BiRİNCİ BÖLÜm karar tekfen iNŞaat ve tesisat a.Ş. Başvurusu



Yüklə 35,98 Kb.
səhifə3/3
tarix07.01.2022
ölçüsü35,98 Kb.
#80331
1   2   3
Değerlendirme

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

  1. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

  1. Başvurucu, 7/6/1995 tarihinde Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesinde aleyhine açılan tazminat davasının makul sürede sonuçlandırılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

  2. Medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesince makul sürede yargılanma hakkının adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olduğu kabul edilerek, bir davadaki yargılama süresinin makul olup olmadığının tespitinde davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususların dikkate alınacağı belirtilmiştir (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 34–64; Hayrettin Ekim, B. No: 2013/3442, 20/3/2014, §§ 33-55).

  3. Başvuru konusu olayda, Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi sıfatıyla) nezdinde açılan tazminat davasının söz konusu olduğu görülmekle, 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda yer alan usul hükümlerine göre yürütülen ve medeni hak ve yükümlülükleri konu alan somut yargılama faaliyetinin makul süre değerlendirmesi için başlangıcı, uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı tarih olup (Güher Ergun ve diğerleri, § 50) bu tarih somut başvuru açısından, 7/6/1995 tarihidir.

  4. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihi olup (Güher Ergun ve diğerleri, § 52), somut başvuru açısından söz konusu tarih ise İlk Derece Mahkemesi kararının Yargıtay 21. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği 26/2/2013 tarihidir.

  5. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde, yargılamanın konusunun, başvurucunun iş yerinde çalışan R.Ç.’nin iş kazası sonucu vefat etmesi üzerine, R.Ç.’nin ailesinin başvurucu aleyhine açtığı tazminat istemine ilişkin olduğu, davanın 7/6/1995 tarihinde açıldığı ve aynı konuda aynı Mahkemede açılan diğer iki dava ile birleştirildiği, İlk Derece Mahkemesince verilen kararların Yargıtay tarafından bozulmasından sonra İlk Derece Mahkemesinin 29/6/2011 tarihli kararının, Yargıtay 21. Hukuk Dairesince, 26/2/2013 tarihli ilam ile düzelterek onandığı ve bu tarihte kesinleştiği anlaşılmıştır.

  6. Başvurunun değerlendirilmesi sonucunda, başvuruya konu tazminat davasının hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı, delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzak olduğu anlaşılmıştır. Başvurucunun tutum ve davranışlarıyla ve usuli haklarını kullanırken özensiz davranmasıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep olduğu da söylenemez. Dolayısıyla somut başvuru açısından farklı karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve yaklaşık on sekiz yıllık bir sürede tamamlanan yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.

  7. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden

  1. Başvurucu, adil yargılanma hakkının ihlal edilmesi nedeniyle, tehiri icra talebi için İcra Müdürlüğüne sunduğu teminat mektubunu yargılama sonunda geri alırken, fazla ödeme yapmak zorunda kaldığı 118.109,00 TL’nin tazminat olarak ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

  2. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, esas inceleme sonunda ihlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedileceği belirtilmiş, ancak yerindelik denetimi yapılamayacağı, idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemeyeceği hüküm altına alınmış; (2) numaralı fıkrasında ise Anayasa Mahkemesince bir ihlalin tespit edilmesi halinde yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hallerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebileceği belirtilmiştir.

  3. Başvuru konusu olayda, başvurucunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte, başvuruya konu olan yargılama sürecinin kesinleşerek sona erdiği dikkate alındığında, başvurucunun da manevi tazminat talebi bulunmaması nedeniyle ihlalin tespiti dışında sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gereken bir husus bulunmadığı anlaşılmaktadır.

  4. Başvurucu tarafından ileri sürülen tazminat talebi maddi zararlarının karşılanmasına dönük olup, tespit edilen ihlal ile iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından, başvurucunun maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

  5. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.800,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.998,35 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

  1. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

  1. Başvurucunun,

1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,



  1. Başvurucunun diğer taleplerinin REDDİNE,

  2. Başvurucu tarafından yapılan 198,35 TL harç ve 1.800,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.998,35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

  3. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,

16/3/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.


Başkan

Burhan ÜSTÜN

Üye

Hicabi DURSUN

Üye

Erdal TERCAN



Üye

Kadir ÖZKAYA

Üye

Rıdvan GÜLEÇ




Yüklə 35,98 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin