13. AĞIr ceza mahkemesi


Duruşmaya kısa bir ara verildi



Yüklə 0,52 Mb.
səhifə5/5
tarix17.11.2018
ölçüsü0,52 Mb.
#83310
1   2   3   4   5
Duruşmaya kısa bir ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Sanık Sinan Aygün müdafi Av. Alemdar Akar’ın geldiği görüldü.

Huzurdaki yerine alındı.

Açık duruşmaya devam olundu.

Mahkeme Başkanı :”Hakim bey buyurun.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Geçen ki savunmanızda 2 ses kaydından bahsetmiştiniz birisini Durmuş Ali bey o bir yanlış anlaşılan bir kelime Noyan’ın kadın gibi anlaşıldığı.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Bir de sizin o hastane, hastane salonunda bir konuşmanız vardı.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet, evet, evet, evet efendim.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Ben onları tekrar dinleyeyim, acaba farklı bir şey olabilir mi diye onu göstermek istiyordum, o yüzden tekrar söz aldım, kısa bir birkaç dakikanızı alacağım.”

Salonda sesli telefon kaydı dinlettirildi.

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Noyan’dan diye geçiyor burası.”

Salonda sesli telefon kaydı dinlettirilmeye devam olundu.

Salonda sesli telefon kaydı dinletilmesine son verildi.

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Bu da diğeri.”

Salonda sesli telefon kaydı dinlettirildi.

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Burada söylenen kelime vardı keseceğiz mi?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet çarşafları kesmek demek.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Onu söylemiştim tamam.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet”

Mahkeme Başkanı :”Bu konuda beyanınız olacak mı Neriman Hanım dinlediğiniz tapelerle ilgili?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim beyanım şu savunmamda da söyledim annemle Hacettepe’de onun tedavisi için bulunuyorduk çarşaflı Hanımlar vardı o da eskiden çarşaf giydiği için 30’lu yıllarda zannediyorum Hanımlar bunları bizde giydik sonra da kestik çarşaf yaptık daha medeni kıyafetler giydik dediği bir konuşma aziz kardeşimle paylaştığım bir andır. Annemin söylemidir yani insanları kesmiyoruz 26 aydır haydut basından insanları kestiğim haber yapılıyor da Saygıdeğer Başkanım onun için düzeltelim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Mehmet Ali Çelebi ile Noyan aracılığıyla tanıştığınızı beyan ettiniz. Noyan ile Noyan’ın ailesi ile ağabeyiniz Selçuk’ta İzmir Selçuk’ta tanışmış kendi beyanları var. Ancak Noyan Çalıkuşu’nun Noyan Çalıkuşu’ya atfen Mehmet Ali Çelebi’nin bir beyanı var. Mehmet Ali Çelebi şöyle diyor. Belirtilen şahıslardan sadece Kemal Aydın ve Neriman Aydın’ı tanıyorum Kemal Aydın’ı devre arkadaşım Noyan Çalıkuşu bir seminerde tanımış fikirlerini çok beğenmiş ve daha sonra beni de tanıştırdı. 3 yıldır kendileriyle tanışırım ailecek görüşürüz onlar bize gelir biz onlara gideriz tanışıklığın kaynağı olarak bir semineri beyan ediyor Mehmet Ali Çelebi sizin beyanınızla çelişen bir husus.”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim seminer belki yeğenim yanlış hatırlamış olabilir çünkü Selçuk’a yaptığımız bir seyahatte ağabeyim dostlarıyla konuşuyordu biz yaz günüydü odur başka bir şey olamaz kendisi de burada tekrar sorabilirsiniz.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”23.04.2008 günü saat 11:59’da Kemal Aydın ve Neriman Aydın arasında yapılan görüşmede Kenan Temizel isimli şahısa yardım edilmesi için Bülent’le konuştuğunu söylüyor sen şimdi telefonda bu kadar söylüyorum dedim bu bir emirdir başkomutanın emridir. Bunun gereğini yap dedim Kenan Temizel kimdir?”

Sanık Neriman Aydın:”Ben tanımıyorum efendim ben sadece aziz kardeşim Ali Özoğlu beyin reklam şirketi olan bir dostu olduğunu biliyorum fiziken tanımıyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Size ifade edilen şimdi telefonda bu kadar söylüyorum bu bir emirdir başkomutanın emridir bunun gereğini yap.”

Sanık Neriman Aydın:”Onlar ağabeyim Kemal Aydın beye ait söylemlerdir zannediyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Size söylüyor Başkomutanın emridir diyor.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet Bülent, Bülent, Bülent’e söylediği ifadeleri bana tekrarlıyor. Bana değil Bülent’e söylediği ifadeleri Neriman ona şöyle dedim diyor ve ona abim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Buradaki başkomutan kimdir?”

Sanık Neriman Aydın:”Ağabeyim orada bu soruyu cevapladı Sayın üye ve yaptığı işin ciddi olması için karşı tarafı yani yaptığın işi yapacağın işi ciddiye al manasında zannediyorum öyle bir cevap verdi müsaade ederseniz tekrar cevaplasın çünkü çelişkide kalmak istemiyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Tamam cevapları var.”

Sanık Neriman Aydın:”Onunla da çelişmek istemiyorum yanlış hatırlamış olmayım.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Cevapları var sizin başkomutanla alakalı bir yorumunuz olduğu için bu soru size yöneltildi. İstanbul’da Kızılderililerle alakalı Kızılderililerin Türk soyundan geldiğine dair herhangi bir toplantıya katıldınız mı?”

Sanık Neriman Aydın:”Nasıl efendim?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”İstanbul’da yapılan Kızılderililerin Türk soyuyla bağlantılı olduğu konulu bir toplantıya.”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim hayır haberim yok bilgi sahibi değilim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yine yazılarınızda çalışmalarınızda sık sık vurguladığınız bir husus var 11 Kasım 1938’den beri devam eden ihanet ve alçaklık. Ardından işte 150’likler listesi vesaire diyorsunuz bunu açar mısınız, yani 11 Kasım 1938’den beri ve hala ağabeyinizin beyanına göre Yaşar Büyükanıt’ın gelmesiyle sona ermesi ümit edilen bir ihanet ve alçaklık dönemi vardı, nedir bu beyanınızın açıklaması?”

Sanık Neriman Aydın:”Nasıl bir beyan, bir açıklama istiyorsunuz efendim şimdi birkaç konuyu bir arada sordunuz Yaşar Büyükanıt’la Yaşar Büyükanıt’la sorduğunuz 11 Kasım 38 ihanet, yüz ellilikler buyurun efendim, evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”11 Kasım, 11 Kasım 1938 tamam tek tek soruyorum, tek tek soruyorum. 11 Kasım 1938’ten beri devam ede gelen ihanet ve alçaklık nedir?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet, bu bir siyasi düşüncedir, Sayın Üye, Sayın Yargıç yani yurttaş olarak ben ayrıca ilim sahibi bilgi sahibi bir insan olarak araştıran bir insan olarak tarihime vakıf bir insan olarak Mustafa Kemal Atatürk'ün ebedi önderin ölümünden sonra Osmanlı Devletine yapılan aynı melanet taktiklerin Türkiye Cumhuriyeti Devletine de düşmanlarımız tarafından uygulandığını düşünen bir yurttaşım efendim benim şahsi bir düşüncemdir eğer bana ait bir düşünceyse oradaysa ona dair soruyorsanız, evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bu soru diğer beyanlarınızla diğer tespitlerinizle ilişki olarak soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet, evet efendim kendimle ilgili evet ben böyle düşünüyorum. Osmanlı Devletinin yıkılmasına sebep olan aynı etkenlerin aynısının Türkiye Cumhuriyeti Devletine de uygulandığını düşünüyorum beyanım budur.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”30.04.2008 günü Durmuş Ali Özoğlu ile Neriman Aydın arasındaki e-posta ortamında yapılan bir yazışma var. Neriman Aydın’ın TRT4 Ankara Radyosunda 18’inden 20’ye programını sunan Göksel Hanım ile ilgili teşekkürlerini ve selamlarını iletiyor sizlere duygularımıza düşüncelerimize yapmak istediklerimize tercüman oluyorsunuz emeği geçen herkese Ali Özoğlu Beye, Hatice Hanıma ve diğer arkadaşlarınıza sonsuz teşekkürler gönderiyoruz bu iş daha fazla uzamasın artık Türk milletinin sabrı kalmamıştır canımız Türk Silahlı Kuvvetleri için hazırdır. Ordumuzun arkasındayız biz devletimizi yabanda bulmadık Mustafa Kemal’in devletine sahip çıkması için dua ediyoruz ve destekliyoruz ama bu kez çok can yansın. Çünkü canımızı çok yaktılar dedi böyle bir yazışma var aranızda bir aktarımda bulunuyorsunuz birinin bu şekilde konuştuğundan bahsediyorsunuz. Sizlere belli bir konuda teşekkür ediliyor bu e-postanın içeriğini açıklar mısınız?”

Sanık Neriman Aydın:”Elbette, Sayın Yargıç TRT4 Ankara Radyosunda program yapan ve şimdi emekli olan bir dostum benim Ali Beyin kurduğu Ali Özoğlu Beyin kardeşimin kurduğu internet gazetesinde makale yazdım ve ben kendisine ilettiğim zaman Göksel Hanım orada Türkçe’ye dair Türk diline dair Türk Silahlı Kuvvetlerine dair yani bu vazgeçilmez değerlerimize ve kültürümüze dair çok güzel makale yazan arkadaşlarım ve dostlarım var sevgili kardeşimin adını verdim Hatice Hanımın adını verdim, özellikle Türkçe konusunda Hatice Hanımın makaleleri. Şahsım yazı yazdığım için dostlarımı da oradan okur musunuz diye, kendisine söylediğimde kendisi de toplumsalhaber.com isimli internet gazetesini okuyan takip eden benim söylemem üzerine bir Hanımefendidir arz ettiğim üzere. Okuyup beğendiğini bana bir gün iletti dedi ki; dostlarınıza bu siteyi hazırlayanlara benden bunları söyle aynen ilettim sevgili kardeşime elektronik postada. Orada bundan sonra bunlar olmasın söylemi ben savunmam sırasında arz ettim siz yoktunuz. 26 yıldır devam eden ve annelerinin kapısına gelen Mehmetçiklerimizin yavrularımızın cenazeleridir artık bu savaş bitsin, yazın sürekli yazın makale yayınlayın aydınlatın bilgilendirin insanlarımız artık ölmesinler bu savaş bitsin dediği Göksel Hanım dostumum söylemleridir efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”PKK olayını mı kastediyorsunuz?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim, evet 26 yıldır devam eden malumunuz olan savaş.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yine Durmuş Ali Özoğlu hitaben; canım kardeşim mesaj ve ART televizyon yayınlarında büyüğümüzle program yapmak olanağının bulunduğunu ilettiniz kendisine aslında bunu çok istiyoruz. Ancak bununla ilgili doğabilecek tehlikeleri sevgili kardeşimle tespitlerimizi paylaşmak istiyoruz, mesaj ve ART televizyonlarında yayın yapma konusunda Durmuş Ali Özoğlu’nun ne gibi bir aracılığı katkısı yardımı söz konusudur?”

Sanık Neriman Aydın:”Hiçbir şekilde zannediyorum dostları kendisine yanlış hatırlamıyorsam beni düzeltsin aziz kardeşim, sanıyorum program yapma teklifi almıştı abla böyle bir şey seninle de paylaşmak istiyorum dediği için ama kendisinin söyleyecekleri vardır müsaade ederseniz ifade etsinler.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Siz buyurun devem edin kendisi şey.”

Sanık Neriman Aydın:”Onun üzerine bende kendi şahsi düşüncelerim kişisel düşüncelerim sizlerden birer tane daha yok bütün aydınlarımızı yabancı devlet ajanları öldürüyorlar düşmanlar öldürüyorlar bu benim için sakıncalıdır dediğim tamamen şahsi düşüncelerimdir. Ama teklif konusunda bilgi sahibi değilim aziz kardeşim cevap verebilir.”

Mahkeme Başkanı:" Buyurun Durmuş Ali Bey cevabı sizden alalım.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu söz istedi, verildi:" Sayın Başkan, öncelikle Sayın Çalmuk’a çok teşekkür ediyorum. Telefon kayıtlarını dinlettirdi çok doğru bir hareketti. Ama ben savunmamda Sayın Çalmuk Naip Hakimken benim 20.000 silah konuşmasını lütfedip çıkartmadı. Burada şöyle bir durum söz konusu orada keseceğiz sözü geçtiği için dağdan inen bayanlar meselesi olduğu için bu çıkartılıp dinletildi. Dağdan inen bayanlar olmadığı Noyan olduğu anlaşıldı. Keseceğiz kelimesi geçtiği için aynen iddianamede olduğu gibi söylüyorum; Hazreti İbrahim oğlunu kurban edecekti notu ile başlayan belge, kurban büyük harfte yani Sayın Başkan, bu davada bu iddianameyi hazırlayanların evet bizim başımıza mutlaka bir çorap örme sevdasını anlıyorum o boşa çıkacak mutlaka. Ama mahkemede de biz bunu görürsek ne yapmamız gerektiğini bize lütfen söyleyin. 20.000 silah olmadığını ben söyledim ısrarla da söyledim tekrar talep ettim onun bilirkişiden kaydını. Ama onu hakikaten dinletmediniz benim o savunmada da dinletmediniz yani mahkeme düzeni bu değildir sanıyorum adalet sistemi bu değil.”

Sanık Neriman Aydın:”ART ve mesaj televizyon.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu:”ART ve Mesaj TV mi bahsedilen efendim?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Öyle bir aranızda diyalog var.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu:”Evet, o her iki kanalda da benim çok samimi olduğum arkadaşlarım program yapıyorlardı. Ve beni programa davet ettiler daha öncede bu ve başka kanallarda da çıktım ama nedense ART ve Mesaj TV bu kayıtlarda geçiyor aslında benim telefon kayıtlarımda başka kanallarda var onlar geçmiyor çokta önemsemiyorum bu da çok önemli bir şey değil. Orada program yapan arkadaşlarım haber programı tartışma programı yapıyorlar beni de davet etmişlerdi. Söz konusu olan odur, Neriman Hanımda bu tür işin yani zarar vereceği endişesi taşıdığı için böyle bir fikrini beyan etmiştir.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet.”

Mahkeme Başkanı:" Efendim mahkememizin amacı maddi gerçeği araştırmak yani lehinize ve aleyhinize ne tür deliller varsa hepsini araştırır ondan emin olun ses kayıtlarını isterseniz size tekrar verebiliriz onla ilişkin yani 20.000 silaha ilişkin ses kayıtlarını size tekrar verebiliriz.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu:”Sayın Başkanım, ses kayıtları bende var efendim ben yine talepte bulundum onun bilirkişi tarafından mutlaka mahkemenin maddi delilleri gerçeği ortaya çıkartmaktır ama. Ben cezaevinde yatarken değil.”

Mahkeme Başkanı:" Tamam, tamam, tamam, buyurun.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Neriman Hanım herhangi bir parti, sivil toplum örgütü vesaire üyeliğiniz var mıdır?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”27 yıllık arkadaşım dediğiniz Acarlı, Aydın Acarlı.”

Sanık Neriman Aydın:”Adem Acarlı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Adem Acarlı aranızda ki bir mailleşme var. Şöyle bir beyanı var Adem Acarlı’nın; sen de henüz saldırgan tutumlarını bir türlü aşamadın. Tavrınızı ve Atatürk izindeki liderinizi bilelim, ortaya çıkmadığınız sürece yönetime seçilmediğiniz sürece sadece boş konuşursunuz daha ne kadar saklanacaksınız TSK’ların her zaman tutumu belli ifadelerini seçerek kullanman gerekiyor her halde STK dediğim unsur geneli kapsamaktadır. Ülkesini vatandaşını seven her ferdin katılması gereken kitleler beraberliği olarak ifade edildi. Sıkıştığınız an TSK diyorsunuz TSK’nın tavrı bellidir. Ülkenin geleceği için TSK’nın yapacakları boyutuna gelmeden ülke için sizlerin yapacaklarınızın zamanı gelmedi mi? Sen ve senin gibilerin lütfen konuşmaktan öte yapmanız gerekenler konusunda da zaman kaybetmiyor musunuz? Siz bekleyerek her halde 100 yıl geriye gitmeyi kabullendiniz gibi aynı düşünce noktasında olmasına rağmen anlaşılmaz bir şekilde farklı ve gizemli hareketler sergiliyorsun. Tekrar soruyorum neredesiniz ufukta göremiyorum saklamayın kendinizi ve daha ne zaman devrede olacaksınız TSK, Türk Silahlı Kuvvetleri herhalde olsa gerek kısaltma var burada. Anayasa kapsamında vazifesini tam anlamıyla üzerine düştüğü şekilde yürütmektedir. Ama siz STK’ların yapacakları hiç mi bir şey yok yoksa onu da bilelim. Şu bir gerçek ki; Türkiye Cumhuriyeti vatanı TSK’nın her zaman koruma ve kollamasındadır bildiklerini paylaşırsanız çevrenize ışık saçar o insanları aydınlatırsınız. Burada sizin sivil toplum kuruluşuna dahil olduğunuz gibi bir ifadesi var niçin gizleniyorsunuz niçin daha ne kadar saklanacaksınız gibi ifadeleri var bu açıdan sordum size sivil toplum kuruluşu.”

Sanık Neriman Aydın:”Üye değilim efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet nedir buradaki arkadaşınızın ifadesi?”

Sanık Neriman Aydın:”Arz edeyim efendim. Savunmamda arz ettim yoktunuz tekrar arz edeyim, ayrıntılarıyla arz ettim 27 yıllık arkadaşım birlikte üniversite tahsili gördüğüm arkadaşım. Kendisi kara harp okulunda 21 yıldır şuanda 21 oldu herhalde 22 oldu öğretmendir Almanca öğretmendir birlikte Filoloji okuduk. Kendisiyle 27 yılda bir kere tartıştık. O da meşhur davanın konusu oldu Sayın Yargıç bir gün bana yanlış hatırlamıyorsam arşivimde vardır. Hulki Cevizoğlu’nun bir programından veya bir makalesinden bana bir alıntı gönderdi. Birde sivil toplum kuruluşları hakkında bir bilgi elektronik ortamda gönderdi. Bende kendisine sivil toplum kuruluşlarıyla ilgili sahibi olduğum kendi şahsi düşüncelerimi, intibalarımı söyledim. Bunun üzerine sizin okuduğunuz beyanı bana yazdı o beyandan ağabeyimin de haberi var, abi Adem bunları yazıyor bana bunu bana nasıl yazar benim sivil toplum kuruluşları hakkında bilgilerimi bilmiyor mu diye ağabeyime de danıştığım ve fikirlerini aldığım bir beyandır. Özellikle görmesini istediğim bir elektronik postaydı durum bundan ibarettir kendi düşünceleridir, Sayın Yargıç hiçbir sivil toplum kuruluşuna üye değilim, o beni üye olmak gibi sunmuş orada ama hayır değilim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Şimdi siz, siz cevaben söyle diyorsunuz Adem Acarlı’ya Kuleli Askeri Lisesinde Yarbay Öğretmen herhalde.”

Sanık Neriman Aydın:”Öğretmen efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:” Cevaben diyorsunuz ki; tekrar söylüyorum sivil toplum kuruluşlarının adı Kuva-i Milliye ve ADD olmak üzere tamamının ecnebi emperyalist devletler olan Amerika, İngiltere, İsrail, Almanya ve diğer Avrupa Birliği ülkelerinin bizzat doğrudan kontrolleri altında olduğunu hala bilmemekle ne büyük bir gaflet sahibisin. Hem bir eğitimcisin hem de Türk ordusu mensubusun eğer bilmiyorsan heyhat herkes bilmemekle bir kez suçlu ise sen iki kere suçlusun. Sorduğu soruları cevaplarsam başına neler gelebileceğini hiç düşünmediğin ne kadar belli bu kadar ileri görüşlülükten yoksun olamazsın arkadaşım sen eğitimci ve Türk subayısın, burada ADD, Kuva-i Milliye hakkında net ifadeleriniz var.”

Sanık Neriman Aydın:”Net değil efendim şahsi düşüncelerim benim onlar şahsi kanaatlerim. İstisnalarını tenzih ediyorum tekrar söylüyorum istisnalarını tenzih ediyorum. Orada misal verirken benim herhangi bir sivil toplum kuruluşuna üye olmamam bu kadar bilgi sahibisin Neriman arkadaşım diyor neden bir sivil toplum kuruluşunda bu düşüncelerini millet nezdinde paylaşmıyorsun. Ben de sivil toplum kuruluşlarına karşı olduğumu, onların milli varlığa zararlı cemiyetler olduğunu genelleme yaparak söylüyorum ama istisnalarını tenzih ediyorum böyle bir tartışmada neden oralara girmiyorsun senin gibi bilgili insanlar Atatürk’ü böylesine özümsemiş insanlar buralarda mutlaka bulunmalılar diye aramızda geçen bir sohbettir, iletişimdir, tartışmadır. Çok şiddetli bir tartışmadır Sayın Yargıç, burada benden öğrenmek istediğiniz nedir anlayamadım davayı ilgilendiren konu?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizin Kuva-i Milliye ve ADD hakkında somut hatta karşıdakini anlamamakla gaflette bulunmakla, herhangi bir bilgiye belgeye dayanıyor mu?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır, Somut anlamamak lazım o bir, hayır efendim o bir, hayır efendim hayır konuşma anında gayri ihtiyari olarak söylenmiş bir söylemdir.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yine size ait dijital verilerde ele geçtiği iddia olunan harp okulu ile ilgili belli konuların geçtiği Mali ve Emre Çelebi adlı Word belgelerinde harp okulunun işleyişi, problemleri konusunda belli bir rapor size bu raporları kim vermiştir?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim, bana ait rapor değildir o raporlar bana verilmemiştir, sevgili yeğenim Mehmet Ali Çelebi’nin benim bilgisayarımda kendi bilgisayarı yoktu. Benim bilgisayarımda kendine ait, şahsına ait özel bilgileridir. Derseniz ki Sayın Aydın okudunuz mu? Hayır efendim asla okumadım içeriğinden de bilgi sahibi değilim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Siz bazı yazıların çalışmakta olduğunuz tarihi bir romanın bölümleri olduğunu bunların karıştırıldığını ifade ettiniz, bu tarihi roman yakın tarihi mi ilgilendirir yoksa geçmişte olan.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet, hayır efendim biraz önce sizin okuduğunuz benim de teyit ettiğim 11 Kasım, 10 Kasım 1938’den bitirebileceğim zaman ne zamansa o zamana kadar süreci alarak incelediğimdir.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani 10 Kasım 1938’de başlayan bir roman mıdır bu roman?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim, evet evet evet birkaç cilt halinde planladım ve hazırlıyorum ne zaman biteceğini bilmiyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Nereye kadar geldiniz bu romanda yani bir zaman dilimine ulaştınız mı?”

Sanık Neriman Aydın:”70’li yıllardayım efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”70’li yıllardasınız, romanın ismi nedir?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet, özür dilerim özür dilerim darbeyi geçtim efendim 1980 darbesini geçtim 70’li yıllar değil 1980 darbesini de içine kapsayan yıllar.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet, romanın ismi nedir?”

Sanık Neriman Aydın:”Henüz bir isim koymadım.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Kahramanları kimlerdir romanın?”

Sanık Neriman Aydın:”Romanın kahramanları pek çok insan Saygıdeğer Yargıç şuanda hatır.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sürekli kahramanlar olur romanda nedir mesela sizin kahraman olarak isimlendirdiğiniz kişiler?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim, evet evet evet benim için en başta Mustafa Kemal’dir ve O’nun yanında ismi pek hatırlanmayan Kılıç Ali gibi Hasan Rıza Soyak gibi şuanda hatırlamıyorum yani çalışmamı 2 senedir elime almadım. Onun silah arkadaşları daha arka planda kalan insanlar mesela; Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, İsmet İnönü değil de onların, onlar da var ama onların arkalarında kalan genelde benim kahramanlarım onlar.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Roman çalışmanızdan soruşturma aşamasında herhangi bir beyanınızla bahsettiniz mi?”

Sanık Neriman Aydın:”Ettim ama kabul etmediler Sayın Yargıç 2. savcılık sorgumda bugün de tekrarladım. Hayır dediler bu olamaz senin bir paşayla görüştüğün veya bir paşaya yazdığın şekliyle kabul ediyoruz dediler onun için bende bir şey söylemedim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Durmuş Ali Özoğlu’nun fotoğraf sanatçısı olduğundan bahsettiniz sizin bildiğiniz fotoğraf sanatı ile ilgili herhangi bir kitabı yazısı sergisi var mıdır Durmuş Ali Özoğlu’nun?”

Sanık Neriman Aydın:”İnternet sitesi var onun yabancı link üzerinde bildiğim kadarıyla. Bende internetten girip çok az fotoğraflarını toplumsalhaber.com’a koyuyordu öyle biliyorum çünkü. Hatta telefon konuşmasında da var abla koyduğum fotoğrafı gördün mü diye. Sergide hazırlıklarını yapıyordu ama ben kendisini tanıdıktan sonra sergi açtığını hatırlamıyorum ama kendisi cevap verirse sevinirim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Buyurun.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu:”Bu konuda cevap vermek istiyorum. beni fotoğraf sanatçılığım ve yazarlığım bu davayla ilgili değil ama buna rağmen ben açıklamada bulunayım daha önce de açıkladım ben. Ben yurtdışındaki ajanslarla çalışıyorum, en son Türkiye’de planladığım projelendirdiğim tek bir sergi vardır o da Sayın Rauf Denktaş’la birlikte O’nunla birlikte bir sergi açacaktık. Hatta O istemedi ben çiçeği böceği çekiyorum, benimkileri beğenmezsin dedi ama O bizim Cumhurbaşkanımız O’nunla birlikte elbette sergi açmak bana şeref verir ancak. Onun dışında Türkiye’de sergi açmak çok da önemli bir şey olduğunu düşünmüyorum.”

Mahkeme Başkanı:" Buyurun.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Kemal Aydın’ın Candan Eren ile yaptığı bir görüşme; Kemal Aydın Candan Eren’e ya bu savcı, başsavcıyla niye görüşmüyorsun bu savcı bu toplumsalhaber’de bu komutan bunun yazı yazmasını istedi rica etti niye söylemiyorsun yani bu Sabih Beye Cumhuriyet Gazetesinde yazı yazıyorlar şurada burada yani bu görevi sana verdim, görevinin gereğini yapmadın senin üstünü çiziyorum. Candan Eren, sonra sonra dedin ya Neriman Hanım görüştü biz görüştük hallettik işi dedin. Kemal Aydın, hayır o görüştü Neriman ayrıca görüştü geleceğim dedi Neriman’la konuştuğunda Ayvalık’ta yazlıktan döneceğim dedi dönünce tekrar konuşalım şimdi Neriman’a. Candan Eren, siz yaptınız diye ben artık uğraşmadım burada bir komutanın talebinden bahsediyor toplumsal dönüşüm sitesinde, toplumsalhaber sitesinde yazması için ve sizin de görüşmeniz söz konusu olduğu beyan ediliyor. Siz Sabih Kanadoğlu’yla bir komutanın talebi olduğundan bahisle görüşme yaptınız mı?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim. Bir komutanın talebi olduğuyla ilgili ben görüşme yapmadım. Ben sevgili aziz kardeşim Ali Özoğlu Bey bir gün bana dedi ki; abla Nuriye ile görüş Nuri Atabey’le programına da konuk ediyor Sabih Kanadoğlu Beyi emekli hâkim, kendisinde vardır telefonu bir rica etsen sen konuşsan toplumsal haber sitemizde bize ayda birde olsa bir makale verebilir mi hukukla ilgili olarak tabi ablası dedim bende Nuriye Atabey isimli arkadaşımdan Nuriye sende varsa programlarına zaten konuk ediyorsun vardır mutlaka telefonu ondan aldım kendisini aradım. Kendisi Ayvalık’ta olduğunu Neriman Hanım gelince görüşürüz ama pek sıcak bakmadı yani yazmıyorum dedi yazı yazamam demeye getirdi. Bende saygılarımı sundum hepsi bu kadardır efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Siz normal kendi aracılığınızla bir teklifte bulundunuz.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Siz de ağabeyiniz gibi esas devlet, başkomutan ve devlet vesair tabirlerini kullanıyorsunuz, Kemal Aydın’ın Ercüment Ovalı’yla yaptığı bir görüşme var. Kemal Aydın, bir dakika bir şey bir şey diyecekler herhalde devletle konuşuyorum konuşurum ama isim yok diyor. Neriman yazmış buraya diyor ki ben devletim devletim devletim diyebilirsiniz ama bu bu isim için Yaşar Paşa’yı söyleyebiliriz o açık tamam. Ercüment Ovalı, evet. Kemal Aydın, Yaşar Paşa ve İlker Paşa falanlar bunlar gündemde olanlar Kemal Aydın bunlar Kemal diyor ki; yalnız diyor gerçi Neriman Hanımım psikologa ihtiyacı varmış herhalde hocadan da hocadan da daha iyi psikolog olmaz tabi. Devam ediyor yani burada esas devlet, komutan, devlet tabirlerinin kullanılması ile alakalı olarak Yaşar Paşa’nın ve İlker Paşa’nın isimlerinin verileceğinden bahsediyor sizinde yani devlet devlet diye bahsettiğinizden bahsediyor. Sizin nedir kastettiğiniz devlet, esas devlet, komutan sözlerinde?”

Sanık Neriman Aydın:”Benim kastettiğim?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet.”

Sanık Neriman Aydın:”Benim kastettiğim benim bilgilerim ve ilmim ışığında Sayın Yargıcım. Savunmamda da arz ettim benim için esas ve asıl olan millet ruhunun devlette yaşamasıdır. Benim esas devletten kastım asıl devletten kastım uzun uzun açıkladım savunmamda millet ruhudur. Milletimin devletine bakış ruhudur devletimde yaşama ruhudur çok uzun anlattığım için kısaca cevap vermek istiyorum sizin sorma, benden almak istediğiniz ya da öğrenmek istediğiniz nedir onu bilemiyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Buradaki telefon görüşmesinde Yaşar Paşa açık İlker Paşa açık diyor(bir iki kelime anlaşılamadı).”

Sanık Neriman Aydın:”Ama o ağabeyimle Ercüment Hoca arasında geçen sanıyorum çok uzun bir konuşma eğer tamamını okursanız cevabı da içindedir. Ama oraya dair cevap vermem mümkün değildir.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Mehmet Ali Çelebi’yle Noyan Çalıkuşu’yla yaptığınız bir görüşme var şöyle görüşme; başka sim kartın var mı bu sim kartını at deki şunu kullanıyorum de. Noyan Çalıkuşu, başkasının Haydar’ın üstüne kayıtlı ama. Neriman Aydın, olsun şimdi ben bu telefon simini çıkarıp atıyorsun öbürünü öbürünü takıyorsun tamam bunu hemen yok et. Bu ifadeye giderken ifadesinin alındığı günlerdeki bir telefon görüşmesi sizinle nedir burada sim kart?”

Sanık Neriman Aydın:”Anlatayım efendim savunmamda siz yoktunuz tekrar açıklamam gerekiyor kısaca özetlemek istiyorum. Ağabeyimi Tekirdağ 8 ay her hafta Salı günü ziyarete gittim. Sayın Yargıç, bana kan kusturduklarını daha önce arz etmiştim beni izleyenlerin ağabeyim bana dedi ki; Neriman açık görüşteydik, bil ki Mehmet Ali Çelebi’yi Noyan’ı daha bilmiyorum hangi yeğenimizi senden önce alacaklar ve tutuklayacaklar. Ama evlatlarımızı senden önce tutuklarlarsa onlara şu konuşmaları yapacaksın telefonda aynısı yaptım Saygıdeğer Yargıcım ağabeyimin nasihatleri üzerine yaptığım bir konuşmadır ve aynısı bana 2. savcılık sorgumda tutuklandığım sorguda harfiyen sorulmuştur. Sayın Yargıç tutuksuz yargılanan bir sanık olarak peşimde onlarca insanın istihbarat görevlisinin gezdiğini bizzat yaşayan bir insan olarak ben geri zekalı mıyım da yeğenime diyeceğim ki; sim kartını at bak orada her şey kayıtlı. Bütün bunları ben kasıtlı yaptım ağabeyimin nasihatleri üzerine ve bana sorulup sorulmayacağını denemek için yaptım aynen harfiyen hepsi soruldu Sayın Yargıç.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Kastınız neydi kastınız yaptığınız.”

Sanık Neriman Aydın:”Ayrıca hayır görmek istiyorum madem beni izliyorlar ben Tekirdağ’a Sayın Yargıç şehirler arası otobüsle geliyorum 8 vasıta geçirerek 8 vasıta değiştirerek Ankara’ya dönüyorum. Bunların içinde hava limanından uçakta olmak üzere her dakika anneme beni izledikleri için anne Ulus’tayım anne Tekirdağ’da garajdayım anne havalimanındayım anne Ulus’a geldim demek zorunda kaldığım bir halde beni adım adım izledikleri bir halde. Ağabeyim dedi ki; bak dedi seni tutuklayacaklar ama ondan öncesinde yaşadığın halle ilgili bir yem ver önlerine bakalım bunu sana soracaklar mı? Sayın Yargıç bilerek kasten isteyerek yaptığım ağabeyimin nasihati ile yaptığım bir haldir. En ince ayrıntısına kadar 2. savcılık sorgumda bana sorulmuştur ve ne yazık ki o telefon konuşması aynen tekrarladım yeğenlerime Sayın Yargıç.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bundan size, bundan siz elde ettiğiniz.”

Sanık Neriman Aydın:”Ben aptal mıyım sim kartını atın derken sim kartını atın derken, ben her şeyin GSM’ de kayıtlı olduğunu bilmiyor muyum, bilerek yaptığım kasten yaptığım bir telefon konuşmasıdır planlı yaptığım bir konuşmadır, tamamını aldılar kendi öz ablama da aynısını konuşturdum çocuklarla yeğenlerimle o sabah kendilerini tutuklayıp gözaltına alıp götürürlerken de aynılarını söyledim. Ama çocukların yeğenlerimin ikisinin haberi yok o konudan hatta içinde annemde vardır bilmiyorum telefon konuşmasında aynılarını tekrarladım bu telefon konuşmasını adını vermek istemiyorum. Haydut basından bir gazete yazarı köşesinde olduğu gibi koyarak işte Ergenekon diye başlık attı yanımda yok size göstermek istiyordum aslında budur efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:” Buradan sizin elde etmeyi umduğunuz şey nedir yani yem diyorsunuz bu yemle ne elde edeceksiniz?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet yemdir yani beni şudur efendim, beni abi dedim beni o kadar çok bizar o kadar çok rahatsız ediyorlar ki, bunu yap dedi gör bakalım dedi seni her yerde her yerde görüyorlar her yerde takip ediyorlar. İşe gidip geliyorsun eve gidip geliyorsun Tekirdağ’a gidip geliyorsun bir de böyle yap bakalım senin her anından her dakikandan haberdar olanlar bak bakalım bunu da koyacaklar mı dene ve gör bakalım böyle bir denemedir. Kasti bir söylemdir telefon sohbetidir ama yeğenlerim haberi yoktu arz ediyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Siz herhangi bir şekilde Noyan Çalıkuşu’na sim kart vesaire verdiniz mi daha önce?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”29 Ocak 2007 tarihinde sizin tarafınızdan Noyan Çalıkuşu’na gönderilen elektronik postada Türk ordusunun üst rütbedeki Amerikancı mason paşalar alt rütbedeki Atatürk neferi subaylar tarafından saf dışı bırakılırsa emperyalist halim ne olur diye tereddüt ettiğinden Türkiye’ye vurmayı geciktirmişlerdir. Yoksa Türk milletini sindirmeyi çoktan başarmışlardır. Böyle bir kategorizeyi neye göre yapıyorsunuz yani alt tarafta Atatürk neferi subay var daha genç olduğu düşünülen üst rütbede Amerikancı mason paşalar var.”

Sanık Neriman Aydın:”Ben bunu, efendim siz yoktunuz savunmamı yaparken en son sanıyorum 2 hafta önce çıkan mason paşalar diye Yeniçağ Gazetesinde bir köşe yazarının yazdığı makaleyi yüce mahkemeye sundum benimle ilgili dosyada olması lazım. Sayın Köksal Başkanımız, kendisine de sundum demek bunun gibi ben sizlere yüzlerce makale, yüzlerce de eser alıntısı sunabilirim Sayın Yargıç şimdi. Yeğenimle paylaşırken bilgi paylaşımı bir şey sormuştu zannediyorum bu elektronik posta ile ilgili haberleşmemiz gerçekleşirken onun üzerine tamamen kendi bilgilerime dayalı yıllardır kitap okuyorum sayısını bende bilmiyorum. Ama bu konuda çıkan sayısız kitap vardır Sayın Yargıç benim bunu fiziki olarak bilmem mümkün değildir. Ben bilemem bana bu şöyle soruldu; Türk Silahlı Kuvvetlerindeki Amerikancı mason paşaların sayısı nedir, nereden biliyorsunuz Atatürkçü paşaların sayısı nedir, nereden biliyorsunuz böyle bir soruya tabi ki cevap veremezdim. Şimdi de veremem, bu bir bilgiye dayalı bir konuşmadır ama fiziki ya da somut bir bilgi değildir efendim. Eserler okuyoruz kitaplar okuyoruz gazeteler okuyoruz oralardan edindiğim bir intibadır başka bir şey değildir.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Fatma kimdir, sizin evinize yakın yerde oturan bir Fatma hala diye geçen ismi.”

Sanık Neriman Aydın:”Ablamdır, öz ablam.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Öz ablanız, Fatma ile Mehmet Ali Çelebi arasında geçen bir telefon görüşmesi var. Mehmet Ali Çelebi, yani bilmiyorum tanık değil aynı Neriman Teyze gil gibi. Fatma, he öyle götürüyorlar bu telefonu verme diyor Neriman Halan diyor ki; bu telefonun bizimle konuştuğun telefonu verme dinlerler bunu dinlemeye alırlar diyor Noyan’a da söyledik at telefonu dedik eski bir telefon numarası verin. Mehmet Ali Çelebi, yok zaten alacaklar ya telefonu falan. Fatma, ama işte bunu vermeyin diyor Neriman. Mehmet Ali Çelebi, vermeyeceğiz tamam vermeyeceğiz. Neriman Teyzenin imzalamadığı gibi he ona imzalama konuşmak için şey yapma konuşma avukatım gelmeden konuşmam de ondan sonra. Sakın Neriman Halan diyor ki; telefonu vermesin diyor sakın ha sakın. Mehmet Ali Çelebi, tamam tamam hadi görüşürüz. Fatma, hadi dualarımız sizinle hani irtibat kurunca Neriman Teyzeni de alabilirler şey yapmayın. Burada da yine hem kendisi için hem Noyan için sizin telefonunu verme dediğinizden bahsediyor, o da tamam vermeyeceğiz diyor kendisi imzalamayacağız diyor başka bir herhangi tutanağı kastediyor. Bu konuda Fatma’ya sizin ne gibi bir.”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır demin ki konuşma Saygıdeğer Yargıcım demin ki konuşma aynı saniyeler içinde geçen telefon sohbetleridir. Abla al aynısını da sen söyle dediğim bir konuşmadır.

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yine bir yem olarak mı bunu aldığını söylüyor.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Şimdi Emre Çelebi’yle alakalı iki şey burada beyan edildi. Mezuniyet gecesinden sonra bira içip nizamiyede yakalanmış sorunu Neriman’a bildirmiş Neriman’da Genelkurmay Başkanlığına mektup yazarak askeriyede olup da bira içmeyen var mı diyerek çocuğu affedin demiş. Bundan dolayı Emre ceza almadı şuanda jandarma olarak mezun oldu bir başka yerde de siz savunmanızda Emre’nin Kızılay’da PKK lehine gösteri yapan kişilerle tartışıp kavga ettiğinden dolayı sorgulandığını beyan ettiniz. Bu iki olaydan hangisidir Emre’nin sorgulanmasının sebebi?”

Sanık Neriman Aydın:”ilk efendim ilk ilk bölümü okur musunuz? Çünkü o bana ait değil o söylem ilk okuduğunuz söylem.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Kemal Aydın.”

Sanık Neriman Aydın:”Ağabeyim mi?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet sonra?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Daha sonra da siz, size ait olan savunmanızda söylediğinizi söylediği.”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır ağabeyimde savunmasında onu düzelttiğini hatırlıyorum ben. Genelkurmay Başkanlığı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”İki, iki olay olmuştur dedi ağabeyinizde.”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır ben hayır efendim iki olay ha ben hatırlamıyorum, müsaade ederseniz hatırlayan.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ağabeyinizin beyanı var.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet, ben hatırlamıyorum onun için tek olay olarak hatırlıyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Siz Genelkurmay Başkanına mektup yazdınız mı bu konuda?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır, hayır efendim hayır hayır.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yine Kemal Aydın Bülent Kuş ile yaptığı bir görüşmede. Ben ne isem ablanızda o diyor orada yazı yazmasının sebebi bir emrin gereğidir o emir başkomutandır. Buradaki kastedilen emir, başkomutan nedir siz?”

Sanık Neriman Aydın:”Mustafa Kemal’dir efendim. Ben 2007 yılından 2007 yılından tutuklandığımız, özür dilerim gözaltına alındığım tarihe kadar 2007 Ağustos ayından 2008 Temmuz ayına kadar aziz kardeşim Ali Özoğlu Beyin kurduğu ve benden ricada bulunduğu internet gazetesine her ay bir makale yazıyordum yazı dizisi olarak hazırlıyordum. Tamamen cumhuriyet tarihi üzerinedir, ağabeyimin Bülent’e söylediği başkomutanın emri benim için Mustafa kemal’in emridir efendim. Mustafa Kemal’in ilmini milletimize iletmek için makaleler, dizi yazıları efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Durmuş Ali Özoğlu’ya bir soru yöneltiliyor. Kendisi Neriman Hanım herhalde onu açıklayacaktır diyor, Durmuş Ali Özoğlu hayatımdan endişe ediyor onun için böyle bir bilgi veriyor bana çünkü. Trabzon’da kurulan o laboratuar çok önemli Türkiye için çok önemli ve orada İsrail inanılmaz bir şekilde at koşturuyor. Bu düşman faaliyette buradaki kasıt nedir, sanık Durmuş Ali Özoğlu o bir tanımlamadır, o bir tanımlamadır yani sizin hayatınıza kast edebilirler tanımlamasıdır o. Üye hakim, kast edecek olan kimdir burada sizin hayatınıza kast edecek olan kim. Durmuş Ali Özoğlu, vallahi kim olduğunu bilmiyorum ama Neriman Hanım herhalde onları açıklayacaktır, nedir onlar?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim buyurun, nedir efendim soruyu alayım neyi açıklamamı istiyorsunuz?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Konuşma sırasında MİT’ten vesaireden bahsediliyor Durmuş Ali Özoğlu o bir tanımlamadır hayatınıza kast edebilirler tanımlamasıdır, kim kast edecek diye soruyoruz?”

Sanık Neriman Aydın:”Sayın Yargıç bu uzun bir telefon konuşmasıdır. Ali Özoğlu Bey sevgili kardeşimle aramda geçen. Ve konusu diğer ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı’nın Trabzon’da kurduğu ATİ Teknoloji kök hücre konulu, yani faaliyeti kök hücre olan ATİ Teknolojinin faaliyetlerine yani üretimine ilişkin üretime geçmesine ilişkin, Ercüment Ovalı ağabeyimin yaşadığı zorlukları konuştuğumuz bir telefon konuşmasında cımbızla seçilerek sorulan sorgularda da savcılık sorgumda da sorulan düşman faaliyetleriyle ne kastediyorsunuz sanıyorum sizinde öğrenmek istediğiniz şey. Arz edeyim efendim sevgili Ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı, Trabzon’da kök hücre laboratuarının temeline kazmayı vurduğu günden beri dış dünya düşmanlarımız onun o laboratuarın faaliyete geçmemesi için inanılmaz baskılar uygulamışlardır ve nitekim geldiğimiz noktada bugün ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı laboratuarı işletemez halde ve batar yani batal durumdadır bu hale gelmiştir.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ali Özoğlu’nun canına kasteden kimdir?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır, hayır efendim burada o telefon konuşmasını şimdi okursam çok uzun 20 dakikalık bir telefon konuşması. Burada Ali kardeşimin adının geçmesi ve onunla sohbet esnasında kardeşim sana da ulaşmak istiyorlar herhalde onun canına kasteden değil çünkü düşman faaliyette diyorum korkuyorum sizlere bir şey yapmasından bunlar benim gayri ihtiyari söylemlerimdir efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Siz, sizin evinize gelen askeri öğrencilerle alakalı sorunlarını Genelkurmaya herhangi bir şekilde yazmadığınızı ifade ettiniz, Noyan Çalıkuşu ise bu konuda şöyle bir beyanda bulunuyor; biz Kemal Aydın’ın sohbetlerini beğendik Mustafa Kemal’i bize o anlattı. Bu nedenle okuldan sevdiğimiz arkadaşlarımızı alıp onların evine götürüyorduk yemek yiyip sohbet ediyorduk. Ben kendisini bilge bir kişi olarak bildiğim için sorunlarımızı da iletiyorduk onun ifadesinde Genelkurmay Başkanlığına bu sorunları ilettiğini söylemesi sözünün dinlendiğini, terör örgütüne adam toplamadığını göstermektedir, Neriman Aydın’ın bazı şeyleri bilmemesi iki kardeş arasındaki kimin neyi ne kadar bilmesi gerekiyorsa o kadar bilgi verildiğinden kaynaklanıyor olabilir Kemal Aydın kendisine söylememiş olabilir, Kemal Aydın’ın herhangi bir şekilde Genelkurmaya bu kişilerin sorunlarını ilettiğine dair bir bilgi sahibi misiniz?”

Sanık Neriman Aydın:”Buyurun, hayır efendim hayır efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Abuzer Turan’la sizin yaptığınız bir görüşme var. Siz faks numarası veriyorsunuz bir madenden vesaire bahsediyor faks numarasını daha sonra göndereceğini söylüyor, bir yerde haberin olsun orada bir tane yani bir yüksek seviyede biri olursa ricacı olursanız ben kendimde gideceğim haberin olsun abla. Diye devamında bir görüşmesi var sonra bir mesaj gönderiyor abla Diyarbakır olayında jandarmadan üst düzey lazım haberin olsun değer 1 milyar dolar sadece 24 ya da 48 saat yetiyor abla bunun üzerine düş ne olur saygılarımla. Bu çıkacak olan çok özel ve paha biçilmez bir eser burada kalacak ama önce çıkartmak lazım adı kızıl elma bilinen kızıl elma bilinen bir şey değil askerden başka kimse bir şey yapamaz. Eğer istersen burada petrol mühendisi bir arkadaşım var akşam seni onunla konuşturayım uzman o eğer istersen akşam normal telefonu olan bir yerden görüşelim. Abla konuşacağın insanın her sözü emir telakki etmeli ki orada hiçbir sorun ile karşılaşmayalım. Eğer bugün akşam iyi bir haber olursa hazırlık yapıp gideceğiz beni arkadaşınla ararsan iyi olur diyorlar ki maden ruhsatları var engel olmaması lazım. Bir mail trafiği var daha sonra sizinle bir görüşme var, sizin burada görüşmeniz istenen üst düzey jandarmadan yetkili kimdir?”

Sanık Neriman Aydın:”Buyurun efendim evet evet buyurun. Hiç kimse efendim ben şimdi arz edeyim siz yoktunuz savunmamda ayrıntısıyla açıkladım çünkü. Kısa ve öz olarak anlatıyorum, Saygıdeğer Yargıç, bir bankası ağabeyim aracılığıyla tanıdığım Adıyamanlı bir dostumdur Abuzer Turhan 5 yıldır zannediyorum olmuştur 5 yıl 5-6 yıldır tanıyorum diye hatırlıyorum. Ama tanıştığımızdan sonra uzun bir müddet beni aramamıştır Sayın Yargıç işte bu görüşmeler başladığı zaman mesaj atmalar ikinci kez görüşmeye başladığımız anlar olmuştur. Birden bire bana birkaç mesaj ve birkaç telefon konuşması yaparak. Abla yüksek düzeyde jandarmada sözü geçen bir komutan lazım burada bir gömü var adına kızıl elma diyorlar işte mesajlarda geçiyor Saygıdeğer Yargıç, bir sürü mesaj arka arkaya bende şaşırdım dedim ki benim definelerle gömülerle ya da işte bu hazineyle ilişkim olamaz. Ne demek bir üst düzey komutan istiyorum, ben.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Nerde dediniz bunu nerede dediniz?”

Sanık Neriman Aydın:”Bunu yine mesajlarda olması lazım efendim ev telefonumda da var. Mesajlarda da olması lazım, sonra dedi, abla, bende dedim ki bir dakika dur durduk bana ilettiği mesajları gazeteci yazar olduğu için toplumsal dönüşüm yayınlarında da yazar olan arkadaşım dostum Hatice Hanıma ablası şunları bir bak dedim o arada bana o faksı da gönderdi Sayın Yargıç. Bir şey pafta mı desem artık küçük bir A4 kâğıdı üzerinde Hatice dedim bunlara bir bakar mısın ablası dedi ki abla her tarafı üçkâğıt seni tuzağa düşürmek üzere hazırlanmış bir olay hadise artık adına ne derseniz deyin. Biraz salağa yat bakalım neler söyleyecek dedi, dedim ki bunlar toplumsalhaber’de haber olur mu dedim internet gazetesinde. Hayır, abla dedi bunlar sana tuzak kurmuşlar ve üçkağıt yapıyorlar konu budur efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Herhangi bir girişiminiz olmadı mı bu konuda?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim asla olamaz, arz edeyim orada petrol mühendisi diye geçen insanın bana aylar sonra meşhur cemaatin koca adayı olarak gönderildiğini sanıyorum bugün veya dün burada arz ettim.”

Mahkeme Başkanı:" Neriman Hanım benim de sorularım olacak.”

Sanık Neriman Aydın:”Buyurun efendim.”

Mahkeme Başkanı:"Şimdi bazı soralar cevap vermeyebilirsiniz özellikle ağabeyiniz Kemal Aydın veya Mevlüt Aydın’la ilgili sorulara cevap vermeyebilirsiniz. Şimdi ağabeyiniz için Kemal Aydın için benim ağabeyim ve önderim diye bir beyanınız oldu. Aranızda 14,15,16 yaş farkı var.”

Sanık Neriman Aydın:”Buyurun.”

Mahkeme Başkanı:"Siz ne zaman bu konularda görüşmeye başladınız yani nasıl bilgi alışverişinde bulunmaya başladınız bunun başlangıcını bi anlatır mısınız?”

Sanık Neriman Aydın:”Ben doğduğumdan beri diyebilirim efendim, gerçi 15-16 yaş vardı evet ben onun omuzlarında gezdiğimi çok iyi biliyorum. Gümüşhane’de lisedeydi bende çocuktum. Aramızda evet 15-16 yaş var ve beni omuzlarına aldığını hatırlıyorum köyümüzde benim ağabeyim yani ellerinde büyüdüm.”

Mahkeme Başkanı:"bir, bir yerde 2000 yılı diye geçiyor öyle bir şey var mı?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır o benim bilgi yani nasıl desem edebiyat tahsil ettim ve birçok bilginin sahibi olduğumu arz ettim savunmalarım sırasında. Ben onun ellerinde yoğrulmuş bir insanım o benim için ışıktır, kılavuzdur, rehberdir, babamdan sonra tabi ki. Babam hayattayken de yine vardı ama babamdan sonra daha çok ön plana geçen benim her şeyimdir ağabeyim.”

Mahkeme Başkanı:"Kemal Aydın 1972’den beri 2000 yılı 2002 yılına kadar Baki Tuğla görüşüyor. Siz tanıyor musunuz Baki Tuğ’u?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim, tabi ki tanıyorum Baki Tuğ abiyi.”

Mahkeme Başkanı:"Ne zaman tanıştınız?”

Sanık Neriman Aydın:”Bunu tarih olarak söyleyemem yani ağabeyim biz çocuktuk babam görüşürdü hemşerimiz çünkü. Uzaktan akrabamız daha sonra bizler yetiştik ağabeyim yanında uzun yıllar bulundu gittiği siyasi partilerde kendisiyle de beraber oldu. Ağabeyimin çok değer verdiği bir insandır ben de kendisini çok severim çok saydığım bir büyüğümdür. Bu kadar.”

Mahkeme Başkanı:"Yıl verebilir misiniz?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır veremem efendim, yani vermem mümkün değil çocukluğumdan beri adı geçen bir insandır.”

Mahkeme Başkanı:"Şimdi Kemal Aydın bazı yerlere gidiyor sizi de götürüyor mu beraber mi gidiyordunuz, mesela Baki Tuğ’un bürosuna gidiyor muydunuz?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim, benim hayır efendim benim tahsil sürecim var, daha sonra memuriyet hayatım var o uzun yıllar müfettişlik yapmış bir insan onun serbest olduğu zamanla benim olduğum zaman çok farklıdır ağabeyimin dolayısıyla ama ben hafta sonları fırsat buldukça ağabeyime Baki Ağabeyime soracağım şeyler olursa tarihi konular, ülkemiz ve geleceğimiz üzerine mutlaka ağabeyime çarşıya pazara indiğimde eğer bürosundaysa ve kendisini rahatsız etmiyorsam mutlaka uğrardım bu kadar efendim.”

Mahkeme Başkanı:"Evet, ağabeyiniz zaman zaman Güneydoğuya gidiyor işte Batman, Mardin herhalde o civara gidiyor bunlardan haberiniz var mı, gidip geldiğinden?”

Sanık Neriman Aydın:”Tabi ki aile büyüğümüz olmaz mı.”

Mahkeme Başkanı:"Siz de katılıyor muydunuz bu gezilere?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim, hayır, hayır.”

Mahkeme Başkanı:"Bunu ne amaçla yapıyor?”

Sanık Neriman Aydın:”Ağabeyim bilge bir insandır ben ondan bir ricada bulunmuştum emekli olduktan sonra. Abi bu kadar bilgiyi mezara götürmek için edinmedin milletimizin senin bilgilerine tecrübelerine ihtiyacı var. Siyaset düşman baskısı altında milletimiz sersefil bir siyasi partiye ihtiyacın yok bulunduğun kahvehanede de milletimizi aydınlatabilirsin. Şeklinde ondan ricada bulunmuştum o da beni tabi ki kendisi zaten bu işi yıllardır yapan bir insan o bulunduğu ortamlarda her zaman onun öncelikli konusu ülkemiz ve geleceğimiz olmuştur. Engin tecrübelerin sahibi bir insan ülkü ocaklarının teşkilatlanmasını yapan bir insan. Yıllarca Alparslan Türkeş’in yanında evladım dediği bir insan, daha sonra bir devlet büyüğünün yanında Baki Tuğ ağabeyimin yanında bulunmuş bir insan bu tecrübelerini bu bilgilerini milletimize paylaşması için elbette ki maddi durumu bir siyasi parti kurmaya elverişli değildir. Ama istese yine kurar şuanda 60 ilde belki 60 günde teşkilatlanacak bir çevresi tanıdığı alt yapısı olan bir insandır. Dolayısıyla tabi ki ben kahvede de otursam ülkemizin tehlike yaşamaması için bilgilerimi milletimle paylaşacağım dediği genelde anlattığı Saygıdeğer Başkanım, ülkemizin temel nitelikleriyle ebediyete kadar yaşamasına konulu bilimsel konulardır. Günlük siyasi çekişmelerden çok uzaktır.”

Mahkeme Başkanı:"Şimdi bahsettiğiniz ricanız üzerine Güneydoğuya mı gidip gelmeye başladı?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim, hayır hayır hayır onun zaten dostları var efendim, o sürekli bize şunu söylerdi. Bu savaş 26 yıldır devam eden iç savaş devletimize karşı açılan yapılan saldırı ve açılan savaş nedeniyle bunu sadece Türk ordusunun üzerine bırakmak doğru değil bunu millet de bir tarafından tutmalı dağa giden insan götürülen gönderilen insanları engel olunmalı oradaki ailelerimize milletimizin evlatlarına ulaşılmalı ve bu iş durmalı şeklinde kendisinin çok ötelerden beri taşıdığı zaten düşünceleri mevcuttur. Benim ona herhangi bir şekilde abi, Mardin’e gider misin, abi Batman’a gider misin şeklinde bir ricam ya da emrim olamaz isteğim olamaz.”

Mahkeme Başkanı:”Peki bunun bir hareketle ilgisi var mıdır?

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim hareket kursları da zaten bunu.”

Mahkeme Başkanı:"Bir, bir belgede o şekilde geçiyor milli mücadele önderi olarak geçiyor.”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır ben onu hep söylerim, ben evet efendim yalnız ona belge demeyelim benim şahsi özel eşyalarım Saygıdeğer Yargıç Saygıdeğer Başkan, ben ağabeyimi edebiyat tahsil ettim. Ben sizi de çok farklı anlatabilirim yani burada tanımasaydım sizi de başka bir ortamda tanısaydım edebi olarak çok farklı şekilde anlatabilirdim kaleme alabilirdim. Nitekim yeğenlerimle yaptığım konuşmalarda öyledir kendileriyle elektronik postada yazışmalarımda yüksek bir üslup taşır edebi bir üslup taşır dolayısıyla böyle bir hareketin önderi değil ama düşüncesi fikri olan yetişmiş tecrübeli bir büyüğümdür benim önderimdir kılavuzumdur ama resmi bir hareket yoktur asla olsa zaten resmi kayıtlarda olurdu.”

Mahkeme Başkanı:"Peki kendisine paşa diye hitap ediliyor mu Kemal Aydın’a?”

Sanık Neriman Aydın:”Vallahi ben onun savunmasında duydum daha önce gerçi savunmasında duydum ama daha önce yanındaydım ilk defa hayatında ona bir Hanımefendi hiç tanımadığı bir Hanımefendi sanıyorum bir asker eşi, paşam diye hitap etti o da size onun savunmasında söyledi cevapladı sorunuzu ağabeyim paşa değil askeri görevi yok sivil bir insan, üstelik bacağındaki rahatsızlık nedeniyle askerliğini yapmamış bir insandır.”

Mahkeme Başkanı:"Evet sizin olmadığı gerçi yanınızdasınız Kemal Aydın ve Neriman Aydın karşı tarafta da Durmuş Ali Özoğlu var 05.06.2008 tarihli bir telefon görüşmesinde. Şöyle bir konu geçiyor Durmuş Ali Özoğlu, kimlik üstünde mi bitti olay Kemal Aydın, eyvallah kimlik üstümüzde. Durmuş Ali Özoğlu, kimlik üstündeyse bitti abi. Kemal Aydın, canım benim. Durmuş Ali Özoğlu, üniformaya gerek yok ki. Kemal Aydın, eyvallah eyvallah diyor. Bu konuda bir bilginiz var mı yani bir kimlikten bahsediyor nedir kimlik?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim ben ikisi de burada iki büyüğümde burada kendileri cevap verse çok sevinirim ama ben herhalde nüfus cüzdanından bahsediyorlar diye düşünüyorum.”

Mahkeme Başkanı:"Kemal Aydın’la bir telefon görüşmeniz var 21.06.2008 tarihli, Kemal Aydın diyor ki; şimdi hoca beni aradı bir şey söylüyor onu bir hocayla konuş da. Neriman Aydın, tamam. Kemal Aydın, ben kardeşimin telefonunu aradım telefon kapalı ulaşamıyor diyor. O kardeşime bir bilgi intikal ettirelim oldu mu diyor biraz aşağı bölümde. Kemal Aydın, sen ara onunla konuş not al o bana bir şeyler söyledi tamam mı? Neriman Aydın, tamam. Kemal Aydın, onun gereğini yaptıralım canım benim. Neriman Aydın, gereğini. Kemal Aydın, sen konuş hocayla o ciddi bir konu canım benim. Neriman Aydın tamam, tamam. Diyor yani bir bilgiden bahsediyor bire bir bilgi aktarıyor bu nedir bu ne gibi bir. Buyurun?”

Sanık Neriman Aydın:”Arz edeyim efendim benim savunmamda siz buradaydınız. Şimdi de bugünde başkansınız Ağabeyim Kemal Aydın ağabeyim diğer Ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı’nın arz ettiğim üzere kurduğu Trabzon’da kurduğu kök hücre laboratuarına dair yaşadığı zorluğu bildiği için. Neriman, hoca bana bir şeyler anlattı sana esaslı anlatsın neye ihtiyacı var diyerek kendisini ara not al ve bana söyle, bizde uğraşalım gereğini yapalım şeklinde benden isteğidir telefon konuşması Saygıdeğer Başkan. Kardeşime bilgiyi iletelim ya da intikal ettirelim notu Ali Özoğlu aziz kardeşim içindir. Konu şudur efendim, konu şudur; Ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı’nın kök hücre laboratuarına ait ATİ Teknoloji şirketi batmak üzeredir hisselerin, hissedarlar hisseleri yükseltmişlerdir hatırladığım kadarıyla anlatıyorum. Çünkü ayrıntılı arz ettim efendim dolayısıyla diğer hissedarlar arttırılan hisselere miktarlarına ulaşamamışlardır.”

Mahkeme Başkanı:"Yani bu konu ticari bir konu bilgiyle ilgilidir. Tamam ticari bir bilgi aktarımı tamam.”

Sanık Neriman Aydın:”evet efendim dolayısıyla Neriman öğren bana söyle bu hisseleri sattıralım kalan hisseleri ve ayakta kalsın.”

Mahkeme Başkanı:"Tamam, tamam peki başka bir kişi ve kişilerden herhangi bir bilgi gelir miydi? Yani siz.”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim.”

Mahkeme Başkanı:"Bir takım kişilerden bilgi alır mıydınız?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim.”

Mahkeme Başkanı:"Şimdi yine Kemal Aydın’la bir görüşmeniz var 30 Mayıs 2008 tarihli. Kemal Aydın, dur hele çok önemli bir bilgi verdi bana. Neriman Aydın, niye ki ne menfaati var korkudan mı Kemal Aydın, yok çok önemli bir bilgi bildiğin gibi değil ha ben kardeşimin. Neriman Aydın, ne o abi. Kemal Aydın, telefonun bugün cevap vermedi. Neriman Aydın toplantı var toplantılar. Kemal Aydın, eyvallah yani. Neriman Aydın, çok mu korktular da hayırdır abi. Kemal Aydın, ya bacı çok önemli bildiğin gibi değil ya. Neriman Aydın, kuyruğu titretmemek için sana bilgileri veriyor bence korkuyor. Kemal Aydın, şimdi. Neriman Aydın, Kemal Bey canıma okuyacak diye. Kemal Aydın, öpüyorum yani bunu savunmanızda açıkladınız ama.”

Sanık Neriman Aydın:”Açıkladım hatırlamadığımı.”

Mahkeme Başkanı:"Şimdi gene bir bilgi geçtiği için konuyla alakalı olduğu için soruyorum nedir bu bilgi?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet, evet Saygıdeğer Başkanım. Hayır, hiç hatırlamıyorum inanın hatırlamıyorum, ağabeyime sordum o da hatırlamadığını söyledi bana hatırlamıyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı:"Yani birde kuyruğu titretmek için sana bilgileri veriyor bence korkuyor demişsiniz ağabeyiniz Kemal Aydın’a?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır hayır hatırlamıyorum, hayır.”

Mahkeme Başkanı:"Yine Hamza Demir’in zannediyorum bir bilgi verdiğine vereceğine dair bir telefon görüşmesi var Kemal Aydın’a yani bir bilgi alışverişi var bilgi geliyor bu konuda Kemal Aydın hakkında veya sizin söyleyeceğiniz bir şey var mı?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim. Hayır efendim.”

Mahkeme Başkanı:"Ağabeyiniz Kemal Aydın’ın etrafındaki çevresindeki tüm kişileri tanır mısınız yani istisnasız hepsini tanır mısınız?”

Sanık Neriman Aydın:”Tümünü diyemem efendim ağabeyim çevresi çok geniştir onun yurdun her yerinde her köşesinde küçük yaşlarından beri tanıdığı insanlar vardır. Hepsini bilmem mümkün değildir efendim.”

Mahkeme Başkanı:"Kemal Aydın ağabeyiniz Kemal Aydın, bazı sohbetlerle veya bir görüşmelerle ilgili olarak not al veya alma diye bir emir talimat veriyor muydu size?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır emir vermezde bazen benimle birlikte olmadığımızda onu niçin sorduğunuzu ben hatırladım. Kendisi Antalya’ya gidiyordu bende Sevgi Hanımı Ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı’yla Mevlüt Ağabeyimin bürosunda çalıştıracaktım. Neriman ben yokum sen not alabilirsin ne konuşuldu diye tek orada demiştir ki başka hiçbir şekilde yoktur.”

Mahkeme Başkanı:"Burada şurada not al diye herhangi bir şey yok.”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim hayır, hayır ben sadece şunu yani bir geleneksel yaşam olarak biliyorum ilkokul çağlarımdan beri günlük tutmak öğretmenlerimizin sürekli olarak günlük tutun çocuklar. Hatta tatil günlerini yazardık daha sonra edebiyat tahsil ettiğim için ben çok sıkı günlük tutan bir insanım efendim, sadece odur Neriman ben yokum konuşanlara da bak hatırlamayabilirsin not al istersen dediği sadece odur efendim, buyurun.”

Mahkeme Başkanı:"Yeniden hatırlatmak istiyorum yani Ağabeyiniz Kemal Aydın ve Mevlüt Aydın’la ilgili sorulara cevap vermeyebilirsiniz. Çünkü ağabeyiniz netice olarak şimdi 1994 yılında Azerbaycan’a gittiğini orada Haydar Aliyev ile görüştüğünü söyledi daha sonra MOSSAD ajanlarının kendisini kaçırdığını söyledi, yani nedir durumu niye böyle MOSSAD ajanları kaçırıyor, bir şeyler soruyorlar, sorguluyorlar bunları (bir iki kelime anlaşılamadı).”

Sanık Neriman Aydın:”Buyurun, evet, evet. Evet, bende sizinle birlikte savunma esnasında öğrendim, bu konuları bilmem imkânsız Saygıdeğer Başkanım, biraz öncede konusu geçti öğleden önce ülkemizdeki aydınların bilge insanların düşmanlarımız tarafından tek tek ortadan kaldırıldığını biliyoruz onlardan Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu, yakın zamanda Necip Hablemitoğlu daha öncesi var Bahriye Üçok ve adını şuanda hatırlayamadığım büyüklerimiz aydınlarımız var. Dolayısıyla ben bunu hep bir düşman faaliyeti olarak ülkemizdeki aydın insanların yeşermesine ve yaşamasına izin vermeyen düşman faaliyeti olarak değerlendiriyorum. Şahsi düşüncemdir. Ağabeyimin kaçırılışı hakkında ince ayrıntıları bende huzurunuzda kendisinden dinledim. Çünkü bilgi sahibi değildim.”

Mahkeme Başkanı:"Burada mı duydunuz?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim burada duydum.”

Mahkeme Başkanı:"Peki Trabzon’da zannediyorum MİT mensupları sormuşlar değil mi Ercüment Ovalı’ya mı sormuşlar?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet, Ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı’yı ziyaret eden insanlar sordular evet.”

Mahkeme Başkanı:"Sormuşlar Kemal Aydın hakkında bilgi istemişler işte çevresi niye bu kadar geniş falan diye sormuşlar bu durum nedir yani?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet, evet efendim. onu ben açıklayamam onu ülkemizdeki her şeyden haberdar olması gereken kurumun açıklanması gerekiyor orası MİT teşkilatıdır Saygıdeğer Başkanım, bilmem imkansız.”

Mahkeme Başkanı:"Yani bu ağabeyiniz işte Güneydoğu’ya gidiyor kendi beyanına göre Ankara’da ben 10 kişiden 9’unu tanırım falan diye beyanlarda bulunuyor yani bu kadar çevresinin geniş olması mı dikkati çekiyor?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet, tanır, olabilir büyük ihtimalle budur efendim.”

Mahkeme Başkanı:"Bu 6 Ocak veya 7 Ocak 2006 tarihinde bir toplantı, sohbet görüşmesinden.”

Sanık Neriman Aydın:”Sohbet efendim. Evet.”

Mahkeme Başkanı:"Bahsettiniz bu Halit Bozkurt’un olduğu bir ortamda.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet

Mahkeme Başkanı:"Ve onun istihbaratçı olduğundan bahsettiniz, nedir Halit Bozkurt kimdir?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet. Benim için talipsiz bir gündür Saygıdeğer Başkanım tanımıyorum kendisini tanımıyorum. İbrahim Özcan Bey o gün biz sanıyorum kendilerini yolculuyorduk, İstanbul’a ben gideceğim ama sizde gelir misiniz benimle diye.”

Mahkeme Başkanı:"Bahsettiniz arada o konuşma zaten geçti de yani istihbaratçı olduğundan bahsetti, Halit Bozkurt’un istihbaratçı olduğunu biliyor musunuz bilmiyor musunuz?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet, tanımıyorum efendim, tanımıyorum, hayır tanımıyorum sonradan ağabeyim dedi ki kızım böyle böyleymiş MİT mensubuymuş.”

Mahkeme Başkanı:"Oraya nasıl gitmiştiniz?”

Sanık Neriman Aydın:”İbrahim Özcan Bey biz kendisiyle beraberdik dolayısı.”

Mahkeme Başkanı:"İbrahim Özcan Beyi nereden tanıyordunuz?”

Sanık Neriman Aydın:”İbrahim Özcan Beyi Ali Beyin sevgili aziz kardeşim Ali Beyin yanında tanıdık. Fuarda tanıdık bu kadar.”

Mahkeme Başkanı:"Yani o toplantıya kadar daha doğrusu bu Halit Bozkurt yanına gidene kadar ne kadar sık göşüyordu veya haftada mı, ayda mı ne kadar zamanda?”

Sanık Neriman Aydın:”Tanıdık karşılaşma bence o günlerdi görüştüğümüz günler fuar günleriydi kitap fuarı günleriydi efendim.”

Mahkeme Başkanı:"Şöyle söyleyeyim; fuarda tanışmışsınız İbrahim Özcan’la.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet, evet.”

Mahkeme Başkanı:"Daha sonra işte telefon mu açtı işte ben(bir kelime anlaşılamadı) yanına gidiyorum diye.”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır onu. Hayır.”

Mahkeme Başkanı:"Bir beyanını alalım daha sonra sizin beyanınızı alırız.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet.”

Mahkeme Başkanı:"Yani şimdi İbrahim Özcan’la tanışıyorsunuz fuarda.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet karşılaşma yani. Ben hatta eve davet ettim evde de yemek yedik sonra da uğurladık kaldıkları yere gittiler.”

Mahkeme Başkanı:"Peki o tanışmayla Halit Bozkurt’un işte o dediğiniz yerine gitme arasında ne kadar süre vardı?”

Sanık Neriman Aydın:”Hatırlamıyorum, yani bir başka gün mü hatırlamıyorum.”

Mahkeme Başkanı:"Peki fuarda tanıştınız İbrahim Özcan’la.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet.”

Mahkeme Başkanı:"Daha sonra görüştünüz mü, telefonla veya yüz yüze görüştünüz mü?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır bizim benim şahsımın İbrahim Özcan’la hiç telefon konuşması yoktur Saygıdeğer Başkanım.”

Mahkeme Başkanı:"Hayır ben şu açıdan soruyorum İbrahim Özcan işte davet etti bende gittim Halit Bozkurt.”

Sanık Neriman Aydın:”Davet değil yanındaydık zaten zannediyorum kardeşimi kendisiyle birlikte uğurluyorduk abi Kemal Abi şuraya da uğrayacağım dedi. Sizde gelebilirsiniz yanımda mahsuru yoksa gelebilirsiniz dedi bizde öylece girdiğimiz bir bürodur yani bir apartman katında bir bürodur efendim.”

Mahkeme Başkanı:"Peki İbrahim Özcan’la nerede karşılaştınız nasıl karşılaştınız?”

Sanık Neriman Aydın:”Efendim o gün biz zannediyorum onları yolculamak için çıkmıştık doğru hatırlıyorsam yanılabilirim, her ikisi de burada olduğu için aziz kardeşim ve ağabeyim de müsaade ederseniz karanlık kalmasın.”

Mahkeme Başkanı:"Buyurun konuşabilirsiniz.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu:”İbrahim Özcan benim yanımda çalışan aynı zamanda dostum, Ankara kitap fuarında tanıştılar Neriman Hanımlarla ama onun öncesinde Halit Bozkurt kitap fuarındayken bizi telefonla aradı. Oraya ziyarete geldi kitap fuarına ve bize çay ısmarlamak istediğini söyledi bizde müsait değiliz ama son gün uğrayabiliriz dedik. Halit Bozkurt, Milli İstihbarat Teşkilatının üst düzeyde bir yöneticisidir. Vatansever Kuvvetler Güç Birliği ve benzeri ulusalcı yapılarını oluşturduklarını düşünüyorum biliyorum da aynı zamanda ve bu adamlar bütün ulusalcıları fişlediler. Milleti fişlediler Milli İstihbarat Teşkilatı aracılığıyla bugün tıpkı bu davada en önemli rolü oynayan Milli İstihbarat Teşkilatı. Halit Bozkurt biz o görüşmemizden sonra artık telefonlarını herhalde imha etmişti biz çok gayri ihtiyari aradığımızda hani teşekkür için İstanbul’a döndükten sonra telefonlarına ulaşamıyorduk sonra yurtdışına çıktığını filan duydum ben oraya gitmemiz davet edilmemiz neticesindedir ve o gün oraya gittiğimizde devlet sırları diye bahsettiği siz o türden sorular sordunuz şimdi şöyle bir durum var eğer Emine Erdoğan’ın Migros’u satın aldığını size söylersem bir çoğunuz şaşırırsınız benim için sıradan bir haberdir ya da bilen içinde. Şimdi orada Halit Bozkurt madenlerin nereden çıkartıldığını, altın rezervlerinden filan bahsetti işte bunların çok önemli olduğunu bunu Türkiye dışından güçlerin ele geçirmeye çalıştığını, mutlaka Genelkurmaya bunların bildirilmesi gerektiğini, hatta bazı bilgileri kendisinin Genelkurmaya bizatihi ilettiğini söyledi.”

Mahkeme Başkanı:"O konuda zaten Neriman Hanımın notları var konuşulanları şöyle anlatmış, buyurun.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu:”Notları var ama bunun kayda geçmesi gerekiyor. Aslında verdiği o bilgiler çok önemli diye verdiği ya de Neriman Hanıma çok önemli bir devlet sırrı diye düşündüğü şeyler çok sıradan hatta uydurma bilgilerdir. Israrla benim Genelkurmay Başkanlığıyla bir bağım olup olmadığını sordu. Bende dedim ki hayır hiçbir bağım yok yani eğer elinizde böyle bir şey varsa rapor yazdıklarını söyledi hangi sıfatla yazdıklarını da sorduğumda ya orasını açıklamayayım dedi ya da ona benzer bir söz söyledi. Halit Bozkurt inanıyorum ki bu davanın temel taşlarını koyanlardır üst düzeyde Milli İstihbarat Teşkilatında, Milli İstihbarat Teşkilatı bu davayla Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve millete, silahlı kuvvetlere tuzak kurmuştur, sırtımızdan bıçaklamıştır teşekkür ediyorum.”

Mahkeme Başkanı:"Buyurun. Halit Bozkurt’un Vatansever Kuvvetler Güç Birliğiyle bir ilgisi olduğunu biliyor musunuz var mıydı böyle bir şey duydunuz mu?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim hayır orada duyduklarımdır günlüğüme aldıklarım meğer benim duyduklarım sır değil uydurmalarmış şimdi bende aziz kardeşimden öğreniyorum bir bilgim yok efendim.”

Mahkeme Başkanı:"Mustafa Alpay’ı tanıyor musunuz, Mustafa Alpay’ı tanıyor musunuz, Mustafa Alpay?”

Sanık Neriman Aydın:”Kim, hayır efendim, hayır,

Mahkeme Başkanı:"Tanımıyorsunuz, Avukat Abdulkadir Erdil’i tanıyor musunuz?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim ağabeyimden ismini biliyorum.”

Mahkeme Başkanı:"Ağabeyiniz Kemal Aydın Çayyolu’nda oturuyor.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim.”

Mahkeme Başkanı:"Çayyolu platformu diye bir platformdan bahsediliyor, bunu duydunuz mu?”

Sanık Neriman Aydın:”İsmini duydum basından.”

Mahkeme Başkanı:"Yani Çayyolu’nda işte başka kişiler de oturuyor. Hurşit Tolon, Levent Ersöz, Ergün Poyraz, Sinan Aygün ve ağabeyiniz Kemal Aydın oturuyor.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim.”

Mahkeme Başkanı:"Yani Çayyolu platformu diye herhangi bir şey duymadınız?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim, hayır.”

Mahkeme Başkanı:"Gönderdiğiniz mektuplar var bu mektupları kimlere hangi kriterlere göre gönderiyorsunuz yani bir liste var 40-50 kişilik bir liste var bunları nasıl seçiyorsunuz?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet, anladım efendim, anladım. Hayır seçmiyorum. Saygıdeğer Başkanım arz edeyim ben edebiyatçıyım çok okumayı çok seven bir insanım. Örneğin, misal veriyorum bu kitabı kitapçıdan aldım okudum içeriğinden.”

Mahkeme Başkanı:"Kitabın adını söyler misiniz?”

Sanık Neriman Aydın:”Tabi ki örnek verelim Atatürk’ten hatıralar Hasan Rıza Soyak örneğin bu kitabı, bu eseri aldım ama yazarı hayatta yok Yapı Kredi Yayınlarından Kültür Yayınlarından çıkmış eseri okurum, bende edindiği intibaları yazarım defterlerime bende çünkü araştıran ve yazan bir insanım. İlerde değerlendirebileceğimi düşündüğüm yerleri not alırım. Eğer hayattaysa kendisine veya hayatta değilse burayı açarım burada beğenmediğim veya yanlış gördüğüm tarihsel yanlışlar varsa buradan yayınevine derim ki; şu tarihte yayınlanan şu isimli kitabınızda şu hatalar var veya hata yok çok beğendiğim benim bilgilendiğim milletimin de bilgilendiğine inandığım konulardır içeriği çok doğrudur tarihe gerçeklerdir. Veya geleceğe öngörüleri doğrudur dolayısıyla teşekkür ederim hepsi bu kadardır efendim herhangi bir listeye yönelik değildir arz ettim 45 yaşında bir insanım 20 yaşımdan beri bu şekliyle hayatı sürerim yani bunlar herhangi bir emir talimat ya da bir öngörüyle şey bir planlamayla öngörüyle değil bir planlamayla yapılmış işler değildir efendim.”

Mahkeme Başkanı:"Şimdi Jandarma Genel Komutanlığına ve Genelkurmay Başkanlığına ve değişik yerlere mektup yazdınız beyanlarınızda geçiyor.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim, araştırmalarımı gönderdim.”

Mahkeme Başkanı:"Jandarma Genel Komutanlığına yazdığınız bir mektup üzerine Şener Eruygur’un sizi çağırdığını görüştüğünüzü söylediniz başka kurumlarda görüştüğünüz oldu mu mesela Genelkurmay Başkanlığından çağrılan veya başka yerlerden çağrılan oldu mu?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır, efendim, hayır, hayır Türkiye Büyük Millet Meclisine de yazdım mesela araştırmamı gönderdim Milli Eğitim Bakanlığına da gönderdim araştırmalarımı hayır hiç kimse çağırmadı. Ama mesela bazı kanunlar üzerinde ülkemizin geleceğini ilgilendiren milletimizin son derece geleceği ile ilgili kanunlar. Örneğin toprak satış yasasıyla ilgili mesela görüşlerimi yazdığım milletvekilleri, iktidar partisinin de içinde olduğu milletvekilleri vardır. Bana dönüp teşekkür etmişlerdir milletimizin meclisi izlemesi nedeniyle memnuniyetlerini bildirmişlerdir. Sadece bu kadardır o da sanıyorum 2 kişidir başka yoktur.”

Mahkeme Başkanı:"Peki kanun değişikliğiyle ilgili bir görüşleriniz var veya anayasa değişliğiyle ilgili onları bildirdiniz mi?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır onlar benim, hayır hayır hayır hayır efendim onlar benim şahsi araştırmalarımdır. Bu kitabı okursanız içini açıp bakarsanız.”

Mahkeme Başkanı:"İsmini, ismini söyleyin de zapta geçmiş olsun.”

Sanık Neriman Aydın:”Mustafa Kemal Atatürk, Medeni Bilgiler Türk Milletinin El Kitabı diye arz etmiştim Türkçe’sini ben yaptım aziz kardeşimde yayınladı sağ olsun. Burayı açarsa normal bir insan kanun nedir, önerge nedir, gizli önerge nedir, demokratik nizamın işleyiş kurallarını öğrenir Saygıdeğer Başkanım, benim bunları yıllardır yaptığım şeyler araştırmalarım. Örneğin 1924 anayasasını ben 20 yaşımdan beri okurum ama anlamaya 40 yaşından sonra başladım orası ayrı şey tabi bir hayat süreci gerekiyor konulara vakıf olmanız gerekiyor ilgili konuda bilgi sahibi olmanız gerekiyor. Dolayısıyla onlar benim yıllardır yaptığım araştırmalardır efendim ama alınış şekli ve sorgulanış şekli aynı anda aynı saatte sanki ben yarın sabah bir yurttaş olarak emrimde 1500 tankla, emrimde 2000 helikopterle, Türkiye Büyük Millet Meclisini bastım içeri girdim efendim sanatçıları çağırdım konserler verdim ondan sonra darbeyi yaptığımı açıkladım işte bu kanundur bu anayasadır şeklinde imalarla ve suçlamalarla ithamlarla alındığı için haklısınız bunları sormakta ama ne yazık ki öyle değildir efendim arz ettiğim gibi 25 yıllık çalışmalarım ve araştırmalarımdır yurttaşlık görevimdir aynı zamanda ama bilgi bilen bir insanım yani bilgiye, bilgiye ulaşmayı seven bir insanım benim hayatım her konuda bilgim vardır araştırırım. Onların her birisi bir başka sayfadan farklı yıllara ait defterimden alınıp bir araya getirildikleri için bu intiba verilmiştir yüce mahkemeye.”

Mahkeme Başkanı:"Şimdi ben şunu da öğrenmek istiyorum.”

Sanık Neriman Aydın:”Buyurun.”

Mahkeme Başkanı:"Değişik yerlere mektuplar yazıyorsun değişik kurumlara kişilere yazıyorsunuz, onlardan bir karşılık göremeyince yazılan mektupların boşuna beyhude yazıldığını düşünmüyor musunuz?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır, hayır efendim. ben yurttaşlık görevimi yapıyorum benim için o kadar bitmiştir bana dönmesi gerekmiyor.”

Mahkeme Başkanı:"Yani mektupların arkasını araştırmıyorsunuz, bir işlem yapıldı mı veya herhangi bir faaliyet veya gereği yapıldı mı diye araştırmıyorsunuz.”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim hayır hayır hayır hayır efendim asla Allah şahit, ramazan ayının içerisindeyiz ve mübarek bir gündeyiz ayrıca Cuma günündeyiz. Ben bilgi sahibi bir insanım eğer tutuklu olmasaydım tutuksuz da yargılanmasaydım o tribüne gelir otururdum hiç tanımadığım sizlere mektup yazardım mahkemeyi izlerdim intibalarımı izlenimleri yazar giderdim size postalardım Saygıdeğer Başkanım.”

Mahkeme Başkanı:"Şimdi yine bu konuda sormak istiyorum. Emre Çelebi’yle bir problem olmuş yani bira içmiş daha üst teğmen görmüş yakalamış, alkol testi falan yaptırmış bu konuyla ilgili Genelkurmay Başkanlığına bir yazı yazdınız veya bilgi aktarımında bulundunuz mu, bir girişimde bulundunuz mu?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim, hayır efendim hayır efendim asla, hayır efendim asla.”

Mahkeme Başkanı:"Hasan Kundakçı’yı tanıyor musunuz?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim.”

Mahkeme Başkanı:"Bu Kuva-i Milliye derneğiyle bir bilginiz var mı onun hakkında?”

Sanık Neriman Aydın:”Nasıl efendim?”

Mahkeme Başkanı:"Kuva-i Milliye Derneği hakkında bir bilginiz var mı?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim.”

Mahkeme Başkanı:"Bu Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesi konusunda şahsi düşüncelerim dediniz bu bilgiye mi dayanıyor yani herhangi birinden bir şey duydunuz mu yoksa edindiğin intiba mı?”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır şöyle arz edeyim Saygıdeğer Başkanım, bu kitabı henüz çıkmamıştı Ergün Poyraz Beyin o tanıştırma karşılaştırmasında Ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı’yı Sevgi Hanımla tanıştırma anında yeni çıkacak kitabından bahsettiği. Ve burada bahsettiğini yazdığı söylediği söylemlerdir dediğim gibi burada hakkında onun hakkında zanda bulunamam Allah’a sığınırım bundan asla. Diyebilir ki bana Neriman yanlış hatırladın bunları yanlış kaleme aldın günlüğüne haklıdır hiçbir şey demem. Çünkü o bir günlüktür ve benim hatırladığım kadarıyladır asla onu zan altında bırakamam.”

Mahkeme Başkanı:"Türk Ortodoks Kilisesine katıldığınız gittiğiniz oldu mu?”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim savunmamda da daha sonra da arz ettim. Basından kendisini tanıyıp bizi bilgilendirdiği için kamuoyunu bilgilendirdiği için kendisine hem de hemcinsi olarak bir teşekkür yazım vardır onu da aldılar iddianamede var zaten beni aradı Sevgi Hanım arkadaş olduk dost olduk. Sonra bizi davet ettiler bende ağabeyimle katıldım çok mutlu olduğum bir gündü benim için bir kere katıldık efendim törenlere kutlama yıl dönümüne sonra da Ankara’ya döndük.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Durmuş Ali Beyin söylemiş olduğu bir ses kaydı vardı onu bir çalıştıralım ses kaydı vardı onu dinleteceğim size.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu:”Şimdi o kaydı zaten burada dinletmiştim birlikte açıkça dinledik. Filan”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Daha açık görürsün diye. 35. saniyeden sonra 35-40. saniyeden sonra.”

Salonda sesli telefon görüşmesi dinletildi.

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Tamam, kapatabilirsin, tamam kapatabilirsin buyurun başkanım.”

Sanık Neriman Aydın:”Saygıdeğer Başkanım devam edeceğiz mi çok yorgunluk hissediyorum çünkü.”

Mahkeme Başkanı:"Ara vereceğiz.”

Saatin 19:00 olması karşısında sanık Neriman Aydın’ın çapraz sorgusunun tespitine bugünkü oturuma mahsus olmak üzere son verildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Oturuma 6 Eylül 2010 günü saat 09:00’da kaldığı yerden devam edilmek üzere ara verilmesine oy birliğiyle karar verildi. 03.09.2010



BAŞKAN 28298 ÜYE 32346 ÜYE 37266 KATİP 128002


Yüklə 0,52 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin