42 yil öncesi



Yüklə 3,62 Mb.
səhifə18/38
tarix25.10.2017
ölçüsü3,62 Mb.
#12912
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   38

‘“AND’”ı yenile Ona ! ‘“Kovulma kibir ile !”’

‘“ALLAH mutlaka tutar !”’ Kula verdiği andı !”’

‘“İlk Âdem”’e andını ! Yenilemeyen yandı !

‘“Kıyâmet günü onun ahrette yok hissesi !”’

‘“RAHMÂN’ın heybetinden titrer !”’ ‘“Kısılır sesi !”’

‘“Sözünden dönenin HAK !”’ ‘“Yüzüne bakmaz yarın !”’

‘“Konuşmaz !”’ Ve ‘“Yüceltmez !”’ Der : ‘“Lânetlisin !”’ Arın !


M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA – 20.01.2002


İKİZ KULE !
Yapılmaması için hakkımda yanlış yorum !

Önce her tür terörü, lânetle kınıyorum !

Her terör kurbanına ! Hak olan rızık ! Rahmet !

‘“ALLAH katında şehit diri”’der RAB ve AHMET !

‘11 Eylül’ tarihi ! En târihî uyarı !

Ne yazık ! Çıkmadı tam daha ! Onun duyarı !

HAK, deprem yapsa ! Bilgiç ‘Fay hattı kırıldı !’ Der !

MUHAMMED’i gönderse ! Sorgulamayan ender !

(5)................................................................

....................................................................

(6).......................................................................

...........................................................................

(7)...............................................................

...................................................................

(8).......................................................................

...........................................................................

(9)...............................................................

....................................................................

(10)......................................................................

............................................................................

(11)..............................................................

.....................................................................

Hapsolduğu şişeyi ! Eriterek cin çıktı !

‘“Kıyâmet”’ âlâmeti olduğu ! Pek açıktı !

‘“Ateşten olmuştur cin !”’ Bir tür o, nükleer güç !

Ateşi, yok ateşle söndürebilecek güç !

Terâzide terörist değil ! Hak ağır basar !

Kararı yargıç verir ! Ama çingene asar !

Tüm kutsal uyarılar ! Çıkacak âyet âyet !

‘PANDORA’nın kutusu !’ Açıldı en nihâyet !

Din, ırk ve renk ayrımı ! Mikrop, virüs, bakteri !

Ve hepsinden de beter ! Çalınan alın teri !

Küreselleşmedir bu ! Herkes herşeye yakın !

Boş kaplardan doluya ! Olacak korkunç akın !

Küreselleşmiş ise ! Halkı açken, bir küre !

Aç bırakana ! ALLAH bir gün gelip tüküre !

Altı milyar insânın beş milyarı ! Bugün aç !

O her yıl dört yüz milyar silah satar ! Ağlar ‘“haç” !”’

Parasının üstünde ! Varken ‘“HAKK’a and”’ sözü !

HAK korusun ! Dolara endeksli iki gözü !

‘“O gün”’, gök şemsiyesi ! Halkı korumaz ! Niye ?

‘“İnfazcı yer’den çıkar !”’ Âyeti vardır diye !

Atlantis suyla battı ! Ateşte sıra ! Bu kez !

‘“Bir ses duyunca ânî !”’ Uzaylı olur herkez !

Ama uygarlığa çok ! Amerikan hizmeti :

RAHMÂN esirger elbet ! Bu insâncıl ümmeti !

‘“Saat”’ gibi ! Batı’dan Doğu’ya döner hep Arz !

Uzak Doğu’ya ! Tekrâr geçecek son söz ! Bu tarz !

Bil ki ! MUHAMMED ÂLÎ ! ‘“En emin ikiz kule !”’

Onun dışında kalan ! Yanıp dönüşür küle !


M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA – 19.10.2001


Not : Yerleri boş bırakılan (7) yedi beyit ileride açıklanacaktır.
‘“İLK HÜCRE !”’
‘İlk hücremizdir !’ Rûhun vücûdda halîfesi !

Ne yaparsak kaydeder ! O, Gayb’ın sahifesi !

Hep titreşen bir atom ! Yâni ses ! Mâdde değil !

Hem ilk ! Hem de son olan ! ‘Nokta’ sırrına eğil !

Âdem’in vücûdundan gelen emânet hücre !

‘“Bin yıla eşit gece ! ‘“Selâm o !”’ Benzer fecre !”’

Her hayâtta naklolur o ! Bedenden bedene !

‘“Eskilerin eskisi !”’ ‘“En yakın !”’ ‘“Halk edene !”’

‘Bana verdiğin sözü ! Sen asla unutma’ der !

Adı ‘“Fuad !”’ İçinden Rûh sana hitab eder !

Tüm geçmiş çilelere ve hazlara âit ses !

‘“Şah damarda”’ki Âdem ! Secde etmeli herkes !

Sevab ile günâha ! Odur tarafsız tanık !

RABB’in O ! Sözünü tut ! Yoksa olursun sanık !

Sol karıncığa girer ! Sperminden babanın !

Şeffafa kordon bağlar ! İşte bu doğum anın !

Her dolaşımda çeker kan ! Çevrenin filmini,

İlk hücreye verir ! Yok video ondan mini !

Ne yapsan ! Ne düşünsen ! Ne desen ! O kaydeder !

Kur’an ona ‘“Şerefli tutanak meleği”’ der !

Her atomu titretir vücûdda ! Kendine denk !

İster ki ! Kendisinden hepsi onlar alsın renk !

Her bedende ilk hücre ! Onun tohumu ! Niçin ?

Titreyip bedenini inşâ ettiği için !

İlk atomu da şeffaf ! Meselâ şeffafsa ten !

Şekil veren ve bozan ! ‘Bir borudur hep öten !’

Ölmeyen,değişmeyen ! Birtek hücre ! Bil odur !

Kordonunu sökünce ! Kâlbine der ‘Artık dur !’

Kâlb durunca üç gün o ! Kayıtları nakleder !

Şeffaf tene: ‘Bunları arzu tene naklet’ der !

Kordon bölünür ! Kayıt şeffaf tene geçince !

İnsân tam o an ölür ! Burda bir sır var ince !

Cesetten ayrı değil ! İlk üç gün ! Şeffaf beden !

Büyük kötülük yapar ona ! ‘Gürültü eden !’

Sesle ağlarsan ! Şeffaf ten hiç kayıt alamaz !

Ahrete bomboş gider can ! Orda pek kalamaz !

Kaydı yok ki ! Verilsin hesabı son hayâtın !

Erenler der :‘Canı siz hemen bedene atın !’

Bir hayât deneyimi ! Olur harcanmış böyle !

Zamandan daha büyük kayıp olur mu ! Söyle ?

ALLAH ! ‘“Zaman üstüne !”’ Bu yüzden yemin eder !

‘“Şimdi yargılasam ben !”’ ‘“Herkes ateşliktir”’ der !

Ölene ! Kısık sesle ve şahsen duâ edin !

‘“Sevgiden daha güçlü hiçbir şey yok”’ diyor dîn !

Cesedi üç gün sonra yak ! Yoksa yanar filim !

Filmin deposu ‘Şeffaf ten de yanar !’ Der ilim !

Üç gün sonra şeffaf ten ! Ölüp olur hayâlet !

Cesetle aynı erir ! Bilinç yok ! Yüz rezâlet !

‘Alt arzu ten’ cehennem ! Üst arzu, cennet yaşar !

Düşünce sınırını, akıl bedende aşar !

Korkunç ateş içinde ! Alt arzu ten geberir !

Bütün bencil hırsları tükendiğinde erir !

Vicdân ! Arzu bedenin ‘İlk hücresinin’ ismi !

Bütün hayâtımızın en canlı olan resmi !

Alt duygu ten ölünce ! Cin girip hortlak olur !

Medyum şeffaf ten verse ! İnsânmış gibi solur !

Cennet anlatılamaz ! Güzel bir renk âlemi !

Her arzu gerçekleşir ! Kimse bilmez elemi !

Arzular tükenince ! Ölür ‘üst arzu beden !’

Her arzunun bir hayâl olması buna neden !

Bu yüzden her arzunu ölmeden sen denetle !

Çoğu olsun rûhunla, pek azı ise etle !

Ve ‘akıl beden’ girer ! Bir akıl âlemine !

Her düşünce ses olur ! Her söz benzer yemine !

Akıl beden ölünce ! Bilgeyse çıkar Rûha !

İdealini yaşar ! Bu, yasak ham güruha !

Reenkarnasyonunu orada kendi seçer !

Evrimine en uygun olan bir model biçer !

Bilge ! Bilgin ! San’atçı ! İçin bu işlem mümkün !

Yol gösterir HAKEREN ! Yâni diyebilen ‘“KÜN !”’

‘“Bütün bedenler ölür ilk tohumları bâkî !”’

Her biri ‘“HAKK’ın yüzü !”’ ‘“Secde”’ şarttır illâki !

Her atom titrer ! Alıp ilk atomdan ayarı !

Bu ayar için yapar sana o hep uyarı !

İnerken her ilk atom ! Beden çizer kendine !

Sestir onun kalemi ! RAHMÂN O ‘“HANÎF DÎN”’e !

İster ki her hücresi olsun kendinin tipi !

Zîrâ odur ‘“ALLAH’ın her bedendeki ipi !”’

İnerken her ilk hücre bedenini yeniler !

‘“Piştikçe, diyor ALLAH, yenilenir deriler !”’

Bedenler yenilenip değiştikçe hücreler,

Özüyle bütünleşip bencilliğini eler !

Kıyâmette ! Herkesin ilk hücreleri kalır !

Onları, çıkarmış HAK tekrâr içine alır !

“Hacer-i esved !” Arzın ilk atomu timsâli !

Arz ! RESÛL’ün vücûdu ! Rûhu, Hazret-i ÂLÎ !


M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA – 17.12.1998


İLK ve SON MESAJ !
42 yıl önceden, ismi ve cismi ile,

Müjdelendi bu mesaj ! Tam değerlendirile !

Yaşanmakta dünyâda, böyle bir olay ilk kez,

Özümseyip mesajı, özünü bulsun herkez !

‘Ödülü MUHAMMED’den bunun !’ ‘Nobel’den değil !’

Öyle yazdım o vakit ! Kendi özüne eğil !

‘“Kendi özünden başka, âlemde herşey fâni !”’

Kalk ! Özün kaldırmadan seni ayağa âni !

Hem din ! Hem Vicdân ! Hem Nûh ! Ayni sayı bak ! Niçin ?

“Kurtuluş EHL-İ BEYT’in gemisi !” Onun için !

Milenyum halklarına budur ilk ve son sözüm !

Onlarınkinden farklı değildir zîrâ özüm !


M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA – 04.06.2002


İMÂM !
Mihrap benzer ayakta dinelen bir insâna !

‘Ben Âdem’im secde et !’ Demek istiyor sana !

En yakın durabilir önünde bir tek kişi !

‘“Son sınır o !”’ Yapyalnız mîrâç yapanın işi !

Bu yüzden şart ‘“MUHAMMED âilesine selâm !”’

‘“Herkesi imâm yapmam !”’ Der İbrahim’e kelâm !

Din yozlaşınca ! Yazık ruhban sınıfı çıktı !

ALLAH’IN kelâmının çiğnendiği açıktı !

İmâm simgesiyle biz çözelim şu namazı :

Sırrını bilir namaz kılanların çok azı !

Namaz bitince, imâm kıbleden alıp izin,

Yüzünü cemaate döner ! Yorumu sizin !

Cemaat de, yüzünü çevirip sağa, sola ,

Der : bir insâna, ‘“Selâm ALLAH’tan sana ola !”’

Saflar safları döner yedi kez ! Kâbe merkez !

‘Yedi secde âyeti’ vardır ! Düşünsün herkez !

‘“Safları sıklaştırın !”’ Emri, bize var mâdem !

Merkezde toplanarak oluşturalım Âdem !

‘“İğne deliğinden de daha küçük”’ o nokta !

Boyutu sıfır olan girer ! Var olan yokta !

İmâm arapça üm üm ! Yan yana iki anne !

MUHAMMED ‘“ÜM !”’ Dünyâya getirense bahane !

İmâm ilk Âdem demek ! Tam seksen iki eder !

‘Ben Toprağın babası, ilk İMÂM ÂLÎ’yim !’ Der !


M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA- 08.12.2000


‘“İNSÂNIN ÖZGEÇMİŞİ !”’
Cinler ! Düzene karşı sınırlarını aştı !

Üç yüz milyon yıl ! İnsân yaratmaya uğraştı !

Ortaya çıktı ! Rûhsuz ! Duygusuz ! Canavarlar !

Ve hepsi yok edildi ! ALLAH’ın sabrı taştı !


Zîrâ ‘“HANÎF DÎN”’ denen ! Var ‘“Yaratım kanunu !”’

‘“Fıtrat düzeni !”’ ‘“Kimse değiştiremez onu !”’

Uygulamasını, HAK ! Yalnız Âdem’e verir !

Ne cin ! Ne Melek bilmez ! Yâni ‘“KAF”’ ile ‘“NÛN”’u !


ALLAH ile ZÂT’ından, çıkmış olan birer nûr,

Meleğin fışkırttığı, saydam bedene konur !

Güneş sistemimizden bir önceki sistemde,

Erene, ‘“Melek”’ denir ! ‘Ay rûhudur !’ Ne onur !


Ay’ın ilk gün, kayığa benzer boyu ve eni !

Zikret ALLAH’a eşit ! ‘Hilâl’ ismi vereni !

İnsân ! Hayvân ! Bitki ! Ve mâdene ! Giysi biçen,

‘“Bu dört çiftin”’ terzisi ! ‘“Nûh”’ denen Ay ereni !


‘“Uzun süreçten geçtik !”’ ‘“Değmez bu anılmaya !”’

Vardı bir şeffaf vücûd ile bir çift HAK maya !

Bu iki zıt şey ! Temas edemediği için !

Hiç bilincimiz yoktu ! Gerek vardı yamaya !


Şeffaftı ! Bedenimiz gibi ! O zaman Arzda !

İçi Haktı ! Dışıysa, cennete benzer tarzda !

Mayamız ‘“Sekîne”’yle ! Hep diri ve tok idik !

Anlam yoktu bize hiç ! İbâdet denen farzda !


Hepimiz ! Bir tek vücûd olmuş idik ! Arz gibi !

Pozitif ve Negatif ! Müthiş bir güç sâhibi !

Âdem ile Havvâ’dan ibâret bir bütündük !

Kendimiz ! Kendimizin idik yâni râhibi !


‘“Bir bütün ilk genden HAK ! insânı yarattım”’der,

Yâni Âdem ve Havvâ ! Bütün bir ilk gen eder !

Şeffaf ırkın ! Çift cinsli olduğuna kanıt bu !

Biraz yoğun Âdem’den ! Havvâ çıkardı peder !


Gölgemize girerdik ! Kendimizi yansıtıp !

‘Birden yalnız bir çıkar !’ Sırrıydı bu ! Tıpa tıp !

Ölmeden ve doğmadan ! Sürekli yaşar idik !

HAK der: ‘“Yapamayacak bunu, hiç bir zaman tıp !”’


Gözeneklerimizden ! Fışkırırdık ter gibi !

Başka şeffaf bir eve ! Taşınmak ister gibi,

Eski bedenimizden ! Yenisine geçerdik !

‘“Belkıs’ın sarayını ! Nâkil eden er gibi !”’
Bu iki ırka Tevrât ! Demektedir ‘“Hayâlet !”’

Milyonlarca yıl rüyâ görmüşüz biz ! Hayâl et !

Giderek bedenimiz ! Ve de Arz yoğunlaştı !

‘“Cinlerdi ! Süleyman’a bu inşâatta âlet !”’


Böylece ! Yarı şeffaf üçüncü ırk göründü !

Erkek veyâhut dişi ! Bir bedene büründü !

‘Gönül perdesi !’ Henüz tam kapanmadığından,

O ne seks hırsı ! Ne de kâfirlikte süründü !


Kaburga kemiğinden ! Bil ki Havvâ çıkmadı !

‘Yan taraf !’ Bu sözcüğün İbrânicede adı !

Çift cinsin bir tarafı ! Eksildi her bedende,

Mantıksız ! ‘Şeffaf vücûd’ için ‘kemik’ isnadı !


Üçüncü ırk ! Çift cinse ayrılmadan az önce ,

Bir ‘KUTUB’ indi ! Ölmez ! Vücûdu yapay bence !

Kur’anda ! ‘“İbrâhim’e inen yüce kurbân”’ o !

Benzer ! RESÛL’ün Mîrâç anı gördüğü “GENÇ”e !


‘Kutub’dan sonra ! ‘Dört zât !’ Dünyâya şeref verdi !

ALLAH ! ‘“Cennette akan ‘“Dört ırmak”’ adı verdi !”’

Mîrâçta ‘“Son sınır”’dır ! Ne yaparsak yazarlar !

Her an kutbun emrini yapmak ! Onların derdi !


‘Doğum sancısı’ demek ! İbrânîcede ‘“Hâbil !”’

‘“Hâbil”’, ‘kadına !’ ‘“Kabîl”’, erkeğedir ! Mukabil !

Hiç kendi kardeşini ! Bu sâf ırk katleder mi ?

‘Bekâret kanı’ sâde akıtmış idi Kabîl !


Kendimizi bilemezdik mâsûm iken ! Ne acı !

‘“Sekîne”’mizin vardı ! ‘Akıl’a ihtiyacı !

Maddeyi ! ‘“Rûh”’umuzla bağlayacak çengele,

Dendi ‘“İyi ve kötü şeyi”’ bilme ağacı !”’


‘“Tevrât’ta yasaklanan ağaç !”’ ‘Akıl’ ağacı,

Yâni ben bilincini veren Rûhun aracı !

Bu ağaç belkemiği ! Ve suyu, omurilik !

Cennetin eksenini ! İblîs sanmak ne acı !

Kur’anda HAK ! ‘“İncir ve Zeytine”’ eder yemin !

‘“Zeytin”’ yağından yanar ! Kalb lâmbası Âdem’in !

Alev üçgen ! Üç parça ! Aynen ‘“İncir”’ yaprağı !

Anla ! Hangi ‘“Ateş”’te ! İbrahim oldu emin !


Âdem’den sonra gelen peygamber ! Kur’anda ‘“ŞİT”’,

‘Çiftleşmeyle !’ Hâbil’den doğan ilk halk bu ! İşit !

Ölmeden ! Îsâ gibi ! Hepsi semâya çıktı !

Yâni şeffaf ırk ! Rûhla bütünleşti bir çeşit !


‘Oğlak Burcundakiler !’ Bu aklı ışınladı !

Kur’anda ! ‘“Rûh üfleyen Cibril !”’ Onların adı !

‘Benlik’ veren bu ışın için ! Tevrât ‘“Yılan”’ der !

Kilise ise ! Atar ona ‘Şeytan’ isnadı !

Hâlbuki ‘Yılan’, şimşek simgesi ! Zikzak gider !

Uyurken halka olup ‘Uçan dâireyim’ der !

Belkemiği, ‘Sîna’da ayağa kalkmış yılan !’

Işın ordan girdi mi ! Çıkarken olur ‘Ejder !’


Bu ‘Güneş Erenleri !’ Işın edince ihsân !

Sâf hayvânlık hâlimiz bitip, olduk sâf insân !

Işınımız ipiyle ! Erenimize çıktık !

Buna ‘“PUTSUZ DÎN”’ diyor ! Kur’anda ki HAK lisân !


Beden yarı şeffaftı ! Melekler ile eşit !

Bizim için Gayb yoktu ! HAK’la olduk bir çeşit !

Hiç günâhsız ölerek ! Hemence doğuyorduk !

HAK der : ‘“Ölmeyip Göğe çıktı !”’ ‘“ÎSÂ ile ŞİT !”’


Güneş Ereni sırf rûh ! ‘Gölgesi düşmez yere !’

Şeffaf bedeni yok ki ! Fışkırtıp halka vere !

‘Bâkir delikanlıdır !’ Arzla temastan kaçar !

‘“Eskilerden de eski”’ der Kur’an ! Akıl ere !


‘“Eskiler”’, Ay ereni ! Güneş ereni ise,

Ondan eski âlemde erdi ! ‘Kıdem’, hâdise !

Bunlar ! Daha da eski ‘dört kâtibe’ bağlıdır !

Kâtiplerse ! En eski, ‘“RAHMÂN”’ denen reise !


Birkaç Güneş Ereni ! Bizzat bedene indi !

Bir ‘“Sekîne”’ olarak ! Onu ‘Mesken’ edindi !

‘“RAHMÂN Arş’ın üstüne yansıyıp”’ ‘“HAK dost”’ oldu !

‘“Âdem’e secde etti”’ ışınlı ! Özlem dindi !


Tevrât ‘“Işıklı Melek Gökten yere düştü”’ der !

‘“Yer kızına aşkını onun”’ hikâye eder !

HAK der: ‘“Âdem düşmedi ! Yüce makamdan kaydı !”’

Papanın yorumuysa, ‘Şeytan’ı kovdu Peder !’
İblîs’in hilesiyle ! Mümkün mü düşsün Âdem !

‘“ALLAH’ın her ismini, biliyor iken o dem !”’

Şeffaf ırk da olamaz ! İblîs’in aldattığı !

Işınlanmadan önce ! Bilinçsizdi o mâdem !


Kimi Eren ! ‘Kirlenir’ diye ışınlamadı !

‘“Toprağa secde etmem !”’ Diye geçendir adı !

Işınsızlar, hayvânla yattı ! Canavar doğdu !

Pahâlıya mâl oldu ! ‘“Kibirli”’nin inâdı !


Zîrâ iki ayaklı bir hayvândı ! Canavar !

Hem kuyruğu ! Hem uzun saçlı insân başı var !

‘Deniz kızına’ âit efsâne ! Bundan çıktı !

Zıt cins dölünü, ‘“FITRAT”’ lânetler ! ‘“HANÎF”, kovar !

‘“İlk günâh ilk çiftleşme !”’ Demektedir kilise !

Cennetten kovulmaya, çiftleşme neden ise !

Niçin HAK ! Toprağı da lânetleyerek dedi :

‘“Artık sırf diken bitir ?”’ Anlamlı bir hâdise !


Demek hem beden ! Hem Arz ! Şeffaflığı yitirdi !

Rûh, ‘Hayvân postu giydi !’ Sâf Arz, diken bitirdi !

‘“Edeb yerini, edeb ziyneti ile örtün”’,

Diye bu husûsta HAK, bize misâl getirdi !


Dördüncü ırk ortaya çıkınca ! Işınsızlar,

Dişi canavarlarla çiftleşti ! Yürek sızlar !

İlk maymunlar türedi ! Yâni İnsân, maymundan

Değil ! Maymun, insândan gelir ! Darvin duysun âr !


ALLAH MUHAMMED’e der :‘“Tartışırken Yüceler,

Sen orada değildin !”’ ‘“Özünden !”’ Bu heceler !

Öyleyse ‘“Yüce”’ demek ! Öz demek ! En son, İblîs,

‘“Özü”’ tartışıp düştü ! HAK ! ‘“Kibirli”’yi eler !


Işınlamayanlara ! Dedi kükreyerek HAK,

‘Işınsıza secdeye, oldunuz siz müstahak !’

Kirlenmeden korkarak ! Kirlettiniz sâf ırkı !

Bencil ! Eren de olsa ! Affetmem ben muhakkak !

Hepsi ! Işınsızlara acele ışın verdi !

Canavarla yatanlar ! İlkel akıla erdi !

Geri zekâlı oldu ! Ama HAK dışlamadı !

Zîrâ RABB-ÜL-ÂLEMİN, her kulunu severdi !


Tevrât’ta ‘“Devler”’dir bil ! Dördüncü ırkın ismi !

Dinozorlardan bile ! Çok büyük idi cismi !

İçi ve dışı gören ! Üçüncü gözü vardı,

Her cine hükmederdi ! Bir fotokopi resmi !


Giderek ! Beden ve Arz en yoğun hâli aldı !

‘Özleri’ perdelenip kara büyüye daldı !

Her biri Süleymanken ! İfrit ’e bağlı oldu !

Rûhunu yitirmemiş bir avuç insân kaldı !


Kur’an der :‘“Kullanırdı her bir cini Süleyman !”’

Hepsi kaçtı, ‘“Bastonu kırılıp düştüğü an !”’

Saltanatı ayakta tutan belkemiğini,

‘“Kurt kemirdi mi !”’ Artık HAK dost’ta kalmaz derman !


Tevrât der :“’Gökten düşen Âdem, çıplak süründü !”’

‘“Bir hayvân postuna o, en sonunda büründü !”’

Bu post ! Atlantislinin hayvânlaşmış vücûdu !

Artık ona ne rûhu ! Ne de Kutbu ! Göründü !


Rûh tam perdelenince ! Ortaya çıktı akıl !

‘Görmediğin ALLAH’a dedi ‘artık namaz kıl !’

Umudu pazarladı ! Dîn komisyoncuları !

Her biri bir dîn kurup dedi, ‘Peşime takıl !’


İki göz kapayınca ! Üçüncü gözü,saptı !

‘Kendi özü’ yerine ! Cine dost olup taptı !

Ölene ! Hortlağını koyup kullandı zombi !

Dinozora cin sokup konuşan bekçi yaptı !


Artık vâdesi gelen ! ‘“Tûfan”’ denen ‘“Saat”’tı !

Ay, okyanusu çekti ! Arzın ekseni yattı !

Tûfandan önce ! Kutbun mesajı üzerine,

Göç etmiş ‘“Nûh kavmi”’nin dışında ! Hepsi battı !
İlk iki ırkın yurdu ! Kuzey Kutbu bölgesi !

Avustralya oldu ! Üçüncü ırk belgesi !

Atlantis ! Atlantikte batarken Asya çıktı !

Tibet ! Mısır ! Mekke’ye, vurdu Kutbun gölgesi !

Beşinci ana ırkız artık ! Derimiz beyaz !

Tekrâr şeffaflaşmaya başladık ! Ama çok az !

Bir milyon yıl geçti ! Ve beşinci alt ırktayız !

Hâlâ körüz ! Ve hâlâ ‘EGO’dan alırız haz !


Yarım milyon yıl sonra ! Biterek bu karanlık !

Bu alt ırkın sonunda ! MEHDÎ çıkar bir anlık !

Mâvi ciltli altıncı ve yedinci alt ırk ise,

Amerika da türer ! İnsânlaşır insânlık !


Yasa gereği Kutub ! Yer’e vererek emir,

Der: ‘“Kıyâmet saati”’geldi ! İnsân ye ! Semir !

Beşinci ana ırkı ! Yer, ‘“Deprem”’le yer ! Yutar !

Volkanlar ateş kusup lâv gibi akar demir !


Üç tip saç kesiti var : ‘Yassı ! Oval ! Yuvarlak !’

Siyah, Sarı ve beyaz son üç ırktır ! Ver kulak !

İlk iki ırk şeffaftı ! Saçı, kemiği yoktu !

Boşuna aramayın ! Kazıda çıkmaz hortlak !


Üçüncü ırk sonunda ! İlk gerçek fizik insân ,

Çıktı on sekiz milyon yıl önce ! Büyük ihsân !

Zîrâ milyarlarca yıl ! Rûh yâni biliç yoktu !

Melek gibi robottu ! Hem yoktu harf harf lisân !


Rahimde ! ‘Mâden, bitki, hayvân’ evrimimiz var !

Bunlar tanık ! İlk üç ırk, olduğumuza davar !

Sonda insân oluruz ! Bak ALLAH der ‘“RAHMÂN’dır,

İnsânı halk edip RÛH ve dil veren”’ yüce yâr !


Her ırkta ! Yedi alt ırk biribirini izler,

Başında ve sonunda ! Ortaya çıkar ‘“Bizler !”’

Ateş ve Su ! Sırayla yutar her ana ırkı !

Kırk dokuz alt ırk, bir de Kutub ! ‘Elli’ yi gizler !


Beş ırkın şâhididir ! Bizde olan beş duyu !

Hepsi yalancı şâhit ! Yine sen hâlâ uyu !

Altıncı ırk ! Altıncı duyuyla Gayb’ı görür !

Yedinci ırkın ise ! ALLAH’a benzer huyu !


Çift omurilik ve çift cinsli olur her beden !

Işıkla beslenir ve doğarız çiftleşmeden !

Hem biz ! Hem de Arz ! Birer nûr topuna döneriz !

Yiten Cenneti ! Tekrâr bize verir halk eden !


MEHDÎ kucaklayarak ! Bizlere ‘Evlâdım’ der !

Elini öpüp, ona ağlayıp deriz : ‘PEDER !’

Yüzünü açar ! Meğer her Mehdî ! O Kutubmuş !

‘“Yüce kurbân”’ı görüp EHLİBEYT secde eder !


‘Başak’ burcuna kadar ! Her burç bâkire insân !

Cinsel birleşme ! ‘Akrep’ ile edildi ihsân !

Bir burç yarılıp iki burç on burca eklendi !

Tevrât’ta ! ‘“İlk on nebî !”’ ‘“Bu on burç !”’ Der ! HAK lisân !


Kur’anda ki her nebi ! ‘“Has”’ ve ‘“Benzetme”’ âyet !

Sâde semboldür deme ! Et edebe riayet !

Bilhassa Kur’anda ki en büyük yedi nebî !

Omuriliğindeki ‘Yedi Ton !’ Güçlü gayet !


‘BLAVATSKİ’nindir ! Bu mesajın ‘Vizyonu !’

‘“Kitab ilmiyle”’ Uluğ bir parça açtı ! Onu !

Olmuş ! Hem de olacak ! Her şey ‘“Saklı Kitab”’da !

Gönül gözünü açıp seyret televizyonu !


Bu mesaj ne hayâldir ! Ne hikâye ! Ne masal !

Çünkü bir çok âyetle ! Kanıtlıdır her misâl !

Erdiğin an görürsün ! Bütün özgeçmişini !

Kendin masal olmadan ! Bu kıssadan hisse al !
M.H. ULUĞ KIZILKEÇİLİ

İZMİR- 12.02.1997


İ R Ş Â D !


HAK, direksiyonunu verecek şoför arar !

Dünyâ ehliyet almak için sınava yarar !

Yol Havvâ’yı aldatan yılan gibi zikzaklı !

O kıyâmet gününde verilir en son karar !


Akıl İblîs aynası, bir kahkahalar evi !

Cüceyi dev gösterir ! Cüce gösterir devi !

Kâlb aynana dosdoğru bak ! Gör gerçek yüzünü !

HAKK’ın evine secde ! Dünyâda ev ödevi !


Doğan terk eder rûhu ! Ölen terk eder eti !

Ölen dünyâyı bilir ! Doğan ise ahreti !

Doğmaktan ve ölmekten kurtulmak istiyorsan !

Dünyâ ile Ahreti bir otel bil iğreti !


HAK sünnette ağlatıp ! Gerdekte güldürüyor !

Kimini genç, kimini yaşlıyken, öldürüyor !

HAK hiç haksızlık yapmaz, eski deftere göre !

Borcunu ödeyenin defterini dürüyor !


Güneş ışını, camı kırmadan geçip gider !

Işık hariç ne geçse ! Gözümüzü kör eder !

Gözünü HAK nûrundan başka şeye çevirme !

Kör olursun Ahrette ! Hayâtın olur heder !


Rûh denen emâneti yüklenmek ! Değil hüner !

Mumu yanmıyor ise elde taşınmaz fener !

Mum yandı mı ! Cam fânûs kapalı tutulmalı !

Hırsların rüzgârıyla yoksa o hemen söner !


Kendi babası koyar ! Çocuğunun ismini !

Ressam, ismiyle süsler ! Yarattığı resmini !

‘“Her bir şeyin ismini bildi Âdem”’ der ALLAH !

Onun rûhu diriltti ! Her bir şeyin cismini !


ALLAH’tan ilk yanan mum, yani ilk Rûh MUHAMMED !

‘“Âlemlere rahmet O”’ âyetidir alâmet !

‘“Lütfen şefâat”’ diye yalvaran her zerreye,

Kendi rûhundan üfler ! Budur en büyük rahmet !


Yüklə 3,62 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin