1001 Hadis Işığında İmam Ali


İmâm Ali, Resulullah'ın Habibidir



Yüklə 1,94 Mb.
səhifə26/38
tarix07.08.2018
ölçüsü1,94 Mb.
#67829
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   38

İmâm Ali, Resulullah'ın Habibidir


426- Resulullah (s.a.a): "Ali, benim habibimdir."[1]

427- Beşîrü'd-Dihân, İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) şöyle nakletmiştir:

"Resulullah (s.a.a), ölümüyle sonuçlanan hastalığında yanında bulunanlara hitaben buyurdu ki: "Bana Halil'imi (dostumu) çağırın." (Resulullah'ın zevcelerinden Âişe ve Hafsa,) babalarının peşine adam saldılar. Resulullah (s.a.a) onları gördüğünde yüzünü çevirdi ve tekrar 'Bana Halil'imi çağırın' buyurdu. Ali'yi çağırmak için gittiler. Ali (a.s) geldiğinde, onu görür görmez üzerine kapandı ve onunla konuşmaya meşgul oldu. Hz. Ali dışarıya çıktığında, o iki kişi yanın gelip şöyle dediler: 'Halil'in seninle ne konuştu?' Hz. Ali şu cevabı verdi: 'Bana bin kapıdan bahsetti ki her kapı da bin kapıyı açmakta!"[2]

428- Hz. Ümm-ü Seleme'den şöyle nakledilmiştir: "Resulullah (s.a.a), vefatıyla sonuçlanan hastalığında (bir ara) şöyle buyurdu: 'Halil'imi bana çağırın.' Âişe babasının peşine adam gönderdi. Babası geldiğinde, Allah Resulü (s.a.a) yüzünü kapatıp, tekrar 'Bana Halil'imi çağırın' buyurdu. Ebubekir geri döndü, bu sefer Hafsa babasının peşine adam saldı. Babası geldiğinde yine Allah Resulü yüzünü kapatıp 'Bana Halil'imi çağırın' diye seslendi. Ömer de geri döndü. Bu sefer Hz. Fâtıma, Hz. Ali'nin peşine adam gönderdi. Ali (a.s) geldiğinde Allah Resulü (s.a.a) kalktı ve Hz. Ali içeriye girdi. Sonra Resulullah onu örtüsünün altına aldı.' Ümm-ü Seleme şöyle devam etti: 'Hz. Ali dedi ki 'Resulullah (s.a.a) bana bin hadis anlattı. Öyle ki ben de terledim, Resulullah da. Onun teri benim üzerime aktı; benim terim de onun üzerine."[3]

429- Abdullah b. Ömer de Resulullah'ın (s.a.a), hastalığı sırasında şöyle buyurduğunu nakletmektedir:

"Kardeşimi bana çağırın." Ömer yanına çağrıldı; ama Resulullah (s.a.a) ondan yüzünü çevirdi. Sonra yine 'Bana kardeşimi çağırın.' buyurdu. Bu sefer Ebûbekir çağrıldı; ama yine yüzünü çevirdi ve tekrar 'Bana kardeşimi çağırın.' buyurduğunda Osman'ı çağırdılar; bu sefer de yüzünü çevirince, Ali b. Ebî Tâlib yanına çağrıldı. Resulullah kendi örtüsüyle onu örttü ve onun üzerine eğilerek konuşamaya başladı. Hz. Ali, Resulullah'ın yanından ayrıldığında, kendisine 'Sana ne söyledi?' diyor sorulunca, şöyle dedi: 'Bana bin kapı öğretti ki her kapı da bin kapıyı açmaktadır!"[4]

430- Ümmü'l-Müminin Âişe'den şöyle nakledilmiştir:

"Resulullah (s.a.a) vefatı sırasında benim evimdeyken şöyle buyurdu: 'Habib'imi bana çağırın. Ben Ebûbekir'i onun yanına çağırdım. Resulullah ona baktı başını tekrar yatağa koydu ve tekrar 'Bana Habib'imi çağırın' buyurdu. Ben 'Yazıklar olsun size, Ali b. Ebî Tâlib'i onun yanına çağırın, Vallahi o Ali'den başkasını istemiyor' dedim. Ali'yi görünce, üzerindeki örtüyü kaldırıp Ali'yi onun altına soktu. Vefat edinceye kadar Ali'yi kucaklamış ve ellerini ona sarmış durumdaydı!"[5]

431- Resulullah (s.a.a): "Ali, insanlardan en çok sevdiğim kimsedir."[6]

432- Resulullah (s.a.a): "Ali, erkeklerin içinden en çok sevdiğim kişidir."[7]

433- Resulullah (s.a.a): "Ali, ailemden en çok sevdiğim kimsedir."[8]

 

[1]- İhkâkü'l-Hak, c.15, s.526.



[2]- El-Kâfî, c.1, s.296.

[3]- El-İhtisâs, s.279.

[4]- El-Mecrûhin, c.2, s.14.

[5]- İrşâdü'l-Kulûb, s.234.

[6]- İhkâkü'l-Hak, c.15, s.530.

[7]- İhkâkü'l-Hak, c.15, s.532.

[8]- İhkâkü'l-Hak, c.15, s.533.

İmâm Ali ve Kızartılmış Kuş Hadisi


434- Enes b. Mâlik'ten şöyle rivâyet edilmiştir:

"Ümm-ü Eymen Allah Resulü'ne (s.a.a) (kızartılmış) bir kuş hediye etmişti. Resulullah şöyle dua etti: 'Allah'ım, yaratıklarının sana en sevimli olanını bana ulaştır ki benimle birlikte bu kuştan yesin.' Ali b. Ebî Tâlib içeriye girdi. Resulullah (s.a.a) şöyle dedi: 'Allah'ım, onu benim yanıma ulaştır!"[1]

435- Yine Enes'ten şöyle nakledilmiştir:

"Resulullah'a (s.a.a) bir kuş getirildi. Allah Resulü şöyle dua etti: 'Allah'ın yaratıklarının sana en sevimlisi olan kimseyi bana ulaştır ki bu kuştan benimle yesin.' Ali b. Ebî Tâlib çıkageldi. Resulullah şöyle dedi: 'Allah'ım onu benim yanıma ulaştır; Allah'ım onu benim yanıma ulaştır!"[2]

436- Enes b. Mâlik'in bir diğer rivâyeti şöyledir:

"Resulullah'a (s.a.a) bir kuş hediye edildi. Resulullah şöyle dua etti: 'Allah'ım, yaratıklarından en çok sevdiğin kimseyi bana ulaştır.' O sırada Ali çıkageldi ve Resulullah kuşu onunla birlikte yedi."[3]

437- Senetli bir hadiste yine Enes b. Mâlik'ten şöyle nakledilmiştir:

"Resulullah'ın (s.a.a) yanında bir kuş vardı. Allah Resulü şöyle dua etti: 'Allah'ım, 'Allah'ım, yaratıklarının sana en sevimli olanını bana ulaştır ki benimle birlikte bu kuştan yesin.' Ebûbekir geldi; onu reddetti. Sonra Ömer geldi; onu da reddetti. Sonra Ali gelince, ona izin verdi."[4]

 

[1]- İhkâkü'l-Hak, c.5, s.358, El-İmâm Ali, c.2, s.114 (az farkla).



[2]- İhkâkü'l-Hak, c.5, s.332, Sahîh-i Tirmizî, c.13, s.170 (az farkla).

[3]- İhkâkü'l-Hak, c.5, s.346. Et-Terâif, s.72 (az farkla).

[4]- Hasâis-u Emiri'l-Müminin (Nesâî), s.51.

İmâm Ali'nin Resulullah'ın Yanındaki Makamı


438- Senetli bir hadiste Abdullah b. Ömer'den şöyle nakledilmiştir:

"Resulullah'a (s.a.a) Ali b. Ebî Tâlib hakkında sorduğumuzda, Allah Resulü öfkelenerek şöyle buyurdu: 'Ne olmuş bazı gruplara!? Öyle bir kimsenin hakkında ileri geri konuşuyorlar ki Allah katında aynı benim sahip olduğum mertebeye ve benim sahip olduğum makama sahiptir; nübüvvet hariç!"[1]

439- Seneti bir şekilde Abdullah b. Mes'ûd'dan şöyle nakledilmiştir:

"Resulullah'ı (s.a.a) gördüm ki Ali'nin elini elinde tutuyor ve onu öpüyordu. Dedim ki: 'Size göre Ali'nin yeri nedir?' Şöyle buyurdu: 'Ali'nin benim yanımdaki yeri, benim Allah indindeki yerim gibidir!"[2]

 

[1]- Bihârü'l-Envâr, c.27, s.114, Fezâilü'ş-Şîa, s.2, Mülhakât-u İhkâki'l-Hak, c.21, s.319 (az farkla).



[2]- El-Müsterşed, s.293.

İmâm Ali'nin Efendilikle Vasıflandırılışı


440- Resulullah (s.a.a): "Ali, müminlerin efendisidir."[1]

441- Resulullah (s.a.a): "Ali, vasîlerin efendisidir."[2]

442- Resulullah (s.a.a): "Ali, velilerin efendisidir."[3]

443- Resulullah (s.a.a): "Ben, Âdemoğullarının efendisiyim; Ali de Arapların efendisidir."[4]

444- İbn Ebî Leylâ, İmâm Hasan'dan (a.s) şöyle nakletmiştir:

"Resulullah (s.a.a) 'Bana Arapların efendisini çağırın' dedi. Maksadı ali b. Ebî Tâlib idi. Âişe, 'Arapların efendisi sen değil misin?' deyince şöyle buyurdu: 'Ben, Âdemoğullarının efendisiyim; Ali ise Arapların efendisidir.' Ali geldiğinde Ensâr'ın peşine gönderdi; yanına geldiklerinde, onlara hitaben şöyle buyurdu: 'Ey Ensâr topluluğu, size, benden sonra sarıldığınız takdirde asla dalalete düşmeyeceğiniz şeyi göstereyim mi?' 'Evet ya Resulallah' dediklerinde, şöyle devam etti: 'Bu Ali'dir; onu, benim sevgim için sevin; ona benim değer verdiğim için değer verin-saygı gösterin. Bunu bana Cebrâîl emretti; bunu ben Allah (azze ve celle) tarafından size söyledim."[5]

445- Ebûzer'den şöyle rivâyet edilmiştir:

"Peygamber (s.a.a) Ali b. Ebî Tâlib'e bakarak şöyle buyurdu: 'Bu göklerin ve yerlerin ilklerinin en iyisidir, bu vasîlerin efendisidir; bu sıddıkların efendisidir ve muttakilerin imâmıdır."[6]

446- Abdullah b. Abbâs'tan şöyle nakledilmiştir: "Peygamber (s.a.a) Ali b. Ebî Tâlib'e bakarak şöyle buyurdu: "Hem dünyada efendidir, hem de ahirette."[7]

447- İbn Abbâs'ın bir rivâyeti de şöyledir:

"Resulullah (s.a.a) beni Ali b. Ebî Tâlib'e gönderdi ve ona deki (Resulullah senin için şöyle dedi): 'Sen dünyada da efendisin, ahirette de; kim seni severse, beni sevmiştir, kim sana düşmanlık beslerse, bana düşmanlık beslemiştir…"[8]

448- Yine İbn Abbâs şöyle demiştir:

"Resulullah (s.a.a), Ali b. Ebî Tâlib'e bakarak şöyle buyurdu: 'Sen dünyada efendisin, ahirette de; kim seni severse hiç şüphesiz beni sevmiştir ve benim sevdiğim Allah'ın sevdiğidir; kim de sana düşmanlık beslerse, şüphesiz bana düşmanlık beslemiştir; benim düşmanım ise Allah'ın düşmanıdır. Yazıklar olsun benden sonra sana düşmanlık besleyene."[9]

449- İbn Abbâs, Resulullah'ın (s.a.a) yine Hz. Ali'ye şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

"Ya Ali, sen dünyada efendisin, ahirette de; kim seni severse, beni sevmiştir; beni seven de Allah'ı sevmiştir. Kim de sana buğz ederse, bana buğz etmiştir; bana buğz eden de Allah (azze ve celle)'ye buğz etmiştir."[10]

 

[1]- El-Kâfî, c.1, s.354.



[2]- İhkâkü'l-Hak, c.15, s.58.

[3]- İhkâkü'l-Hak, c.15, s.42.

[4]- Müstedrekü's-Sahîhayn (Hâkim Nişâbûrî), c.3, s.124.

[5]- Hilyetü'l-Evliyâ, c.1, s.102.

[6]- İsbâtü'l-Hüdât, c.2, s.242.

[7]- El-Emâlî (Şeyh Müfid), s.19.

[8]- Tezkiretü'l-Havâs, s.52.

[9]- Keşfü'l-Ğumme, c.1, s.94, İhkâkü'l-Hak, c.4, s.49 (az farkla), El-Mürâcaât, s.175 (az farkla).

[10]- Bişâretü'l-Mustafâ, s.208, El-Emâlî (Şeyh Tûsî), c.1, s.316.


Yüklə 1,94 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin