Anahtar söZCÜkler/key words


Küreselleşme, Sermaye Akımları, “Çok Taraflı Yatırım Anlaşması (MAI)”, Mal Ticareti



Yüklə 3,03 Mb.
səhifə8/37
tarix15.09.2018
ölçüsü3,03 Mb.
#82394
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   37

3.1.5. Küreselleşme, Sermaye Akımları, “Çok Taraflı Yatırım Anlaşması (MAI)”, Mal Ticareti


Dünya ekonomisinde 1980'li yıllarla birlikte artan doğrudan yabancı sermaye yatırımı (DYSY) miktarı, 1999 yılında 865 milyar dolara ulaşmıştır. Bunun yaklaşık 636 milyar dolarlık kısmı, gelişmiş ülkelere gitmiştir. Yani, bu rakam, bütün DYSY'nın % 73'ünü oluşturmaktadır. ABD ve İngiltere, tüm DYSY girişlerinde % 41'lik bir paya sahip olmuştur.

Gelişmekte olan ülkeler, 1999 yılında toplam 208 milyar dolarlık DYSY çekmiştir. Bu rakam, toplam dünya DYSY miktarının % 24'ünü oluşturmaktadır. Çin, yaklaşık 40 milyar dolarlık pay ile, gelişmekte olan ülkelere yönelen DYS girişinin % 19'unu almıştır. Ayrıca, Brezilya ve Arjantin'in uyguladığı özelleştirme politikaları sonucunda, bu ülkelere yönelen DYS, 1999 yılında yaklaşık 90 milyar dolara ulaşmıştır. Macaristan ve Polonya da, piyasa ekonomisine geçişle birlikte gerçekleştirilen özelleştirmeler sayesinde, DYSY çekme bakımından önemli ilerlemeler kaydetmiştir.

1999 yılında, dünyadaki toplam DYS çıkışları ise 800 milyar dolara ulaşmıştır. Bunun 732 milyar dolarlık (% 91) kısmı, gelişmiş ülkeler tarafından gerçekleştirilmiştir. Yalnızca ABD ve İngiltere'nin toplam içindeki payı yaklaşık % 43 olmuştur. Görüldüğü üzere, sermaye, yine sermayesi bol olan bölgelere gitmektedir (Yaşgül, 2002:227).

Gelişmekte olan ülkeler, DYSY'dan daha fazla pay alabilmek amacıyla yeni yasal düzenlemelere yönelmişlerdir. 1991-1999 döneminde DYSY ile ilgili çıkarılan 1035 yasanın % 94'ü yabancı sermaye hareketlerinin serbestleşmesine yönelik olmuştur (Yaşgül, 2002:226).

ABD ve OECD ülkelerinin girişimiyle, sermaye hareketlerinin düzenlenmesi için, GATT Uruguay görüşmeleri sürerken Dünya Bankasınca yürütülen Çok Taraflı Yatırımı Garanti Anlaşması (MIGA - Mutual Investment Guarantee Agreement) 1998 yılında imzalanmış ve daha sonra MAI görüşmelerine geçilmiştir. MIGA ile, yabancı yatırımların çeşitli risklere karşı 15 yıl süre ile sigortalanması ve imtiyaz sözleşmeleri ile tahkim kurumunun getirilmesi söz konusu olmuştur (Eroğlu, 2002:29). Çok Taraflı Yatırım Anlaşması (Multilateral Agreement on Investment-MAI) ile amaçlanan, uluslararası sermayenin serbest dolaşımını sınırlayan her türlü engelin ortadan kaldırılması ve bu sermayenin gittiği her ülkede rahatça kar elde edebilme koşullarının sağlanmasıdır (Şahin, 1999:231). MAI, uluslar-üstü sermayenin gittiği ülkede; üretim, pazarlama, hatta mülkiyet edinme gibi konularda hiçbir denetim ve sınırlamayla karşılaşmaması konusunda ulusların anlaştığı yasal bir düzenlemedir. Uluslararası yatırımları belirleyen yasaların liberalleşmesi, yatırımların korunması ve dolayısıyla küreselleşmenin yaygınlaştırılması amacıyla çok yönlü bir çerçeve anlaşması oluşturulmaya çalışılmıştır (Tokol, 2000:151).

MAI, “21’inci Yüzyılın Anayasası” olarak nitelendirilmektedir. Kapsadığı açık hükümlerle dünya siyaset ve hukukunun ana çerçevesini çizmeyi hedeflemektedir. Ulus-devletlerin siyasetinin, hukukunun ve anayasasının üstünde hatta açıkça bunları kendine tabi kılan bir güce sahip olmaya adaydır.

MAI’nin iki temel amacı bulunmaktadır. Bunlardan ilki; çok-uluslu yatırımlara uygulanan işlemlerde tam eşitlik ve şeffaflık sağlanarak uluslararası sermayeye aynı işlemin uygulanmasını sağlamaktır. İkinci amaç ise; ulusal sorunların çözümünde çok-uluslu sermayenin bir araç olarak kullanılmamasıdır. Böylece, ulus-ötesi şirketler; ülkelerin ihracatlarının gelişmesi, teknoloji transfer edilmesi ve istihdam yaratılması gibi konulardan bağışık tutulmaktadır. MAI ile hedeflenen; sermaye hareketlerine konan ve konabilecek tüm sınırlamaları kaldırmak, kar transferini sınırsız kılmak, yabancı işletmelerin üretim biçimine ilişkin tüm sınırlamaları kaldırmak, ülkelerin kendi yatırımcılarını kayıracak uygulamalara gitmelerini önlemek, çok-uluslu sermaye ile gittiği ülke arasında uyuşmazlık çıktığında, devleti uluslararası tahkim kurulunda dava edip tazminat isteyebilmektir. MAI’ye dahil olan bir ülke beş yıl dolmadan sözleşmeyi feshedemeyecektir. Sözleşmenin feshedilmesinden sonra 15 yıl süre ile MAI hükümleri yürürlükte kalacaktır (Şahin, 1999:236).

Ana hatları böyle olan MAI kuralları; yabancı yatırımdan ve ulus-ötesi şirketlerden yana olan hareketlilikleri ençoklarken, riskleri en aza indiren bir anlaşma olarak değerlendirilebilir. Bu anlamda MAI; "1970'lerde başlayan kapitalizme ait bir sürecin geldiği aşamayı siyasal bir çerçeveye oturtma çabası" olarak da yorumlanabilir (Demirer, 1999:280).

MAI oluşumuna karşı değişik tepkiler sürmektedir. Halen tartışmalar, özellikle OECD ağırlıklı olarak yapılmaktadır. Çünkü, MAI görüşmeleri, 29 OECD ülkesi arasında yapılmakta ve dünyanın en büyük 500 çok-uluslu şirketinin 477 tanesi OECD ülkelerinde bulunmaktadır (Ekin, 1999:78). Ortaya çıkışıyla birlikte tüm dünyada geniş bir toplumsal muhalefet ile karşı karşıya kalan MAI'nin geleceği belirsiz gibi görünmektedir (DİSK/GENEL-İŞ, 2000:7). Ancak MAI, yeni devlet-dışı çokuluslu aristokrasinin gücünü ve büyük sanayi devlerinin kendi yararlarına oynadıkları rolü, çok açık biçimde göstermektedir. Sonuçta, tasarı benimsenmemiştir; çünkü tüm hakları çokuluslu şirketlere ve tüm sorumluluğu ulus-devletlere yüklemişti (Rivero, 2003:43).

Türkiye tarafından 2000 yılında kabul edilen "tahkim", MAI Anlaşması'nın IV. Maddesinin yalnızca bir bölümünü oluşturmaktadır (DİSK/GENEL-İŞ, 2000:7).

2000 yılında dünya mal ticareti 6,364 milyar dolar, ithalatı ise 6,669 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamlarda, ilk 50 ülkenin toplamı her iki değerde de % 95 düzeyindedir. İthalatta ve ihracatta ilk üç sırayı ABD, Almanya ve Japonya almıştır. Almanya dışında Avrupa Birliği ülkesi ülkelerden İngiltere, İtalya ve Hollanda ilk on içinde yer almaktadır (Ay, 2002:78).

1976 yılında uluslararası sermaye piyasalarından borç alınan miktar 95.6 milyar dolarken, 1993 yılında bu miktar 818.6 milyar dolara ulaşmıştır. Dünya finans piyasalarındaki işlem hacmine ait farklı veriler bulunmasına karşın, günlük döviz piyasası işlemlerinin ancak % 10'u meta ticaretinden oluşmaktadır. Tahminlere göre, dünya para piyasalarındaki bir günlük işlem hacminin % 90'ını spekülatif işlemler oluşturmaktadır (Albayrak, 2002:19).



Yüklə 3,03 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin