1. T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI


ÖRGÜTÜN SİYASİ PARTİLERİ YÖNLENDİRME ÇALIŞMALARI



Yüklə 14,92 Mb.
səhifə40/230
tarix30.04.2018
ölçüsü14,92 Mb.
#49575
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   230

ÖRGÜTÜN SİYASİ PARTİLERİ YÖNLENDİRME ÇALIŞMALARI


Siyasi Partilere yön verilebilmesi için siyasilere suikast planlanması ya da Dez-Enformasyon yapılması,

“ERGENEKON” dokümanının da 3/c) “POLİTİKALAR” başlığı altında; 21. yüzyılda dünya politikacılarını ve siyasetçilerini istihbarat örgütlerinin biçimlendireceği, dünyada var olabilmiş tüm sistemlerin, ülke çıkarları ve mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere ait siyasileri engellediği, bunu ise 1-Suikast, 2-Dez-Enformasyon yöntemleri ile yaptığı belirtilmiştir. Devamında Türk insanının okumadığı, kültürel anlamda dünya görüşü gelişmediği, bu nedenle kolayca kandırılabildiği, dolayısıyla Dez-Enformasyonun olumsuz olduğu, kişisel çıkarlar adına siyasete yönelmiş ve hedefe ulaşabilmek adına her şeyi mübah sayabilen siyasilerin engellenebilmesi için geriye kalan tek yolun SUİKAST olduğu, suikast operasyonlarına gerek duyulmaması için siyasi portrelerin çok ciddi biçimde analiz edilmesi gerektiği, ideallere uygun siyasilerin seçim kampanyaları organize edilerek parlamento da etkin ve güçlü bir biçimde yer alabilmelerinin sağlanması gerektiği, bu ve benzer faaliyetlerin tüm dünyada istihbarat örgütlerinin varlık ve görev nedenleri arasında yer aldığı vurgulanmıştır.

Sonuç olarak; Ergenekon Terör Örgütü kendisi gibi düşünmeyen, ya da örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda çalışmayan siyasilerin ortadan kaldırması gerektiğini, bunun için de SUİKAST ve dez-enformasyon yöntemlerinin kullanılması,

Suikast operasyonlarına gerek duyulmaması için de örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda çalışacak siyasilere her türlü desteği vererek parlamentoya girmelerinin sağlanması gerektiği belirtilmiştir.

Ülkemizin yakın tarihine bakıldığında, çok defa siyasilere yönelik suikastlar düzenlendiği ya da bazı siyasilere yönelik yıpratma ve karalama kampanyalarının hazırlandığı görülmüştür.

Düzenlenen suikastların bir kısmı trafik kazası gibi lanse edilirken bir kısmı da silahlı yada bıçaklı saldırı girişimi şeklinde olmuştur. Bu olayların bir kısmı engellenirken bir kısmının önüne geçmek mümkün olmamıştır. Bu olaylarla ilgili bir kaç örnek verecek olursak;

29 Mayıs 1977 de dönemin CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’e Çiğli'de yaptığı seçim gezisinde, kimliği belirsiz kişilerce suikast girişiminde bulunulmuş fakat Bülent ECEVİT bu olaydan yara almadan kurtulmuştur.

19 Temmuz 1980 de Eski Başbakanlardan Nihat Erim İstanbul'da uğradığı saldırı sonucu öldürülmüştür.

18 Haziran 1988 de dönemin Başbakanı Turgut ÖZAL, partisinin olağan genel kongresinde silahlı saldırıya uğramış ve hafif bir şekilde yaralanarak kurtulmuştur.

Ergenekon Terör Örgütü soruşturması sırasında, örgütün siyasilere yönelik gerçekleştirdiği bir SUİKAST ya da SUİKAST GİRİŞİMİ olayı aydınlatılmış değildir, fakat "ERGENEKON" dokümanındaki ifadelerden ülkemizde bu güne kadar meydana gelen bu olayların arkasında örgütün olduğu yönünde tereddütler oluşmuştur.

Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden, Ergenekon Terör Örgütünün siyaset dünyasına yön vermek için, bir taraftan örgütün ideallerine aykırı hareket eden siyasi partileri bölmeye parçalamaya , liderlerini devirmeye ve diğer taraftan da örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda hareket edecek kişileri siyasi parti başkanlıklarına getirmeye yönelik çalışma yaptıkları tespit edilmiştir.

Ergenekon Terör Örgütünün Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’ne yönelik faaliyetlerinin olduğu, bu çerçevede Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) liderlerini devirip yerlerine istedikleri kişileri getirmeye çalıştıkları, öte yandan da Adalet ve Kalkınma Partisi’ni de bölüp parçalamayı ve böylelikle hükümeti düşürmeyi hedefledikleri, sonrasında da örgütün idealleri doğrultusunda hareket edecek siyasilerden TBMM de grup oluşturmayı ve hükümette söz sahibi olmayı hedefledikleri görülmüştür.

Bundan sonraki bölümde örgütün bu faaliyetleri ayrı ayrı başlıklar altında detayları ve delilleri ile birlikte anlatılacaktır.


MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİNE YÖNELİK

YÜRÜTÜLEN FAALİYETLER


Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden, ERGENEKON Terör Örgütünün Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ’yi devirip yerine Ümit ÖZDAĞ’ı getirmeye çalıştığı tespit edilmiştir.

MHP’nin Olağan genel kongresi 19 Kasım 2006 tarihinde yapılmıştır. 2004 yılında Sedat PEKER liderliğindeki suç örgütüne yönelik yapılan teknik takip çalışmaları sırasında ise, Ümit ÖZDAĞ’ın MHP Genel Başkanlığına getirilmesi için kongreden tam 2 yıl önce bizzat Veli KÜÇÜK tarafından gerekli çalışmaların başlatıldığı ve bu amaca ulaşmak için defalarca toplantılar yaptığı tespit edilmiştir.

Sonuçta yapılan çalışmalar tamamlanmış ve 4 Kasım 2006 günü Ümit ÖZDAĞ, ziyaret için gittiği Bingöl ilinde, MHP kongresinde Genel Başkanlığa aday olacağını açıklamıştır. Bu gelişme üzerine 5 Kasım 2006 günü Ümit ÖZDAĞ, ihraç talebi ile partinin Disiplin kuruluna sevk edilmiş ve 18 Kasım 2006 günü de partiden ihraç edilerek Genel Başkan adaylığı iptal edilmiştir.

İnternet ortamından temin edilen 15.11.2006 tarihli “Veli KÜÇÜK’ten Ümit ÖZDAĞ’a destek” başlıklı bir haberde; Ümit ÖZDAĞ’ın Veli KÜÇÜK ile ilimiz Ümraniye ilçesinde Princess salonunda verilen bir yemekte aynı masada yan yana oldukları, birbirlerine karşı samimi tavırlarla dikkat çektikleri, Ümit ÖZDAĞ’ın toplantıda yaptığı konuşmada Pazar günkü kurultaya katılacağını belirterek “Ben 19 Kasım’da orada olacağım, Kurultay salonuna girmekten korkmuyorum, bana karşı baskı ve tehditler var…..” şeklinde devam eden bir konuşma yaptığı görülmüştür.

Haberden de anlaşılacağı üzere, Ümit ÖZDAĞ Partiden ihraç edildiği ve Genel Başkan adayı olamayacağı halde, Kongre salonuna gideceğini ve orada olacağını, kurultay salonuna gitmekten korkmadığını ifade etmiştir.

Ümit ÖZDAĞ partiden ihraç edildiği halde Kongre salonuna gitmek istemesinin sebesi ise Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK’den ele geçirilen belgeden çok iyi anlaşılmaktadır.

Ergenekon Terör Örgütü MHP’ye genel başkan yapamadığı Ümit ÖZDAĞ’ı bu kezde MHP’yi karıştırmak ve toplumda infial uyandıracak eylemler yapmak için kullanmayı planlamış, fakat alınan yoğun güvenlik önlemleri sayesinde istenmeyen olaylar engellenmiştir.

Elde edilen delillerden tüm bu faaliyetlerin bizzat Veli KÜÇÜK tarafından yönlendirildiği açıkça anlaşılmaktadır. Kayıt Sıra No :1096’da kayıtlı telefon görüşmesinde Veli KÜÇÜK “Ben Evet dedim mi Ümit hayır demez yani…” diyerek Ümit ÖZDAĞ’ı ne şekilde yönlendirdiği ve kontrol ettiği açıkça görülmektedir.



Bu gün gelinen noktada ise Ergenekon Terör Örgütünün MHP’nin yönetimini ele geçirmekten vazgeçmediği, kendileri gibi düşünmeyen ve amaçları doğrultusunda yönlendiremedikleri MHP Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ’ye yönelik her türlü faaliyetlerini sürdürdüğü anlaşılmaktadır. Hatta örgüt yöneticisi Veli KÜÇÜK 2007 yılı içersinde yaptığı Kayıt Sıra No :1096’de kayıtlı telefon görüşmesinde “Bu DEVLET BAHÇELİ’NİN bu işten ayrılması lazım” “bu kaldığı sürece… parti bitecek yani” “BU ADAMI PENCEREDEN AŞAĞI ATMADAN BU PARTİ KURTULAMAYACAK BUNDAN” diyerek her türlü niyet ve amacını açıkça ifade ettiği anlaşılmaktadır.

2004 yılında Sedat PEKER liderliğindeki suç örgütüne yönelik yapılan soruşturma sırasında iletişimin tespiti çalışmalarında, Kayıt Sıra No: 001203’te kayıtlı, 03.08.2004 günü saat :14.10’da Sedat PEKER ile Veli KÜÇÜK arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Veli KÜÇÜK’ün saat 20.30’da GÜLER…?’in yanına geleceğinden bahsettikten sonra “Yedide beni aradılar. Gene yedide şey gelecek. Bir yemek, dışarı söyledim. Oraya gelecek şey, Ümit ÖZDAĞ.” “Telefon etti. İlle de buluşalım falan diye. Ümit’le görüşecez. Ümit’le oturacaz, GÜLER’DE gelecek. Sekiz buçukta. GÜLER’LE oturup konuşacaz bazı şeyleri şimdi.” dediği, Sedat’ın “O beyefendilerden çok umutluyum Ağabey. Kendisini gıyabında tanıyorum ama beyefendiden çok umutluyum.” dediği, Veli’nin “ŞİMDİ BİZ BİR ÇALIŞMANIN İÇİNE GİRDİK. Ümit’len devamlı görüşüyoruz. Ben işte bak açık söyliyeyim gönlümden geçen neydi biliyor musun? Gönlümden geçen Muhsin’di. ….Muhsin’in kendisi için demiyorum. Partisi için götürecek şeyde değil, durumda değil.” “Onun için biz şimdi seni, onun için seni ısrarla arıyorum. Biz şimdi bir oluşum yaptık. Bu uğurda şeyde ben Yılma D…….. varya Yılma’yı tanırsın.” “Yılma D…….’ı çağırdım. Erzurum’dan Yılma D……. geldi. 4 – 5 kere buraya aldım. Burada görüştük. Şimdi tekrar buraya gelecek geçen gün Güven, tanır mısın Güven ağabeyi Güven SAZAK’ı” dediği ve Güven S…… ve Yılma D……. ile birlikte yemek yediklerinden bahsettiği, daha sonraBağlarbaşındaki yere epece bir yere bir hale getirdik. 350 metrekare bir yer Yılma’yı gönderdim. Yılma orada kaldı. Ben sana onun için bana iki tane beş tane adam getirdi. Yılma benim 3 – 5 kişim var güvendiğim sağlam okuyan yazar okuyanlar bu işi götürebilecek adamlar.” “Yeniçağ gazetesinden arkadaşlar ile görüştüm. Onlar hepsi tanıdıklarım dostlarım. Hele Hayri geldi şimdi Trabzon’dan” “Yayın kurulunun başına Hayri K….çok sevdiğim bir çocuk.” “E Yeniçağa, şey Ortadoğu gazetesinde Zeki var S……….” “Çok sevdiğimiz birisi o da. Bir şey yapacak. Biz şimdi bir oluşum sen az önce söylediğin bir şey varya Milli yol meselesinden bu o şekilde değil o şekilde olması senin aynen katılıyorum, sanki memlekete ihtilal olmuşta Türkiye parçalanmışta, dağa çıkacakmış gibi bir hava.” “Öyle bir şey. Amacımız o değil. Bizim amacımız o değil ya. Türkiye nereye gidiyor. Türk Milliyetçiliği ne oluyor. Niye bu meseleler oluyor falan… beni şimdi Amerika’ya tekrar çağırdılar. Gidecem Amerika’ya tekrar konferanslar vericem. Birkaç yerde bu konular ile ilgili.” dediği, Sedat’ın “Muhsin ağabey gerekirse ileriki zamanlarda ağabey Muhsin ağabeyi de bu yapının içersine dahi etme.” “Yani Muhsin ağabey öyle liderlik hırsı olan bir insan değil. Ülkeye faydası olan her şeye dahil olur Muhsin ağabey.” dediği, bir süre Veli KÜÇÜK’ün kiralamayı düşündüğü ev konusu ile ilgili konuştukları, bir süre sonra Veli’nin “Bu sıkıntımı bir atlatayım bir yerleşeyim, oturayım yani eve. Ondan sonra bu işleri de ben devam ediyorum. Yılma’yı da çağırdım. Güven’len de konuştuk. Güven ağabey ile konuştuktan sonra ben Meral’i aradım. Meral ille bir görüşelim dedi....” “Meral da aynı şey söyledi. Tamamen yanındayız. Beraber olucaz dedi. Sen telefon olmaz. Sen geldiğinde oturucaz. Her şey dört dörtlük çok güzel bir planlama yaptık. Konuşacaz ben şunu söyliyim. Ben hiçbir partiye üye değilim. Hiçbir partide kaydım yok. Ben Türk milliyetçisiyim. Türk milletine hizmet edicem. Bunun içinde ille bir partide bir sembol olmak veya bir pay edinmek gerekmez. Ben o açıdan çalışıyorum. O açıdan…” dediği, Sedat’ın “Veli ağabey bir şey söyleyim. Eğer yanlış anlamazsanız. Bu kurmuş olduğunuz oluşumu direk ben MHP’ye karşı veya MHP’ye alternatif bir oluşum gibi kurarsanız. Bence kamuoyunda yanlış anlaşılabilir.” dediği,
Kayıt Sıra No :1043’de kayıtlı, Veli KÜÇÜK ile Yusuf…? arasındaki görüşmede; Yusuf’un Veli’ye nasıl olduğunu sorması üzerinde Veli’nin “…Görüyorsun Türkiye’nin halini, nasıl iyi olalım yav.” dediği, Yusuf’un “Vallahi dediğiniz doğruda paşam ama bugünkü sürece gelinmesinde yani herkesin hatası var paşam.” dediği, Veli’nin “Herkesin hatası var. Başta Devlet BAHÇELİ olmak üzere.” dediği, Yusuf’un “Yani Devlet BAHÇELİ zaten Milliyetçi Hareket Partisini sıfırladı. Yani bitirme görevini tamamlıyor.” “Evet şimdi ben, geçen bir iki genel başkan yardımcısına görüşmeye gidecektim başkanım.” “Hani böyle önceden tanıdığımız, 90'lardan falan tanıdığımız. ŞİMDİ ONLAR DA BİZE BİRAZ MESAFELİ DURUYORLAR DA BU KİTAP OLAYLARINDAN DOLAYI.” dediği, Veli’nin “Allah’ım yarabbi ya. Atatürk’ün söylediklerini kitaba koymuşuz. Onu, geçen gün birisi bana ne diyor biliyor musun?” “…O önsöz senin yazdığın önsöz diyor kitaptaki. Eee ne oldu dedim önsöze. Dedim Atatürk’ün ağzından yazıldı o dedim ya.” dediği, Yusuf’un “Yani MHP satışını yaptı yani. Artık bundan sonrada Milliyetçi Hareket Partisi bu Bahçeli gitmeden hiçbir şekilde düzene girmez Paşam.” dediği, Veli’nin “MÜMKÜN DEĞİL AMA ONU DA GÖTÜRMENİZ MÜMKÜN DEĞİL. Çünkü padişah oldu.” “Padişah oldu. DUR SEN HELE BİR ÇALIŞMAMIZ VAR. BEN SENİ ÇAĞIRACAM İSTANBUL’A TAMAM MI?” dediği, Yusuf’un “Biz şimdi bu Bozkurtların ölümü var. SİZ BİLİYORSUNUZ GÖRMÜŞTÜNÜZ.” “Biz şimdi onun … o finansmanda bi 10-15 milyar gibi açığımız var da.” dediği, Veli’nin “Bi süre şöyle bi 15-20 gün bekleyin.” “Bir yerden ben bi haber bekliyorum, inşallah olur. Ben sana haber verecem. Başka bi konu var.” dediği, Yusuf’un “Bu Bozkurtların ölümünü hani bu çizgi roman yada.” “Evet bunu bi çizgi filme çevirirsek. Yani en azından şimdikileri geçelim de yeni nesil daha duygulu yetişir.” dediği, Veli’nin “Bi 15 gün daha bekleyin hele, 10-15 gün.” “Tamam mı? Ben bi İngiliz firmasının danışmanlığını yapıyorum.” “Burda bazı yatırımlar falan yapacaz yapılıyor da yaptıkta. Bi kısmını bizim köye de ben işte köye gidiyorum şimdi, çimento fabrikası kuruyoruz büyük bir fabrika.” dediği,
Kayıt Sıra No :1393’de kayıtlı, Güler KÖMÜRCÜ ile Veli KÜÇÜK arasındaki görüşmede; Güler’in “İyi canım Ankara İstanbul gidiyorum geliyorum. sözlerini tutuyorum merak etme. dediği, bana tembih ettiğin kişilerle görüşmüyorum, dediklerini yapıyorum.” dediği, Veli’nin “Yanlış şeyler döner yani. Sen kendini kabul ettirmiş bir yazarsın.” dediği, Güler’in “Senin söylediklerin hayır ben o zaman da izah etmiştim sana. O bambaşka bir nedendi. Tamam ben orda bişey öğrenemeyeceğimi anladım sen napıyorsun?” dediği, Veli’nin “İyiyim valla boğuşup duruyoruz. Kazakistan’daydım bende.” dediği, uzun bir süre değişik konularda konuştuktan sonra KORAY A….’dan bahsettikleri, Veli KÜÇÜK’ün “KORAY A…. Genel sekreterken rahmetli BAŞBUĞ zamanında haftada 2 kere beni ararlardı bunlar” “…Şimdi benden kaçıyor, niye kaçıyor biliyor musun”, “Bu adam hakkında 300 seneye kadar hapis, 40 tane dava açıldı” “…Şimdi DEVLET BAHÇELİ ayrılacak mecbur ayrılacak” “Taban çıldırıyor”, “yani bir gün gidecek, benim atacağım gibi atacam dedim 5. KATTAN AŞAĞI ATACAM TERBİYESİZİ DEDİM” “ 50 KİŞİ GÖNDERCEM DEDİM KIYAMETİ KOPARMIŞ” “ şimdi mecbur olacak ayrılmak zorunda kalacak ayrılırsa BEN YERİNE ÜMİT’İ GETİRCEM DİYE ŞEY YAPIYORUM ÜMİT’TE HEVESLİ BU İŞE” şimdilik ortalık karıştı ne oldu biliyor musun, yav ayrılırsam ya ÜMİT ÖZDAĞ gelirse veyahut ta VELİ PAŞA DA ağırlığını koyarsa, ne olurum düşüncesinde ….” dediği
Kayıt Sıra No :1096’de kayıtlı, Veli KÜÇÜK ile X Bayan/Hüseyin A… arasındaki görüşmede; X bayan’ın “… Aslan aliminyum Hüseyin A… bey görüşecek sizinle” diyerek telefonu Hüseyin A….’a verdiği, bir süre sohbet ettikten sonra Veli KÜÇÜK’ün “Ben de köydeydim Bilecik’teydim” “Bu MHP'nin durumunu ne edecez bunu nereye gidecez” dediği, Hüseyin A…’ın “Vallahi paşam burda biliyorsunuz en az yani siz de dahil ben de çok müzdaribim burda…. sizin gibi ben de … genel merkeze çok kızıyorum ondan sonra vallahi bilmiyorum siz ne derseniz ben sizin yanınızdayım bu hususta” dediği, Veli KÜÇÜK’ün “… ben şimdi söyle düşünüyorum arkadaşlar arıyor ediyorlar falan, bu DEVLET BAHÇELİ’NİN bu işten ayrılması lazım” “bu kaldığı sürece MHP yani bitirecek bunu parti bitecek yani” dediği, Hüseyin A…’ın “…kuruyltayda biliyorsunuz Ümit beyi ihraç ettirdi şeyden partiden .... Genel başkanlığına adaylığını koydu Ümit Özdağ” dediği, Veli KÜÇÜK’ün “Canım Ümit'in o şeyden bu adaylığını falan koymadan önce beni aradı gel dedim İstanbula geldi evde bizim evde toplandık” “Ben bu köşe yazarlarını falan da çağırdım…” diyerek bu konuda yaptığı çalışmayı anlattığı, devamında Veli KÜÇÜK’ün “.. ben Evet dedim mi Ümit hayır demez yani, gönderdik tamam dedi gitti Devlet Bahçeli kabul etmedi bunu görüşmedi”Aradan 3-5 gün geçti duymuş bizim evde bi toplantı olduğunu İstanbul'da” “Cumhuriyet gazetesi röportajında şaibeli kişilerle toplantılar yapıyor evlerde dedi, bu şerefziz herif” “..... BU ADAMI PENCEREDEN AŞAĞI ATMADAN BU PARTİ KURTULAMAYACAK BUNDAN” “Yani bi çalışma yapmaya başladım ben açık açık” “Anladın yani bunu Devlet bahçeli gitsin kim gelirse gelsin ya ben Yunanistan’dan Pasoktan bir adam getirip bu MHP'nin başına koysaydım bu kadar tahribat yapmazdı vicdanı el vermezdi adamın ya” dediği, Hüseyin A…’ın da “Valla Bileciğe geldiğinizde isterseniz bizim eski arkadaşlarla falan burda bizim kerim başkanla kerim reis falan orda gerekirse benim fabrikada oturalım bi toplanalım enine boyuna ondan sonra ama sadece Bilecik için geçerli değil” dediği, Veli KÜÇÜK’ün “Ben Türkiye genelinde çalışmaya başladım” dediği,
Kayıt Sıra No : 1016’de kayıtlı, Veli KÜÇÜK ile Hüseyin A…. arasındaki görüşmede; VELİ'nin "Ya bi bir şey söylicem benim dün şey geldi Yılma geldi yanıma geldi Yılma……. Ankara dan" "Şimdi oda şey yapıyor ama bazı şeyler MHP DYP CHP karışacak gibi geliyor ben den bazı konularda destek istediler bazı şeyler yaptılar" "…ben dedim ki Devlet BAHÇELİ nin dedim bundan bilgisi …" "…önce engelleyecek olan Devlet BAHÇELİ" "…anladığım kadarıyla beni Devlet BAHÇELİ ile görüştürmek istiyorlar, bende pek kabul eder gibi görünmedim ben dedim arkadaşlarla bir görüşecem dedim bizim o konuda beraber olduğumuz arkadaşlar var dedim söylemedim isimleri" "Ahmet şimdi şeye Devlet BAHÇELİ bu Koray A….’ ı yerine getirmek istiyor" dediği ,
Kayıt Sıra No:1343’ da kayıtlı, Güler KÖMÜRCÜ ile ÜMİT ÖZDAĞ arasındaki görüşmede; G.KÖMÜRCÜ’ nün “Bu sen misin ya vav seninle gurur duyuyorum seninle gurur duyuyorum” “Tabi sonuna kadar seyrettim senin hatırına seyrediyorum ha inanılmaz başarılısın ve yemin ederim ki ta artık şey ne istersen okey” dediği, Ü.ÖZDAĞ’ın “Şimdi Barzani Talabani meselesi” “Onlardan bahset tamam mı ..” dediği tespit edilmiştir.
Şüpheli Şener ERUYGUR’un Genel Başkanlığını yaptığı ADD binasındaki odasından ele geçirilen (7) Nolu CD içerisinde “11 ŞUBAT 2004 (Yalman-Özdağ).doc” isimli MSWORD dosyası tespit edilmiş, dosya içeriğinde; “11 ŞUBAT 2004-KASET ÇÖZÜMÜ-2” başlığı altında; “S-1 ve S-2” olarak tanımlanmış iki şahıs arasındaki görüşmeye ait notların yazılı olduğu görülmüştür.

Görüşmenin içeriğinden ve dosya üzerindeki isimlerinden, 11 Şubat 2004 tarihinde Ümit ÖZDAĞ ile Aytaç Y.. arasında geçen bir konuşma çözümü olduğu, çözüm metninde, S-1 olarak belirtilen kişinin Aytaç Y.. olabileceği, S-2 olarak belirtilen kişinin ise Ümit ÖZDAĞ olabileceği değerlendirilmektedir.

Bahse konu görüşme içeriğinde; şahısların genel olarak bir takım siyasi gelişmeler hakkında konuştukları, Türkiye’de ulusal bilinç etrafında yeni bir yapılanma ihtiyacının doğduğunu, bunu da dernekler aracılığı ile sağlamanın zor olduğunu belirttikleri, bu bağlamda S-2’nin “Bu derneklerle olmaz. Üç parti var. Federasyon partisi, CHP (Buçuk parti) ve Milli Devlet partisi. Ben Milli Devlet partisinin MHP etrafında olabileceğini düşünüyorum. Bunun içerisinde Atilla İ… da olmalı, Erol M…, Oktay S…’ da olmalı.” dediği, S-1’in “Ulusal bir partiye ihtiyaç var. Bir ulusalcılar var. Bir de gayri ulusalcılar var. Ben gelenlere bunu teklif ediyorum.” dediği, S-2’nin “Yeni bir parti kurmak zor. Milliyetçi Hareketin etrafında, Solun da katkısı ile bir hareket oluşabileceğine inanıyorum. Bugün halk MHP’ye güvenmiyor. Bu Devlet BAHÇELİ ile olmaz. Benim iddiam MHP’yi yeniden kurmak. Ele geçirip yeniden kurmak.” dediği, S-1’in “Başından beri sizi böyle bir hareketin lideri olarak görüyorum. Ama size bu fırsatı vermediler…dediği, S-2’nin “Tabi seçimlerden sonra. Ben MHP’nin % 8’in altında kalacağını düşünüyorum. Oy bir tarafa gitmesi gerekir. AKP’ye karşı olan bir oy var. Genç Partiye gider, MHP’ye gider, DYP’ye gider. AKP’nin karşısında 3 tane % 7’lik bir parti olması, bir tane % 15’lik bir parti olmasından iyidir. MHP %5-%7 arasında alabilir. Kürt milliyetçiliğinin % 7 oy alabileceği bir Türkiye’de Türk Milliyetçiliğinin bunun altında olması bizi üzer.” dediği görülmüştür.


Yukarıda belirtilen telefon konuşmaları ile ilgili Veli KÜÇÜK alınan ifadesinde özetle;

“Kendisinin hiçbir siyasi partiye üye olmadığını, Ümit ÖZDAĞ’ın aile dostu olduğunu, Ümit ÖZDAĞ’ın daha önceden MHP içersinde bir faaliyeti olmadığını, 2004 yılındaki görüşmenin yapıldığı tarihlerde Ümit ÖZDAĞ’ı siyasi arenada iyi bir yerde görmek istediklerini, bu nedenle Ümit ÖZDAĞ’ı Milliyetçi Hareket Partisi içinde etkin olmasını arzuladığını, bu konuda telefon görüşmesinde isimleri geçen tüm gazetecilerle görüşerek destek olmalarını istediğini, Ümit ÖZDAĞ’ın MHP’nin genel başkanı olması için çalışmasının tek sebebinin Ümit ÖZDAĞ’ın yönetime girmesini arzulaması olduğunu beyan etmiştir.



Hüseyin A…. ile yaptığı görüşmeler sorulduğunda, şahsı tanıdığını Bilecik MHP başkanı olduğunu, görüşmelerin içeriğinin açık olduğunu,

Ergenekon dokümanındaki “Ülke çıkarları ve mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere sahip siyasilere suikast yapılması yada Dez-enformasyon yöntemlerinin kullanılmasının belirtildiği” hatırlatılarak, Ümit ÖZDAĞ’ı MHP’nin genel başkanı olması için yaptığı çalışmaların dez-enformasyon olduğu, bu şekilde faaliyetlerde bulunmasının amacının ne olduğu sorulduğunda; bu olayın biraz tesadüfü olduğu, Ümit ÖZDAĞ’ı özellikle babasından dolayı sevdiği ve annesiyle de devamlı görüştüğü için, MHP içersine girmesini istediğini” beyan etmiştir.



Konuyla ilgili Sedat PEKER alınan ifadesinde özetle; “03.08.2004 tarihinde Veli KÜÇÜK ile yapmış olduğu görüşmeyi kabul ettiğini, Veli KÜÇÜK’ ün Ümit ÖZDAĞ ile yeni bir oluşum yaptıklarını, Erzurum'dan YILMA D..'ın, Yeniçağ gazetesinden HAYRİ K…, Ortadoğu gazetesinden ZEKİ S…., Güven S… ve Meral A…. ile görüştüğünü kendisine aktardığını, bu oluşumun MHP'ye karşı veya MHP'ye alternatif bir oluşum olursa kamuoyunda yanlış anlaşılabilir şeklinde fikir beyan ettiğini, zaten böyle bir oluşumun gerçekleşmediğini, Veli Paşa ile bu tür şeyleri paylaştıklarını, normal muhabbet konuları olduğunu, Ümit ÖZDAĞ'ın MHP Genel Başkanlığına aday olup olmadığı konusunu bilmediğini” beyan etmiştir.

Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK C. Başsavcılığımızda alınan ifadesinde özetle;2001 yılına kadar Kara Kuvvetleri Komutanlığında piyade olarak görev yaptığını ve 2001 yılında istifa ettiğini, bu tarihten sonra değişik gazetelerde yazarlık yaptığını, son olarak 21. Yüzyıl Stratejik Araştırma Enstitüsüne geçtiğini ve halen burada yazmaya devam ettiğini, Stratejik Araştırma şirketlerinin Amerikanın teşviki ile kurulan kuruluşlar olduğunu, şuanda çalıştığı şirketin sahibinin Profesör Ümit ÖZDAĞ olduğunu, fakat çalıştığı bu şirketten maaş almadığını, tamamen emekli maaşı ile geçindiğini” beyan etmiştir.

Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK istifa ettikten sonra bir süre değişik gazetelerde çalışmasının yanı sıra 2002 yılından 2004 yılına kadar yaklaşık 2 yıl ULUSAL KANAL da çalışmıştır.

Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK Doğu PERİNÇEK’e sorulduğunda; “ajan provokatördür” demiş, devamında; bu şahsın Mehmet EYMÜR’e bağlı çalıştığını, ajan olarak kullanıldığını, bir süre Ulusal kanalda çalıştığını, Ulusal Kanal’a birkaç kez silahla girmeye çalışması üzerine işten atıldığını beyan etmiştir.

Elde edilen bu veriler birlikte değerlendirildiğinde, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK’ün örgüt tarafından, amaç ve prensipler doğrultusunda kullanılacak kişilerin yanına yerleştirildiği değerlendirilmektedir.



Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ alınan ifadesinde özetle;Veli KÜÇÜK ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile şahsen tanıştığını, Sedat PEKER’i de gazeteci okur ilişkisi içersinde tanıdığını ve bundan başkada bir ilişkisinin olmadığını, Ümit ÖZDAĞ’ı şahsen tanıdığını, zaman zaman siyasi konularda görüşlerine başvurduğunu, başkada bir ilişkisinin olmadığını” beyan etmiştir.

Veli KÜÇÜK ile Sedat PEKER arasında Kayıt Sıra No:001203’te kayıtlı, 03.08.2004 günü geçen telefon görüşmesinde, Veli KÜÇÜK’ün Ümit ÖZDAĞ ile yemek yiyeceğini, bu yemeğe Güler’in de geleceğini söylediği tespit edilmiştir.

Bu görüşme GÜLER KÖMÜRCÜ’ye sorulduğunda, görüşmenin yapıldığı tarihte Amerika da olduğunu, bu şekilde bir toplantıya kesinlikle katılmadığını, davette alamadığını beyan etmiştir.

Güler KÖMÜRCÜ’nün bu beyanı üzerine; yurt dışına giriş çıkış kayıtları incelenmiş ve görüşmenin yapıldığı tarihten yaklaşık bir ay kadar önce yani 05.07.2004 günü ülkeye giriş yaptığı, 29.09.2004 günü de çıkış yaptığı tespit edilmiştir. Bu tespitler soruşturma dosyasına eklenmiştir.

Dolayısıyla görüşmenin yapıldığı tarihlerde Güler KÖMÜRCÜ’nün Ülkemizde olduğu görülmektedir. Diğer taraftan Ümit ÖZDAĞ ile yaptığı bir telefon görüşmesinde aralarındaki ilişkinin ne kadar samimi olduğu anlaşılmaktadır.

Fakat bu tespitlere rağmen, Ümit ÖZDAĞ ile ilgili yapılan toplantıların, örgütün almış olduğu kararlar doğrultusunda gerçekleştirilen toplantılar olması nedeniyle, Güler KÖMÜRCÜ’nün toplantıların yapıldığı tarihlerde kendisinin yurt dışında olduğunu beyan etmesinin, bu ilişkilerden uzak olduğunu gösterme çabası ve savunma amaçlı bir beyan olduğu değerlendirilmiştir.



MHP yönetiminin değiştirilmeye çalışılması, hatta Kongresine müdahale edilmeye çalışılmasıyla ilgili bir başka ilginç olay da, Güler KÖMÜRCÜ ile kendisini “Albay Sinan” şeklinde tanıtan, Sinan Serdar A….. arasında geçen telefon görüşmesidir.

Kayıt Sıra No :1388’de kayıtlı ve Güler KÖMÜRCÜ ile S.S.A. arasındaki görüşmede; Güler’in “Bende orda neye bak kızıyorum biliyor musun? Sana değil. Şimdi o adam devreye girince durduramıyorsun. Çünkü egosu var, …Bunlar bu kadar böyle bi MANTIK İÇERSİNDE, BİR AKILLI KURGU İÇERSİNDE OLACAK ŞEYLER. Hop hemen medyayı arıyor. Belki medya hemen aranmıcak, 10 dakika sonra aranacak” “BİLEMİYOR Kİ BENİM NE YAPMADIĞIMI!” Onla en azından 4 kere daha önce de program yaptık. Dördünde de kendini ortaya attı.” “Sen bi şey bakıyorsun. YANİ DİREKT BÖYLE KUŞKUCU BUDA SİZİN MESLEĞİNİZ GEREĞİ napayım. Bende buna alışmam gerekiyordu. Alışamıcam” “O YAPINIZ ARTIK SİZİN ELİNİZDE DEĞİL!” dediği, S.S.A.’ın “Bu tür tespitleriniz beni yaralıyor, haberiniz olsun.” dediği, bir süre Güler’in kırılmasından bahsettikleri, daha sonra S.S.A.’ın “Yargılarınız çok katı. Ben diyorum ki sizi sorgulamak için söylemedim” dediği Güler’in “…Hiç teşekkür etmene gerek yok. Ben sana saygı duyuyorum. Önem veriyorum. Değer veriyorum. Konumun” dediği, S.S.A.’ın “BANA DEĞİL MAKAMIMA.” dediği, Güler’in “…ADINI DAHİ BİLMEDİĞİM SEVGİLİ ARKADAŞIM. ŞAHSINA ÖNEM VERİYORUM.”..“Sinirimin niye bozuk olduğunu, sana yine yüz yüze anlatıcam. Bugün sabah bi toplantı yaptım.” “Bana e çok enteresan o toplantımdaki şahıs işte Irak - Türkmen politikasıyla ilgili bişey anlattı.” “Ve o Türkmen politikasıyla ilgili yorumunu aktardı.” “… O yorumun içinde bazı şeyler, beni çok rahatsız etti.” “ŞUANDA ANLADIĞIM KADARIYLA, SENLE KAYDA DEVAM EDİYORUZ HEP BERABER SÖYLİYİM.” “Ümit ÖZDAĞ'la görüştük.” dediği, S.S.A’ın “Ümit beyin söylediği o ilginç şeylerden bir iki kelime bahsedebilecek misiniz?” diye sorduğu, Güler’in “KURULTAYI İPTAL EDİYORMUŞSUNUZ. Kurultay yaptırmaya çalışıyormuşsunuz falan gibi şeyler.” “Kurultay ne anladın yani! SİYASİ BİTANE ARACI KULLANDIM. ITC İLE İLGİLİ.” “Senin tarafındakilerin hepsi benim ailem ama ŞUANDA EV TELEFONUM DA HASSAS OLABİLİR İSTERSEN DETAYLANDIRMAYALIM HA.” “Yani diğerini e insanlar kafasına göre dinliyorlar ama bunda belli bir kayıt gerekebilir ya da kayıt gerekmese bile burda o kadar olmasa bile daha azdır burda.” dediği, S.S.A.’ın “Tamam yani acil bişey var mı diye ben sordum.” dediği, Güler’in “Yani bizim şeylerimiz, yo acil bişey olsa, merak etme ben seni ya da bulmam gerekeni bir şekilde bulurdum.” dediği,
Kayıt Sıra No :1364’de kayıtlı, Güler KÖMÜRCÜ ile S.S.A. arasındaki görüşmede; (S.S.A.’ın MSB LOJ. Oran Çankaya, ANKARA Adresinden görüştüğü anlaşılmaktadır) Güler KÖMÜRCÜ’nün “Şimdi o dünkü ifadeyi merak ettiğini bilmen gerekiyor sanıyorum sana kısaca aktarayım” “Ümit’in bahsettiğinden” “ha Marta kadar Mart Nisan ayına kadar Sadettin beyi değiştirmek istiyorlar, bende buna karşı çıkıyorum böyle bir şey olabilir mi gibi bir ifade kullandı” dediği, Serdar’ın “nerden öğrenmiş böyle bir şeyi biz bu işle” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’nün “O Ahmet’le çok yakındır” “Anladın mı yani ben şey yapmayayım yanlış yönlendirmeyeyim şimdi tahmin bu” dediği, S.S.A.’ın “Ama hiç öyle bir şey de gündemde yok yani ben bilmiyorum” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’nün “İşte şey bu bunun olmaması lazım işte referandum var referandum öncesi orda kurultay yapıp işte ismini değiştirme çalışıyorlar böyle bir şey olabilir mi ve pozisyon şey yani böyle sanki bireysel davranılıyor bireysel mi diyelim” dediği, S.S.A.’ın “Çok teşekkür ediyorum yani birden sohbetiniz olursa doğru bilgileri veya doğru nasıl diyelim doğru tahminlerinizi bilgi olmasa bile iletirseniz kendisine memnun olurum” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’nün “Ben zaten ilettim şüphesiz” “Ama hayır yani benim kanaatim böyle bir şey olduğunu zannetmiyorum dedim o da bana dedi ki Yarbay seviyesinde artık olay gidiyor ne acı falan gibi yaptı ya ben zannetmiyorum o arkadaşı iyi kötü biraz tanıyorum öyle hani acı bir durum yok öyle bir şey söz konusu değil dedim bide sen kimden bahsediyorsun dedim ben ona belki hani ayrı kişilerden bahsediyoruz ben o kadar durumu bilmiyorum dedim bunun üzerine bana Halil diye bir isim verdi” “… soyadını da söyledi de şimdi söylemeyeyim sana yani telefonda artık soyadını” “.. yani tüm şey budur veya baya yani şey LOBİ yapıyor yani o benim nezlimde değil belli ki bu konu da bir genel lobi yapıyor” dediği, S.S.A.’ın... sizle konuşurken de düşünüyorum başka nerden böyle bir şey duyabilir tabi bakacağız gerekirse kendisi ile görüşürüz” “..çok teşekkür ederim bu bilgiler çok değerliydi bizim için” “bu işi karşılıksız olarak yapan veya bu işe karşılıksız olarak katkıda bulunan ben bir tek sizi gördüm Türkiye de” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’nün “Çünkü ben siyaset hedeflemiyorum arkadaşım kendi servetimle hiç çalışmadan ömür boyu yaşayabilirim” dediği, ilerleyen konuşmada, Güler KÖMÜRCÜ’nün “O uluslar arası toplantı nerde” diye sorduğu, S.S.A.’ın “Azerbaycan da şimdi uçağa gidiyorlar binecekler” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’nün “ee nasıl Ceviz kabuğuna katılacaklar” diye sorduğu, S.S.A.’ın “ Sadettin bey katılmıyor Ahmet bey” dediği,
Kayıt Sıra No :1365’de kayıtlı, Güler KÖMÜRCÜ ile Serdar…. arasındaki görüşmede; (Serdar’ın Özel Kuvvetler Komutanlığı Gölbaşı, Ankara adresinden görüştüğü anlaşılmaktadır.) Serdar’ın “Az önce araştırdım yanımda bir arkadaşım vardı çok rahat konuşamadım” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’nün “Fark ettim hissettim sesini duydum zaten” dediği, Serdar’ın “Şimdi bu konuları da telefonda görüşmek istemezdim ama duyan duysun önemli değil ben şunu size ifade etmek istiyorum doğru bilgi açısından” “Biz 2003 ten itibaren bazı tabirlerimi de lütfen hoş görü ile karşılayın 2003 ten itibaren aşağıda ilgilendiğimiz bu toplumun” “Kendi kararlarını kendilerinin almasını prensibi ile iş yapıyoruz” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’nün “Ben ondan hiç şüphe etmiyorum ki zaten” dediği, Serdar’ın “… şöyle ben bunları anlatıyorum ki o arkadaşınıza” “İşte bu bilgi veren şahsa” “O profesör makamına ulaşmış şahsa” “dün daha önce bunları anlatmıştık kendisine ama hala yanlış bilgi üzerinden prim yapmaya çalışıyor biz bir insanı..” dediği tespit edilmiştir.
MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK’TEN ELE GEÇİRİLEN DİJİTAL DOKÜMAN

Ergenekon Terör Örgütü Ümit ÖZDAĞ’ı MHP’nin genel başkanlığına getirmek için her türlü çalışmayı yapmış fakat bunu başaramayınca bu kez de kongrede ki potansiyeli yok etmeyi, kavga, kargaşa, kaos ve anarşi meydana getirmeyi planlamıştır. Böylelikle bir taraftan MHP’nin kamuoyundaki prestijini yok etmeyi amaçlarken diğer taraftan da, MHP’nin tabanını oluşturan gençleri sokağa çekerek, ülkemizde kaos ve kargaşa ortamı oluşturmayı amaçladıkları görülmüştür. Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK’ün Kadıköy ilçesindeki ikametinde ele geçirilen Kingston marka 512 Mb Flash bellek içerisinde elde edilen dokümanda bu durum açıkça görülmektedir.



Bu dokümanda ;

“MHP genel başkanlığına aday olan Ümit ÖZDAĞ İstanbul merkezli olmak üzere birçok il ve ilçede etki yaratmaya çalıştığı tarafınızca da bilinmektedir. Özellikle MHP kongresi için hırsla çalışıldığı da yine tarafınca bilinmektedir. Özellikle MHP kongresi ön plana çıkmaktadır.

Genel Başkan adayı olan Ümit ÖZDAĞ her ne kadar kişisel planlar yapmış olsa da bazı planlar Ümit ÖZDAĞ”ın bu girişimi de dayandırılarak yapıldığı ve fakat bazı planlardan da Ü. Özdağ”ın haberder olup-olmadığı net değildir.

Özetle yapılmak istenenler şöyledir;

*Mümkün olduğunca kavga-kargaşa yaratmak.

*Kongre salonu önünde basının ve halkın izleyeceği arbede çıkartmak. Arbede saatini kongreye katılım tamamlanmadan önceki zamana denk getirmek. Böylece olayların duyulmasını sağlamak ve katılımcıları olumsuz yönde etkileyerek kongre salonuna gelme isteklerini kırmak.

*Ümit Özdağ kongre salonuna girebilirse burada yanındakiler ile basının dikkatini çekmek kongre düzenini sarsmak.

*Kullanıma müsait belli sayıda ve bazı özelliklerde kişilerle (suç işlemeye eğilimli, kaybedecek değeri olmayan, eskiden devletin güvenlik güçleri içerisinde görev almış ve çeşitli suçlardan dolayı görevden el çektirilmiş, hala bazı gayri meşru yapılar içerisinde faaliyet gösteren, silah kullanmaya eğilimli) kongre salonu önünde suni olaylar yaratmak, mümkünse infial yaratmak, fırsat oluştuğunda ateşli silah kullanmak,

*Bu sayede MHP kongresinde ortaya çıkabilecek potansiyel gücü eritmek, MHP etkisini azaltmak, halk ve kamuoyu nezdinde; MHP”nin hala silahların kullanıldığı, eskiden olduğu gibi şiddet ve saldırı yöntemlerinin devam ettirildiği, modern ve güncel olmaktan uzak bir parti imajı ile tekrar hatırlatmak ve itibar infazı yapmak

Not:Bilgiler özet olarak derlenmiş olup, genelde Ü. Özdağ çevresinde oluşturulan ekip ve ona destek veren gruplar içerisinden elde edilmiştir. Kaynaklar güvenilirdir. Bir başka açıdan düşünülürse, amaç korku ve endişe yaymak olarak planlandığı düşünülebilir.

Bununla beraber bazı kişilerin Doğu PERİNÇEK ile çok iyi ilişkide olduğu ve bu grubun Ü. ÖZDAĞ ile yakın temas içerisinde hareket ettiği gerçeği unutulmamalıdır.

Yine bu grubun eski bazı MHP kökenlileri de içinde barındırdığı ve/fakat hiç bir zaman parti içinde etkili olamadıkları, bu gün bu nedenle hınç içerisinde oldukları dikkate alınmalıdır.

Başarılı bir kongre olmasını dilerim. Saygılarımla.” şeklinde ifadelerin yer aldığı görülmüştür.

Şüpheli M.Zekeriya ÖZTÜRK’ten el konulan bu dokümandan da açıkça anlaşıldığı gibi, tamamen olağan koşullar altında gerçekleştirilen bir siyasi parti kongresinde örgüt, kaos ve kargaşa ortamı yaratma ve bazı çıkarımlar elde etme çabası içerisindedir.

Söz konusu dokümanda kullanılan dilin, bir üst makama sunum şeklinde hazırlanmış olması da ayrıca dikkate değerdir. Bu da örgütün kendi hiyerarşik yapısı içerisinde sistematik bir çalışma yürüttüğü izlenimini kuvvetlendirmektedir.

MHP KONGRESİ İLE İLGİLİ OLARAK ELDE EDİLEN BİLGİLER

Milliyetçi Hareket Partisi Kongresi ve Ümit ÖZDAĞ ile ilgili internet ortamında yapılan araştırmalarda, MHP’nin 8. Olağan kongresinin 19.11.2006 tarihinde yapıldığı, 04.11.2006 tarihinde Bingöl ilinde Ümit ÖZDAĞ’ın MHP Genel Başkanlığa adaylığını açıkladığı, 05.11.2006 tarihinde de ihraç talebi ile Disiplin Kuruluna sevk edildiği ve bu nedenle kongreye katılamadığı öğrenilmiştir.



Zekeriya ÖZTÜRK’den ele geçirilen belgenin 17/11/2006 tarihinde oluşturulduğu ve kaydedildiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla söz konusu belgedeki yazıların 17.11.2006 tarihinde yani MHP’nin 8. Olağan kongresinden iki gün önce hazırlandığı görülmektedir. Bu durum örgütün gerçekleşecek olan MHP kongresi öncesinde ortamı germe, bir kaos ortamı oluşturma çalışmalarını titizlikle yaptığını ortaya koymaktadır.

Soruşturma kapsamında yapılan teknik takip çalışmalarında, örgütün MHP’yi ele geçirme faaliyetlerinden vazgeçmediği, bir taraftan örgütün yönetici kadrosunda bulunan kişilerin Ümit ÖZDAĞ’la ilişkileri devam ederken öte yandan da MHP içersine adam yerleştirmeye çalıştıkları anlaşılmıştır.

Tape No:6223 de kayıtlı, 12.03.2008 saat:21.55’de Hurşit TOLON’un Ümit ÖZDAĞ ile yaptığı görüşmede; A.H.TOLON’un “Size bilgi vermek zorundayım …” dediği, Ü.ÖZDAĞ’ın “Tabi tabi buyurun” dediği, A.H.TOLON’un “... Şimdi ben bir konuda söz verdim o gerçekleşmedi sebebini hemen arz edeyim belki muttalisiniz takip ediyorum adım adım. Ben o görüşülen şahısla Kent Otel’deki yemekte beraber olacaktım biliyorsunuz ayın dördündeydi o yemek yani hemen hemen 10 gün geçti ama o yemeğe katılmadılar Ankara dışında oldukları için hafta sonu döneceğiz dediler ben geçirdiğimiz haftanın yani bugün Salı hatta Çarşamba bu gün pardon ben hafta sonunu da bekledim telefonuna iki kez aradığım bir konu için görüşeceğimi telefonuna not olarak bıraktım ama bana dönmedi. Ben aramaya devam ediyorum temas kurduğumda ileteceğim yani konuyu unutmuş değilim daha fazla gecikirsem merak edersiniz düşüncesiyle bu bilgiyi verme lüzumu hissettim size” dediği, Ü.ÖZDAĞ’ ın “Muhterem paşam çok teşekkür ederim sizi de zahmete soktum” dediği, A.H.TOLON’ un “Hayır zahmet değil zaten bir iki konuda da kendisi ile görüşmem de gerekiyor ama en büyük ümidimiz o kentteki işte toplu yemeğimizde hatta E…….na bile söyledim E…..…’na bile söyledim ama konuyu değil işte beklediğimi söyledim o söyledi işte Ankara dışında dedi filanca yerde bir panele katılacak hafta sonu dönecek. Cumartesi Pazar aradım dünde aradım düzeltiyorum pazartesi günü aradım not bıraktım. Bana geri dönmediler belki de şundan dönemediler onu da düşünüyorum benim telefon ama yooo şeyde mesaj pardon notta olmaz ee numaram yok ya benim” dediği, Ü.ÖZDAĞ’ ın “Ha belki de” dediği, A.H.TOLON’ un “Şey telefondan kaynaklanmıyor kartımdan kaynaklanıyor” Efendim ama aramaya devam ediyorum bir olasılığım daha var E…..… vasıtasıyla bu hafta içerisinde bu işi mutlaka bağlayacağım” dediği, Ü.ÖZDAĞ’ın “Çok sağolun paşam” dediği, A.H.TOLON’ un “Onu size arz etmek için rahatsız ettim” dediği,

Tape No:6232 de kayıtlı 16.03.2008 saat:14.18’de Hurşit TOLON’un Ümit ÖZDAĞ ile yaptığı görüşmede; A.H.TOLON’ un “dün beraber olduk, akşamleyin” Adamcağızın telefonu farklı” dediği, Ü.ÖZDAĞ’ ın “Anladım” dediği, A.H.TOLON’ un “Ben ona üçtür mesaj bırakıyorum, dedim ki üçtür mesaj bıraktım, dönmediniz. Hem merak ettim, hem birazcık üzüldüm filan” “Nereyi arıyorsunuz, aradığım numarayı söyledim, efendim o numaram çoktan değişti dedi” “Şimdi, ben, sizin bir randevu talebiniz olduğunu ama özel bir konu konuşacağınızı” “İşte hepimizin saydığı, sevdiği. Efendim, bende tanıyorum kendisini, memnuniyetle dedi. Şimdi ben telefonlarını verebilir miyim dedim, derhal dedi ver. Takdim ediyorum” “0505 367…” “Evi veriyorum” “236…” “Hocam sizin telefonunuzu bekliyorlar, ona göre randevu zamanı ve yeri konuşursunuz” “Bir ara görüşelim ortalık toz duman” dediği, Ü.ÖZDAĞ’ ın “Bu hafta içerisinde eğer müsait olursanız, hafta sonuna doğru bir araya gelebilirsek çok sevinirim” dediği, A.H.TOLON’ un “Cuma günü Bursa’dayım, Perşembe günü Toplantı günümüz öğleden sonra, sabahleyin belki olabilir. Ben çarşamba akşamı ararım sizi” dediği,
Tape No: 6463 de kayıtlı saat:18.04.2008 saat: 15.52 de Ufuk Mehmet Büyükçelebi’nin Deniz..? ile yaptığı görüşmede; Ufuk Mehmet BÜYÜKÇELEBİ’ nin “Şimdi MHP İl Yönetimine seni yerleştirmeyi düşündük biz uygunsa” “Ondan sonra şimdik bi telefon numarası vereceğim yazar mısın ” “0533 … İ… MHP İl Başkanı M… D….” “diyeceksin ki İstanbul MHP İl başkan yardımcısı N… Ç.. tarafından arıyorum sizinle görüşmüş de” “Ondan sonra bi işte randevu al git orda hemen şeyini ba halledelim… Tamam ondan sonra sonucu bana bildir yalnız” dediği,

Tape No: 6464 de kayıtlı, 18.04.2008 saat:15.55 de U.Mehmet Büyükçelebi’nin Lale..? ile yaptığı görüşmede; Ufuk Mehmet Büyükçelebi’nin “Denize verdim telefon numaralarını” “gitsin konuşsun sonradan şey il yönetimin de aldırttıracağım” dediği,

Tape No: 6465 de kayıtlı 18.04.2008 saat:15.59 da Ufuk Mehmet Büyükçelebi’nin Deniz..? ile yaptığı görüşmede; Deniz’in “İstanbul dan beni aradılar bana bi randevu verecek” dediği, Ufuk Mehmet BÜYÜKÇELEBİ’ nin “ben seni orda şeye il yönetimine de aldıracağım” dediği anlaşılmıştır.

Tape No: 7442 de kayıtlı 24.01.2008 günü Saat:14.31 de Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın, Hüseyin NAZLIKULU’nu aramasıyla yapılan görüşmenin devamında Ahmet Tuncay’ın “Şu MHP li MHP li şerefsizleri yaptığını gördün demi” dediği, Hüseyin’in “Aynen o ben sana ilk gün demedim mi MHP nin ilginin olduğunu... söylüyo,…, Yani onlar her zaman diğerlerinden daha tehlikeli yok İşi ULUSALCI deyip beni ikna etmeye çalışıyor” dediği,

Yüklə 14,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   230




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin