Draft V. 1 -savunma



Yüklə 1,43 Mb.
səhifə14/38
tarix07.08.2018
ölçüsü1,43 Mb.
#68511
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   38

İDDİA EDİLEN EYLEMLER

Cumhuriyet Savcılığının 18.12.2015 tarih ve 2014/119687 sayılı ve 16.12.2016 tarih ve 2014/119687 sayılı müzekkerelerine istinaden SPK tarafından hazırlanan;



  1. Koza Altın’ın %100 bağlı ortaklığı olarak İngiltere merkezli kurulan Koza Ltd. unvanlı şirkete ilişkin iş ve işlemlerin incelendiği 03.02.2016 tarih ve XXI-5/27-1, XXI-15/49-1 sayılı Denetleme Raporu,

  2. Koza İpek Grubu yöneticilerine ödenen ücret ve kar paylarına ilişkin 24.02.2016 tarih ve XXI-17/17-1, XXVI-12/9-1 sayılı,

  3. Koza İpek Grubu şirketlerince gerçekleştirilen bağışlara ilişkin 24.02.2016 tarih ve XXI-17/17-1, XXVI-12/9-1 sayılı Denetleme Raporu ile 06.12.2016 tarih ve XXI-5/32-6, XXI-15/52-4 sayılı,

  4. Himmetdede Altın Madeni Tesisi İnşaatı işinin, ilişkili taraf İK Akademi A.Ş. unvanlı firmaya verilerek, İpek Üniversitesi İnşaatının muvazaalı bir biçimde fonlanmasına ilişkin 19.04.2016 tarih ve XXI-5/29-3, XXI-15/50-2, XXVI-12/10-2 sayılı,

  5. İpek Medya Grubu Şirketlerinin (Kanaltürk, Bugün TV, Bugün ve Millet Gazeteleri) fonlanmasına ilişkin 06.12.2016 tarih ve XXI-5/31-5, XXI-15/51-3 sayılı,

  6. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 128’inci ve 131’inci maddeleri kapsamında hazırlanan 16.01.2017 tarih ve XXI-5/33-1 sayılı,

  7. Koza İpek Holding AŞ tarafından içeriği gider yansıtması olarak düzenlenen faturalar yoluyla halka açık Koza Grubu şirketleri ve bağlı ortaklıklarınca yüklenilen giderlerin, holding hakimiyetinin hukuka aykırı olarak kullanılıp kullanılmadığının tespitine ilişkin 05/05/2017 tarih ve XXI-5/35-3 sayılı,

Denetleme raporlarına istinaden, müvekkillerimiz Hamdi Akın İpek ve Cafer Tekin İpek’in altı kez, Melek İpek, Pelin Zenginer’in ise üç kez 6362 sayılı yasanın 110/1. maddesi delaletiyle TCK’nın 155/2 ve 53 maddeleri gereğince cezalandırılmaları talep edilmiştir.
  1. USULE DAİR SAVUNMALARIMIZ

    1. Söz konusu adli ve idari soruşturmalar adil ve objektiflikten uzak siyasi ve ideolojik temelli olup müvekkillerim aleyhine Kanun Önünde Eşitlik ilkesi ihlal edilmiştir.

Öncelikle ifade etmek isteriz ki söz konusu soruşturma adil ve tarafsız yapılmış bir soruşturma değildir. Tamamen eşitsizliğe dayalı ve müvekkillerimin iktidara biat etmeyen yaklaşımından kaynaklı siyasi duruş ve düşüncelerinden dolayı onları cezalandırmaya yönelik hukuki olmayan bir soruşturmadır. Davaya konu iddianame ve iddianameye esas alınan raporlar ve içeriğine bakıldığında, kamuoyunda oluşturulan algı, yazılı ve görsel medya da özel olarak yaptırılan haber ve yorumlar ile Devletin ve hükümetin en üst düzeyindeki kişiler ile kamu görevlilerinin müvekkillerim hakkında yaptığı açıklamalar dikkate alındığında bunun böyle olduğuçok açık ve net bir şekilde anlaşılmaktadır.


Ayrıca söz konusu soruşturma ile, Anayasanın 10 uncu maddesinde düzenlenen “Kanun önünde eşitlik” ve AİHS’nin 14 üncü maddesinde düzenlenen “Ayrımcılık Yasağı” ilkeleri ihlal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere, eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, haklı bir nedene dayanmayan ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Kısaca eşitlik aynı durumda olan herkesin diline, ırkına, cinsiyetine, siyasi düşüncesine, felsefi inancına, dinine, mezhebine ve aidiyetine bakılmaksızın, herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, benzer durumlarda, her yönden aynı kurallara tabi olması ve farklı muameleye tabi tutulmaması anlamına gelmektedir.
Somut olayda eşitlik müvekkillerimin siyasi ve dünya görüşleri ile birlikte iktidar partisinin hoşlanmadığı bir kısım söylem ve davranışları nedeniyle bozulmuştur. Bundan dolayı ayırt edici, hukuka aykırı, adil olamayan, nefret unsurlarını içeren hukuksuz farklı muamelelere maruz bırakılmıştır. Devlet otoritesini, güç ve yetkilerini elinde tutan ve kullanan kamu kurum ve görevlileri eliyle cezalandırılması yoluna gidilmiştir.
Somut olayda eşitsizliğin kaynağı doğrudan bir hukuk kuralı olmayıp, müvekkillerimin iktidar partisine biat etmeyen ve onun siyasi dayatmalarına karşı gelip direnmesine dolayısıyla siyasi duruş ve görüşleri ile birlikte dini inanç ve anlayışlarına dayanmakta ve vergi idaresi ve denetiminin ve bu bağlamda SPK görevlilerinin hükümetin ve onun temsilcilerinin baskıları neticesinde hukuka aykırı bir şekilde araç haline gelmesinden kaynaklanmaktadır.

    1. Söz konusu soruşturmalar ile masumiyet karinesi ihlal edilmiş, müvekkillerim peşinen suçlu ve devlet düşmanı ilan edilmişlerdir.

Söz konusu soruşturma öncesi ve sonrasında müvekkillerim ve ailesi önceden siyasi duruş ve düşüncelerinden dolayı peşinen suçlu ilan edilmiş ve cezalandırılmasına karar verilmiştir. Dolaysıyla somut olayda "Masumiyet Karinesi" en hoyrat en kaba bir şekilde ihlal edilmiştir. Bilindiği üzere Masumiyet Karinesi ise, Anayasa'nın 38'inci maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, suçluluğu hükmen sabit olana kadar, kimse suçlu sayılamaz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6'ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre de, "hakkında suç isnadı bulunan bir kimse, hukuka göre suçlu olduğu kanıtlanıncaya kadar masum sayılır". Yani, suçluluğun kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit oluncaya kadar sanığın hazırlık tahkikatı aşaması dâhil masum kabul edilmesi ve sanığa ona göre muamele yapılması vazgeçilemez bir ceza yargılaması hukuku prensibidir. Masumiyet karinesi ile sanığa karşı, muhtemel bir suçlu gibi davranılmamasının güvence altına alınması amaçlanmaktadır. Kovuşturma ve yargılama makamlarının önyargı ile hareket etmeleri veya suçluluk karinelerine dayanmaları, "masumiyet karinesinin” ihlali anlamına gelir. Masumiyet karinesine ilişkin bu güvence, hiç kimsenin, kusuru ispat edilmeden önce suçlu bir kişi gibi işleme tabi tutulmamasını ifade eder.


Kısaca somut olayda adli ve idari soruşturma makamları tarafından iktidar partisinin korkutması ve baskıları neticesinde Anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı şekilde müvekkillerimin suçlu olarak ilan etmek ve bu doğrultuda önyargıyla muamelede bulunmak suretiyle "masumiyet karinesi" (lekelenmeme hakkı) de açıkça ihlal edilmiştir.

    1. Yüklə 1,43 Mb.

      Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin