Dünya ve ahiret saadeti İÇİn allah’a ulaşmayi dilemek şarttir



Yüklə 0,79 Mb.
səhifə34/56
tarix07.01.2022
ölçüsü0,79 Mb.
#90832
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   56
NAHL - 119 : Summe inne rabbeke lillezîne amilûs sûe bi cehâletin summe tâbû min ba’di zâlike ve aslahû inne rabbeke min ba’dihâ le gafûrun rahîm(rahîmun).
Sonra muhakkak ki senin Rabbin, cahillikle kötülük yapıp, sonra bunun arkasından tövbe edip ıslâh olanlar (nefslerini tezkiye edenler) için, ondan sonra mutlaka Gafûr'dur (mağfiret edendir) ve Rahîm (rahmet nuru gönderen)'dir.

Amilussalihat yapanlar kurtuluşa eriyorlar,yapmayanlar küfürde kalıyorlar.



CASİYE – 30-31 : Fe emmellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fe yudhıluhum rabbuhum fî rahmetih(rahmetihî), zâlike huvel fevzul mubîn(mubînu). Ve emmellezîne keferû, e fe lem tekun âyâtî tutlâ aleykum festekbertum ve kuntum kavmen mucrimîn(mucrimîne).
Fakat âmenû olanlara ve salih ameller yapanlara (Allah'a ulaşmayı dileyerek nefs tezkiyesi yapanlara) gelince, Rab'leri onları rahmetinin içine koyar. İşte bu, fevz-ül mübîndir (apaçık kurtuluştur). Ve fakat inkâr edenlere denir ki: “Âyetlerim size okunduğu zaman kibirlenenler siz değil miydiniz? Ve siz, mücrim bir kavim oldunuz.”

Takva sahibi olursak, (rum/31 e göre Allah’a ulaşmayı dileyen takva sahibi olur) rahmet’e mazhar olabileceğiz.

RUM - 31 : Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O'na (Allah'a) yönelin (Allah'a ulaşmayı dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.

A'RAF - 63 : E ve acibtum en câekum zikrun min rabbikum alâ raculin minkum li yunzirekum ve li tettekû ve leallekum turhamûn(turhamûne).


Sizi uyarması ve takva sahibi olmanız için, içinizden bir adama, Rabbinizden bir zikrin gelmesine mi şaşırdınız? Ve böylece rahmet olunursunuz.

EN'AM - 155 : Ve hâzâ kitâbun enzelnâhu mubârekun fettebiûhu vettekû leallekum turhamûn(turhamûne).


Ve indirdiğimiz bu kitap mübarektir. Öyleyse O'na tâbî olun. Ve takva sahibi olun. Böylece siz rahmet olunursunuz (rahmete ulaşırsınız).

ENFAL - 29 : Yâ eyyuhellezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).


Ey âmenû olanlar, Allah'a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.

Peki nefs tezkiyesini gercekleştirenler,Bu receteleri uygulayacak doktorlar kimler?

Allah’ın emriyle hareket eden görevliler, Allah’ın tayin ettiği RESULLERİ.(her kim Allah’a ulaşmayı dileyerek Allah’tan mürşidini sorarak tabi olmuşsa o mürşid’ler zaten devrin imamı olan resule bağlıdır o kişi de otomatik olarak o resule bağlı demektir.) Peygamber efendimizin bu işi kendi döneminde gercekleştirdiğini görüyoruz.

BAKARA - 151 : Kemâ erselnâ fîkum resûlen minkum yetlû aleykum âyâtinâ ve yuzekkîkum ve yuallimukumul kitâbe vel hikmete ve yuallimukum mâ lem tekûnû ta’lemûn(ta’lemûne).


Nitekim size içinizde (görev yapmak üzere) sizden bir Resûl (Peygamber) gönderdik ki; âyetlerimizi size tilâvet etsin (okuyup açıklasın) ve sizi (nefsinizi) tezkiye etsin, size kitap ve hikmet öğretsin ve (hikmetin de ötesinde) bilmediğiniz şeyleri öğretsin.

Bu ayette ilk görevin ayetlerin tilaveti olduğunu görüyoruz.

KEHF - 27 : Vetlu mâ ûhıye ileyke min kitâbi rabbik(rabbike), lâ mubeddile li kelimâtihî ve len tecide min dûnihî multehadâ(multehaden).
Sana, Rabbinin Kitab'ından, vahyolunanı oku! O'nun kelimesini değiştirecek yoktur. Ve O'ndan (Allah'tan) başka yönelinecek bulamazsın (yönelinecek yoktur).

Bu ayette sav efendimiz ayetleri tilavet ediyor.Devamında sahabe açıklanan (hidayet,Allah’a ulaşma,takva ) kavramlarından sonra harekete geciyor ve” SABAH AKŞAM ,ALLAH’IN ZATINI dilemeye başlıyorlar(Allah’a ulaşmayı)

KEHF - 28 : Vasbır nefseke meallezîne yed'ûne rabbehum bil gadâti vel aşiyyi yurîdûne vechehu ve lâ ta'du aynâke anhum, turîdu zînetel hayâtid dunyâ ve lâ tutı' men agfelnâ kalbehu an zikrinâ vettebea hevâhu ve kâne emruhu furutâ(furutan).
Sabah akşam, O'nun Vechi'ni (Zat'ını) isteyerek Rabbine dua edenlerle beraber nefsini sabırlı tut. Dünya hayatının ziynetini dileyerek gözünü onlardan çevirme! Kalbini zikrimizden gâfil kıldığımız ve hevasına (heveslerine) tâbî olan kimselere isteyerek, işinde haddi aşmış olanlara itaat etme!

Peygamber efendimizden sonra kimler gercekleştiriyor ? –her kavme gelen resuller ve devrin imamları olan resuller.Burada aklınıza şu soru gelebilir.”Peygamber efendimizden sonra da resuller gelirmi?

-Evet Cuma/2 de resullerin tezkiye işlemini gercekleştireceği açıklanıyor Cuma/3 te de o resullerin henüz o dönemden (peygamber efendimiz döneminden) sonraki devirlerde geleceğinden bahsediyor.Her devirde her kavimde resullerin mutlaka varolacağını açıklayan ayetler de mevcut.

CUMA – 2-3 : Huvellezî bease fîl ummiyyîne resûlen minhum yetlû aleyhim âyâtihî ve yuzekkîhim ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmeh(hikmete), ve in kânû min kablu le fî dalâlin mubîn(mubînin). Ve âharîne minhum lemmâ yelhakû bi him, ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).


Ümmîler arasında, kendilerinden bir resûl beas eden (görevlendiren) O'dur. Onlara, O'nun (Allah'ın) âyetlerini okur, onları tezkiye eder (nefslerini temizler), onlara Kitab'ı (Kur'ân-ı Kerim'i) ve hikmeti öğretir. Ve daha önce (resûle tâbî olmadan evvel) elbette onlar, sadece açık bir dalâlet içinde idiler. Ve henüz kendilerine ilhak olmamış (katılmamış) olan, onlardan sonrakilere de... Ve O; Azîz'dir (üstündür), Hakîm'dir (hüküm ve hikmet sahibidir).

AL-İ İMRAN - 164 : Le kad mennallâhu alel mu’minîne iz bease fîhim resûlen min enfusihim yetlû aleyhim âyâtihî ve yuzekkîhim ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmeh(hikmete), ve in kânû min kablu le fî dalâlin mubîn(mubînin).


And olsun ki Allah, müminleri, "Onların aralarında (kendi zamanlarında, kendi kavimleri içinde), kendilerinden bir resul beas ederek (başlarının üzerine devrin imamının ruhu bir nimet olmak üzere)" nimetlendirdi (lutufda bulundu). Onlara, O'nun (Allah'ın) ayetlerini tilâvet eder, onları tezkiye eder, onlara kitap ve hikmeti öğretir. Ondan evvel ise (resule tâbi olmadan evvel), onlar elbette apaçık dalâlet içinde idiler.

HER DÖNEM DE HER KAVİM’E (Kavim:Aynı dili konuşan her topluluk) KENDİ İÇLERİNDEN,KENDİ LİSANLARIYLA GÖNDERİLEN RESULLER:




Yüklə 0,79 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   56




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin