Doğrularin öYKÜSÜ Şehit Murtaza Mutahhari



Yüklə 0,68 Mb.
səhifə3/37
tarix08.01.2019
ölçüsü0,68 Mb.
#92994
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   37

9-HALİFENİN HUZURUNDA

Hz. Ali(a.s) Kufe’ye gelirken, halkı İranlı olan Enbar şehrine uğradı. İranlı idareciler ve çiftçiler sevgili halifelerinin geldiğini görünce sevinçle onu karşılamaya çıktılar. Hz. Ali’nin(a.s) bineği yürümeye başladığında, halk onun önünde koşmaya başladı. Hz. Ali(a.s) onları yanına çağırıp:

-Neden koşuyorsunuz? Diye sordu. Onlar:

- Bu, bizim emirimize ve saygı duyduğumuz kimselere karşı, bir nevi ihtiram etme şeklimizdir. Bu, bizim adetlerimizden olup, bir çeşit de edep göstergesidir.

Hz. Ali(a.s):

- Bu iş sizi dünyada zahmete düşürür ve ahirette de bedbahtlığınıza neden olur. Her zaman sizi küçük düşürecek işlerden uzak durun. Sonra sizin koşmanızın, saygı duyduğunuz insana ne faydası olacak ki?8



10-İMAM BÂGIR (A.S) VE HIRİSTİYAN ADAM

İmam Muhammed B. Ali B.Hüseyin’in (a.s) lakabı “Bagır” dır. Ona, ilimleri yaran anlamına gelen “Bagır-ul ilm” diyorlardı.

Hıristiyan bir adam, alay etmek amacıyla Bagır’ı, “beger”(inek) olarak değiştirerek imama:

-Sen ineksin. Dedi.

İmam(a.s) hiç rahatsız olmamış gibi, sinirlenmeden ve gayet sakin bir şekilde:

- Ben beger(inek) değilim, Bagır’ım. Dedi.

Hıristiyan:

- Sen aşçı bir kadının oğlusun.

İmam(a.s):

- Mesleği oydu, utanılacak bir şey değil.

Hıristiyan:

- Annen, hem zenci hem utanmaz hem de kötü dilliydi.

İmam(a.s):

- Eğer söylediklerin doğruysa Allah onu affetsin. Yalansa, yalan söyleyip iftira ettiğin için Allah seni affetsin, dedi.

İmam’ın(a.s) onu cezalandırmaya gücü olduğu halde bu kadar sabırlılık göstermesi, Hıristiyan adamın iç dünyasında, büyük bir inkılap gerçekleşmesine yetmişti. Hıristiyan adam daha sonra Müslüman oldu.9

11-BEDEVİ VE RESULÜ EKREM

Çöl bedevisi, Medine’ye geldi. Allah Resulü’nden (s) para istemek için doğruca mescide gitti. Resulü Ekrem’in(s), kalabalık ashabının arasında bulunduğu bir anda içeri girdi. Sıkıntısını söyleyip yardım istedi. Resulü Ekrem(s) ona bir şey verdi.Bedevi, aldığını az görüp uygunsuz sözler söyleyerek Resulü Ekrem’e (s) saygısızlık edince, orada bulunanlar öfkelenmiş ve neredeyse adama zarar vereceklerdi ki buna, Resulü Ekrem (s) engel oldu.

Resulü Ekrem(s), ertesi gün bedeviyi evine götürdü ve biraz daha yardımda bulundu. Bu arada bedevi, Resulü Ekrem’in (s) evinin hiç de padişahların evine benzemediğini ve evin altınlarla dolu bir yer olmadığını görmüş oldu. Aldığı yardımdan razı olduğunu belirterek teşekkür etti. Resulü Ekrem (s) ona:

- Dün biraz ağır konuştuğun için ashabımın öfkelenmesine neden oldun. O yüzden sana zarar vermelerinden korkuyorum. Onların öfkesini ve sana olan kinlerini bertaraf edebilmek için, biraz önce bana teşekkür ettiğin gibi birde onların arasında rızayetini belirtir misin? Dedi.

Bedevi de bunu kabul etti. Ertesi gün herkesin toplanmış olduğu bir zamanda, bedevi mescide girdi. Resulü Ekrem(s) topluma dönerek:

-Bu adam bizden razı olduğunu açıklamak istiyor, dedi ve şöyle sordu:

-Doğrumudur?

Bedevi:


- Evet doğrudur. Dedi ve bir gün öncesine olduğu gibi teşekkür etti.

Resulü Ekrem(s) ve ashabı bu duruma sevindiler.

Resulü Ekrem(s) oradakilere dönerek:

- Benimle bunun gibi kimselerin durumu, tıpkı devesi kaçan adamın durumuna benziyor. Deve kaçınca insanlar güya onu sahibine geri getirebilmek için peşinden koşup bağrışıyorlardı. Onlar kovaladıkça deve daha da kaçıyordu. Devenin sahibi: “ Rica ediyorum devemi rahat bırakın. Onunla uğraşmayın, ben kendi devemi nasıl yakalayacağımı daha iyi biliyorum” diye bağırmaya başladı. İnsanları engelledikten sonra gidip biraz ot aldı ve geldi. Bağırmadan, koşmadan ve sakin bir şekilde, otu deveye göstererek yaklaşmaya başladı. Sonra da kolayca ipinden tuttu ve devesini alıp yoluna devam etti.

Sizi engellemiş olmasaydım, bu zavallı adamı öldürecektiniz. Hem de ne kötü bir durumda(o, putperest iken) onu öldürecektiniz. Size engel olup, yumuşaklıkla onu razı ettim.10

12-ŞAM’LI ADAM VE İMAM HÜSEYİN(A.S)

Şam’lı bir adam, hac veya başka bir iş için Medine’ye gelmişti. Bir kenarda oturan birine gözü takıldı. Dikkatini çekmişti.

-Bu adam kim? Diye sorduğunda,

-O, Hüseyin B. Ali B. Ebu Talib’dir, dediler.

Ehlibeyt aleyhinde yıllarca yapılmış olan tebligatın ruhuna işlediği, bu Şamlı adam,11 öfkelenerek kendince Allah için, yapabildiğince imam Hüseyin’e(a.s) hakaret etti ve küfürler yağdırdı. Kinini gösterip her istediğini söyledikten sonra, imam Hüseyin(a.s) öfkelenmeden sevgi ve şefkat dolu bakışlarla adama baktı. Güzel ahlak, affetmek ve göz yummak hakkında birkaç ayet okuduktan sonra

-Biz senin için her türlü hizmete ve yardıma hazırız, dedi ve:

-Sen Şamlı mısın? diye sordu.

Adam:


Evet, deyince imam(as) şöyle devam etti:

-Ben bu tür davranışlara alışkınım ve bu davranışların asıl kaynağını biliyorum.

İmam Hüseyin(a.s) daha sonra:

-Sen bizim şehrimizde garipsin, bir şeye ihtiyacın olursa yardım etmeye hazırız. Seni evimizde ağırlayabilir ve giydirebiliriz. Sana para verebiliriz.” Diye buyurdu.

Şamlı adam, sert bir çıkış beklerken hiç ummadığı bir tavırla karşılaşınca öyle sarsıldı ki: “Keşke o an yer yarılsaydı içine girseydim. Keşke tanımadan ölçmeden, küstahlık etmeseydim. O ana kadar yeryüzünde Hüseyin ve babasından nefret ettiğim kadar kimseden nefret etmiyordum ama şimdi artık Hüseyin ve babasından daha çok sevdiğim kimse yoktur”, diyordu. 12

13-NASİHAT İSTEYEN ADAM

Bir adam, Medine’ye gelerek Hz. Resulü Ekrem’in(s) yanına gitti. Allah Resulünden kendisine nasihat etmesini istedi. Hz. Resulü Ekrem(s) ona:

-Sinirlenme” dedi ve başkada bir şey söylemedi.

Adam, kabilesine geri döndü. Tesadüfen, kendisinin yokluğunda önemli bir olay olmuştu. Kendi kabilesinden gençler, başka bir kabilenin malını çalmışlar, o kabile de karşılık vermişti, derken olay yavaş yavaş büyümüş ve iki kabile savaş için karşı karşıya gelmiştiler. Adam bu heyecanlı haberi alınca öfkelenmişti. Hemen silahını kuşanıp kabilesinin saflarında yerini aldı.

O arada aklına Medine ye yaptığı yolculuk ve orada görüp duydukları geldi. Hz. Resulü Ekrem’den (s.) nasihat istemiş ve ”sinirlenme” cevabını almıştı.

Kendi kendine: “Niye hemen heyecana kapılıp silahımı kuşandım? Ve şimdi, ölmek veya öldürmek için kendimi niye hazırladım? Niye hemen öfkelendim?” Diye düşünmeye başladı.

Artık, kısacık ”sinirlenme” nasihatine amel etmenin zamanı gelmişti.

İleri çıktı ve her iki kabilenin büyüklerini yanına çağırdıktan sonra:

- Bu savaşın sebebi nedir? Eğer sebep, bizim cahil gençlerimizin verdiği zararsa, ben kendi malımdan bu zararınızı karşılamaya hazırım. Böyle bir mesele yüzünden birbirimizin kanını neden dökelim ki? Diye bir konuşma yaptı.

Diğer kabile, adamın akıllı ve fedakar tutumunu görünce gayrete gelerek:

- Madem böyle düşünüyorsun, biz de senden geri kalmayacağız ve iddia ettiğimiz hakkımızdan vazgeçtik. Dediler.

Ve böylece her iki kabile de evlerine geri döndüler. 13




Yüklə 0,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin