Dr. Recep Albayrak Türklerin İranı



Yüklə 8,05 Mb.
səhifə112/411
tarix01.01.2022
ölçüsü8,05 Mb.
#105928
1   ...   108   109   110   111   112   113   114   115   ...   411
29. Büyük Kaşkayı İli

(Kaş-Kayı=Kayıların Öncüsü)

ايل قشقاٸ/ قشقائ

Kaşkayılar/ Kaş-Kayılar
İran’ın en büyük illerinden biri olan Kaşkayı (Kaş+Kayı/ Kaşkayi) ulusu, Fars Bölge Valiliği ve civarındaki valiliklerde meskûndur. Tanınmış bir ulus olan Kaşkayılar, çeşitli aşiretlerden oluşan bir Türk konfederasyonu/ birleşiğidir.

Kaşkayıların, Şiraz’ı da içine alan İran’ın güney kesiminde yayıldıkları sahanın genişliği 216.188 km² gibi geniş bir alanı içine alır. Bu geniş saha, İran yönetimince son yıllara kadar Vilayet-i Kaşkayı/ Kaşkay Vilayeti adı ile ayrı bir idari bölge olarak mütalaa olunmuştur. Vilayet-i Kaşkai; yaklaşık üçyüz meskûn mahali içine alan irili ufaklı yirmi kadar şehre bölünmüştür.

Kaşkayı ili, Fars Körfezi kıyılarından başlayarak, Isfahan ve Bahtiyari bölgelerinin güneyine kadar uzanan bir alana yayılmıştır. Zagros dağlarının birbirine girmiş yükseklikleri ile körfez sahilleri bu ilin sınırlarını çizmektedir. Firuzabad’ı (Şiraz) merkez olarak aldığımızda, Kaşkayıların yaşadıkları toprakları üçe ayırabiliriz:
I. Kaşkayı Yaylak Bölgesi:

Şiraz’ın kuzeyinden başlayarak, Zagros dağlarına kadar uzanır. Bu bölgedeki yerleşim birimleri kuzeyden güneye; Burucin (Çahar-Mahal ve Bahtiyari), Semirum (Isfahan BV), Abade (Fars BV), Sepidan/ Erdekan (Fars BV) ve Mervdeşt (Fars BV)’tir. Bunlardan Sepidan kaza, Erdekan ilçe merkezidir.

Aşağıdaki yerleşim birimlerinden iki isim verilenlerden birincisi kaza, ikincisi ilçe merkezidir.
II. Kaşkayı Kışlak Bölgesi:

Firuzabad’ın (Şiraz) güneyinden başlayarak, Fars körfezine kadar uzanan bölgedir. Bölgedeki yerleşim birimleri; Memesseni/ Nurabad (Fars BV), Kazerun (Fars BV), Deşt-i Erjen/ Erjen (Fars BV, Deşt-i Erjen dağı 2.847 metredir), Firuzabad (Fars BV), Cehrum (Fars BV), Laristan/ Lar (Fars BV), Gecsaran/ Dugünbedan (Kûhgiluye ve Buyer-Ahmed BV), Ramhürmüz (Huzistan BV), Behbehan (Huzistan BV), Deştistan/ Borazcan (Buşehr BV), Buşehr (Buşehr BV) ve Kengan (Buşehr BV)’dır.


III. Merkez Bölgesi:

Deşt-i Erjen/ Erjen ve Mervdeşt şehirlerini içine alır.



Kaşkayı ilinin yaşadığı bölge olan güney-kuzey ve doğu-batı sınırları, İran’da yaşayan diğer göçer/ devlet-gez aşiretlere nispetle kıyaslanamayacak ölçüde geniş bir coğrafi alandır. Kaşkayılar, hâlihazırda İran’ın dokuz bölge valiliği ve bu bölge valiliklerinin sınırları içinde kalan bölgelerde yaşamakta, tarım ve hayvancılıkla geçimlerini sağlamaktadır: 1. Fars, 2. Isfahan, 3. Kûhgiluye ve Buyer-Ahmed, 4. Çahar-Mahal ve Bahtiyari, 5. Huzistan, 6. Buşehr 7. Hürmüzgan 8. (Eberkûh, Herat ve Mervest’in dar bir bölgesi ile sınırlı olmak üzere)Yezd, 9. Kirman, sözkonusu bölge valilikleridir. Saadetabad(I), Bevanat (Suriyan), Hafr/ Hefr, Poşt-u kûh, Kûhmerre, Hürrembid, Sépidan, Memeseni, Laristan, Zerrindeşt, Semirum-süfla, Gecsaran, Zeydun, Şabankâre (Türkçe söylenişi→Çobankara), Deştistan, Deşti, Kengan, Tengistan, Deylem, Saadetabad(II) ve Şib-kûh, yaşadıkları bölgelerden bazılarıdır. Bahtiyari, Lor, Buyer-Ahmedi aşiretlerinin iskân sahaları Kaşkayıların kuzey ve kuzeybatı sınırlarını oluşturur. 1939 yılında İngiliz Henry Field tarafından 1:2.000.000 ölçekli bir haritada, Kaşkay ilinin dağılımı gösterilmiş ve bölgenin özellikleri işaret edilmiştir.

Doğu: Zagros dağlarının bitimi ile sınırlıdır. Dağların bitiminde İran’ın bozkırları başlar. Yezd, Kirman ve Hürmüzgan bölge valilikleri doğrudan bu bölgeleri kuşatmaktadır.

Batı: Huzistan bozkırı ve Buyer-Ahmed, Kûhgiluye ile sınırlıdır. Burada da şiddetli yağmurların etkisiyle kışlak için yeşillik ve çayırlıklar oldukça boldur.

Kuzey: Kaşkayıların yaşadığı kuzey kesimleri, birbirine girmiş 1.500-2.000 metre yüksekliğindeki dağlarla kaplıdır. Buralarda yaz mevsimleri kısa ve ılıman, kış mevsimleri uzun ve soğuktur. Kuzey bölgesi, büyük ölçüde Zagros mıntıkasının su kaynağı ve ırmaklarının yoğun olduğu yerdir. Yeşil alanların bol olmasının yanı sıra, yazları oldukça güzel bir havaya sahiptir. Bölgenin yıllık ortalama sıcaklığı 10-15 derece arasındadır.

Kuzeybatı ve güneydoğu: Çöller bu mıntıkaları çepeçevre kuşatmaktadır. Buralarda tatlı su ve yeşil alanlar bulunmadığı için devlet-gez Türk tayfalarının ilgisinden yoksun kalmıştır. Kaşkayılar yoğun olarak diğer bölgelere yerleşmiştir.

Güney: Fars Körfezi sularına ulaşmaktadır. Kaşkayıların yaşadığı bölge, doğal sınırlarla çevrildir. Genel olarak güney kesimler, Arabistan ve Fars Körfezi’nin (Türkler, Kenger Körfezi der) sıcaklığından etkilenmektedir. Hava sıcaklığı bu bölgede daima sıfırın üstünde seyreder. Kış aylarında don olmaz ve kar yağışı görülmez. Bazen bu bölgede, şiddetli yağmurlar neticesinde yüksek rutubet olur ve bunun sonucu bereketli otlaklar ortaya çıkar. Yazları oldukça sıcak ve kuraktır.



Kaşkayıların Yaşadıkları Bölgelerin Sınırları


Doğu

Kirman BV’de; Şehr-i Babek ve Sircan ilçeleri

Batı, Kuzeybatı


Behbehan, Ağacari/ Ağaç-eri, Ramhürmüz tarafları (Huzistan BV), Gecsaran (Kûhgiluye ve Buyer-Ahmed BV), Serdeşt (Huzistan BV), Dugünbedan ve Buyer-Ahmed kenti (Kûhgiluye ve Buyer-Ahmed BV) ile sınırlıdır.

Kuzey

Isfahan BV ve Burucin (Çahar-Mahal ve Bahtiyari BV)

Kuzeydoğu

Yezd BV’de; Herat, Mervest ve Eberkûh’nun bazı bölgeleri

Güney

Fars Körfezi kıyıları, Buşehr’in Deylem limanından Hürmüzgan’daki Lenge limanına kadar 585 km.’lik alan

Güneydoğu

Hürmüzgan BV’ne bağlı Hacıabad’ın bazı bölgeleri, güneyindeki Saadetabad, Fin ve Bender-Abbas şehrinin Bender-Hamir mıntıkası

Daha önce de işaret edildiği üzere Kaşkayı ili topraklarının dört tarafında bozkır, yüksek tepeler ve çaylar doğal sınır oluşturmaktadır. Sınırların oluşması ve belirlenmesinde iklim şartlarının da büyük etkisi vardır. Bölgenin siyasi sınırlarını daha çok kuzey ve kuzeybatı mıntıkaları belirler. Bu sınırdan itibaren Bahtiyari, Lor, Buyer-Ahmedi ve diğer komşu aşiretlerin sınırları başlar. Kaşkayılar, daha önceleri Bahtiyarilerle kanlı çatışmalara girmiş, bu sebepten ötürü aralarındaki sınırları belirleyici antlaşmalar yapılmış ve bu sınırlar siyasi sınırlar olarak kalmıştır. Huzistan Bölge Valiliği’nde Bahtiyarilerin kışlaklarının olması hasebiyle, tarafların mutabakatı sonucu Huzistan’daki Ramhürmüz’den itibaren kuzeye doğru Mescid-i Süleyman, Dizful ve… Bahtiyarilerin kışlağıdır. Eskiden beri bu bölgeler Bahtiyarilerin iktisadi ve kültürel faaliyetlerinin devam ettiği mekânlar olarak tanınmıştır. Bunun yanı sıra Ramhürmüz’den itibaren güneye doğru Ağacari, Ramşir, Hindican, Behbehan, Serdeşt, Du-Günbedân ve buradan Fars Körfezi ile sınırlı bölge de Bahtiyari ve Buyer-Ahmedilerin kışlakları olarak kalmıştır.

Kaşkayılar, İran’ın güneyinde çeşitli bölge ve valiliklere yayılmış durumdadır. Dolayısıyla bölge 216.188 km² gibi geniş bir alanı içine almaktadır. Bu saha, daha önceleri İran hükümetlerince mülki ve idari yönden Kaşkayı Vilayeti/ Vilayet-i Kaşkayi adı ile ayrı bir idari bölge olarak yönetilmiştir. Daha önceleri yaklaşık üçyüzden fazla meskûn mahali içine alan yirmi şehre bölümüştü.

Bugün haliyle böyle bir mülki-idari yönetim birimi bulunmamaktadır. Günümüzde Kaşkayı ve diğer Türk aydınları, yazılarında ve eserlerinde eski Kaşkayı Vilayetini “Kaşkayı-Yurt” olarak zikretmektedir.

Görüldüğü üzere, Kaşkayıların yaylak ve kışlakları geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Bugünkü iskân sahaları da oldukça geniştir. Halen Şiraz kent merkezinde Kaşkayı mahalleleri vardır. Bu mahalle sakinlerinin çoğunluğunu Kaşkayılar oluşturur. Firuzabad, Şiraz, Nurabad, Mervdeşt, Ferraşbend, Abade ve Semirum da Kaşkayıların yoğun olarak oturduğu yerleşim birimleridir. (www.kadimdostlar.com)
*

Adı ve Tarihi




  1. İsim:

İl büyüklerince, nesilden nesile anlatıldığına göre; “Kaşkayi/ Kaş-Kayı” adı yaygın olarak Cani Ağa Kaşkayi’nin Şah Abbas tarafından mansap Sahibi olarak Fars mıntıkasına il ve aşiretlerin reisi sıfatı ile hükümet etmesi için gönderilmesinin ardından kullanılmaya başlamıştır. (Şemsi 966-1008/ 1587-1629) (Name-i Nur, sayı:4-5, s.57; http://fars-turk.blogspot.com,04 Nisan 2006)

Nusretullah Fethi, Ş. 1323/ 1944 yılında Vezaret-i Darai/ Maliye Bakanlığı’nın temsilcisi olarak memuriyetle Fars Vilayetine gitmiştir. “Kaşkayı” adı konusunda şunları yazmaktadır: “Kaşkayı adı ile ilgili olarak birkaç rivayet vardır. Ancak son olarak Şirazlı bir ihtiyarın anlattığına göre, aslı ‘Kaç koy’ olup, iki emir kipinden oluşmaktadır: ‘Kaç’ ve ‘Koy’ (Kaç Kayı) zamanla kesret-i istimal kullanma sıklığı nedeniyle ‘Kaşkayı’ hâline gelmiştir”.

Bazı araştırmacılar, hiçbir ilgisi olmamasına rağmen Kacar/ Kacer ili ile Kaşkay ilinin adlarını nedense “Kaçmak” fiili ile açıklamaya çalışmıştır.

Fars Vilayetinde Kaşkay Türkleri’nin oturduğu bölge “Kaşkayı-Yurt” adıyla da anılmaktadır. “Kaşkayı-Yurt” adı, İran Türkleri terminolojisinde son yıllarda yaygın olarak kullanılmaya başlamıştır.

Farsname-i Nasiri”nin yazarı Mirza Hasan Fesayi de “Kaşkayi” adı hakkında bilgi vermektedir. “Kaşkayi” adının Türkçe olduğunu, “kaçmak” fiilinden türediğini belirterek, şöyle demektedir: “Halac İli, Anadolu toprakları/ Memalik-i Rum’dan Irak-ı Acem’e gelmiştir. Bunlardan bir grup, Irak-ı Acem’den firar ederek, Fars Vilayetine yerleşmiştir. Halac ili mensupları bunlara ‘Kaç Gayı’ adını verdi. Zamanla ağız değişikliği ile ‘Kaşkayi’ oldu”. Kaşkayıların İran’ı yurt edinmeleri hakkında şöyle yazmaktadır: “Kaşkayılar, Moğol ilerleyişi sırasında Türkistan’dan hareket eden İnanlu tayfası ve Deşt-i Kıpçak’ta bulunan Bayatlarla birlikte Fars’a gelmiştir. Erak Türkleri ve Kaşkayıların muhtelif kolları, Orta İran/ İçeri İran’da Tahran, Erak, Save gibi muhtelif yerleri yurt tutmuştur. Hicri IV-V/ X-XI. yüzyıllarda da Fars’a göç etmişlerdir”. (Tarih-i FarsName-yi Nasiri-II, s.312; Ali Kemalî, “Güney İran Türklerinin Şairleri”, sayı:1-2, Ferverdin-Ordubehişt 1363/ 1984, s.91-92)

Şiraz’daki diğer aşiretler, özellikle Buyer-Ahmedi’ler, Kaşkayılara; “Türké pâşne ne-Dared/ Türk’ün tabanı yoktur/ Tabansız Türk” derler. Yani Türkler, mücadele etmez ya da koyup da kaçarmış. Buyer-Ahmedilerin bu hakaret amaçlı ifadeleri anlaşıldı da, Kaşkayılar gibi, cesaret ve mücadelecilikleriyle ile ünlenmiş bir il/ ulus için oldukça sakil çirkin bir yakıştırma olmuş. (http://fars-turk.blogspot.com,04 Nisan 2006)

Antropolog Henry Field’in yazdığına göre, rivayet şöyledir: Moğolların saldırısı döneminde, Türkmenler Irak-ı Acem’e ulaştılar. Bu Türkmenlerden bir grup kaçarak Fars’ta yerleşti. Türkmenler bu gruba “Kaşkayi” adını verdi. (MerdumşiNaSi İran, s.259)

Kaşka” kelimesi, Türkçe’de dört ayaklı hayvanların, özellikle atların alnındaki beyaz lekeye(Türkiye Türkçesindeki karşılığı sakar’dır) verdikleri isimdir. Çağatay Türkçesi’nde “Kaşka”, savaş sırasında atların alınlarına bağlanan banttır. Bazı uluslarda, bu çerçevede Ak-Koyunlu, Kara-Koyunlu ve Develi/ Develular ehli, dört ayaklı hayvanlara derler. Azerbaycan köylerinde korkusuz, koçak ve cesur insanlara “Kaşka” denir. “Kâşkâ, Kaşkâ” ve “Kaşka” olarak yazabileceğimiz bu üç şeklin Arap-Fars alfabesinde “k”ların elifle uzatılması/ medd-i tabiî veya elifsiz yazılması arasında hiçbir fark yoktur. Yani her üç yazım şekli de doğrudur.

Mirza Cafer Hurmuci, “Hakâyik’ul Ahbar” isimli kitabında ifade ettiğine göre; Bu tayfa, Deşt-i Kıpçak Türkmenlerindendir. Salgur Atabekleri ile bu ülke sınırına yerleşmeleri konusunda mutabakata vardılar. Bunlar, Yomut Türkmen tayfasından olup, “Kaşkayı” adı ile anılmaktadır.

“Hülâsa-i Abbasi” isimli kitabında Mirza Mehdi Han Esterabadi; “Kaşka” kelimesi konusunda şöyle demektedir: “ ‘Kaşka’, hayvanın alnındaki beyaz lekedir. İmrahor(mîr-âhur), alnı ak lekeli atlarla Moğollara öncülük ederdi” demektedir

Bugün Fars’ta oturan Kaşkayıların soyları Türk, dilleri ise Türkçe’dir. Kaşkayılar, Deşt-i Kıpçak sınırında oturan Türkmenlerdendir. Önce Hindistan ile Sistan arasına göç etmişler, buradan Irak-ı Acem’e gelmişlerdir. Daha sonra Fars’a yerleşmişlerdir. (Mecelle-i Yâdigâr, yıl:4, sayı:80, s.70-71)

Başka bir rivayete göre ise, Türkistan’ın Yarkent yurdunda otururken Hülagû Han’ın gazabaına uğramışlar ve İran’a sürülmüşlerdir. Kaşkayı adını, Yarkent yakınında bulunan bir köyden almışlardır almıştır.

Görüldüğü üzere, Kaşkayı adının nereden kaynaklandığı konusunda Kaşkayların dışındaki araştırmacıların rivayetlerinde ve Kaşkayı kelimesinin açıklamasında görüş birliği bulunmamaktadır. Ancak Kaşkayların Türklüğü hususunda fikir birliği içerisinde oldukları görülmektedir. Yani Kaşkayıların Türklüğü konusunda hiçbir şek ve şüphe bulunmamaktadır.

Kaşkayı aydınları, Kaşkay kelimesinin anlamını şöyle açıklamaktadır: “Kaş: Öncü”, “Kayı” ise, Yirmidört Oğuz boyundan birisidir. “Kaş+Kayı” kelimesi; “Kayıların Öncüsü” anlamına gelmektedir.




  1. Eski Tarihi:

Kaşkayıların eski ilhanlarından Nasir Han Kaşkayi, ilin tarihi ile ilgili olarak şunu ifade etmektedir: “Elde yazılı bir kaynak bulunmamaktadır. Ancak nesilden nesile anlatıldığına göre, Kaşkayı Türkmenleri, Cengiz Han’ın peşinden hareketle önce Kafkas dağlarının eteklerine geldiler. Kısa süre sonra Erdebil civarına nakl-i mekân eylediler yerleştiler. Türkmen kökenli ve Ak-Koyunlu ili neslindendirler. Timur’un askerine karşı koyabilen sadece bunlardır. Bundan birkaç yüzyıl sonra Şah İsmail Safevi, Portekizlilerin koloni kurup, İran içlerine sızmasını önlemek için Kaşkayılardan yardım istemiş, şimdiki mekânlarına böylece gelmişlerdir. (Mecelle-i Yağma, 7.yıl, sayı:12, s.559-560)

Mirza Bala Memmedzade, Kaşkayıların gelişleri konusuna Mirza Hasan Fesayi’den farklı yaklaşmakta ve şöyle demektedir: “Kaşkayıların İran’a Moğollardan çok daha evvel gelmiş oldukları düşünülebilir. Kaşkayıların bağlı bulunduğu söylenen Halac Türkleri’nin, Hindistan ve Afganistan ile birlikte İran’a yayıldıklarına dair X. yüzyıl İslam kaynaklarında bilgiler vardır. Anadolu’nun 16 Vilayetinde birer, Kuzey Azerbaycan’da beş köyün, Türkmenistan’da Lebab Vilayetine bağlı bir ilçenin Halac/ Halaç adını taşıması, bu Türklerin Türkistan, İran ile birlikte Azerbaycan ve Anadolu’da da yaşamış olduklarını göstermektedir. Azerbaycan Mugan Çayırlığı’nda, yani Halac köylerinden birinin bulunduğu bölgede, XVII. yüzyılın ortalarında, Adam Olearius’un bir Halac topluluğuna rastlanmış olması ile bugünkü Kaşkayılar arasında Halac, Bayat, Afşar, İdir/ İğdir, Begdili, Karabaği ve Karahacılu gibi topluluklar ile birlikte bir de Muganlı kabilesinin varlığı, bu Türklerin Azerbaycan ile ilişkilerini göstermeye yeter. Begdililerin, Timur seferlerini izleyerek, Suriye’den Azerbaycan’a dönen Şamlu Begdililerinden bir kol olduğu sanılmaktadır. Aynı tahmin, Baharlular için de uygun görülebilir. Kaşkayılar arasında iki, İnanlular arasında bir topluluk oluşturan Bayatlar, M. Fuat Köprülü’ye göre, Şam Bayatı denilen batıdan gelenler olmayıp, aslında eskiden beri İran’da yaşayan Türk tayfasının ardılıdır. Kaşkayılar arasında bugünkü Türkmen kabilelerinin adlarını taşıyanlara da rastlanmaktadır. Bunlardan çeşitli sülaleler devrinde siyasi ve askerî mülahazalarla yapılan sürgün ve göç sonucunda, içlerine birçok başka Türk unsurlarını aldıkları anlaşılan Kaşkayıların asıl ana kütlesi, yapılan tahminlere göre, bugünkü yurtlarına Moğol veya Selçuklular devrinde gelmiştir. Herhalde Timur fütuhatı zamanında Save, Kum, Kaşan, Çara, Karaçay=Kerec-rud (Emir KEbir barajı bu nehir üzerine kuruludur) tarafları Halaclar ile doluydu. XIX. yüzyılın başında bölgeyi gezmiş olan Zeynelabidin Şirvani, hemen hemen bütün Fars, Irak-ı Acem ve Tahran taraflarını Halaclar ile meskûn bulmuş idi. Kaşkayıların Halacistan’dan Fars’a geldikleri kendilerince de kabul edilmekte olduğu gibi, içlerinde bugün bile 70 hanelik Halac topluluğu yaşamaktadır”. (http://xelec-turk.blogspot.com/..., Mirza Bala) Faruk Sümer ise, “Kaşkayıların ne gibi bir sebeple teşekkül etmiş olduğu üzerinde bilgiye sahip değiliz” demektedir.

Safevi hanedanının ilk yıllarında Kaşkayıların varlığına dair elde bilgi mevcut değildir. Ancak Türk dilli Farsi-Medan aşiretinin bu bölgede eskiden beri oturduğu konusunda kayıt vardır. Kaşkayı ilini oluşturan ve onlara tabi olan Türk dilli tayfaların Fars Vilayetine gelmeleri tedricen olmuştur. Kaşkayıların bu bölgeye gelmeleri 600 sene önce başlamış, Zend/ Zendiye hanedanı döneminin sonuna kadar 300 yıl devam etmiştir.

Şah Abbas Safevi (1588-1629) Cani Ağa Kaşkai’yi, Kaşkayı ilini yönetmek üzere Fars bölgesine (Hükûmet-i Îlât-ı Mıntıka-i Fars) memur etti. Cani Ağa göreve geldikten sonra aşiretler arasında birliği sağladı. Vergi tahsilatını düzene soktu, topladığı vergileri her sene muntazaman Isfahan’daki Safevi sarayına gönderdi.

Kaşkay ili birliğini, aldığı tedbir ve uyguladığı mükemmel bir siyasetle Cani Ağa Kaşkayi gerçekleştirmiştir. İlin adı, yani “Kaş+Kayı/ Kaşkayi” adı, Cani Ağa Kaş-Kayı/ Kaşkayi’nin atası Emir Gazi Şahlu Kaşkayi’den kinaye olarak kaynaklanmıştır. Bunun yanı sıra, Bu ilhanların “Kaşkayı” adını, mensup oldukları “Kaşkayı” ilinden almış olabilecekleri üzerinde de durulmaktadır.

Cani Ağa Kaşkayi, Kaş-Kayı/ Kaşkayı (Kayıların Öncüsü) adıyla anılan 1. Dere-Şörlü/ Dere-Şorlu, 2. Şeşbeyli, 3. Keşköllü/ Keşküllü ve 4. Farsi-Medan tayfalarını bir araya getirerek, güçlü bir il yapılanması gerçekleştirmiştir. Oluşturduğu Kaşkayı ilini sağlıklı yönetebilmek için dört tayfa içerisindeki aydınları, öngörülü kişileri, kültür sahibi mirzaları, sanatçıları, zanaat erbabını ve güçlü savaşçıları bir araya toplayarak yeni bir tayfa oluşturmuş, bu tayfaya “Amele/ Emele/ Әmәlә” adını vermiştir. Amele tayfası, Kaşkayı ilinin “Danışma ve Yürütme Kurulu” görevini üstlenmiştir. Bu yapılanma, Kaşkayı ilinin üstün disiplin ve yenilmezliğinin temelini oluşturmuştur.

Nadir Şah Afşar, Kerim Han Zend’in güçlenmesinin önüne geçmek üzere, tedbir olarak disiplinli bir Kaşkayı grubunu Horasan’a göçürmüştür. Bu grup daha sonra asıl vatanları olan Fars bölgesi/ Kaşkayı-Yurt’a geri dönmüştür. Zend/ Zendiye hükümetinin sonlarına doğru ilin reisi Cani Ağa Kaşkayi’nin torunu ve aynı adı taşıyan Cani Han olmuştur. Hicri 1234/ 1819 yılında Feth-Ali Şah Kacar tarafından “İlhan” unvanı ile ödüllendirilmiştir. İlhan Cani Han, Kaşkayılardan büyük bir güç oluşturmuş, Güney İran’ı askerî ve siyasi yönden güçlendirmiş ve güvenliğini sağlamıştır.

H. 1236/ 1821 yılında Kaşkayı ili ile Bahtiyariler arasında çatışma çıkmıştır. Bu yüzden Feth-Ali Şah Kacar, damadı Emir Muhammed Kasım Han Zahirüd-Dövle’yi iki il arasındaki savaşı sona erdirmesi ve sulhu sağlaması amacıyla Fars’a göndermiştir.

Kaşkayılar, Herat Savaşı sırasında İngilizlerin Hicri 1274/ 1857 yılında Güney İran’a asker sevketmesi üzerine, bu güçlerin karşısında kahramanca direnmiş ve başarı kazanmıştır. Haliyle İngilizlerin tarihsel kin ve nefretini üzerlerine çekmişlerdir.

H. 1263/ 1847 yılında Kaşkayı ilhanı Cani Han’ın oğlu Muhammed-kulu Han, gözetim altında tutulduğu Tahran’dan, sarayın haberi olmadan Fars’a dönmüştür. Bu yüzden Fars Valisi Hüseyin Han Nizamüd-Dövle, tedip etmek yola getirmek üzere Kaşkayı topraklarına girmiş, birkaç gün Germabad ve Çemenhana’da kalmıştır. Muhammed-kulu Han, adamları vasıtasıyla Nizamüd-Dövle’ye hediye olarak bir miktar para (Pişkeş) göndermiştir. Vali, Muhammed-kulu Han’ı affederek, Şiraz’a geri dönmüştür. (Şerh-i Hâl-i Rical-i İran, III.cilt, s.464; SeferName-yi Mir Zell Fettah Han Germrûdî, s.91)

“Hakâyıkül-Ahbâr-ı Nasiri”nin müellifi Muhammed Cafer Hurmuci, bu olayla ilgili Hicri 1264/ 1848 yılında Fars Vilayeti halkı ile Kaşkayı ilinin ittifak ederek, Muhammed Şah Kacar’ın ölümünden sonra Hüseyin Han Nizamüd-Dövle’ye karşı ayaklanmaları hakkında şöyle yazmaktadır: “…Fars ve Şiraz halkı, silahlanarak Hüseyin Han Nizamüd-Dövle’ye karşı ayaklandı… Bu sırada Muhammed-kulu Han, kente yaklaştı ve ayaklanan halka destek verdi.

Kaşkailer, ‘Erk-i Sultani’yi kırk gün süreyle kuşatma altında tuttular. Bu süre içerisinde birkaç devlet görevlisi hayatını yitirdi. Nasreddin Şah, Emir Aslan Han’ı bölgeye gönderdi ve bu gaile sona erdi. Birkaç gün sonra Amidül-Mülk unvanını taşıyan Ahmed Han Nevayi, Şah’ın fermanıyla Şiraz’a geldi ve Nizamüd-Dövle’yi tutukladı. Aynı yıl naibüs-Saltana/ Saltanat naibi Şahzade Abbas Mirza’nın ikinci oğlu Behram Mirza Muizüd-Dövle Fars valiliğine tayin edildi.

Kaşkayı ilhanları, İngiliz çıkarlarına büyük darbeler vurdu ve İngilizleri Fars bölgesi/ Kaşkayı-Yurt’tan attı. Kaşkayıların güçlenmesi üzerine, bu gücü dengelemek üzere Nasreddin Şah, Hamse ilini takviye etti. Nasreddin Şah’ın öldürülmesinden sonra Söhrab Han ve Darab Han Kaşkayıların tanınmış ilhanları oldular. Güney İran’a giren İngiliz kuvvetlerine karşı düzenledikleri gece baskınları ile telafisi mümkün olmayan zararlar verdiler.

Darab Han’dan sonra, oğlu İsmail Han ‘Sovletüd-Dövle/ Savletüd-Dövle’ unvanı ile ilhan olarak atandı. ‘Serdar-ı Aşayir/ Aşiretler Serdarı’ adıyla şöhret kazandı. Unvanları ile birlikte tam adı ‘İsmail Han Kaşkai Sovletüd-Dövle Serdarı Aşayir’dir. Zeki, cesur, idareci, iş bilir ve siyasetçi bir şahsiyetti. Sovletüd-Dövle, I. Cihan Savaşı’nda İngilizler ve onların işbirlikçileri ile mücadelede Fars bölgesinin liderliğini yaptı. Gerek İran, gerekse bölge tarihinde özel bir yere sahiptir”. (Hakâyıkül-Ahbâr-ı Nasiri, s.39-40; Şerh-i Hâl-i RiCal-i İran, 3.cilt, s.47)

H. 1336 yılının Şaban ayı/ Mayıs-Haziran 1918’de Sovletüd-Dövle Serdarı Aşayir, bölgedeki İngiliz nüfuzu ve güçlerine karşı ayaklanarak, İngilizlere savaş ilan etti. Bu dönemde İran İngilizlerle savaş halindeydi, ancak İran sadece isim olarak vardı. Bölgeyi yabancı istilasından korumak istiyordu. Savaş ilan etmeden önce Fars bölgesindeki gelişmeleri ve halka yapılan zulümleri Ahmed Şah Kacar ve Başbakan Necef-Kulu Han Bahtiyari Samsamüs-Saltana’ya rapor etti. Bu gelişmelerle ilgili şah ve başbakan ile telgraf başında haberleşti. Samsamüs-Saltana’nın cevabı gecikmedi. Kendisini görevden uzaklaştırdı. Fars Valisi Habibullah Han Kavamül-Mülk, damadı Muntazarül-Mülk ile Zarğamüs-Şeria’yı, Serdarı Aşayir ile görüşüp, İngilizlere karşı savaşmasına engel olmaları için görevlendirdi.

İsmail Han Sovletüd-Dövle Serdarı Aşayir, bu şahsiyetlere şöyle cevap verdi: “Evvela ben devletin bir tabisi olarak işgalcilerle çeşitli kereler savaştım. Sebebi, bunlar İran’ın topraklarına girmişlerdir. Ve topraklarımızı resmen kendi nüfuz sahaları olarak ilan etmişlerdir. Ordu teşkil ederek, benim vatanıma tecavüz etmişler ve benim halkımı aşağılamaya kalkmışlardır.

İkinci olarak, geçen hükümet döneminde, bir Müslüman olarak bütün müctehitler, özellikle Hüccetül-İslam Saygıdeğer Abdül-Hüseyin Lari, bana İngilizlere karşı cihat etmem için fetva ve emir verdi. Onun emrine muhakkak itaat edeceğim ve İngilizlere karşı savaşa devam edeceğim dedi”.

Muntazarül-Mülk ise, Serdar’a şu cevabı verdi: “İngilizler, şimdilik kaydı ile yüz bin tümen ödeyecekler. Bunun karşılığında Isfahan’dan Buşehr’e kadar olan yolun güvenliğini sağlamayı senin uhdene verecekler. İlave olarak kuvvetlerine iki bin kabza tüfek, dört adet büyük boy zemberekli top veriyorlar. Eğer bu teklifi kabul buyurma lütfunda bulunursanız Hazret-i Akdes Şah hazretlerine haber verelim”.

Serdar, cevaben: “Hazret-i Vala Şah Hazretleri’ne arz ediniz. Ben Kaşkayıların ilhanlığından, aile ve çocuklarımdan vazgeçebilirim. Ancak, topraklarım söz konusu olunca, hayır! İlave olarak, ben nakit olarak iki yüz bin tümen vereceğim. Ancak şartım var; İngilizler Kaşkayı topraklarını boşaltacaklar. Eğer kısa süre içerisinde İngilizlerin Polis-i Cenub/ Güney Polisi/ SPR, Kaşkay-Yurt’u terk etmediği takdirde, son nefesime kadar onlarla savaşacağım” dedi. (Fars ve Ceng-i Beynelmilelî Evvel, s.394-396)

İngilizler, Serdar’dan o kadar darbe yedi ki, Fars Vilayeti valisinden O’nu görevden almasını istediler. Cristofer Sykes, “Faaliyethâ-yı Casusi (Wilhelm) Waismuss yâ Lawrense-i Almanî der-İran/ Vaismos’un Casusluk Faaliyetleri veya İran’da Alman Lawrens’i” isimli kitabında yazdığına göre; Sovletüd-Dövle Serdarı Aşayir, savaştan hemen önce, yani ilk günlerinde Kaşkayı ilinin yönetimini tek başına ele geçirdi. Ne olduğu bilinmiyor ama, iş başına gelir gelmez Fars bölgesinde konuşlanmış olan İngilizlerle arasında ihtilaf meydana geldi. Ve silahlı çatışmaya girdi. İngilizler, Kacar şehzadelerinden olan Fars Vilayeti Valisi Kavamül-Mülk ile temas kurarak, Sovletüd-Dövle Serdarı Aşayir’in ilhanlıktan alınıp, görevin uygun birisine verilmesini istediler. (Cristofer Sykes, Faâliyethâ-yı CasuSi (Wilhelm) Waismuss yâ Lawrense-i AlManî der-İran, s.63)

Kaşkayılar, Güney İran’daki topraklarından (Kaşkayı-Yurt) İngilizleri atması, onların tarihi düşmanlıklarını üzerlerine çekmesine neden oldu. Winston Churcill, ABD Başkanı Roosevelt’e, “Bu melun Kaşkayı Türkleri’ne güvenmemek gerekir. Onlar, Birinci ve İkinci Dünya Harbi’nde bizim anamızı ağlattılar” diyecektir. (Muhammed Nasır Sovlet Kaşkayi: Sâlhâ-yı Buhran, KitAb-ı Zıddı Kûdeta, s.207; http://elxan.blogspot.com/-Mehran BahaRi)

Sovletüd-Dövle Serdarı Aşayir, daha sonra Ahmed Rıza Han (Rıza Şah) vasıtasıyla tutuklanarak zindana atıldı ve orada can verdi. Pehlevi hanedanının kurucusu olan Rıza Han’ın 1941 yılında tahttan indirilmesi, yabancı işgali ve merkezî hükümetin iyice zayıfladığı sırada Kaşkayı ilhanı Nasir Han, durumunu güçlendirmek için fırsat yakaladı. Dolaylı yollardan ihtiyacı olan silah ve mühimmatı temin etti. Tebit edildiği sürüldüğü yerden il/ ulusunun bulunduğu Fars bölgesine geri döndü. İl, eski sosyal, siyasi ve askerî gücüne tekrar kavuştu. 1943 yılında Nasir Han Kaşkayi, ilhanlığı sırasında Ahmed Rıza Şah zamanında Kaşkayıları susturmak için ellerinden zorla alınan ilin emlakini ve kıymetli eşyalarını geri istedi ve aldı.

Devlet, Kaşkayı ilini etkisizleştirmek için bölgeye asker sevketti. Zorlukla da olsa Kaşkayılarca devlet güçleri hezimete uğratıldı. Semirum karargâhını işgal ederek, iki yüz asker öldürüldü. Ölenler arasında üç de albay vardı.

Olayların ardından merkezi hükümet, Kaşkayı ilhanı ve liderleriyle görüşerek, barış konusunda mutabakata vardı. Kaşkayılar, çatışma ve karmaşayı sona erdirdi. Bölge geçici olarak sakinleşti. Bu olaylar, Muhammed Rıza Şah’ın Kaşkayılara olan olumsuz tavrını iyice tahrik etti. “قشقاىٔ ها نبايد در كشور من زند گى كنند Kaşkaihâ ne-bâyed der-kişveri men zendegî konend/ Kaşkayılar, benim ülkemde yaşamamalıdır”dediği söylenir. (Muhammed Nasir Sovlet Kaşkayi: Sâlhâ-yı Buhran, KitAb-ı Zıddı Kûdeta, s.207; http://elxan.blogspot.com/-Mehran BahaRi)

Bu durum, merkezî hükümetin güçlenmeye başladığı 1950 yılına kadar devam etti. Genel Kurmay Başkanlığı’nın girişimi ile Albay (Serheng) Abdülmecid Kâfi başkanlığında “Bağımsız Aşiretler Dairesi/ Dâyire-yi Müstakil-i Îlât” isimli örgüt kuruldu. Sonuç olarak, Kaşkayı ilinin dâhili yapılanması aynen bırakıldı. Diğer il ve aşiretler, devlet güçleri vasıtasıyla kontrol altına alındı. PiyadeYarbay (Serheng-i Dû Piyade) Rıza-kulu Akdesi Şirazî, Güney Bölgesi Ulusları (Îlât-ı Nahiye-i Cenûb) Şube Başkanı olarak resmen idareyi ele aldı. Yani aşiretler asker, istihbaratçı vb. şahıslar vasıtasıyla sıkı takibe alındı. (Si Sâl RekAbet-i Garb ve Şûrevî der-İran, s.311-313)

Kaşkayı ili, Muhammed Rıza Şah’ın uyguladığı iskân politikasından ve totaliter baskısından iyice bezmiş, İlhan Behmen Han’ın liderliğinde merkezî hükümete karşı ayaklanmıştır. “Ak Devrim/ İnkılap-ı Sefid” reformu ile ellerinden alınan mülklerini, yaylak ve kışlaklarını geri istediler. Hükümet kendilerine söz vermiş, ancak verilen sözlerin hiçbiri tutulmamıştır. Hükümet güçleri ile çatışmalar üç sene devam etti. Ak Devrim, fiyasko ile sonuçlanmış, ancak Türk ulus ve aşiretleri büyük zulümlere maruz kalmıştır. Bu büyük zulümden, kuzeydoğu İran’da yaşayan Türkmenler de nasiplenmiştir.

Devrimden sonra Kaşkayı ilhanının kardeşi olan Hüsrev/ Hüsrov Han, milletvekili seçildi. Ancak Kaşkayı ileri gelenlerinin ulusal talepleri merkezî hükümeti tedirgin etti. Diğer Türk topluluklarının liderleri gibi, Hüsrev Han ve bazı Kaşkayı ileri gelenleri haksız yere idam edildiler ve öldürüldüler. Kaşkayı han aileleri, ülkenin dört bir yanına sürülerek mecburi iskâna tabi tutuldular. Böylece koca bir ulus başsız bırakıldı.

İran Aşiretleri Yüksek Şurası/ Şura-yı Âli Aşayir-i İran, Ş. 1335/ 1953 yılının Aban ayının ilk günü kurulmuştur. (İrec Afşar, Îlhâ, Çâdurnişînan…, 2 cilt, s.616-623)

Ş.1335/ 1956 yılında “ilhan, ilbegi/ ilbeyi ve han/ kelânter/”lik makamları merkezî hükümet tarafından resmen kaldırıldı. Peşi sıra hanlar, hanzadeler, ilbegeri, beyler ve kelanterler tutuklanarak sürgüne tabi tutuldu. (Name-i Nur, sayı:4-5, s.64; http://fars-turk.blogspot.com, 04 Nisan 2006)

*

Kaşkayılar, I. Dünya Savaşı yıllarında İsmail Han Kaşkai Sovletüd-Dövle Serdarı Aşayir, II. Dünya Savaşları yıllarında, Nasir Han Kaşkayi ile güçlerinin zirvesine çıkmalarına ve ellerine fırsat geçmesine rağmen Kaşkayı Vilayetinde “Kaşkayı Millî Bölgesi” oluşturmayı beceremediler.



*


Kaşkayı İlinin Nüfusu

Yüklə 8,05 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   108   109   110   111   112   113   114   115   ...   411




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin