42 yil öncesi



Yüklə 3,62 Mb.
səhifə17/38
tarix25.10.2017
ölçüsü3,62 Mb.
#12912
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   38

‘Mehdî bekleyen insân !’ Oldu Dünyâda ismi !

‘“Özümü kararttım ben affet !”’ Dedi o mâdem !

Hiçbir yerden inmedi ! Yalnız değişti Âdem !
AF !
Özünden kopmamaktan ibâret ‘“HANÎF DÎN”’i !

İhânet eden ! Fizik Arzda bulur kendini !

‘“Pişilecek, ateşte kalınıp çağlar boyu !”’

‘“Deri değiştirip”’ hep arınır insân soyu !

Siyah, kızıl, sarı ve beyaz derili mevcûd !

Çıkınca diğer renkler ! Şeffaf olacak vücûd !

Yılan gibi, insân ve Arz değiştirir deri !

‘Yedi çağ’ geçip bunlar ! Olur ALLAH’ın eri !

‘Dünyâ ! Donup taş olmuş ! Kış uykusunda yılan !

Uyanıp yutana dek ! Sen üstünde oyalan !’

Mevlânâ, Arz sırrını böyle az ve öz açtı !

Anlayan ! Semah yaptı ! Kalan ! Câmiye kaçtı !

Mûsâ’nın o yılanı ! Firavuna düşmandır !

Çıkma vakti, erilen veya ölünen andır !

Mesîh ! İbrânîcede ‘Meşih !’ Ve ‘Nahaş !’ Yılan !

Aynı sayı, ölünce senden çıkacak olan ! (358)

Ejderha resmi vardır bak ! Her eski mâbetde !

Ona ‘“Arzda en son gün çıkacak”’ fıtratın de !

‘“Arz yaratığı”’ onun Kur’anda öbür ismi !

Can toprak tenden çıkar ! O, Arzdan ! Şeffaf cismi !

Arapça ‘yeri tepen’ anlamındadır adı !

Yer çekimi işlemez ! Dimdik Âdem evlâdı !

Kitabda ona denir ‘“Kıyâmet terâzisi !”’

Çıkan canın tartılır bir anda tüm mâzisi !

‘“Ayırır inançlı ve inançsızı o derhâl !”’

Ona karâr verdirir ! İçinde olduğun hâl !

Daha da kötü olur ! Çıktığında kötü can !

Vicdânın baskısından ! Artık özgürdür o an !

Kafesten kaçan ! Koşar ise ormana nasıl !

Sevinçle vahşîleşir ! Çünkü hayvândı asıl !

Arap der : ‘Arapçada azab, tatlı kökünden !’

Ateşi bak ! Şeytana beden yaptı halk eden !

İyi çok daha iyi olur ölünce ! Niçin ?

Vicdânıyla yüz yüze ! Artık olduğu için !

HAK ‘“Günâhı misliyle iâde ederim”’ der !

İyiliğin misli yok ! ‘“Rahmet”’ sırf sevgi eder !

Dünyâyı bak ! ‘DNİA’ olarak yazar Arab !

Harflerini değiştir ! ‘“ADNİ !”’ ; İbranîce ‘“RAB !”’

Denî, Dünyâ ! Yedinci çağda olur cennet Arz !

‘“Sâlihlerdir vârisi !”’;‘“BİZ”’lerden olur bu tarz !

Şimdi beşinci ırkız ! Arz dördüncü devrede !

Şeffaflaşma başladı ! İlk dönüm noktası de !

Kova burcu ufukta ! Bu vizyon burcu ama,

Bir felâketten sonra ! Olacak bu sıçrama !

Olacak yedinci ırk ve Arz yeniden şeffaf !

İşte o zaman ancak ! Çıkacak ALLAH’tan af !

İNFÂZ !
Son ırkta “MEHDΔ olur ! Her ırkta sınıf geçen !

Ayrılacak ‘“Doğru yol”’ ile ‘“Yokuş”’u seçen !

Bir şey yanınca ! Duman ile çıkmakta ışık !

Her kömür arasında ! Marsık vardır karışık !

Dünyânın tembel kısmı, kopup dönüşür Ay’a !

Oraya gönderilir ! Son ırkta kalan yaya !

‘“Kıyâmet yaklaşınca ay yarılır”’ der âyet !

Ay’ın Arz ve insânla ilgisi açık gayet !

‘Merkür ve Ay götürür canı ! Güneş yargılar’ ;

Mars infâz eder ! Dünyâ mumyasını sargılar !

Şeffaf teni giydirip soyan da ! Yine Ay’dır !

Hem Cibril ! Hem Azrâil ! ‘“Çift boynuzlu”’ bir yaydır !

Çalışkan Mehdî olur ! Ve dünyâ, ‘“Arz cenneti !”’

Arzın kalmaz zerresi ! Ne de insânın eti !

Cennet meleği gibi, insânlar olmaz sırf sâf !

‘Ben’den ‘Fıtrî’ bilince ! ‘“Biz”’e geçerler saf saf !

‘“Meleği bile bir gün yargılayacağız”’ der !

Bu sözünde haklıdır çok şükür ! Aziz Peder !

GAYB ERENLERİ !
İnişi söyler Tevrât ! Çıkışı ise İncil !

Biri der: ‘Ben’ önemli ! Biri der: ‘Olma bencil’ !

Hiçbir şifreli harf yok ! Ne Tevrât ! Ne İncil’de !

Kur’an-ı en son kitab yapan şey ! İşte bu ! De !

‘“GAYB”’ın bütün sırları, bu kitabda saklıdır !

‘Gayb erenleri’ bilir ! Onlar HAKK’ın aklıdır !

‘“ALLAH gayb’ı açıklar seçtiğine !”’ Şimdi az !

‘“Gayb’ı kimseyle değil ! Herkes ile paylaşmaz !”’

ALLAH, ‘“En eskiler”’ ve ‘“Yakınlar”’ için dedi :

‘“Evvelce onlar çoktu ! Şimdi azdır adedi !”’

Üçüncü ırkın sonu ve dördüncünün başı,

Henüz şeffaftı ! Hem de ‘“Ulular”’dan dı aşı !

‘“Eskilerin eskisi”’ denir artık bunlara !

Beşinci ırkta az var ! Ama yok değil ! Ara !

Tevrât’ta insân, ‘“Adam !”’ Toprak ise ‘“ADAME !”’

Gel de sen şimdi Arza ! İnsân vücûdu deme !

Kuzey Kutbudur bil ki bizim dünyânın başı !

‘“Gayb erenleri”’ orda şimdi de ! Yapar aşı !

Kuzey ‘Kutbudur !’ Arzın tek emniyet supabı !

Fazla elektriği boşaltmak için kapı !

Arz, hayâtını borçlu ! ‘Kapı’ olan kutuba !

ÂLÎ, ‘“Kökü göklerde cennet ağacı Tuba !”’

‘“Yasak ağaç !”’ En yüksek HAK bilincimiz RAB’dır !

Can cennette melektir ! RABB’i ona serâbdır !

Melek mâsûm ve sâftır ! Ama bilmez kendini !

ALLAH’a çıkan tek yol ! ALLAH’ın ‘“FITRAT DÎNÎ !”’

Sâde hayâtta kalmak ! Can için değil amaç !

‘“Hayât ağacı”’ Arza naklolmadı ! Gözü aç !

Can kazanmalı önce ! Maddede ‘Ben’ bilinci !

İstiridyede hapis olmadan ! Çıkmaz inci !

Ben bilinci üstünde mevcûddur ‘“Rûh”’ bilinci !

Ona ‘“Cebrâil”’, diyor ! Taklit erbabı dînci !’

Rûhu RABB’e bağlayan tek köprü ! ‘“Sekîne”’dir !

İçi ‘“Hikmet”’ le dolu ! Eşsiz bir definedir !

Arz altı günde ! Âdem yedincide oldu halk !

Yedi ırk basamağı çıkarak ! ‘“Ayağa kalk !”’


SENTEZ !
Soyadın, ‘En sonuncu’ demek ! Kezban HATEMİ !

‘“Sonuncu ilk olacak”’ der Îsâ ! Düşün emi !

İlk tohum ve son tohum arası çizgi ağaç !

İki Âdem arası köprü dünyâ ! Gözü aç !

İşte bu yüzden ona ‘“Sırat köprüsü”’ derler !

Geçemeyenler onu ! Canlarıyla öderler !

Hügo diyor : ‘Halk etti HAK birinci Âdem’i !’

‘Ne zaman başlayacak ikincisinin demi ?’

Güzele âşık olmuş ! Notur damın kamburu !

Sökmeye çalışıyor ! Sırtından habîs uru !

Son Âdem giydirecek can her rûha ! ‘“Ses”’ ile !

‘“Ol dediği şey olur !”’ Bir kez geldi mi dile !

‘İşte bu ses’ ‘“İblîs’in bilemediği isim !”’

Tohum yoksa ! Hiçbir şey yaratamaz kör cisim !

‘“Dünyâda en çirkin ses merkebin sesidir”’ der !

‘“Yaratan ses”’i çıkar ! Demek istiyor ‘“PEDER !”’

‘“Cennette bak boş lâf yok !”’ Hep ‘“Selâm”’dan ibâret !

‘“Zekeriya susunca !”’ ‘“YAHYA doğdu !”’ Al ibret !

HAK der :‘“Taptığınız put, sinek bile yapamaz !”’

Bu put, hayvân canımız ! Âdem değil ! Bilen az !

‘“Yüce Meclis dopdolu !”’ Hiç boş olmaması farz !

Şeffaf erenle dolu ! Dünyâ olmayan her Arz !

Tevrât ona :‘“Çember”’ der ! Şekli uçan dâire !

Fizik bedense dikey ! Şimdilik vesâire !

Dâireye dönüşür ! Secde etse kendine !

Bu yüzden ! farz olarak namaz kondu her dîne !

‘“Gökte olan kimseler zikrederler !”’ Der âyet !

Kimse bilinçli varlık demek ! Bu açık gayet !

‘“HAKK’ın yarattığının çoğuna üstün insân !”’

Demek : ‘O kimselere !’ Fazlası oldu ihsân !

Her yerdeki şeytanı ! ERRAHMÂN kovdu ! Niye ?

Yoğunlaşıp ! Sırları unutabilsin diye !

‘“Yaklaştırılmıyor bak ! Şeytanlar hiç Burçlara !”’

Nedenini, onların yoğunluğunda ara !

‘“Zaten kâfirlerdendin sen !”’ Dedi ! ‘“Kovunca HAK !”’

‘“İblîs ! Önceki arzda yoğun kalan ‘“Cin !”’ Mutlak !

Bizim Arzda doğamaz ! Devri bittiği için !

Sızar omuriliğe ve beyne ! İçin için !

Her ırk sonu geçittir ! Kur’anda ‘“Berzah”’ denir !

Küçük ‘“Kıyâmet !”’ Sevap ve günâhla ödenir !

Altı devre bir maç var ! Yedinci devre final !

‘“Büyük kıyâmet”’dir O ! Çalış ! Kupayı sen al !

Mâsûm ! Ama bilinçsiz idi ilk iki ırk ! Bil !

ALLAH’ı seyretmekle ! Kul olmak değil kabil !

Son ırkı bekleme sen ! ‘“Arz Cenneti”’ hep açık !

Kalbindeki noktadan gir ! Soyut uzaya çık !

Tevrât’ta cennet : ‘“Ginet !”’ Yazar ; G, N, T, ile ! *

Üç tür harf hesabının baş harfi ! Keşfedile !

İşte cennet sırrı bu ! Sayın; Kezban HATEMİ !

‘“Bilinmeyeni !”’ ‘“Bilen !”’ Birine bırak ! Emi !

‘“KİTAB İLMİNİ”’ bilir bende-i ÂL-İ ABÂ !

Fakire, söz verir mi CEVİZOĞLU acaba ? *


M.H. ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA – 20.11.1998


* İbranicede : ‘GEMATRİA - NOTERİCON – TEMURA’

* Sayın HULKİ CEVİZOĞLU : Çok düzeyli T.V. programlarından

birinin sunucusu.
İKİ AŞK HİKÂYESİ !
I

‘“MERYEM ile GENÇ !”’


İncil, Îsâ ve Meryem için bir yalan düzdü !

Şöyle bir tezgâh kurup halkın kanını süzdü :

‘Tevrât der: ‘“Doğurdu bir ‘Almeh’ İmmanuel’i !”’

Bunu ‘Meryem’ ve ‘Îsâ ‘diye tefsir etmeli !

Zîrâ ‘Almeh’ ‘bâkire’ demek İbranîcede !

İmmanuel ALLAH’ın oğlu ! Ona ‘Îsâ’ de !’

Şimdi, ‘ALLAH üç’ diyen bu üç kağıtçıyı siz,

Uluğ’dan öğreniniz ! O konuşmaz belgesiz !

İmmanuel, peygamber İşaya’nın evlâdı,

‘ALLAH bizimle’ demek, anlamındadır adı !

Annesi ‘Almeh’ ; yani çocuksuz iken daha,

Evlât müjdesi alıp şükretmişti ALLAH’a !

Arapçada ‘Betûl’dur, almeh ! Böyle kadın az !

Çocuk yapmak dışında kocasına yaklaşmaz !

İncil’de Meryem’e der Cibril ‘“Ey seçkin kadın,

Müjde ! Mesîh annesi olacak senin adın !”’

‘Ey seçkin kız’ demiyor Meryem’e melek ! Niçin ?

Bekâret zarla değil, ârla olduğu için !

Hicâb utanma demek ! Asıl anlamı ‘Perde !’

Yırtılmadan kalmalı, hem dişide ! Hem erde !

Kur’an diyor :‘“Meryem’e RAHMÂN bir RÛH gönderdi !

Ve bu RÛH, her organı yerli yerinde erdi !”’

Meryem yıkanıyordu bu genç geldiği zaman !

Karşısında bir erkek görünce dedi ‘“Aman !”’

‘“Bana dokunma ! Zîrâ adandım ben RAHMÂN’a !

Hiç kimse el sürmeden temiz geldim bu ana !”’

Genç dedi : ‘“Ben RAHMÂN’dan gelen bir görevliyim !

Ben rûhum ! Zina yapmam ! Özüm ile evliyim !

Rûh HAK emridir ! Emre teslim olmaktır İslâm !

HAKK’a teslim olana, HAK eder ancak selâm !”’

Meryem dedi : ‘“Razıyım, olayım Rûha ana !”’

‘“Nakletti emâneti Cibril cinsel organa !”’

Ve ‘“Meryem sancılarla doğurdu evlâdını !”’

ÎSÂ MESÎH yani RÛH koydu onun adını !

‘“Rûh”’tur yer ve göklere ağır gelen emânet !

Âdem onu üstlenir ! Şeytan eder ihânet !

II

GÜNEBAKAN ile GÜNEŞ !


Kilise ressamına sipariş verip peder,

‘Meryem’e çiçek veren Cebrâil’i çizin’ der !

Bir düşünse ki çiçek ‘cinsel organ’a remiz !

Arı vasıtasıyla gebe kalır tertemiz !

Bu yüzden ‘“Vahiy verdik arıya”’ diyor âyet !

Bal aldığı çanağa nazik çıkar o gâyet !

Rûh, ‘Rih !‘ ‘Rih’, ‘rüzgâr !’ Demek ; taşır polen tozları !

Çiçeğin çanağına onları koyar arı !

Orgazm olmaz ! Âdet yok ! Teni kokar mis gibi !

Pis havayı temizler ! Zîrâ iffet sâhibi !

‘“Cennet”’ gibi, altından içer tertemiz suyu !

Arzın merkezindedir Rûhu ! Vardır sağduyu !

Yeşerip çiçek açar bahar gelince ! Niçin ?

Velinimeti HIZIR İLYAS olduğu için !

Çiçeklerden en güzel, ‘gül !’ Ama en ilginci ,

‘Günebakan’dır ! Zîrâ var ‘“HANÎF DÎN”’ bilinci :

Üreme organını göstermez nâmahreme !

Yalnız nûr girebilir ! Bu mukaddes hareme !

Bulanmamıştır asla şehvet denilen kire !

‘“Meryem gibi ırzını korur !”’ Gerçek bâkire !

Çanak yapraklarını açar doğarken güneş !

Cuma namazı vakti gerdeğe giren bir eş !

‘“Gözünü, Hûri gibi, kocasından ayırmaz !”’

Ona döner yüzü hep ! ‘“Kılar dosdoğru namazı !”’

Şems nerde ! Yüzü orda ! Tam Mevlevî dedesi !

İçinden gelir şemsi tutup secde edesi !

Çanağını dönerken sessizce yapar zikir !

Dönüşün çıkardığı sesi eylesen fikir !

Çanağına boşalan nûr, yağ olur özünde !

Işık olur yanan yağ, her kandilin gözünde !

Günebakan, Kur’anda ‘“Kutsal zeytin ağacı !”’

Kendi Rûhundan gebe kalamamak ne acı !

Güneş batınca, çanak yapraklarını örter !

‘Tesettür’e ihânet, ona ölümden beter !

‘“Örtüsüne bürünen”’ olur ! MUHAMMED gibi !

Zîrâ ‘“Yer ve göklerin nûru”’ onun sâhibi !

Geceleyin varsa da gökte Ay’ın ışığı !

Nûru ancak aslından alır ! HAKK’ın âşığı !

Tam teheccüd namazı :! Ayakta bütün gece !

Tespih çeker zevcinin ismini ! Hece hece !

İftarsız oruç tutar ! Tazeleyerek niyet !

Ağlar onun haline Romeo ile Jülyet !

Gözünü kırpmaz ! Sabâh ezânında hep aklı !

‘Gaflet uykusu ölüm’ der müezzin ! Çok haklı !

Nihâyet şems doğup der : ‘Bükme artık boynunu !

Seni özledim ! Senden daha çok ! Aç koynunu’ !

Güneş ve Günebakan ile o genç ve Meryem,

ÂLÎ ile FÂTMA’dır ! Sana bir sır söyleyem !


M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA – 1998


İKİ BEN !
Dış ben, beyin merkezli kişisel bilincimiz !

İç ben, gönül merkezli ! HAK denilen incimiz !

Dış ben can ! O ölümlü ! İç ben rûh ! O ölümsüz !

‘“Âdem’e üflenen O !”’ Secde et ! Ölme öksüz !

‘“Rûh !”’ İlk baba ve anan ! ‘“RAB”’ olmak O’nun ünü !

‘Can !’ Şimdiki baba ve ananın bir ürünü !

Toprak, su, hava, ateş : katı, sıvı, gaz, esîr !

Bu haça, çivili can ! Dört cin elinde esir !

Kurtulur ! Îsâ gibi, ‘“Ölmeden İlyas derse !”’

Vicdândan seslenen O ÂLÎ’ye ! ‘“Evet !”’ Derse !

Her ‘“Evet !”’ Hak namazın bir rekâtına eşit !

‘Rûha andını’ sınar, şeytanı ! Çeşit çeşit !

‘“Safları sıklaştırmak”’ şıkkını ! Her kim seçer !

‘“Âdem”’olup rûhunun ışık safına geçer !

Vicdânına uymazsa yâni ! Bozulur akit !

Tazeler aptesini ! Namaz kılıp beş vakit !

Vicdânının sesine hiç uymamış can ise,

Zerre zerre dağılır Ay’da ! Korkunç hâdise !

Can, rûhtan inip dondu ! Bulmak için kendini !

Rûha sâf ve bilinçli dönmek ! ‘“Yaratım dini !”’

‘İç içe iki ben var !’ Diyen Yunus’u anın !

‘Hayât’ denen şu ölüm uykusundan uyanın !


M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA- 08.04.2001


İKİ ....İZİM !


Sayısız düzen vardır ! Son sesleri hep ! ‘...izim !’

İki tanesi hariç ! Hiçbiri değil bizim : !

Biri dünyâ, diğeri, Ahret devletinde farz !

MUSTAFA KEMÂLİZİM ! MUHAMMED İSLÂMİZİM !


M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA – 2001


İKİ KUTUB !
Meleklerin ihlâsı Âdem ile sınandı !

İblîs RAHMÂN’a değil de ALLAH’a inandı !

ALLAH iblîste de var, ama RAHMÂN Âdemde !

Âdem’ini bul, kurtul ! Budur nefsinin andı !


İki nevi Âdem var, biri dışın da Kutup !

Eli ALLAH’ın eli ! Yüksel bu ipi tutup !

Öbür Âdem sendeki HAKK’ın fıtratı ! RAHMÂN !

‘“O halk edip öğretti seni, Kur’an okutup !”’


Yâni HAK daha senin yaratımında mevcûd !

Zîrâ ondan emânet şu üstündeki vücûd !

‘“İbrâhim gibi sen de batanları sevmem”’ de !

Hiç batmayanı bul da ! Sen kendine et sücûd !


‘“İblîs HAKK’ı zikredip onu överken her an !”’

Neden İblîse değil, ‘“Arşa inmiştir RAHMÂN ?”’

Çünkü maddeye sızmış ateştir canın aslı !

‘“Arş ise su üstünde !”’ Yâni ateşe düşman !


‘“Suda bulduğu oldu Firavunun düşmanı !”’

‘“Su boğdu onu !”’ Suyun ateşe yok amanı !

Ama Mûsâ’nın balçık tenindeki HAK ateş ,

Yakmaz İbrâhim ile adaşı Brahman’ı !


‘“Bir kutbun adresini Mûsâ RAHMÂN’dan aldı !”’

KUTUB, HAK gibi, bildi her şeyi ! Şaştı kaldı !

Kutbun değil de, kendi kimliğini öğrendi !

Özünden aldığını satan o bir bakkaldı !


Dış kutub pâk bir canı ceryanına bandırır !

Şoklayıp içindeki kutbunu uyandırır !

Dış kutub Arş, iç kutub onun ‘“Kürsî”’si olur !

‘“Sekîne kâlbe iner”’ âyetini andırır !


ALLAH Kur’anda diyor : ‘“Ben hem dışım, hem de iç !”’

Hem çember, hem merkezden öyleyse kalma hariç !

Kutub eksen demektir ! Âlemi O döndürür !

Eksen ‘Elif !’ Yâni, ‘BİR !’ Nokta, ‘Sıfır !’ Yâni, ‘Hiç !’


ÂLÎ nice kez geldi ! Yezîdi seçti ümmet !

Onu seçemedikçe, hayâl ona selâmet !

‘“B”’ çizgi ve noktadır ! Dış kutub ve İç kutub !

Çizgi de iki nokta ! Hep ÂLÎ’ye alâmet !


M.H. ULUĞ KIZILKEÇİLİ

İZMİR – 14.10.1998


İKİ SÖZLEŞME !
Tevrât’ın öbür adı ‘“Eski sözleşme !”’ Niçin ?

‘“RABB’e verilen ilk söz !”’ Demek de ! Onun için !

Sonra ‘“Yeni sözleşme !”’ İncilin öbür adı !

Sözleşmeni yenile RAB’le ! Bırak inadı !

Bu sözleşme kim ile olacak ? Hem de nasıl ?

‘Olmak veyâ olmamak !’ mesele budur asıl !

Son kitab’ın öteki ismi bak ‘“Ezelî söz !”’

Zîrâ ana konusu bizdeki ‘“Ebedî öz !”’

‘“Ezelî söz”’, Kur’anda rûh ! Tevrâtta, ‘“İlk Âdem !”’

‘“ALLAH’ın habibinin inme nedeni !”’ Mâdem ! (245)

‘“Eski sözleşme”’ ise ! ‘“Velînin inme vakti !”’ (659)

‘“Kitab ilmi sâhibi”’ ile yenile akti !

‘“Yeni sözleşmeye”’ bak ! ‘“ O’dur yüzün iç yüzü !”’ (100)

‘“Senin ölmeyen yüzün”’ yâni ! O’na aç gözü ! (100)

HAK, ‘“RESÛL’e söz veren ! ALLAH’a söz verdi”’ der ! (1753)

‘“ALLAH’ın halifesi”’ olur o ! Bilen ender :

ALLAH’a teslim oldu ! Zîrâ o şeytan bile !

Halifeyi reddedip kovuldu ! Fikredile !

Sözünü tutmayanın, çıktığı zaman özü,

‘“Secdeye çağırılır !”’ Yapamaz ! Kördür gözü ! (1038)

‘“Azrail”’ ‘“Sessiz şimşek !”’ Kişiye özel çakar ! (747)

Ölmez isen erersin ! ‘“ RABB’in bedenden çıkar !”’ (747)

‘“Miraç gecesidir”’ bu ! ‘“Seni karşılar RAHMÂN !”’ (745)

‘HACI BEKTAŞ’ diyerek, öpersin yeri o an ! (745)

Çünkü O’dur ! ‘“ALLAH’a perde olan ilk Âdem !”’ (345)

‘“ALLAH’ın ikramına yüzü lâyıktır”’ mâdem ! (345)

Görülür ‘“yorumlansa eğer bak ÂLÎ sözü !”’ (1978)

‘“Kişiye âit olan RAB sözünün iç yüzü !”’ (1978)

‘“ALLAH’ın fıtratı”’ o ! ‘“RABB’in değil miyim”’ der ! (755)

“ADI TOPRAK BABASI !” ‘“Kur’an-ı kerim”’ eder ! (755)

Ölmeden önce ölmek sırrı o !‘“Ecel vakti !”’ (311)

‘“İç âlem !”’ O ! ‘“Ol emri !”’ Der ‘“Yenile sen akti !”’ (311)

‘“Îsâ’ya benzer”’ ‘“burda tekrâr edin ilk sözü”’ (457)

‘“Kâlbden kalbe”’ geçerek, bulun kâlbdeki özü ! (457)

O HAZRET-İ MUHAMMED MUSTAFA Yüce Kutup ! (1729)

ALLAH’ın boyasına boyan ! Elini tutup ! (1729)

‘“ALLAH’tan başka ALLAH yok !”’ Demek İslâm dini ! (347)

‘“HAKK’ın şahane yüzü !”’ Gör içinde kendini ! (347)

‘“Yıldızların yeridir !”’ Kara delik ! HAKK’ın andı ! (347)

‘“ALLAH sâfının ismi !”’ ‘“Siyah rûh !”’ Pisler yandı ! (347)

“ÂLΔdir hem ‘“On dokuz !”’ Hem ‘“Süleyman’ın tahtı”’ (1591)

‘“İzzet’in huzurunda ona yenile ahdi !”’


M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ÇEŞME- İZMİR, 18.08.2000

“İKİ YEDİ !”
‘“EY MUHAMMED; BİZ SANA

İKİ YEDİYİ VERDİK ! HAMDET”’

HAZRET-İ KUR’AN
Her beytim on dört hece ! Tam kafiye mesnevi !

Kur’an’ın iç yüzünü açıklar ! Yedi nevi !

‘“İki yedi”’den gelme besbelli ! Bu mesajlar !

İyi oku ! Sana bu ölüm kalım ödevi !


Kendini bul ölmeden ! Sen kendindekini bul !

Ateşten başka bir şey ! Kabuğu etmez kabûl !

Cildin yandıkça ! Seni tekrâr ciltler ‘“Zebânî !”’

Deri değiştirse de ! Yılan değildir makbûl !


Tevrât ‘“Cennette yılan Havvâ’yı aldattı”’ der !

Sürüngeni dost tutan ! Sürünmek ile öder !

Can, firavun yılanı ! Rûh, Mûsâ’nın ejderi !

Ejder, canı yutunca, kalır Sîna’daki er !


Sîna ! ‘Sîn’ dağı demek ! ‘“SÎN !”’ ‘“MUHAMMED”’in ismi !

O makama çıkanın, nûr olur bütün cismi !

Ve o nûrun içinde ! Kendi ‘özünü’ görür !

‘“NÛR ÜSTÜ NÛR”’ işte bu ! ÂLÎ’ ye benzer resmi !


HAK, T H sûresinde and içer ‘“T H”’ ile !

TÂ HÂ ! HAKK’a en yakın tâhir olan âile !

On dört mâsûmdur RESÛL, FÂTMA, ON İKİ İMÂM !

‘“Sürçen Âdem”’e dedi HAK, ‘“Bunlardan af dile !”’


Âyet der: ‘“Her şey fânî ! ALLAH’ın yüzü bâkî !”’

‘“Bu yüze yüzünü dön”’ sen namazda illâki !

Yüz, arapçada veçhe ! Ve ‘Veçhe !’ ‘On dört’ eder !

Bu tâhir âiledir ‘“Tâhir şarab”’ ve sâki !

‘“İblîse secde emri verir RAHMÂN !”’ ‘“Yedi kez !”’

‘On dört’ secde sûresi var ! Yorumlasın herkez !

Tevrât ! HAKK’a “’Alhim”’ der ! Yâni üç,bir,beş,bir,dört !

‘Pi’ gibi ! ‘On dört’ eder ! TÂ HÂ ! Çember ve merkez !


Tam bir dâire olur ! Ay bak iki yedide !

Dâire Arapça beş ! Sen ona ‘EHLİBEYT’ de !

‘Kaş’ denen ‘“İki yayın !”’ Yüzde simgesi olmuş !

“Rastladı RESÛL Ayda !” ‘“Âdem”’ denen şâhide !

Tekrârsız, ‘on dört tane !’ ‘Şifreli harf’ adedi !

ALLAH bunlar hakkında ! ‘“İki yedi”’ler dedi !

Şifreli harf toplamı ise tam ‘Yetmiş yedi !’

‘HÛ ALLAH’ ile eşit ! Yâni bunlar ebedî !


Yetmiş yedi ! Aynada yansıması yedinin !

On dört ! Erkek ve dişi yedi ereni dînin !

Yedi çarpı yedi ! Her yedi ana renkteki ,

Yedi alt renk ! Rûh ekle ! ‘“Elli bin yılı”’ edin !

‘“Altı günde halk oldu !”’ ‘“Bütün madde âlemi !”’

Madde ! Çok dilde anne ! Rastlantı deme emi !

Birden altıya kadar topla ! Üç çarpı yedi !

Kadının, yirmi bir gün âdetsiz olan demi !


Fâtiha da inmiştir ! Yirmi bir harfle sâde !

Yedi âyet : doğuma en az yedi ay vâde !

Yediye kadar topla ! Yine dört çarpı yedi !

Bu sûreye ! HAK gibi ! ‘“Kitabın annesi”’ de !


HAK, RESÛL’e ! ‘“Sen İki Yedi Aldın !”’ ‘“Sevin !”’der !

FÂTMA’dır ! ‘“Ana kitab !”’ ‘“Azra”’ya ‘“Selâm”’ gönder !

O kitabın babası ! “İlmin kapısı” ÂLÎ !

Zîrâ ‘“T H”’ toplamı ! Tam ‘“İki yedi”’ eder !


‘Hendek’te kurtaran kim ? İslâm’ın onurunu !

‘Uhut’ta söndürtmeyen kim ? Nebilik nûrunu !

Hicrette ! MUHAMMED’in yatağına kim yattı ?

RESÛL kim için dedi ? “O, MÛSÂ’nın HÂRUN’u !”


HASAN, HÜSEYN ! Hârun’un iki oğlunun adı !

Hârun’dan maksat ÂLÎ ! Bunda şüphe kalmadı !

‘“Mûsâ Hârun’u ister !”’ Bak TÂ HÂ sûresinde !

Mûsâ’dan kast kim ? Söyle ! Bırak artık inâdı !


Dokuza kadar topla ! Bak ‘kırk beş !’ Yâni Âdem !

Beş, ‘“HÛ”’ demek ! ‘Û’ yalnız okutucu harf mâdem ! *

TÂ HÂ : dokuz artı beş ! Âdemde saklı ALLAH !

Âdem’se ! Sende saklı ! ‘“Secde et !”’ Ezel bu dem !


M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

İZMİR- 14.10.1998

*HÛ – U = H = 5
İKİ YEMİN !
A : ‘“EZEL ANDI !”’
‘“ALLAH, MUHAMMED için her nebîden aldı söz !”’

Demek ki o ! Her zaman ! Her yerde ! Olan ilk öz !

Zâten “Âdem çamurken o ben peygamberdim” der !

Ümmetiydi ! Doğmadan her insân ! Bilen ender :

MUHAMMED “önce benim nûrum yaratıldı !” Der !

Ondan fışkıran herkes ‘anne’ borcunu öder !

“BEN ve ÂLÎ BİR NÛRUZ !” Diye RESÛL buyurdu :

‘“Ezel andı”’nda, ‘Baba’ hakkını da duyurdu !

Titreşim sırasıyla ! Her ‘sâbit öz’ uyandı !

‘“ALLAH’ın fıtratına baş koyup içti andı !”’

İlk Âdem’e böyle secde edildi ilk kez !

‘“Arzda da uyacağız biz size”’dedi herkez !

‘“HAK ve hâcer-ül esved ÂLÎ !”’ Şâhit bu söze :

MUHAMMED ÂLÎ girdi ! ‘“Fıtrat”’ olarak öze !

‘“İlk Âdem’le sözleşme”’ şartı konuldu dine !

Şeytandan istemedi ‘“Secde”’ ALLAH kendine !


B : ‘“DÜNYÂ ANDI !”’
Arzda da ! Unuttuğu andı içmeli kişi !

‘“RABB’ime teslim oldum !”’ Demekle bitmez işi !

Bak ! Elini tutup halk ! RESÛL’e etti yemin !

‘“HAK dedi benimkiydi o el !”’ Olunuz emin !

‘“Bir güç aktı o elden inançlının kâlbine !”’

Mîrâç yapmak isteyen ! ‘“Sekine”’sine bine !

O vakit ‘“Ol”’ dediği olur ! Diyebilir ‘“Kün !”’

‘“ALLAH’ın rızası”’nı kazanmak ! ‘“Söz”’le mümkün !

‘“ALLAH’ın dini fıtrat !”’ ‘“Başka bir din arama !”’

‘“HÂNİF DİN O !”’ ‘“Ümmetin pek çoğu bilmez ama !”’

‘“İBRAHİM DİNİNE GİR”’ der HAK ! ‘“RESÛL’e bile !”’

Yâni O da bağlanır HAKK’a ! ‘“Fıtrat”’ı ile !

‘“Kimseyi RAB edinme emri var !”’ Bu nedenle !

Vücûd alan bir değil ! Vücûdu halk edenle !

‘“Salât ile anarken RESÛL’ü ALLAH bile !”’


Yüklə 3,62 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin