Ekberiyet tecellisi sonucu önce "haşyeti", sonucu olarak da "hiç"



Yüklə 2,42 Mb.
səhifə30/35
tarix12.01.2019
ölçüsü2,42 Mb.
#95586
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   35

EL MÜTEALİY
Sonsuz sınırsız yüce; yüceliği her şeye yaygın! Âlemlerdeki hiçbir akıl ve idrakın kapsamıyla, hiçbir fıtratın mahiyet ve yansıtıcılığıyla sınırlanmayan yücelik sahibi.



Rad


9-) Algılanamayan ve algılananın Âlim'idir! Kebîr'dir (sonsuz mânâlar büyüklüğü sahibi), Müteâlî'dir (yüceliği her şeyi ihâta eder).



EL BERR
Fıtratların gereğini kolaylaştırarak oluşmasını sağlayan! Bu konuda vaatlerini yerine getiren.



Tur


28-) "Muhakkak ki biz bundan önce de O'na yöneliyorduk! Muhakkak ki O, Berr'dir, Rahîm'dir"



ET TEVVAB
Hak ve hakikati algılatıp kavratarak, o birimin kendi hakikatine dönüşünü oluşturan. Tövbeyi yaşatır. Yani, birime yaptığı yanlışlardan dönmeyi ve verdiği zararları gidermeyi nasip eder. Bu isim özelliği açığa çıktığında Rahîm isminin özelliğini tetikler. Sonuçta kişinin hakikatinin getirisi olan güzellikleri ve müşahedeyi yaşatır.


Bakara

37-) Adem, Rabbinden (varlığındaki Esmâ mertebesinden) gelen ilim ile -kelimeler- (yapmaması gerekeni fark edip, kendisinden açığa çıkan vehmine tâbi olma hatasını itiraf edip) tövbe etti. Tövbesi kabul edildi. Şüphesiz ki HÛ; O tövbeyi kabul edip Rahîmiyeti ile bunun güzel sonuçlarını yaşatandır.

Bakara

54-) Musa kavmine şöyle demişti: "Ey kavmim, buzağıyı kendinize (tanrı) edinerek nefslerinizdekine (hakikatinize) zulmettiniz! Bu yüzdendir ki Bâri'ye (varlığı kendi Esmâ'sıyla özel bir yapıda yaratana) tövbe edin (varlığınızdaki kendisini inkâr edip, dışınızda tanrı edindiğiniz için) ve benliklerinizi öldürün! Bunu yapmanız Bâri indînde hayırlıdır, tövbenizi kabul eder. Muhakkak ki O, tövbe edeni bağışlayan ve sonucunda rahmetini bağışlayandır."

Bakara

128-) "Rabbimiz bizi sana teslim olmuş kıl ve neslimizden de sana teslim olmuş bir topluluk oluştur. Bize menasıkın (hac uygulamasının şartlarını) göster ve tövbemizi kabul et. Muhakkak ki sen (Tevvab) tövbeleri kabul eden Rahîm'sin (sonucunda onun salt güzelliklerini yaşatansın)."

Bakara

159-) Kitapta apaçık bildirdiklerimizden sonra kim ki o işaret ve hidâyet vesilelerini gizlerse, işte Allah onlara lânet eder (Allah'tan uzak düşerler), lânet edebilecek herkes dahi lânet eder (yani hem bâtından hem de zâhirden gelen bir Allah'tan ayrı düşmenin sonuçlarını yaşarlar).
160-) Ancak bunlardan tövbe edenler
(yanlışını idrak edip kesin olarak ondan vazgeçenler) ve ıslah olanlar (içinde bulundukları yanlışlar ortamından çıkanlar) ve gerçeği dile getirenler istisnadır. Ben Tevvab ve Rahîm'im (tövbeyi kabul edip, çeşitli güzel sonuçlarını yaşatan).

Bakara

222-) Sana kadınların aybaşı hâlinden soruyorlar... O sıkıntılı bir dönemdir. Kadınlarla, âdet kanaması sürecinde, (kandan) temizleninceye kadar cinsel ilişkiye girmeyin. Temizlendikten sonra Allah'ın hükmettiği yerden yaklaşabilirsiniz. Allah kesinlikle yanlışlarından (dolayı) çok tövbe edenleri, çok arınanları sever.

Âl-i İmran

90-) İmanlarından sonra hakikati inkâr edip, inkârlarında ısrarlı olanların tövbeleri asla kabul edilmez. İşte onlar sapanların ta kendileridir.

Nisa

16-) Onu sizden iki erkek yaparsa, onlara eziyet verin. Şayet tövbe edip düzelirlerse, artık onları kendi hâllerine bırakın. Çünkü Allah Tevvab'dır, Rahîm'dir.

Nisa

17-) Allah'ın kabul edeceği, cehalet nedeniyle yapılan kötülüğün, fark edilmesi akabinde yapılan tövbedir. İşte Allah, bunların tövbesini kabul eder. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.

Nisa

18-) Yoksa hayatı kötülük yapmakla geçip de, ölüm anı gelince "İşte şimdi tövbe ettim" diyenin tövbesi yoktur! Hakikati inkâr ederek yaşayıp, son nefeste tövbe edenlere de yoktur! İşte onlar için feci azap hazırlamışızdır.

Nisa

64-) Biz her Rasûlü, kendilerine Allah'ın izniyle itaat edilmeleri için irsâl ettik. Eğer onlar nefslerine zulmettiklerinde sana gelselerdi de Allah'tan bağışlanma niyaz etselerdi, Rasûl de onlar için istiğfar dileseydi, elbette Allah'ı Tevvab ve Rahîm bulacaklardı.

Tevbe

104-) Anlamadılar mı ki Allah, kullarından tövbeyi kabul eden ve sadakaları alan "HÛ"dur! "HÛ" Tevvab, Rahîm Allah'tır!

Tevbe

118-) Geride bırakılan o üç kişinin de (tövbesini kabul etti)... Genişliğine rağmen arz onlara dar gelmiş, nefsleri kendilerine dar gelmiş ve (nihayet) Allah'tan sığınılacak yerin, gene ancak O olduğunu düşünmüşlerdi... Sonra, dönmeleri için (Allah) onların tövbesini kabul etti... Muhakkak ki Allah, "HÛ" Tevvab'dır, Rahîm'dir.

Nur

10-) Ya üzerinizde Allah'ın fazlı ve O'nun rahmeti olmasaydı ve Allah muhakkak Tevvab ve Hakîm olmasaydı!

Hucurat

12-) Ey iman edenler! Zannın çoğundan (doğruluğundan emin olmadığınız konuda fikir yürütmekten) kaçının! Muhakkak ki bazı zanlar suçtur (şirk veya şirke yola açar)! Tecessüs etmeyin (merakla başkalarının özel yaşantısını araştırmayın)! Kiminiz de kiminizin gıybetini yapmasın! Biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? Bundan tiksindiniz! Allah'tan korunun! Muhakkak ki Allah Tevvab'dır, Rahîm'dir.

Nasr

3-) Rabbinin Hamdi olarak tespih et ve O'ndan mağfiret dile! Muhakkak ki O, Tevvab'dır.


EL MÜNTEKIM
Birimdeki, hakikatini yaşamasına engel olan davranışlarının sonuçlarını yaşatan! "Züntikam", açığa çıkanın sonucunu, hak ettiğini yaşatmaktır. Allâh, intikam almak gibi duygularla vasıflanmaktan münezzehtir! "Şedîd ül İkab" ile birlikte kullanıldığında, "Hakikatinin gereğini yaşamaya ters düşen düşünce ve davranışların sonucunu en sert ve keskin bir biçimde yaşatan" anlamına gelir.


A'raf

126-) "Sen bizden, Rabbimizin mucizelerindeki varlığına (Esmâ'sının açığa çıkışı olan işaretlerine) iman ettik diye intikam alıyorsun... Rabbimiz bize dayanma gücü ver ve bizi teslim olmuşlar olarak vefat ettir."

A'raf

136-) (Bu sebeple) onlara yaptıklarının sonucunu şiddetle yaşattık; mucizelerimizi-işaretlerimizi yalanlamaları ve onlardan gaflete düşmeleri dolayısıyla, onları denizde boğduk!


EL AFÜVV
Şirk dışında işlenmiş bütün suçların tövbesini kabul edip, affedendir. Şirk hâli yaşamında bu ismin özelliği açığa çıkmaz. Burada fark edilmesi önemli konu şudur. Suçun affı demek, o kişinin af öncesi yaşantısındaki kayıplarının geri kazanılması demek değildir. Geçmişin telâfisi ve kazası yoktur Sünnetullah'ta!


Bakara

52-) Bu olaydan sonra sizi affetmiştik belki şükredersiniz (değerlendirirsiniz) diye.

Nisa

43-) Ey iman edenler, kendinizi bilmez bir hâldeyken (sarhoşken), ne dediğinizin bilincinde olacağınız zamana kadar ve bir de yolculukta olmanız hariç cünüp iken, boy abdesti alıncaya kadar, salâta (namaza) yaklaşmayın. Eğer hasta olmuşsanız veya bir yolculuktaysanız veya sizden biri def'i hâcetten gelirse yahut cinsel ilişkide bulunmuşsanız, (boy abdesti alacak) su da bulamamışsanız, (o vakit) temiz toprağa teyemmüm edin... (Şöyle ki) yüzlerinizi ve ellerinizi mesh edin... Muhakkak ki Allah Afuvv'dur, Gafûr'dur.

Nisa

99-) İşte Allah'ın onların suçlarını affetmesi beklenir. Allah Afuvv'dur, Gafûr'dur.

Nisa

149-) Bir hayrı açıklar ya da gizlerseniz yahut bir kötülüğü affederseniz; Allah Afuvv'dur, Kâdîr'dir.

Maide

95-) Ey iman edenler... İhramda iken avlanmayın... Sizden kim kasten avı öldürürse, o işin vebalini tatması için yaptığının karşılığı olarak; öldürdüğünün misli, Kâbe'ye ulaşacak bir kurban gerekir. Ki ona da sizden iki adalet sahibi hükmeder... Yahut miskinleri doyurma olan bir keffarettir yahut ona denk bir oruç tutmak... Allah geçmişi affetmiştir... Fakat kim bir daha yaparsa Allah ona yaptığının sonucunu yaşatır!.. Allah Azîzün Züntikam'dır (açığa çıkan fiilin sonucunu şiddetle yaşatandır).

Maide

101-) Ey iman edenler... Size açıklandığında hoşlanmayacağınız şeylerden, soru sormayın! Eğer Kur'ân inzâl edilmekteyken cevabından hoşlanmayacağınız şeyleri sorarsanız, cevabı size açıklanır! Allah onları affetmiştir... Allah Gafûr'dur, Halîm'dir.

A'raf

199-) Affedici ol, olumlu, yararlı şeylerle hükmet ve cahillerden yüz çevir!

Mücadele

2-) Sizden, kadınlarından zihar (karısına anam gibisin diyerek ilişkisini kesenler {müşrik âdeti A.H.}) yapanlar; onların (kocaların) anaları, onlar (karıları) değildirler! Onların anaları sadece onları doğuranlardır! Muhakkak ki onlar çirkin ve aslı olmayan bir laf ediyorlar! Muhakkak ki Allah Afuvv'dur (sonsuz affedici), Gafûr'dur.


EL RAUF
Çok şefkatli, acıyan; kendisine yönelenleri, onlara zarar verip sıkıntıya sokacak davranışlardan koruyan, uzaklaştıran.



Bakara

143-) Böylece, sizi insanlar üzere şahit, Rasûlü de sizin üzerinize Şehîd kıldık. Siz ümmeti Vasat'sınız (adalet ve Hakkaniyet üzere olan). Kendisine yöneldiğin kıbleyi, Rasûle tâbi olanlarla, ondan yüz çevirip geri dönenleri ayırt etmek için değiştirdik. Allah'ın hidâyet ettiklerinin dışındakilere bu olay çok ağır gelecektir. Allah imanınızı boşa çıkarmaz. Allah insanlara hakikatlerinden açığa çıkan Raûf ve Rahîm'dir.

Bakara


207-) İnsanlardan öyle kimse de vardır ki, Allah rızasının kendisinde açığa çıkması için nefsini (benliğini) feda eder!.. Allah, kullarının hakikatinden Raûf olarak açığa çıkar.


Âl-i İmran

30-) Her nefs, hayır veya kötülük olarak ne yaptıysa, o gün karşısında bulacaktır. Arzu eder ki, onunla arasında erilmez mesafeler bulunsun! Allah sizi (yaptıklarınızın sonucunu kesin yaşatacağı içindir ki) kendisinden sakınmanız için uyarır. Allah kullarına hakikatlerinden Raûf'tur.

Tevbe

117-) Andolsun ki Allah, fazlını nasip etti... Hz. Rasûllullah'a da, o güçlük saatinde O'na tâbi olan muhacirler ile ensara da; içlerinden bir bölümünün kalpleri neredeyse kaymak üzere iken tövbeye (yanlışlarından dönmeye) muvaffak kıldı. Sonra onların tövbelerini kabul etti... O, onlarda Raûf'tur, Rahîm'dir.

Tevbe

128-) Andolsun ki size Rasûl geldi içinizden, Azîz'dir; sizin sıkıntıya uğramanız O'na ağır gelir... Size haristir! İmanlılara (hakikatine iman edene) Raûf (şefkatli) ve Rahîm'dir (hakikatlerindeki kemâlâtlarını yaşatıcıdır).

Nahl


7-) Yüklerinizi taşırlar; (onlarsız) meşakkatsiz ulaşamayacağınız pek çok yere ulaştırırlar! Muhakkak ki Rabbiniz, Raûf'tur, Rahîm'dir.

Nahl


47-) Yahut yavaş yavaş tüketerek yakalamayacağından (yana emin mi oldular)? Muhakkak ki Rabbiniz, Raûf'tur, Rahîm'dir.

Hac

65-) Görmedin mi Allah, arzdakileri de (bedenî kuvveler), denizde (yüzde seksen su olan bedendeki) hükmüyle akıp giden gemileri de (bilinç) sizin (şuur) hizmetinize vermiştir... Semâyı arza çarpmaktan O koruyor... Oluşmasına elverdiği şartları dışında... Muhakkak ki Allah insanlarda Raûf'tur, Rahîm'dir.

Nur

20-) Ya üzerinizde Allah'ın fazlı ve rahmeti olmasaydı! Allah muhakkak Raûf'tur, Rahîm'dir!

Hadid


9-) O, sizi (cehalet) karanlıklarından Nûr'a çıkarmak için apaçık işaretleri kuluna tenzîl edendir (tafsilen)... Muhakkak ki Allah sizden Raûf'tur, Rahîm'dir.

Haşr


10-) Onlardan, sonra gelenler şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi ve imanda bizden öne geçmiş olan kardeşlerimizi mağfiret et, kalplerimizde iman etmiş olanlar için hatalı düşünce ve duygu oluşturma... Rabbimiz! Muhakkak ki sen Raûf'sun, Rahîm'sin."



MALİK’ÜL MÜLK
Mülkünde dilediğini tedbir edip, hiçbir birime hesap verme kavramı olmadan dilediğini uygulayan.



Âl-i İmran

26-) De ki: "Mülkün Mâlik'i olan Allah'ım... Mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden de mülkü çekip alırsın. Dilediğini azîz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Kesinlikle sen her şeye Kâdîr'sin."



ZÜL’CELÂLİ VEL’İKRÂM
Celâl'iyle açığa çıkardığına "yok"tan var olmuşluğunu kavratarak "yokluğunu" yaşatıp; İkram'ıyla, Esmâ kuvvelerinin kendisinde açığa çıkışını seyrettirerek Bekâ'yı yaşatır.



Rahman

27-) Zül Celâl-i vel ikrâm Rabbinin vechidir (Esmâ mânâları) Bâkî olan!

Rahman

78-) Zül Celâl-i vel İkrâm Rabbinin ismi ne mübarek-ne yücedir!


EL MUKSIT
Ulûhiyeti gereği olarak, her yaratılmışa yaratılış amacına göre hak ettiğini vermek suretiyle adaletini uygular.



Âl-i İmran

18-) Allah şehâdet eder, kendisidir "HÛ"; tanrı yoktur; sadece "HÛ"! Esmâ'sının kuvveleri olanlar (melâike) ve Ulül İlm de (ilim açığa çıkardığı mahaller) bu hakikatin Hak oluşuna şehâdet eder, Adl'i kaîm kılarlar. Tanrı yoktur, sadece "HÛ"; Azîz, Hakîm'dir.

Âl-i İmran

21-) Allah'ın işaretlerindeki varlığını (Esmâ'sının açığa çıkışı olan işaretleri) inkâr edenlere, Hakk'ın muradına karşı Nebileri öldürenlere, insanlardan adl ile hükmedenleri öldürenlere gelince; onları feci bir azap ile müjdele!

Nisa

127-) Kadınlar hakkında senden, haklara dair açıklama istiyorlar... De ki: "Onlarla ilgili hükümler hakkında açıklamayı size Allah veriyor!" Onlar için yazılmış hakları kendilerine vermediğiniz ve (üstelik) kendileriyle nikâhlamaya (evlenmeye) rağbet ettiğiniz yetim kızlar ile zor durumdaki çocuklara ve bir de yetimlere adaleti ikame etmeniz hakkında bilgiler yüzünüze okunuyor... Ne hayır yaparsanız, muhakkak ki Allah onu Alîm'dir (çünkü yaptığınız hayrın yaratanı O'dur).

Nisa

135-) Ey iman edenler, adaleti uygulamaya azîmli olun! Ana-baba veya akrabanız aleyhine de olsa, zengin veya fakir fark etmeksizin Allah için şahitlik edin; zira Allah hakkı, ikisinin de önündedir! O hâlde adaleti sağlamada geçersiz kabullerinize tâbi olmayın! Eğer gerçeği çarpıtırsanız, muhakkak Allah yaptıklarınızın yaratanı olarak Habîr'dir.

Maide

8-) Ey iman edenler... Allah için dosdoğru durun, âdil şahitler olun... Bir topluluğa olan nefretiniz sizi adaletsizliğe sevketmesin! Âdil olun, bu anlayış korunmaya daha yakındır... Allah'tan korunun! Muhakkak ki Allah tüm fiillerinizi (onların yaratanı olarak) Habîr'dir.

Maide

42-) (Onlar) sürekli yalan dinleyenler, çokça haram yiyenlerdir... Eğer sana gelirlerse aralarında hükmet yahut onlardan yüz çevir... Eğer onlardan yüz çevirir isen, sana hiçbir şekilde zarar veremezler... Şayet hükmedersen onların arasında adaletle hükmet... Muhakkak ki Allah muksitleri (âdil olup her şeyin hakkını verenleri) sever.

En'am

152-) (Yetim) olgunluk yaşına ulaşıncaya kadar, en güzel şekilde idare amacı hariç, yetimin malına yaklaşmayın... Ölçme ve tartmayı adaletle tam yapın... Hiçbir nefse kapasitesinin üstündekini teklif etmeyiz. Söylediğiniz zaman da hakkı söyleyin, isterse yakınınız olsun! Allah'a olan sözünüzü yaşayın! Aklınızı kullanmanız için, (Allah) size bu uyarıyı yapar!

Araf

29-) De ki: "Rabbim her şeyin hakkını vererek yaşamayı emretti... Her mescidde vechlerinizi ikame edin (tam teslim olmuşluğun sonucu olarak benliğinizin ortadan kalkışını yaşayın) ve Din anlayışınızı sadece O'na has kılarak O'na dua edin... Başlangıcınızdaki gibi (cennette Adem'in yaratılışı üzere) O'na döneceksiniz!"

Yüklə 2,42 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   35




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin