha önceki Genel Kurmay Başkanı Hilmi ÖZKÖK zamanında askerlere çok kızdığını, görüşme içinde geçen “psikolojik savaşın yönetleri olacağız” derken kendisinin çevreyi aydınlatması gerektiği, insanlara daha kolay ulaştığı için emperyalizme karşı psikolojik savaş içinde yer alması gerektiğini söylediğini,



TAPE NO: 6783; 17.03.2008 günü saat 14.41’de M.A ile yaptığı görüşmede; kendisinin “Senden ne var ne yok haberlerde var mı bir şey” “Ben şimdi sana da saklarım burada duruyor Aydınlık dergisine aboneyim bu hani işçi partisi varya” “Epeydir ondan alıyorum. Ergenekonla ilgili suçlamanın ana metnini yayınlamışlar abi varya ve bu olay Ergenekon operasyonu Amerika Birleşik Devletlerinden iki gün önce gelen bir emirle yapılmış ve tamamen onların düzmecesi abi” “Abi Tuncay GÜNEY denen bir adamın 7 yıl önce verdiği ifadeden hareketle başka da doğru dürüst belgeleri yok çoğu üç kağıtçı ve uydurma” dediği ve bir süre görüştükten sonra Mevlüt’ün “Ömer aradı mı seni Ömer KURNAZ” dediği, kendisinin “Aradı değişiklikler olmuş herhalde” dediği, Mevlüt’ün “Perşembe günü haber alıyor senin daha haberin yok dedim ondan sonra diyorsun ki oğlum hoca bana fırça attı lan sen orada bostan korkuluğu musun dedim haber aldığın gün hemen hocayı aramıyorsun” dediği, kendisinin “Onun için onun için ya bunu gizli tutmuşlar falan filan demesinin nedeni o o zaman” dediği hatırlatılarak Görüşme içinde Ergenekon operasyonunun ABD den iki gün önce gelen bir emirle yapıldığı ve tamamen düzmece olduğu, Tuncay Güney'in 7 yıl önce verdiği bilgiden hareketle, doğru dürüst belgesi olmayan, 3 kağıt ve uydurma bir soruşturma olduğuna ilişkin sözleri sorulduğunda;

Bu görüşmeyi M.A ile yaptığını, Kemal Aydın'ın küçük kardeşi olduğunu, Aydınlık dergisine o tarihten 6 ay önce abone olduğunu, tamamen oradan okumuş olduğu bilgileri kendisine aktardığını, gençlik yıllarında okuduğu lisenin ülkü ocağı başkanlığını yaptığını, Aydınlık dergisin hiç sevmediğini, Ancak Aydınlık dergisi aykırı bir dergi olup, yıllar önce yazmış olduğu haberlerin genelde doğru olduğu ortaya çıktığı için, Ergenekon soruşturmasını da merak ettiği için gerçeğini öğrenmek için aldığını, dergide okumuş olduğu haberleri konuşması içinde aktardığını, o sırada öyle düşündüğünü, ancak nezarethanede kaldığı sırada Erol Mütercimler'le görüştükten sonra bu işin asla tertip olmadığını ve karşı siyasi bir atak olarak yapılmadığını, gerçekten ciddi bir örgütlenme olduğunu herkesin anladığını,



TAPE NO: 6784 ; 17.03.2008 19.19 da Kemal Aydın ile yaptığı görüşme okunarak sorulduğunda;Bu görüşmede baskın olarak konuşan Kemal Aydın olduğunu, kendisinin genelde dinlediğini ve Cumhuriyet için üzerime düşen görevi yaptığını söylediğini, Ergenekon soruşturması kapsamındaki kişilerin özellikle Sami Hoştan, Sevgi Erenerol, Emin Gürses ve Veli Küçük'ün yan yana konulmasını bağdaştıramadığı için bu şekilde söylediğini, yorum getirerek kendi davalarında husumetli olduğu Yavuz Tekelioğlu ile aynı davada olamayacağı benzetmesini yaptığını, görüşme içinde esas devlet bu işe el koyacak, sahip çıkacak sözleri ile Kemal Aydın’ın Türk Silahlı Kuvvetlerini kastettiğini, Türkiye Cumhuriyetini asker kurduğu için böyle düşündüğünü ve söylediğini,

TAPE NO: 6786 ; 21.03.2008 10.22 de Kemal AYDIN ile yapmış olduğu görüşmede; bir ajansla ilgili yardım talebinde bulunduktan sonra Doğu PERİNÇEK’in tutuklandığından bahsettiği, daha sonra Kemal AYDIN’ın “Şimdi eceli gelen eceli gelen köpek derler cami duvarına işer BÖYLE HEPİMİZİ TOPLASINLAR…” dediği hatırlatılarak sorulduğunda;

Bu beyanın Kemal AYDIN'ın yapmış olduğu yorum olduğunu, Kemal AYDIN'ın kendisinin de alınabileceğini düşündüğü için bu şekilde beyanda bulunduğunu,



TAPE NO: 6788 ; 24.04.2008 14:30 da Kemal AYDIN ile yapmış olduğu görüşmede; kendisinin “Coşkun bey çok büyük müjdem var hocam var dedi ben sizin projenizi gittim Ankara merkezde sundum ve bunun için özel bir birim kuruluyor bu birim sizi yakında gelebilir o burda veya sizi Ankara ya çağırabilirler…” dediği ve bir süre konuştuktan sonra Kemal’in “…devlet sahibiyiz dimdik ayaktayız” “Yani bu uğurda yorulmak değil ölmek üzere and içtik söz verdik ...” “…bir de sen yanındaki adamları hep kontrol et onları kontrolünde tut” “Temel Temel i falan” dediği, sizin “Yok hiç merak etme abi” dediğiniz, Kemal’in “Şimdi sen tuttuğun sürece sen kontrol sende herşey sende sen tutacaksın onları tutacaksın başkalarının kullanmasını Türk milletinin aleyhine kullanmasını fırsat vermeyeceksin ne yapalım adamların niteliği bu ölçüsü o” dediği, bir süre sonra Kemal AYDIN’ın Cem PAPİLA’nın yanına geldiğinden bahsettiği hatırlatılarak sorulduğunda;

Söz konusu görüşme MİT'in kurmuş olduğu bioteknoloji birimiyle ilgili olan görüşme olduğunu, Kemal AYDIN’ın bütün kurumların elden gittiğini düşündüğü için kendisinin de MİT'e gidip rapor sunmasından MİT'in CIA'in, Mossad ve İngiliz istihbaratının emrine verildiğini söylediğini,



TAPE NO: 6790 ; 05.06.2008 21:58 da Kemal AYDIN arasındaki görüşme de; kendisinin; “…abi inanılmaz keyifliyim bu gün resmen bayram günü” “Evet abi çünkü bundan sonra geleceği gösterdi bize” “Evet evet abi askerlerin hazırdır abi” “Zaten biz senin emrine hazırdık” “ABİ BİZİM İÇİN DEVLET SENSİN” dediği, Kemal AYDIN’ın “Neriman’ın da selamı var Noyan komutanında selamı var seni çok öpüyorum” dediği hatırlatılarak sorulduğunda;

Kemal AYDIN’a bu “bizim için Devlet”in kendisi olduğunu söylediğini, çünkü kendisine çok güvendiğini, dürüst adam olduğunu, görüşme içinde geçen Noyan Komutanın harp okulundan yeni mezun olan teğmen olduğunu, Kemal AYDIN’ın sürekli kahvelerde böyle gençlerden oluşan kişilerle konuştuğunu ve etrafında sürekli böyle gençlerin bulunduğunu, bir de karacı pilot teğmen de Kemal AYDIN’la görüştüğünü,

Ergenekon Terör Örgütüne yönelik yapılan operasyonlar neticesinde Kemal AYDIN, Durmuş Ali ÖZOĞLU, Neriman AYDIN isimli şahısların bir kısım Harp Okulu öğrencilerini, subayları, emniyet mensuplarını ve bir kısım kamu görevlilerini illegal olarak örgütlemeye çalıştığı, bir kısım evlerde bu şahısları yönlendirdiği ve gizli toplantılar tertip ettiği hatırlatılarak bu örgütlenme hakkında bilgisi sorulduğunda;

Bildiği kadarı ile Topçu Noyan ile pilot olan Mehmet Ali ismindeki iki genç teğmen ile bir araya geldiklerini, siyaset konuştuklarını, bunlardan Mehmet Ali’nin kendisinden nasıl kilo alınacağına ilişkin bilgi aldığını, onun dışında ne tür faaliyetler içinde bulunduklarını bilmediğini,



TAPE NO: 6773 ; 15.02.2008 18:57 Kemal AYDIN’la yapmış olduğu görüşme de; Kemal’in Mehmet Ali komutanla biz sohbet ediyoruz” “Sömestır tatiline başladı pilotluk diplomasını aldı” “Amcası şimdi sömestır tatilleri varmış 15 gün biz onunla ders çalışıyoruz” dediği ve yaptırılan bir bayrakla ilgili olarak “Şimdi senin yaptığın iş yani sana minnettarım” “Devletimizin bizden talep ettiği şey çok doğru birşeymiş değil mi şimdi onu görüyorsun bayrağa bakınca görüyorsun değil mi” dediği, kendisinin “Sana fotoğrafını çeker yollarım ben size yarın dalgalanırken” dediği, Kemal’in “Sen Neriman a gönder sen zaten bilgileri göndermedin” “Şimdi o bilgileri göndermedin o bilgileri gönder haber yapalım canım benim” dediği, bir süre sonra “Abi bu arada bilgi vereyim yarın şeye gidiyorum MİT 6 buçukta benimle görüşme istedi” “MİT in şeyine kendi yerine” dediğini, Kemal’in “Ne konuşacağını ne konuşmayacağını biliyorsun dimi” dediği, kendisinin “Biliyorum abi biliyorum” dediği, bir süre konuşacağız şeylerden bahsettikten sonra Kemal’in “Mustafa Kemal in devletine saldırı var şimdi bu saldırının gereği olarak onu değiştirdiler sivilleştirme adı altında oraya sivil diye adamları getirdiler ve o teşkilatı CIA’nın MOSSAD’ın ve İngiliz istihbaratın emrine verdi” dediği hatırlatılarak sorulduğunda;

Görüşmede geçen Kemal AYDIN’ın karacı pilot teğmen olan Mehmet Ali'nin sömestr tatili ile ilgili ders çalışıyoruz şeklindeki sözleri, Kemal'in onlara anlattığı sohbet konuları olduğunu, bayrak direğinin dikilmesi olayının da şirketin önüne büyük bir bayrak direği diktirmesi ile ilgili Kemal Aydın’ın kendisini kutlaması olduğunu,



TAPE NO: 6774 ; 19.02.2008 10:41 de Kemal AYDIN ile yapmış olduğu görüşmede; Kemal’in “Ben diyecektim ki onlarla konuşmaya gittiğinde şuna dikkat et sana ne soruyorlar özellikle onlar neyi konuşmak istiyorlar” “Anladın mı neyi konuşmak istiyorlar ne soruyorlar daha ziyade onlar konuşsun sen dinle nedir istedikleri anladın mı” dediği, kendisinin “Tamam abi ben sana akşam bilgi veririm” dediğini, Kemal’in “Şimdi ekipten birini kopardılar şimdi” dediği, kendisinin “Yok ya abi kopmadı o çocuk onu geri alacaz alacaz” dediği hatırlatılarak sorulduğunda;

Bu görüşmedeki Kemal Aydın’a bilgi vereceğine ilişkin sözleri ve öncesinde her konuyu Kemal Aydın’a danışmış olmasının Kemal Aydın’ın kendisinin lideri ve yöneticisi olduğundan değil, fikirlerine ve yaşantısına saygı duyduğu bir insan olmasından kaynaklandığını, her konuyu kendisine danışmak ihtiyacı hissettiğini, aralarında hiyerarşik bir yapı olmamasına rağmen fikirlerine değer verdiği için her konuyu Kemal Aydın’la paylaştığını, görüşme içinde geçen ekipten birinin koptuğu ve geri alacaklarına ilişkin sözlerinin de Kemal Aydın’ın etrafında olan gençlerden olan ve benim de avukatlığımı yapan Hakan’ın ekipten ayrılması üzerine araları bozulduğundan kendisinin Hakan Erdem’i yeniden aralarına katacağını söylediğini, MİT’e giderken ve dönüşte yapacaklarını ve yaptıklarıyla ilgili bilgileri Kemal Aydın’la paylaştığını,



TAPE NO: 6777; 19.02.2008 günü saat 15.00’da M.A ile yaptığı görüşmede; Mevlüt’ün “Vatandaşlar geldimi bugün görüşecek devlet gelecekti ya bugün” dediği, kendisinin “Bugün ben gidiyorum ben” “Volkan paşa ile görüştüm” “…bir Trabzon’a geleyim diyor ele güne gösterelim diyo tamam paşam gelin dedim haftaya alıyorum buraya onu” “Abi anladıkki o devlet asıl devlet değil yani” dediği, Mevlüt’ün “Değil tabi onu baştan söyledikte dinlemedin” dediği hatırlatılarak sorulduğunda;

M.A, Kemal Aydın'ın kardeşi olduğunu, şirkete devletin yardım edeceği konusunda Kemal Aydın’ın kendisine söylediğini, ancak hiçbir yardım gelmeyince kendisinin “abi anladık ki o devlet asıl devlet değil yani” şeklindeki sözlerinin kendisine destek vermedikleri ve onun da sürekli destek verileceğini söylemesinden dolayı asıl devlet diye Türk Silahlı Kuvvetlerinden bahsetmesidir dediği,



TAPE NO: 6680 ; 23.02.2008 15.18 de M.A ile yaptığı görüşmede; bir süre çeşitli konularla ilgili görüştükten sonra Mevlüt’ün “Mesele yok paşalarla geleyim mi gelme mi istiyon mu istemiyon mu” dediği, kendisinin “Gel gel gel millet bir gerildi bir gerildi paşa yı görünce Ömer’in suratını göreceksin” “Abi korktular herif ... kurula girerse genel müdür olarak gelirse ne olacak diye” Mevlüt’ün “Ya biliyorsun hem kendisi diyor ki o gece bana Mustafa Kemal Samsun’a çıktığında ki 8 adamdan yanında hiçbir tarihte kimse olmamış Samsun’a kadar kullanmış bunu bildiği halde demiyor ki bu Ercüment OVALI herkese kullanmalıdır kardeşim bunu anlamayacak kadar mal kafalılar ya” “…duydun mu bilmiyorum paşa söyledi mi” “İnterpar...1 milyon paunt ayırmışlar kök hücre işine abi” “Şimdi demek ki bunlar işin farkına varmışlar dün akşam Zafer’le de konuştum” dediği hatırlatılarak sorulduğunda;

Görüşmede geçen Volkan Paşa Türk TIPSAN'ın genel müdürlüğünü yapan Volkan Kaplama, Ömer ismindeki şahıs yönetim kurulundaki Ömer Şen olduğunu, Mevlüt'ün yapmış olduğu yorumlar da işin başarılmasına ilişkin olduğunu,



TAPE NO: 6789 ; 20.05.2008 23:14 ’te M.A ile yaptığı görüşmede; “…sayemde ihaleyi aldın senin fiyatları koymuş olsaydık çoktan şiştiydik oğlum” dediği, Mevlüt’ün “Niye ellişer lira metrede yüksekti benimki” dediği, kendisinin “Şimdi demiş ki şey Mehmet Haberal” “Bir kene demiş bu katı onlara veririz ama diğerinde oturup konuşacaz bizde yaparız” “He böyle olsun e şimdi 30 mayısta DPT ye veriyorlar DPT proje çıkmaya bilir kabul edilmeyebilir Mehmet Haberal demişki hiç önemli değil DPT den ne kopararırsan kopartın gerisi biz yapacaz demiş” dediği hatırlatılarak sorulduğunda;

Kendilerinin kök hücre ile ilgili Adana'da Başkent Üniversitesi Hastanesi bir laboratuvar kurulması için ihaleye katıldıklarını, Üniversite rektörü Mehmet Haberal'ın DPT'den ne koparırsan kopartın gerisini biz yapacağız dediğini, bunu Mevlüt'e ilettiğini, ihalelere konsorsiyum halinde Mevlüt ile beraber girdiklerini, onun şirketinin adı Metol olup inşaat işi yaptığını, kendilerinin de bilgi transferi yapıklarını, bu nedenle ihale ile ilgili yaptıkları görüşme olduğunu, bu ihaleyi kazandıklarını, DPT’nin ise Devlet Planlama Teşkilatı olduğunu, paranın oradan alınacağını, eğer yetmeyen kısım olursa Başkent Üniversitesinden alınacağını, bunu Haberal’ın kendi mühendislerine söylediğini, kendisinin de bunu Mevlüt Aydın’a ilettiğini,



Neriman AYDIN’da el geçen ajanda da el yazısı ile “03 Mart 2006 Sevgi ERENEROL, Ergun POYRAZ, Tenzile RÜSTEMHANLI, Önder SAV, Ercüment OVALI, Mevlüt AYDIN 30 dak. Saat:17.30’dan 9.30’a kadar bir sohbet Kemal Abim toplantıya katılamadı, Antalya seyahati nedeniyle, unutmadan konuşmaları kayda geçmeliyim (1) Ergun POYRAZ’ın en son sarfettiği cümlelerden başlamak istiyorum. Hayri Bildik Beyin kendini kazıkladığından, Necip Beyin kitaplarının trilyonlar tuttuğundan, kendisine kazık attığından bahsetti, Bunları neden söyledi? Sevgi Hanım Toplumsal Dönüşüm Yayınevinde neler oluyor insanlar (Hüseyin Mümtaz v.s) kimseler paralarını alamadılar, Galiba devirler falan olmuş dedi. Ergun POYRAZ’da bunun üzerine “O kadın devraldı dedi” “Hayri Bey evden bile çıkmıyormuş” dedi” yazdığı,

Diğer sayfada “(2) Paşalardan ve Türk Ordusunun Paşa düzeyindeki yönetiminin Amerika ve Yahudiler elinde olduğundan bahsedildi. Tuncer Kılıç, Y. Büyükanıt, Ertuğrul Ozkok, Hilmi Özkok’un akraba ve dönme (daire içine alınmış) Sabatayht - Yahudi olduklarından bahsedildi. Daha sonraki Gen. Kur. Bşk. Sırasında bekleyenlerin de maşa olduğundan, dolayısıyla TSK nin Devletin ve ülkenin meselelerine hakim olamadığından bahsettiler. Bu fikrin ısrarcı sahibi Ergun Poyraz. Ya Şimdi E. Poyrazın bu düşüncelerini yorumlamak istiyorum: Bu adam TSK nin yardım ve korumasıyla kitap yazıyor, belgelere ulaşıyor. Ama adam ordu aleyhinde propagandaya ısrarla devam ediyor. Bu adam gerçekten ordunun mu yoksa ordudaki din ağırlıklı kesimin mi yoksa ordudaki mason ağırlıklı kesimin mi emrinde?” şeklinde yazdığı,

Metnin son sayfasında ise; sorular çok fazla, şüphelerim yüksek boyutlarda. Bir de Kemal Abimin yanında konuşmadığı hususları o yokken bir bir döktü. Kemal Abimden korkuyor mu? Çekiniyor mu? Bir diğer konu N. Hablemitoğlu’nun çok yakın bir arkadaşı tarafından onu tanıyan biri tarafından öldürüldüğünü ifade etti, Sevgi hn. da teyit etti. Bu konuda abimin düşüncelerini alalım. Bir de hep o Yahudi bu mason falanca ermeni gibi bir muhabbet yapıldı. Onun Yahudi bunun mason falancanın ermeni olmasını değiştiremem, değiştiremeyeceğime göre, biz Türk Milletinin evlatları Devletimizi nasıl elde ederiz diye gayret ve çalışma yapmak zorundayız.” şeklinde yazdığı yazıların bulunduğu okunarak sorulduğunda;

Sevgi Erenerol ile Mevlüt Aydın'ın ofisinde Kemal Aydın'ın yanında karşılaştığı ifadesinin başında söylediğini, tarihini tam olarak hatırlamadığını, Sevgi Erenerol ile 2006 yılı Mart ayında tanıştığını, fakat o toplantıya katılmadığını, Emniyet Müdürlüğünde aynı nezarethanede kaldıkları sırada notların kendisinden ele geçirilen Neriman Aydın'a durumu sorduğunda bu toplantının yapıldığını doğruladığını, ancak kendisinin büroya gelip gitmesinden sonra bu toplantının olduğunu söylediğini, ancak kendisinin bürodan ayrılırken Sevgi Erenerol’un da ayrıldığını, tahminine göre toplantının kendisinin büroya gitmesinden önce yapıldığını, kendisinin büroya öğleden sonra bir saatte gittiğini, büroda bulunduğu sırada Sevgi Erenerol ve yanında Tenzile Rüstemhanlı, Mevlüt Aydın, Neriman Aydın ve Kemal Aydın’ın olduğunu, Kemal Aydın'ın olup olmadığından tam emin olmadığını, Ergün Poyraz'ın olup olmadığını hatırlamadığını, Önder Sav olsaydı kesin olarak hatırlayacağını, toplantının içeriğinden bilgisinin olmadığını,

Kalkınma Mahallesi Karadeniz Teknik Üniversitesi üst kısmında bulunan A.T.İ Teknoloji Anonim Şirketinde yapılan aramada el konulan dokümanlar incelendiğinde; “Türkiye Artık Bizim Kontrolümüzde…” başlıklı (4) sayfadan oluşan bilgisayar çıktısının yapılan incelemesinde; Söz konusu doküman içeriğinde “Org. Yaşar BÜYÜKANIT” ile “RTE” olarak isimleri kodlanan kişiler arasındaki konuşmanın çözümü olarak anlaşıldığı, Şemdilli iddianamesi, TSK’daki “Savaş Lordları” ve “BOP” konularının konuşulmuş gibi yazılı olduğu, “Ülkeye ihanet edenlerin icraatlarının her gün ortaya dökülmeye başladı, hainlerin yaptığı en küçük ihanet bile Kuvayi Milliye tarafından ortaya dökülecek ve gereği neyse o mutlaka yapılacaktır!” En Milli kurumlarımızda kadrolaşmalar yapıldığı, bütün bu çalışmaları Kuvayı Milliye, hassasiyetle izliyor ve not ediyor.

Geçtiğimiz günlerde Kara Kuvvetleri Komutanımız Org. Yaşar BÜYÜKANIT Türkiyeli Tayyip ile bir görüşme yaptı. Bu önemli görüşmenin içeriği konusunda ise hiçbir açıklama yapılmamıştı. Bu önemli ve ani görüşmenin içeriği ile ilgili bana ulaştırılan bilgiyi aktaracağım” yazılarının bulunduğu ve metnin “KUVAYİ MİLLİYE ASLA UNUTMAZ… ASLA AFFETMEZ!” cümlesiyle bittiği okunarak sorulduğunda;

Bu belgeyi Kemal Aydın’ın kendisine 2007 yılı Ekim ayında verdiğini, incelediğinde bu bilgilerin gerçek olamayacak kadar ağır bilgiler içerdiğini gördüğünü, bir nüshasını fotokopi çekerek Trabzon MİT'e ve bir nüshasını da 2008 yılı Ocak ayında Ergenekon soruşturması haberleri çıktığında Cevdet Erdöl'e verdiğini, MİT'den cevap gelmediğini, Cevdet’in de böyle şey olmaz dediğini beyan etmiştir.


Yüklə 14,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   217   218   219   220   221   222   223   224   ...   230




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin