Fat‹hasures‹



Yüklə 1,75 Mb.
səhifə25/32
tarix03.11.2017
ölçüsü1,75 Mb.
#29910
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   32

Başka yerlerdede zikretti ki; mü’minlere isabet eden bu lütuf, kendilerinin iç düşmanlıklarınnı şiddetinden dolayı onları kötü eder. Allah’ın şu sözü gibi:(Size bir iyilik dokunursa, bu iyilik onları kötü eder) Ve şu sözü: (Size bir iyilik isabet ederse, bu onları kötü ed er.)

Allah’ın sözü: (kim Allah yolunda öldürür de öldürülür yada ğalib gelirse)

Bu ayet-i kerimede zikretti ki; kendi yolunda cihad edene büyük bir ecir vercektir. İster Allah yolunda öldürülsün yada düşmanını mağlub edip zafer kazansın, farketmez.

Başka yerde açıkladı ki; bu iki durumda güzeldir. O da şu sözüdür:

(De ki, bizim için iki güzelden başkasnı mı gözetliyorsunuz.)

.......tafdil siğasıdır. Çünkü o, ....in müennesidir.

Allah’ın sözü:(Mü’minleri coştur.)Burda mü’minlerin kendisine karşı coşturulacağı şeyin ne olduğunu beyan etmedi. Başka bir yerde, onun savaş olduğunu açıkladı. O da şu sözüdür:(Mü’minleri savaş için coştur.)

Burda buna, ayetin evvelindeki sözü ile işaret etti:(Allah yolunda savaşın) ve sonundaki sözü:(Umulur ki Allah, kafirleri kötülüğünü uzaklaştırır.)

Allah’ın sözü:(Allah’ın saptardığını hidayete erdirmek mi istiyorsunuz. Allah’ın saptırdığını hidayete erdirmek isteyen kişiyi reddediyor. Onda açıkladı ki, Allah’ın saptardığının hidayetine yol bulunmaz. Bu mana pek çok ayette izah edildi. Şu sözü gibi:(Allah’ın fitnesini dilediği kimseye hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah’ın kalblerini temizlemek istemediği kişilerdir. Onlara dünyarad alçaklık, ahirettede büyük bir azab vardır.)Ve u sözü:(Alahın saptırdığını hidayete erdirecek yoktur.)Bu ayetlerden çıkarılıyor ki; kula gereken, kendisine hidayet etmesi ve kendisini saptırmaması için Allah Teala’ya çokça dua etmek ve yalvarmaktır. Çünkü Allah’ın hidayet ettiğini saptıracak, saptırdığına da hidayet edecek yoktur. Bunun için de ilimde derinleşenlerin şöyle dediğini zikretti:(Rabbimiz, kalblerimizi eğriltme.)

Allah’ın sözü:(Mü’minlerden herhangi bir zaruret olmaksızın oturanlarla Allah yolunda malları ve canlarıyla cihad edenler bir olmaz. Allah, malları ve canlarıyla cihad edenleri oturanların üzerine bir derece üstün kıldı. Hepsine de Allah güzellik va’detti. Allah cihad edenleri büyük ecir olarak oturanlara üstün kıldı.)Bu ayet-i kerimede zikretti ki; Allah yolunda malları ve canlarıyla cihad edenleri, oturanlara derece ve büyük ecir olarak üstün kıldı. Bazı mücahidlerin bazılarına üstün kılmasından bahsetmedir. Fakat bunu başka yerde açıkladı. O da şu sözüdür: (Sizden fetihten önce inak eip savaşanlarla (diğerler)bir olmaz. Onların derecesi fetihten sonra infak edip savaşanlardan daha büyüktür. Allah hepsine güzellik va’detti.)

Ve şu ayeti kerimediki sözü (Zaruret sahibi olmayan) Mefhumu muhalifinden anlaşılıyor ki, özrü olp ta geride kalanların niyetleri salih ise cihad edenin sevabını alır.

Bu mefhumu Nebi (s.a.v), enes’in Sahih’te sabit olan hadisinde açıkladı. Rasululah (s.a.v) buyurdu ki: “Medine’de bir takım gurublar vardır ki, sizinle beraber yol yürümedi, vadi katetmedi. Ancak onlar sizinle beraberdirler. Dediler ki: Ey Allah’ın Rasülü, ve onlar Medine’deler?Dedi ki:Evet, onları özür habsetti. Şair de bu manada dedi ki:

...........

............

Uyarı: Bu ayet-i kerimedeki :(Allah her birine güzellik va’detti.)Sözünden, cihadın farz-ı ayn değil, farz,ı kifaye olduğu çıkarılır. Çünkü oturanlar eğer farzı terkedenler olsalardı, güzelliği va’deden sözüne bu sözüne muhatab olmazlardı. Ki o da cennet ve çok sevabdır.

Allah’ın sözü:(Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman inkar edenlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızdan ötürü size bir günah yoktur.)

Bazı alimler dediler ki:(Kısaltmanızda) sözündeki kasr’dan murad, kemmiyetinin değil, keyfiyetinin kısaltılmasıdır. Keyfiyetinin kısaltılmasının manası:Güvenlik namazında caiz olmayan şeylerin onda caiz olmasıdır. Bir kısmı imamla beraber bir rekat kılar. Diğer kısım gelinceye kadar imam durur ve diğer kısımla beraber diğer rakatı kılar, gibi. Ve ima ile, yürüyerek binek üzerinde ve kıbleye yönelmemek şeklindeki namazları gibi. Bütün bunlar keyfiyetinin kısaltılmasıdır ve muradın, keyfiyetindeki bu sıkaltma olduğuna delalet ediyor.

Allah’ın sözü ondan sonra, onu açıklar vaziyette gelir:(sen de içlerinde bulunup onlara kaamet okuyarak namazı başlattığın zaman onlardan bir bölük seninle beraber namaza dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar. (Namazda olanlar), secdeye vardıklarında arkanıza geçsinler; bu kez namaz kılmayan öteki bölük gelsin, seninle beraber namaz kılsınlar, korumma (tedbir)lerini ve silahlarını da alsınlar.)

Ve şu sözü: (Eğer korkarsanız, yürüyerek yada binerek) Burda şöyle buyurrak ek açıklama getirdi:(Güvene çıktığınız zaman namazınızı ikame edin.)Bakara’nın ayetinde buyurdu ki:(Emniyete çıktığınız zaman bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi, Allah’ı zikredin.)Çünkü onun manası, emniyete çıktığınız zaman namazın keyfiyetini ve korku zamanında yapılamayanlardan onda gerekenlerin tümünü tamamlayın.

kur’an’ın delalet ettiği bu tefsire göre; (Kafirlerden size bir kötülük dokunmasından korkarsanız)sözündeki korku şartı mu’teberdir. Yani:Eğer onlardan size bir kötülük geleceğinden korkmazsanız, keyfiyetini kısaltmayın. Aksine onu bütün gerekleri ile kılın. Nitekim bunu şu sözünde açıkladı:(Güvene vardığınız zaman namazı ikame edin.)Ve yine kısaltılması için onu piyade ve süvari kılmasnıı korku şartına bağladı. Şu sözü ile:(Eğerkorkarsanız, piyade yada süvari olarak)Sonra dediki (Emniyete çıktığınız zaman, size öğrettiği gibi Allah’ı zikredin.)Yani, emniyete çıktığınız zaman namazınını rüküsü, sücüdu, kıyamı ve kuuduyla en güzeli ve bütünüyle ikame edin. Kur’anın açıklamasının en hayırlısı Kur’anla olanıdır. Bu kasr ayetinde kasrdan muradın, zikrettiğimiz gibi, keyfiyetinden olduğuna delalet ediyor. Buhari, korku namazı konusuna şu sözü ile giriş yaptı:Korku namazı kısmı. Allah Teala buyurdu ki: (Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman inkar edenlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızdan ötürü size bir günah yoktur. Muhakkak ki kafirler, sizin açık düşmanınızdır. sende içlerinde bulunup onlara kaamet okayarak namazı başlattığın zaman onlardan bir bölük seninle beraber namaza dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar. (Namazda olanlar), secdeye vardıklarında arkanıza geçsinler; bu kez namaz kılmayan öteki bölük gelsin, seninle beraber namaz kılsınlar, korunma (tedriber)lerini vesilahlarını da alsınlar. İnkar edenler istediler ki siz silahlarınızdan ve eşyanızdan gaflet etseniz de birden üzerinize bir baskın yapsalar. Yağ murdan zahmet çekerseniz yada hasta olursanız silahlarınız bırakmazında size bir günah yoktur. Korunma tedbiriniz alın. Şüphesiz Allah, kafirlere alçaltıcı bir azab hazırlamıştır.) İbni Hacer ve başkalarının; Buhari tercemede bu iki ayeti, korku namazının, diğer namazların şeklinden söz olarak kitabla, fiil olarak ta sünnetle farklı olduğuna işaret etmek için öne sürdü, şeklinde zikrettikleri;

Onun tercemede bu iki ayeti, kısım hadislerinde varid keyfiyetin kısaltması :(İnkar edenlerden size bir kötülük gelmesinden korkarsanız, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur.)sözündeki namazın kısaltmasından murad olduğuna dikkat çekmek içindir şeklinde işaret ettiğimiz ile çelişmez. Sayısının kısaltılmasında korku şartının olmadığı da onu te’yid ediyor. Nebi (s.a.v) ve ashabı seferde,, oldukça emniyette oldukları halde namazı kısaltırdı. Nitekim veda’ haccı ve diğerlerinde vaki’ oldu. Ve nitekim mekke ehli için ediki, “Tamamlayın, biz seferde bir topluluğuz.”

Bu ayetteki kasr’dan muradın kemmiyet değil, keyfiyet kısaltması olduğunu söyleyenlerden bir kısmı: Mücahid, Dahhak ve Süddi’dir. Bunu onlardan ibn-i Kesir nakletti. Bu, Ebu Bekir er-Razi el-Hanefi’nin de görüşüdür. İbni Cerir de bunun benzerini ibn-i Ömer’dn nakletti. İbn-i Kesir bu görüşü zikrettiklerimizden naklettiğinde dediki:İmam Malik’in, salih b. Kisan’dan, Urve b. Zübeyr’den Aişe’den rivayet ettiği ile destekleniyor. Aişe dediki:“Namazikişer ikişer rekat olarak farzkılındı, seferde ve hazarda. Sefer namazı olduğu gibi kaldı, hazar namazı artırıldı.

Bu hadisi Buhari, Abdullah b. Yusuf et-Tenisi’den, Müslim Yahya b. Yahya’dan, Ebu Davud, el-Ka’nebi’den, Nesai de Kuteybe’den, dördü malik’ten rivayet etmiştir. Dediler ki:“”Eğer seferde namazın aslı iki idiyse burda kısaltmadan murad, nasıl nicelik kısaltması olur?Çünkü asıl olan hakında; “namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur,” denilmez.

Delalet olarak bundan daha açık olanı İmam Ahmed’in rivayet ettiğidir. Bize Veki’, Süfyan ve Abdurrahman, Zübeyd el-Yami’den, abdurrahman b. Ebu Leyla’dan, Ömer (r.a)’dan rivayet ettiğidir. Dedi ki:Sefer namazı iki rekattır. Kuşluk namazı iki rekattır. Fıtır namazı iki rekattır. Cum’a namazı iki rekattır. Kısaltmasız, tamdır. Muhammed 5s.av)’in lisanı üzere.”

Nesai, ibni Mace ve ibni Hibban da sahihinde Zübeyd el-Yami yoluyla böyle rivayet etti. Bu, Müslim’in şartı zere isnaddır. Müslim kitabının mudaddimesinde ibni Ebu Leyla’nın ömer’den duyduğuna hükmetti. Bu hadis ve diğerleri hakkında açıklayıcı larak geldi. İnşaallah o da doğrudur, Yahya b. Muin, Ebu Hatim ve Nesai o, ondan duymadı, demiş olsalar da.

Yine buna göre, Ebu Ya’la el-Musuli’nin sevri yoluyla Zubeyd’den, Abdurrahman b. Ebu Leyla’dan, Sika’dan, Ömer’den olan yollarından bazısına düştü. İbn,i Mace’nin yanındada Yezid b. Ziyad b. Ebul -Cad yoluyla Zübeyd’den, Abdurrahman’dan, Ka’bb. Ucreden, Ömer’den vacdır. Allah en iyi bilendir.

Müslim, Sahih’inde rivayet etmiştir. Ebu Davud, Nesai ve ibni Mace de Ebu İvane el-Veddah b. Abdullah el,Yeşkeri’den. Müslim, Nesai ve Eyub b.’Aiz artırdı. İksi bukeyr b. el-Ahnes’den, Mücahid’den, Abdullah b Abas’tan, dediki:“Allah nebin iz Muhammed (s.a.v)’in lisanı üzere namazı hazarda dört rekat olarak, seferde iki rekat olarak ve korkuda da tek rekat olarak farz etti. Öncesi ve sonrasında hazarda namaz kıldığı gibi seferde de öylece kılar.”

İbni Mace, Usame b. Zeyd’in hadisinden, Tavus’tan, aynısını rivayet etti. Bu ibni Abbas’tan sabittir. Aişe (r.a)’dan takdim edilele çelişmez. Çünkü o haber verdi ki: “Namazın aslı iki rekattr.

Fakat hazar namazında artırıldı. Böylece istikrar bulduktan sonra, şöyle denilebilir. Hazar namazının farzı dörttür.” Nitekim ibni Abbas’ta bunu dedi. Gerçek ilim Allah katındadır.

Fakat ibni Abbas ve Aişe’in hadisi, esfer namazının iki rekat olduğu ve onun kısaltılmış değil, tam olduğu üzerinde ittifak ettiler.

Nitekim bu Ömer (r.a)’ın hadisinde de açıklanmıştır. Bilesin ki Aişe’nin mezkur hadisi hakkında sekiz açıdan konuşuldu:

Birincisi:O icma’a aykırıdır.

Kadı Ebu Bekirb. el-Arabi el-Maliki, “Kabs” isimli kitabında dediki:Alimlerimiz dediler ki, bu hadis icma’ ile merduddur.

İkincisi:Aişe ona muhalefet etti. Ravi, rivayet ettiğini, insanların en iyi bilenidir. O (r.a), seferde namazı tamamlardı. Dediler ki, o’nun rivayetinde muhalefeti, hadisi zayıf kılıyor.

Üçüncüsü:Büyük kend fukahasına göre, yolcunun namazının mukimin arkasında olması mu’teber değildir.

Dördüncüsü:O’un ışıdakisahabe o’na muhalifet etti. Ömer, ibni Abbas Cübeyr b. Mut’im gibi. Dediler ki:Namaz; hazarda dört, sefer de iki ve korkuda bir rek’at olarak farzkılındı. Müslim’in ve başkalarnın ibn-i Abbas’tan rivayetini takdim etmişizdir.

Beşinicisi:Onun zayıf olduğu iddiası. Çünkü onu ibni iclan, Salih b. Kisan’dan, Urveden, Aişe’den rivayet etti. Dedi ki:“Rasulullah (s.a.v), namazı iki reak’at olarak farz kıldı.” Onun hakkında Evza’i, ibni Şihab’tan, Uve’den, Aişe’den aktardı. Aişe dediki:“Allah namazı Rasululah’a (s.a.v) ikişer rek’at olarak farz kıldı.” Dediler ki:Bu zayıftır.

Altıncısı:O, zahiri üzere değildir. Çünkü akşam ve sabah namazları artırılıp azaltılmadı.

Yedincisi:O, Aişe’nin sözündendir, merfu’ değildir.

Sekizincisi:İmamü’l-Haramey’in görüşü:Sahih olsaydı, mütevatir olarak nakledilirdi.

Kaydedicisi-Allah onu affetsin -dedi ki;Aişe’nin mezkur hadisi üzerine varido alan bu itirazların tümü geçersizdir. İcma’ ile çeliştiğine gelince, onun geçersiliği apaçıktır. Çünkü onda icma’ olduğu, sahih değildir. İbnu’l-Arabi de ondaki hilafın aynısını zikretti.

Kurtubi, İbnu’l-Arabi’nin mezkur icma’ davasını zikretikten sonra dediki :Bu, sahih olmaz. O ve başkaları hilaf ve niza’ zikretmiştir. Dolayısıyla icma’ iddiası doğru değildir.

Aişe’nin ona muhalefeti şeklinde karşı çıkışı ise, onun da geçersizliği açıktır.

Çünkü önemli olan onun görüşü değil, rivayetidir. Nitekim cumhura göre gerçek budur. Biz bunu Bakara Suresinde, Tavus’un talak konusunda geçen hadisi hakkındaki kelamda beyan etmişizdir.

Oun; büyükkent fukahasının, yolcunun mukimin arkasındaki namazının mu’teber olmadığı üzerine olan icma’ı ile karşı çıkmasına gelince, onun cevabı şudur:Büyük kentlerin fukahası buun üzerine icma’etmediler. Bir grub alime göre; sayıdaki ve niyette ki farklılıklarından ötürü, yolcunun mukime tabi olması sahih olmaz. “İmamınız üzerinde ihtilaf etmeyiniz” hadisin de delil gösterdiler. Bu görüşte olanlar; Şa’bi, Tavus, daud ez-Zuhri ve diğerleridir.

ibni Abbas gibi bazı sahabenin ona muhalefeti ile hadise karşı çıkmaya gelince, cevabı şudur:Demin ibni Kesir’den zikrettik ki, hazardakinin namazı artmadı, öylece kaldı. Denilebilir ki:Hazar namazının farzı dörttür. Nitekim ibni Abbasta söyledi.

Muzdarip olmakla zayıflatılmasına gelince, geçersizliği açıktır. Çünkü onda hiç bu durum yoktur.” Allah farz kıldı” ile “Rasululah farz kıldı”nın manası birdir. Çünkü kanun koyan Allah, açıklayan Rasul’dür.”Rasululah böyle farz etti” denildğinde murad, o bunu Allah’tan tebliğ edicidir. Bunu farz edenin allah olduğu ile çelişmez. Nitekim Allah Teala buyurdu ki: (Rasul’e itaat eden, Allah’a itaat etmiştir.)Ve benzeri hadis “ibrahim, Mekke’yi haram kıldı.” Şu hadisle beraber “Mekke’yi Allah haram kıldı.”

Akşam ve sabah namazlarının artamdığı yolundaki reddinin de geçersizliği açıktır. Çünkü, açık olduğu üzere, hadisten murad özellikle kısaltılan namazlardır. Yanısıra Aişe’den bazı rivayetler ibni Huzeyme, ibni Hibban ve Beyhaki’nin yanndadır. Aişe dedi ki:

Sefer ve hazar mazanı ikişer -ikişer rek’at olarak farz kılındı. Rasulullah (s.a.v) Medine’ye gelip te yerleştiğinde hazar namazında ikişer-ikişer artırıldı.

Kıraatın uzunluuundan dolayı sabah ve aşam namazı olduğu gibi bırakıldı. Çünkü o gündüzün vitridir.” Ahmed’in yanında ibn-i Kisan’ın yoluyla Aişe’nin mezkur hadisinde “Akşam hariç. Çünkü o üç idi,” vardır.

Bu rivayetler açıkça ortaya koyuyor ki murad, kısaltılan namazlar hususudur. Onun merfu’ olmadığı şeklindeki reddi de açıkça geçersizdir.

Çünkü o, kendisine kişisel görüşe yer olmayan şeylerdendir. Oun merfu’hükmü ardır. Aişe’nin namazın farzına hazır olmadığını kabul etsek bile, onunla beraber olduğu bir vaktinde Nebi (s.a.v)’den duymuş olabilir. O’ndan işitmediğini farzetsek bile o sahabi mürselidir ve sahabenin mürselleri de vasl hükmünü haizdirler.

İmam-ı Harame’in; sabit olsaydı, mütevatir olarak nakledilirdi, şeklindeki sözü de geçersizdir. Çünkü bunun gibisi, tevatür olmadıı gerekçesiyle reddedilmez. İfade edilenlerden; Aişe, ibn-i Aabs ve Ömer’den olan hadisin de doğruladığı gibi, sefer namazının ikişer rek’at olarak far kılındığını öğrendiysen bilki, ibn,i Kesir; Ömer, ibn-i Abbas ve Arşe’den olan hadisi öne sürdükten sonra şunları söyledi:

Böyle olursa; (Size bir günüh yoktur)sözünden murad, “namazdan keyfiyet kısaltması olarak kısaltmanızda,” olur. Korku namazında olduğu gibi. Bunun için buyurdu ki:(inkar edenlerin size bir kötülük yapmasından korkarsanız.)Ve unun için sonrasında buyurdu ki: (Onların arasında bulunup ta onlar için namaza kaamet ettiğinde.)Kasr’dan kastedileni burda beyan etti. Sıfatını ve keyfiyetini zikretti. Ondan aktarım bitti. Buda zikretitğimiz noktada gerçekten açıktır. İbn-i Crir’-in tercihi de budur.

Bu görüşe göre ayet, korku namazı hakkındadır. Seferde namazın kısaltılması ise Kur’an’dan değil, sünnetten alınmadır. Ayet-i kerimenin manası hakkında başka görüşler vardır. Birisi: (İnkar edenlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızda)ifadesinin manası;

Korku manazında bir rek’at üzerinde kısalmıdır. Nitekim dah aönce ibn-i Abbas’ın müslim, Nesai, Ebu davud ve ibni mace’nin yanındaki hadisinden takdim ettik. Ve onu ibni Macenin Tavus’tan rivayet ettiğini takdim ettik.

Onun bezerini Ebu Davud ve Nesai, Huzeyfe’nin hadisinden rivayet etti. Dedi ki:“Şu, şu rek’at namaz kıldı da kaza etmediler.” Yine onu nNesai Zeyd b. Sabit’in hadisinden, Nebi (s.a.v)’den rivayet etti.

korkuda tek rek’at üzerinde kısaltma görüşünden olanlar; Sevri, ishak ve onlara tabi’ olanlar. Ahed b. Hanbel, Ata, Cebir, hasan, Mücahid, katade, hammad ve Dahhak’tan rivayet edildi.

Bazıları dediler ki:Korkuda sabah namazı bir rek’at olarak kılınır. ibnı Hazım bu görüşte. Korkuda tek rek’at üzere ısaltma Muhammed b. Nasr el-Mervezi’den de ifade edilir.

Ebu Nureyre, Ebu Musa el-Eş’ari ve tabiilerden bir çok kişi söyledi. Onlardan kimide onu korkunun şiddeti ile sınırlandırdı.

Bu görüşe göre, Allah Teala’nın:(Namazdan kısaltmanızda)sözündeki kısaltma nitelik kısaltmasıdır.

Bir gurup ta dediki:(Namazdan kısaltmanızd)sözündeki kısaltmadan murad, namazın seferde kısaltımasıdır. Dediler ki:(İnkar edenlerin size bir zarar vermesinde korkarsanız)sözü olan şart için methumu muhalif yoktur. Çünkü bu ayetin indiği durumdaki genel de olandan çıktı. Hicretten sonra islam’ın başlangıcında seferlerin çoğu korkutucu idi.

usulde kaidedir; mefhumu muhalife itibarın engellerinden biri, mantukun, genelde olanın dışında olmasıdır. Bunun içinde cumhur; (Hücrelerinizde olan kadınlar)sözünde, herkes üzerinde cereyanından dolaı, mefhumu muhalife itibar etmedi. Es-suud Meraki’de, mefhumu muhalife itibarın engellerinizin zikri konusunda dediki:

..........................

Ayetten muradın, seferde dört rekatlılar olduğunu söyleyenler, Müslim’in sahihinde, imam Ahmed ve dört sünen sahiplerinin Ya’la b. Umeyye’de çıkardığı ile istidlal ettiler. Dedi ki:Ömer b. Hattab’a; (inkar edenlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur.) İnsanlar artık emniyettedirler. Dedi ki:Merak ettiğimi merak etmişsin. Rasulullah (s.a.v)’e bunda sordum. Dedi ki:“Allah’ın size tasadduk ettiği bir sadakadır. O’nunsadakasnı kabul edin”

Müslim’in sahihinde sabit olan bu hadis ve diğerleri; Ya’la b. Umeyye ve Ömer b. hatab’ın ayetin manasının, dört rekatlıların seferde kısaltılmasına inandıklarını ve nebi(s.a.v)’in Ömer’in buna dair anlayışını doğruladığına delalet eder. O da güçlü bir delildir. Fakat Ömer’in şu dediği ile çelişiktir: “Muhammed (s.a.v)’in lisanı üzere sefer namazı kısaltmasız tam iki rekattır.” Onu Aişe ve ibni Abbas’ın takdim edilen hadisleri te’yid ediyor.

“Namazı kısaltmanızda” sözünden muradnı, keyfiyetin kısaltılması oduğuna delalet eden önceki ayetlerin, zahiri takdim ettiğimiz gibi, korku namazı hakkındadır. Allah en iyi bilendir. Korku namazının durumları çoktur.

Düşman bazen kıble cihetine doğru olabilir. Bazen başka yönlere doğru olabilir. Namaz dörtlü olabilir, üçlü olabilir, ikli olabilir. Sonra bazen cemaat namazkılıyor, bazende savaşa girişiyor. Böylece cemat yapamıyorlar. aksine teker teker yaya olarak, süvari olarka, kıbleye dönerek, kıbleye dönmeden.. Sahhite varid olan korku namazının bütün durumları caizdir.

Çeşitleri ve keyfiyeti hadis ve furu’kitablarında detaylıcadır. Onlardan dört imamın görüşlerini zikredeceğiz, inşaallah.

Malik b. Enes’E gelince, onun ayetten öngördüğü şekil şudur: İlk gurub imamla beraber, ikililerde bir, dörtlülerde ikirekat namaz kılar. Sonra namazın geri kalanını tamamlar. Ki o da dörtlülerde iki, iki ve üçlülerde birdir. Sonra selam verip düşman karşısında dururlar. Diğer gurup gelir, imamı ayakta onları bekler vaziyette bulurlar. Ki o, eğer ikili ise, kıyamında kıraat, dua ve sukut arasında muhayyerdir. Üçlü ve dörtlülerde dua ve sukut arasında muhayyerdir. Denildi ki, dörtlü ve üçlülerde onları oturur vaziyette bekler, onlara kalan namazı kıdırır. Ki o da ikili ve üçlülerde bir rekat, dörtlülerde iki rekattır. Sonra selam verir, onlar da selamından sonra, geçirdiklerin kaza ederler. Ki oda ikililerde bir rekat üçlü ve dörtlülerde iki rekattır. bu şekilden anlaşılıyor ki imam ilk gurupla bir yada iki rekat namaz kılar, sonra onlar kendi kendilerine tamamlayıp selam verirler ve düşman karşısında dururlar. Sonra diğer gurup gelir de onlara kalın kıldırır ve selam verir, onlarada namazı kendi kendilerine tamamlarlar.

İbni Yunus, zikrettiğimiz bu şekil hakkında dedi ki:VE Kasım’ın hadisi kur’ana daha yakındır. Onunla amel etmenin yanısıra Malik döndü.

Kaydedicisi dedi ki, İbni Yunus’un muradı şudur:Malik’in Muvatta’da Yahya b. Said’den, Kasım b. Muhammed b. Ebi Bekir’den, Salih b. Hıvattan, Sehl b. Ebi Husme’dne zikretiğimiz keyfiyetle rivayet ettiği hadis, Malik’in kendisine döndüğüdür. sonunda da onu, rivayet ettiğine tercih etti. yani Malik’in Yezid b. Ruman’dan, Salih b. Hıvat’tan, Rasulullah (s.a.v) ile beraber zatu’r-Rika’günü korku namazı kalanlardan rivayet ettiği. Kasım b. Muhammed’in rivayeti ile Yezid b. Ruman’ın rivayeti arasındaki fark şudur0Yezid b. Ruman’ın rivayetine göre; Nebi (s.a.v) diğer gurubla beraber, namazından kalan rekatı tamamladı. Son oturarak durdu. Onlarda kendi kendilerine tamamladılar. sonra onlarla selam verdi. Bilmişsindir ki kasım’ın, Malik’in yanında muvatta’ki rivayetine göre;

O, diğer gruba, kalan rekatı kıldırır, sonra selam verir. Onlarda onun selamından sonra kendi kendilerine tamamlarlar.

İbni Abdü’l-Birr, zikrettiğimiz keyfiyete işaret ederek dedi ki; o, Kasım b. Muhammed’in, malik’in yanındaki rivayetidir. Yezid b. Ruman’ın hadisini savunduktan sonra Malik’in döndüğü bu rivayeti tercih etmesi ve ona dönmesinin sebebi, diğer namazlara kıyas içindir:İmma, tabi olanı beklemez. Tabi lan, namazını ancak imamın selamından sonar kaza eder.

Malik’in Muvatta’da çıkardığı Kasım’ın bu hadisi Sehl üzerinde kuftur. Ancak onun raf’hümü var. Çünkü onda re’ye yer yok. Gerek olan, onun sahabi mürseli olduğudur. Çünkü Sehl, Nebi (s.a.v) zamannıda küçük idi. taberi, ibni Hibban, İbnü’s,Sekn ve diğerleri kesin olarak ifade etitler ki Nebi (sa.) vefat ettiğinde mezkur Sehl ibni Simman iki şayındaydı. ibni hazm, Selef’ten hiç kimsenin Malik’in kendisine döndüğü zikrettiğimiz keyfiyeti savunmadılarnıı zannetti. Onu Muvatta’sında kasım b. Muhammed’den rivayet etti. bu, Malik mezhebinin korku namazının keyfiyeti konusundaki özettir. Önce dedi ki:İmam ilk grubla namaz kılra. sonr grub kendi kendine tamamlar, selam verir. Sonra diğer guruba namazın kalanını kıldırır ve bitirinceye kaar onları bekler. Sonra onlarla selam verir. Ve; imam diğer gurubla namazın kalann kıldığında selam verir, şeklindeki görüşe döndü. Selam verinceye kadar onları beklemez. aksine, beyan ettiğimiz gibi, selamından sonra kendi kedilerine tamamlarlar.

Açıktır ki mübhem, Yezid b. Ruman’n rivayetindeki Salih b.Hıvat’ın sözündedir. Bazılarının dediği gibi onun babası Sehl b. Ebu Hüsme değil ibni Cübeyr es,Sahabi’dir.

Fetih’te Hafız dedi ki:Fakat tercihe şaan olan, babasınn Hırvat b. Cübeyr olduğudur. Çünkü Uveys’in babası bu hadisi, Malik’in şeyh, Yezid b.Rüman’dan rivayet etti. Dedi ki:Salih b. Hıvat’tan,babasından. Onu ibni Mendeh, sahabe bilgisi hakkında onun yolundan çıkardı. Aynı şekilde Beyhaki onu, Abdullah b. Ömer yolu ile kasım b. Muhmmed’den, Salih b. Hıvat’tan, babasından çıkardı.

Nevevi Tehzibinde, onun babasının Hıvat olduğunu kesin olarak ifade etti. Dedi ki:muhakkak ki o, Müslim ve diğerlerini rivayetindendir. ⁄azali ondan önce dediki, zatü’r-rika’ namazı, hıvat ibni Cübeyr’in rivayetindedir. Ondan aktarım bitti.

Maliki’ler, düşmanın yönünü kıble yada başka tarafa doğru olmasını ayırt etmedi. Fakat korku şiddetlenir, savaş kızışırsa ve hiç kimse savaşı bırakamazsa onlar yaya ve süvari olarak, kıbleye yada başka bir yöne doğru imaen namazı kılarlar. Nitekim Allah Teala: (Eğer korkarsanız yaya yada süvari olarak)sözü ile belirledi.

Şafii’ye gelince o, korku namazının durumlarıdan dört tane seçti:

Birisi:Demin zikrettik. Onlardan hiç kimse savaşı bırakmayacak şekilde korku şiddetlenir, saaş kızışırsa onlar da, zikrettiğimiz gibi, yaya e süvari olarak namaz kılarlar.


Yüklə 1,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   32




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin