Çuvaş TÜRKÇESİ-TÜRKİye tüRKÇESİ SÖZLÜk bülent bayram iZMİR, 2007



Yüklə 5,63 Mb.
səhifə13/45
tarix27.10.2017
ölçüsü5,63 Mb.
#16299
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   45

килёшмесёр (kiléşmesér) İnatla, barışmadan, anlaşmadan, hoşuna gitmeden.

килёштер- (kiléşter-) Kabullendirmek, barıştırmak, kabul etmek, kabullenmek.

килёштерӳ (kiléşterü) Kabul etme, uygun görme, anlaşma. килёштерӳ камерисем Kabul odası.

килёшӳ (kiléşü) Mukavele, anlaşma, barış. килёшӳ политики Barış politikası. килёшӳ нaклoнeнийё Teslim ve kabul kipi. килёшӳ союзё Teslim ve kabul kipi. килёшӳ çыхăнăвё Uyum. килёшӳ çукки Uyumsuzluk.

килёшӳллё (kiléşüllé) Uygun, uyuşkan, kabul edilmiş, sulh, barışık, terbiyeli, münasip, elverişli.

килёшӳлёх (kiléşüléh) Uygunluk, elverişlilik, münasiplik.

килёшӳсёр (kiléşüsér) Uygunsuz, anlayışsız, beceriksiz, biçimsiz, terbiyesiz, çirkin.

килёшусёрлен- (kilüşésérlen-) Kabalaşmak, anlayışsızlaşmak, beceriksizleşmek, terbiyesizleşmek, uyumsuzlaşmak.

килйыш (kilyış) Aile, aile üyeleri.

килкарти/ килхушши (kilkarti/ kilhuşşi) Avlu.

киллё-çуртлă (killé-şśurtlw) Ev sa-hibi, evi olan, evli barklı.

кило/ килограмм (kilo/ kilogramm) Kilo, kilogram.

киловатт (kilovatt) Kilovat. киловатт-сехет Kilovat saat.

килпетсёр (kilpetsér) Gösterişsiz, biçimsiz, şekilsiz, gereksiz.

килпуç (kilpuşś) Ev reisi, aile reisi, ev sahibi.

килсёр çын/ килсёр-çуртсăр çын (kilsérşśın/ kilsér- şśurtswr şśın) Evsiz, yurtsuz, evsiz barksız adam.

кил-çурт (kil- şśurt) Ev bark.

килте (kilte) Evde.

килти (kilti) Evcil, ev (sıfat olarak kullanılır).

килӳ (kilü) Geliş, varış. килӳ-тăву пулмарё Gelen giden olmadı.

килӳçён (kilü şśén) Gelirken.

килхушши (kilhuşşi) Avlu.

кимё (kimé) Gemi, sandal, kayık. вутлă кимё Vapur. кимё хёри Dümen. кимё хыçё Gemi kıçı, geminin arkası.

кин (kin) Gelin, oğul karısı. кин кёрт- Gelin almak, oğlan evlendirmek.

кино (kino) Sinema, film. кино кур- Film/sinema seyretmek.

кинемей (kinemey) Yenge.

кинжал (kinjal) Hançer.

киоск (kiosk) Büfe.

кипек/ кипёк (kipek/ kipék) Kabuk, hububatın savrulmasından kalan döküntü.

кипенкё (kipenké) Kabuk.

кипке (kipke) 1. Temiz olmayan işlerde çalışırken giyilen eski bir gömlek. 2. Kundak bezi, çocuk bezi.

Киргиз (Kirgiz) Kırgız.

киргизла (Kirgizla) Kırgızca, Kırgız dili.

кире (kire) Terazi.

киревлё/ киреллё (kirevlé/ kirellé) Gerekli, akıllı, anlayışlı, ölçülü.

киревсёр/ киресёр (kirevsér/ kiresér) 1. Lüzumsuz, gereksiz. 2. Söz dinlemeyen, anlayışsız, inatçı, layık olmayan, uygunsuz.

киревсёрлен- (kirevsérlen-) İnatlaşmak, nazlanmak, anlayışsızlaşmak, söz dinlememek.

киревсёрлёх (kirevsérléh) Çirkinlik, kuralsızlık, ittiatsızlık, inatçılık, nazlılık.

кирек (kirek) кирек кам та Herhangi, herhangi biri, kim olursa olsun. кирек мён пулсан та Ne olursa olsun. кирек хăшё те Herhangi, herhangi birisi. кирек хăçан та Herhangi bir zaman, ne zaman olursa olsun. кирек ăçта та Herhangi bir yerde, nerede olursa olsun.

киремет (kiremet) Kiremet. (Çuvaş halk inanışlarına göre kötü ruh, kötü ruhların yaşadığı yer)

кирёк (kirék) Kepek. кив кирёк Çaput, kullanılarak eskitilmiş çamaşır.

кирёклен- (kiréklen-) Kepeklen-mek, kirlenmek.

кирлев (kérlev) Gereklilik, gereksinim, ihtiyaç, zorunluluk.

кирлевсёр (kirlevsér) Gereksiz, ihtiyaç duyulmayan.

кирлё (kirlé) Gerek, gerekli. кирлё япала Gerekli şey. кирлё мар çёртенех Gereksiz. кирлё-кирлё мар япала (ăпар-тапăр) Pılı pırtı, ıvır zıvır, eski elbise.

кирлёлёх (kirléléh) Gereklilik.

кирлёшён (kirléşén) Gerekli olduğunda.

кирпет (kirpet) 1. Sepet. 2. Kasa.

кирпёч/ кирпёç (kirpéç/ kirpéşś) Kerpiç. кирпёч завочё Kerpiç fabrikası.

кисёп/ кисеп/ кисип (kisép/ kisep/ kisip) Havan tokmağı.

кислород (kislorod) Oksijen.

кисрен- (kisren-) Sallanmak, sarsılmak, titremek, dağılmak. çёр кисренни Deprem, yer sarsıntısı.

кисрентер- (kisrenter-) Sallamak, sarsmak, titretmek.

кисренӳ/ кисренни (kisrenü/ kisrenni) Sarsıntı.

кит (kit) Balina. Гpeнлaнди кичё Grönland balinası. йăpăмлă кит Parçalı balina. кăвaк кит Mavi balina.

китайка (kitayka) 1. Küçük elma. 2. Kumaş.

кичем (kiçem) 1. Moralsiz, tatminsiz, sıkıcı, üzgün, sıkıcı, tatsız, üzgün. 2. Yabancı.

кичеммён/ кичемле (kiçemmén/ kiçemle) Üzgün, tatsız, sıkıcı, moralsiz.

кичемлен- (kiçemlen-) Sıkılmak, özlemek, morali bozulmak, tatmin olmamak.

кичемлентер- (kiçemlenter-) Özmek, sıkmak, moralini bozmak, özletmek.

кичемлё (kiçemlé) Hüzünlü, kasvetli, sıkıcı, tatsız, nahoş, sevimsiz.

кичемлёх (kiçemléh) Can sıkıntısı, hüzün, kasvet, hasret.

кишек/ кишёк (kişek/ kişék) Yemek artığı. шăши кишекё Fare artığı.

кишёр (kişér) Havuç. выльăх кишёрё Yemlik havuç.

кладовой (kladovoy) Ambar, kiler.

класс (klass) Sınıf.

класлă (klaslw) Sınıflı.

класлăх (klaslwh) Sınıflılık.

классăр (klasswr) Sınıfsız.

классăрлăх (klasswrlwh) Sınıfsızlık.

классик (klassik) Klasik,

классикаллă (klassikallw) Klasik. классикăллă произведенисем Klasik eserler.

классификаци (klassifikatsi) Tasnif, sınıflandırma.

классификациле- (klassifikatsile-) Tasnif etmek, sınıflandırmak.

клевер (klever) Yonca. шурă клевер Beyaz yonca. клевер кăпшанки Yonca kurdu.

клеёнка (klyonka) Muşamba.

клeме/ клейме (kleme/ kleyme) Damga, marka. клеме çап- Damgalamak, dağlamak.

клемеле- (klemele-) Damgalamak, damga vurmak, marka koymak.

клeще (kleşçe) Kerketen, kıskaç, pense. клеще ура Eğri bacak.

климат (klimat) İklim. климата хăнăх- İklime alışmak, çevreye alışmak. климата хăнăхни- İklime alışma, çevreye alışma.

клуб (klub) Klüp.

кнопка (kponka) Düğme.

кoaлa (koala) Koala.

кодекс (kodeks) Kodeks, düstur. çёр кодексё Arazi kodeksi.

кoлибpи (kolibari) Sinek kuşu, sinekçil.

коллегa (kollega) İş arkadaşı, mesai arkadaşı.

коллегиллё (kollegillé) Kollektif.

коллектив (kollektiv) Kolektif.

коллективизаци (kollektivizatsi) Kolektifleşme.

коллективизациле- (kollektivizatsile) Kolektifleşmek.

коллективлă (kollektivlw) Kolektif, müşterek. коллективлă хуçалăх Kollektif işletme.

коллекци (kollektsi)Koleksiyon.

кoлoвpaткa (kolovratka) Yuvarlak mikrobik organizma.

колони (koloni) Müstemleke, koloni.

колонизаци (kolonizatsi) Sömür-geleştirme.

колонизациле- (kolonizatsile-) Sömürgeleştirmek.

колонилле (kolonille) Müstemleke, koloni.

кoлпицa (kolpitsa) Balıkçıl.

колхоз (kolhoz) Kolhoz, kollektif çiftlik.

колхозлă (kolhozlw) Kolhoz.

кoлхoзник (kolhoznik) Kolhozcu, kolhoz çalışanı.

команда (komanda) Kumanda, emir.

командир (komandir) Komutan, kaptan.

командировка (komandirovka) Görev, delegelik.

комбайн (kombayn) Biçerdöver.

комбинат (kombinat) Fabrika. аш-какай комбиначё Et fabrikası, et entegre tesisleri.

комеди (komedi) Komedi, komedya.

комендант (komendant) Yönetici, idareci.

комисси (komissi) Komisyon. ревизи комиссийё Denetim kurulu.

комитет (komitet) Komite.

коммуна (kommuna) Komün.

коммунальнăй (komunal’nwy) Ortak, komün.

коммунист (kommunist) Komünist.

коммунизм (kommunizm) Komünizm.

коммунистла (kommunistla) Komünist (sıfat), komünistçe.

компас (kompas) Pusula.

комплекслă (komplekslw) Kompleks, kapsamlı. комплекслă система Kompleks sistem.

комплект (komplekt) Takım, kadro.

кoмпозитор (kompozitor) Bestekar.

композици (kompozitsi) 1. Kompozisyon. 2. Beste.

комсод (komsod) Yardım komitesi.

комсомол (komsomol) Genç komünist teşkilatı.

комсомолец (komsomolets) Komsomol üyesi (erkek).

комсомолка (komsomolka) Komsomol üyesi (kız).

конвейер (konveyer) Zincir, nakil, taşıma.

конвейерлă (konveyerlw) Zincirli, bağlı, düğümlenmiş.

конверси (konversi) Değiştirme.

конгресс (kongress) Kongre.

кондуктор (konduktor) Biletçi.

конкретнăй/ конкретлă (konkretnwy/ konkretlw) Somut; belirli.

конкуренци (konkurentsi) Rekabet, rekabet etme.

конкуренциле- (konkurentsile-)Rekabet etmek.

конкурс (konkurs) Yarış.

консерватори (konservatori) Konservatuar.

консерв (konserv) Konserve besin.

конспект (konspekt) Özet, taslak.

конституци (konstitutsi) Anayasa.

конституциллё (konstitutsillé) Anayasal.

кoнcтpуктop (konstruktor) Kurucu, yaratıcı.

кoнcтpукци (konstruktsi) Yapılış, kuruluş, yapı.

кoнcтpукцилe- (konstruktsile-) Kurmak, projesini yapmak.

кoнcул (konsul) Konsolos.

консультаци (konsul’tatsi) Konsültasyon.

контрактаци (kontraktatsi) İlişki, kontak, mukavele.

контрактациле- (konstraktatsile-) İlişki kurmak, kontak kurmak, anlaşma yapmak.

контрибуци (kontributsi) Tazminat, yardım.

контролёр (konrolyor) Kontrol memuru.

контролле- (kontrolle-) Kontrol etmek.

контроллё (kontrollé) Kontrollü, denetimli.

контроль (kontrol’) Kontrol. контроль комиссийё Konrol komisyonu.

контрреволюци (kontrrevolyutsi) Karşı devrim.

конус (konus) Koni.

конференци (konferentsi) Konferans, toplantı.

кoнцентраци (kontsentratsi) Yoğunlaştırma, yoğunlaşma; derişme.

концентрациле- (kontsentratsile-) Yoğunlaştırmak, toplamak; koyulaştırmak.

концерт (kontsert) Konser.

концесси (kontsessi) İmtiyaz.

коньки (kon’ki) Kayak, paten.

кооператив (kooperativ) Kooperatif.

кооператор (kooperator) Kooperatif sorumlusu.

коопераци (kooperatsi) İş birliği, ortak çalışma.

копи (kopi) Kopya, suret. копи ӳкер- Kopya yapmak, kopyalamak, kopya çıkarmak.

кopaлл пoлипё (korall polipé) Mercan familyası hayvanlar.

кореец (koreets) Koreli.

коридор (koridor) Koridor.

коробка (korobka) Kutu. спичка коробки Kibrit kutusu.

кopoлëк (korolyok) Çalı kuşu. cap пуçлă кopoлëк Sarı başlı çalıkuşu.

король (korol’) Kral.

корректура (korrektura) Tashih, düzeltme. корректура тёрлет- Düzeltmek, tashih etmek.

корреспондент (korrespondent) Muhabir.

корреспонденци (korrespondentsi) Yazışma, daktilo etme, mektuplaşma.

кocaткa (kosatka) Siyah yunus.

косвеннăй (kosvennwy) Dolaylı. косвеннăй налог Dolaylı vergi.

костюм (kostyum) Kostüm, elbise.

кофе (kofe) Kahve.

кpaб (krab) Çoğanoz (on ayaklı deniz yengeci).

край (kray) Uç, kenar, köşe.

краеведени (krayevedeni) Yurt bilgisi.

кранклат- (kranklat-) 1. Bağırmak, ötmek (karga hakkında). 2. Beddua etmek, kara haber getirmek.

краççын/ кăраççын (kra şś şśwn/ kwra şś şśın) Gaz yağı, petrol. краççын хăйăвё, краççын çиппи Fitil. краççын çути Parafin lamba ışığı.

крахмал (krahmal) Nişasta. крахмал завочё Nişasta fabrikası.

крахмаллă (krahmallw) Nişastalı. крахмллă çимёç Nişastalı yiyecek.

кpeвeткa (krevetka) Karides, deniz tekesi.

кремль (kreml’) Kremlin.

крепостной (krepostnoy) Toprak kölesi, serf.

крепость (krepost’) Sağlamlık, dayanıklılık; sertlik.

кpeчeт (kreçet) Akdoğan, sungur.

кризис (krizis) Kriz. экономика кризисё Ekonomik kriz. финаис кризисё Finans krizi.

кристалл (kristall) Kristal, billur.

кристаллан- (kristallan-) Billurlaşmak.

кристаллă (kristallw) Kristallı, billurlu.

критик (kritik) Tenkitçi, eleş-tirmen.

критика (kritika) Tenkit, eleştiri.

критикăллă (kritikwllw) Tenkit (sıfat), eleştirel.

критикле- (kritikle-) Eleştirmek, tenkit etmek.

кpoкoдил (krokodil) Timsah. нил кpoкoдили Nil timsahı.

кролик (krolik) Ada tavşanı.

кружка (krujka) Maşrapa, kova.

кружок (krujok) Dernek, topluluk. философи кружокё Felsefe grubu.

кpучaк (kruçak) Koyun sineği.

крупчатка (krupçatka) крупчатка çăнăхё Has un.

крыжовник/ тёклё çырла (krıjovik/ téklé şśırla) Bektaşi üzümü, frenk üzümü.

ку (ku) Şu, bu. кусем Bunlar. ку яхăнта Yakında, bu aralar. ку чухне halen, şimdi günümüzde. ку тарăнччен Bu ana kadar, günümüze kadar. ку тарăна çитрёмёр Bu günlere geldik, bu günlere ulaştık.

куб (kub) Küp, metre küp.

кублa (kubla) Kübik.

кубoмeтp (kubometr) Metreküp.

куйлaн (kuylan) Üzülmek, merak etmek, canı sıkılma. .

куймaк (kuymak) Bir çeşit akıtma (hamur işi).

кук/ кука (kuk/ kuka) Guguk kuşu.

кука (kuka) 1. İri başaklı ot, su kamışı. 2. Koçan.

кукале-/ кукальте- (kukale-/ kukal’te-) Ön ayaklarıyla tırmalamak; kazımak; kaşağılamak.

кукамай/ куками (kukamay/ kukami) 1. Büyük anne. 2. кукамай Tahta kururus, tahta biti.

кукар (kukar) Hayvanları ütülen kafa ve ayakları.

кукарлан- (kukarlan-) Yakılmak, kavrulmak, ütülmek.

кукаçи/ кукаçей (kukaşśi/ kuka şśey) Dede (Anne tarafından).

кукăль (kukwl’) Börek. купăста кукли Lahanalı börek. улма кукли Patatesli börek. хуран кукли Pelmeni.

кукăр (kukwr) Eğri, eğik, eğrilmiş, kavisli. кукăр (каçăр) сăмса Kalkık burunlu. 2. Dolambaçlı, dolaşık, karmaşık. 3. Eğrilti, eğriltili kenar. тёпел кукри, тёпелти кукăр Odanın en köşesi, ocağın önü. шыв (çырма) кукри Irmak dönemeci, ırmak kıvrımı. кукăр кур- Eleştirmek, eksiliğini bulmaya çalışmak.

кукăp кут/ кут тёкeн (kukwr kut/ kut téken) At sineği, iviz.

кукăрал- (kukwral-) Eğilmek, eğrilmek, bükülmek, kavislenmek.

кукăрăç (kukwrw şś) Eğrilik, eğrelti.

кукăркут (kukwrkut) At sineği.

кукăрлан- (kukwrlan-) Eğrilmek, eğrilemek, kavislenmek, zikzak çizmek.

кукăр-макăр (kukwr-makwr) Eğri büğrü.

кукăрмăй (kukwrmay) Balıkçıl kuşu.

кукăрт- (kukwrt-) Eğriltmek, kıvırmak, bükmek.

кукка/ кукки (kukka/ kukki) Dayı.

куккук (kukkuk) Guguk kuşu. куккук авăтать guguk kuşu ötüyor. куккук ури, пушмакки Nevruz otu. куккук çăкри Yonca.

куклат- (kuklat-) Guklamak, (guguk kuşu) ötmek. куккук куклатать Guguk kuşu ötüyor/gukluyor.

кукле- (kukle-) Eğmek, bükmek.

куклек (kulek) Eğik, bükük.

куклен- (kuklen-) Eğilmek, eğrilmek, çömelmek, azıcık oturmak. кукленсе лар- Çömelmek, çömelerek oturmak.

кукленчёк (kuklençék) Eğri, eğrilmiş.

куклет- (kuklet-) Eğmek, kıvırmak, bükmek.

кукрашка (kukraşka) Eğri birşey, kanca, çengel.

куктёрри/ куктёр/ кукку тёрри (kuktérri/ kuktér/ kukku térri) Çil, benek, ben.

кукуруза (kukuruza) Mısır, darı.

кукша (kukşa) 1. Kel, dazlak. кукша пуç Kel baş. кукша пуçлă çын Kel kişi. 2. Kellik. кукша курăк Beyaz civan perçemi (100 cm’ye kadar yükselebilen, çok yıllık, otsu, tüylü beyaz veya sarı çiçekli ve kuvvetli kokulu bitkiler). 3. Taygada yaşayan karga cinsinden bir kuş.

кукшалан- (kukşalan-) Kelleşmek.

кукшаллă (kukşallw) Kel. кукшаллă паранкă (çёрулми) Budaklı patates.

кукшапуç (kukşapuşś) Yabani hindiba (20-100 cm kazık köklü, rozet yapraklı, mavi çeçkli, çok yıllık ve otsu bir bitki).

кул- (kul-) Gülmek, sırıtmak, sevinmek. вăрттăн кул- Sessizce gülmek, kıs kıs gülmek.

кула (kula) Gülünç.

кулавка/ кулавкка/ кулака (Kulavka/ kulavkka/ kulaka) Bira mayası.

кулак (kulak) 1. Burjuva, köy burjuvası. 2. Çekiç, balyoz.

кулакла (kulakla) Burjuvazice, burjuvazi gibi. кулакла шухăшсем Burjuvazice düşünceler.

куланай (kulanay) Eski zamanlarda vergi, harç.

куланçи пул-/ кулиш пул- (kulan şśi pul-/ kuliş pul-) Gülmüş olmak, gülüyüyormuş gibi yapmak.

кулата (kulata) Kuyu, çeşme.

кулач/ кулаç (kulaç/ kulaşś) Beyaz ekmek.

кулă (kulw) Kahkaha, gülme, gülüş, gülünç.

кулăш (kulwş) Gülme, gülüş.

кулăшлă (kulwşlw) Komik, güldürücü; gülünç, tuhaf. кулăшла калавсем Komik hikâyeler.

кулек (kulek) Çuval, torba.

куллен/ куллен-кун (kullen/ kullen-kun) Her gün.

кулленхи (kullenhi) Günlük, her zamanki, sıradan. кулленхи калаçу Gündelik dil.

култар- (kultar-) Güldürmek, sevindirmek.

култармăш (kultarmwş) Şakacı, güldürmeyi seven.

культ (kul’t) Kült. ваттисен кульчё, мăн асаттесен кульчё Atalar kültü.

культиватор (kul’tivator) Toprağı kabartmak için kullanılan araç.

культура (kul’tura) Kültür.

культурăллă (kul’turwllw) Kültürlü, kültürel.

культурăлан- (kult’turwlan-) Kültürlenmek, yetişmek, terbiye olmak.

культурăлат- (kul’turwlat-) Terbiye etmek, yetiştirmek, kültürlendirmek.

культурăлăх (kul’turwlwh) Kültürlülük.

культурăсăр (kul’turwswr) Kültürsüz.

культурăсăрлăх (kul’turwswrlwh) Kültürsüzlük.

кулюкка (kulyukka) Güvercin.

кулян-/ куллян-/ куйлан- (kulyan-/ kullyan-/ kuylan-) Üzülmek, merak etmek, canı sıkılmak.

кулянтар- (kulyantar-) Üzmek, meraklandırmak, kederlendirmek.

кум (kum) Çocuğun vaftiz babası.

кума (kuma) Çocuğun vaftiz annesi.

кумă/ пир кумми (kumw/ pir kummi) Kumaşın uzunlamasına kısmı.

кумкăч/ кумкăç (kumkwç/ kumkw şś) Mekik.

кумни (kumni) İp mekiği.

кумтар- (kumtar-) Mekik dokutmak.

кун (kun) Gün, gece gündüz. кун йёрки Gün düzeni. кун ирттер- Gün geçirmek. кун çути Gün ışığı. кун çути палăрсан Sabah erkenden. çак кунсенче Bu günlerde. кун таврăнни Gün dönümü. кун каçа Gün boyu. кун кунла- Gününü gün etmek, gün geçirmek. кун хута Bütün gün. тепёр кун Diğer gün, bir sonraki gün. илмёш кун Arife günü; arifesinde. Evvelsi gün. ёмпёр кун Yarından sonraki gün. кашни кун, кунсерен Hergün, günlük. кун сиктерсе Bir gün arayla. ёç кунё İş günü. ёçлемен кунсем Tatil günleri. паллă кунсем Ayrı günler, özel günler. 2. Sağ salim, selamet. кун кур- Yaşamak, gelişmek.

кун- I кӳн- (kun-/ kün-) Kabul etmek, aynı karara varmak, yola girmek. ёç кунмасть İş olmuyor, iş iyi gitmiyor.

кун II (kun) Anlamak, kavramak, düzelmek.

кунашкал (kunaşkal) Böyle, bunun gibi.

кунăн (kunwn) Günlük. кунăн тытнă Günlüğüne tutmak.

кунăç- (kunwşś-) Yola girmek, işi yola girmek, kabul olmak.

кунё/ кӳнё (kuné/ küné) 1. Uyumlu, uslu, sakin, mütevazi. 2. Ucu sivri, çok çabuk kırılan.

кунё-кунёпе Günlerce, günler boyu.

кунён-çёрён (kunén-şśérén) Gece gündüz, sabah akşam.

кунёнче (kunénçe) Bu sefer, bu defa.

кунёпе/ кунёпех (kunépe/ kunépeh) Bütün gün.

кункăра (kunkwra) Çamaşır tekmesi.

кунла-/ кун кунла- (kunla-/ kun kunla-) Gün geçirmek.

кунлăх (kunlwh) Günlük. пёр кунлăх Bir günlük. виçё кунлăх Üç günlük.

кунлё (kunlé) Uyumlu, uslu, sakin, mütevazi.

кунман çын (kunman şśın) Uyuşuk olmayan, dirençli.

кунне (kunne) Günde, güne. куннe 20 тeнкё илeт Günde 20 tenge alıyor.

кун пeк (kun pek) Böyle, şöyle. кун пек кёнеке Böyle kitap.

кунсăр I (kunswr) виçё кунсăр таврăнаймастăп Üç günden önce dönmüyorum.

кунсăр II (kunswr) Bundan, şundan başka.

кунсерен (kunseren) Her gün. кун-çул Hayat, zaman. иртнё кун-çулсем Geçmiş, geçmiş günler.

Yüklə 5,63 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   45




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin