Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi



Yüklə 7,48 Mb.
səhifə11/134
tarix27.12.2018
ölçüsü7,48 Mb.
#87102
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   134

BANCO Di ROMA

1880'de İtalya'da kurulan, idare merkezi Roma'da olan, Türkiye'deki ilk şubesini 1909'da (bazı kaynaklara göre 1911'de) açan banka.

Ticari bir banka olarak kurulmuş, büyük oranda mevduat toplamıştı. 1920'de sermayesi yüz elli milyon lireti bulmuş, çok kısa sürede İtalya'da ve yurtdışında örgütlenmiş, dünyanın muhtelif yerlerinde de şubeler açmıştı.

İstanbul'daki şubesi 1909'da, Galata Ünyon Han'da açıldı. Merkez şube olarak çalışan bu yer, zaman içinde iş merkezlerinin Eminönü tarafına kaymasın-



BANDIRMAII TEKKESİ

47

BANKALAR

dan ötürü, Sultanhamam'a taşındı. Bankanın Fransa, isviçre, İngiltere ve özellikle İtalya'nın sömürgelerinin tümünde şubeleri ve temsilcilikleri vardı.

Fransa'da, Paris, Lyon, Monte Carlo; İsviçre'de. Lugano; Belçika'da, Brüksel; Mısır'da Kahire ve İskenderiye'de; ayrıca New York ve Frankfurt'ta da birer temsilcilik açmış, daha sonra bunları büyük şubeler haline getirmişti. 1920'de Banco di Roma'nın Türkiye'deki şubelerinin dağılımı şöyle idi: Merkez şube Camondo Han, Galata; İstanbul şubesi Pinto Han, İstanbul; Beyoğlu şubesi Grand Rue de Pera, 337 (St. Antoine Kilisesi'nin altı).

Bankanın biri Üsküdar'da, diğeri Sir-keci'de iki ayrı deposu da vardı. 1928' den 1931'e kadar, bankanın müdürlüğünü Livorno doğumlu bir İtalyan Ya-hudisi olan Cesare Salfatti yapmıştı. 1970' te Banco di Roma'nın altmış milyar liret sermayesi vardı ve Ortak Pazar ülkelerine en çok kredi veren bankalardan biriydi.

Banco di Roma'nın 1970'te Türkiye'de 5 şubesi bulunuyordu. Merkez şube olarak bilinen ve 1920'lerin sonunda Sultanhamam'a taşınan şube, daha sonra Bahçekapı'daki Umum Sigorta Ha-m'nm altına yerleşti.

Bu yerin Emlak Bankası'na verilmesi üzerine, Perşembepazarı'nın girişine ve Tünel'e yakın kendi binasına taşındı.

1970'te, Banco di Roma'nın Türkiye'deki mevduat miktarı yüz on dört milyon TL'ydi. 1973'te mevduat miktarı yüz otuz beş milyon TL'ye yükseldi. 1980'de Türkiye'de dört şubesi ve 117 çalışanı bulunuyordu. 1984'te şube adedi ikiye düşmüş, çalışanları ise 122'ye yükselmişti. Banka halen İstanbul'da çalışmalarını sürdürmektedir.

BEHZAT ÜSDİKEN



BANDIRMALI TEKKESİ

bak. HAŞİM EFENDİ TEKKESİ



BANDURI, ANSELMO

(18 Ağustos 1675, Ragusa [bugün Dub-rovnik] -14 Ocak 1743, Paris) Din adamı ve Bizans tarihçisi. Asıl adı Banduro-viç olan Banduri, Venedik Dalmaçya' sında Stagno (bugün Ston) Katolik piskoposunun yeğeniydi. l692'de Benedik-ten tarikatında keşiş olduktan ve Ragu-sa'da dinbilim okuduktan sonra İtalya'ya geçip l696'da Roma'ya yerleşti, burada öğrenimini tamamladı ve Yunanca öğrendi. 1700'de Floransa'da Medicislerin yanında çalışmaya başladıktan iki yıl sonra Bizans yazmalarında araştırma yapmak için Paris'e davet edildi. Orada, kraliyet kütüphanesinde (bugün milli kütüphane) çalışırken 10. yy'da Kons-tantinopolis anıtlarının efsanevi bir tasviri olan Pastixa (Pastixa seu Origines Urbis Constantinopoleos, 1783) yazması ile karşılaştı ve onu Yunancadan Latin-ceye çevirmeye başladı. Bu çalışma ilerideki Imperium Orientale adındaki büyük yapıtının nüvesini oluşturdu. Aynı zamanda Paris'teki diğer Benedikten ke-

şişlerle birlikte Bizans din adamlarının yazmalarını yayına hazırlamakla meşguldü. Bunların arasından Bizans tarihçisi ve 806-815 arasında Konstantinopolis patriği olan Nikoforos'un eserlerinden ve Pastixa'lardan yola çıkarak Kontanti-nopolis'in tarihine ait bilgileri ve belgeleri toplayan bir eser ortaya koymak fikri Banduri'de gelişmeye başladı. Giderek bu projeye, kentin tarihine ait o dönemde bilinen tüm yayımlanmış ya da yayımlanmamış belgeler, Diocletianus' tan (hd 286-305) XI. Konstantinos'a (hd 1449-1453) kadar tüm imparatorların hayat hikâyeleri ve o tarihe kadar yayımlanmamış olan iki binden fazla para ve madalya eklendi. Bu konudaki araştırmalar Paris ve Fransa'nın dışına da taştı ve Galland gibi o dönemde yaşlanmış olan araştırmacılar ya da Leibniz gibi filozoflar da proje ile ilgilendi. Çalışma geliştikçe bir "Antiquitates Constantino-politanae" olmaktan çıkıp Bizans İmpa-. ratorluğu tarihi haline geldi. İlk cildin basımı 1710'da bitirilmiş olmasına rağmen ikincisinin bitimi beklenildi ve iki cilt birden 1712 başında yayımlandı.

Toskana Büyük Dukası III. Costimo Medicis'e ithaf edilen bu eser dönemin bilim adamları arasında büyük bir ün kazandı. Kitap dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, Kostantinopolis imparatorlarının ve patriklerinin kronolojik bir listesinden sonra İmparator VII. Konstantinos'un (Porfirogenitos) imparatorluğun idari taksimatı (thematd) aracılığıyla siyasi coğrafyasını anlatan De the-matibus adlı yapıtını ve dilbilimci lerok-les'in Bizans kentlerinin ve eyaletlerinin 6. yy'daki durumunu anlatan ve bir önceki yapıta kaynak olan Syneodemus adlı çalışmasını içerir. İkinci bölümde imparatorluğun idaresine ve dış politasma ait metinler vardır. Bunların en önemlisi yine VII. Konstantinos'un De administ-rando impeııo'sudur. Yapıtın nüvesini oluşturan üçüncü bölümün tümüyse Konstantinopolis'in tarihine aittir. Sekiz kitaptan oluşan bu bölümün ilk dört kitabı Patria'nın ilk yayınına ayrılmıştır, üçü kentin, dördüncüsü ise Ayasofya'nın tasvirini içerir. Buna, ilk baskısı 156l'de yapılmış olan Pierre Gilles'in (Petrus Gyllius) De topogmphia Constantinopoleos et de illigus antiquitatibus libri qu-atuor ile De Bosporo Thracio libri tres adlı yapıtları ve 5. yy'ın başına, İmparator Arkadios'un dönemine ait bir Konstantinopolis tasviri eklenmiştir. Dördüncü bölümü oluşturan ikinci ciltte, birinci ciltteki yapıtların yorumları yer alır ve bunların en büyük kısmı yeniden "pat-ria'ların yorumlanmasına ayrılmıştır.

Bu kitabın yayımlanmasından sonra Floransa'ya dönmeyi düşünen Banduri niyetini hiçbir zaman gerçekleştirememiş, 1718'de Roma ve Bizans paralan konusunda bir kitap yayımladıktan sonra 1724'te Orleans dukasının kütüphanecisi olmuş, ancak hayalindeki diğer büyük projeleri hayata geçiremeden ölmüştür. STEFANOS YEROSİMOS



BANKACILIK

Tanzimat dönemine kadar Osmanlı topraklarında bugünkü anlamda banka yoktu. Kısmi banka işlevi gören sarraf ve poliçecilere ülkenin dört bir yanında rastlanıyordu (bak. sarraflar). İstanbul'un fethinden sonra hemen her padişah zamanında Osmanlı parasının vezin ve ayarı birkaç kez düşürülür, eski paralar piyasadan çekilmediğinden ülkede birkaç tür sikke tedavülde olurdu. Osmanlı sikkelerinin yanısıra, fetholunan ülkelerde geçerli olan para türleri ve yabancı ülkelerle ticari ilişkiler sonucu elde edilen madeni paralar da iç piyasada alım gücüne sahipti.

Bu nedenle sarraflık, diğer bir deyişle değişik tür paraları bir diğerine dönüştürmek ve para bozmakla uğraşan esnaf, çok eski zamanlardan beri Osmanlı topraklarında faaliyet alanı bulmuş, bir tür kambiyo işlevi görmüştü.

Bizans İmparatoıiuğu'nun son zamanlarında Venedikliler ve Cenevizliler Doğu Akdeniz, Dalmaçya, Karadeniz, Ege kıyıları ve adalarına yerleşmiş, Avrupa'nın Doğu ticaretini ellerine geçirmişlerdi. Bu topraklar Osmanlı yönetimi altına girdikçe, birçok Venedikli ve Cenevizli, Osmanlı uyruğunu kabul etmişti. Sonraları bu yörelerde oturan Rum, Ermeni ve Hıristiyan Arnavutlarla evlenerek Levanten diye adlandırılan bir topluluk oluşturdular (bak. Levantenler). Eskiden olduğu gibi Batı ile olan ticari ilişkileri sürdürdüler.

Osmanlı topraklarında ilk banka işlemleri büyük ölçüde Levantenlerin inhisarında kaldı. Sarraflık yüzyıllarca bu kesimin denetiminde yürütüldü. Düyun-ı Umumiye'nin kuruluşuna kadar, özellikle Osmanlı Bankası'mn faaliyete geçişinden önce, mali tarihimizde önemli bir rolü olan Galata bankerlerinin(->) çoğunluğu Levantenlerdi. Lorando, Tubini, Corpi, Baltazzi, Stefanoviç, Shilizzi, Neg-roponte, Coronio ve Alberti bunların önde gelenleriydi.

Levantenlerin yanısıra Camondo, Fer-nandez gibi Musevi; Öyenidi, Mavrogor-dato, Zarifi, Zafiropulo ve Lasto gibi birkaç Rum; Köçeoğlu, Mısırlıoğlu gibi bir-iki Ermeni ile Alleon, Barker gibi yabancı uyruklu bankerlere de rastlanıyordu.

Tanzimat'la birlikte Osmanlı yönetimi, artan giderlerini karşılamak için kâğıt para, o günkü deyimiyle kavâim-i nakdiye-i muteberre çıkarmak zorunda kaldı. Ancak gelişigüzel basılan bu paralar kısa sürede değer yitirerek Osmanlı Lirası'nın yabancı paralar karşısında değer kaybına uğramasına neden oldu.

Babıâli 1844'te bir para reformu (tas-hih-i ayar) gerçekleştirmiş, ardından kambiyo işlemlerinin yürütülmesi 1845' te Alleon ve Baltazzi adlarında iki Galata bankerine devredilmişti. Bu bankerler 2.000.000 kuruş karşılığında bir yıl süreyle 110 Osmanlı Kuruşu = l İngiliz Lirası rayiciyle Fransa ve İngiltere üzerine poliçe çekmeyi taahhüt ediyorlardı.

Ertesi yıl sözleşme yenilenirken bankerler girişimlerine Bank-ı Dersaadet (Ban-que de Constantinople) adını verdiler; böylece Osmanlı topraklarında resmen banka adını taşıyan ilk kuruluş doğdu. Ancak Avrupa'da 1848 devrimleri dünyanın bellibaşlı mali piyasalarını etkilediği gibi İstanbul üzerinde de olumsuz sonuçlar doğurdu. Bank-ı Dersaadet 1852'de tasfiye edildi.

Kırım Savaşı ertesi ilan edilen Islahat Hatt-ı Hümayunu bankanın gereğini vurguluyor, "devlet-i âliyenin tashih-i usul-ı sikke ve umur-ı maliyesine itibar verecek banka misillu şeyler" açılmasını buyuruyordu. Bu tür kuruluşlar için Avrupa'nın bilgi, beceri ve sermayesinden yararlanılmasını öneriyordu.

1820 ertesi, Osmanlı-Avrupa ekonomik ilişkileri hızla gelişmeye başladı. Ticaret hacmi büyüdü. Bu doğrultuda parasal işleri yürütecek banka gereği duyuldu.

Osmanlı Devleti'yle ticari ilişkilerini geliştiren İngiltere, 1836'da Osmanlı topraklarında bir banka kurma girişiminde bulundu. 1838'de, İngiltere'nin Bursa konsolosu Sandison, Mustafa Re-şid Paşa'ya Reed, Irving and Company adına Osmanlı ülkesinde bir banka kurma önerisi getirdi. 1840'ta General Bank of Constantinople adlı bir başka öneri Ticaret Nazırı Ahmed Fethi Paşa'ya verildi. Aynı yıl Fransız sermayesi adına Mösyö Coste karşıt bir öneride bulundu.

1842'de îsveç himayesi altında The Bank of Smyrna kurulmuş, ancak Babıâli'den gerekli izni almadığı gerekçesiyle aynı yıl kapatılmıştı. İki yıl sonra Londra ve Liverpool tüccarlarının girişimiyle The Commercial Bank of Smyrna kurulmak işlenmişse de bir sonuç elde edilememişti.

Ticari ilişkileri geliştirecek türde ticaret bankası kurma gereği her geçen gün daha belirginleşiyordu. Bank-ı Dersa-adet'in tasfiyesi ertesi, 1853'te The Otto-man Bank, 1855'te The British and Ori-ental Bank of Constantinople, 1856'da the Imperial Bank önerileri Babıâli'ye sunulmuştu. Geniş ayrıcalık isteminde bulunan bu projeler geri çevrildi. Ancak, İngilizlerin ticari amaçlı bir banka kurma girişimi Babıâli'nin onayını aldı.

Başlangıçta ödeme ve Iskonto işlemleri görecek bir ticari banka olarak kurulan Bank-ı Osmani, daha sonra devlet bankasına dönüştürüldü; Bank-ı Osma-ni-i Şahane (Osmanlı Bankası) adını aldı. Bank-ı Osmani ticaret bankası olarak İzmir, Selanik, Beyrut ve Galatz'ta şube açtı. Ticari işlemlerin yanısıra hazineye avans verdi. Dış borç akillerinde aracılık etti (bak. Osmanlı Bankası).

19. yy'ın ikinci yarısında İstanbul'da, esas faaliyet alanı Osmanlı topraklan olan birçok yabancı banka kuruldu, ya da yabancı banka şubesi açıldı: 1864'te Şirket-i Maliye-i Osmaniye Bankası ve Şirket-i Umumiye-i Osmaniye Bankası kuruldu. 1871'de Viyana'da kurulan Avusturya-Türk Bankası ve Londra'da

Bankalar

Caddesi'yle

Yüksek-

kaldırım'ın



kesiştiği

noktada


Deutsche

Bank'ın


(Doyçe

Bank)


İstanbul

şubesi.


Salâhaddin Giz

kurulan İstanbul Bankası şube açtılar. Selanik Bankası 1888'de İstanbul'da kuruldu. Esas faaliyet alanı bankacılık cilan İtibar-ı Umumi Osmanlı Şirketi 1893' te İstanbul'da faaliyete geçti.

19. yy'ın ikinci yarısında İstanbul'da kurulan ulusal nitelikli iki banka Emniyet Sandığı ve Ziraat Bankası'ydı. Ziraat Bankası, Midhat Paşa'nın "menafi san-dıkları"nın geliştirilmesiyle 1888'de kuruldu. 1914'te, o yıla kadar 1888 ve 1890 tarihli nizamnamelerle yönetilen Ziraat Bankası'nda kapsamlı bir reforma gidildi. Bundan böyle fakir köylünün kredi başvuruları karşılanacak, tarımda bilgi, beceri artırılacak ve teknoloji getiren toprak sahiplerine uzun vadeli borç verilecekti.

Midhat Paşa'nın ikinci bir girişimi Emniyet Sandığı idi. Emniyet Sandığı ilk olarak Midhat Paşa Tuna vilayetinde vali iken kurulmuştu. Midhat Paşa'nın İstanbul'da Şûra-yı Devlet'e tayini üzerine benzer bir yapılanma 1868de İstanbul'da gerçekleştirildi. Sandık devletin kefaleti altında bulunacak ve tasarruf sandığı görevi görecekti. Rehin karşılığında borç para verecekti. Sandık 1907' de Ziraat Bankası'na bağlandı. Uzun yıllar tüzel kişiliğe sahip, ancak Ziraat Bankası'mn denetiminde bir müessese olarak devam etti.

II. Meşrutiyet bankacılık sektörüne

ivme kazandırdı. Yabancı bankaların yanısıra yerli bankaların sayısı giderek arttı. Türkiye Milli Bankası İstanbul'da kurulan yabancı bankaların en ünlüsüydü.

Yine aynı dönemde İttihatçı çevrelerde "milli" nitelikte bir devlet bankası kurma özlemi doğdu. Tanzimat ertesi devlet maliyesi yabancı ellere geçmiş, Babıâli ülke çıkarlarıyla bağdaşacak bir para ve kredi politikası uygulayamaz olmuştu. Osmanlı Bankası, Düyun-ı Umumiye ile birlikte mali yönden ülkeye hükmediyordu. Osmanlı maliyesi Osmanlı Bankası ve Düyun-ı Umumi-ye'ye danışmadan iş göremez olmuştu. Bu kuruluşlar ise Londra ve Paris'teki idare meclisleri doğrultusunda karar alıyorlardı. 1914 başlarında bu amaca yönelik, Evkaf Bankası yasa tasarısı meclisten geçirildi. Evkaf Nezareti'nin de sermayedarlar arasında yer alacağı bir banka kuruldu.

Ancak I. Dünya Savaşı ile birlikte benimsenen "milli iktisat" görüşleri ulusal bankacılığı ön plana çıkardı. Osmanlı Bankası'mn yerini alacak yerel sermayeli bir devlet bankası ülkenin iktisadi bağımsızlığı açısından zorunlu görüldü.

Osmanlı Bankası'mn devlet bankası olarak ayrıcalığı 1925'e kadar sürüyordu. Babıâli, banka ile olan sözleşmesini feshederek, uluslararası mali çevrelerde kapitülasyonların kaldırılışının doğurdu-

BANKALAR

48

49

BANKALAR CADDESİ

şehir Bankası'nın 10, Egebank'ın ise 10şubesi vardı. Bunların dışında kalan bankaların şube sayıları 8 ile l arasında de-ğişmektedir. 2AFER TOPRAK



BANKALAR CADDESİ

Voyvoda Caddesi ve çevre sokaklara verilen ad.

Yaygın olarak Bankalar Caddesi adıyla bilinen Voyvoda Caddesi, batıda Okçu Musa ile Şair Ziya Paşa caddelerinin kesiştiği meydandan başlayıp Karaköy Caddesi ile Yüksekkaldırım Caddesi'nin birbirine kavuştuğu noktada biter. Bankalar Caddesi adı, yaptığı çağrışıma rağmen bir caddeden ibaret olmayıp Voyvoda Caddesi'nin çevresindeki bir bölgeyi tanımlar. Bankalar Caddesi adı hemen anlaşılacağı gibi çevrede bankaların yoğunlaşmasından sonra konmuştur. Banka ve bankerlerin yerleştiği Haraççı Ali (eski Domuz veya Domuzhane Sokağı), Mertebani, Billur, Bereketzade Medresesi, Zincirli Han, Banka, Eski Banka, Kart-çınar, Banker sokaklarını da içeren bu çevrenin tümünü Bankalar Caddesi bütünlüğü içinde düşünmek doğru olur.

ğu huzursuzluğu daha da derinleştirmek istemiyordu. Düşünülen yeni banka zamanla devlet bankası işlevlerini üstlenecek ve Osmanlı Bankası'nın yerini alacaktı.

Bu amaçla 1917 başında dört milyon sermayeli Osmanlı Itibar-ı Milli Bankası kuruldu. Yönetim merkezi İstanbul olan bankanın kurucuları Biga mebusu Meh-med Cavid, istanbul mebusu Hüseyin Cahid (Yalçın) ve Selanikli tüccar Tevfik beylerdi. Itibar-ı Milli Bankası Cumhuriyet yıllarında İş Bankası ile bütünleşti.

I. Dünya Savaşı yıllarında İstanbul'dakurulan bir diğer banka Milli İktisatBankası'ydı. Savaş yıllarında İttihat veTerakki Cemiyeti, Heyet-i Mahsusa-i Ticariye sayesinde önemli fonlar oluşturmuş, bununla bir dizi şirket kurmuştu.Cemiyetin 1916 kongresinde İstanbulmurahhası Kemal Bey'in önerisiyle, mü-tevelliliği evkaf nazırlarının üzerindebulunmak kaydıyla heyetin elde ettiğikazançla vakıf niteliğinde bir banka kurulmasına karar verildi.

Milli İktisat Bankası 1.500.000 Osmanlı Lirası sermayeyle Milli Mahsulat Şirketi Müdürü Said Bey, Milli Kantariye Şirketi Müdürü Bekir Bey ve Milli Ekmekçiler Şirketi Müdürü İzzet Bey'in girişimleri sonucu doğdu.

Yine aynı dönemde İttihatçılar İstanbul'da Ticaret ve İtibar-ı Umumi Milli. Bankası'nı kurdular. 50.000 Osmanlı Lirası sermayeli banka Mart 1917'de faaliyete geçti. Banka her türlü sarraflık ve ticari işlemle uğraşacak, taşınmaz ya da taşınır mal karşılığı borç para verecekti.

II. Meşrutiyet yıllarında Müslüman-Türk unsur İstanbul'da dört banka dahakurmuştu. Bunlar 5 Temmuz 1911 tarihlive 22.000 Osmanlı Lirası sermayeli İstanbul Bankası, 22 Ocak 1914 tarihli ve100.000 Osmanlı Lirası kuruluş sermayeliEmlak ve İkrazat Bankası, 10 Ocak 1914tarihli ve 100.000 Osmanlı Lirası kuruluşsermayeli Asya Bankası Anonim Şirket-iOsmaniyesi ve 8 Temmuz 1918 tarihli ve45.000 Osmanlı Lirası kuruluş sermayeliİktisat Anonim Şirketi'ydi.

1924-1925 için hazırlanan Türk Ticaret Salnamesi'ne göre İstanbul'da 21 banka vardı. Bunlar Asya Bankası, Amerikan Ekspres Bankası, Adapazarı İslam Ticaret Bankası, lonian Bank Limited, İstanbul Bankası, Emniyet Sandığı, İtalyan Ticaret Bankası, Banca İtalyana di Scon-to, Bank Marmorosh Blank ve Şürekâsı, Banca Commerciale Italiana(->), Banco di Roma(-t), Türkiye Milli Bankası, Deutsche Bank, Ziraat Bankası, Selanik Bankası, Seine Bankası, Osmanlı İtibar-ı Milli Bankası, Osmanlı Bankası, Credit Lyonnais Bankası, Milli İktisat Bankası, Memalik-i Şarkiye Fransız. Bankası'ydı (Banque Française deş Pays d'Orient).

Cumhuriyet'in ilk yıllarında Türkiye'nin birçok yöresinde tek şubeli yerel bankalar kuruldu. Yerel tüccar ve eşrafın kredi talebini karşılayan bu bankaların sayısı kısa sürede arttı. İstanbul'da ulusal ve yabancı bankaların varlığı nedeniyle

bu tür yerel banka sayısı sınırlı kaldı. İstanbul Esnaf Bankası (1925), Türkiye İmar Bankası TAŞ (1938) ve Üsküdar Bankası (1929) bu dönemde İstanbul'da kurulan tek şubeli bankalardı. Esnaf Bankası 1938'de feshedildi. Üsküdar Bankası 1933'te Adapazarı Türk Ticaret Bankası ile birleşti. İmar Bankası ise halen çok şubeli bir banka olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.

Belirtilenler dışında Cumhuriyet'in ilk yıllarında İstanbul'da yabancı sermayenin kurduğu Ticaret ve Sanayi Türkiye ve İran Bankası (Banque Turco-Per-san pour le Commerce et ITndustrie) (1921) ve azınlıkların oluşturdukları Der-saadet Küçük İkrazat Sandığı TAŞ (1923) faaliyete geçti.

Türkiye'nin 1929 buhranı ertesinde devletçiliğe yönelmesi ve yatırım ağırlıklı kamu bankalarını kurması, para ve kredi politikalarında önemli değişikliklere gitmesine neden oldu. Türk parasının kıymetini koruma mevzuatı uyarınca katı kambiyo denetimi uygulanmaya başladı. Bu politika yabancı bankaların faaliyetini etkilemede gecikmedi. Önemli sayıda yabancı banka 1929-1933 döneminde Türkiye'deki, dolayısıyla İstanbul'daki faaliyetlerine son verdi. lonian Bank Limited, Bank Marmarosh Blank ve Şürekâsı ve Banque.Belge pour PEtranger 1929'da; İtalyan Şark Bankası 1931'de, Credit Lyonnais, Fransız Umumi Ticaret-i Hariciye Bankası, Banque Franco Asi-atique ve Memalik-i Şarkiye Fransız Bankası 1933'te İstanbul'daki şubelerini kapattılar. American Express Company 1933'te faaliyetine bir süre ara verdi. Böylece 1923'te 19 olan yabancı banka şubesi sayısı, 1933'te 10'a düştü.

1930'lu yıllarda devlet bankacılık alanında başı çekiyordu. Sanayi ve madencilik ya da üretime dönük alanlarda faaliyet gösterecek Sümerbank, Etibank, İller Bankası, Halk Bankası, Denizbank gibi kamu bankalarını kurdu. Dünya konjonktürünün de elverişsiz oluşu nedeniyle özel bankacılık ölü bir dönem yaşadı.

1933-1944 arasında özel kesimde ancak iki yerel banka kurulabildi. 1910'lu ve 1920'li yıllarda kurulan birçok tek şubeli banka kapanmak zorunda kaldı. Banka sayısı 1931'de Türkiye ölçeğinde 62 iken, 1945'te 40'a düştü. Aynı dönemde şube sayısı toplamı da 486'dan 405'e geriledi. Bu dönemde İstanbul'da İktisat AŞ (1933), Üsküdar Bankası (1933), İstanbul Bankası (1934), İstanbul Esnaf Bankası (1934) ve Emval-i Gayrimenku-le ve İkrazat Bankası (1942) kapandı.

1944-1945'e ait Türk Ticaret Rehberi ve Adres Kitabı'nda İstanbul'daki bankalar şöyle sıralanıyordu: Etibank İstanbul Şubesi, Yapı ve Kredi Bankası AŞ, Osmanlı Bankası, Selanik Bankası, Banco di Roma, Banka Komerçiyale İtalyana, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası İstanbul Şubesi, Türk Ticaret Bankası, Türkiye İş Bankası İstanbul Şubesi, Şark-ı Karip Ticaret Bankası Ltd, Deutsche Bank İstan-

bul Şubesi, Deutsche Orient Bank Filiale der Dresdner Bank, SSCB Ticareti Hariciye Bankası, İmar Bankası, Emlak ve Eytam Bankası, Cumhuriyet Merkez Bankası İstanbul Şubesi, Sümerbank, Holantse Bank Uni NV, İstanbul Emniyet Sandığı ve İstanbul Halk Sandığı.

II. Dünya Savaşı'ndan sonra Türkiye çokpartili bir döneme girdi. İktisat politikaları giderek liberalleşti. Bu doğrultuda özel bankaların sayısı da hızla arttı. 1945'te 40 olan banka sayısı 1958'de 62'ye çıktı. Şube sayısında da benzer bir artış izlendi. 1945'te 405 olan şube sayısı 1958'de 1.759'a yükseldi. Özellikle 1950'lerin ikinci yarısında izlenen enflas-yonist gelişmeler bankacılığı özendirdi. 1944-1960 arasında İstanbul'da biri kamu bankası olmak üzere 17 yeni banka kuruldu: Bunlar Yapı ve Kredi Bankası AŞ (1944), Kredi Bankası (1948), Tütün Bankası TAŞ (1948), Sınai Kalkınma Bankası (1950), Doğubank (1952), Denizcilik Bankası TAO (1952), Ekspres Bankası (1953), İstanbul Bankası (1953), Demirbank TAŞ (1953), Türk Yapı Bankası (1954), Pamukbank TAŞ (1955), Esnaf Kredi Bankası (1957), Türkiye Muallimler, Memurlar ve Subaylar Bankası-Tümsu Bank (1957), Sanayi Bankası (1957), Maden Kredi Bankası AŞ (1958), Birleşik Tasarruf ve Kredi Bankası (1959) ve Anadolu Bankası AŞ'dir (1961).

Birleşik Tasarruf ve Kredi Bankası, Türkiye Muallimler, Memurlar ve Subaylar Bankası (Tümsu Bank) ile Türkiye Eski Muharipler Bankası'nın (Muha Bank) birleşmesi ile kuruldu. Yine kaynak yetersizliği nedeniyle güç duruma düşen Türk Ekspres ve Buğday bankaları hazinenin de katılımıyla Anadolu Bankası adı altında birleştiler. Aynı dönemde Adana'da 1948'de kurulan Ak-bank TAŞ ile Ankara'da 1946'da kurulan Garanti Bankası AŞ merkezlerini İstanbul'a taşıdılar.

II. Dünya Savaşı ertesi yabancı bankaların Türkiye'den çekilme süreci devam etti. Deutsche Orient Bank ve Deutsche Bank 1945'te, SSCB Ticareti Hariciye Bankası 1951'de ve Şark-ı Karip Ticaret Bankası 1956'da Türkiye'deki şube faaliyetlerine son verdiler.

1958'de kabul edilen istikrar önlemleri ekonomide bir durgunluk dönemi başlattı. Bundan bankacılık kesimi de etkilendi. Güçlü kaynaklardan yoksun bankalar güç duruma düştüler; bir kısmı faaliyetlerini durdurdular ya da yapı değiştirdiler. Türk Yapı Bankası, Esnaf Kredi Bankası, Sanayi Bankası, Türkiye Birleşik Tasarruf ve Kredi Bankası kapanma sürecine girdiler.

1960 sonrası planlı dönemde dış ticaret finansmanı dışında yeni ticaret bankası kurulmasına izin verilmedi. Kredilerin ekonomik kalkınmanın finansmanına yönelik uzmanlık bankaları bünyesinde birikimi özendirildi. Bu dönemde kurulan Amerikan-Türk Dış Ticaret Bankası (1964) dış ticaret ağırlıklı oluşu nedeniyle kuruluş izni alabildi. 1980'e kadar İs-

tanbul'da kurulan diğer iki banka Sınai Yatırım ve Kredi Bankası (1963) ve Arap-Türk Bankası AŞ (1977) idi.

24 Ocak 1980 kararları yabancı bankaların Türkiye'de şube açmalarını özendirdi. Bankalar 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu kapsamına alındı. Dışa açık bir politika yabancı bankaları Türkiye'ye yöneltti. Bunda Türkiye'nin dış ticaretinde genişleme, Beyrut'un Ortadoğu'da bir finans merkezi olmaktan çıkışı, İran-Irak Savaşı gibi iç ve dış nedenler de etken oldu. Aynı dönemde yabancı sermayenin ulusal bankalara ortak olduğu da gözlemlendi.

1980 sonrası yabancı banka şubelerinin sayısı hızlı bir şekilde arttı. Citibank NA (1981), American Express IBC (1981) (Bu banka 1986 başında Koç Amerikan Bankası'na katıldı), Bank Mellat (1982), Türk Bankası Limited (1982), Bank of Credit and Commerce International (1982), Habib Bank Limited (1983), Manufacturers Hanover Trust Company (1984), The Chase Manhattan Bank NA (1984), Bank of Bahrain and Kuwait BSC (1984), The First National Bank of Boston (1984), Chemical Mitsui Bank AŞ (1985), Saudi American Bank (1985), Banque Indosuez (1986), Standart Chartered Bank (1986), West-deutsche Landesbank (Europa) AĞ (1986), Credit Lyonnais (1988), Kıbrıs Kredi Bankası Ltd (1989), Societe Generale SA (1990) İstanbul'da şube açtılar. Bu arada İstanbul'da 1984'ten itibaren özel finans kurumları adı altında İslam bankaları kuruldu.

İstanbul'da bugün genel merkezi İstanbul olan 29 ulusal banka vardır. Bunlar kamusal sermayeli Türkiye Emlak Bankası AŞ-Konutbank (1988) ve özel sermayeli Türk Ticaret Bankası AŞ (1913), Türkiye Tütüncüler Bankası (1924), Esbank-Eskişehir Bankası TAŞ (1927), İktisat Bankası TAŞ (1927), Türk Ekonomi Bankası AŞ (1927), Egebank AŞ (1928), Türkiye İmar Bankası TAŞ (1928), Yapı ve Kredi Bankası AŞ (1944), Türkiye Garanti Bankası AŞ (1946), Ak-bank TAŞ (1948), Demirbank TAŞ (1953), Pamukbank TAŞ (1955), Derbank AŞ (1958), Dışbank-Türk Dış Ticaret Bankası AŞ (1964), Impexbank-Türkiye İthalat ve İhracat Bankası AŞ (1984), Adabank AŞ (1985), Koçbank AŞ (1985), Tekstil Bankası AŞ (1986), Finansbank AŞ (1987), Interbank (1988), Marmara Bankası AŞ (1988), Türkiye Turizm Yatırım ve Dış Ticaret Bankası AŞ (1988), Türk Boston Bank AŞ (199D, Alternatif Bank AŞ (1992), Bank Ekspres AŞ (1992), Tasarruf ve Kredi Bankası AŞ (1992), Top-rakbank AŞ (1992), Türkiye Konut Endüstri ve Ticaret Bankası AŞ'dir (1992).

Osmanlı Bankası AŞ (1963), Arap-Türk Bankası AŞ (1977), BNP-AK-Dresdner Bank AŞ (1985), Türk Sakura Bank AŞ (1985), Birleşik Türk Körfez Bankası AŞ (1988), Midland Bank AŞ (1990), Chemical Bank AŞ (1991), Bank Indosuez Türk AŞ (199D, Turkish Bank

Banker

Zarifi'nin



"Dersaadet

Rıhüm-Dok ve

Antrepoları

Şirketi" adına

4 Mayıs 1906

tarihinde

ihraç ettiği

Osmanlı


Bankası

teminatlı,

yüzde 4 faizli

500 frank veya

22 Osmanlı

Lirası


değerinde

tahvil.


Behzat Üsdiken koleksiyonu

AŞ (199D, Bankalar Kanunu'nun 3. maddesindeki "milli banka" tanımına girmeyen, ancak İstanbul'da kurulmuş ve halen faaliyette olan bankalardır.

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası AŞ (1950), Sınai Yatırım ve Kredi Bankası AO (1963), Yatırım Bankası AŞ (1987), Türk Merchant Bank AŞ (1988), Birleşik Yatırım Bankası AŞ (1989), Tekfenbank-Tekfen Yatırım ve Finansman Bankası AŞ (1989), Avrupa Türk Yatırım Bankası AŞ-Euroturk Bank (1990), Park Yatırım Bankası AŞ (1992), Tat Yatırım Bankası AŞ (1992), halen faaliyette olan, İstanbul genel merkezli kalkınma ve yatırım bankalarıdır.

İstanbul'da, 1992'de şube sayısı en fazla olan bankaların başında çeşitli ilçelere dağılmış 185 şube ile Türkiye İş Bankası gelmekteydi. Akbank'ın 159, Yapı ve Kredi Bankası'nın 148, TC Ziraat Bankası'nın 138, Türk Ticaret Bankası'nın 92, T. Garanti Bankası'nın 79, T. Emlak Bankası'nın 77, T. Vakıflar Bankası'nın 66, T. Halk Bankası'nın 65, Pa-mukbank'm 57, T. İmar Bankası'nın 39, Osmanlı Bankasının 24, Etibank'ın 18, Şekerbank'ın 17, Demirbank'ın 11, Eski-



Yüklə 7,48 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   134




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin