EtkiNLİk resiM: Arazinin düz oluşu ve verimli topraklar sayesinde tarla tarımı yapılmaktadır. ResiM



Yüklə 492,31 Kb.
səhifə2/12
tarix22.01.2018
ölçüsü492,31 Kb.
#39450
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12


ETKİNLİK

Hayvan Türleri

(Milyon Baş)


1935
1950
1990
1995
2000
2005

Sığır
6,5


10,1
11,4
11,8
10,8
10,5

Koyun
13,6


23
40,5
33,4
28,5
25,3

Keçi
11,7


18,5
11
9,1
7,2
6,5

Diğer


(Deve,Yük hayvanı, manda vb)
2,8
3,6
2,1
1,8
1
0,7


Sığır:

10 milyon civarındaki üretimiyle fazla değişim göstermemektedir. Miktarını koruyan tek hayvancılık koludur. Getirisinin çok oluşu varlığını korumasını sağlamıştır. Özellikle ahır hayvancılığında sığır yetiştirilmesi önemini korumasını sağlamıştır.



Koyun:

1990 lara kadar sürekli artış göstermiş ancak sonrasında miktarı sürekli azalmaktadır. Otlakların verimsizleşmesi, insanlara sunduğu gelir azlığı koyun yetiştiriciliğini azaltmaktadır.



Keçi:

1950 lerden sonra miktarı sürekli azalış göstermektedir. Özellikle ormanlık sahalarda yetişen keçiler, ormanlara zarar vermesinden dolayı ormanlık alanlarda yetiştirilmesi yasaklanınca sayısında önemli düşüşler olmuştur.



Diğerleri:

1950 lerden sonra miktarı sürekli azalmaktadır. Daha çok gücünden yararlanılan hayvanlardır. Tarımda ve ulaşımda makine kullanımı bu hayvanlara verilen önemi azaltmış ve sayıları gittikçe düşmüştür.



TÜRKİYE DE MADENLER-KONU

TÜRKİYEDE MADENLER

MADEN: Yer kabuğunda bulunan insanlar için ekonomik değer taşıyan katı,sıvı veya gaz halindeki her türlü maddeye maden denir.

Anadolu’da Madenciliğin Tarihçesi

Yapılan arkeolojik çalışmalar, Anadolu’da madenciliğin M.Ö.7000 yıllarına kadar uzandığını ve buradaki uygarlıkların gelişmesinde önemli bir rol oynadığını ortaya koymuştur. Yer yüzünün ilk yerleşilen karalarından biri olarak Anadolu’da, madene dayalı yüksek uygarlıklar kurulmuştur. Madeni çok önceleri tanıyıp kullanan Orta Asya kökenli Türkler, Anadolu’ya gelip yerleştikçe madene dayalı uygarlık daha da gelişmiştir.


Madenlerin Genel Özellikleri

Madenler, doğada ender olarak saf halde bulunur. Yer altında "filiz" adı verilen bileşimler halinde çıkarılan ham madenler, işlenerek ve yabancı maddelerden ayıklanarak (rafine edilerek) saf metal haline getirildikten sonra kullanıma sunulur. Maden filizleri, tabakalar arasında "damarlar" yada "yataklar" halinde bulunur.



Madenlerin İşletimesini Etkileyen Faktörler

Madenlerin işletmeye açılabilmesi için belli şartları taşıması gerekir.

1-Tenör:Bunların başında maden cevheri içindeki metal oranının "bu orana tenor denir." Yüksek olması gelir. Bulunan ya da bulunacak olan maden Yatağındaki maden; Metal oranı bakımından yeteri kadar zengin değilse,
o maden işletilemez.

2-Rezerv:İşletmeye açılacak yerdeki maden cevherinin Rezervi (yedeği) yeterli olmalıdır. Yedeği (rezervi) az ve çabuk bitebilecek durumdaysa, o maden işletmeye açılamaz.

3-Ulaşım: Cevheri çıkarma ve işlenecek yere nakletme çok pahalıya mal oluyorsa, o maden işletilemez.

4-Sermaye:Madenlerin aranması, bulunan madenlerin çırarılması ve taşınması gibi çalışmalar büyük miktarda para gerektirir. Gerekli sermaye olmadan madenler işletilemez. Günümüzde gerikalmış ülkelerin madenlerini gelişmiş ülkelerin işletmesinin temel nedeni sermayedir.

5-Teknik İmkanlar: Madenlerin işletilmesi için gerekli araç-gereçler ile teknik personeldir. Madencilik konusunda uzman insanlar olmadan bir maden işletilemez.

Türkiye nin Maden Zenginliği

Türkiye Dünya da maden yatakları bakımından şanslı ülkeler arasında yer alır. Dünyada üretilen 50'yi aşkın maden çeşidi için yapılan değerlendirmede Türkiye, 29 çeşit ile Dünyada ilk 10 ülke arasında yer almaktadır. Bunun başlıca nedeni;

1-Ülkemizin dağ oluşumu hareketlerinden fazla etkilenmesi,

2-Dağ oluşumu hareketleri sonucunda başkalaşım ve volkanizma hareketlerine yaygın olarak uğramasıdır.

Söz gelimi demir, krom, çinko, bakır ve kurşun oluşumu bu tür yer hareketleri ile ilgilidir. Fakat, bazı maden rezervlerimiz çok zengin değildir. Bu nedenle maden çeşidi bakımından ilk sıralarda yer alan ülkemiz, Dünya maden pazarındaki payı açısından gerilerde bulunmaktadır. Bunun bir nedeni, Türkiye’nin yer yüzünün ilk yerleşilen karalarından biri olması ve maden yataklarının bir bölümünün çok eskiden beri işletilmesidir. Ayrıca Türkiye’nin bulunduğu arazi ,değişik jeolojik devirlerde oluşmuş ve çok sayıda yer hareketlerine uğramıştır. Başka bir deyişle Türkiye’nin jeolojik yapısı oldukça karmaşıktır. Bu durum maden yataklarının çeşitliliğini sağlarken; öte yandan maden aranmasında ve bulunan maden yataklarının işletilmesinde çeşitli güçlüklere neden olmaktadır.

Ülkemizdeki maden rezervinin zengin olmamasının temel nedeni ise Türkiye’nin bulunduğu arazinin jeolojik yapısının zengin maden

yataklarının oluşumuna elverişli yapıda olmamasıdır.
Cumhuriyetten önceki dönemde, maden üretiminin tam***** yakını yabancı şirketlerin elindeydi. Cumhuriyetin ilk yıllarında madenlerimiz yabancılardan alınarak millileştirilmiştir. Atatürk, milli sanayinin kurulması ve gelişmesinin maden arama ve işletmeye sıkı sıkıya bağlı olduğunu belirtmiş ve madenciliğe özel bir önem vermiştir. Çünkü gelişen milli sanayi artan ham madde ve enerji ihtiyacının karşılanması ancak madenciliğin geliştirilmesi ve yeni enerji kaynaklarının sağlanmasıyla

mümkün olur.

Türkiye de Madencilik alanında ilk sistemli ve geniş ölçülü araştırma 1935 yılında Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü (MTA) nün kurulması ile başlamıştır. Bundan sonra bir çok yeraltı kaynağımız işletmeye açılmıştır. Türkiye madenleri ile ilgili büyük bir kuruluşta Eti banktır. Cumhuriyet döneminde, bulunan madenlerin işletilmesi görevi Eti bank’a verilmiştir.
Bugün Türkiye’de madenciliğin önemi gittikçe artmakta ve madenden faydalanma yaygınlaşmaktadır. Madenciliğimizin gelişme yoluna girilmiştir.
Türkiyede Başlıca Madenler

DEMİR:

Demir, insan oğlunun bildiği en eski madenlerden biridir. Günümüzde de ağır sanayinin ana metali demirdir. Demirin çok geniş bir alanının olması,ona büyük bir önem kazanmıştır

Yurdumuzun bir çok yerinde demir yatakları olmakla birlikte bunların önemli bir bölümü işletilmeye elverişli değildir. Türkiye’de iki ana demir madeni havzası bulunmaktadır. Bunlardan biri Sivas - Malatya arasındadır. Bu bölümün önemli yatakları Divriği, Hekimhan ve Hasan çelebi'dedir. Demir - çelik sanayimizin ihtiyacının önemli bir bölümünün yüksek verimli olan bu yataklar karşılar. Buradan çıkarılan ham cevher, demir yoluyla Samsun'a oradan da gemilerle Ereğli’ye taşınır. İkinci havza, Kayseri'den Adana ve Kahraman Maraş'a uzanmaktadır. Bu bölümün önemli yatakları da Mansurlu ve Karamadazı'dır. Bu iki havzanın dışında; Bitlis, Sakarya, Eskişehir ve Balıkesir yörelerinde de demir cevheri yatakları vardır.

Bakır:
İnsanların çok eskiden beri bilip kullandığı madenlerden biride bakırdır. Günümüzde, elektronik ve elektroteknik sanayinde uçak, motor ve ev aletleri yapımı başta olmak üzere bir çok sanayi dalında yaygın olarak kullanılan bir madendir.

Ülkemizde bakır yatakları genellikle çinko ve kurşun yatakları ile birlikte bulunur.

Bakır, Türkiye’nin bir çok yerinde bulunmakla birlikte, işletilen önemli yataklar iki yörededir. bunlar; Murgul (Artvin) ile Küre (Kastamonu) dedir. Bakır yataklarının en yaygın olduğu bölüm, Dogu Karadeniz'dir. Murgul dışında; maden köy (Rize), Körü başı, Lahanos, Asarcık (Giresun), Kutlular ve Alaca dağ (Trabzon) da da bakır yatakları vardır. Yurdumuzda bunlar dışındaki bakır yatakları, Koyu Hisar (Sivas) ile Maden köy (Siirt) dedir. Maden (Elezıg) deki bakır yatakları, çok eskiden buyana işletildiği için ekonomik değerini yitirmiş ve kapatılmıştır.
Türkiye’de çıkarılan bakır, iç tüketime yetmediğinden her yıl, bir miktar bakır ithal edilmektedir.


Krom:

Krom; sert, çok iyi cilalanabilen ve paslanmayan bir maden olduğu için, madeni eşya yapımında büyük önem taşır. Bu maden, çeliğin sertleştirilmesinde ve paslanmayı önlemek için çelik eşyaların kaplanmasında kullanılır.


Türkiye, 19. yüzyılın başlarına kadar dünya krom üretiminin yarısından çoğunu gerçekleştiriyordu. Fakat Rusya federasyonu, Güney Afrika Hindistan ve Küba'da yüksek nitelikli krom yataklarının bulunmasıyla Türkiye eski üstünlüğünü kaybetmiştir. Bununla birlikte yurdumuz, dünyanın sayılı krom üreticileri arasında yer almaya devam etmektedir.

Türkiye'de krom yatakları oldukça yaygın ve dağınıktır. Öyle ki yurdumuzda bilinen krom yataklarının sayısı 700'ü geçmektedir. Bu yatakların toplandığı ana yöreler şunlardır

• Guleman - Elazığ,


• Fethiye - Köyceğiz - Denizli,


• Bursa - Eskişehir,


• Kop Dağı (Doğu Karadeniz),


• İskender - İslahiye - Kahraman Maraş,


• Kayseri - Adana - İçel,

Ülkemizde, ferro - krom tesislerinin yetersizliği nedeniyle üretilen kromun önemli bir bölümü ham olarak ihraç edilmektedir. Kromun kullanım alanının yaygın oluşu nedeniyle Türkiye’de üretilen krom, dış piyasada her zaman alıcı bulmaktadır. Son yıllarda krom üretimi sürekli

artış göstermiştir.



***sit:

***sit, alüminyumun ham maddesidir. Çok hafif olduğu için uçak sanayide, otomobil, ev eşyası, elektrik malzemesi yapımında kullanılır. Başlıca ***sit yatakları; Seydişehir (Konya), Akseki (Antalya), İslahiye (Gaziantep) ve Milas'tadır. ***sit yatakları içinde en önemlisi Seydişehir'dekidir. Seydişehir alüminyum fabrikasının ihtiyacını karşılayan yataklar, Suğla gölünün batısındaki giden gelmez dağlarının eteklerindedir.

Alüminyumun elde edilmesi esnasında, çok yüksek miktarda elektrik enerjisi tüketilir. Bu nedenle elektrik enerjisinin ucuza mal edildiği (Su güçünden elektrik elde edilen) ülkelerde, alüminyum sanayi daha çok gelişmiştir. Seydişehir alüminyum fabrikasının elektrik gereksiniminin karşılamak amacı ile Oyma pınar Barajı ve Hidro elektrik Santrali yapılmıştır.


Bor Mineralleri:

Bor mineralleri, sanayide sayısız denecek kadar çok çeşitli işlerde kullanılmaktadır. Bor minerallerinden elde edilen boraks ve asit borik; özellikle nükleer alanda, jet ve roket yakıtı, sabun, deterjan, lehim, fotoğrafçılık, tekstil boyaları, cam elyafı ve kağıt sanayinde kullanılmaktadır. Bor mineralleri, dünyanın sayılı bir kaç ülkesinde bulunur. Bunlar içinde yedekleriyle en zengin ülke, Türkiye'dir. Ancak üretimin ve ihracatın sınırlı olması nedeniyle bu maden, yurt ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır.

Başlıca bor yatakları; Kütahya, Eskişehir ve Balıkesir'dedir. Bor minerallerini işletmek için Bandırma ve Kütahya Kırka'da tesisler kurulmuştur.


Kükürt:

Kükürt; kimya, lastik ve boya sanayinde, barut ve gübre yapımında, zirai mücadelede kullanılır. Kükürdün bağcılıkta önemli bir yeri vardır. Asmaların ve sebzelerin yapraklarında üreyen bakteriler, kükürtlü bileşiklerle yok edilir.


Türkiye’de önemli kükürt yatakları Keçi borlu (Isparta) dadır, Son yıllarda, ekonomik olmadığı için buradaki üretim durdurulmuştur.


Zımpara Taşı:

Zımpara taşı; hassa optik araçların merceklerinin parlatılmasında, zımpara kağıdı ve özel çimento yapımında kullanılır. Taşları ve madenleri cilalamak için de toz halindeki zımpara taşından yararlanılır. Ayrıca zımpara, bileği taşı olarak da kullanılır.

Başta Tire olmak üzere İzmir'in bir çok ilçesinde, Akça alan (Manisa) yöresinde, Söke, Karacasu (Aydın) Yatağan, Milas civarında ve Denizlinin Tavas ile Buldan ilçelerinde zımpara taşı yatakları vardır. Üretimin büyük bir bölümü ihraç edilmektedir.


Barit:

Baritin kullanım alanı oldukça geniştir. Boya, deri, kimya, şeker, cam, kauçuk sanayilerinde ve ilaç yapımında kullanılır. Petrol aramalarında da sondaj kuyularını ve duvarlarını sabitleştirmede çok işe yarar.


Türkiye, barit rezervlerinin zenginliği bakımından dünyada ilk sıralarda yer alır. Türkiye'deki üretimin büyük bir bölümü; Alanya, Gazipaşa (Antalya) ile Köprü başı - Dereli (Giresun) ve Beyşehir (Konya) yörelerindeki yataklardan sağlanmaktadır.




Tuz:
Tuz, günlük ihtiyaçların yanı sıra; dericilik, konservecilik, zeytincilik ile kimya ve tekstil sanayinde kullanılmaktadır. Kara yollarında kar ve buzla mücadelede de tuzdan yararlanılır.

Türkiye’nin tuz ihtiyacı; Denizlerden, göllerden, kaya ve kaynak tuzlarından karşılanmaktadır.


Son 15 yılda, göl tuzlarındaki tuz üretimi, hızla artarak 3 katına çıkmıştır. Şuanda ülkemizdeki tuz üretiminin yaklaşık üç de ikisi göl tuzlarından elde edilmektedir. Ülkemizdeki en büyük göl tuzları Tuz gölünde yer almaktadır. Bunun dışında Konya - Karapınar ve Kayseri'de de göl tuzları bulunmaktadır.


Ülkemizdeki deniz tuzlarının en önemlisi İzmir'deki cam altı tuzlasıdır. Türkiye'nin yıllık tuz üretiminin dörtte birinden fazlasını burası sağlamaktadır. Ayrıca; İstanbul (Tuzla) Edirne (Tekke göl) ve Adana (Akdeniz) tuzlarından da tuz elde edilmektedir.


Türkiye, kaya tuzu kaynakları bakımından çok zengindir. Kaya tuzu yataklarının başlıcaları; Çankırı, Kars, (Kağızman) Iğdır (Tuzluca) Nevşehir (Gül şehir ve tuz köy) Yozgat (Yerköy ve sekili) ve Erzurum (Oltu) illerindendir.


Yer altı sularının, tuz alanlarından geçerek kaynak şeklinde ortaya çıkmasıyla oluşan kaynak tuzları da tuz üretiminde önemli yer tutar. Türkiye'de 40 civarında kaynak tuzlasının tuz elde edilmektedir.


Diğer madenler:

Türkiye'de yukarıda açıklanan başlıca madenler dışında çok sayıda maden işletilmektedir. Manganez, antimon, civa, volfram, asbest, nikel, flüorit, fosfat, manyezit, kurşun ve çinko bunların başlıcalarıdır

Kurşun ve cinko: Genelde bakır yatakları ile birlikte bulunur. Başlıcaları: Ak dağ madeni (Yozgat), Cam ardı (Niğde), Koyulhisar (Sivas) Yenice (Çanakkale) ve köprübaşı (Trabzon)'ın dadır.


Antimon: Kurşunla karıştırılarak cephane ve batarya yapımında kullanılır. Yüksek verimli antimon yatakları: Niğde, Tokat ve Ödemiş'tedir.

Civa: Akışkan haldeki tek madendir. Eczacılıkta ve elektrik araçlarının

yapımında kullanılır. Türkiye’nin başlıca civa yatakları; İzmir, Konya, Uşak, Niğde ve Balıkesir yörelerindedir. Ekonomik olmadıkları için üretimleri durdurulmuştur.



Volfram: Kaliteli çelik ve yüksek sıcaklığa dayanıklı boya yapımında, elektrik ve elektronik sanayilerinde kullanılan çok önemli bir madendir. En önemli volfram (Tungsten) yatağı, Uludağ'dadır. Ekonomik değeri olmadığı için, son 10 yıldır üretim yapılmamaktadır.
Amyant: (asbest) lif halindedir. Tıpkı pamuk yada yün gibi eğrilerek iplik haline getirilebilir, kumaş biçiminde dokunabilir, dövülerek

keçeleştirilebilir. Asbest bezi; firen balatalarında, debriyaj kaplamalarında,

ateşe dayanıklı elbise ve iş eldivenleri ile sıcak malzeme taşıyan bantların yapımında kullanılır. Erzincan ve Hayat’ta zengin asbest yatakları vardır.


Gümüş: Kütahya'daki Gümüş köyde üretilmektedir. Keban ve

Gümüşhane'deki yataklar, çok eskiden buyana işletildiği için ekonomik değerini yitirmiş ve kapatılmıştır.



Nikel: Daha çok kaplamacılıkta (Nikelaj) kullanılan nikel cevherinin, en zengin yatakları Manisa'dadır.

Flüorit: Maden, cam, kimya, seramik ve optik sanayinde kullanılan flüorit; daha çok Karaman (Kırşehir) Şefaatli (Yozgat) Ovacık (Kütahya) ve Beyli kahırda (Eskişehir) bulunmaktadır.



Fosfat: Mardin, Adıyaman, Hatay, Bingöl, Bitlis yörelerinde bulunan fosfat; özellikle Suni gübre yapımında çok gerekli bir ham maddedir. Manyezit: Yatakları; Karaca ören (Kütahya) Mihallıçık (Eskişehir) Çayırbağ Yunak (Konya) ve çayırlı (Erzincan) da bulunmaktadır.


Metalik Olmayan Maden

Yurdumuzda ayrıca metalik olmayan maden yatakları da vardır. Bunların başlıcaları; mermer, kil, kaolin, kireç taşı, lüle taşı ve oltu taşıdır.


Mermer: Çoğunlukla yapı malzemesi olarak kullanılır. Afyon, Bursa, Marmara adası, Bandırma ve Gemlik, kaliteli mermer yataklarıyla ünlüdür. Bunlar dışında, yurdumuzun hemen her yerinde zengin mermer yatakları vardır.


Kaolin: Arı kil olan kaolin; çini, porselen ve seramik yapımında ve elektrik yalıtım malzemesi olarak kullanılır.

Kil: Kilden çömlek, tuğla vb. yapılır.

Lüle taşı: Süs eşyası, ağızlık, pipo vb. yapımında kullanılan lüle taşı, en çok Eskişehir'de çıkarılır ve işlenir.

Oltu taşı: Erzurum’un Oltu ilçesinde çıkarılan siyah renkli Oltu taşından, tespih başta olmak üzere, çeşitli takı ve süs eşyaları yapılır.


Madenler etkinlik
ETKİNLİK:1

Maden kaynakları bakımından zengin ülkeler, ekonomik kalkınma için büyük avantaja sahiptirler. Madenler ülkelerin hammadde ihtiyacını daha ucuz ve kolay karşılama yanında çok sayıda insana iş imkanı vermesi ile de büyük katkılar sağlar. Her yerdeki maden ekonomik olarak işletmeye açılamaz. Özellikle ulaşım kolaylığı ve büyük miktarda enerji yanında teknik imkanların da olması gerekir. Çıkarılan maddenler imalat sanayiinin gelişmesini sağlar. Böylece ülke okonomik olarak büyümeye başlar. İşletmeye açılan madenler büyük oranda göç alarak kısa zamanda büyüyerek büyük bir şehir halini alabilir. Batman bu durumun en güzel örneğidir.



ETKİNLİK:2

TÜRKİYE MADEN HARİTASININ DEĞERLENDİRİLMESİ

1-Türkiye’de madenlerin yoğunlaştığı yerler: Ege Bölgesi, Güney Marmara Bölümü, Yukarı Fırat Bölümü, Doğu Karadeniz Bölümü

2-Türkiye de en yaygın madenler: Manganez, Bakın, Linyit, Krom, Demirdir. Sebebi;Türkiye’nin Orojenik (Dağ Oluşumu) hareketleri sonucu başkalaşım ve volkanizma olaylarına yaygın olarak uğramasıdır.

3-Türkiye Maden haritası ile Fiziki harita karşılaştırıldığında; Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi, İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu madenleri daha kolay işletilebilir. Sebebi: yer şekillerinin engebesiz oluşu. Dağlık ve engebeli arazilerdeki madenlerin işletilmesi zordur. İşletme maliyeti çok yüksek olacağından ekonomik olmaz.

4-Pazara yakınlık ve Ulaşım: Sanayi merkezlerine yakınlık ve ulaşım kolaylığı madenlerin üretim maliyetini azaltacağı için; Marmara ve Ege bölgelerindeki madenler daha ekonomik olarak değerlendirilebilir.



ETKİNLİK:3




GRAFİK YORUMLANMASI

1- Grafikteki üç madeninde çıkarılma miktarları istikrarsızdır.

2- 1998 toplam çıkarımın en fazla olduğu yıldır.

3- 2002 toplam çıkarımın en az olduğu yıldır.

4- En çok çıkarılan maden Demirdir.

5- En az çıkarılan maden Kromdur.

6- Genel olarak üç madeninde üretimi gittikçe azalmaktadır.


ETKİNLİK:4

TÜRKİYE MADEN İHRACAT VE İTHALAT TABLOLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

1- Taş Kömürü İthalatı: Türkiye Taş Kömürü çıkarımının iç ihtiyacı karşılayamadığını gösterir

2- Bazı madenlerin ithal edilmemesinin sebebi: Kendi üretimimizin ihtiyacımızı karşılayabildiğini, ya da alınmayan madenin Türkiyede kullanım alanının olmadığını gösterir.

3- Linyitin az ihraç edilmesinin sebebi: Kalorisi düşük, kalitesiz olması.

4- Bakırın hem ihraç hem de ithal ürünü olması: ihracatta ham bakır ön planda, ithalatta bakırdan yapılan yarı işlenmiş ürünler yer almaktadır. Bu durum bakırın hem ihracat hem de ithalat ürünü yapmaktadır.

ENERJİ KAYNAKLARI

Yenilenemez Enerji KaynaklarıPetrol, kömür ve doğalgaz en temel enerji kaynaklarıdır. Bunlar, meydana gelişleri itibarıyla yenilenmeleri çok uzun bir süre aldığından, yenilenmeyen kaynaklar olarak da adlandırılırlar.



KÖMÜRLER

Yeraltı madenciliği veya açık işletme metotları kullanılarak çıkarılan fosil kaynaklı yakıttır. Genellikle hayvan fosillerinden oluşur. Kolayca yanabilen siyah veya kahverengimsi redüksiyonunda çok büyük önemi vardır. Birçok çeşidi vardır. Mesela taş kömürü, fabrikalarda kullanılır. Isı derecesi yüksektir. Antrasit, ısı değeri en yüksek olan kömürdür, ülkemizde az bulunur. Ayrıca ülkemizde en çok bulunan kömür linyittir.



TAŞKÖMÜRÜ

Birinci jeolojik zamanda oluşmuş organik tortul kayaçlardandır. Ülkemiz ise, genelde üçüncü zamanda karalaştığından dolayı, taşkömürü yatakları bakımından fazla zengin sayılmaz. Türkiye’de Zonguldak, Amasra, Ereğli arasındaki sahada çıkarılır.

Demir - çelik sanayinde enerji kaynağı olarak tüketildiğinden, Karabük ve Ereğli demir - çelik fabrikaları buraya kurulmuştur.

LİNYİT

Türkiye genelde üçüncü jeolojik devirde oluştuğundan linyit en zengin enerji kaynaklarımızdan biridir. Bütün bölgelerde linyit rezervi bulunmaktadır. Taşkömürüne göre kalorisi daha azdır. Ancak yaygın olduğundan enerji ihtiyacımızın en önemli kısmını karşılamaktadır.

Soma Linyit Foto Kaynak

Linyit yatakları Afşin, Elbistan (K. Maraş), Tavşanlı, Seyitömer (Kütahya), Soma (Manisa), Yatağan (Muğla), Saray (Tekirdağ), Aşkale (Erzurum), Aydın, Amasya ve Yozgat çevresinde bulunmaktadır.


Linyitten elektrik enerjisi elde eden termik santrallerimiz, Soma, Tunçbilek, Seyitömer, Afşin - Elbistan, Yatağan ve Orhaneli termik santralleridir.

PETROL

Yüz milyonlarca yıldan bu yana denizlerde yaşayan ya da suların denizlere sürüklediği bitki kalıntılarının anaeorabik bir ortamda, uygun şartlar altında (sıcaklık, basınç ve mikroorganizmaların etkisiyle), toprağın üstünde başkalaşmasıyla oluşur. Değeri çok yüksektir, çünkü oldukça az bulunan bir yakıttır.

Günümüzün en önemli enerji kaynaklarından biri petroldür. Petrol ulaşım araçlarında yakıt olarak ve plastik, gübre, boya gibi çok değişik sanayilerde kullanılır. Türkiye’deki petrol yatakları fazla zengin sayılmaz. İhtiyacımızın % 90'nına yakınını ithal etmekteyiz.

Petrol kuyusu foto kaynak

Petrol yataklarımızın % 98'i G. Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunur. Petrol, Raman, Garzan, Kurtalan, Adıyaman ve Mardin çevresinde çıkarılmaktadır.

Ülkemizde çıkarılan ve ithal edilen petrol, Orta Anadolu (Kırıkkale), Aliağa (İzmir), Ataş (Mersin), İpraş (İzmit) ve Batman rafinerilerinde işlenmektedir.




DOĞALGAZ

Petrol gibi doğalgaz da çok eski tarihlerden beri bilinmekle ve kullanılmakla beraber; bugünkü konumuna gelişi, 1816 yılında ABD’nin Baltimore kentinin sokak lambalarının doğalgaz aracılığıyla aydınlatılmasıyla başlar.

Dünya enerji tüketiminin %22’ si doğalgaza dayanmaktadır. İşyerleri ve evler ısınma amacıyla çok yoğun miktarda doğalgaz kullanırlar. Isınma, toplam doğalgaz kullanımında %75 gibi bir orana sahiptir. Bunun yanı sıra elektrik üretiminde de doğalgaz kullanılmaktadır. Fakat %10–15 gibi düşük oranlarda kalmaktadır

Ülkemiz, doğal gaz yatakları bakımından zengin değildir. Şu anda sadece Trakya’da Hamitabat ve Güneydoğu Anadolu’da Mardin - Çamurlu sahasında üretim yapılmaktadır. Hamitabat’tan çıkarılan doğal gazdan aynı yerde elektrik enerjisi üretilir. Doğalgaz ihtiyacımızın önemli bir kısmı, Rusya Federasyonu ve Cezayir’den ithal edilmektedir.


http://www.etutodasi.biz/images/statusicon/wol_error.gif

Bu resim ayarlı boyutlarda oluşturuldu. Orjinal Görüntü İçin Tıklayın. Orjinal Resim Boyutu 896x690.

http://www.isiteksolar.com/images/isiharitasi.jpg

Güneşten gelen ve dünya atmosferi dışında şiddeti sabit ve 1370 W/m2 olan ve yer yüzeyinde 0-1100 W/m2 değerleri arasında değişen yenilenebilir bir enerji kaynağıdır. Isıtmadan soğutmaya ve elektrik üretiminde kontrollü olarak kullanılabilmektedir. Ülkemizin yıllık güneşlenme süresi ortalama olarak 2640 saattir. Maksimum güneşlenme 362 saat ile temmuz ayında, minimum güneşlenme süresi ise aralık 98 saat ile ayında görülmüştür.

Güneşlenme süresi yönünden en zengin bölge Güneydoğu Anadolu bölgesi olup bunu sırası ile Akdeniz, Ege , İç Anadolu, Doğu Anadolu, Marmara ve Karadeniz bölgesi izlemektedir.

Güneş enerjisi günümüzde: konutlarda ve iş yerlerinde,tarımsal teknolojide, sanayide,ulaşım araçlarında,iletişim araçlarında,sinyalizasyon ve otomasyonda, elektrik enerjisi üretiminde kullanılmaktadır.



Yüklə 492,31 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin