Bakara sûresi


(97-) Kul men kâne adüvven liCibriyle feinnehu nezzelehu alâ kalbike Biiznillahi musaddikan lima beyne yedeyhi ve hüden ve büşra lilmu'miniyn



Yüklə 2,66 Mb.
səhifə153/355
tarix07.01.2022
ölçüsü2,66 Mb.
#91172
1   ...   149   150   151   152   153   154   155   156   ...   355

(97-) Kul men kâne adüvven liCibriyle feinnehu nezzelehu alâ kalbike Biiznillahi musaddikan lima beyne yedeyhi ve hüden ve büşra lilmu'miniyn;


* De ki: “Her kim Cebrail’e düşman ise, bilsin ki o, Allah’ın izni ile Kur’an’ı; önceki kitapları doğrulayıcı, mü’minler için de bir hidÂyet rehberi ve müjde verici olarak senin kalbine indirmiştir.”

De ki ey Habibim kim ki Cibril’e düşman olursa, bilsin

213

ki, muhakkak ki o, Allah’ın izniyle senin kalbine indirdi, ellerinde olanı tasdik edici ve mü’minlere hidÂyet olucu ve müjde olanı.



Yani Cebrâîl (a.s.) a dost ol ona gönül kapılarını aç mânâsına, Cebrâîl ne demek,? Cebrâîl ilim hakikatinin yoğunlaşmış özelliğidir, yani ilm-i İlâhinin yoğunlaşmış, belirginleşmiş bir zuhur mahallidir, ve bütün bu âlemdeki bilinçler, bilgiler ona bağlıdır, o yalnız bir varlık değil emrinde sayılamayacak kadar çok görevli melekleri vardır, onlar her kişinin ne kadar bilgiyi almaya gayreti varsa, o gayretli olanlara o bilgileri ulaştırıyorlar.

Risâlet görevi bir bakıma, Allah’ın Rasûlü evvelâ bir mertebeden bir mertebeye yani bâtıni risaletten zâhirî risalete geçiriyor hakikatleri, sonra Hz.Peygambere(s.a.v) getiriyor, Hz.Peygamber’de onu insânlara ve cinlere ulaştırıyor, bu Allah’ın izniyle oluyor (Biiznillâhi), senin kalbine Zâti hakikatleri indiriyor demek, işte vehb dediğimiz hadise bu ama vehbe ulaşmak için kesbi oluşturmak lâzımdır, çalışmak lâzımdır, yani ateşi yakacaksın, üstüne yemeği malzemeyi koyacaksın o artık pişmeye başlayacak, pişme senin elinde değil, işte burada pişirme vehb, hazırlama kesb’tir, pişirme hadisesini yapan ateş oluyor burada, sen istediğin kadar ateşi aç tencerede malzeme yoksa o tencere çatır çatır yanar, yani vehb işe yaramaz orada kesb ile birlikte olması lâzımdır.

Ayrıca tasdik edici olarak, yani sendeki Mûseviyyet, İseviyet mertebesi itibarıyla idrak ettiğin hakikatleride tasdik edici, çünkü onlarda bir evvelki mertebeden yine Cebâîl (a.s.) vasıtasıyla geldi, ama zâhirden geldi, ama bâtından geldi, Hâdi ismi yoluyla geldi ve müjde olarak geldi, mü’minler için geldi, aslında bu geliş bütün varlıklara fakat diğerlerine gelenler hidÂyet ve müjde yoluyla değil, mü’minlere ancak hidÂyet ve müjde yoluyla. Senin varlığında ey Habibim benden başka bir varlık yoktur diye müjdeliyor ve senin varlığın benim Hâdi esmâm ile hidÂyet yolundadır.

214


مَن كَانَ عَدُوّاً لِّلّهِ وَمَلآئِكَتِهِ وَرُسُلِهِ وَجِبْرِيلَ وَمِيكَالَ فَإِنَّ اللّهَ عَدُوٌّ لِّلْكَافِرِينَ

Yüklə 2,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   149   150   151   152   153   154   155   156   ...   355




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin