Diyanet iŞleri başkanliğI


III. İSRAİLOĞULLARINA GELEN AZAB-I İLAHİNİN SEBEPLERİ



Yüklə 1,08 Mb.
səhifə18/23
tarix27.10.2017
ölçüsü1,08 Mb.
#16699
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   23

III. İSRAİLOĞULLARINA GELEN AZAB-I İLAHİNİN SEBEPLERİ


Hz. Musa ve İsrailoğullarının büyük bir mucize sonunda denizden selametle karaya çıkıp kurulduktan ve Firavunun ordusuyla birlikte denizde boğulmasından sonra Hz. Musa kavmiyle Filistin’e gitmek için yola çıktı. Bu yolculuk esnasında İsariloğullarının Hz. Musa’ya itaatsizliği, put istemeleri, puta tapmaları gibi azab-ı ilahiyi celbeden bir çok davranışları oldu. Bunları şöyle izah edebiliriz.

1. İsrailoğullarının tapmak için Hz. Musa’dan put istemeleri


Allah, İsrailoğullarının Hz. Musa’dan nasıl put istediklerini şöyle anlatır.

“Ve İsrailoğullarının denizden geçmelerini sağladık? Derken bir kavme vardılar ki, onlar, kendilerine mahsus bir takım putlara tapıyorlardı. Dediler ki; Ey Musa! Onların tanrıları gibi, sen de bize bir tanrı yap! Musa da onlara dedi ki: Siz gerçekten cahillik eden bir kavimsiniz. Çünkü o gördüklerinizin içinde bulundukları din, yok olmaya mahkûmdur ve bütün yaptıkları batıldır. Sizi âlemlere üstün kılan Allah olduğu halde, ben size O'ndan başka ilâh mı arayayım! dedi. Hani sizi, Firavun sülâlesinin elinden kurtardığımız zaman, hatırlasanıza, size azabın kötüsünü yapıyorlardı; oğullarınızı öldürüyorlar, kızlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bunda sizin için Rabbiniz tarafından büyük imtihan vardı.”683

İsrailoğullarının uğradığı bu kavim Lahm ve Cüzam kabilesinden bir boy olup Rif kasabasında sakin bulunuyorlardı. Bunların Mısır'da deniz kenarındaki meşhur Rakka kasabasına, yani Mısır Rakka'sına kondukları söylenmiş, Hz. Musa'nın savaşla emrolunduğu Ken'ânîler'den bir grup oldukları da söylenmiştir ki, siyakına bu daha uygundur. Böylece bunların putlarının gerçekten Bakare veya taştan, ağaçtan vesaireden Bakare figürleri, yani inek şekilleri olduğu da zikredilmiştir. Fakat Kur'ân bize şunu anlatıyor ki, bu kıssada dikkat çekici önemli nokta her hangi bir kavim veya her hangi bir put olursa olsun, genel olarak ve mutlak anlamda putperestliğin batıl, temelsiz ve yok olmaya mahkûm bir şey olmakla beraber yine de bazı cahilleri çeken ve aldatan yanlarının bulunduğu kesindir. İşte böyle bazı fenalıkların sırf görenek yoluyla avama bulaşmasında, İsrailoğulları'ndaki altın buzağı fitnesine başlangıç olan ilk küfür meylinin böyle bir görenek yüzünden meydana gelmiş bulunmasındadır. Nitekim İsrailoğulları o kavmi görünce, Ey Musa, dediler, bunların kendilerine mahsus olan ilâhları gibi, bize mahsus da bir ilâh yap! Yani, içlerinde böyle diyenler oldu ki, bu da kurtuluştan sonra İsrailoğulları'nın küfre olan ilk meyilleridir. Buna karşı Musa "Kesinlikle siz cahillik ediyorsunuz" dedi. Yapma bir ilâh istemek, şu veya bu kavme mahsus ilâhlar olabileceğini sanmak ve puta tapan bir kavmin putlarına imrenmek, cahillikten başka hiçbir şey değildir.684

Hz. Musa ve kavminin rastladıkları kavim inek heykeline tapmaktaydı. Hz. Musa’nın uyarması üzerine put istemeyi bıraktılar.685


2. İsrailoğullarının buzağıya tapmaları


Hz. Musa Mısır’da iken vahye dayanarak Mısır’dan çıkacaklarını, düşmanalarının helak olacağını ve Allah’ın kitap göndereceğini İsrailoğullarına vaad etmişti. Nitekim firavun ve ordusunun helakından sonra onların elinden kurtulup emin bir hale geldiklerinde İsrailoğulları Hz. Musa’ya “Ey Musa! Bize vaad ettiğin kitabı getir dediler.686 Hz. Musa da bunu Rabbinden diledi. Allah ona otuz gün oruç tutup Tur dağına gelmesini vahyetti. Cebrail onu götürmek üzere “hayat atı” denilen at üzerinde geldi. Samiri onu görünce “Bu at için muhakkat önemli hal ve şan vardır.” dedi. Atın ayağının bastığı yerden bir parça toprak aldı. Samiri öküze tapan Bâcerma kavminden olup Mısır’a gelmiş ve iman ettiğini açıklamıştı. Kuyumculukla uğraşan Samiri münafık bir kimse idi.687

Hz. Musa Tur dağına çıkarken kendisinin yerine Hz. Harun’u İsrailoğullarının başına bıraktı.688 Hz. Musa Tur dağında kırk gün kaldı. Rabbiyle konuştu ve onu görme talebinde bulundu. Fakat Allah bunun kendisi için mümkün olmadığını söyledi.689

“Musa ile otuz gece sözleştik ve ona bir on daha ekledik. Böylece Rabbinin belirlediği süre, kırk geceye tamamlandı. Musa, kardeşi Harun'a "Kavmimde benim yerime geç, ıslah et ve bozguncuların yolunu tutma" dedi. Musa tayin edilen sürede gelince ve Rabbi de onunla konuşunca: "Rabbim, bana göster, Seni göreyim" dedi. (Allah:) "Beni asla göremezsin. Ama şu dağa bak; eğer o yerinde karar kılabilirse, sen de beni göreceksin." Rabbi dağa tecelli edince, onu param parça etti, Musa bayılarak yere düştü. Kendine geldiğinde: "Sen ne yücesin (Rabbim). Sana tevbe ettim ve ben iman edenlerin ilkiyim" dedi.

(Allah:) "Ey Musa" dedi. "Sana verdiğim risaletimle ve seninle konuşmamla seni insanlar üzerinde seçkin kıldım. Sana verdiklerimi al ve şükredenlerden ol."

Biz ona Levhalar'da her şeyden bir öğüt ve her şeyin yeterli bir açıklamasını yazdık. (Ve:) "Şimdi bunlara sıkıca sarıl ve kavmine de emret ki en güzeliyle sarılsınlar. Size fasıkların yurdunu pek yakında göstereceğim" (dedik).690

Hz. Musa Tur dağında otuz gün geçirdi. Bu zamanda Samiri, İsrailoğullarına “Firavundan emanet aldığınız ve onların felakete uğramalarından sonra size kalan süs eşyalarını getiriniz.”dedi. nihayet getirdiler ve ona verdiler. Samiri de o zinet eşyalarından bir erkek buzağı heykeli yaptı. Cebrail’in atının bastığı yerden aldığı bir avuç topraktan birazını onun karnına koyup ortaya böğüren bir buzağı ortaya çıkardı.691 İsrailoğullarına “İşte sizin de ilahınız ve Musa’nın da ilahı budur. Fakat Musa onu burada unuttu da aramaya gitti.” dedi.692 Halk da o buzağıya tapmaya başladı.

Harun onlara: “Andolsun, Harun bundan önce onlara: "Ey kavmim, gerçekten siz bununla fitneye düşürüldünüz (denendiniz). Sizin asıl Rabbiniz Rahman (olan Allah)dır; şu halde bana uyun ve emrime itaat edin" demişti. Demişlerdi ki: "Musa bize geri gelinceye kadar ona (buzağıya) karşı bel büküp önünde eğilmekten kesinlikle ayrılmayacağız."693

Hz. Harun’un bu uyarısın bazısı dinledi, bazısı dinlemedi. Hz. Harun ve taraftarları buzağıya tapanlara karşı kargaşa, fitne ve fesadın daha fazla büyümemesi için savaş açmadı.694

Kur’an-ı Kerimde buzağıya tapmalarından şöyle bahsedilir. “(Tura gitmesinin) Ardından Musa'nın kavmi, süsleme eşyalarından böğürmesi olan bir buzağı heykelini (tapılacak ilâh) edindiler. Onun kendileriyle konuşmadığını ve onları bir yola da yöneltip-iletmediğini (hidayete erdirmediğini) görmediler mi? Onu (tanrı) edindiler de, zulmedenler oldular.695

Samiri buzağı heykelini çok ustaca yapmıştı. Heykelde boru gibi delikler bırakmıştı. Bu deliklerden rüzgar girince canlı imiş gibi böğürme sesi geliyordu. İnsanlar da bu sesse mucizevi bir özellik görüyordu. Samiri’nin yaptığı böğüren buzağı heykeli hakkında sahabeden İbn-i Abbas şöyle bahseder.

“Hayır! Vallahi hiçbir zaman onun içinde ses bulunmamıştır. Ancak yel arka deliğinden girer ağzından çıkar da bu ses ondan gelirdi.”696

Hz. Musa Tur-i Sina’dayken kavminin buzağıya taptığını Allah ona haber verdi. “(Allah Musa’ya) dedi ki: "Biz senden sonra kavmini deneme (fitne)den geçirdik, Samiri onları şaşırtıp-saptırdı."697

Hz. Musa Tur-i Sina’dan Allah’ın kendine verdiği levhalarla birlikte kavmine geri döndüğünde onları buzağıya tapar halde buldu. Bu duruma oldukça öfkelendi. Durumu önce Hz. Harun’dan öğrendi. Sonra Samiri!yi hesaba çekti. Tur-i Sina’dan dönüşü Kur’an’da şöyle anlatılır.

“Musa kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndüğünde onlara: "Beni arkamdan, ne kötü temsil ettiniz. Rabbinizin emrini çabuklaştırdınız, öyle mi?" dedi. Levhaları bıraktı ve kardeşini başından tutup kendisine doğru çekiyordu (ki Harun ona:) "Annem oğlu, bu topluluk beni zayıflattı (hırpalayıp güçsüzleştirdi) ve neredeyse beni öldürmeye giriştiler. Bari sen düşmanları sevindirecek bir şey yapma ve beni bu zalimler topluluğuyla birlikte kılma (sayma)"dedi.”698

“(Musa gelince kardeşine şöyle) dedi: "Ey Harun! bunların sapıklığa düştüğünü gördüğün vakit, seni engelleyen ne oldu? (Neden) benim yolumu takip etmedin, benim emrime karşı mı geldin?" Harun: "Ey anamın oğlu! Sakalımı ve başımı (saçımı) tutma. Ben senin 'İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözüme bakmadın' diyeceğinden korktum." dedi. (Hz. Musa bu defa Sâmirî'ye dönerek) "Ey Sâmirî! Senin bu yaptığın nedir?" dedi.

Sâmirî: "Onların görmedikleri bir şey gördüm: (Sana gelen) ilâhî elçinin (Cebrail'in) izinden bir avuç (toprak) aldım ve onu (erimiş mücevheratın içine) attım. Bunu, bana böylece nefsim hoş gösterdi" dedi. (Musa ona şöyle) dedi: "Haydi çekil git. Artık senin için hayat boyunca, 'benimle temas yok' diye söylemen var (bir vahşi gibi yapayalnız yaşamağa mahkum olacaksın). Hem senin için asla kaçamayacağın bir ceza daha vardır. Bir de ibadet edip durduğun ilâhına bak; elbette biz onu yakacağız, sonra da kül edip muhakkak onu denize savuracağız." Sizin ilâhınız, ancak kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah'dır. Onun ilmi her şeyi kuşatmıştır.”699

“Ne zaman ki (yaptıklarından dolayı pişmanlık duyup, başları) elleri arasında düşürüldü ve kendilerinin de gerçekten şaşırıp-saptıklarını görünce: "Eğer Rabbimiz bize merhamet etmez ve bizi bağışlamazsa kesin olarak hüsrana uğrayanlardan olacağız" dediler.” Musa kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndüğünde onlara: "Beni arkamdan, ne kötü temsil ettiniz. Rabbinizin emrini çabuklaştırdınız, öyle mi?" dedi. Levhaları bıraktı ve kardeşini başından tutup kendisine doğru çekiyordu (ki Harun ona:) "Annem oğlu, bu topluluk beni zayıflattı (hırpalayıp güçsüzleştirdi) ve neredeyse beni öldürmeye giriştiler. Bari sen düşmanları sevindirecek bir şey yapma ve beni bu zalimler topluluğuyla birlikte kılma (sayma)"dedi. (Musa yalvarıp) Dedi ki: "Rabbim, beni ve kardeşimi bağışla, bizi rahmetine kat. Sen merhamet edenlerin en merhametli olanısın." Şüphesiz, buzağıyı (tanrı) edinenlere Rablerinden bir gazab ve dünya hayatında bir zillet yetişecektir. İşte biz, 'yalan düzüp-uyduranları' böyle cezalandırırız. Kötülük işleyip de bunun ardından tevbe edenler ve iman edenler; hiç şüphesiz Rabbin, bundan (tevbeden) sonra elbette bağışlayandır, esirgeyendir. Musanın kabaran öfkesi (gazabı) yatışınca Levhalar'ı aldı. (Onlardan bir) Nüshasında "Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve bir rahmet vardır" (yazılıydı.)”700

Musa (as) İsrailoğullarına Samiri’ye yaklaşmamalarını, onunla düşüp kalkmamalarını emretti. Hiç kimse onun yanına yaklaşmadı ve ona dokunmadı. Yalnızlık içinde ölüp gitti.701 Samiri’nin yapmış olduğu heykeli de ateşe atılarak yakıldı ve külü denize atıldı.702



Yüklə 1,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   23




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin