16 “(Ey Peygamber!)De ki;”Siz ey kâfirler!”


“Böylece O,sizi onların arazilerine,yurtlarına ve mallarına mirasçı kıldı.Dahası



Yüklə 1,6 Mb.
səhifə27/32
tarix30.07.2018
ölçüsü1,6 Mb.
#63462
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   32
“Böylece O,sizi onların arazilerine,yurtlarına ve mallarına mirasçı kıldı.Dahası

ayak basmadığınız bir nice toprağı da(vaad etti):Zira Allah her şeye kadirdir.”(..gücü yetendir.)

Ahzab(106);Âyet:25,26,27.
Kureyzoğulları,yıllardır iç içe yaşadıkları,hiçbir zarar görmedikleri Müslümanla- rı en zor zamanlarında sırtlarından hançerleyerek müşrik saldırganların cephesinde yer almış-

lardı.Müttefikler bölgeyi terk eder etmez Müslümanlar kalelerine çekilmiş bulunan Kureyzoğul-

ları üzerine yürüdü.Yaklaşık üç hafta süren sıkı bir kuşatma sonunda kendileri hakkındaki

hükmü Medineli müttefikleri Sa’d b.Muaz’ın vermesi şartıyla teslim oldular.Rasulallah(AS) da

bu şartı uygun bulup kabul etti.Sa’d,onlar hakkında kendi kitaplarıyla(Tevrat’la)hükmetti.

(Tesniye:20/10-14)

Hz.Peygamber(AS),hükmün Tevrat kaynaklı oluşunu şöyle dile getirdi:”Onlar

hakkında yedi kat göğün ötesindeki hükümle hükmettin!”(Sa’d b.Muaz’a hitaben)

*
“Sen ey Peygamber!Eşlerine de ki:”Eğer sizler bu dünya hayatını ve onun ihtişa- mını istiyorsanız,gelin size dünyalığınızı vereyim ve sizi güzellikle bırakayım.”

“Yok eğer Allah’ı,Rasul’ünü ve âhiret yurdunun(sonsuz mutluluğunu)istiyorsa- nız,bilin ki Allah içinizden iyi davranışı tabiat haline getirenlere muhteşem bir ödül hazırlamış- tır.”

“Ey(siz)Peygamber hanımları!İçinizden her kim açık bir hayasızlık yaparsa,onun azabı(cezası)ikiye katlanır.;zira bu Allah için çok kolaydır.”

“Ama içinizden her kim de Allah’a ve Rasul’üne gönülden boyun eğer ve ıslah

edici iyilikler işlerse,onun ödülünü de iki misli veririz.Ayrıca ona akıl almaz güzellikte bir rızık hazırlamışızdır.”

“Ey Peygamber hanımları!Siz herhangi bir hanım gibi değilsiniz!Tabi ki eğer

Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olursanız.Şu halde işveli bir edayla konuşmayın!

Sonra kalplerinde hastalık bulunanlar yersiz bir arzuya(ümide)kapılırlar.Bu yüzden güzel ve

düzgün(doğal)konuşun!”

“Evlerinizde(dahi)ağırbaşlılığınızı koruyun.Kadim haddini bilmezlik(cahiliye)

döneminde olduğu gibi dişiliğinizi ön plana çıkarmayın!Namazınızı hakkını vererek kılın,

zekâtınızı içten gelerek(ağırlaşmadan)verin,Allah’a ve Rasul’üne uyun!Emin olun ki,Allah

sizden(maddi,manevi)her tür kiri gidermek ve sizi tertemiz (Peygamber’e yakışır ve diğer

hanımlara örnek birer hanım)yapmak istiyor.”Ey(Peygamber’in)ev halkı,hepsi bu!”

“Bir de evlerinizde okunan Allah’ın âyetlerini,ama(özellikle onlardaki)hikmeti

düşünün.Şüphesiz Allah(ilmiyle/limitsiz bilgisiyle/bilgeliğiyle)her şeyin özüne tarifsiz nufuz

eder,her şeyden nihayetsiz haberdardır.”

Ahzab(106);Âyet:28,29,30,31,32,33,34.


173

Bu âyetlerin indiği dönemde İslâm cemaati,savaş gelirlerinden paylarına düşen-

lerle yaşam standartlarını yükseltmiş,refah toplumuna doğru bir dönüşüm başlamıştı.Fakat bu

Rasulullah’ın hanelerine yansımadı.Onlar(hanımları) da,kendilerince haklı gerekçelere sığı-

narak,herkes gibi bu nimetten bir pay talep ettiler.Oysa Allah Rasulü’nün gözettiği ilke,yönetimi

altındaki toplumun en yoksul tabakasının standartlarında yaşamaktı.Eşleri refah paylarının art-

tırılmasında ısrar edince,ilkesine bağlı kalacağını beyanla,onları ayrılıp ayrılmamakta muhay-

yer (tercih haklarını özgürce kullanmakta serbest)bıraktı.Hz.Aişe(RA):”Ben Allah Rasulü’nü dünya nimetlerine tercih ediyorum!”dedi ve bunu(bu tercihi) diğer hanımları takip etti.Bazen eşleriyle ilişkileri kopma noktasına kadar gelen Allah Elçisi,eşlerine ömrü boyunca bir tek fiske dahi vurmadı.Onlara karşı her zaman nazik,şefkatli ve anlayışlı bir eş oldu.

Diğer âyetlerde de,Müslüman,(örnek,ideal)bir ailedeki yaşam formları/prensipleri

mükemmel bir şekilde dile getirilmekte,gözler önüne serilmekte,aile mutluluğu için bunlara

uyulması gerektiği vurgulanmaktadır.

Kur’an-ı Kerim’in aydınlığıyla aydınlanan ve arınan gönüllerin karşılıklı sevgi,

saygı,anlayış,fedakârlık duygularıyla donanmasıyla,aile bireyleri arasındaki kaynaşma ve

dayanışma sonucu,o yuva mutluluğun,huzurun yaşanacağı ve âhirete taşınacağı bir mekan haline gelmez mi?

* *
Böyle bir aileyi ve toplumu ancak şu özellikleri taşıyan bireyler(mü’minler)oluş-

turabilir;

“Şüphesiz Allah’a tam teslim olmuş bütün erkekler ve kadınlar,O’na güvenip

inanmış bütün erkekler ve kadınlar,O’na adanmış bütün erkekler ve kadınlar,ahdine sadık

bütün erkekler ve kadınlar,sıkıntılara karşı direnen(sabreden)bütün erkekler ve kadınlar,

(Allah’a karşı)derin bir saygıyla titreyen bütün erkekler ve kadınlar,(Allah’a)sadakatlerini

servetlerini yoksullarla paylaşarak isbat eden bütün erkekler ve kadınlar,benliklerini denetim

altına alıp oruç tutan bütün erkekler ve kadınlar,iffetlerini koruyan bütün erkekler ve kadınlar,

Allah’ı sürekli hatırda tutan(anan) bütün erkekler ve kadınlar…(İşte)bunlara Allah sınırsız bir

bağış ve muhteşem bir ödül hazırlamıştır.”

Ahzab(106);Âyet:35

*
“Allah ve Rasulü bir konuda hüküm verdiği zaman,inanan bir erkek ve kadının

kendi işlerinde kişisel tercihlerine göre hareket etmeleri düşünülemez.Zira,kim Allah ve

Rasulü’ne isyan ederse,işte o apaçık bir sapıklığa gömülmüş olur.”

Ahzab(106);Âyet;36
Âyetteki hükümden kasıt,hiç kuşkusuz Rasulallah’ın peygamberlik

(risalet/tebliğ)alanına giren(vahyi/ilâhi)hükümlerdir.Dünyevi işlerde-ki onlara da

Allah’ın müdahalesi ve yol göstermesi söz konusudur-hep yakınlarıyla istişare etmiş

ve onların görüşlerine göre de karar(lar)vermiştir.

Değilse hurma aşılayanlara;”Eğer kendi haline bıraksaydınız daha iyi olurdu!”

deyince,onların-bir süre sonra-“Bıraktık,fakat daha iyi olmadı!”cevabını vermeleri üzerine;

“Siz dünyanıza ilişkin işleri benden iyi bilirsiniz!”demesi,yine Bedir’deki mevzi seçiminde

Habbab b.Münzir’in daha isabetli önerisi üzerine kendi kararını geri çekmesi,kocasının rica-

sını kıramayarak Berire’ye yaptığı sonuçsuz kalan”Kocana dön!”teklifi,istişare sonucunda geri

çektiği Hendek kuşatması sırasında Medine’nin mahsulünün yarısını verme teklifi…Bütün

bunlar âyetin kapsamı dışındadır.Bu nedenledir ki sahabe,bu konularda farklı görüş(ler)

geliştirebilmiştir.Fikir özgürlüğünün bundan daha güzel bir uygulaması olabilir mi?




174

“(Ey Nebi!)Hani bir zamanlar Allah’ın kendisine ikram ettiği,senin de iyilikte

bulunduğun kişiye diyordun ki:”Eşini bırakma ve Allah’a karşı saygılı ol!”Ama Allah’ın açık-

layacağı şeyi sen içinde gizliyordun,zira insanlardan çekiniyordun.Oysa ki Kendisinden çekin-

men gereken sadece Allah’tı.

En sonunda Zeyd,o kadınla ilişkisini tamamen kesip boşayınca Biz onu seninle

evlendirdik ki,evlâtlıları eşleriyle ilişkilerini kesip boşadıklarında,(ikinci)kişilerin onlarla evlen-

melerinin önünde hiçbir engel bulunmasın.Sonunda Allah’ın emri(iradesi)yerine gelmiş oldu.”

“Allah’ın kendisini mecbur tuttuğu bir husustan dolayı Peygamber’e hiçbir suç

isnat edilemez.Allah’ın bu sünneti(ilâhi yasası)daha önce gelip geçmiş olan(peygamberler)için

de geçerliydi.Sonuçta Allah’ın emri(iradesi)ölçülüp,biçildiği gibi gerçekleşmiş oldu.”

“O(peygamber ve peygamberler)Allah’ın mesajını tebliğ edenler,O’ndan korkan-

lar ve Allah’tan başkasından da asla korkmayanlardı.Zira Allah,hesap görücü olarak yeterdi.”

(Yalnız Allah’a hesap vereceklerinin bilincindeydiler,başkasına değil!)

Ahzab(106);Âyet:37,38,39
Hz.Peygamber(AS)’in açıklayamadığı şey-bazılarınca sanıldığı gibi-Zeyd’in eşi

Zeynep’le ilgili duyguları değil,toplumsal geleneklere(örflere)dayalı fiili durumların hukuk

bilinci henüz oluşmamış bir toplumda tartışılmaz bir hukuk normu gibi algılanmasına son

verilmesi gereğiydi,isteğiydi.Bu örf,bir kimsenin evlâtlığının boşandığı eş(ler)inin başkalarıyla

evlenememesiydi.Rasulallah bunu görüyor,fakat yanlış anlaşılır endişesiyle bir türlü harekete

geçemiyordu.Hz.Aişe(RA)bu hususa işaret eden âyet hakkında;”Eğer Muhammed(AS)kendisi-

ne indirlenden bir şey gizleseydi,bu âyeti gizlerdi.”demiştir.

İslâm,sınıf farkını ortadan kaldırmak ve bu örfün yanlışlığını kanıtlamak için,

bizzat Rasulallah tarafından yapılan(ona yaptırılan)bir uygulamayla gerçekleştirilmiştir ki,

bu kadın haklarında büyük bir atılımdır,aşamadır.

Zeyd bir kervanla yolculuk yaparken,haramiler kervanı basıp onu esir almış ve

satmışlardı.Hakim b.Hizam onu satın alarak teyzesi Hz.Hatice(RA)’ye hediye etti,o de eşi

Hz.Muhammed(AS)’e.

Hz.Muhammed(AS),onu derhal azat etmiş,evlatlık olarak benimsemiş,önceleri

“Muhammed’in oğlu Zeyd”olarak anılırken, gelen âyetler,gelecekte doğabilecek telâfisi zor

nesep sorunlarının doğabileceği mülâhazasıyla,evlâtlık müessesini yasaklamıştır.(Ama muhtaç

bir kimsenin sahiplenerek bakımını üstlenmesini İslâm caiz görür,teşvik eder.Özellikle yetimle-

rin.)

“Muhammed’in oğlu Zeyd” tanımının yerine,vahyin ismen andığı tak sahabi olma

şerefine nail olmakla ödüllendirilmiştir.

Hz.Peygamber(AS),Zeyd(RA)’i halasının kızı soylu bir aileden olan Zeynep(RA) ile evlendirmiş,ancak bu evlilik yürümeyince,Zeyd’e;”Eşini bırakma,Allah’a karşı saygılı ol!”uyarısını yapmıştı.Olayın bundan sonrası ve âyetlerin maksadı bu pasajlardan anlaşılmak-

tadır.

*

“(Ey Mü’minler!)Muhammed sizin erkeklerinizden herhangi birinin babası değil-

dir,fakat o,Allah’ın Elçisi ve peygamberlerin sonuncusudur.(…mührüdür.)Ve zaten Allah,her

şeyi en ince ayrıntısına kadar bilmektedir.”

“Sen ey Peygamber!Elbet biz seni bir şahit,bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gön-

derdik.”

“Yine O’nun izniyle (insanları)Allah’a çağıran bir davetçi ve etrafını aydınlatan

bir kandil(çerağ)olarak.”

Ahzab(106);Âyet:40,45,46
175

“İmdi mü’minlere,Allah’tan kendilerini büyük bir lütfun beklediğini müjdele!”

“Asla inkârcılara ve ikiyüzlülere uyma ve onlara incitici sözler söyleme/onların

incitici sözlerine aldırma!Ve yalnız Allah’a güven;Zira koruyucu otorite olarak Allah yeter.”

Ahzab(106);Âyet: 47,48
Hz.Peygamber(AS) son peygamber(hâtim okunuşuyla)ve peygamberlerin

mührüdür.Peygamberler kitabının son sahifesine basılan mühürdür.(hâtem okunuşuyla.)

O,vahyin ışığını bütün zamanlara saçan bir kandil(çerağ/nur),Allah’ın izniyle

insanları O’na(O’nun dini İslâm’a) çağıran bir davetçi,bir,şahit ve müjdecidir.

Müteakip âyetlerdeki öğütler/prensipler toplumsal barışın ve huzurun sağlanması,

karşıt görüşlülerin kazanılması açısından her zamanda/mekanda geçerli olan,insan ilişkilerini kolaylaştıran evrensel kurallardır.Zira her görüşten insanların bir arada yaşadığı hayat bir

mucizedir ve insan sürekli hata yapabilen bir varlıktır.
*
“Siz ey iman edenler!Mü’min kadınları nikahlar da onları gerdeğe girmeden önce

boşarsanız,onlara karşı iddet hesaplama hakkınız yoktur.Şu halde derhal onlara dünyalıklarını

verin ve kendilerini güzellikle salıverin.”

“Sen ey Peygamber!Biz sana mehir bedellerini verdiğin eşlerini,savaş esirleri

arasından sağ elinin altında bulunan kimseleri,seninle birlikte göç etmiş bulunan amca ve hala

kızlarını,dayı ve teyze kızlarını ve kendilerini Peygamber’e(mehir bedeli istemeksizin)sunan ve

Peygamber’in de kendilerini nikahlamayı kabul ettiği mü’min kadınları-ki bu yalnızca sana

hastır,diğer mü’minler için değildir-helâl kıldık.

Doğrusu onlara eşleri ve sağ elleri altında bulunanlar konusundaki talimatlarımı-

zı bilmekteyiz.Ne ki bununla amaçlanan,senin zor durumda kalmamandır.Zaten Allah,tarifsiz

bir bağışlayıcıdır,eşsiz bir merhamet(rahmet)kaynağıdır.”

Ahzab(106);Âyet:49,50
(Savaş esirlerinden)Müslüman olanlarını Müslüman erkeklerin eş edinmeleri Nisâ Sûresi’nin 24.âyetinde tavsiye edilirken,onların dost tutmamış ve zinaya bulaşmamış olmaları

şart koşulmuşken,savaş esiri hanımların cinselliğinin esir sahiplerinin keyfine bırakıldığı asla

düşünülemez,söylenemez.Bu âyet Nisâ/24 ve Hz.Peygamber(as)’in fiili sünneti ışığında değerlen-

dirilmeli ve anlaşılmalıdır.

Hz.Peygamber(AS) kendisine-evlilik konusunda- tanınan bu ayrıcalıktan yarar-

lanmak yerine,aktif ilişkide olduğu eş sayısını dönüşümlü de olsa dörtle sınırlamıştır.Bu,bir

sonraki âyetten de anlaşılmaktadır.
*
“Onlardan(eşlerinden) dilediğini daha sonraya bırakabilir,dilediğini de yanına alabilirsin;İlişkini dondurup (sonraya)bıraktıklarından birini yeniden istemende senin için bir

beis yoktur;bu (seni her görüşte)onların gözlerinin ışımasını,üzülmemelerini ve onlara verdi-

ğin şeylerden razı olmalarını sağlar;ve sadece Allah kalplerinizde olanı bilir.Ama zaten Allah,

her şeyi bilir,tarifsiz bir hilim sahibidir.”

“Bundan sonra sana,başka hiçbir hanım helâl değildir;güzellikleri seni hayran

bıraksa dahi-sağ elinin altında bulunanlar hariç-onlardan hiçbirini değiştiremezsin.Hem zaten

Allah her şeyi gözetleyendir.”

Ahzab(106);Âyet:51,52


176

Hz.Peygamber(AS),kendisine tanınan bu hakkı-ki hanımlara Peygamber eşi olma şerefini bahşetmek ve onları himayesine almak söz konusudur,asıl amaçtır-kullanmak yerine Nisâ/3’e göre hareket etmiştir.Bu sınırlamanın mağduriyete sebep olmaması için,dönüşümün gerekliliği vurgulanmaktadır.Ve Rasulallah için çok eşliliğin tahammülü gerektiren bir fedakâr-

lık olduğu açık-seçik ortaya konmaktadır.

52.âyetle,Rasulallah,yeni bir nikâh yükünden/mecburiyetinden kurtarılmakta,

tüm muhtemel adayların/taliplerin önü kesilmektedir.Devamındaki ifadeler,Elçi’nin isteğinin

dahi bu kapının aralanmasına yetmeyeceğini ortaya koymaktadır.

Nihayet bir insan olan Rasulallah’ın manevi görevi yanında böylesine ağır bir

dünyevi yükü kaldırmakta zorlanabileceği göz önünde bulundurulmalıdır ki,bunu en iyi bilen

hiç kuşkusuz Allah’tır.



*
“Siz ey iman edenler!Size izin verilmedikçe Peygamber’in evlerine(odalarına)

girmeyin;yemeğe(davet)edildiğinizde(erken gelip)yemeğin hazırlanmasını beklemeyin;lâkin

ne zaman davet edilirseniz,o zaman içeri girin!Yemeği yediğiniz(bitirdiğiniz) zaman da hemen ayrılın,lâfa dalmayın!Çünkü böyle yapmanız Peygamber’i üzebilir,fakat o bunu söylemek için sizden çekinir,ama Allah hakikati söylemekten asla çekinmez.

(Ey mü’min erkekler!)Onlardan(Peygamber eşlerinden/ya da bir evin hanımların-

dan)bir şey isteyeceğiniz zaman,kapı dışından isteyin.Bu sizin kalplerinizin de,onların kalpleri-

nin de daha temiz kalması için en uygun yoldur.Dahası,sizin ne Allah Rasulü’nü üzmeniz,ne de

ölümünden sonra onun eşleriyle evlenmeniz ebediyen helâl değildir.Çünkü bütün bunlar Allah

Katında zaten çok büyük bir vebaldir.”

Ahzab(106);Âyet:53
Âyet,her ne kadar Allah Elçisi’nin hane halkı ile ilgiliyse de,genelde bu prensip-

lerin(davetlerde ve komşuluk ilişkilerinde uyulacak adabı muaşeret kurallarının)her zamanda/mekânda hane mahremiyetinin ve özel hayatın korunması açısından işlevini yitirmediği,ne kadar önem ve değer taşıdığı açıktır.
*
“(Ne ki)onların babaları,oğulları,kardeşleri,erkek kardeşlerinin oğulları,kız

kardeşlerinin oğulları,kendi cinslerinden olan kadınlar ve sağ elleri altında bulunanlar konu-

sunda bir sakınca yoktur.Ama(ey Peygamber hanımları!),siz hep Allah’a karşı sorumluluk

bilinciyle hareket edin;çünkü Allah her bir şeye şahittir.”

Ahzab(106);Âyet:55
Bu âyet de genelleştirilirse,hane mahrumiyetinden kimlerin yararlanacağı/

yasağın kimler üzerinden kalktığı anlaşılacaktır.
*
“Şu kesin ki Allah ve O’nun melekleri Peygamber’i desteklerler.Ey iman edenler,

siz(ler) de onu destekleyin(ona salât edin) ve tam bir teslimiyetle(onun örnekliğine)teslim olun!”

“Allah’ı ve Rasul’ünü incitenlere gelince;Allah onları bu dünyada da,öte dünya-

da da rahmetinden mahrum edecek ve onlar için alçaltıcı bir azap hazırlayacak.”

Ahzab(106);Âyet:56,57

177

Âyette geçen “salât”kelimesinin türetildiği salâ “destek”anlamına gelmektedir.

Bu âyetin kapsamı,Allah ve meleklerinin mü’minleri desteklediğinden söz eden 43.âyetle

birlikte değerlendirilmelidir.(Krş:Bakara/94;157,Tevbe/114;99,103)

Salât “dua” manasına bu kökten yola çıkarak ulaşmıştır.Fakat Allah’ın kuluna

“dua etmesi”caiz olmayacağı için,salâtın bir “destek”emri olduğunu,Allah’ın ve meleklerinin

bu “salât”ı vahyi gönderip,indirerek yaptıkları,mü’minlerinse fiili dua ile risalet mirasını des-

teklemeleri ve sürdürmeleri gerektiğini göstermektedir.

Salât’a Allah ve melekleri de katılırken,selâm’ın sadece mü’minlere emredilmiş

olması dikkat çekicidir.(Buradaki selâm Neml;59.âyet ışığında değerlendirilmelidir.)

Mü’minlerin Hz.Peygamber(AS)’e “selâm”a davet edilmesi,onun “güzel örnek/

ideal insan modeli”olmasından kaynaklanmaktadır.Allah’ın ve meleklerin onu örnek alması

nasıl düşünülemezse,samimi bir mü’minin de onu örnek almaması düşünülemez.

Âyetteki ’ale’n-nebi’den yola çıkarak ulaşılacak bütüncül bir okumayla;Salât’ın

nübüvvete,itaat ve teslimiyetin risalete olduğu sonucuna ulaşabiliriz.

Allah’ı ve Elçisi’ni incitmeye gelince;onları akıbetlerinin ne olacağı açık-seçik

belirtilmektedir.

Allah Elçisi,yalnız sağken değil,vefatından sonra da incitilebilir.Bu,onun süne-

tine,risaletine uymamak,ihmal ya da ihanet etmekle olur.Allah bizleri bu korkunç hatadan/

zulümden korusun!
*
“Sen ey Peygamber!Eşlerine,kızlarına(bütün)mü’minlerin hanımlarına(toplum

içine çıktıklarında)üzerlerine(tesettürü tam sağlayan)giysilerini almalarını söyle!Bu onların

(mü’min ve saygın)kadınlar olarak tanınmaları ve rahatsız edilmemeleri için daha uygundur.

Ve Allah zaten tarifsiz bir bağış,eşsiz bir merhamet kaynağıdır.”

Ahzab(106);Âyet:59
Nûr/31.âyet,tesettürün kişisel boyutunu düzenlerken,bu âyet toplumsal boyutunu- gerekçeleri ile-düzenlemektedir.(Mü’minelerin birer saygın hanım olmaları ve rahatsız edilmemelerinin sağlanması.)

*
“Şu kesin ki,eğer ikiyüzlüler(münafıklar),kalplerinde hastalık bulunanlar ve

şehirde yalan haber(ler)yayarak ortalığı karıştıranlar(huzuru,dengeyi bozan ahlâksızlar)

buna bir son vermezlerse,seni onların üzerine öyle bir salarız ki,sonra kısa bir süre dışında sana

komşu olarak bile orada kalamazlar.”

“Allah’ın rahmetinden dışlanmış olarak göze kestirilen her yerde enselenip kesin-

kes öldürülürler.”

“Allah’ın daha öncekiler için geçerli olan uygulaması(yasası/sünneti)budur.Ve

sen Allah’ın sünnetinde hiçbir değişiklik bulamazsın!”

Ahzab(106);Âyet;60,61,62



Toplumun huzurunu/dengelerini bozan hasta ruhlu,ikiyüzlü,kavgacı,terörist

tiplerin toplumun selameti açısından saf dışı bırakılmalarından daha doğal ve gerekli bir

uygulama düşünülebilir mi?(Onların eğitilerek,ıslâh evlerinde tedaviye tabi tutularak topluma

yeniden kazandırılmaları denemeleri çoğunlukla başarısızlıkla sonuçlanmakta,huylu huyundan

vaz geçmemektedir.)

*


Yüklə 1,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   32




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin