Bati etkiSİndeki TÜrk edebitayi tanzimat dönemi(1860-1896) GİRİŞ



Yüklə 186,22 Kb.
səhifə3/3
tarix09.02.2018
ölçüsü186,22 Kb.
#42532
1   2   3

Ali Suavi
Devlet memurlu, camilerde vaizlik yapan halktan biridir. Ehl-i sünnet akidesine bağlı olduğunu söyler. Yeni Osmanlılar Cemiyetine mensuptur. Cemiyetin tetkik edilmeye başlamasıyla Londra’ya kaçar. Burada yine gazete çıkarır. Yurda 1876’da döner. Meşrutiyet taraftarlığından vazgeçmiş hatta padişaha meşrutiyeti ilan etmemesinin telkin eder. Ali Suavi iyi bir tahsil görmemiş, fikirlerinde de sabit kalamamıştır.
Suavi’nin sanatı kurudur. Onu fikirleriyle değerlendirmek gerekir. Bir din alimi olduğunu iddia eder ama şapka giyer, Hıristiyan bir kadınla beraber yaşar. Ön saflarda yer almak ister, kendine hayran biridir.
Kur’an’ın tercüme edilmesi gerektiğini, hutbelerin insanların kendi lisanıyla verilmesi gerektiğini savunur. “Namaz Arapça olmalıdır; çünkü Arapça dinin dilidir.” der. Arap ve Fars gramerinin Türkçe içinde kullanılmasına itiraz eder.
Yabancı yazarlardan öğrendiklerini kendininmiş gibi sunması Namık Kemal tarafından eleştirilmiştir. şarlatanlıkla suçlanmıştır. Yazılarında ilmi bir derinlik yoktur.
Masonik hareketlerden etkilenmiştir. II. Abdulhamit’i tahtan indirmek istemiş ama isyanda ölmüştür.

Şemseddin Sami (1850-1904)
Tiyatroları: Ahde Vefa(1875) : Müslüman Arnavutların yaşayışını işler. Seydi Yahya(1875) : Endülüs Tarihini işler. Gav e(1878) : İran mitolojisinden alır konusunu. Milli tiyatro anlayışına bağlıdır. Milli Tiyatro anlayışı başka milletlerin tarihi, yaşayışı vs. değerlerini işleyen tiyatrodur.

Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat. İlk yerli romanımızdır. Teması aşktır. Romantik akıma bağlıdır.

Kamus-ı Türki:Türkçe Sözlük

Kamus-ı Fransevi: Türkçe-Fransızca Sözlük

Kamusu’l Alam: Tarih, coğrafya ve ünlüler ansiklopedisidir.

Orhun yazıtlarını ve Kutadgu Bilig’i Türkiye Türkçesi’ne çevirmiş ancak yayımlamaya ömrü yetmemiştir. Necip Asım bu eserleri ilk kez kitap halinde edebiyat dünyasına sunan isimdir.
Ahmet Vefik Paşa (1884-1899)
Tanzimat döneminin önemli devlet ve siyaset adamlarındandır. Paris’te Fransızca, Latince, Grekçe ve İtalyanca öğrendi. Moliere’den yaptığı 16 uyarlamayla Tanzimat tiyatrosunun gelişmesine yararı dokunmuştur. Bursa’da vali iken tiyatro binası yaptırmıştır. Tarih, dil, folklor çalışmaları vardır. Türkçülük akımının ilk kıpırtılarının olduğu sanatçılardan biridir denebilir. Milliyetçi biridir.

Lehçe-i Osmani: Dil alanındadır.

Şecere-i Türk: Tarih alanındadır.

Fezleke-i Tarih-i Osmani eserinde Türk lehçeleri hakkında bilgi vermiştir.

Direktör Ali Bey (1844-1899)
Çeşitli devlet hizmetlerinde bulundu. Teodor Kasap’ın çıkarttığı ilk mizah mecmuası olan Diyojen’de döneminin en güzel mizah yazılarını yazdı. Moliere’den adapteleriyle dikkatleri üzerine çekti. Kalasisizm akımına mensuptur.

Kokana Yatıyor (1870) , Misafir-i İstiskal (1870) , Geveze Berber(1872) komedileridir. Komedileri batılı komedi anlayışındadır. Karakter komedisidir.

Letafet(1899), operetidir.

Lehçetü’l Hakayık(1896), Türkçenin ilk mizahi sözlüğüdür.

Seyyareler (1899) : Konusunu Yunan mitolojisinden alan mizah türü kitabıdır.

Seyahat Jurnali, edebiyatımızın ilk günlük türünde eseridir.
Recaizade Mahmut Ekrem (1847-1914)
Devlet memurluğu yapmıştır. Arapça, Farsça ve Fransızca bilir. Encümen-i Şuara toplantılarına katılmıştır. Kendisini gazetede yetiştirenlerdendir. Namık Kemal Paris’e kaçarken Tasvir-i Efkar’ı Recaizade Ekrem Bey’e bırakmıştır. 1870’ten itibaren yayımlanan eserleriyle şöhret olmuştur. Bu şöhretle Mekteb-i Mülkiyeye edebiyat öğretmeni olur. 1896’da eski öğrencisi Ahmet İhsan Tokgöz ile Tevfik Fikret’i tanıştırdı. Ahmet İhsan’ın 1891’den beri çıkardığı bir fen dergisi olan Servet-i Fünun dergisinin başına 1896’da Tevfik Fikret’i getirtti. Böylelikle bu dergi bir edebiyat dergisi oldu. Servetifünun edebiyatı bu şekilde doğmuş oldu. Yani Servetifünun döneminin oluşmasına ortam hazırlayan kişi Recaizade Mahmut Ekrem’dir. Oğlunun ölümü hayatında derin izler bıraktı, nitekim ölüm temini eserlerinde bolca işledi.

Sanat sanat için anlayışındadır. Bu anlayış ikinci dönem Tanzimatçıların hepsinde vardır. Bu anlayışın nedeni, II. Abdulhamit’in istibdatı ve aşırı romantizmin etkisidir. Ekrem’in sanatı kusurludur. Şairliği çok zayıftır, vezne hâkim değildir, kafiyeleri basittir. Hece veznini de denemiştir. Eski şiir şekillerini tahrif etmiş, yeni şekiller denemiştir. Tanrı, insan ve tabiat üçgeninde aşk, tabiat, ölüm temlerini işler. Kuş, çiçek, kelebek, yaban arısı, kuzu otlatan kız gibi olgular Ekrem’le şiire girmiştir diyebiliriz. Ekrem’in şiirinde “ağlamak” sözcüğü çok yer tutar. “Zerreden bütüne güzel olan her şey şiiridir.” der. Sanat eserinin olgunluğunun tek ölçüsü onun için güzelliktir. Hissi, hayali ve fikri güzellik. Eserin muhtevası ve üslubu güzel olmalıdır, der. Ayrıca güzelliğin kaynağında da Batı’yı görür. İlk kez, yeni vezinlerin müzik bakımından ele alınmasını dillendiren sanatçıdır. Konuya göre vezin seçme görüşünü dile getirir; nitekim bu görüşler Sevetifünuncular tarafından uygulanacaktır. Mensur şiir örnekleri de vardır. Namık Kemal, Abdulhak Hamit Tarhan, Boileau, E. Lefranc, Lemartine, Victor Hugo, Chadiaubriand’dan etkilenmiştir. Şiirlerinde romantik, hikaye ve romanlarında realisttir.



Nağme-i Seher(1871) : İlk şiir kitabıdır. Bu kitaptaki şiirlerde divan şiirinin etkisi görülür. Yadigar-ı Şebab(1873) : Buradaki şiirlerinde Tanzimatçı olarak karşımıza çıkar. Zemzeme I-II-III (1883-84-85) , Tefekkür (1888) , Pejmürde(1895) , Nejad Ekrem(1910), Nefrin (1916) diğer şiir kitaplarıdır.
Recaizade Mahmut Ekrem döneminde yenilikçilerin öncüsüdür. O eserlerinden ziyade fikirleriyle etrafında toplanan gençlere Batı’nın yolunu açan kişidir. Muallim Naci ile olan atışması meşhurdur. Muallim Naci’nin şiirine telmihler yaparak yazdığı Zemzeme –III’ün ön sözü ile bu atışma başlar. Naci, Recaizade için yazdığı Demdeme’sinde çok ağır eleştirilerde bulunur. Hatta bu eleştiriler üzerine Recaizade’nin o dönemlerde edebi çevreden uzaklaştığı söylenebilir. Muallim Naci göz için kafiyeyi savunuyor, divan şiirinden faydalanılması gerektiğini söylüyor, şekle çok önem veriyordu. Recaizade ise kulak için kafiyeyi savunuyor, Batılı olmayı telkin ediyordu. Naci ise Recaizade’yi kalitesizlikle ve zevksizlikle yargılıyordu. El-Hac İbrahim Efendi ise tamamen divan şiiri tarafında olup Recaizade’nin tam zıddıdır.

Talim-i Edebiyat(1879) : Ders kitabıdır. Edebiyat ve şiir hakkında görüşlerini içerir. Zemzeme III’ün önsözü, Takdir-i Elhan, Pejmürde’deki bazı parçalar, Takrizat sanat ve şiir hakkındaki görüşleridir. Edebiyatımızda objektif eleştirinin nasıl yapılacağını ilk açıklayan sanatçımızdır.

Afife Anjelik (1870) : Dramdır. Kocasının yokluğu sırasında uşağının tecavüz teşebbüsüne karşı direnmiş genç bir kadının hikâyesi sahnelenir. Vuslat: Milli Piyes denememdir, der Ekrem. Atala, Çok Bilen Çok Yanılır diğer tiyatro eserleridir.

Araba Sevdası (1895) : Batılı anlamda ilk realist romandır. Yanlış batılılaşmanın hicvidir. Romanın kahramanı Bihruz Bey, mirasyedi bir paşazadedir, alafranga bir tiptir. Muhsin Bey hikâyesinde acıklı bir aşk hikâyesi anlatılır, Şemsa diğer hikâyesidir.

Abdulhak Hamit Tarhan (1852-1937)

Babası Hayrullah Efendi ise, meşhur bir tarihçi ve diplomattır. Paris’te eğitim görmüş, Fransızcasını ilerletmiştir. Yurt içinde ve yurt dışında çeşitli devlet görevlerinde bulundu. 1978’de Nesteren adlı oyununda iki kardeşin taht kavgasını işledi, bu piyes onu memuriyetliğini aldı. Londra’da, Paris’te büyükelçiliklerde çalıştı. Cumhuriyet döneminde milletvekili oldu. Ölümüne kadar milletvekilliği yaptı.


Tarhan, Doğu ile Batı arasında bir köprü olabilecek kadar kuvvetli kültürü, zengin bir hayal gücü vardır. Yaşadığı dönemde şair-i azam olarak anılır. Tanzimatın ikinci nesline mensuptur. Kaideler bağlı olmayan, Batı şiirinde görüp beğendiklerini edebiyatımıza uygulayan; bu özellikleriyle düşünenden çok yapan sanatçımızdır. Şiirin biçiminde ve içeriğinde önemli yenilikler yapmıştır. Onda ölçü, uyak, hatta dil ve cümle kaygısı görülmez. Bu yüzden eserlerinde dil kusurları çoktur. Dili çok ağır ve üslubu oldukça savruk ve özensizdir. Yenilikçi şair eski tarz yazdığı şiirlerini kitaplarına almamıştır. Aruz ve hece ölçüsüyle ayrıca vezinsiz şiir yazmıştır.

Tabiat, ölüm, metafizik, tarih, aşk Hamit’in belli başlı temalarıdır. Hindistan’a gitmiş buradaki tabiata hayran kalmış, anlata anlata bitirememiştir. Edebiyatımıza metafizik ürpertiyi getiren sanatçıdır. Makber, Hacle ve Ölü’de bunu görürüz. Görünenin ardında görünmeyeni arar. Tiyatrolarını oynanmak için değil okunmak için yazmıştır. Milli tiyatro anlayışına sahiptir. Bu anlayışa göre tarihe, Osmanlı’ya, Osmanlı içindeki diğer milletlere, Hint, Asur, Arap tarihine yönelinmeli; oradaki vakalar tiyatroda işlenmelidir. Tiyatrolarını nazım, nesir, nazım-nesir karışık şekilde yazmıştır.

Romantik akıma bağlıdır. Lemartine, Corneille, Racine, Shakespeare, Victor Hugo, Recaizade Mahmut Ekrem, Namık Kemal’den etkilenmiştir.

Şiirleri:



Sahra(1879) : Kır ve köy hayatının övgüsüdür. İlk pastoral şiirimizdir. Makber, Ölü, Hacle: Ölen karısı için yazdığı şiirlerdir. Ölüm ve metafizik teması Tanzimat edebiyatına böylelikle girmiştir. Victor Hugo’nun tesiri vardır. Bu zamanlarda aklın yerine din ve sufizmi tercih eder. Makber’de eski mersiye geleneğini yıkmıştır. Hem yaşayan hem de düşenen biri vardır bu şiirinde.Garam’da serbest düşünceye yakınlaşır. Validem, ilk kafiyesiz şiirdir. Külbe-i İştiyak, Kürsi-i İstiğrak, Zamane-i Ab, Bunlar Odur adlı şiirlerinde tabiatı işlemiştir. Baladan Bir Ses vezinsiz ve kafiyesi bir şiirdir. Bir Sefilenin Hasbıhali, , İlham-ı Vatan diğer şiir kitaplarıdır.

Tiyatroları:



Macera-yı Aşk’ta vaka Hindistan’da geçer. Sabr u Sebat’ta, atasözlerine ve tekerlemelere yer verilir. İçli Kız’da, Kemal’in yazdığı Zavallı Çocuk’un etkisindedir. Duhter-i Hindu’da, yerli hayattan ayrıldığı eseridir. Fitnen’de 19. asır İngiltere’sini anlatır. En başarılı eseridir. Bunlardan başka nazım olan tiyatroları: Nesteren ve Liberte hece vezniyle yazılmıştır. Nazife, Eşber, Tezer, Tarhan, Sardanapal, İlhan, Hakan aruz ölçüsüyle yazılmıştır. Tarık yahut Endülüs Fethi, Yadigar-ı Harp nesir olan tiyatrolarıdır.


Nabızade Nazım (1862-1893)
Subay öğretmendir. Öğrenimini İstanbul’da yapmıştır.

Anadolu gerçeklerine yönelen bir yazar olarak dikkatleri üzerine toplar. Karabibik’te(1890) Anadolu köylüsünü, sosyal ve ekonomik, kültürel ve moral yönüyle tasvir eder. Geçim sıkıntısı, toprak meselesi, tabiatla mücadele gibi konuları işler. Tabiatın ve beden yapısının etkisi altında, insan psikolojisine yönelir. İlk köy romanımız sayılan Karabibik’te dil, duygu ve düşünceler, olayların geçtiği yörenin az malı olarak belirir. Zehra (1896) romanında yaşadığı devrin orta halli hayatını İstanbul tulumbacılarının hayatını anlatır, tabirlikten uzaklaşmaz ve olaylar kişiler ve çevre karşısında seyirci konumunda kalır. Realist ve natüralist akımların etkisi vardır. İlk tezli romandır.

Şiirleri: Heves Ettim(1885) , Mini Mini yahut Yine Heves(1886)


Samipaşazade Sezai (1860-1936)
Özel öğrenim görmüş, büyükelçilikler yapmıştır. Sanat sanat içindir anlayışındadır.

Tiyatro alanındaki eseri: Şir’dir(1879)



Sergüzeşt (1888) : Bir paşa oğlu ile bir esirin(Dilber) aşkını anlatır. Hugo’nun Sefiller”inden faydalanılmıştır. Romantizmden realizme geçişin ilk örneğidir denilebilir. Dil ve üslup sanatkaranedir.

Küçük Şeyler (1890) : Batı tekniğiyle yazılmış ilk hikayelerdir. Rumuzu’l Edeb(1900) , İclal(1924) ’de küçük hikayeler ve makaleler yer almaktadır.


Muallim Naci (1850-1893)
Asıl adı Ömer’dir. Giritli Aziz Efendi’nin Muhayyelat adlı eserini okurken bu eserde yer alan Kıssa-i Naci hikayesinin kahramanı Naci’yi pek beğenir ve bundan sonra yazdığı şiirlerde Naci mahlasını kullanır. Kuran’ı ezberlemiştir. Medrese eğitimi görmüştür. Devlet memurluğu ve edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazmıştır. Ahmet Mithat Efendi’nin kızıyla evlenmiştir. Fransızcasını ilerletmeye çalışmış, çeviriler yapmıştır.
Muallim Naci, dildeki zevksizliğe karşı ahengi savunur. Savunurken de divan şiirine yaslanır. Ama divan şiirini asla olduğu gibi kabul etmez, onun güzel taraflarını almaya çalışır. Döneminde eski şiirin savunucusu gibi yanlış yargılamaya maruz kalmıştır. Naci, Batı’dan gelen her şeyi olduğu gibi almaya karşı, bir filtre uygulanması taraftarıdır. Gazeteciliği, Fransızca biliyor olması, tiyatroyla ilgilenmesi, tenkitçiliği ve dile verdiği önem yönleriyle Naci yenidir. Eski şiirin zevkine bağlılığı, aruz ve kafiyeyi savunuşu, gazetelerde harabat edebiyatı oluşturması yönleriyle de gelenekçidir.
İlk şiirlerinde - Kuzu, Kebuter, Dicle, Feryad, Şam-ı Gariban, Avcı- yeni şekil ve söyleyişler denemiş; sonra bu anlayıştan vazgeçmiştir. Ateşpare, Füruzan, Şerare, Sünbüle, Yadigar-ı Naci adlı şiir kitaplarında eskiye bağlıdır. Köylü Kızların Şarkısı adlı şiiri köyden söz eden bir şiirdir ve edebiyatımızda yenidir.
Recaizade Mahmut Ekrem ile kafiye atışması vardır. Recaizade kafiyenin kulağa göre olmasını savunmuş, Muallim Naci kafiyenin göze göre olmasını savunmuştur. Naci de Ekrem de etrafında birçok genci toplamışlardır. Muallim Naci, Rcaizade Ekrem’i Demdeme adlı seri yazılarıyla çok ağır eleştirmiştir. Diğer tenkit türündeki eserleri Yazmış Bulundum, Muallim, Müdafaaname’dir.
Heder adlı iki perdelik bir piyesi vardır. Zatü’n Nıkatayn ile manzum tarihi diyalog (trajedi) örneği vermiştir.
Lugat-i Naci, Islahat-ı Edebiyye onun dille ilgili önemli eserleridir.
Ömer’in Çocukluğu adlı eseri çocuk edebiyatı ve hatıra edebiyatı türünde eseridir.

EDEBİYATIMIZDAKİ İLKLER
*İlk yerli tiyatro eseri:Şinasi / Şair Evlenmesi /1859

*İlk yerli roman :Şemsettin Sami / Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat

*Batılı tekniği uygun ilk roman :Halit Ziya Uşaklıgil/Aşk-ı memnu

*İlk çeviri roman :Yusuf Kamil Paşa/ Fenelon’dan Telemak /1859

*İlk köy romanı :Nabizade Nazım / Karabibik

*İlk psikolojik roman:Mehmet Rauf / Eylül

*İlk realist roman :Recaizade Mahmut Ekrem / Araba Sevdası

* İlk otobiyografik roman denemesi: Turfanda mı Turfa mı?,Mizancı Mehmet Murat

*İlk resmi Türkçe gazete :Takvim –i Vakayi

*İlk yarı resmi gazete :Ceride-i Havadis

*İlk tarihi roman :Namık Kemal / Cezmi

*İlk özel gazete :Tercüman-ı Ahval / Şinasi ile Agah Efendi

*İlk pastoral şiir: A.Hamit Tarhan /Sahra

*İlk şiir çevirisini yapan ,ilk makaleyi yazan, ilk fabl çevirilerini yapan ve noktalama işaretlerine ilk kez kullanan ilk Türk gazeteci :Şinasi

*İlk günlük: Direktör Ali Bey / Seyahat Jurnali

*Aruzla ilk manzum tiyatro eseri yazan :A.Hamit /Eşber veya Sardanapal

*Heceyle yazılan ilk manzum tiyatro eseri:A.Hamit/Nesteren

*İlk bibliyografya:Keşfü’z Zünun /Katip Çelebi

*İlk hatıra kitabı: Babürşah /Babürname (Orhun Abideleri de sayılabilir)

*Hitabet türünün ilk örnekleri: Orhun Abideleri

*İlk hamse yazarı :Ali Şir Nevai

*İlk tezkire :Ali Şir Nevai /Mecalisün Nefais

* Anadolu Sahasında Yazılan İlk Tezkire: Heşt Behişt/ Sehî Bey

*İlk antoloji: Ziya paşa /Harabat

*İlk atasözleri kitabı: Şinasi /Durub-i Emsal-i Osmaniye

*İlk mizah dergisi: Diyojen /Teodor Kasap

*İlk hikaye kitabı: A:Mithat /Letaif-i Rivayet

*İslami dönemin ilk eseri, ilk mesnevi, ilk siyasetname, aruz ölçüsünün ilk kullanıldığı Türkçe eser: Yusuf Has Hacip / Kutadgu Bilig

*Dünya edebiyatındaki ilk modern roman :Cervantes/Don Kişot

*İlk makale :Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi

*İlk edebi bildiriyi yayımlayan topluluk: Fecriati

*İlk seyahatname : MİR’ATÜL MEMALİK / SEYDİ ALİ REİS

*İlk Edebiyat tarihçimiz: Abdulhalim Memduh Efendi

*Batı anlayışındaki ilk edebiyat tarihçimiz: Fuat Köprülü

*Dünya edebiyatındaki ilk hikayeci ve eseri: Boccaio, Decamkeron

*Türkçenin ilk dil bilgisi kitabı: Süleyman paşa / SARF-ı TÜRKİ

*Divan Edebiyatında mahallileşme akımının temsilcisi: Nedim

*İlk tarih ve coğrafya ansiklopedisi: Kamusul Alam, Şemseddin Sami

*İlk sözlüğümüz:Divan-ı Lügat-it Türk

*İlk Türkçe sözlük:Şemsettin Sami:Kamus-ı Türki

*İlk özdeyiş örneklerini veren: Ali Bey / Lehçet’ül Hakayık

*Türk adının geçtiği ilk Türkçe metin :Orhun Abideleri

*Edebiyatımızda objektif eleştirinin nasıl olacağını ilk açıklayan:R. Mahmut Ekrem

*Edebiyatımızda ilk kafiyesiz şiirini yazan :A. Hamit / Validem

*İlk alfabemiz: Göktürk Alfabesi

*Tekke şiirinin babası: Ahmet Yesevi

*Bizde batılı anlamda ilk eleştiriyi yazan:Namık Kemal

*Bizde epik tiyatro türünün kurucusu: Haldun Taner

*İlk kadın romancımız:Fatma Aliye Hanım

*Süslü nesrin en meşhur temsilcileri: Sinan Paşa, Veysi, Nergisi

*Dünyanın bilinen ilk destanı:Sümerlerin Gılgamış Destanı

*Dünyanın en uzun destanı: Kırgızların Manas Destanı

*Kurtuluş savaşımızı doğrudan işleyen roman :Ateşten Gömlek

*Komedi türünün ilk büyük ustası:Aristofanas

*Trajedi türünün ilk büyük ustası:Aiskylos

*İlk uyarlama tiyatro eserinin yazarı :A.Vefik paşa

*Deneme türünün kurucusu:Montaigne

*İlk divan şairi:Hoca Dehhani

*Hikayede gerçek anlamda ilk kez Anadolu’yu işleyen: Refik Halit Karay

*En başarılı psikolojik roman yazarımız: P.Safa / 9.Hariciye koğuşu

*İlk çocuk şiirlerini yazan: Tevfik Fikret / Şermin

*Dilde sadeleşmeyi savunan ilk yayın organı: Genç Kalemler

* Batı teknikle yazılmış ilk roman: Mai ve Siyah, Halit Ziya Uşaklıgil

*Bilinen İlk Türk Şair - Aprınçur Tigin

*Bilinen ilk Türk Yazar -Yollug Tigin

* İlk Dergi örneği - Mecmua-ı Fünun: Münif Paşa-1861









Yüklə 186,22 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin