Bakara sûresi


(39) Velleziyne keferu ve kezzebu Biayatina, ülâike ashabünnari hüm fiyha halidu



Yüklə 2,66 Mb.
səhifə47/355
tarix07.01.2022
ölçüsü2,66 Mb.
#91172
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   355
(39) Velleziyne keferu ve kezzebu Biayatina, ülâike ashabünnari hüm fiyha halidu

* İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.

İnsân’ın İlâh-î varlıktan ayrılıp yeryüzünde bireysel varlık olarak yaşama sürecini belirttikten sonra Cenâb-ı Hakk mevzuu değiştirerek tam karşıtını vermeye başlıyor bu Âyeti Kerîme’ de, O kimseler ki küfrettiler, inkâr ettiler, hakikati İlâhiyye yi örttüler ve yalanladılar Âyetlerimizi, işaretlerimizi, hakikatlerimizi, işte o kimseler cehennem ashabıdır, onlar onun içerisinde ebedi kalıcıdırlar.

O kimseler dediği, biraz yukarıda cemi’an yeryüzüne ininiz dediği insân neslinin bazı bölümleri, çünkü hepsi demiyor bazıları diyor, bazıları bilerek örttü bazıları bilmeyerek örttü, onlar kendi varlıklarının hakikati İlâhiyyenin zuhuru olduğunu idrak etmediler, bu yönde o hidÂyet edicilere yol göstericilere ulaşmadılar veya ulaştılarsa da o yaşantıyı ortaya koymadılar veya gayret göstermediler gaflette kaldılar dolayısıyla kendi varlıklarında olan hakikati İlâhiyye’yi böylece gafletleri yüzünden örtmüş oldular işte küfür demek yani örtmek demek budur.

Herbirerlerimize Cenâb-ı Hakk’ın Âdem (a.s.) ın vasfına vermiş olduğu özellikler geçmiş durumda olduğundan onun asâleten olan peygamberliği bizde vekâleten mevcuttur fakat bizim peygamberliğimiz mühürlenmemiş peygamberliktir. Peygamberlik Cenâb-ı Hakk’ın hakikatini en geniş şekilde ortaya koyan varlık demektir, herbirerlerimiz kendi hakikatimizi ne derecede ortaya koyabiliyorsak peygamberliğimiz o derecededir yalnız bu genele şamil değil tabii ki kişinin kendi bünyesinde yaşaması gereken bir şeydir, çünkü “Ben yeryüzünde bir halife hâlkedeceğim” hususuyla herbirerlerimiz halife hükmündeyiz, cinsiyet farkı gözetilmeksizin herbirerlerimiz, kimimiz aklı küllün halifesi

70

yiz kimimiz nefsi küllün halifesiyiz onun için kendi varlıklarımızı küçük görmeyelim, kendi hakikatlerimizi çok iyi idrak edelim, biz hakikatten Cenâb-ı Hakk’ın bu âlemde seçmiş olduğu zuhur mahalleriyiz, seçmiş olduğu varlıklarız diyelim işte bunların içerisinde kendi hakikatini örtmüş olanlar, ortaya çıkaramamış olanlar gaflette kalmış, hayal perdesi arkasında kalmış, vehim ve hayalin perdesinde kalmış beşer aklı cüz’i ile hayatını sürdüren kimseler bilseler de bilmeseler de ehli küfür hükmündedir isterse ayrıca ismi müslüman olsun fakat bunların zâhirde yapılan işleri İslâmi olduğundan onlar gaflette de olsalar şeriatı Muhammediyye’ye uyduklarından kurtarırlar, cennet ehli olurlar, çünkü fiilleri var ve onlardan başka şey istenmez, ef’âl mertebesi itibarıyla yapılan İslâmi fiilleri yerine getirdiklerinden onlar küfür hükmünden çıkar imân ehli olarak söylenir ama bu zâhirdedir, bu zâhir ehlinden de zâten bâtıni hükümler aranmaz. Zâhirde dahi İslâmi hukuku tatbik etmeyen din dışıdır, İslâmi olup imân ehli olan fakat fiilleri eksik olanlarında ayrı bir durumu var, imânı olduğundan yine küfür hükmüne girmez ama ne imânı var ne herhangi bir İslâmi fiili var bunlar fiilleri yapmadıkları için kendilerinden o fiil çıkmadığından onu örtmüş hükmünde oluyorlar ve bu Âyeti Kerîm’e de onlara hitap ediyor.



Örtmekle kalmadılar birde yalanladılar ayrıca, inkâr ettiler, tekzib ettiler, hayır böyle bir şey yoktur biz inanmayız dediler hatta daha da ileriye gittiler, işte o kimseler ateş ehlidirler, zâten hayal ve vehmin tesiri altında kaldıklarından kendileri ateşe dönmüş varlıklardır, her ne kadar bu dünyada toprak, hava, su olarak gözükselerde onlardaki anasır-ı erbaadan olan ateş üstün geldiğinden, hayal âleminde kendi bireysel âlemlerinde yaşadıklarından zâten bu dünyada ateşe dönüşmüşlerdir, işte onun için “ashabünnar” diyor eğer bu dünyada “ashabuturab” olsalar “ashabünnar” kelimesi onlar için söylenmemiş olur, yani bu dünyada biz ne isek ahirettede halimiz o olacak eğer kendi varlığımızı nûr etmişsek âhiret

71

te’de nûr varlıklar olarak çıkacağız. Onlar orada ebedi olarak kalıcılardır, onların orada kendi kanaatleri ateş meşreb üzere olduklarından ebedi olarak o ateş içerisinde kalacaklardır. Diyor ya cehennemde ateş yok, herkes ateşini buradan götürüyormuş,



Bir gün Behlül Dânâ hazretleri, üstü başı toz toprak içinde uzun bir yolculuktan gelmiş olmanın belirtileri ile Harun Reşid’in huzuruna çıktı. Harun Reşid sordu:

-Bu ne hal Behlül, nereden geliyorsun? -Cehennemden geliyorum ey hükümdar. -Ne işin vardı cehennemde? -Ateş lazım oldu da ateş almaya gittim. -Peki, getirdin mi bari?

-Hayır efendim getiremedim. Cehennemin bekçileriyle görüştüm, onlar “Sanıldığı gibi burada ateş bulunmaz, ateşi herkes dünyadan kendisi getirir” dediler

bu ne derece doğrudur bilinmez fakat belirli bir şey anlatıyor, cehenneme gitmedik bilmiyoruz fakat orada ateş olduğunu söylüyorlar, tabi ki söylenen haberler neyse hepsine inanıyoruz, bunlar tabi ki bazı gerçekleri ifade etmek üzere ortaya konan hadiselerdir, ama diğer taraftan da haberlerde cehennemin mü’min kullar üzerinden geçerken ona yalvardığıda belirtiliyor “Ey mü’min üzerimden çabuk geç senin nûr’un benim ateşimi söndürecek” diyor, demek ki bir insân daha burada iken kendisinde mevcut emmâre ateşini, hayal ve vehim ateşini söndürürse onun cehennem nesini yakacak, nûr’a dönüştüğünden cehennem onu yakamaz zâten, nûr cehennemi söndürür, cehennem ateş unsuridir, kaynağı madde âlemindendir, Nûr Rahmânidir, tabi ki Rahmân-i olan cismân-i olan şeyi örter,

يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ اذْكُرُواْ نِعْمَتِيَ الَّتِي أَنْعَمْتُ عَلَيْكُمْ وَأَوْفُواْ بِعَهْدِي أُوفِ بِعَهْدِكُمْ وَإِيَّايَ فَارْهَبُونِ

72


Yüklə 2,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   355




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin