3 nolu alt komisyon tutanaklari iÇİndekiler



Yüklə 4,73 Mb.
səhifə69/72
tarix28.07.2018
ölçüsü4,73 Mb.
#61445
1   ...   64   65   66   67   68   69   70   71   72

  • Burada da ifade ediyor ki, biz, hayvan hakları savunucuları ve koruyucuları olarak karşınızda duran kişiler gerçekten çileli saha çalışanlarıdır efendim. Durumumuzun aslında aynı zamanda bizleri de çok ilgilendirdiği ve bir girdaba sürüklediğini gerçekten anlamanızı rica ediyoruz. Dolayısıyla, bu taslak metni hazırlayıp size ilaveten sunduk daha sonra istendiğinde.

  • Bir de bizim bir endişemiz var efendim, çok önemli bir endişedir Sayın Vekilim. Bazı milletvekillerinin ifadelerine göre hayvana tecavüz kesinlikle insanlarla eşdeğer olarak algılanamaz, henüz vatandaşlarımız buna hazır değil -ama anayasalar gelecek için tasarlanırlar- dolayısıyla, yükseltilmiş idari para cezasıyla cezalandıralım, parasını ödeyemeyene icra gider, parasını ödeyemediği takdirde hapse girsin. O zaman, bizim tarafımızdan şöyle algılanacak bu: Parası olan bu suçu işlesin, parası olmayan işlemesin, hapse girebilir. Bu algıya kesinlikle kapalıyız.

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ MEDAR ÇOBAN – Yeterince caydırıcı bir ceza değil.

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ MEHTAP ÖZER - Bir de şöyle bir şey var efendim: Biz şimdi devletimizle birlikte gerçekten her sokağa gönüllü olarak çok düzgün ve faydalı çalışan gruplar ve bireyleriz fakat bizim anayasal tabanda haklarımız, aynı zaman da bizim de… Dilsiz kulların ulakları olarak buradayız ama aynı zaman da bizim de haklarımıza tecavüz edilmiş olacak. Eğer haklar teslim edilmezse biz karşıt gruplara dönüşmüş olacağız çünkü biz kendimizi şu an bile zor tutuyoruz.

  • Bakın, Erdek’te beş tane zincirine bağlı köpeği pompalı tüfekle yeni öldürdüler dün. Harika Hanım, dün bütün gün komadaydı.

  • Bakınız, eğer anayasal tabanda haklarımız savunulmazsa biz bu adamlara bodoslama sopayla mı girişelim? Anlatabiliyor muyum ne demek istediğimi?

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ MEDAR ÇOBAN – Şu anki Yasa bizi suça teşvik ediyor.

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ MEHTAP ÖZER – Yani bizim gerçekten çok iyi anlaşılmamız gerekiyor.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) – Mesaj net şekilde alındı.

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ MEHTAP ÖZER – Çok teşekkür ederim.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) – Arkadaşlarımızın bir şeyi var mı?

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ SAİME HIZ – Ben sadece bir temennide bulunabilirim. Kesinlikle bir an evvel Kabahatler Kanunu suç olsun çünkü çok büyük suçlar işleniyor. Ben şahsen Hasköy’de oturuyorum. Hayvan hakları koruyucusu ve HAYİHAK’ın Ankara’daki temsilcisiyim ve sokaklardaki hayvanların durumu berbat, kesinlikle berbat. O yüzden, bir an evvel kanun çıksın. Asla merhem olmayacak yaralarımıza da en azından işlediği suçun karşılığını alacaklar.

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ MEHTAP ÖZER – Adaletimizi ararız hiç olmazsa.

  • Çok teşekkür ederiz efendim.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) – Buyurun Atilla Bey.

  • ATİLLA KART (Konya) – Tabii, çalışmalarınız gerçekten takdire şayan. Bunlar, tamamen özveriyle, sorumluluk duygusuyla yapılan çalışmalar. Ben onun için öncelikle teşekkür ediyorum ve çok net olarak, çok somut olarak da talebinizi dile getirmişsiniz. Bu noktada bize ciddi bir katkı sağlamış durumdasınız. Bunu mutlaka göz önüne alacağız. Bundan emin olmanızı istiyoruz.

  • Teşekkür ederim.

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ MEHTAP ÖZER – Çok teşekkür ederiz efendim.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) – Değerli arkadaşlar, Hocam İsmet Sungur Bey, Hayvan Hakları kitabının yazarı, çok değerli –bilmiyorum, elinizde yoksa alın- o dünyada hayvan hakları gelişimini, Türkiye’de, Osmanlı’da… İstanbul Hukuk Fakültesindeydi, Allah rahmet eylesin, iki sene evvel kaybettik. Hayvan hakları konusunda tek eser sahibi ve otorite. Allah nur içinde yatırsın. Onu hatırladım ister istemez. Biz çalışmalarımızda -Alman Anayasası’nın zannediyorum, 16’ncı veya 21’inci maddesidir, yeni, iki sene evvel Almanlar kabul etti- görüşlerinizden yararlanacağız. Temenni ediyorum, Ceza Kanunu’nu düzenlemek bizim işimiz değil ama temel normda, Anayasa’da hayvan hakkı…

  • Bir soru soracağım, bilginiz var mı? Tür olarak dünyada bilenen kaç tür hayvan var aşağı yukarı?

  • HAYVAN HAKLARI İÇİN BİRLEŞİM HAREKETİ TEMSİLCİSİ MEHTAP ÖZER – Gerçekten bilmiyorum.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) – Geldiğiniz için teşekkür ederiz.



  • Kapanma Saati: 11. 38



  • ÜÇÜNCÜ OTURUM

  • Açılma Saati: 14.02

  • -----0-----

  • BAŞKAN – Toplantıyı açıyorum.

  • Birlik Vakfının değerli temsilcilerine “Hoş geldiniz.” diyoruz. İnşallah, Anayasa havuzuna akacak irade kurucu irade olarak temel Anayasa normunda hak ettiği yeri alır.

  • Şu anda Anayasa Uzlaşma Komisyonu 3 nolu Alt Komisyonundayız. Sizleri dört parti olarak dinliyoruz. İç hukukumuza göre bu dinleme mümkün, çünkü tamamen nötr durumdayız. Sizler iradeyi havuza akıtıyorsunuz, bizler dinliyoruz. Cumhuriyet Halk Partisinden Atilla Kart, Milliyetçi Hareket Partisinden Oktay Öztürk, Barış ve Demokrasi Partisinden Altan Tan ve ben Adalet ve Kalkınma Partisinden Ahmet İyimaya olarak sizleri dinliyoruz. Kırk dakika beyan süreniz var, bu süreyi isteğiniz temsilciler aracılığıyla veya herhangi biriniz kullanabilirsiniz. Son on dakika veya bir kısım dakikayı bize tahsis ederseniz belki beyanlarınız konusunda arkadaşlarımız ilave bilgiler sorabilirler veya bir açıklama, tavzih ve tefsir…

  • Buyurun.

  • BİRLİK VAKFI AV. İSMAİL KAHRAMAN – Efendim, heyetimiz adına sizleri saygıyla selamlıyoruz ve sizlere teşekkürlerimizi sunuyoruz, davet etme lütfunda bulundunuz.

  • Bizler Birlik Vakfı İstanbul Hukukçular Kulübü olarak 20 Aralıkta başlayan ve dört ay süren titiz bir çalıma yaptık, çeşitli ülkelerin anayasalarını inceledik, Başkanlık sistemiyle, parlamenter sistemle, monarşiyle, değişik sistemlerle idare edilen devletlere ait anayasaları inceledik. Neticede bir metin ortaya çıkardık, bu metni sizlere takdim ediyoruz. Elbette ki her eser gibi, her teşebbüs gibi, her ortaya konulan görüş gibi eksiklikler olacaktır ama mümkün mertebe biz Türkiye’mize uygun, yapısına, dokusuna, mazisine uygun, geleceğine de uygun bir metin hazırlamaya çalıştık.

  • Arkadaşlarımın isimleri sizlerde var, liste olarak mevcut. Ankara’dan da Ankara’da bulunan Millî Türk Talebe Birliğinden beri, 1966, 1963 hatta Hukuk Talebe Cemiyetinden beri arkadaşım olan Hüseyin Coşkun Bey’le -Birlik Vakfı Kurucular Kurulu üyesi, benden sonraki Mütevelli Heyet Başkanı- Birlik Vakfımızın Ankara Şube Başkanı Muhittin Bal Bey de o liste yanında Ankara’daki arkadaşlarımız olarak katıldılar.

  • Efendim, bu 12 Haziran 2011 seçimleri Meclisimizin, 24’üncü Dönemin fiilen kurucu Meclis hüviyetini almasına vesile oldu. Zira bütün partiler seçim beyannamelerinde Türkiye’mizin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu noktasında beyanda bulundular, programlarına aldılar ve bunu ifade ettiler.

  • Bizim hazırlamış olduğumuz bu metinde göreceksiniz -zaten kitap hâlinde sizlere arz ettik- Başkanlık sistemi esas olarak alınmıştır. Yaptığımız incelemelerde, “Başlangıçtaki hangisi olsun?” diye olan görüşmelerimizde parlamenter sistem, yarı Başkanlık ya da Başkanlık gibi düşünce içindeydik, giderek Başkanlığın ülkemize çok faydalı olacağı kanaatine ulaştık ve bu ana eksen etrafında, ana omurgada bir anayasa oluşturduk. Mümkün mertebe eksik…

  • Bozkurt Yaşar Öztürk, Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekiliydi Arkadaşımız, Birlik Vakfı Eğitimciler Komisyonu Başkanıdır. Parlamenterler Birliği İstanbul şubesi Başkan Yardımcıdır, Orhan Demirtaş Bey Başkandır. Onların da saat dörtte Sayın Meclis Başkanımızla randevuları var, bu vesileyle geldiler grup olarak, Yaşar Bey’i de takdim etmiş oldum.

  • Bizim bu hazırlık sürecimizden sonra, son bir 20 Nisan tarihli değerlendirmemiz var, orada cevap veren zevatla, bizim akademisyenlerle, ana liderlerle yaptığımız bir toplantı grubuydu, onu da ekledik.

  • Dediğim gibi insanı önceleyen, insan hak ve hürriyetlerini, adaleti, hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi hedefleyen, millî iradeyi egemen kılan, gerçek manada kuvvetler ayrılığını esas alan ve Başkanlık sistemini öngören bir anayasa hazırladık. Malumâliniz, kuvvetler ayrılığı sistemi sert de olabiliyor, yumuşak da olabiliyor, bizdeki tam bir kuvvetler ayrılığı sistemi olsun istedik. Her organın yasama, yürütme yargının kendisinin hür, müstakil, hareket edebilir kabiliyette olmasını öngördük.

  • Yürütmemizin başında başkan var ve başkan yasama organından bağımsız bir şekilde yürütmeyi yüklendi ve bu noktada, Amerika sistemiyle diğer Başkanlık sistemi tatbik edilen ülkelerle Türkiye şartlarını göz önüne aldık. Bu Hükûmet sisteminde, bu sistemde hükûmet yok, Bakanlar Kurulu yok ve başbakan yok, bunun yerine başkanın tayin ettiği kişiler var. Tabii, o kişilerin Meclisçe kabulü hâlinde Bakanlık görevleri oluyor ve eğer Meclis kabul etmezse başkan yeni bir ismi bildirmek durumunda oluyor.

  • Başkanlık sisteminin avantajları: İstikrar var, sabit bir görev süresi olan devlet başkanı her an değişebilecek bir başbakana kıyasla daha istikrarlı bir ortam temin edebilir. Yürütme organını temsil eden başkanın yasama organını feshetme yetkisi olmadığı gibi, ki bu büyük farklılıktır, muvaffak olamayan Güney Amerika ülkelerindeki başkanlıklarda böyle bir yetki onlarda var, bu yetkiyi biz vermiyoruz ve güvensizlik vererek başkanı düşürme de yasamanın elinde değildir, Meclisin elinde değildir. Meclisin başkan hakkında yapabilecek olduğu vatana ihanet suçlamasıyla belli nisaplarda kendisini Yüce Divana vermedir. Ama onun dışında, başkan Meclis müzakerelerine katılamaz, kanun teklifleri veremez, bütçeyi hazırlar, gönderir ama bütçenin yapımı, tasdiki, tanzimi doğrudan doğruya Meclise aittir. Meclisin kabul ettiği kanunları veto etme yetkisi vardır, fakat Meclis tekrar toplantıda bunu yeniden üçte 2‘yle kabul ederse o takdirde kanunlaşır.

  • Dediğim gibi sert kuvvetler ayrılığı ve hızlı karar mekanizmasının varlığı bu Başkanlık sisteminin avantajıdır. Gecikmede bürokrasinin meydana getirdiği tıkanıklıklar böylece ortadan kalkmış olur. “Ne zaman bu yürürlüğe girebilir?” düşüncesiyle bizde bazı geçici maddelerle geçişi kolaylaştırmak için gereken hususları göz önüne aldık.

  • Dışarıda, Amerika’da çift meclis var, malumâliniz Senato ve Temsilciler Meclisi, ikisinin toplamına malum “kongre” diyorlar, 435 üyeli meclisle temsilciler meclisiyle 100 üyeli Senato. Bizdeki sistemde yasamadaki meclis yapısında böyle bir ikilik mevzubahis değil, bunun yerine milletvekili sayısında bir düşme var, 550 değil, 500 olarak düşünüyoruz ve bunun 400 tanesini dar bölge esası üzerine ve ön seçimli olarak düşünüyoruz. 100 tanesini de Türkiye milletvekilliği olarak daha önce gündeme gelmişti, epey görüşülmüştü, bu 100 tanenin her partinin, aldığı reye bakılarak yüzde 1 ve üstü rey alanların bu kontenjan içinde milletvekili gönderme hakkı var. Böylece yüzde 2 alan bir parti, diyelim A partisi, 2 milletvekili olacak, B partisi yüzde 8 almış, 8 olacak.

  • Yalnız bir farklılık var, bizim öngördüğümüzde milletvekili olabilmek için ilkokul tahsili var ve yirmi beş değil, otuz yaş var ama bu Türkiye milletvekilliği ya da kontenjan milletvekillerinin kırk yaşında olması ve dört yıllık yükseköğrenim görmesi var. Bir yerde 1961’in getirdiği senatodaki o hava oluyor, Meclise belli bir yükseklik kazandırıyor. Bu Başkanlık sistemine geçişin Türkiye’de kolaylaştırılması noktasında çift meclis, eyalet sistemi bu geçişi zorlaştıran hadisedir. O yüzden, eyalet sistemi yoktur, mevcut vilayetler yine devam etmektedir. Dediğim gibi, daha önceden başta arz ettiğim gibi böylesine bir düşünceyi göz önüne almadık, Türkiye’ye uygun hâle getirmek istedik.

  • Anayasa’mız, Anayasa taslağımız seksen beş madde. İnşallah yeni anayasamız olur, yardımlarınızla tabii. Bazıları “Anayasa’yı yapacağız, artık halk kendi anayasasını yapacak.” diyor. Bu bir realite değil, temenni tabii. Meclisi sizler yapacaksınız, Meclisimiz yapacak ve inşallah şu güzel havada olduğu gibi topyekûn birlikte bu çıkacak ve eseriniz olacak ve tarihî bir görev olmuş olacak 24’üncü Dönem, görülecek inşallah, bu temennimi başlangıçta da ifade etmiş olayım.

  • Genel esaslar dokuz maddedir. Ondan otuz yediye kadar temel hak ve hürriyetler, üçüncü kısımda devletin temel organları var, dördüncü kısımda mali ve ekonomik hükümler, 82 ve 85 ve beş madde de geçici madde var. Başlangıçta bizler “Adalet, hürriyet, hukukun üstünlüğü, eşitlik, insan hakları, demokrasi, manevi ve millî değerlere bağlı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak yüce Yaradan’ın devletimizi sonsuza kadar koruması dileğiyle bu Anayasa’yı kabul ediyoruz.” diyoruz.

  • Şimdi, başlangıçta anayasalarda Allah’tan bahseder, Tanrı’dan bahseder.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) – Listesini vermişsiniz.

  • BİRLİK VAKFI AV. İSMAİL KAHRAMAN – Listesini ekledik efendim. Mesela orada dikkat buyuracağınız gibi İsviçre Anayasası “Kadiri mutlak Tanrı’nın yardımıyla…” İtalya, Finlandiya, İspanya, çok çeşitli, Almanya anayasalarında bahsedilir. Rahmetli oldu şimdi Şener Bey, Anayasa Komisyon Başkan Yardımcısıydı.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) - Ne kadar zaman oldu?

  • BİRLİK VAKFI AV. İSMAİL KAHRAMAN – Oldu, zannediyorum iki yıldan biraz az ama rahmetli oldu. Kendisine ben -Şener Bey, tabii, askerden arkadaşımız- dedim ki: “Neden bu konseyde Allah’tan bahseden anayasa olmadı? Niye korkuyorsunuz hem din dersini koyuyorsunuz.” Dedi ki: “Biz komisyon olarak koyduk –biliyorsunuz Komisyon Başkanı Orhan Aldıkaçtı’ydı, o ikinci başkandı- fakat konsey çıkardı, Allah’larından bulsunlar.” Yani neden Allah’tan bahseden bir hava olmasın ki? Hem bir yandan dinî anayasaların arasına girecek Anayasa yapıyorsunuz, 1982’i söylüyorum, 1961’i de söylüyorum hem de… Onun için burada yüce Yaradan’ın devletimizi sonsuza kadar koruması dileğiyle bu anayasayı kabul ediyoruz. Böylece başlangıcı çok uzun olan, yorumlara çok açık olan ve herkesin fil tarifi gibi değişik tarif ettiği bir anayasa yerine, başlangıca sadece bir cümleyle koyduk, bütün dünya devletlerinde çoğunluk böyledir.

  • Geçiyoruz devletin şekline, Türkiye devleti bir cumhuriyettir. Türkiye Cumhuriyeti hak ve adalette hukukun üstünlüğüne, insan haklarına ve demokrasiye bağlı bir devlettir.

  • Laiklik meselesi de, dünyada üç ülkede laiklik var Fransa, Küba ve Türkiye’de ve tarifi olmayan bir müessese olduğu için de herkes kendine göre tarif etmektedir. Kimine göre laiklik dine hürriyet verir, kimine göre laiklik ladinîliktir. Onun yerine burada çok muğlak ve tartışmalı kavramların Anayasa’da yer almaması gerektiği kanaatinde olduğumuz için taslağımızda laiklik ile ilgili düzenlemeye yer verilmemiştir, hele hele ülkemizin şartları göz önüne alındığında laiklik gibi muğlak ve tartışmalı bir husus Anayasa’da yer almamalıdır. Zira dünya devletleri arasında anayasalarında “laiklik” kavramına yer veren Fransa, Küba ve Türkiye olmak üzere sadece üç devlet vardır.

  • Yine laiklik hakkında beyanımız var. Fransa’daki Millî Eğitim Yasası’nda şöyle bir hüküm var, -Eğitimin Temel Esasları Prensipleri Kanunu’nda- şöyle tarif ediyor Fransa mevzuatı: Laiklik, kamu eğitimi, din, felsefe ve politika konularında devletin tarafsız olması demektir. Güzel bir tarih ki anavatanı laikliğin orasıdır ama hiç tarif koymadığımız için Türkiye’de maalesef sıkıntılar meydana getirmiştir. Bu yüzden Anayasa’da böyle bir kelimeyi, böyle bir hususu göz önüne almadık.

  • Yürütme yetkisi, dediğim gibi devlet başkanı eliyle kullanılır.

  • İnanç ve kanaat hürriyeti, herkes dinî inancında ve ibadetinde, vicdanında ve kanaatlerinde bir dünya görüşüne sahip olmakta ve bunları şahsen veya toplu olarak yaşamakta hürdür. Her ne sebep ve gayeyle olursa olsun kimse düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz, düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.

  • Eğitimde anadil, kılık, kıyafet, eğitim ve öğrenim hakkı, her türlü düzeydeki eğitim ve öğretim ve araştırma faaliyeti serbesttir. Kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.

  • Veli veya vasi çocuklarının eğitim ve öğretiminin kendi dinî ve felsefi inançlarına göre yapılmasını isteme hakkına sahiptir, veli veya vasi. Devlet bunun sağlanmasının gereğini yerine getirir. Kılık ve kıyafet ya da dinî semboller eğitim ve öğretim hakkından yararlanmayı engelleyecek şekilde yasaklanamaz. Bir yılı okul öncesi olmak üzere beş yıllık ilköğretim mecburidir. Devlet okullarında ilköğretim parasızdır. Eğitim ve öğretim dili Türkçedir. Türkçeden başka dillerde eğitim ve öğretim yapılmasıyla ilgili esaslar taraf olunan uluslararası anlaşmalara uygun olarak kanunla düzenlenir. Hiç kimse ana dilini öğrenme, öğretim ve kullanım hakkından mahrum bırakılamaz. Ana dilde eğitim resmî dilin öğrenilmesi ya da öğretilmesine engel oluşturamaz, bu hak millî birliğe ve ülke bütünlüğüne zarar verecek bir faaliyette bulunma hakkı verecek şekilde yorumlanamaz. Tabii, yine Türkiye’mizdeki ana meselelerden biridir. Dediğim gibi dört aylık çalışmada çok üzerinde durduğum hususlardan birisi de budur. Uyumu sağlayacak ve toplumdaki huzuru temin edecek tarzda bir neticeye ulaşalım diye böyle bir madde olarak dercettik.

  • Siyasi haklarda vatandaşlığı şöyle tarif ediyoruz: Anne veya babası Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı, kişilerle devlet arasında eşitlik temeli üzerinde şekillenen bağı ifade eder. Hiçbir vatandaş rızası olmadıkça bu haktan mahrum edilemez. Yabancılar vatandaşlığı kanunun gösterdiği şartlarda kazanılır.

  • Yasama, başta arz ettiğim gibi 500 milletvekilini öngörüyoruz ve 400’ü dar bölge ön seçim, 100’ü ise ülke genelindeki geçerli olanın yüzde 1’inin alanı siyasi partilerin. Yüksek Seçim Kuruluna verdikleri kontenjan listesine göre sıraya göre verilirler ve hiçbir il milletvekili olmadan, milletvekilsiz bırakılamaz. Ön seçim, dar bölge ve kontenjanla ilgili usul ve esaslar kanunla düzenlenir. Her dönemde Türkiye'nin sıkıntısı olan bu Ankara’dan liste meselesi hep üzüntü verici olmuştur ve bu anayasa, hazırladığımız metinde bilhassa milletvekillerinin güçlü olması, grup başkan vekillerine bakıp el kaldırıp indirmemesi olsun diye milletvekilleri çok güçlendirilmiştir. Amerika’da biliyorsunuz senatörler çok güçlüdür, ona benzer bir güçlülük milletvekillerinde vardır. Zira hükûmet olmadığı için meclisten, bakan olmadığı için milletvekili “Kendi partimin adamına ben nasıl gensoruda aleyhte rey veririm, araştırma ya da soruşturma açarım.” düşüncesinden kurtulmaktadır, denetimi tam olarak yapabilmektedir ve kendisini dar bölge olduğu için de topluma sevdirme durumundadır. Ön seçim ve dar bölge sistemiyle milletvekilleri kuvvetler ayrılığıyla meclis güçlendirilmektedir, hem milletvekilleri güçlendiriliyor hem de meclis güçlendirilmiş oluyor.

  • Yemini kısa yaptık. Kaçıncı defa yaptınız Ahmet Bey, Atilla Bey bilmiyorum adedini ama zannediyorum hiç aklınızda bir şey kalmadı. 1950’lerdeki seçimlerde şöyleydi: “Vatan ve milletin saadet ve selametine, milletin bilâ kaydu şart hâkimiyetine mugayir bir gaye gütmeyeceğime namusum ve şerefim üzerine ant içerim, yemin ederim.” Şimdi, biz de “Vatan ve milletin huzur ve refahı için çalışacağıma ve Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.” diyerek bu metni ekledik. Altına eklediğimiz bir şey daha var: “İnandığı kutsal kitap üzerine de yemin edebilir.” Kendi arzusuna bağlı.

  • Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkilerini 47’nci maddede ifade ettik, kanun koymak, değiştirmek, kaldırmak ve denetleme yapmak... İç Tüzük’üne göre oluşturulacak konusunda uzmanlaşmış komisyonlar görevlerinin yanı sıra, aynı zamanda devlet başkanı hariç yürütme görevlilerini çağırarak faaliyetlerle ilgili bilgi edinmek suretiyle yürütmeyi denetlerler, istediklerini. Yalnız başlarına çağıramıyorlar, zaten başkan da sadece Meclisin açılışındaki beyanında, konuşmasında, metinde “Ana prensiplerinde şunlar şunlar olsa iyi olur.” diyor, karışamıyor. Birbirine karışmayan bir hadise ve ayrıca kamu denetimi baş denetçisi aracılığıyla da bu denetleme yapılır. Bütçe kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek, kabul etmek, para basılmasına, borçlanmaya, silahlı kuvvet kullanılmasına izin vermek, savaş ilanına karar vermek, kendi iç tüzüğünü yapmak, özel af ilan etmek, kanun teklif etmek ve çalışma usullerini iç tüzükle düzenlemek görevlerindendir. Çıkardığı kanunların yürürlüğe girmesi devlet başkanının kararına bağlıdır, tasdikine. Devlet başkanıyla ters düşerse, o geriye çevirirse kanunu, o takdirde bu üçte 2’yle kabul edilirse artık başkanın veto hakkı ortadan kalkmış demektir ve kanunlar yürürlüğe girmiş olur ve dilediği konularda da halk oylamasına gider.

  • Devlet başkanının yürütme yetkisi: Yürütme yetkisi devlet başkanına aittir, yürütme organını tek başına temsil eder, devletin ve vatandaşların birliğini temsil eder, yetkilerini kullanırken sorumsuzdur, Meclise karşı siyasi sorumluluğu yoktur, vatana ihanet suçlaması hariç aldığı kararlardan dolayı düşürülemez ve görevden alınamaz. Meclisin üçte 2 çoğunlukla yapacağı suçlama neticesinde beşte 4’ünün kabulü ile Yüce Divana vatanına ihanetten yargılanır. Kararın Yüce Divana tesliminden itibaren başkanlık görevini başkan yardımcısı yürütür. Bakan adayı çıktı, A veya B, çıktığı tarihte çıktığı zaman “Benim başkan yardımcım da filandır.” diyecektir. Bugünkü sistemde biliyorsunuz, cumhurbaşkanı olmadığı zaman yerine Meclis Başkanı vekâlet ediyor. Burada başkan yardımcısı da var ve baştan bu biliniyor ve başkan yardımcısının yerine geçmesi sonucunda bir yanlışlık olabilir, değişiklikler olabilir, onun için altmış gün içinde de başkan ortadan kalkmışsa, yoksa, rahatsızsa veya mahkûm olmuşsa o takdirde altmış gün içinde başkan yardımcısı seçime götürmek durumundadır yani dönemi bitene kadar beklemek diye bir hadise yoktur.

  • 52’nci maddede görevleri var. Başkan yürütme yetkisini bizzat veya Meclisin tasdikiyle tayin ettiği bakanlar ve müsteşarlar aracığıyla kullanır.

  • AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Sekreterler” diyeceksin…

  • BİRLİK VAKFI AV. İSMAİL KAHRAMAN – Amerika’daki sekreterler ama bizde “sekreter” lafı biraz… Onun için “müsteşar” dedik. Bakanlar ve müsteşarlar başkanın emirlerini yerine getiren görevlilerdir, kendi başlarına davranamaz ve karar veremezler, sorumlulukları yalnız başkana karşıdır. Bakanlar ve müsteşarların sayısını ve görevlerini başkan belirler, başkanın bu görevlere uygun gördüğü isimler Meclisin tasdikinden sonra göreve başlayabilir. Bakanlar ve müsteşarları başkan istediği zaman azledebilir, azilde Meclis onayına gerek yoktur. Yüksek dereceli hâkimleri, genel müdür ve üstün yüksek dereceli memurları, valileri ve büyükelçileri başkan tayin eder, bu tayinler Meclisin onayına tabidir. Başkan başkomutandır, tayin, görevden alma ve azil yetkisine sahiptir. Kanun, tüzük, atama ve diğer hususların Resmî Gazete’de yayınlanması başkanın görevleri arasındadır. Uluslararası anlaşmaları başkan yapar, ancak Meclisin onayına tabidir. Genel müdür ve üstün yüksek dereceli memurların, valilerin ve büyükelçilerin görev süresi başkanın dönem süresiyle sınırlıdır. Bütçenin ve kesin hesap raporunun hazırlanması ve Meclise takdim yetkisi başkana aittir. Başkan Meclis çalışmalarına katılamaz, Meclisi feshedemez ve kanun teklifi veremez, bakanlar ve müsteşarlar da Meclis çalışmalarına katılamazlar. Ancak başkan Meclise mesaj gönderebilir, ihtiyacı olan kanunlar hususunda açıklama yapabilir. Başkanın bütçe kanunu dışında Mecliste kabul edilen tüm kanunları veto etmek yetkisi vardır, bütçe kanununu edemiyor. Başkanın sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle belirli kişilerin cezalarını hafifletme veya kaldırma yetkisi vardır. Başkanın maaş ve ödeneği bütçe kanunu ile tespit edilir ve burada bir diğer husus daha var. Milletvekillerinin ve diğer üst düzeydeki kişilerin maaşları başkan yardımcısının maaşını geçemez, başkanın maaşı ayrı olabilir de başkan yardımcısı bir ölçü olacak.

    Yüklə 4,73 Mb.

    Dostları ilə paylaş:
  • 1   ...   64   65   66   67   68   69   70   71   72




    Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
    rəhbərliyinə müraciət

    gir | qeydiyyatdan keç
        Ana səhifə


    yükləyin