Caiz: 6 Câlut: 7



Yüklə 0,66 Mb.
səhifə18/21
tarix12.01.2019
ölçüsü0,66 Mb.
#95639
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   21

Efdal:

Türkçeye fazilet olarak giren fadl kökünden gelmektedir. Kelime olarak anlamı en faziletli, daha faziletli demektir. Fıkıh kitaplarında sık sık kul­lanılan bu kelime iki şey veya durum arasında bir kıyas yaparak daha üstün olanını belirtmek için kullanılır. Mesela "veren el.alan elden efdaldir (faziletli­dir, üstündür)" hadisinde olduğu gibi.


Efsvn:203




Ehl-i Beyt:

Beyt ehli, ev halkı de­mektir. İslam kültüründe terim olarak Hz. Peygamber Efendimiz'in ev halkı ve soyundan gelenler için kullanıl­mıştır. Şia mezhebine göre ise özellikle Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in soyundan gelenlere ehl-i beyt denil­miştir. Kur'an-ı Kerim'de ise ehl-i beyt kavramı ile açıkça Hz. Peygamber'in hanımları kastedilmektedir:



"(Ey Pey­gamber'in hanımları) Evlerinizde otu­run, eski cahiliye devrindeki gibi açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekatı verin, Allah ve Resûlüne itaat edin. Ey Ehl-i beyt (ey peygamber'in ev halkı) Allah sizi günah ve kötülüklerden arındırıp tertemiz yapmak istiyor." 204

Bu âyetin aynı zamanda Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'i de kapsadığı bizzat Peygamber Efendimiz tarafından çeşitli vesilelerle ifade edil­miştir. İslam dünyasında, bu tanımlar genel kabul görmüş olduğu halde ehl-i beyt kavramı, siyasi bir tartışmanın özünü temsil etmektedir. Özellikle Gadir-i Hum diye bilinen hadis-i şerif ehl-i sünnet ve şia alimleri arasında tartışma konusu olmuştur. (Bkz. Gadir-i Hum maddesi) Ehl-i beyt'e mensup olan insanlar (fıkıh kitaplarında belirtildiğine göre Hz. Peygamber'in ev halkı, Hz. Ali, Cafer, Akil ve Abbasiler bun­ların aileleri) zekat ve sadaka kabul ede­mezler. Bununla birlikte Resûlullah'ın Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'den gelen so­yunu bugün temsil eden insanların (seyyidler ve şeriflerin) zekat ve sadaka kabul edebilecekleri ise ehl-i sünnet alimleri tarafından genel kabul gör­mektedir.



Ehl-i Hal:

Hal ehli. Tasavvufta eğitim sürecine girmiş, nefsini olgun­laştırmaya, ahlakını güzelleştirmeye çalışan mürid için kullanılan bir terim­dir. Müridin ehî-i hal kıvamını bulması için dış (zahir) ve iç (batın) dünyanın kötülüklerden arındırılması, olumlu ni­teliklerin kazanılması gerekmektedir. Bunun için ise, az yemek, azuyumak, az konuşmak, sürekli zikretmek ve düşün­mek ve insanlardan uzaklaşmak gere­kir. Bütün bu çabalar seyr-i sülük deni­len tasavvuf eğitimin temel nitelikleri­ni oluşturur. Süluku süresince mürid, kendi irade ve kastı olmaksızın kalbine gelen duygu ve anlamlardan dolayı çeşitli haller gösterir. Müridin nefsini olgunlaştırma çabasına karşılık olarak Allah'ın bir bağışı şeklinde değerlendi­rilen ve kendiliğinden gelen anlamında varid/varidat denilen bu haller dolayı­sıyla salike ehl-i hal denir. Mutasavvıf­lara göre, dîni gerçekleri öğrenmek için kitaplar okumak, metinler ezberlemek işin kabuğunda dolaşmak demektir. Asıl bilgi bu hallerde gizlidir. Hallerde gizli olan bu bilgi ise, akıl yürütmeyle ya da mantık kurallarıyla eldeedilemez. Ancak* kişinin amel ve ibadetlerininin sonucunda tecrübeye dayalı olarak orta­ya çıkar. Kısaca söylemek gerekirse ta­savvufun temeli bu hallerin bilgisinden oluşmaktadır. Pek çok tasavvufi kav­ram gibi, ehl-i hal kavramı da Hz. Pey­gamber, sahabe ve onlardan sonra gelenler zamanında yoktu, İslam literatürüne h.6. asırda girdi.



Ehl-i Hal Vel Akd:

Kelime anla­mı olarak çözmek, azletmek ve bağla­mak, düğüm atmak, seçmek gibi yetki­lere sahip olan demektir. İslam hukukunda bir terim olarak ise, İslam ülkesinin devlet başkanını seçmek ve gerekirse görevinden almak üzere oluşturulan heyet için kullanılır. İslam alimleri bu konuda:



"Onlar işleri ara­larında danışma (Şura) ile görürler.”205 âyetine dayana­rak müslümanlann kendilerini yönete­cek idareciyi seçmek, yürütmede onu denetlemek için bilgili, bu işe ehil kim­selerden bir kurul oluşturmaları gerek­tiğini bildirmektedir. Bu kurulu oluştu­racak kimselerde özellikle adalet, bilgi, görüş ve hikmet sahibi olmak gibi özellikler aranır. Bununla birlikte bu kurulun kaç kişiden oluşacağı, nasıl işleyeceği gibi konularda âyet, hadis veya bir icma delili yoktur. Alimler bu konuda kendilerine göre farklı içtihat­larda bulunmuşlardır. Bazı alimlere gö­re devlet başkanını seçecek bu kurul üyeleri İslam ülkesinin her beldesinden gelen ayrı üyelerden oluşur ve çoğun­luk esasına göre başkanı seçer. Bazı alimler ise Hz. Ebu Bekir'in Beni Sakife'deki seçilişini örnek göstererek bu şura heyetinin en az beş kişiden oluş­ması ve bunların aralarından birini seçmeleri gerektiği şeklindedir.

Ehl-i Kitap:

Kur'an-ı Kerimde geçen bir terimdir. "Kitap ehli" demek­tir. "Kitâb"da denilmektedir. Bu terim ile, ilâhi vahye dayanan Tevrat, Zebur, İncil gibi kutsal kitaplara bağlı bulunan Yahudiler, ile Hristiyanlar anlaşılır. Onları, Allah'a eş ve ortak tanıyan müş­riklerden ayırmak üzere kullanılmıştır. Aslı hak olan, ancak sonradan çeşitli se­beplerle bozulmuş, İslâm Dini geldik­ten sonra hükmü kalkmış olan kitaplara bağlı kalanlar, Müslümanlara daha ya­kın sayılmışlardır. Müslüman bir erkek, müşrik bir kadınla evlenemez. Fakat ehl-i kitaptan olan bir kadınla evlenebi­lir. Yine müşriklerin kestikleri hayvan­ların etleri müslümanlarca yenmez. Ehl-i kitabın kestikleri hayvanların etle­ri ise yenir. Müşriklerin, müslümanlığı kabul etmemesi halinde hayatlarına karşılık, ehl-i kitap, yergi (cizye, haraç) vermek şartıyla, İslâm ülkelerinde kendi inanç, ibâdet ve işlerinde serbest olacakları kabul edilmiş, onların haklarının korunmaması günah sayılmıştır. "Kitap ehlinden bir grup, sizi (hak yoldan) saptırmak istemektedirler; oysa onlar, kendilerinden başkasını saptıramazlar da, bunun farkına varmazlar. Ey ehl-i kitap! (gerçeği) görüp durduğunuz halde, Allah'ın âyetlerini niçin inkar ediyorsunuz? Ey kitap ehli! Niçin gerçeği batıl ile karıştırıyorsunuz ve bile bile onu giz­liyorsunuz. Kitap ehlinden bir grup demektedir ki; "imân edenlere indirilen (Kur'an-ı Kerim)e günün evve­linde imân, sonunda da onu inkar edin ki, müslümanlar da belki (dinlerinden) dönerler.206




Yüklə 0,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   21




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin