Katılımcı Yaklaşımlar
ve Yöntemler
E
B C
A
Etkileşimli F
Öğrenim Ortamı Kurumsal
D Destek ve
G Bağlam
Şekil 3.1: Katılımcı Yaklaşımlar için Kavramsal Çerçeve (Kaynak: Scoones and Thomson, 1994, p. 187)
Şekildeki G’deki gibi yalnızca yaratıcı ve katılımcı bir öğrenme ortamı, kurumsal destek ve alanda kullanılacak katılımcı yöntemler olmadıkça, çabucak zarar görür ve kısa ömürlü olur. Bu gibi ortam bir kişiye veya bir gruba dayanır ve bu kişi veya grup buradan kendi istekleri ile veya zorlanarak ayrıldığında, bu ortam yok olur. F’deki gibi yalnızca katılımcı yaklaşımlar için kurumsal destek olduğunda, buna karşılık katılımcı bir öğrenim ortamı ve/veya alanda kullanılacak katılımcı yöntemler olmadıkça sadece retorik (boş konuşma) veya iyi niyet vardır. Bu konuda örnekler bulunmaktadır. Örneğin yönetici, katılımcı yöntemlerin değeri konusunda ikna edilmiş olabilir. Ancak çalışan kadro yukardan aşağı araştırma yöntemlerine sıkıca bağlanmış olabilirler ve bunlar reforma direnirler. Sonuç olarak hiçbir şey değişmez.
Şekildeki A bölgesinde, kurumun içindeki destek tepededir, oterite yerelleşmiştir. Diğer kurumlarla ilişkiler teşvik edilir. Bu kurumlar sivil toplum kuruluşları, devlet kuruluşları veya yerel topluluklar olabilir. Öğrenme ortamı problem çözmeye dayanır, interaktiftir ve alana dayanır. Sorumluluk daha çok kişiseldir, prosedürlere bağlı değildir, daha az kurallara ve el kitaplarına dayanır. Davranışlar ve tutumlar demokratiktir, dinlemeye ve kolaylaştırmaya önem verir, didaktik ders vermeye dayanmaz. Yerel gruplar ve kuruluşlar desteklenir, kendi denemelerini ve yayma çalışmalarını yapmaları ve sistemden talepte bulunmaları için desteklenirler. Bu koşullar veya bunlara yakın durumlar birçok ülkede ve bağlamda artık bulunmaktadır.
Katılımcı yaklaşımların kaynakları fakir olan çiftçiler için ve onlar tarafından teknolojilerin geliştirilmesi ve doğal kaynakların toplumsal yönetiminde katkı yapabileceği konusunda artan bir kabul vardır. Fakat devlet kuruluşlarının sisteme dayalı katılımcı tarımsal araştırma ve geliştirme konusundaki kabiliyetleri sınırlıdır. Bunun belli başlı nedenleri vardır.
Makro-ekonomik düzeyde borç yükü, yapısal düzenlemeler, düşük gelir ve bütçe açıkları nedenleri ile katı sınırlamalar yerleşmiştir. Kurumsal düzeyde esnek olmayan yönetim, merkezi olarak belirlenmiş kriterlere dayanan ve yanlış yön veren olumlu geri beslemeler üretir. Devletin alanda çalışan kurumları, mali yıl sınırlamaları ile, toplulukların ve çiftçilerin katılımını ihmal ederek, hedeflere ulaşmak için fiziksel yatırımlara yoğunlaşırlar. Bireysel düzeyde tarımsal araştırmacılar araştırma merkezlerinde yapılan araştırmalardan elde edilen makalelere dayanan ödüllendirme sistemi ve ulaştırma masrafları ve olanakları konusundaki fiziksel ve finansal kaynakların yetersizliği sonucunda çiftçilerle birlikte çalışmaktan uzaklaştırılırlar.
Kutu:3.1.. Geleneksel Tarımsal Araştırma ve Yayımın Yanlış Ön Kabulleri -
Gerçek bilgi araştırmacının hakimiyet alanındadır,
-
Çiftçi pasiftir ve informasyonun uysal bir alıcısıdır;
-
İnformasyonun yayılmasında inisyatif yayımcıdadır,
-
Tarımda gelişmenin en önemli kriteri üretim artışıdır;
-
Çiftçinin informasyon ihtiyaçları teknik araştırma sonuçlarıdır. Onun yaşam sistemi yönetimi alanıyla ilgili değildir. (Pretty ve Chambers, 1994)
Hindistan, Nepal, Avustralya, Bengaldeş, Kenya, Zambiya gibi birçok ülkede yeni yaklaşımla başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Bu uygulamalar aynı zamanda araştırma, yayım, kırsal kalkınma, doğal kaynakların korunması, politika analizleri çalışma ağı yaratılması gibi değişik alanlarda olmuştur. Bunlarda üst yöneticiler çalışmaları desteklemişlerdir. Büyük burokrasiler içindeki küçük otonom gruplar yenilikleri başlatmış, daha sonra geri kalanlar için bir model haline gelmişlerdir. Katılımcı yöntemler sadece informasyon toplamak için değil, aynı zamanda yeni diyaloglar kurmak, davranışları değiştirmek ve yerel halkı güçlendirmek, yetkilendirmek için kullanılmışlardır. (Pretty ve Chambers, 1994)
Çalışmanın ele aldığı ölçek büyütme ve kurumsallaşma ile ilgili temel bilgileri kutu:3.2de incelemek mümkündür.
Kutu:3.2. Ölçek Büyütme ve Kurumsallaşma
Kalkınmada katılımcı yöntemlerin özellikle KKD’nin kullanımı hızla genişledi ve 1980’lerin sonlarında göreli olarak marjinal sivil toplum kuruluşu deneyimlerinden, 1990’larda ana kalkınma uygulaması ve politikası haline dönüştü. Projelere destek sağlayan büyük uluslararası kuruluşlar, özellikle Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası büyük ölçekli programlarda ve projelerde KKD ve ilgili yöntemlerin kullanımını teşvik etmekte hatta zorunlu kılmaktadır. Güney’deki devletler de katılımcı yaklaşımlara artan bir ilgi gösterdiler. Ancak bu büyük ‘ölçek büyütme’ (scaling-up) yoğun kavramsal ve pratik zorluklar, açmazlar getirmiştir. İdeal olarak mikro-düzeydeki kalkınma girişimlerine uyan KKD gibi yaklaşımların, çoğu esas olarak ve tarihsel olarak yukardan aşağı kalkınma uygulamaları içinde olan değişik tipteki organizasyonlar tarafından bütün bölgelerde uygulanması gerekmiştir. Katılımcı yaklaşımlar kurumsallaştıkça (institutionalization) bir dizi yeni sorunla başetmek gerekmektedir.
Dostları ilə paylaş: |