Ekolojik tarimda iÇ pazarin geliŞİMİ



Yüklə 3,61 Mb.
səhifə43/64
tarix01.08.2018
ölçüsü3,61 Mb.
#64962
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   64

Aynı zamanda bu çalışmada tohumdan sofraya her türlü aşaması gözlem altında tutulan bu 4 farklı tür organik; Domates, Patlıcan, Hıyar, Biber (Dolma, Sivri, Çarliston) ve yine 4 farklı türden oluşan inorganik ürünler üzerinde çalışma yürütülmüş sebzelerimizden organik ve inorganik olan domates, patlıcan, hıyar ve biberler 28 gün boyunca muhafaza edilip, bu muhafaza süresince kalite kayıpları araştırılmıştır.

Domateste TEA % 0, 02-0, 4 arsında değişmiş, Patlıcanda depolama periyodu boyunca0, 153 ile 0, 288 arasında değişim göstermiş, Biberde ise TEA % 0, 2-0, 6 arsında değişim göstermiştir.Genel olarak olgunluk ilerledikçe TEA (%), SÇKM ve MES (lb) deneme süresi boyunca tüm ürünlerde genel bir azalma göstermiş, Singh ve singh, 1992 Genchev ve ark.1984, Ergan1982, Nakomora ve ark.1977, Tigchelaar ve ark.1976 ve Kaynaş ve ark.1987’e görede sonuçlar paralellik göstermiştir. PH değeri ise bu periyod da azalış göstermiştir.

Sonuç olarak; Organik olarak yetiştirilmiş domates, patlıcan ve hıyar 26 gün gibi bir süre yeme kalitesini yitirmeden MA’de daha uzun süre muhafaza edildiği saptanmış; Biberde ise, 21 gün yeme kalitesi kaybına uğramadan muhafaza edilebilmiş ancak bu üründe organik ve inorganik olması bir farklılık yaratmamış seçim yetiştiriciye ve soğuk muhafaza çalışanlarına bırakılmıştır.


KAYNAKLAR
ANONİM, http://www.igeme.org

ANONİM, fttp://apps.fao.org

ANONIM, http://www.tarim.gov.tr

BAL, H. 1988. Tarımsal Savaş Mekanizasyonu. Basılmamış Ders Notları, Atatürk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Makinaları Bölümü, Erzurum. 97s.

CELBİŞ, Ö., 2000, Bazı Önemli Sebze Türlerinde Ekolojik Tarım ve Sebzelerin Derim Sonrası Fizyolojileri Üzerine Bir Araştırma, Uludağ Üniv. Ziraat FAKÜLTESİ Bahçe Bitkleri Bölümü, Basılmamış Lisans Tezi, Bursa.

GÜNDÜZ, M., 1994, Dünyada ve Türkiye’de Organik Tarım, Organik Ürün Pazarları ve Türkiye İhracatı Açısından Değerlendirilmesi, İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 1994, Ankara.

KORUKÇU A., İ. ARICI, S. YAZGAN ve K. GÜNDOĞDU 1989. Bursa ve Yöresinde Su Kaynaklarına İlişkin Sorunlar. Marmara Bölgesinde Tarımın Verimlilik Sorunları Sempozyumu, Milli Prodüktivite Merkezi Yayınları, 387, Ankara.

UYGUN, A.A., 1999 Dünyada ve Türkiye’de Ekolojik tarım Ürünleri Üretimi, İhracatı ve geliştirme Olanakları, No:70.

S.YAZGAN, H. BÜYÜKCANGAZ. Ç. DEMİRTAŞ 1998 “Atıksuların Damla Sulamada Kullanımı” Kayseri I. Atıksu Sempozyumu 22-24 Haziran 1998.

YAĞCIOĞLU, A. 1993 Bitki Koruma Makinaları. Ders Kitabı, E.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları No:508, 338s.

YALÇIN, B.C. 1986, Sheep and Goats in Turkey. FAO Animal Production and Health Paper, No: 60, 168pp.

YILDIRIM, A. 1996. Sulama Sistemleri II, A.Ü. Zir.Fak. Ders Kitabı.


BAZI ÜZÜMSÜ MEYVELERİN (Frenküzümü, Ahududu, Böğürtlen ve Nar) EKOLOJİK YETİŞTİRİCİLİĞE UYGUNLUĞU
Esin ATASEVEN IŞIK1 , Alpaslan ŞAHİN1 , Kezban YAZICI1

GİRİŞ

Dünyada artan çevre kirliliği ve yarattığı sorunların insan yaşamını her alanda tehdit etmesi, özellikle kimyasal atıkların, hava kirliliğinin, suların kirliliğinin yediğimiz yiyecekler üzerinde dolayısıyla da insan sağlığındaki olumsuz yönde etkileri karşısında gelişen çevreci hareketlerin artmasıyla tüketici talepleri de değişmeye başlamıştır. Üretim verimliliğini artırmak için birçok ürünün yetiştirilmesinde yapay katkı maddeleri veya hormon kullanılması ve bu tür uygulamaların insan sağlığını tehdit edici gelişmelere neden olması insanları tarımsal kirlenmeyi önleyecek, insan sağlığına ve çevreye duyarlı üretim sistemlerinin arayışına itmiştir (ANONİM, 1999; ÖZER, 2000). Ortaya atılan bu üretim sistemleri dünyada organik, ekolojik veya biyolojik tarım olarak bilinmekte ve uygulanmaktadır. Ekolojik tarımın birçok tarifi yapılmakla beraber kısaca, “üretimden tüketime sentetik madde kullanmadan insan sağlığı ve çevreye duyarlı üretim teknikleriyle tarımsal üretim yapmaktır” şeklinde tanımlanabilmektedir (ÖZER, 2000).


DÜNYADA EKOLOJİK YETİŞTİRİCİLİK
Kimyasal maddelerle yapılan tarım üretimine seçenek arayışları batı ülkelerinde geçtiğimiz yüzyılın başlarında başlamış, 1970’li yıllarda tüm ülkeler kendilerine özgü çalışmalarını sürdürmüşler, 1972 yılında ekolojik tarım hareketlerini bir çatı altında toplamak ve düzenlemek amacıyla IFOAM (Uluslararası Organik Tarım Federasyonu) organizasyonunu kurmuşlardır. IFOAM’ın kurulmasından sonra ekolojik tarım ürünleri dünyada daha çok gündeme gelmeye başlamıştır (ÖZER, 2000). Özellikle, son yıllarda tüketici tercihlerini ekolojik ürünlerin lehine yönlendiren en önemli olay genetik olarak modifiye edilmiş gıda maddelerinin piyasaya sürülmesidir. Ekolojik üretimde genetik modifikasyona tümüyle karşı çıkılması bu olaydan kendini korumak isteyen tüketicilerin tüm dünyada ekolojik ürünlere yönelmesine yol açmıştır (AKSOY ve ALTINDİŞLİ, 1999). Özellikle ABD ve İngiltere’de ekolojik ürünlerin pazar hacmi gün geçtikçe artmaktadır.

Avrupa’da 1990’lı yıllardan sonra Avusturya, Almanya, Lüksemburg ve İsviçre gibi ülkelerde ekolojik tarım hızla gelişmiştir (AKSOY ve ALTINDİŞLİ, 1999). Diğer taraftan İsviçre, Hollanda, İtalya, İsrail, Japonya, Polonya gibi ülkelerde toplam tarım alanlarının %10-25’inde organik tarım yapılmaktadır (ÖZER, 2000). Almanya, Avusturalya, İsviçre, İsveç, Hollanda, Finlandiya’nın yanında son yıllarda özellikle İtalya ve İspanya gibi ülkelerde de önemli gelişmeler görülmektedir. Mısır, Lübnan gibi Ortadoğu ülkeleri ile Uganda gibi Afrika ülkelerinde de farklı amaçlarla da olsa ekolojik yetiştiricilik önem kazanmıştır. Yine son yıllarda Arjantin, Japonya, Polonya ve Avustralya gibi ülkelerde hızlı büyüyen bir iç talebin olduğu bildirilmektedir (AKKAYA, 2000).

Avrupa ülkeleri üretimde olduğu gibi tüketim açısından da tüm dünyanın çekim merkezi konumundadır. Ancak, ekolojik ürün alımında öncelik AB ülkelerinde olmaktadır. Güneydeki Fransa, İspanya ve İtalya özellikle meyve ve sebze ihtiyacını karşılarken, Danimarka et ve süt ürünlerinin ana sağlayıcısıdır. AB dışındaki ülkelerden dış alımlarda genellikle sezon dışı taze gıda maddeleri, tibbi ve aromatik bitkiler, egzotik kuru ve kurutulmuş meyveler ilk sırayı almaktadır (AKSOY ve ALTINDİŞLİ, 1999).

ABD’de ise, ekolojik ürün endüstrisi hızla büyümektedir. 1990 yılından itibaren yıllık büyüme hızının % 20 olduğu ve 1997 yılı verilerine göre 4.2 milyar dolarlık ekolojik ürünün pazarlandığı bildirilmektedir. 1997 yılında 5000 tarım işletmesi ekolojik olarak sertifikalandırılmış ve 608.000 hektarlık alanda sertifikalı üretim gerçekleştirilmiştir (AKSOY ve ALTINDİŞLİ, 1999). Japonya’da 1990 yılında 200 milyon dolar olan ekolojik ürünler talebi 1997 yılında 1.4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu pazarın % 70’ini ABD karşılamaktadır (ÖZER, 2000).

Dünya ülkelerinde sistemin başarılı ve sürekli olması için bir dizi önlem alınmaktadır. Bu yüzden bu ülkelerde ekolojik tarım hızlı bir artış göstermektedir. Bu ülkelerde sisteme hızlı geçişte ve başarıda üreticilere sağlanan finansal olanaklar, hızlı bilgi akışı, geniş ürün yelpazesi koruma ve planlama başlıca etkenlerdir (ÖZER, 2000).
DÜNYADA EKOLOJİK ÜZÜMSÜ MEYVE YETİŞTİRİCİLİĞİ
Ülkemizde gerçek anlamda yetiştiriciliği henüz yaygınlaşmamış olan üzümsü meyveler, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde sanayiye yönelik olarak geniş çapta klasik yöntemlerle yetiştirilmektedir. Dünya ülkelerinin 1998 yılı üretim miktarları ve üretim alanları incelenecek olursa Rusya Federasyonu’nun 12500 ha’lık ve 90000 tonluk üretimiyle dünyanın en önemli ahududu üretici ülkesi olduğu görülmektedir. Doğu Avrupa ülkelerinden Polonya ve Yugoslavya Federasyonu ile ABD diğer üretici ülkelerdir. Frenküzümü üretimi de Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinde yoğunlaşmıştır. Rusya Federasyonu, Polonya ve Almanya en önemli frenküzümü üreticisi ülkelerdir. Dünya böğürtlen üretiminde ise ABD önemli bir yere sahiptir (KAPLAN ve ark., 1999). Dünya nar üretimi istatistiklere girmediği için bilinmemektedir. Ancak Özbekistan, Tacikistan, Türkistan Gürcistan, Kırım, İran, Afganistan, Çin, Türkiye, Pakistan ve Suriye sırayla önemli nar üreticisi ülkelerdir. Ayrıca Hindistan, Irak, Lübnan, İsrail, Mısır, İspanya, İtalya, Yunanistan, ABD, Şili ve Arjantin gibi ülkelerde de daha düşük miktarlarda nar üretimi yapılmaktadır (ONUR, 1988).

Ekolojik üzümsü meyve üretimi ise Polonya, Norveç, Macaristan, Finlandiya, İsveç, İngiltere gibi ülkelerde yapılmaktadır. Polonya’da 1998 yılı değerlerine göre 148 ha’da, yani ekolojik üretim yapılan toplam alanın % 2’sinde, Norveç’te ise % 0.14’ünde (21 ha) ekolojik üzümsü meyve üretimi yapılmaktadır. Finlandiya’da ekolojik üretimin % 57’sini mera ve otlaklar, % 35’ini tahıllar, % 2’sini patates, % 2’sini sebze, % 1’ini üzümsü meyveler, diğerlerini ise yağ bitkileri, sera ürünleri ve yabani otlar oluşturmaktadır. Macaristan’da 1999 yılı değerlerine göre elma, biber ve soğanla beraber üzümsü meyveler ekolojik üretim yapılan toplam alanın % 1.88’inde yetiştirilmektedir. İsveç’te ekolojik üretimde hayvansal ürünler ve tahıllar lokomotif rolü oynamakta; ayrıca kök sebzeler, patates, mantar ve üzümsü meyveler önemli ürünler arasında bulunmaktadır (AKSOY ve ALTINDİŞLİ, 1999). Diğer taraftan, İngiltere’de gıda endüstrisinde son yıllarda tüketici tercihlerine göre ekolojik reçellere olan talep artmakta, en çok talep gören reçel çeşitleri arasında ahududu ve siyah frenküzümü önemli bir yer tutmaktadır. Mintel istatistiklerine göre İngiltere’de organik, doğal ve sağlıklı gıdalara olan talebin daha da artacağı tahmin edilmektedir. Meyve suyu sanayisinde de tüketimde ilk sırada portakal suyu, ikinci sırada değişik karışımlar, üçüncü sırada ise siyah frenküzümü yer almaktadır. Üzümsü meyvelerin ihracatı açısından ise başta Almanya olmak üzere Avusturya, Hollanda, Fransa ve Danimarka önemli pazarlar olarak görülmektedir (KAPLAN ve ark., 1999).


TÜRKİYE’DE EKOLOJİK YETİŞTİRİCİLİK
Avrupa orijinli firmaların ülkemizden ekolojik ürün talebinde bulunmasıyla dünyada uzun yıllardır yapılan ekolojik gıda üretimi Türkiye’de 1984-1985 yıllarında başlamıştır. Ekolojik üretim önce geleneksel ihraç ürünlerimizden kuru incir ve kuru üzüm ile Ege Bölgesi’nde gerçekleştirilmiş, daha sonra bunu kuru kayısı ve fındık izlemiştir (AKSOY ve ALTINDİŞLİ, 1999; AKSOY, 1999). Günümüzde üretilen ve ihraç edilen ekolojik ürünlerin çoğunluğunu yaş ve kuru meyveler oluşturmaktadır. Bunun yanısıra yemeklik dane baklagillerden nohut, kuru fasulye ve yeşil-kırmızı mercimek, endüstri bitkilerinden ise pamuk, susam, haşhaş ekolojik tarım ürünleri arasında yer almakta ve Avrupa’da pazarlanmaktadır. Yetiştiriciliği yapılan ekolojik tarım ürünlerinin tarım bölgelerine göre dağılımı incelenecek olursa, Kuzey Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinin dışındaki yedi tarım bölgesinde (Orta Kuzey, Ege, Marmara, Akdeniz, Karadeniz, Orta Doğu ve Orta Güney ) üretim yapıldığı görülmektedir. Ancak bu bölgeler içinde de yoğunluk Ege, Orta Doğu, Orta Güney ve Akdeniz Bölgelerinde bulunmaktadır (DEDE ve ark. 1999).

Ülkemizde ekolojik üretim yapan çiftçilerin sayısı 1990 yılında 313 iken, 1999 yılında 39 kat artarak 12275 adete ulaşmış, 1990 yılında 1037 ha olan üretim alanı ise 9 yıl içinde 45 kat artarak 46.523 ha’a, üretim miktarı 69 kat ve üretilen ürün sayısındaki çeşitlilik yaklaşık 12 kat artarak 92’ye ulaşmıştır (Tablo1).




Yüklə 3,61 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   64




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin