Ekberiyet tecellisi sonucu önce "haşyeti", sonucu olarak da "hiç"



Yüklə 2,42 Mb.
səhifə34/35
tarix12.01.2019
ölçüsü2,42 Mb.
#95586
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   35


GALİP


Âl-i İmran

160-) Eğer size Allah yardım ederse, size galip gelecek yoktur. Şayet sizi yardımsız kendi hâlinize bırakırsa, bunun sonucunda size kim yardımcı olabilir! İman edenler sadece (Esmâ'sıyla hakikatleri olan) Allah'a tevekkül etsinler.

Maide

23-) Korktukları toplum içinden gelen Allah'ın in'amda bulunduğu iki adam şöyle dedi: "Onların üzerine kapıdan girin... Ona girdiğinizde artık muhakkak ki siz galiplersiniz... Eğer iman edenler iseniz Allah'a tevekkül edin (hakikatinizdeki El-Vekîl isminin özelliğinin, gereğini yerine getireceğine iman edin)."

Maide

56-) Kim Allah'ı, "HÛ"nun Rasûlünü ve iman edenleri velî edinir ise, (bilsin ki) muhakkak Allah taraftarları, galip gelecek olanların ta kendileridir!

A'raf

113-) O sihirbazlar Firavun'a geldi... Dediler ki: "Eğer biz galip gelirsek, muhakkak ki bize bir mükâfat var, değil mi?"

Yusuf

21-) Onu satın alan Mısırlı, karısına dedi ki: "Ona iyi bak... Umarım bize faydası olur, belki de Onu evlat ediniriz"... Böylece Yusuf'u oraya yerleştirdik ki, bu arada yaşamdaki olayların hakikatini OKUmasını talim edelim... Allah hükmü yerine gelir! Fakat insanların çoğunluğu bunun farkında değildir!

Enbiya

44-) Hayır, biz bunları ve atalarını (dünya nimetlerinden) yararlandırdık. O kadar ki, onlara ömür çok uzun geldi (bitmeyecekmiş gibi)! Görmüyorlar mı ki biz arza (fiziksel bedene) geliyoruz, onun etrafından onu noksanlaştırıyoruz (tâ ki yaşlanır ve ölümü tadar)... Galipler onlar mı?

Saffat

173-) Muhakkak ki bizim ordumuz, onlar galiptirler!

Mücadele

21-) Allah yazmıştır ki: "Kesinlikle galibim Ben ve Rasûllerim (olarak)!" Muhakkak ki Allah Kavîy'dir, Azîz'dir.

HÂLLAK



Hicr


86-) Kesinlikle Rabbin "HÛ"; Hallak'tır, Alîm'dir.


Yasin


81-) Semâları ve arzı yaratan, onların benzerini Esmâ'sıyla yaratmaya Kâdîr değil midir? Evet! "HÛ"; Hâllak'tır, Alîm'dir.



KABİLİT TEVB



Mu'min

3-) Gafir'iz Zenb (suçları bağışlayıcı), Kabilit Tevb (tövbeyi-hakikatine dönmeyi kabul edici), Şedîd ül İkab (suçları acımasız şiddetle cezalandıran) ve Züt Tavl'dır (lütfu ihsanı bol olan)... Tanrı yok, sadece "HÛ"! O'nadır dönüş.


KÂHİR


En'am

18-) "HÛ"dur, kullarının fevkinde (boyutsal derinliğinden açığa çıkarak) Kâhir (varlığında hükümran olan) olan! "HÛ"dur; Hakîm, Habîr.

En'am

61-) "HÛ"dur, kullarının fevkinde (boyutsal derinliğinden açığa çıkan bir yolla) Kâhir! İrsâl eder üzerinize hafazayı (koruyucu kuvveleri)... Nihayet sizden birinin ölüm vakti geldiğinde, Rasûllerimiz (kuvvelerimiz-işlevlendirdiklerimiz) onu vefat ettirir! Onlar geç kalmazlar!

A'raf

127-) Firavun çevresindeki ileri gelenler: "Musa'yı ve halkını, yeryüzünde bozgunculuk yapıp, seni ve ilâhlarını terk etsinler diye mi bırakıyorsun?" dediler... (Firavun da): "Oğullarını öldürüp, kadınlarını diri bırakacağız... Biz onların üzerinde kahredici güce sahibiz" dedi.


KARÎB


Bakara

186-) Kullarım sana BEN'den sorarlarsa, şüphesiz ki ben Karîb'im (anlayış sınırı kadar yakın!)("Şahdamarından yakınım" âyetini hatırlayalım)... Yönelip isteyene (dua) icabet ederim. O hâlde onlar da bana icabet etsinler ve bana iman etsinler ki olgunluklarını yaşasınlar.

Bakara

214-) Yoksa siz, sizden öncekilerin başlarına gelen mesel olmuş sıkıntılarının sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle sıkıntı, belâ gelip çattı, sarsıldılar ki, Rasûlleri ve yanındaki iman edenler "Allah'ın yardımı ne zaman gelecek" dediler.  Haberiniz olsun ki Allah nusreti yakındır!

A'raf

56-) Düzene sokulduktan sonra arzda bozgunculuk yapmayın... Korkarak ve icabet edeceğine inanarak O'na dua edin! Muhakkak ki Allah Rahmeti muhsinlerden yakındır.

Hud

61-) Semud'a kardeşleri Sâlih'i (irsâl) ettik... Dedi ki: "Ey halkım... Allah'a kulluk etmekte olduğunuzun farkındalığına erin! Tanrınız olamaz, sadece "HÛ"! Sizi arzdan meydana getirdi "HÛ"; ve sizinle mamûr etti orayı... O hâlde O'ndan mağfiret dileyin ve O'na tövbe edin... Muhakkak ki benim Rabbim, Karîb'dir (yakın), Mucîb'dir (icabet eden)."

Sebe

50-) De ki: "Eğer (doğru inançtan) saparsam, bilincimin (yanıltışı) olur bu sapış! Eğer hakikate erersem, Rabbimin bana vahyettiği iledir... Muhakkak ki O, Semî'dir, Karîb'dir."


MELÎK-İ MUKTEDİR



Kamer

55-) Melîk-i Muktedir'in kuvveleriyle hakikati yaşam boyutundadırlar!


MEVLÂ


Bakara

286-) Allah kimseyi kapasitesi dışındakinden mükellef tutmaz. (Yaptığı iyi işler sonucu) kazandığı da kendinedir, (zararlı işler sonucu) alacağı karşılık da kendinedir. Rabbimiz, unutursak veya hataya düşersek bizi bundan dolayı cezalandırma. Rabbimiz, bizden öncekilere yüklemiş olduğun ağır vecibeleri bize yükleme. Rabbimiz, takatimizin yetmeyeceği şeyleri de bize yükleme. Suçlarımızı affeyle, mağfiret eyle, rahmet et. Sen mevlâmızsın. Tüm hakikati örten seni inkâr edenlere (kâfirlere) karşı bizi zafere erdir.

Âl-i İmran

150-) Doğrusu mevlânız Allah'tır! O yardımıyla zafere ulaştırandır.

En'am

62-) Sonra Hak Mevlâları olan Allah'a döndürülürler... Kesinlikle bilin ki, hüküm O'nundur ve O, hesap görenlerin en süratlisidir.

Enfal

40-) Eğer yüz çevirirler ise, iyi bilin ki Allah sizin Mevlâ'nızdır... Ne güzel Mevlâ'dır (sahiptir O) ve ne güzel Nasîr'dir (zafere ulaştırıcıdır O)!

Tevbe

51-) De ki: "Allah'ın bize yazdığından başkası, asla bize erişmeyecektir! "HÛ", Mevlâ'mızdır! İman edenler ancak Allah'a tevekkül (hakikatlerindeki El-Vekîl isminin, gereğini yerine getireceğine iman) etsinler."

Hac

13-) (O), zararı yararından fazla olana yönelir... O (taptığı) ne kötü bir mevlâ ve ne kötü arkadaştır!

Hac

78-) Allah için, O'nun Hak cihadı olarak, mücahede edin! O, sizi seçti ve Dinde size bir zorluk yüklemedi... Babanız İbrahim'in milletinin (din anlayışıdır bu)... Daha önce de şimdi de O, sizi "Müslimler = teslim olmuşlar" diye isimlendirdi ki, O (Sistemi "OKU"yan, vahdeti açıklayan) Rasûl (Hz.Muhammed s.a.v.) sizin üzerinize bir şahit olsun, siz de insanlar üzerine şahitler olasınız! Artık salâtı ikame edin ve zekâtınızı verin; Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allah'a tamamıyla bağlanın! O, Mevlâ'nızdır (sahibiniz, her fiilinizin oluşturanı)... Ne güzel Mevlâ'dır ve ne güzel Nasîr'dir (O).

Muhammed

11-) İşte (gerçek durum) bu! Allah, iman edenlerde Mevlâ'dır! Hakikat bilgisini inkâr edenlere gelince, onların mevlâsı yoktur!

Hadid

15-) Bugün artık ne sizden (münafıklar) ve ne de hakikat bilgisini inkâr edenlerden bir kurtuluş bedeli alınır! Sığınağınız Nâr'dır... O (Nâr) sizin mevlânızdır... Ne kötü dönüş yeridir o!

Tahrîm

2-) Allah size, ettiğiniz yeminleri (kefaretini ödeyerek) çözmeyi farz kılmıştır! Allah sizin Mevlâ'nızdır. O, Alîm'dir, Hakîm'dir.

Tahrîm

4-) Eğer ikiniz (Ayşe ve Hafsa) Allah'a tövbe ederseniz (ne âlâ); (yoksa) gerçekten kalpleriniz (Hak'tan) kaymış bulunuyor... Eğer O'nun aleyhine olarak birbirinize destek olursanız, muhakkak ki Allah, O'nun Mevlâ'sıdır; Cibrîl de, iman edenlerin sâlihi de (Ayşe'nin babası Hz. Ebu Bekir; Hafsa'nın babası Hz. Ömer). Ondan sonra melâike de yardımcı olandır.


MUDİLL


Bakara

26-) Allah kesinlikle bir sivrisinek kanadı veya ondan da ufak bir şeyi misal vermekten kaçınmaz. İmanın gereğini yaşayanlar bunun Rablerinden kaynaklanan bir Hak olduğunu bilirler. Bu gerçeği inkâr edenler ise, (misalî anlatımları değerlendirmeyip) "Acaba bununla ne demek istedi" derler. Bu anlatım çoğunun (fıtratlarının elvermemesinden dolayı) sapmasına yol açar. Allah, sâfiyetini yitirmişlerden başkasını saptırmaz!

Nisa

88-) Yaptıklarının sonucu olarak Allah onları baş aşağı etmişken, size ne oluyor ki münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Allah'ın saptırdığını doğru yola sokacağınızı mı sanıyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, artık sen ona yol bulamazsın.

Nisa

113-) Eğer senin üzerinde Allah fazlı ve "HÛ"viyetinin rahmeti olmasaydı, onlardan bir taife seni saptırmaya elbette yeltenirdi... (Oysa) onlar ancak kendilerini saptırırlar! Sana hiçbir zarar veremezler! Allah sana Kitabı (Hakikat bilgisini) ve Hikmeti (Din ilmini, Sünnetullah marifetini) inzâl etmiş (Esmâ boyutundan bilincine ulaştırmış) ve bilmediğini sana öğretmiştir... Allah'ın sana lütfu Azîm'dir.

Maide

77-) De ki: "Ey Ehl-i Kitap... Dininizde, haksız olarak ölçüyü kaçırıp haddi aşmayın... Daha önce birçoğunu saptırmış ve yolun merkezinden sapmış bir kavmin boş hayallerine tâbi olmayın!"

En'am

39-) İşaretlerimizdekileri yalanlayanlar, karanlıklar içinde kalmış sağırlar (hakikatlerini algılayamayanlar) ve dilsizlerdirler (Hakk'ı itiraf etmeyenler). Allah dilediğini saptırır, dilediğini de sırat-ı müstakimde tutar!

En'am

116-) Eğer arzda bulunanların çoğunluğuna uyarsan, seni Allah yolundan saptırırlar... Onlar ancak zanlarına uyarlar ve düşüncesizce konuşurlar!

En'am

119-) Zorunlu ihtiyaç duymanız hariç, neyi haram kıldığını size tafsilâtıyla bildirmişken; ne oluyor da üzerine Allah İsmi zikredilenden yemiyorsunuz? Muhakkak ki birçoğu bilgisizce, asılsız görüşleriyle (olayı) saptırıyorlar! Haddini aşanları en mükemmel bilen, kesinlikle, Rabbin "HÛ"dur!

En'am

125-) Allah kimin için hidâyet murat ederse, onun sadrını (içini-anlayışını) İslâm'a (teslim olmuşluğunun farkındalığına) açar! Kimi de saptırmayı dilerse; onun da sadrını (içini) daraltır, sanki zorlukla semâya yükseliyor! Böylece Allah, iman etmeyenleri aşağılar!

A'raf

155-) Musa, tövbe etmeleri için kararlaştırılan yere gelmek üzere, halkından yetmiş adam seçti... Ne zaman ki orada onları şiddetli sarsıntı yakaladı, (Musa şöyle) dedi: "Rabbim... Eğer dileseydin (hakikati örtme suçundan dolayı) onları da beni de daha önce helâk ederdin! Aramızdaki anlayışı kıtların yaptığı yüzünden bizi helâk mi edeceksin? O ancak, senin bir fitnendir; kimi dilersen onunla saptırır ve kimi dilersen hidâyet edersin... Sen Velî'mizsin; bizi mağfiret et ve bize rahmet kıl... Sen Gâfir'lerin (bağışlayanların) en hayırlısısın."

A'raf

186-) Allah kimi saptırırsa, artık ona hidâyet edecek yoktur... Onları kendi taşkınlıkları içinde kör ve şaşkın, bocalar hâlde bırakır.

Kehf

51-) Ben onları (cinleri) Semâlar ve arzın yaratılmasına da, kendi yaratılmalarına da şahit tutmadım! İnsanları saptıranlar hiçbir zaman bana hizmet vermez!

MUHÎT


Bakara


19-) Ya da semâdan (gökyüzü-düşünsel boyuttan) inen yağmur (fikirler), zulmet (karanlığın bilinmezliği) gökgürültüsü (doğru-yanlış çatışması) ve şimşek (bir an için akla düşen hakikat bilgisi) içindedirler! Yıldırımlardan ölüm korkusu (hakikatin açığa çıkmasıyla benliklerinin yok olması) düşüncesiyle kulaklarını tıkarlar (hakikat bilgisine kendilerini kapatırlar). Allah, hakikati inkâr edenlerin de varlığını meydana getiren Muhît'tir (ihâta etmektedir).


Âl-i İmran


120-) Başınıza iyi bir iş gelse onlar üzülürler; size bir kötülük isabet etse, mutlu olurlar. Eğer dayanır ve korunursanız, onların hilesi size hiçbir zaman zarar veremez. Muhakkak ki Allah onların yaptıklarını ihâta eder (mekân kavramı olmaksızın).


Nisa


108-) (Münafıklar-ikiyüzlüler) insanlardan gizleyebilirler ama Allah'tan asla! Oysa O beraberdi (tasavvufî anlayışla mâiyet sırrı-Allah'ın, kulun her zerresini Esmâ'sıyla varetmesi hakikati) onlarla gece boyu, Allah'ın hoşlanmadığı şeyleri kurgularlarken. Allah yapmakta olduklarına Muhît'tir!


Nisa

126-) Semâlar ve arzda olan ne varsa Allah içindir (Esmâ ül Hüsnâ'sının işaret ettiği mânâların açığa çıkması için). Allah, şeyleri Esmâ'sından yaratmış olması sonucu Muhît'tir.

Enfal


47-) Yurtlarından şımarıp çalım satarak ve insanlara gösteriş yaparak çıkan ve Allah yolundan engelleyenler gibi olmayın! Allah onların yaptıklarını Muhît'tir!


Hud

92-) (Şuayb) dedi ki: "Ey halkım... Aşiretim size Allah'tan daha mı güçlü ve karşı konulmaz? Ki O'nu arkanıza atıp unutulan edindiniz... Muhakkak ki Rabbim yapmakta olduklarınızı Muhît'tir (ihâta etmektedir)."

Kehf


91-) İşte böyle... Biz Onu, ondaki ile ihâta etmiştik.


Fussılet


54-) Dikkat edin! Muhakkak ki onlar Rablerinin likâsından (Rablerinin varlıklarında açığa çıkışını yaşamaktan) şek-şüphe içindedirler! Dikkat edin! Muhakkak ki O, Bi-küllî şey'in (her şeyin Esmâ'sıyla varlığında olarak) Muhît'tir (ihâta eder)!


Fetih


21-) Henüz onlara gücünüzün yetmediği daha başka şeyler de vadetti ki, onları Allah (içten ve dıştan) ihâta etmiştir. (Zaten) Allah her şeye Kâdîr'dir.


Cin


28-) Tâ ki Rablerinin risâletlerini gerçekten tebliğ ettiklerini bilinsin. Onlardakileri ihâta etmiş ve her şeyi detaylarıyla kaydetmiştir!



MÜSTEAN



Enbiya


112-) Dedi ki: "Rabbim, Hak olarak hükmet! Rabbimiz Rahman Müstean'dır sizin asılsız tanımlamalarınıza karşı!"


Yüklə 2,42 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   35




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin