Allame murtaza askerî ehl-i BEYT VE ehl-i SÜnnet ekolleri Mütercim: Cafer bendiderya ismail bendiderya



Yüklə 1,44 Mb.
səhifə45/70
tarix29.10.2017
ölçüsü1,44 Mb.
#19784
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   70

Bu Hutbe Üzerine


Ömer'in sözlerinden anlaşılıyor ki, o kendisinin ölümünden sonra hilâfetin Kureyş'in elinden çıkmasından ve Müslümanların (sahabe ve tâbiîn) kendisinin hükümetini istemediği birine biat etmelerinden korkuyordu; o adam da Emirü'l-Müminin Ali'dir (a.s). Bu nedenle atik bir hareketle böyle bir hareketin önünü alarak, "Bundan böyle kim Müslümanlarla müşavere etmeden birine biat ederse, ne onun böyle bir şeye hakkı vardır, ne de ondan biat alanın; her ikisi de ölümü hak etmiş olurlar." dedi. Bu sözleri söylenenin kendisi, Ebu Bekir'den sonra Müslümanlarla müşavere etmeden hilâfete geçmiştir! Her hâlükârda o böyle bir plânla kendisinden sonra hükümetin Kureyş'in elinden çıkmasını güçlü bir şekilde önledi. Fakat az bir zaman sonra, yaralı bir şekilde ölüm yatağına düştüğünde, Kureyş'in ileri gelenlerinden altı kişinin kendi aralarından birini hilâfete seçmelerini emretti, son kararı ve genel muvafakati da Abdurrahman b. Avf'a bıraktı. Abdurrahman ise böyle bir halifeye biati Allah'ın kitabına, Resulullah'ın sünnetine ve Şeyheyn'in (Ebu Bekir'le Ömer) siretine uymakla şartlandırdı. Bunu da Osman kabul etti, fakat Ali (a.s) kabul etmekten sakındı.  Çünkü onlar Ali'nin (a.s), Allah'ın kitabını ve Resulullah'ın (s.a.a) sünnetini Ebu Bekir'le Ömer'in siretiyle bir düzeyde tutmayacağını biliyorlardı.

Kitabımızın önceki sayfalarına müracaat edecek olursak, Ömer'in, Sa'd b. As el-Emevî'nin yakın akrabalarından olan kendisinden sonraki halifeden açıkça haber verdiğini görürüz. Sa'd'ın dediğine göre daha sonraları onun Osman b. Affan olduğu anlaşıldı. Yine daha fazla inceleyecek olursak, Ebu Bekir'in Osman'la olduğu bir sırada ona şöyle yazmasını söylediğini görürüz: "Bu, Ebu Bekir'in Müslümanlarla ahdidir. Ama sonra..." Ebu Bekir

bunu söyledikten sonra bayıldı ve Osman onun sözünü kendisi şöyle tamamladı: "Ama sonra, Ben kendi yerime Ömer b. Hattab'ı seçtim!" Ebu Bekir ayılınca Ömer'in hilâfeti konusunda Osman'ın  yazdıklarını teyit ederek imzaladı. Çünkü bu atama daha önceden kararlaştırılmıştı.

Yakubî, Osman'dan sonra hilâfet hakkında şöyle yazar: Osman şiddetli bir hastalığa tutulmuştu. Hamran b. Eban'ı çağırtarak kendisinden sonraki halifeye bir hüküm yazmasını ve onun isminin yerini boş bırakmasını istedi. Daha sonra Osman boş bırakılan yere kendi eliyle Abdurrahman b.

Avf'ın ismini yazıp ağzını kapayarak Hamran aracığıyla onu Ebu Süfyan kızı Ümmü Habibe'ye gönderdi. Hamran yolda Osman'ın hükmünü açıp okuduktan sonra Abdurrahman b. Avf'ın yanına gidip olanları ona bildirdi. Abdurrahman bunu duyunca öfkelenerek dedi ki: "Ben Osman'ı herkesin gözü önünde halife ettim; o beni gizlice mi kendi yerine seçiyor?" Bu haber Medine halkına ulaştı ve Emevîler bu habere çok öfkelendiler. Sonunda Osman Hamran'ı çağırtarak ona yüz kırbaç vurdurdu ve onu Basra'ya sürgün etti. Bu olay, Abdurrahman'la Osman arasında düşmanlık yarattı. Bunun sonucunda Abdurrahman, oğluyla Osman'a şöyle bir haber gönderdi: Ben geçmişte üç açıdan senden üstün olduğum hâlde sana biat ettim...[168]

Bu olaydan, Osman b. Affan'dan sonra hilâfete Abdurrahman'ın geçmesinin kararlaştırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Fakat Abdurrahman Hicrî 31 veya 32 yılında Osman'la arası iyice açılmış olduğu hâlde vefat etti.[169] Böylece Kureyş'in hâkim gücü Ümeyye Oğulları ile diğer Kureyş boyları arasında ihtilâf çıktı. Osman'a karşı kıyam eden muhaliflerinin başını Teym soyundan Ümmü'l-Müminin Aişe çekiyordu. Nihayet Osman Medine'deki evinde muhacirle ensarın gözleri önünde öldürüldü. [170] Osman'ın ölümünden sonra hükümet halkın eline geçti ve geçmişte ettikleri bütün biatlerden kurtuldular. O zaman Emirü'l-Mü minin Ali'ye (a.s) yöneldiler ve onun etrafında toplanarak başta Resulullah'ın (s.a.a) ashabı olmak üzere Hz. Ali'ye biat ettiler. Hilâfete Emirü'l-Müminin Ali (a.s) geçince, kendinden önceki halifelerin döneminde Kureyş'in ele geçirdiği bütün imtiyazları iptal ederek beytülmalin taksiminde ve sosyal konumlarda Kureyş'in başlarıyla, Arab'ıyla-Acem'iyle diğer Müslümanlar arasında eşitliği sağladı. Kureyş, İmam Ali'nin (a.s) hilâfetinden dört ay sonra her taraftan güçlerini seferber ederek Cemel Savaşı'nı meydana getirdi ve Osman'ın kanını talep etme bahanesiyle Mervan b. Hakem, dün halkı Osman'ı öldürmeye tahrik eden Osman'ın zorlu düşmanları Talha'yla Zübeyir, doğrudan doğruya, Osman'ın öldürülmesine fetva veren Aişe'nin komutasında bu savaşı İmam Ali'ye (a.s) dayattılar. Çok geçmeden Kureyş İmam'a (a.s) karşı Sıffin Savaşı'nı başlattı! Osman'ın kanını talep etme adıyla bu iki savaş Hz. Ali'ye dayatıldı ve böylece Kureyş, Medine dışında Müslümanların zihnini karıştırdı. Sonra "Hakemeyn Olayı"nın peşinden Haricîler İmam'a (a.s) karşı kıyam ettiler. Bu nedenle İmam Ali (a.s) defalarca Kureyş'in kendisine yaptığı zulümden yakınmıştır. Bunun bir örneğini İmam Ali'nin (a.s), kardeşi Akil'e yazmış olduğu mektupta bulmak mümkündür. İmam

(a.s) bu mektupta şöyle yazıyor: Dalâlete meyleden, ayrılık ve ihtilâfı seçen, kendisi dalâletin karanlığında yaşayan ve hakka varmayı zorlaştıran

Kureyş'i kendi hâline bırak. Onlar benden önce Resulullah'a (s.a.a) karşı savaşmakta birleştikleri gibi, bana karşı savaşmakta da ittifak ettiler. Kureyş bana ait olan mükâfatı benden aldı, akrabalık bağını kopardı. Annemin oğlunun (Resulullah) otoritesini benden zorla aldı.[171] İmam Ali'ye (a.s) onlardan birisi, "Ey Ebutâlib oğlu!" dedi, "Sen bu işe gerçekten de pek sarılmışsın." İmam ona cevaben şöyle buyurur: Andolsun Allâh'a, siz benden fazla sarılmışsınız; (hilâfete lâyık olma açısından) benden fazla da uzaksınız ondan. Benimse hem ona ihtisasım var, hem de daha yakınım, daha lâyığım, ona. Ben hakkımı aradım, istedim; sizse onunla benim arama girdiniz; engel oldunuz, ona karşı da benim yüzüme vurdunuz.

Onu delille, orda bulunanların önünde hırpalayınca dona kaldı; bana ne cevap vereceğini bilmez bir hâle düştü! Allâh'ım! Kureyş'ten hakkımı al benim. Onlara yardım edenlerden hakkımı al benim. Bunu istiyorum, yardım diliyorum senden; çünkü onlar, yakınlığımı inkâr ettiler; pek büyük

olan derecemi küçülttüler; bana âit olan işte, benimle kavgaya giriştiler. Sonra da dediler ki: "Hakkı almak da var, vermek de![172] Diğer bir hutbesinde de şöyle buyuruyor: Allah'ım, Kureyş'ten hakkımı senden istiyorum; onlara karşı senden yardım diliyorum. Resulullah'a (s.a.a) olan yakınlığımı inkâr etiler, elimdeki kabı baş aşağı çevirdiler; başkasından fazla lâyık olduğum işte, hakkım olan mevkide benimle kavgaya giriştiler. Hak alınır da, verilir de; istersen gamlara batarak dayan; istersen esef ederek öl, dediler! Baktım, gördüm ki ehlibeytimden başka ne bir yardımcı

var bana, ne bir yar ve yaver. Onların tehlikeye düşmelerini reva görmedim. Gözlerime toz toprak dolmuştu; gözlerimi yumdum; ağzımın kanını dertle, elemle yuttum; zehirden acı olan bıçaklarla doğranmaktan çetin bulunan bu işe dayandım.[173] Sonunda İmam Ali (a.s) Kûfe Mescidi mihrabında Haricîlerden biri tarafından öldürüldü ve hicretin 40. yılında Muaviye hükümeti tamamen ele geçirerek o yılı birlik ve kaynaşma yılı anlamında "Ammu'l-Cemaat" diye adlandırdı; fakat gerçekte o yıla Kureyş'in kaynaşma yılı anlamında "Ammu'l-Cemaat Li-Kureyş" adı verilmeliydi. Sonra Muaviye yirmi yıl saltanat sürdükten sonra hicretin altmışında öldü.

* * *

Bunlar Kureyş'in, İmam Ali'nin (a.s) hilâfete geçmesini istemediklerini gösteren bazı örneklerdir; Resulullah'ın (s.a.a) hadislerinin yayılmasının yasaklanışı da bunun diğer bir örneğidir. Şimdi hadisin yasaklanışını inceleyelim.

Kureyş'in, Resulullah'ın (s.a.a) Hadislerinin Yazılmasını Önleyişi

Amr b. As'ın oğlu Abdullah der ki: Ben, Resulullah'tan (s.a.a) duyduğum her şeyi yazıyordum. Fakat Kureyşliler yazmamı engelleyerek dediler ki:

"Sen Resulullah'tan (s.a.a) duyduğun her şeyi yazıyorsun musun? Oysa, Peygamber de beşerdir. O da hoşnut olarak ve öfkelenerek konuşur!" Bunun üzerine artık duyduklarımı yazmayı bıraktım. Fakat bunu Resulullah'a (s.a.a) söylediğimde o, parmağıyla ağzına işaret ederek, "Yaz." dedi, "Canım elinde olan Allah'a andolsun ki, buradan haktan başka bir şey çıkmaz." Kureyş, Resulullah'ın (s.a.a) hadislerinin yazılmasını engellemesinin

sebebini açıkça beyan etmiştir. Yani Resulullah (s.a.a) birine kızmış veya birinden hoşnut olduğu hâlde konuşmuş olabilirdi! Birinci durumda Resul-i Ekrem'in hadisi onun utanç duymasına ve adının kötüye çıkmasına sebep olurdu. Oysa Kureyş'in inat ve azgınlığı hakkında Resulullah'ın (s.a.a) neler söylediğini ve onları ezmek için inen ayetleri tefsir ettiğini bilmekteyiz. İkinci durumda ise, Resulullah'ın (s.a.a) hadisi, birinin hakkında açık bir nas olarak kalacaktı; oysa Kureyş kendisi hakkında böyle bir nassın yayılmasını istemezdi! İşte bu nedenle Resulullah'ın (s.a.a) hayatının son anlarında vasiyetinin yazılmasına engel oldular. Resul-i Ekrem (s.a.a), "Gelin sizin için bir şeyler yazayım da benden sonra asla sapmayın."  buyurdu. Fakat Ömer dedi ki: "Resulullah'a ağrıları galip gelmiştir! Sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır; o size yeter!" Yine dediler ki: "Ona ne oluyor? Sayıklıyor!" Bu engelleme, hilâfete geçmesini istemedikleri birinin hakkında Resulullah'ın (s.a.a) nassının yayılmasından korktukları içindi. Bu nas yayılacak olsaydı, peygamberlikle hilâfet onun ailesinde toplanmış olurdu! Kureyş'in bu endişesinden dolayı Ömer kendi hilâfeti döneminde Resulullah'ın (s.a.a) hadislerinin yazılmasını engelledi ve ashabın Resul-i Ekrem'den (s.a.a) yazdıkları hadisleri toplayarak hepsini yakıverdi!

Resulullah'ın (s.a.a) hadislerinin yazılmasının yasaklanışı, Emevî halifesi Ömer b. Abdülaziz zamanına kadar devam etti; diğer işler de bu şekildeydi. Bu konuda kitabımızın ikinci cildinde "halifeler döneminde hadis yazımının yasaklanması" bölümünde genişçe bahsedeceğiz. Fakat şimdi Hulefa-i Raşidin'den sonra Kureyş halifelerinin o kerahet ve düşmanlıklarını sergilemek için izledikleri siyaseti inceleyeceğiz.


Yüklə 1,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   70




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin