Fuat aydin



Yüklə 315,29 Kb.
səhifə7/7
tarix01.11.2017
ölçüsü315,29 Kb.
#25213
1   2   3   4   5   6   7

KUTSAL METİNLERİ

Sihlerin kutsal metinleri, Guru Grant Sahib olarak bilinen kitaptır. Guruların öğretileri yüzyıl kadar şifahi olarak dolaştıktan sonra dördüncü Guru olan Arjan tarafından 1604 yılında bir araya getirildi. Guru Gobind Singh’in guruluk makamına Adi Granth’ı atamasından sonra kitap Guru Granth Sahib olarak adlandırıldı ve bugün bu şekilde isimlendirilmektedir. Kitaba verilen ismin anlamı (Granth=derleme, Sahib=efendi, üstat) ona yönelik sih saygı ve hürmetinin bir ifadesidir. Kitap, ibadetle ilgili ilahileri içerir, hiçbir anlatı malzemesine yer vermez. Guruların yanı sıra Sih olmayan ortaçağ Hindu ve Müslüman azizlerinin (Namdev Ravidas; Kebir, Şeyh Ferid) kutsallaştırılmış olan seçkilerini de içerir. Farklı din ve inançtan insanların metinlerinin kitaba dâhil edilmesinin, hakikatin herhangi bir dinin tekelinde olmadığı, farklı yollarla ve Tanrı inayetiyle onu seven herkes için ulaşılabilirliğini ifade eden sembolik bir anlamı da vardır. Metnin ana dilinin Pencapca olmasına rağmen içinde Farsça, Sanskritçe yazılmış olan metinlerin bulunması da bunu destekler mahiyettedir.

Vahiy olarak kabul edilen Guru Granth Sahib Sihlerin hayatında merkezi bir öneme sahiptir. Aşağıda göreceğimiz gibi o, hem mabetteki hem de evdeki ibadetlerin merkez noktasını oluşturur. Hiçbir tören dini ya da seküler onsuz tamam olmuş sayılmaz. Sih bayramlarının arifesinde, evlilikten önce ve ölüm sonrası okunarak hatım edilir. Ancak verilen bu önem, hiçbir zaman ona tapınma anlamına gelecek kadar ileri götürülmemiştir. Çünkü tapınma yalnızca Tanrıya yapılır ve Sihler bu konuda çok katıdırlar. Bu, Guru Granth Sahib’ın başında bulunan ve Sihlerin sabah duasını oluşturan Japji Sahibde: “Tek Tanrı vardır/O en yüce Hakikattir/O, yaratıcıdır….O doğmamıştır/bir kez daha doğmak için ölmez…” şeklinde açıkça ifade edilir.

Guru Granth Sahibte Tek Tanrıya ibadet, aile hayatı, beşeri varlıkların eşitliği; putlara tapınmanın, dünyayı terk etmenin ve kehanetlere ve mucizelere inancın reddi; şekilciliği, taassubu, manastır hayatından caydıran, bira, şarap ve uyuşturucu kullanımını mahkûm eden; karmayı, ruh göçünü ve tanrının inayetine inancı kabul, öne çıkan düşünceler yer alır.

İNANÇ ESASLARI

Sihizm’in inanç esasları başlığı altında hem tanrı anlayışlarını hem de Sihizm’i, içinde doğduğu Hindu toplumundan ve Müslüman toplumdan ayıran öğretilerine yer verilecektir. Bu bağlamda olmak üzere, Tanrı, karma cennet cehennem, kurtuluş; guru anlayışlarından kısaca söz edilecektir.

Sihler monoteist bir inanca sahiptirler. Onlarda Tanrı Nam diye isimlendirilir. O doğrulmamış yaratıcıdır ve aynı zamanda yok edicidir. Zamandan münezzehtir, görünmez ancak hayatın bütün şekillerinin gerisinde o vardır. Bütün kalplerde gizlidir ve bütün kalpler İlahi Varlık tarafından aydınlatılır. Guruların inayetiyle bilinir. Tanrının enkarnasyonları yoktur, bu yüzden de Hindu tanrıları Krişna ve Şiva varlıklar olarak kabul edilir.

Nam’ın, nitelikleri olan bir tanrı oluşunun yanı sıra aşkınlığı da vurgulanır. Tanrıyı betimlemek için birçok isim kullanılır, ancak bu onun tanımlanabilir olduğu anlamına gelmez: “Senin isimlerin sayısızdır, ey Rab, onların sonunu bilmem, ancak ben bir şeyden eminim ki, senin gibisi yoktur”. Sih guruları, Müslümanlar, Hindular ve yoga uygulayıcıları arasında yaygın olan Tanrı isimlerinin birçoğunu kullanırlar. Ancak bunlardan Guru Nanak tarafından tercih edilen Sat Nam (Ebedi Gerçek) ismidir ve Sihler arasında en popüler olan ise Waheguru’dır (Mükemmel Rab).

Sihler de karma inancını esas alırlar ve insanların iyi işlerinin onların manevi gelişimine yardımcı olacağını, başka şekilde daha fazla ilerleyemeyeceğini kabul ederler. Karma hem ilerletici hem de geriletici olarak faaliyet gösterir. Yani eylemlerine göre onun varlığını ve çevresini değiştirir. Bu da, iyi amellerin daha iyi bir ailede kötü amellerin ise onun daha düşük hayvanlar ya da kuşlar seviyesinde yeniden doğması anlamına gelir. Yeniden doğum ve ölüm döngüsü, bizatihi Tanrı’nın kendisi tarafından sona erdirilir. Kendisinin sınırlarını ve noksanlıklarını bilen ve bu yüzden de uyanmış olan kimse inayet için Tanrıya döner. İnsan tanrıyla olan bağını ona övgüler söyleyerek ve iyi ameller takdim ederek güçlendirir.

Ölüm insan için bir son olmayıp onun manevi gelişimi ve Tanrıyla nihai birleşimindeki bir safha olarak kabul edilir. Hayatın sonunda insan birikmiş eylemlerine göre yargılanır ve gelecek hayatı ona uygun olarak belirlenir. Ya edebi huzura geçer ya da davranışlarını geliştirmesi için yeni bir doğum döngüsü bahşedilir. Geçici cennet ve cehennem bölgeleri yoktur; onlar bu dünyadaki hayat şartları olarak kabul edilirler.

Kurtuluş, tanrı gibi olmaktır ve bu aynı zamanda Sihizm’in ideal insanıdır. Tanrı ile uyumlu bir hayat, kurtuluştur. İnsanın kendisini bu dünyada tam olarak gerçekleştirmesi olmamış bir şey değildir, ancak bunun için gayret sarf etmesi gerekir. Tanrının sürekli olarak anılması, onun inayetinin ve kurtuluşun yolunu hazırlar. Bunları gerçekleştiren Tanrı hakkında tam bir bilince sahip olur bu da onun Tanrı’yı tam olarak idrak etmesiyle sonuçlanır. Bu hale ulaşan kişilere jivan mukti, yaşarken kurtulmuş kişi denir. O aynı zamanda bir Brahm Gyani, yani Tanrının bilgisine sahip olan kişidir. O artık karma yasasına tabii değildir ve başkalarına maneviyat yolunda liderlik eder.

Bütün varlıkların bu mertebeye ulaşmasını kabul ettiğinden kadın erkek ya da sosyal statü ayırımı yapmaz. Her sınıftan ve inançtan insan onların mabetlerine gelebilir ve sahip oldukları imkânlardan yararlanabilir. Ayrıca, kurtuluşu gerçekleştirmek için dünyayı terk etmek bir kural değildir. Bu yüzden de sih panthı (sih cemaati/toplumu) içinde herhangi bir ayırım söz konusu değildir.

Hinduizm’deki gibi manevi rehber ve öğretmen anlamında ve bu özelliğe sahip olduğu düşünülen herkes için kullanılan guru sıfatı Sihizm’de yalnızca on Guru için kullanılır. Sih gurularının rolü, geleneksel Hindu gurularından kısmen farklıdır. Hinduizm’de gurular mevcut kutsal metin temelinde olmak üzere insanlara tanrı bilgisini aktarırken Sih guruları hakikatin yani Tanrı bilgisinin vahyedicileri olarak faaliyet gösterirler. Dahası gurular kendilerini Tanrının tezahürü; tanrının sözlerini aktardıkları elçiler olarak görürler.

İBADETLERİ

Sih ibadetinin merkezini Guru Granth Sahib oluşturur. Sih ibadeti onun huzurunda yapılır. İbadet ondan, ilahilerin toplu olarak söylenmesi ve kutsal kabul edilen kitapların okunması yorumlanmasından ibarettir. İlahilerin söylenmesi müzisyenler tarafından icra edilirken, kutsal metin okuma ve yorumu ise cemaat üyeleri tarafından yapılır.

Kutsal gün anlayışı olmayan Sihlerde herhangi bir günde bir defa yapılabilecek olan cemaatle ibadet, gurdwara (guruların kapısı, ya da guruların ikametgâhı) olarak adlandırılan mabetlerde icra edilir. Ancak bu isim, aynı zamanda içinde kutsal metnin bir nüshasının bulunduğu evin bir odası için de kullanılabilir. Mabetlerdeki ibadette belli bir sıra vardır: Granth’ın açılması, müzik, kutsal metnin yorumlanması, vaaz, Guru Amar Das’ın “İsme Sevinç Şarkısı”nin söylenmesi, bir dua edilmesi, Granth’tan bir paragraf okunması, tereyağı, şeker ve undan yapılmış olan bir komünyon yiyeceğinin dağıtılması. Komünyon yiyeceğinin alınmasından sonra cemaat dağılır.

Bir Sihten, evinde Guru Granth Sahib’in bulunduğu bir odanın olması ve her gün ondan belli bir parçayı okuması ve bunu her akşam yapması beklenir. Kutsal metnin okunması son sayfanın üstündeki paragrafla başlar. Tehlike anlarında kutsal metnin tamamı okunabilir.

Haftalık ibadet yoktur. Ancak insanlar tek tek ya da aile olarak herhangi bir günde gurdwaraları ziyaret edebilir. Bir takdime sunar ve okunan Guru Granth Sahibi dinler. Ana mabet olan Amritsar’daki Altın Mabet’te günlük kutsal metin okumaları şafaktan önce başlar ve gün batımından sonrasına kadar devam eder.

Guru Gobind Singh, Moğollar tarafından öldürülen babasının intikamını almak ve dış baskılara karşı koymak maksadıyla sihler içinde seçkin bir savaşçı azizler tarikatı kurdu. Arapça hâlis=saf kelimesinden türeyen khalsa diye adlandırılan bu gruba, amrit sanskar (pahul) denen bir törenle girilir. Girmek isteyen adayın ve beş iyi sihin hazır bulunduğu bir mecliste, iki ağızlı bir hançerle karıştırılmış olan şekerli su (amrit) adayın saçlarına, vücuduna serpilir ve ondan içirilir. Sih adabı (raht) açıklanır. Bu içecek adayı bir aslana döndürdüğü, onu bir savaşçı haline getirdiği için nektar olarak da adlandırılır. Bu törenden sonra aday, khalsanın bir üyesi olur ve isminin sonuna singh (aslan) lakabı eklenir. Khalsanın bir üyesi olduğunun bir göstergesi olarak beş şeyi taşıması gerekir. Bunların her biri “k” ile başladığı için beş ks anlamında kakka olarak adlandırılırlar. Kesh: Kesilmemiş, uzatılmış saçlar; kanga, küçük bir tarak; kacca, dizlere kadar olan beyaz don; kara, çelik bilezik ve kirpan kılıç, bugün hançer. Bunların her birinin sembolik anlamları vardır. Saçların uzatılması, azizliğin doğal görünüşünü; tarak düzeni; beyaz don iffeti: bilezik itidali ve guruya adanmışlığı/bağlılığı, asaleti, gücü ve cesareti sembolize eder (http://www.sikhiwiki.org/index.php/Khalsa)

Sihlerde bütün dinlerde görülen hac, oruç ve kurban gibi ibadetler yoktur. Hac yeri olarak kabul edilmemiş olsa da, Altın Tapınağı ziyaret etmek, Sihlerin hayatında önemli bir yer tutar. Guru Nanak’ın doğum ve ölüm günleri ve diğer bazı gurularla ilgili bu tür günlerle, Sihlerin tarihlerindeki bir takım olayların yıl dönümleri kutsal günler (gurpurb) olarak kabul edilirler. Hinduların da kutladıkları Baisaki ve Divali gibi bayramlar Sihler tarafından da kutlanırlar.

Ölmekte olan insana, Vahe Guru, Vahe Guru (Muhteşem Guru) kelimesini birkaç kez söylemesi teşvik edilir. Mevcut olanlardan biri kutsal metinlerden parçalar okur ve ölüm gerçekleştiğinde de ölü yakınları teskin edici sözlerle ağlamamaya ikna edilmeye çalışılır. Ölü yıkanır ve inancın sembolleri giydirilir, bir tabutla yakma yerine getirilir. Küller ertesi gün toplanır ve yakınlarda bulunan bir nehre ya da akarsuya atılır. Yakmak için gerekli malzemelerin bulunmadığı yerlerde ölülerini gömerler. Mezarların üzerine büyük abidevi binaların yapılması yasaktır.

SİH MEZHEPLERİ

Modern dönemlere kadar iki önemli sih grubu vardı. Kesadhariler ve Sahajdhariler olan bu iki grubun ortaya çıkışı Guru Gobind Singh tarafından khalsanın kuruluşuna kadar geri gider. Bu gruplardan birincisi geçiş törenine tabii olarak khalsaya giren ve dolayısıyla yukarıda zikredilen beş ayırt edici işaretini taşıyanlardır. İkinciler ise, her yönüyle sih inancına sahip ve sih toplumunun bir parçası olarak kabul edilen ancak khalsaya girmemiş dolayısıyla söz konusu beş ayırt edici işareti taşımayanlardır. Bunlar, henüz tam sih olmamış ancak ileride olacak kişiler olarak görülürler.

Modern dönemde ise, hem Arya Samaj’ın hem Hıristiyan misyonerlerin Sihlerden tabiiler kazanma faaliyetleri hem de Sihizm ahlakını düzeltmeye yönelik çabaların bir sonucu olarak reform hareketleri ortaya çıktı. Bunlar kendilerini Sing Sabha gibi organizasyonlarla ifade ettiler. Kahlsa tarafından kurulan okullarda eğitimi teşvik etmek için çok şey yaptılar.

DİĞER DİNLERE BAKIŞLARI

Müslüman sufi Kebir geleneğinden gelen bir kökene sahip olan Sihizm, tek bir hakikat olmakla birlikte insanların ona farklı yollarla ulaşabileceğini; dolayısıyla da Sih olmayanların da kurtuluşa ulaşacağını kabul ederler. Kutsal kitapları Guru Granth Sahib’de Guru Nanak dışındaki kişilerin metinlerinin bulunması da bunun bir işareti olarak kabul edilir.



Yararlanılan Kaynaklar

Aydın, Fuat (200). “Buda’nın Diğer Dinlere Bakışı” Dinleri Tarihle/riyle Okumak, Ensar Yayınları, İstanbul.

Coomaraswamy, Anan K. (2000). Hinduizm ve Budizm, çev. İsmail Taşpınar, Kaknüs Yayınları, İstanbul.

Fowler, Merv. (1999). Buddhism, Beliefs and Practices, Sussex Akademic Press, Brighton-Portland.

Raghavan, Venkatarama. (1974). “Buddhism”, İsma’îl Râgi al Farûqî (ed.), Historical Atlas of the Religions of the World, Macmillan Publishing Co. Inc, New York.

Rosemary Goring (ed). (1992). The Wordsworth Dictionary of Beliefs and Religions, Wordsworth Reference, Herdforthshire.

Klausmaier, Klaus K. (1999), A Short Introduction Buddhism, Oneworld, Oxford.

Parrinder, G. (1961), Worship in the world Religions, Faber and Faber, London.

W. Owen Cole, “Sikhism”, John R. Hinnels, A Handbook of Living Religions, Penguin Books, London 1991, 237-235.

Yılmaz, Hüseyin (2007). Budist Metafiziği, Hece Yayınları, Ankara.

Cousins, L. S. (1991). “Buddhism”, John R. Hinnels (ed.), A Handbook of Living Religions, Penguien Books, London.

Sing, Khuswaran (1974). “Skhism”, İsma’îl Râgi al Farûqî (ed.), Historical Atlas of the Religions of the World, Macmillan Publishing Co. Inc, New York.





Yüklə 315,29 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin