Evl‹YÂ Çeleb‹ seyahatnâmes‹



Yüklə 7,57 Mb.
səhifə43/74
tarix14.02.2018
ölçüsü7,57 Mb.
#42780
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   74

Hâss ı ümerâları beyân eder: Evvelâ hâss ı mîr i livâ-i Zeng-âbâd 270.000 ammâ Hille san­cağı hâlâ eyâlet olmuşdur. Hâss ı hümâyûnu 951.000 ve livâ-i Cevâzîr 220.000 ve livâ-i Rûm Nâhiye 445.000 ve livâ-i Cengûle 200.000 ve livâ-i Kara­dağ hâlâ hükûmetdir, hâssı 804.287 ve livâ-i Derteng 520.000 ve livâ-i Semâvât 255.000 ve livâ-i Derne 406.931 livâ-i Debâlâ 426.000 ve livâ-i Karahân 200.000 livâ-i Gîlân 200.000 ve livâ-i Âl i Sâh 200.000 ve ze‘âmet i kethudâ-yı defter i Bağdâd 100.000 ve ze‘âmet i defterdâr ı timâr ı Bağdâd 80.000 ve livâ-i Vâsıt 230.000 ve hâss ı livâ-i Gezend 239.360 ve hâss ı livâ-i Napur 200.000.

Bu mahalde cümle ümerâların hâss ı hümâyûn­ları tamâm oldu.

Sitâyiş i zemîn i eşkâl i cirm i kal‘a i Bağdâd ı ferah-âbâd ı behişt-âbâd

Evvelâ kal‘a i Bağdâd ı İremezât ı hâk i Irâk'ın çöl [ü] çölistân berr [ü] beyâbânı içre Kamerü'l-Kum çölü gibi ve Deşt i Kıpçak hâmûnu gibi bir vâdî i tepe içre vâki‘ olmuş Şattu'l-Arab'ın cânib i şarkîsinde sâhil i Şatt'da [340a] şekl i murab­ba‘dan tûlânîce vâki‘ seng i beyâz ve tula i feyyâz ve kireç ve cibir ve kec ve cıbıs ve Horasânî ile mebnî bir kal‘a i hısn ı hasîn ve sedd i metîn bir sûr ı üstüvârdır kim bu kevn i kec-rev i gerdûn ı devvâr ı kec-reftârda eyle bir sedd i İskender-vâr ve bir rabât ı mu‘azzam hisâr ı üstüvâr bu felek i rûy ı zemînde deyyâr görülmemişdir. Niçe yüz sa‘b püşteler üzre evc i semâya müntehî kal‘a i serâ­medler vardır. Ammâ bu bir pest sahrâda bî-havâle olup cümle kârı benî Âdem destiyle inşâ ol­unduğu cihetden pest zemînde böyle bir kirmân ve bunun gibi bir pürgaz ı sedd i îmân {kal‘a} görülmemişdir kim sedd i Irâk ı Dâdyân'dır ve cânib i erba‘asında birer merhale yer mesâfe i ba‘îdeden bu kal‘a i Bağdâd'a nazar olunsa bi-emrillahi Ta‘âlâ bir mehâbet ü salâbet üzre nümây­işli bir kirmen i kirmândır kim bi'l-mehâbe gören düşmanların zehresi çâk olur ve harâb etmeğe sa‘y edenlerin vücûdu hâk olur. Zîrâ bizzât Hazret i Risâlet-penâh'ın nazargâh ı bâtınîsidir kim hayr du‘âları berekâtıyla {Bağdâd} imâr olmuşdur.



Sebeb i imâristân ı Bağdâd: Evvelâ bâlâda zikri sebkat eden Eski Bağdâd'ı Buhtunnasr harâb etdikden sonra altı yüz sene harâb yatup ba‘dehû Hazret i Risâlet-penâh yigirmisine bâliğ iken Enûşirvân ı âdil Eski Bağdâd'ı yigirmi senede imâr etdikde bir zelzele i azîm olup Eski Bağdâd harâb oldu ve Enûşirvân sâhil i diyârda sayd [u] şikârda bulunup halâs oldu. Hemân ol ân âdil Enûşirvân Hazret i Risâletden mübârek ağzı yarın taleb edüp Hazret'in ağzı yârıyla Tâk i Kisrâ'yı binâ etdi. Hâlâ eser i binâsı mu‘cize i Resûl olmağile sâbite bir binâ-yı âliyedir.

Ba‘dehû Eski Bağdâd zelzeleden harâb kalup Hazret i Risâlet'e kırk yaşında nübüvvet geldikde ahâlî i Irâk'dan ve evlâd ı Amâlık'dan Bâğ ve pederi Dâd {nâm kimesneler} Hazret'e varup îmân getirüp Bâğ ve pederi Dâd bir kal‘a binâ etmeğe Hazret'den me’zûn olduklarında Hazret buyurdular kim "Ey Bâğ ve Dâd, {binânız} dâr ı Nu‘mân ı na‘îmân ı dârü'l-hilâfe i Bağ-Dâd ola" deyü buyurdular.

Andan Bâğ ve Dâd kat‘ ı menâzil ederek hâk i Irâk'a gelüp Bâğ ve Dâd kal‘a bünyâd etdiklerinden anınçün vech i tesmiyyesi Bağdâd'dır ve Hazret'in nutk ı dürer-bârlarıyla binâ olunduğundan inşâal­lâhu Ta‘âlâ inkırâzu'd-deverân ma‘mûr u âbâdân durur.

Ve Hazret i Risâlet buyurdukları üzre "Dâr ı Nu‘mân ola!" dedikleriyçün Hazret i Nu‘mân ibn Sâbit kim Hazret i İmâm ı A‘zam'dır, bu şehr i Bağdâd'ın {Kûfe şehrinde} vücûda gelüp dîn i Mu­ham­medî'yi âşikâre etmişdir. Ve Hazret'in "Dâr ı nu‘mân ı dârü'l-hilâfe ola!" buyurduklarından şehr i na‘îm ve ma‘mûr u müzeyyen ve ganîmet şehr i dârü'l-hilâfe olmuşdur. Ve Hazret'in nutk ı dürer-bârlarıyla binâ olunduğiyçün hâlâ eyle me­hâ­bet ü salâbet ve mesâfe i ba‘îdeden nümâyişli ben­der i şehr i mu‘azzam bu edîm i arzda inşâ olun­ma­mışdır.

Ve kal‘a dîvârı üzre âheste âheste yürümek ile kal‘a i Bağdâd'ın çâr kûşesi dâ’iren-mâdâr, Bağ­dâd ı üstüvâr yigirmi sekiz bin sekiz yüz adımdır kim iki buçuk fersahdan iki yüz adım eksik kal‘a­dır. Zîrâ her fersah on iki bin adımdır. Bu hisâb üzre sûr ı Bağdâd iki fersah ve dörd bin sekiz yüz adım ihâta eder kal‘a i kebîrdir. Mîl hisâbı üzre kal‘a i Bağdâd yedi mîl sekiz yüz adım ziyâdedir ve her mîl dörder bin adımdır. Eğer mîl hisâbı ve eğer Ekrâd melmak hisâbı üzre kal‘a i Bağdâd (   ) sâ‘atde devr olunur. Ammâ Şattu'l-Arab'ın cenûb tarafı kûşesinden Akkapu cânibinden tâ İmâm ı A‘zam tarafındaki kal‘a i Bağdâd kûşesine gelince kal‘a i Bağdâd'ın handakı hârici kenârıyla hisâr ı Bağdâd'ın dâ’iren-mâdâr cirmi kâmil otuz bin hatve i levendânedir. Ammâ handakı ol kadar amîk değildir, ammâ altmış zirâ‘ enlidir. Şattu'l-Arab tuğyân ile cereyân itse handak Şattu'l-Arab ile leb-ber-leb olur. Ve Akkapu tarafı handakı gâyet vâsi‘ ve arîz ve amîkdir. (   ) kat kal‘a dîvârıdır.

Cümle rıhtım ı binâ-yı Şeddâdî'dir kim bu kal‘a dîvârının iç yüzü cümle dâ’iren-mâdâr kemer ke­mer binâ olunmuş sûr ı pür-tâklardır. Hatta Murâd Hân ı Râbi‘ kal‘a-kûp top güllelerin âdem kellesi kadar urdukda mezkûr kemerlerin mâbeynlerine gülleler isâbet edüp tula binâdan gülle cirmi kadar yerden güzer edüp gayrı dîvâra zarar etmezmiş, ammâ cümle seng kayalar [340b] olsa darabât ı topdan kal‘a münhedim olurdu ammâ Horasânî ile tula binâ olmağın hâlâ niçe bin âdem kellesi kadar top güllesi sîne i pûr-kîne Bağdâd'a dâğ ı derûn olup durur. Ve bu kal‘a dîvârının handakından tâ dendân ı bedenlere varınca kaddi altmış arşın bâlâdır ve bedenler üzre dîvârının enniliği ba‘zı yeri on zirâ‘ ba‘zı mahallinin on beş zirâ‘, arîzdir. Ve handakından iç yüzü kenârıyla hisâr ı piçe dîvârı gâyet metîn ve müstahkem olduğundan mâ‘adâ tüfeng-endâz mazgal delikleriyle ârâste ve niçe bin dirsek­ler ile pîrâste olmuş hisâriçe bir hâşit bir kat dahi sûrdur. Ammâ bu kal‘a i Bağdâd'ın cânib i kıblesinde Şattu'l-Arab kenârında olan dîvârı önünde aslâ ve kat‘â handakı yokdur. Cümle der i dîvârların nehr i Şattu'l-Arab döğüp ba‘zı zamân Şatt tuğyân etdikde kal‘a dîvârlarına rahne verüp yine ta‘mîr ü termîm ederler. Hatta Paşa sarâyının niçe kasırlarının pây ı kârgîrleri nehr i Şatt içre binâ olunmuşdur.

Ve bu mahalde derûn ı Bağdâd'da şiddet i hâr­dan emân bulmak içün sarâylar vardır. Ba‘zı zamân Şatt, Bağdâd içre girüp bu serdâbları mâl-â-mâl olur. Zîrâ Bağdâd'ın cümle imâreti Şat kenârı sem­tine vâki‘ olmuşdur kim cemî‘i burc [u] bârûlar üzre Şatt'a nâzır hânedânlardır. Ve bu tarafda kal‘a i Bağdâd'ın aslâ havfi yokdur. Zîrâ nehr i Şatt'a karşu kıble tarafı ka‘be hâki Kuşlar kal‘ası cânib bir kurşum menzili mesâfe i ba‘îdede nehr i azîm olmağile bu tarafdan Bağdâd'ın bâk u pervâsı yokdur ve bu tarafda imâreti çokdur. (   ) (   ) (   )

Kat-ender-kat dîvârdır kim kaddi elli zirâ‘ ı melikî âlîdir. Ve Şatt kenârında (   ) kullesi köşe­sin­den tâ cânib i şimâle İmâm kûşesinden burca varınca kal‘a dîvârı (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) Ve,

Bağdâd kal‘asının cemî‘i kulle vü tabya ve dirsek ü ebrâcları ve dendân ı bedenlerin ayân u beyân eder

Evvelâ kal‘a i Bağdâd'ın dâ’iren-mâdârında cümle (   ) (   ) aded kulle i derbend i meşâlardır kim her biri gûyâ birer Kahkahâ kal‘asıdır. Bu diyârda kullelere burc derler. Evvelâ cümle ebrâc­lardan metîn u muhkem kal‘anın Akkapu semtinde ve Cenâb cânibinde burc ı azîm gâyet metîn kulle i azîmdir ve İmâm ı A‘zam kapusu kurbünde Hasan Paşa kullesi ve Yassı kulle ve Muzlim Kapu kullesi ve Şehâbeddîn kurbünde Küçük Hasan Paşa tabyası ve Melek Ahmed Paşa tabyası ve Zülfikâr depesi üzre tabya i Azîm.

Bu kulleler cümle şehrin içindeki sahrâlarda kırk ellişer aded balyemez toplu kullelerdir kim her birinde yigirmi âdem sığar kullelerdir. Ve cümle (   ) mazgal delikli dirseklerdir kim her biri birin korudurlar ve sûr ı Bağdâd'ın etrâfında cümle yi­girmi dörd bin bedendir kim kerrât ile hisâb olun­muşdur. Hîn i muhâsarada her bedende ikişer tüfeng-endâz lâzımdır. Tâ bu mertebe bârû-yı azîm­dir ve her gice bu bedenler üzre sekiz bin âdem tâ vakt i sabâha dek "Allah yekdir yek!" deyüp nevbet beklerler. Ve her şeb i yeldâda kırk ağa pür-silâh kol dolaşup hâb ı gafletde yatan pâs­bânlara yüzer aded deste çub urup ta‘zîr eder, pür-silâh âmâde bulunan nigehbânlara ihsân edüp her şeb şehrin cemî‘i zurefâları çeng ü çigane ve sâz u söz ve mutrıbânlarıyla kal‘a bedenleri üzre varup sabâha dek bir hay-huy fasıl ve helvâ sohbetleri olup Hüseyn-i Baykara fasılları etmeğe ruhsat veril­miş­dir, ammâ şarâb işreti memnû‘dur.

Der-beyân ı mehterhâne i Âl i Osmânve kös i hâkânî

Evvelâ ba‘de'l-ışâ ve vakt i Şâfi‘îde sekizer kat mehterhâne i Âl i Osmânî faslı olur kim Mısır mehterleri faslından mükemmel fasıl ederler ve bir serhadde böyle mükellef mehterhâne yokdur. Cümle kırk neferdir. Kaçan kim İçkal‘ada fasıl et­diklerinde Şatt aşrı Kuşlar kal‘asında ve İmâm ı A‘zam kal‘asında râygân istimâ‘ olunur. Ammâ bir mefret kös i hâkânî vardır. Kaçan üstâd ı kös-zen köse velvele ve debdebe etdikce bir mesâfe i çölis­tân ı Bağdâd'dan istimâ‘ [341a] olunur. Zîrâ üç ayak nerdübân ile çıkılır bir bakırdan işlenilmiş kös i azîmdir kim Bağdâd kösü Rûm u Arab u Acem'de meşhûr[dur].

Sûr ı Bağdâd'ın cemî‘i kapuların beyân [eder]

Evvelâ cânib i şimâle İmâm ı A‘zam kapusu (   ) kat sa‘b u metîn demir kapulardır ve handakı üzre cisri dahi kavîdir ve handaka nâzır mefred bal­yemez topları vardır. Her biri ejder i heft-ser gibi âteş-feşân toplardır.

Ve dahi cânib i garba nâzır Karanlık kapu (   ) kat demir bâb kapulardır kim her biri derveze i İskender'dir. Handakı ve cisri dahi metîndir ve mehîb balyemez topları vardır. Bağdâd'ın bir kulle i metîni bu mahaldir kim Acem bu mahalde kapanup ceng i azîm olmuşdur. Ve bir muzlim yerde vâki‘ olmağile Karanlık kapu derler.

Ve dahi Ak kapu, cânib i şarkda berr i Acem'de nehr i Diyâle cânibine meftûh (   ) kat demir kapular ve cümle bâblardan handakı ve cisri kavîdir.

Ve dahi Cisir kapusu, cânib i kıbleye mekşûf (   ) kat kapudur, handakı yokdur, Şat kenârıdır.

VeTılsım kapusu, Karanlık kapusu ile Ak Kapu mâbeyninde bir küçük kapudur ammâ dâ’imâ ka­palıdır, ammâ mezkûr dörd aded kapular meftûh­dur.

Kal‘a i Irâk'ın İçkal‘ası eşkâlin beyân eder

Evvelâ bu İçkal‘a taşra sûr ı kebîrin cânib i şarkîsinde bir düz yerde şekl i murabba‘ bir seng ve tula binâ bir kal‘a i ra‘nâdır. Etrâfında handakı (   ) ve dâ’iren-mâdâr cirmi (   ) (   ) adımdır. Ve cânib i kıbleye ve şehr içine mekşûf bir kapusu var ve bir uğrun kapusu var dâ’imâ mesdûd durur. {Sene (   ) târîhinde Bekir Subaşı Celâlî olup Bağdâd'a kapanup Acem şâhına haber gönderdi kim "Şâhım, Bağdâd senin, sarâyına gelesin!" deyü haber gönderüp şâh geldikde Celâlî Bekir kal‘ayı şâha vermeyüp cenge âheng ederken Celâlî Bekir oğlu Dervîş Muhammed bu iç kal‘anın mezkûr handak kapusun açup şâh askerin Bağdâd'a koyup Acem istîlâ etdüği menhûs Uğrunkapusu'dur kim hâlâ mesdûddur}. Ammâ büyük kapusunun dâhilinde şeb [u] rûz cümle dîdebânlar pür-silâh âmâdedirler. Bilmedikleri âdemi kal‘aya komak ih­timâlleri yokdur. Zîrâ cümle cebehâne ve hazîne ve barûd ı siyâh ve cümle erzâk ı sipâh bu İçkal‘a'da mahfûzdur. Bu kal‘ada başka dizdâr ve cümle (   ) aded neferât ı kerrâr vardır. Ve derûn ı hisârda cümle (   ) hâk i amber-pâk ile mestûr bâğsız ve bâğçesiz hâne i ma‘mûrlardır.

Ve bir Murâd Hân câmi‘i var ammâ bânî i evveli Süleymân Hân'dır. Âb ı hayât kuyuları ve ce­behâne mahzenleri ve gılâl anbârları ve Şâtır Hüseyin Paşa hammâmı vardır, ammâ hân ve çârsû-yı bâzârı yokdur.

....................(3 satır boş)....................

Kal‘a i Bağdâd'ın cemî‘i câmi‘lerin beyân eder

Evvelâ şehr i Bağdâd cümle altı yüz altmış aded mihrâbdır.

Cümleden selâtîn i selef câmi‘i Cürce başında Hulefâ câmi‘i, kubbeli ve minâreli ma‘bedgâh ı kadîmdir.

Ve Cisir kapusunun iç yüzünde Hasan Paşa câmi‘i, kubbeli ve iki minârelidir.

Ve Paşa Sarâyı kapusu önünde Süleymâniyye câmi‘i, kubbeli ve minârelidir.

Ve İmâm ı A‘zam kapusunun iç yüzünde Murâd Paşa câmi‘i, ve ta‘mîr ü termîm i Murâd Ağa, kubbeli ve iki minârelidir.

Ve Penc i Alî yolunda Hâtûniyye câmi‘i, kubbeli ve minâreli câmi‘dir.

Ve yine Penc i Alî kurbünde Cisr i Hâniyye câmi‘i, minâreli câmi‘dir.

Ve Kamber i Alî câmi‘i, bir minârelidir.

Ve Şeyh Şehâbeddîn Sühreverdî câmi‘i, bir minârelidir.

Ve Sarrâchâne câmi‘i, cemâ‘at i kesîreye mâ­likdir.

Ve Kessâr kahvesinde Sebîl-hâne câmi‘i.

Ve Kurna başında Haseki Mehmmed Paşa câmi‘i, yeni câmi‘dir ve bir minârelidir ammâ gâyet müferrah câmi‘ i latîfdir.

Ve Şeyh Abdülkâdir i Cîlânî câmi‘i, Sultân Süleymân'ındır, kubbe ve minâreli ve cemâ‘at i kesîreli câmi‘ i pür-envârdır.

....................(6.5 satır boş).................... [341b]



Der-beyân ı mesâcid i muvahhidân ı Bağdâd: Cümle (   ) aded zâviye i müselmândır.

....................(1.5 satır boş)....................



Sitâyiş i dârü't-tedrîs i âlimân: Cümle (   ) aded medrese i tahsîl i ulûmdur. Cümleden mükel­lef medrese i Mercâniyye'dir. Ve Sarrâc­hâne'de medrese i Hulefâ, hâlâ yeniçerilere et ta‘yîn verilir. (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Evsâf ı dârü'l-kurrâ i Hazret i Kur'ân: Cümle altı aded dârü'l-kurrâ kalmışdır. Niçe kerre dest i Acem'e girmek ile niçesi harâb olmuşdur, ammâ Cığalzâde kurrâsı ve İmâm ı A‘zam kurrâsı ve (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Makâm ı dârü'l-hadîs i peygamberân: Ka­dîm i evvelde yetmiş aded dârü'l-hadîs i Nebevî var imiş. Hâlâ altı yerde dârü'l-hadîs kalmışdır.

....................(1 satır boş)....................



Der-ayân ı mekteb i dârü't-ta‘lîm i püserân: Cümle altı yüz mekteb i sıbyân imiş. Hâlâ kırk adedi âbâdândır. Evvelâ

....................(1 satır boş)....................



Der-medh i tekye i dervîşân: Cümle yedi yüz aded tekye add olunur. Zîrâ her ziyâretgâhda bir tekye i ârâmgâh mukarrerdir. Ammâ cümleden İmâm ı A‘zam ve İmâm ı Mûsâ Kâzım ve Şehâbed­dîn Sühreverdî ve Abdülkâdir i Cîlânî ve Mev­le­vî­hâne tekyeleri {meşhûrdur}.

Der-vasf ı çeşme-sâr ı âb ı hayvân: Cümle iki yüz aded çeşme i cân-perverdir ammâ sakkalarla suları Şatt'dan gelir. Evvelâ cümleden mükellef Atmeydânı'nda Murâd Ağa çeşmesi ve câmi‘i kur­bünde yine Murâd Ağa çeşmesi (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Ta‘rîf i selsebîl i Kerbelâ-yı şehîdân: Cümle yüz aded sebîl i atşândır ammâ yine cümle suları sakkalarla Şatt'dan getirirler. Evvelâ Haydar Çelebi sebîli ve Hüseyin Paşa (Ba€dâd) ve Hasan Paşa ve Mûsâ Paşa sebîli ve Ebû Şükür Hoca ve Hasbullah Çelebi se­bîlleri meşhûrdur.

Der-fasl ı esmâ i mahallât ı büldân: Cümle 23 aded mahalle i müslimîn ve gayrı mahallâtlardır. Evvelâ Meydân mahallesi ve Haydarhâne mahallesi ve Kamber i Alî ve Kadıyü'l-hâcât ve mahalle i Deştî ve Debbâğlar ve Karanlık Kapu ve Cisir başı ve Hurce ve Penc i Alî ve Ekmekçiler ve Kurnabaşı ve Balıkçılar ve Cömerd Kassâb Yahûdîler mahallesi.

Der-zikr i sarây ı eşrâf [u] a‘yân: Cümle yüz elli aded hânedânlardır. Evvelâ Paşa sarâyı medih­den hâric ü tavsîfden âric hammâmlı ve bâğçesinde sanavber dırahtlı ve iki yüz hücreli sarâydır. Ve yeniçeri ağası sarâyı ve sarây ı Hasbullah ve sarây ı Haydar Çelebi {ve sarây ı Ebu'ş-şükür ve sarây ı Mahmûd Hadîdoğlu.}

Der-âbâdân ı hân ı hâcegiyân: Cümle (   ) aded vekâle i tüccârân ı berr [ü] bihârdır. Evvelâ Cığaloğlu hânı Sarrâchâne başındadır ve Murâd Paşa hânı ve Bekir Paşa hânı ve İbrişim hânı, sipâh bâzârı başındadır ve Kadı mahkemesi kurbünde Hurma hânı ve Mahkeme mukâbelesinde Basralı hânı.

Temdîh i vekâle i gurebâ-yı mücerredân: Cümle (   ) aded garîbü'd-diyâr odalarıdır. Evvelâ bir kârgîr binâ Hurmalı vekâle ve Kurnabaşı'nda Kerâste hânı ve Hulefâ Câmi‘i hânı. (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ).

Der-ayân ı esvâk ı sultân: Cümle 2.000 aded çârsû-yı bâzâr ı pâdişâhîdir. Evvelâ bir kârgîr binâ bezzâzistânı vardır. Ve Uzun Çârsû ve Hurce çârsû ve Murâd Paşa ve Sarrâchâne ve Haffâflar ve Ku­yum­cular ve Gazzâzlar ve Kavukçular ve Kazancılar ve Karanlık Kapu çârsû ve Cisir kapusu çârsû.

Şehrengîz i reng i rûy ı cüvânân: Cümle ahâlî i Bağdâd'ın nümâyiş i beşereleri gendüm-gû­dur. Ammâ gâyetü'l-gâye hüsn i sûrete mâlik vecî­hü'l-manzar ve kesîrü'l-lıhye halkı vardır. Ve cü­vân­ları cümle perî-peyker ve melek-manzar cüvân­lardır.

Der-medh i mahbûb [u] mahbûbân: Cümle mahbûbları sâhib i cemâl ve latîfü'l-i‘tidâl kaşları yay ve kirpikleri ok, gamzesi Tatar ve merâlî vü gazâlî gözlü ve münevver yüzlü ve şîrîn sözlü pençe i âfitâb mahbûb ı merğûbları vardır.

Der-beyân ı esmâ i kibâr [u] a‘yân: Evvelâ Ebû Şükür Hoca Alî ve Hasbullah Çelebi ve Mah­mûd Hadîdzâde ve Haydar Çelebi ve Rûznâmeci (   ) Efendi ve Şâhbender.

....................(1 satır boş)....................



Der-ayân ı tabîbân ı hâzıkân: Bu şehir kâr ı hukemâ-yı kudemâ olduğundan hukemâ-yı hâzıkı ve nebbâzân ı sâdıkı gâyet çokdur. Evvelâ Hekîmzâde Hamza Çelebi ve Kehhâloğlu Rızâ Çelebi ve Hasan Yâr Çelebi (   ) (   ) (   ) (   ).

Der-vasf ı üstâd ı cerrâhân: Evvelâ cümleden üstâd ı kâmil Muhammed Çelebi'dir kim mûmyâ-yı kânî vermeden bir mecrûhu üç günde ten-dürüst eder bir merhem i Süleymân'a mâlikdir kim hakkâ merhem i cândır. Ve meydânda Cerrâh Usta Alî, ilm i cerâhatde Filikos ı Sânî'dir. [342a]

Der-zikr i müstecâbü'd-da‘ve i meşâyihân ı Bağdâd: Evvelâ Şeyhülislâm Kürd Mustafâ Efendi ve Müftî i enâm Zeynelâbidîn Efendi ve Gurâb Efendi ve zâdesi Mahmûd Efendi ve (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Der-na‘t ı mü’ellif ü musannif i şâ‘irân: Evvelâ kırk aded dîvân sâhibi fasîh ü belîğ şu‘arâları vardır. Cümleden pâk-zebân Şeyhzâde tahallus eder (   ) (   ) Çelebi ve Balı Dayı Çelebi ve Monlâzâde ve Gurâbî Mahmûd Efendi ve (   ) (   ) (   ) (   )

Der-şi‘r i hoş-sohbet i yârân ı ihvân:

....................(1.5 satır boş)....................



Der-fasl ı büdelâ-yı âşık ı mecâzibân:

....................(1.5 satır boş)....................



Der-beyân ı kaba-yı râcilân: Ekseriyyâ cüm­leden a‘yân u kibârı şiddet i şitâda semmûr ve nâfe ve zincab kürk ve atlas ve gâyet merre bâğdâd giy­erler ve şiddet i hârda elvân sof ve beyâz bediyye kereke giyerler ve gayrı halkı çukadan kereke giyer­ler.

Der-ayân ı hil‘at i nisvân: Cümle zenâneleri altun ve gümüş ve dibâ arakıyye giyüp yüzlerine burka‘ ve nikâb koyup beyâz lekfûrî boğası ızâr bürünüp ayaklarına katîfe çakşır ve sarı çizme giyer­ler.

Ve esmâ i elkâb ı âdemiyân: Ekseriyyâ halkı­nın ismi,

....................(1.5 satır boş)....................



Temdîh i esmâ i zenâne i sâhib ısyân: Havâ­tîn­lerinin ekserî isimleri Âsiye.

....................(1.5 satır boş)....................



Sitâyiş i nâmhâ-yı memlûkân: Ekseriyyâ kölelerinin isimleri Handân, Ken‘ân.

....................(1.5 satır boş)....................



Der-kavl i esmâ i cevâriyân: Ekseriyyâ cevârîlerinin isimleri Şebtîz, Şebbûy.

....................(1.5 satır boş)....................



Der-medh i hevâ-yı nesîm i câvidân:

....................(1.5 satır boş)....................



Ta‘rîf i çâh ı mâ i hânedân: Derûn ı şehirde cümle altı bin aded su kuyuları vardır kim âb ı hayâtdan nişân verir. Gerçi bu şehir Şat sâhilindedir ammâ suları Şatt'dan sakkâlar ile gelmek usret olduğundan lezîz kuyuları vardır.

Der-vasf ı ıklîm i büldân: Evvelâ eyâlet i Bağdâd yetmiş beş nâhiyedir. Taht ı arzı elli küre ve fevka'l-arzı kırk kürede bulunmuşdur ve iklîm i (   ) bulunup tûl ı nehârı (   ) sâ‘at ve (   ) dere­cedir. Ve şeb i yeldâsı dahi ılıca vâki‘dir. {Nazar ci­hetinde ahsen i iklîmdir. Hayr yüzünden evsa‘î ve kara cihetinden ekserdir}.

Der-baht ı tâli‘ i imâristân: Bu şehr i Bağdâd burc ı cedîde esâsı vaz‘ olunmuşdur. Ve beyt i Zühal'i türâbîde bulunmuşdur. Anınçün hâk i Bağdâd'da fitne vü fesâd eksik olmayup türâbı kan ile mülemma‘ olmuş bir deşt i Kerbelâ'da vâki‘ ol­muş kal‘adır.

Manzara i hammâm ı mahsûs ı a‘yân: Bu şehr içre cümle beş yüz aded sarây ı kibâr ham­mâmları vardır.

....................(1.5 satır boş)....................



Der-alâmet i hammâm ı gâsilân: Cümle (   ) aded hammâm ı rûşenâlardır. Evvelâ Cığalzâde Hânı kurbünde Bektaş Hân hammâmı bî-bedeldir ve Haffâflar hammâmı ve mahkeme kurbünde Kadı hammâmı ve Karanlık Kapu kurbünde Debbâğlar hammâmı ve Abdülkâdir i Cîlânî hammâmı ve Penc i Alî hammâmı ve Hasbullah hammâmı ve Haydar {Çelebi hammâmı ve Atmeydânı'nda Şa‘bân Efendi hammâmı}.

Der-zikr i dârü'l-ıt‘âm ı garîbân: Cümle (   ) yerde imâret i dârü'z-ziyâfedir. Evvelâ Abdülkâdir i Cîlânî ve Şehâbeddîn i Sühreverdî ve İmâm ı A‘zam imâreti ve İmâm Mûsâ imâreti ve (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Bî-medh i kenîse i râhibân: Cümle sekiz aded deyr i Ermenî vardır. Fireng ve Urûm ve Kıbtî yok­dur, ammâ Yahûdîsi çokdur. Ve üç sinağosu ve ha­hamları vardır. Ammâ Yarmenî kenîsesi Meydân kurbünde ve Curce'deki gâyet ma‘mûrdur. [342b]

Der-beyân ı ahâlî i lisân ı ıstılâhât: Bu kavm i Bağdâd'ın tekellümleri ekseriyyâ Fârisî ve Arabî ve Kürdî ve Türkmanî lehcesi üzre fesâhat u belâğat ile mülemma‘ bir hoş kelimâtları vardır. Kavm i avânı lisân-ı Ermenî ve Hindce dahi bilirler.

Ve memdûhât ı sanâyi‘ât: Her kârları memdûhdur ammâ kâr sâhibi meşhûrdur. Hatta bir gûne üzengi derler ceyran derisinden örerler kim sihr-âsârdır. Ve zergerleri ve hayyâtları ve haddâd kılıçları Diyârbekirliden ziyâde meşhûr ı âfâklardır.

Der-zikr i kâr [u] kisb i ricâlât: Askerî tâ’ifesinin bir sınıfı rûmahiyye ve cevâzir ve gayrı hizmetler zabt ederler. Ve bir sınıfı Hind ü Sind ve Acem ü Yemen'e giderler, ankâ bâzergânlardır ve bir tâ’ife sûk ı sultânîde ehl i hıreflerdir.

Der-medh i gılâl ı hubûbât: Bu hâk i pâk i Bağdâd'da bi-emri Hudâ ol mertebe gılâl hâsıl olur kim bir tağar gendümden seksen tağar buğday ve gayrı hubûbât ı şa‘îr ve erzen ü mâş u fûl ve pirinç hâsıl olup ganîmet olur.

Ve sitâyiş i it‘âm ı me’kûlât:

....................(2.5 satır boş)....................



Der-fasl ı güzîde i müsmirrât: Şehr i Bağdâd'da üzüm bâğı yokdur ammâ İmâm ı A‘zam tarafından bâğçecikleri çokdur. Lâkin şehr etrâfın ve eyâlet i eknâfın hurma nahlistânı cihânı dutmuş­dur kim Bağdâd'ın Hustayî ve Bedrayî hurması meşhûrdur.

Der-vasf ı envâ‘ ı meşrûbât: Evvelâ Basra sükkerî şerbetinin envâ‘ı ve hurma şerbeti ve arakının bu hâk i Irâk'da envâ‘ı olur.

....................(1 satır boş)....................



Der-fasl ı bâğ ı İremezât;:

....................(1.5 satır boş)....................



Ve mesîregâh ı cinân ı bâğbân:

....................(1.5 satır boş)....................



Manzara i ibret-nümâ-yı imârât: Evvelâ Bağdâd'ın cânib i şarkîsinde nehr i Diyâle tarafında ibret-nümâ-yı kûh ı Nemrûd; evc i âsumâne ser çekmiş çâr-kûşe binâ olunmuş amelî bir kûh ı bülenddir kim Nemrûd ı la‘în hâşâ sümme hâşâ rubûbiyyet da‘vâsı etdiği asırlarda binâ etmişdir. Cümle tîn ve çim ve türâbdandır. Ve bir kat darı sapı ve bir kat tîn ve bir kat kamış kökü ve bir kat çim ile mebnî bir cebeldir kim bu kadar bin yıldan beri aslâ fenâ bulmamışdır, ve's-selâm.

Andan yine cânib i şarkda Bağdâd'a karîb,



İbret-nümâ-yı Tâk i Kisrâ: Nuşirevân ı âdilin yayla sarâyı imiş. Hazret dünyâya geldikde mün­hedim olduğu bâlâda merkûmdur. Ba‘dehû Haz­ret'in ağzı yârıyla imâr olan tâk i binâ hâlâ zâhirdir kim zemînden kaddi eflâke ser çekdiği kâmil yüz yigirmi arş ı âlîdir. Hâlâ her sene birer tulası kaddi zemîne gark olarak bu kadde kaldı deyü nakl ederler. Zamân ı evvelde dahi âlî imiş. Ammâ cümle eser i binâsı serâpâ tuladır. Ammâ eyle bir tâk ı tumturâkdır kim gûyâ tâk ı Haver­nak'dır. Hâlâ Kehkeşân-âsâ semâya kemend atmış-misâl bir kûh ı serbülenddir kim iki günlük yoldan nümâyândır.

{Kelâm ı sitâyiş i Tâk i Kisrâ oldur kim her sene birer tulası kadar zemîne gark olur dedikleri galat ı fehmdir. Eğer eyle olsa bin yüz yıldan beri tâkdan âsâr kalmayup gark olurdu ammâ şedîd rûzgâr ı zorkârlara turâb u rimâl Tâk i Kisrâ dibine yığılup bir tula kaddi gark oldu derler, yine rûzgâr rimâlleri bir tarafa götürür, Tâk i Kisrâ ke'l-evvel durur metîn binâ-yı kavîdir}.



Yüklə 7,57 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   74




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin